Şimdi Ara

Kendi Çapımda Düşündüğüm Türkiye Kalkınma Hareketi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
184
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kendi çapımda yazdığım düzenlenmesi gereken veya iyileştirilmesi gereken sorunlar, çözüm önerileri. Hiçbir siyasi görüş göstermeden ülke yararına yazılmış maddelerdir. Görüşlerinizi almak isterim ekleme çıkarma veya şu olur bu olmaz tarzında.


    TÜRKİYE KALKINMA HAREKETİ

     

    ·      Andımız Geri Getirilecek

    ·      Eğitim müfredatı yalınlaştırılacak, eğitimde uygulama ve sorgulatıcı, deneysel tecrübeye dayalı modele geçilecek

    ·      Lise devam zorunluluğu kaldırılacak

    ·      Meslek liseleri nitelikleştirilecek, doğrudan alanında uzman ara elemanları yetiştirecek

    ·      Milli sporcularımıza ekonomik kaygı yaşatılmayacak, gerekli kriterleri karşılayan sporcularımıza asgari ücretin 1,5 katı maaş bağlanacak. Belirli periyotlarla durum kontrolleri yapılacak, madalya ve ödül kazanan sporcular prim, sigorta günlerinde başarılarına oranla yıl ve tazminat kazanma hakkı

    ·      Meclise girmek zorlaştırılacak, alanında uzman ve Türkiye uğrunda iyi işlere imza atabilecek kişiler getirilecek.

    ·      Genelkurmay Başkanlığı siyasetten ayrılacak, ordunun başına tam yetkiyle getirilecek

    ·      Diyanet işleri siyasetten ayrılacak, dini kullanılması engellenecek, dini yurtlara katı denetlemeler getirilecek.

    ·      Öğrencilere başarı bursu ve iş imkânı sunulacak.

    ·      Gereksiz bölümler ve üniversiteler derhal kapatılacak, eğitim kalitesi artacak araştırma görevlisi olma şartlarında regülasyonlara gidilerek torpilin önüne geçilecek, akademisyenlere maaş desteği ve araştırma destekleri sunulacak

    ·      Üniversite sınavlarında alanlara göre puan alma sistemi geri getirilecek.

    ·      İyi derecede sanat becerisi olan vatandaşlarımız gelecek kaygısı çekmeden sanatlarını icra edebilecekler. Zira sanatsız ülke bir hiçtir.

    ·      Ülkenin belirlenen bir noktasına değerli ve milli mimarilerimize uygun turist potansiyeli yüksek bir inşa yapılacak (Eiffel Kulesi gibi.)

    ·      Dil öğretmede regülasyonlara gidilecek yıllarca dil eğitimi alan öğrencilerimizin neden yeterli seviyeye gelemedikleri derin bir şekilde araştırılacak

    ·      Türk Eğitim Kurumu kurulacak, Türk halkına uygun eğitim sisteminin temelleri atılacak, bu eğitim sisteminin değiştirilmesi zorlaştırılacak ve anlık bir değişim değil, kademeli bir şekilde alttan gelen nesillerde uygulanmaya başlanacak.

    ·      Ders sayıları 6’ya indirilecek.

    ·      Okul içerisinde kapalı spor salonu, yüzme futbol basketbol gibi sahaları tam teşekküllü hale getirilecek. Her öğrencinin bir branşa yönelmesi sağlanacak bu branş fiziki olmasa da müzik, resim, satranç gibi dallardan birinde yetiştirilmelidir.

    ·      Adalet sistemi düzeltilmeli, dava süreleri aşağı çekilmelidir. Basit ceza tarzı davalar Amerikan sistemi tarzı yargıçlarla karara tabii olmalı hızlı bir sonuç alınmalıdır. Ayrıca vatandaşın kendini savunmaya hakkı olmalı ve yargıcın kendi inisiyatif hakkı da bulunmalıdır.

    ·      Tüm yargıçların devlet bürokrasisi baskısından kurtarılması gerekir.

    ·      Her türlü sınavda bir şekilde torpili en aza indirmek şarttır. Halkın devlete olan güveni elzemdir.

    ·      Milli Savunma Üniversitesi rektörü askeri kökenli olacak

    ·      Askeri liseler açılacak, askeri kültürü kazanmış profesyonel Türk Subaylar yetiştirilecek.

    ·      Zararlı olabilecek dini cemiyetler kapatılacak, dinde özgürlük esas olacak her birey kendi dinini rahat bir şekilde yaşayabilecek.

    ·      Okullardaki kültür gezileri devlet destekli olacak, okullar arası öğrenci kültür tanıtımları sağlanması amacıyla yazları öğrenciler istek dahilinde yaptıkları başvurularla bir bölgeden okul yurduna yerleştirilerek burada yaz kampına katılacak, kendi branşıyla ilgili daha detaylı bilgi alacağı gibi bölge yöresiyle tanıştırılması sağlanacak, öğrenci farklı kültürle tanışacak ve ailesinden uzakta olmanın ne anlama geldiğini anlayacak. Ayrıca tarih ve coğrafya bilgisi gelişmiş olacak.

    ·      Devlet gerekirse halktan bağış toplayacak, bu bağışlarla katkı değeri yüksek ürünler üreten fabrikalar kurulacak. Yardımda bulunan vatandaşlara vefa borcu devlet tarafından unutulmayacak, ürünleri indirimli alması gibi öncelikler tanınacak.

    ·      Düşünce özgürlüğünün ince çizgisi adalet terazisinde belirlenecek siyasilerin adaleti yönlendirici tabirlerde bulunması suç sayılacak.

    ·      Belirli suç teşkili gerçekleştiği takdirde askeri personel, hâkim, doktor, siyasi dahil hiçbir meslek fark etmeksizin yargılanabilecek. Yargıda şeffaflık hâkim olacak.

    ·      Aile içi şiddet ve taciz gibi zorbalıklara katı cezalar getirilecek.

    ·      Mahkûm zanaat yetiştirme okulları açılacak mahkumlar da ekonomiye katkıda bulunacak.

    ·      Sokak köpekleri sorununa çözüm bulunacak, gerekirse gelecekte daha kötü sonuçlarla karşılaşmamak için ötanazi uygulanmak durumunda kalacak.

    ·      Hayvan polisi teşkilatı kurulacak, hayvanların kayıtlı olması sağlanacak, hayvanlara kötü davrananlar sert bir şekilde yargılanacak.

    ·      Polis teşkilatının telsiz ve kamera kullanması yaygınlaştırılacak, yetkileri arttırılacağı gibi kontrolleri de sıkılaştırılacak, muvazzaf müdafaa personelleri gerekli fiziki koşulları sağlamak durumunda olacak.

    ·      Ekonomide kalkınma ve reform sağlandıktan sonra kimsenin yoksulluk sınırında maaş almaması sağlanacak, devletin yaptığı yardımlar ise açlık sınırının üzerinde olacak.

    ·      Trafik cezalarında regülasyonlara gidilecek, asgari ceza limitinin yanı sıra malvarlığıyla orantılı ceza sistemine geçiş yapılacak. Zengin bir kimsenin kuralları çiğnemesine göz yumulmayacak belirli sayıda trafik cezasına çarptırılan vatandaşlar geri döndürülemez bir şekilde suçlarıyla orantılı hapis cezasına çarptırılacak.

    ·      Trafikte risk teşkil edecek seviyeye gelmiş araçlar vatandaşları mağdur etmeden trafikten kaldırılacak, hurdalığa ayrılacak.

    ·      Sınırlar problemi çözülecek vatandaşlık almak zorlaştırılacak, pasaport gücüne önem verilecek.

    ·      Formula 1, Eurovision gibi dünya kültürü olan sporlara, etkinliklere tam destek verilecek.

    ·      Üniversite rektörleri özerkleştirilecek, seçim hakkı okula bırakılacak zaten adalet sistemi güçlü olduğu için zararlı bir oluşum içine giren okullara cezayı hukuk verecektir.









  • Bu önerilerin pek çoğunun kalkınma ile ilgisini kuramadım?

  • Öncelikle böyle çok kapsamlı bir konu hakkında bir yazı yazmak için maksimum ultra mega bir kapsamda disiplinlerarası bilimlere hakim olmak gerekir. konu burada ülke doktrini yazmak olmalı; orta 2 kompozisyonu değil bu biraz tuz biraz kekikle ortaya bir şey serpiştirir gibi. ciddi bir konu. öyle ki, 100 sene sonra ayakta kalabilmeli yazılacak bir doktrinle ülke.

  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt

    Tamamını, dikkatli bir şekilde okumadım ama sanıyorum ki pek çoğu Mahfi Eğilmez ve Mehmet Şimşek gibilerince sürekli dillendirilen yapısal reformlarla alakalı. Doğrudan yabancı sermaye için bu maddelerden bazılarının kritik önem arz ettiğini iddia ediyorlar.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-A0041A01F -- 25 Ekim 2023; 1:12:19 >
  • Çoğunun doğrudan ekonomiyle bir ilgisi yok. Sadece medeni ve kalkınmış ülkelerde görülen kurumlar ve kurumsal yapılanma örneklerini ekonomik kalkınma şartları arasında saymış, oysa onlar kalkınıp geliştikten sonra kendiliğinden ortaya çıkan kurumlar ve yapılanmalar. Arkadaş sanırım neden-sonuç ilişkisini ters kurmuş. Kalkınmış ve medeni ülkeler o kurumları ve düzenlemeleri yaparak kalkınmadılar; kalkındıktan, toplumun eğitim düzeyi ve refahı arttıktan sonra o kurumlar, yapılanmalar ve düzenlemeler ortaya çıktı.


    Arkadaş örneğin hayvan polisi teşkilatının kurulmasını kalkınma için gerekli saymış, ki ben de hararetle hayvan polisinin olmasını ve hayvanlara eziyetin son bulmasını isteyenlerdenim ama bu teşkilat kalkınmanın nedeni, şartlarından biri ya da itici gücü olamaz; olsa olsa kalkınmanın ve refah artışının sonucu olarak ortaya çıkan daha medeni bir toplumun yarattığı medeniyet kurumlarından biri olabilir, yoksa hayvan polisimiz var diye ne teknolojide ne bilimde atılım yapabiliriz, ne de milli gelirimiz artar.





  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt

    Ben de bunlara pek çok noktada katılmasam da, Mahfi Eğilmez gibi iktisatçılar bunun tam tersini düşünüyorlar. Mahfi Eğilmez Ekonomide Yapısal Reformlar isimli yazısında şunları söylüyor:



    Alıntı

    metni:
    Yapısal reform, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir. Ekonomi dışındaki alanlardan yapısal reforma ihtiyaç duyulanların bir bölümünü sıralayıp geçeyim: (1) Yargının, siyasetin etkisinden tümüyle uzaklaştırılarak tam anlamıyla bağımsız hale getirilmesi. (2) Eğitimin ezber yönteminden çıkarılarak analitik düşünme çerçevesine oturtulması. (3) Azınlıkta kalanların haklarını koruyan gerçek demokrasinin yerleştirilmesi. (4) Düşünce özgürlüğünün oturtulması. (5) Basın özgürlüğünün tümüyle geçerli kılınması. (6) İnsan haklarının yükseltilmesi. (7) Hayvan haklarının en üst düzeyde korunması. (8) Çevrenin korunması. (9) Sporda kalitenin artırılması. (10) Siyaseten temsilin en az oy hakkını da kapsayacak biçimde sağlanması. (11) Üniversitelerin gerçek anlamda bilimsel ve idari özerkliğe kavuşturulması. Bunlara daha pek çok ekleme yapılabilir.



    Mahfi Eğilmez'e göre doğrudan ekonomiyle ilişkili olmayan olguların dolaylı olarak ekonomiyle ilişkili olmadığını söyleyemeyiz. Mahfi Eğilmez hayvan polis teşkilatının kurulması vb. reformlarının ülkenin imajını olumlu yönde etkileyeceğini, dolayısıyla doğrudan yabancı sermaye girişinin artacağını iddia edebilir. Bunun yanında hayvanlara özel doğal koruma alanlarının oluşturulması ekoturizmi de canlandırabilir. Hayvan refahını gözeten markalar yaratmak hayvan refahını gözeten ürünlere yönelik talebin Türkiye'den karşılanmasını sağlayabilir. Son madde maliyetleri arttırıp tersi yönde bir gerekçe olarak da sunulabilir fakat Mahfi Eğilmez gibilerinin tezi geleceğe yöneliktir. Temel savları sosyal yapısal reformların doğrudan yabancı sermaye girişinin etkileneceği tezidir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-A0041A01F -- 25 Ekim 2023; 22:8:14 >




  • Bunu biliyorum ama Çin örneği bu tezi çürütüyor. Dünyanın en anti-demokratik ülkelerinden olan Çin zamanında ve şimdi hala dünyada en çok yabancı yatırım alan ülkelerin başında geliyor. Hayvan hakları şöyle dursun, köpek eti yiyorlar ve köpeğin kollarını kırıp bağlayarak işkence ediyorlar öldürmeden önce ama buna rağmen Tesla'sından VW'genine batılı firmalar yatırım için sıraya giriyor.


    Polonya, Macaristan gibi ülkeler de pek demokratik sayılmazlar ama bizden kat kat fazla yatırım alıyorlar. Keza Vietnam da dünyanın en demokratik ülkesi değil ama son yılların en çok yatırım alan ülkelerinden. Ya da Mısır'ı ele alalım... Mısır son yıllarda bizden daha çok yabancı sermaye çekiyor. Oysa Mısır Sisi tarafından diktatörlükle yönetiliyor, bizde ise seçim var.


    Maalesef bu tez çok sağlam temeller üzerinde durmuyor görünüyor. Bir kapitalistin hayvan hakları şöyle dursun, insan haklarını bile çok önemseyeceğini düşünmüyorum. Bir ülkeye yatırım yapmayı düşünen bir kapitalistin tek düşüneceği şey yatırımını garantiye almaktır. İşte bunun için güvenilir bir hukuk sistemi ister, yasa devleti ister. Demokrasiyi çok ister mi emin değilim. Grev istemez örneğin. Ben Çin'de grev olduğunu duymadım bugüne kadar.


    Ama her kapitalist yatırım yaptığı ülkede - eğer yaptığı yatırım ülkeye dönükse (mesela Coca Cola vb.) -tüketimin artmasını ister ve haliyle refahın da artmasını ister. Yetmez iyi eğitilmiş işgücü ister ve bunun için de iyi bir eğitim sistemi teşvik edici olabilir.


    Ben yatırımcıların (soğuk ve sıcak diye ayırmak gerek aslında) asıl aradığı şeyin demokrasiden çok öngörülebilirlik olduğunu düşünüyorum. O yüzden Komünist partili Çin en çok yatırımı alıyor ya da diktatör Sisi'li Mısır seçimle gelen başkanca yönetilen Türkiye'den daha çok yatırım alıyor. Çünkü Sisi günden güne değişmeyen stabil politikalar ve yönetim tarzı izliyor, Çin'in inanılmaz stabil yönetimi ve yasa devleti son derece öngörülebilir ama RTE'yi öngörmek pek mümkün değil. Bir gün yerimiz AB diyor, ertesi gün AB'ye haçlılar diyor. Böyle bir yönetime elbette çoğu yatırımcı güvenmeyecektir, demokrasi olsun olmasın. Ayrıca öngörülebilirlik ölçütünün içinde rejimin kısa ve orta vadede değişmeyeceği inancı da var.


    Mahfi hoca ve benzerlerinin asıl söylemek istediğinin şu olduğunu düşünüyorum: Demokratik olmayan ülkelere göre demokratik ülkelerin yabancı yatırım çekme potansiyeli daha yüksektir. Söylenmek istenen buysa, katılırım elbette ama kalkınma için bunları gerek şart sayıyorlarsa maalesef pek katıldığımı söyleyemem.


    Öte yandan gelişmiş ülkelerde hayvan polisi gibi medeni kurumlar o ülkeler geliştikten sonra ortaya çıktı, gelişmeden önce değil. 1800'lerin Amerikasında bırakın hayvan haklarını, insan hakları bile yoktu.


    Sanırım meramımı anlatabildim diye düşünüyorum.


    Son olarak, arkadaşın kalkınma için şart saydığı tüm kurumları ben de istiyoerum ama kalkınma için değil, medeni bir ülkede yaşamak için. Kalkınmaya da karşı değilim ama önceliğim medeniyet.


    Edit: Ekleme




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 26 Ekim 2023; 16:17:29 >




  • En başta Mahfi Eğilmez'e katılmadığımı tekrarlayayım, bu konuda yanlış anlaşılmak istemiyorum. Konuda bahsi geçen savların neye dayandığını açmak amacıyla karşıt tezleri aktarıyorum. Mahfi Eğilmez'e göre geçmişi askeri otoriter rejimlerle dolu Güney Kore ve Çin gibi tek partili otoriter kapitalist ülkelerde siyasi rejimler devinim halinde değiller yani rijit yapıdalar. Bu ülkeler politik istikrara sahip oldukları için piyasa ve sermayeye tehlike arz etmiyorlar. Rijit rejimler dünyaya kendini açması ve kabullendirmesi halinde serbest piyasa nazarında benimsenmiş olurlar. Mahfi Eğilmez demokratik olmanın önemini reddetmemekle birlikte siyasi istikrarın daha önemli bir koşul olduğunu iddia ediyor.


    Bana göre, demokrasinin doğrudan yabancı sermayeyi çekmek gibi bir işlevi yoktur, bu demokrasinin kompleks ilişkiler bütünlüğünü tetiklemesi ve doğrudan yabancı sermayeyi kısıtlı bir oranda cezbetmesinin ürünüdür. Demokrasinin yabancı doğrudan yabancı sermayeyi çekme başarısı oldukça kısıtlı olduğu gibi sözde "itibarlı" doğasından kaynaklanmaz, "sözde itibar" bir takım ilişkileri canlandırdığı için sermaye üzerinde etki yaratır. Polonya, Macaristan, Mısır ve Vietnam'ın doğrudan yabancı sermaye üzerindeki etkisi de bu ilişkilerin sonucudur. Vietnam için bu Çin'in yolunu takip edebilme kapasitesi ve başarısıdır. Mısır için siyasi istikrarı sağlamayı başarması, gümrüksüz ticaret anlaşmaları ve önemli pazarlara serbest dolaşım hakkına sahip olması gibi nedenlerdir. Macaristan ve Polonya için AB üyesi olması ve diğer AB üyelerine kıyasla ucuz işgücüdür. Dolayısıyla Daron Acemoğlu ve Özgür Demirtaş gibi iktisatçıların Çin'in demokratik bir ülke olmadan kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla değerinin 20 bin doların üzerine çıkamayacağı şeklindeki iddiaları temellendirilmesi çok zor olan, komik iddialardır.


    Çin'in doğrudan yabancı sermayeyi ürkütmeden çekebilmesinin bir nedeni de siyasi istikrara sahip olmasıydı, doğru. Fakat esas nedenler ucuz işgücü, büyük iç pazar, teknoloji transferi, altyapı yatırımları ve lojistik imkanlar, hammadde kapasitesi, yedek ve yan ürünlerin üretim zincirini kurmayı başarması, tedarik hızı ve esnek üretim, vergi indirimleri, gümrük kolaylıkları, kredi kolaylığı, özel ekonomik ve serbest ticaret bölgeleri vb. sayılabilecek çok daha önemli faktörler vardır. Mahfi Eğilmez'in bunlara itiraz edeceğini de düşünmüyorum. Ancak demokrasinin kendi başına bir etkisi olması hususunda ona katılmıyorum.


    Kapitalistler grev istemeyeceklerdir ama Çin'de grevler oldu ve hala çok sayıda grev meydana geliyor. Foxconn Grevi bunlardan biriydi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesinde etkili oldu.


    Son olarak, 1800'lerin siyasi ve ekonomik koşullarını Neo-liberal, küreselleşen bir dünyayla kıyaslamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Ancak hayvan haklarında öncü ve ahlaki önder bir ülke olmanın da doğrudan yabancı sermaye üzerinde dikkate alınacak bir artış yaratmayacağını hatta bir takım yatırımlar yapılmadıkça hiç artış yaratmayacağını düşüyorum.









  • Tamamen katılıyorum, hatta benim söylemek isteyip tam olarak beceremediğimi, "siyasi istikrar " diyerek doğru bir terminolojiyle siz dile getirmişsiniz. Ben "öngörülebilirlik" ve "stabilite" derken büyük ölçüde bunu kast ediyordum. Sermaye, ister finans-kapital olsun, isterse yatırım sermayesi olsun gideceği ülkede demokrasiden çok siyasi ve ekonomik istikrar ve tabii yatırımını koruyacak hukuki (veya siyasi) güvenceler arar. Demokrasi aramasının kapitaliste kayda değer bir katkısı olacağını düşünmüyorum.


    Öte yandan Çin'de grevler olduğunu bilmiyordum, sayenizde öğrendim. Demek ki Çin'i daha yakından takip etmem gerek. Ama yine de burada bir dip not açmak isterim. Belki şimdilerde Çin'de grevler oluyordur ama Çin 30 hatta 40 yıl önce bu yola çıkarken, yaptığı düzenlemeler arasında grev hakkının olduğunu sanmıyorum, belli ki sonradan, Çin geliştikten sonra ortaya çıkmış bir hak teslimi.


    1800'lerin ABD'si belki fazla uca savrulmuş bir örnek gibi görünebilir ancak tespitimi doğrulayan bir örnek olduğu da yadsınamaz. Sonuçta hayvan polislerinin tarihçesi ortada, öyle çok eskiye gitmiyorlar. Böyle medeni kurumlar ancak gelişmesini büyük ölçüde tamamlamış ülkelerde ortaya çıkabilir. Kuşkusuz günümüzde öykünme yoluyla daha az gelişmiş ülkelere ihraç edilmiş örnekleri de bulunabilir ama bunlar istisnadır. Böyle kurumlar henüz tam kalkınmamış ülkeler için lükstür, fırsat maliyeti yüksektir. Kaynakların kıt olduğu bir ekonomide bütçenin bir kısmını daha ivedi yatırımlar yerine hayvan polisine ayırmak toplumda tepki çekecektir diye düşünüyorum. Onun için böyle kurumlar ancak zengin, medeni ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde ortaya çıkabilir.


    Sizinle hemfikirim.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.