Şimdi Ara

Kapak Edecek Laflar:)) (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
114
Cevap
2
Favori
104.301
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • sss
  • Geçenlerde ayağım burkuldu coğrafya sınıfının önünde beliyorum öğretmen gelsin diye bir aradaş hamilelere ve sakatlara yer verin dedi bende sana neden yer vermediler dedim
  • 1 tane daha :

    Seni döverdim ama dua et hayvanları koruma derneğindeyim
  • Çıktım taşın üstüne aştım bacaklarımı altımdan geçen (herhangi bir isim) yesin Ta...ş......k..larımı :D kop kop zaaaaa
  • Sair Esref'le ilgili 2 anı...

    Sair Esref'in kafasi esmiş gece cıkmıs disariya icki iciyo. Sair Esref'e takık olan 2 kisi bunu gorur ve karakola haber verir. Karakol amiri Esrefe '' Gecenin bi yarisi sokaklarda icki icmenin suc oldugunu bilmiyo musun?! Seni 2 kisi gormus bu yuzden işlem yapmak zorundayim...'' demis. Sair Esref ise '' milyonlarca kisinin gormedigine inanmiyorsunuzda 2 kisinin gordugune mi inaniyorsunuz amir bey'' demis

    Sair Esref yine bi gece kör kütük sarhosken eve dogru gidiyomus ama daha fazla devam edemeyip lamba diregine yaslanmis. Bu sirada yanindan gecmekte olan arkadasi sormus '' Esref hayirdir niye burda duruyorsun gitsene evine?'' Esref cevaplamis '' Evimin gelmesini bekliyorum '' Arkadasi saskinlikla '' Nasil olur Esref sacmalama! '' Esref Tekrar Cevaplamis ''Dünya Dönmüyor mu? Dönuyor Bu Durumda Dunya Donerken Ev Bana Dogru gelecek bende evin icine girecegim... bu kadar basit! ''

    Bu Arada İlk Mesajim Hepimize Hayirli Olsn! :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tembel Yazar


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect

    Kemal Sunal ın inşaatta çalışıp diğer işçilerle maaşını aldığı an süper.

    Herkes parasını sırayla alıp geçerken köyden şehire yeni gelen şabana sıra gelir ve ona az maaş verilir. Şaban sorar. Bana niye diğerlerinin aldığı maaşın yarısını veriyon? Patron derki, onlar sendikalı. Şaban saf bir edayla, eee bende harranlıyam...


    Kibar Feyzo filmi ve favori sahnelerimden, hala aklıma geldikçe yarılıyorum bende harranlıyam dediğinde suratındaki ifade ve mimikler bir inanılmaz.

  • bende 2 tane söleyim
    1.) Arkadasınız yemekteyken benide yeseydin derse hemen cevabı yapıştırıyoruz ''Benim dinimde domuz eti yemek yok'' diye sonra bozuldun mu diye soruyoruz hayır derse koyimde bozul o zaman diyoruz (buda 2.)
  • pencereden tavuk fırladı vurma çocuğun kafasına aptal olacak dedi
  • hahaha bu gerçekten iiimişş
  • neyzen denilen şahıs Neyzen Tevfik'tir.Mehmet Akif'e maymuna dönmüşsün diyen de odur.Hayatında cevap veremediği tek kapak ta buymuş bu arada.
  • 1950'lerin başında bir gece beyoğlu meyhanelerinden birine, elinde bir ney muhafazası taşıyan, 25-30 yaşlarında,iyi giyimli bir genç girer.
    şöyle bir etrafı kolaçan ettikten sonra, boş bulduğu bir masaya ilişip, havalı bir el hareketi ile garsonu çağırır;

    -şişşşt, bakar mısın buraya.

    garson seyirtir hemen masaya doğru;

    -buyrun beyim?

    -bir fahrettin kerim bana. biraz buz,az da badem.

    fahrettin kerim,o zamanların istanbul valisinin adı ile anılan minik rakı şişesi.

    büyüklerim bilir, hani "mini mini valimiz,ne olacak halimiz" sözleriyle anılan.

    -başüstüne beyim.

    sipariş gelmeden daha, mekanın sahibi gelir masaya;

    -delikanlı, bakar mısınız?

    delikanlı afili bir bakış atar;

    -buyurun?

    -o masadan kalkmanızı rica edecektim,şu arkadaki masaya alsak sizi.

    -ne münasebet efendim, boştu masa ben geldiğimde.

    -üstadın masasıdır bu,buraya gelen herkes bilir, kimse oturmaz!

    -ne üstadı imiş bu?

    patronun gözü masadaki neye ilişir ve gözüyle işaret eder;

    -üstad neyzen tevfik, tanıyor olmalısınız.

    -ben benden başka üstad tanımam, benim üstad diyeceğim adam bu aleti benden iyi üflemeli...

    patron sinirlenmeye başlar,iki de fedai hareketlenir masaya doğru.

    tam o sırada,az önce meyhaneye girip tartışanların haberi olmadan duruma şahit olan neyzen tevfik el eder patrona"bırak kalsın" anlamında.ne de olsa son demleridir artık hayatının, durulmuştur artık gençlik ateşi. yavaşça ilişir arkadaki boş masaya,bir fahrettin kerim de o söyler,az da badem.
    delikanlı ikinci şişeyi de bitirdikten sonra, neyi çıkartır muhafazasından, dudaklarına götürür.

    patron artık dayanamaz acele seyirtir masaya;

    -delikanlı ayıp yahu, üstadın yanında.. herşeyin bir edebi, usulü var yahu!

    arka masadan kısık bir ses duyulur;

    -şşşşt bırak efendi, tamamdır.

    patron üstada hürmetten, geri geri çekilir karanlığa doğru, delikanlı başlar bir taksim üflemeye. herkes bırakır çatalı, bıçağı,kadehi;kulak kesilir. ustadır delikanlı hakikaten. ustadır da,çok tizden girmiştir,hem caka satma merakı,hem de içkinin tesiri ile. tıkanır kalır..

    tam fısıltılar başlamışken, ilahî bir ney sesi duyulur üstadın masasından, delikanlının çıkamadığı perdeden almış, devam etmektedir. şaşırır delikanlı,hem zordur o perdeye çıkmak,hem de alıcı gözle baktığı halde,ney görememiştir üstadın elinde o ana kadar.

    arkasına döner... bakar... gördüğü yeter ona..
    alelacele, kıpkırmızı bir suratla.. çeker gider.

    üstadın elinde ney değil, boş bir fahrettin kerim şişesi vardır,ona üflemektedir ney yerine."
  • quote:

    Orijinalden alıntı: This_is_Heavy

    1950'lerin başında bir gece beyoğlu meyhanelerinden birine, elinde bir ney muhafazası taşıyan, 25-30 yaşlarında,iyi giyimli bir genç girer.
    şöyle bir etrafı kolaçan ettikten sonra, boş bulduğu bir masaya ilişip, havalı bir el hareketi ile garsonu çağırır;

    -şişşşt, bakar mısın buraya.

    garson seyirtir hemen masaya doğru;

    -buyrun beyim?

    -bir fahrettin kerim bana. biraz buz,az da badem.

    fahrettin kerim,o zamanların istanbul valisinin adı ile anılan minik rakı şişesi.

    büyüklerim bilir, hani "mini mini valimiz,ne olacak halimiz" sözleriyle anılan.

    -başüstüne beyim.

    sipariş gelmeden daha, mekanın sahibi gelir masaya;

    -delikanlı, bakar mısınız?

    delikanlı afili bir bakış atar;

    -buyurun?

    -o masadan kalkmanızı rica edecektim,şu arkadaki masaya alsak sizi.

    -ne münasebet efendim, boştu masa ben geldiğimde.

    -üstadın masasıdır bu,buraya gelen herkes bilir, kimse oturmaz!

    -ne üstadı imiş bu?

    patronun gözü masadaki neye ilişir ve gözüyle işaret eder;

    -üstad neyzen tevfik, tanıyor olmalısınız.

    -ben benden başka üstad tanımam, benim üstad diyeceğim adam bu aleti benden iyi üflemeli...

    patron sinirlenmeye başlar,iki de fedai hareketlenir masaya doğru.

    tam o sırada,az önce meyhaneye girip tartışanların haberi olmadan duruma şahit olan neyzen tevfik el eder patrona"bırak kalsın" anlamında.ne de olsa son demleridir artık hayatının, durulmuştur artık gençlik ateşi. yavaşça ilişir arkadaki boş masaya,bir fahrettin kerim de o söyler,az da badem.
    delikanlı ikinci şişeyi de bitirdikten sonra, neyi çıkartır muhafazasından, dudaklarına götürür.

    patron artık dayanamaz acele seyirtir masaya;

    -delikanlı ayıp yahu, üstadın yanında.. herşeyin bir edebi, usulü var yahu!

    arka masadan kısık bir ses duyulur;

    -şşşşt bırak efendi, tamamdır.

    patron üstada hürmetten, geri geri çekilir karanlığa doğru, delikanlı başlar bir taksim üflemeye. herkes bırakır çatalı, bıçağı,kadehi;kulak kesilir. ustadır delikanlı hakikaten. ustadır da,çok tizden girmiştir,hem caka satma merakı,hem de içkinin tesiri ile. tıkanır kalır..

    tam fısıltılar başlamışken, ilahî bir ney sesi duyulur üstadın masasından, delikanlının çıkamadığı perdeden almış, devam etmektedir. şaşırır delikanlı,hem zordur o perdeye çıkmak,hem de alıcı gözle baktığı halde,ney görememiştir üstadın elinde o ana kadar.

    arkasına döner... bakar... gördüğü yeter ona..
    alelacele, kıpkırmızı bir suratla.. çeker gider.

    üstadın elinde ney değil, boş bir fahrettin kerim şişesi vardır,ona üflemektedir ney yerine."

  • quote:

    Orijinalden alıntı: qfb

    şahandan bişi de ben yazıyım


    -espriler biraz soğuk galiba
    -üşüdüysen arkana kalın bişeyler veriyim

    haha :D
  • çaylar geldi abiler
  • Arkadasim bana sinirlenince aramizda gecen dialog.
    - oglum bigun elimde kalacaksin.
    - elinde neyin kalacagini gayet iyi biliyorum.
    Ortamda bir sessizlik ve sert kahkahalar
  • xD xD bunlar spr yaaa
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cureshot88

    Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: " Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz ! " Öğrenci: " O zaman ben uçtum..." Profesör cevaba cok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavı başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. Profesör öğrenciye: “ Sana son bir soru soracağım “ demiş; “ Yolda yürürken iki çuval bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın? Öğrenci: " Para olan çuvalı seçerdim..." Profesör: " Ben akıl olan çuvalı seçerdim..." Öğrenci: " Normal ! Kimde ne eksikse onu seçer...” Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin sınav kağıdında not yerine " Öküz " yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : " Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz." Demiş.



    :D:D hocam iyi güzel yazmışsında diplomayı eline almadan ben bunu yapıcak öğrenci tanımıyorm
  • quote:

    Orijinalden alıntı: This_is_Heavy

    1950'lerin başında bir gece beyoğlu meyhanelerinden birine, elinde bir ney muhafazası taşıyan, 25-30 yaşlarında,iyi giyimli bir genç girer.
    şöyle bir etrafı kolaçan ettikten sonra, boş bulduğu bir masaya ilişip, havalı bir el hareketi ile garsonu çağırır;

    -şişşşt, bakar mısın buraya.

    garson seyirtir hemen masaya doğru;

    -buyrun beyim?

    -bir fahrettin kerim bana. biraz buz,az da badem.

    fahrettin kerim,o zamanların istanbul valisinin adı ile anılan minik rakı şişesi.

    büyüklerim bilir, hani "mini mini valimiz,ne olacak halimiz" sözleriyle anılan.

    -başüstüne beyim.

    sipariş gelmeden daha, mekanın sahibi gelir masaya;

    -delikanlı, bakar mısınız?

    delikanlı afili bir bakış atar;

    -buyurun?

    -o masadan kalkmanızı rica edecektim,şu arkadaki masaya alsak sizi.

    -ne münasebet efendim, boştu masa ben geldiğimde.

    -üstadın masasıdır bu,buraya gelen herkes bilir, kimse oturmaz!

    -ne üstadı imiş bu?

    patronun gözü masadaki neye ilişir ve gözüyle işaret eder;

    -üstad neyzen tevfik, tanıyor olmalısınız.

    -ben benden başka üstad tanımam, benim üstad diyeceğim adam bu aleti benden iyi üflemeli...

    patron sinirlenmeye başlar,iki de fedai hareketlenir masaya doğru.

    tam o sırada,az önce meyhaneye girip tartışanların haberi olmadan duruma şahit olan neyzen tevfik el eder patrona"bırak kalsın" anlamında.ne de olsa son demleridir artık hayatının, durulmuştur artık gençlik ateşi. yavaşça ilişir arkadaki boş masaya,bir fahrettin kerim de o söyler,az da badem.
    delikanlı ikinci şişeyi de bitirdikten sonra, neyi çıkartır muhafazasından, dudaklarına götürür.

    patron artık dayanamaz acele seyirtir masaya;

    -delikanlı ayıp yahu, üstadın yanında.. herşeyin bir edebi, usulü var yahu!

    arka masadan kısık bir ses duyulur;

    -şşşşt bırak efendi, tamamdır.

    patron üstada hürmetten, geri geri çekilir karanlığa doğru, delikanlı başlar bir taksim üflemeye. herkes bırakır çatalı, bıçağı,kadehi;kulak kesilir. ustadır delikanlı hakikaten. ustadır da,çok tizden girmiştir,hem caka satma merakı,hem de içkinin tesiri ile. tıkanır kalır..

    tam fısıltılar başlamışken, ilahî bir ney sesi duyulur üstadın masasından, delikanlının çıkamadığı perdeden almış, devam etmektedir. şaşırır delikanlı,hem zordur o perdeye çıkmak,hem de alıcı gözle baktığı halde,ney görememiştir üstadın elinde o ana kadar.

    arkasına döner... bakar... gördüğü yeter ona..
    alelacele, kıpkırmızı bir suratla.. çeker gider.

    üstadın elinde ney değil, boş bir fahrettin kerim şişesi vardır,ona üflemektedir ney yerine."


  • quote:

    Orijinalden alıntı: cureshot88

    Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: " Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz ! " Öğrenci: " O zaman ben uçtum..." Profesör cevaba cok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavı başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. Profesör öğrenciye: “ Sana son bir soru soracağım “ demiş; “ Yolda yürürken iki çuval bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın? Öğrenci: " Para olan çuvalı seçerdim..." Profesör: " Ben akıl olan çuvalı seçerdim..." Öğrenci: " Normal ! Kimde ne eksikse onu seçer...” Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin sınav kağıdında not yerine " Öküz " yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : " Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz." Demiş.

    mükemmel
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.