Şimdi Ara

kkkkkkkkkk (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
117
Cevap
0
Favori
2.224
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    quote:

    Orijinalden alıntı: Firesworn

    Bilgisayar öğretmenleri RAM 'indiriyor' Tabi devletimiz 'vasıflı' eleman aldığı için işe hiç sorun yok

    bunu anlatsana bi. merak ettim :)

    Bizim okul bölündü edildi falan bizim bilgisayar labaratuvarı ve hocaları eski okulda kaldı.İşte geçen sene yeni hoca geldi ilçenin bilgisayar odasındaki bilgisayarlar bizim okula geldi..bizde odanın önünden geçtik baktık bi kasa yan yatmış neyse işte hocam sorun ne dedik..o da ram az ram indiricem dedi....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Firesworn

    quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    quote:

    Orijinalden alıntı: Firesworn

    Bilgisayar öğretmenleri RAM 'indiriyor' Tabi devletimiz 'vasıflı' eleman aldığı için işe hiç sorun yok

    bunu anlatsana bi. merak ettim :)

    Bizim okul bölündü edildi falan bizim bilgisayar labaratuvarı ve hocaları eski okulda kaldı.İşte geçen sene yeni hoca geldi ilçenin bilgisayar odasındaki bilgisayarlar bizim okula geldi..bizde odanın önünden geçtik baktık bi kasa yan yatmış neyse işte hocam sorun ne dedik..o da ram az ram indiricem dedi....

    bunu konudışına aç bence..müthiş cevaplar alırsın..




  • Türkiye'deki işsizlik rakamına gıptayla bakan avrupalı'nın aklından şüphe etmek gerekir. Öldük bittik denilen 2001 krizinde işsizlik işsizlik oranı %14.5 olmuş, ülke uçtu kaçtı denilen dönemde, 2009 yılında da işsizlik %14 olmuş. Dahası 2001 yılından bu yana işgücüne dahil olmayan insan sayısı 3 milyon artmış, yani 3 milyon kişi iş bulmaktan ümidi kesmiş. İstihdam edilen kişi sayısı da sadece 3 milyon artmış. Yani yılda ancak 300.000 kişilik yeni istihdam sağlanmış. Bu mudur avrupanın gıpta ile baktığı işsizlik değeri? Almanya'da işsizlik %6.8. Devlet işsiz kalana çalıştığı süreye bağlı olarak 6-24 ay arası en güncel gelirinin %60'ı kadar işsizlik ödemesi yapıyor. Daha sonra da kişi ihtiyacı olduğunu kanıtlarsa hem nakit para yardımı yapıyor hemde kira vs. yardımı yapıyor.

    Bizim devlet ise işi olmayan insandan bile sağlık primi alıyor. Fark ortada, gıpta eden varsa gıpta etmesinin altında ki nedenleri açıklasında bizde aydınlanalım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Manyetizma

    Maddi durumu iyi olan ailelerin çoçuğu genelde para kazanma duygusu yok, bu ailenin yetiştirme tarzına bağlı bide. Babam bana 12yaşımdan bu yana yol parası dışında para vermiyor, dediği aynen şu kendi paranı kazandığında bu işler senin olur. Ben bu yıl gazi üniversitesine girebilicek durumda iken, 1yılımı kaybedim daha iyi durumlarda bulunmak için. Bunun karşılıgında dersane paramı kendim ödüyorum ceza olarak. Ben her yıl babama gideri, karı, kendini bu iş kaç yılda karşılıyor, batma çıkma riskleri neler 1dosya dolusu belge ile gitmek zorundayım. Bu iştende yılda bin tl alıyorum. geriye kalan gelirimi ise özel dersler vererek, internetten al sat yaparak, ucuza araba bulup tanıdıklara gösterip komisyon alarak, 3-4aydır direksiyon dersi vererek, yazları mağzalarda çalısarak.


    benim altımda son model arabalar yok, son model telefonlarla dolaşmıyorum, kıyafetlerim lc wakiki, defacto. Benim arkadaşlarım yanımdan e250 cabrio ile geçerken ben metroya biniyorum . Böyle büyütülmem benim alt kesimi görmemi sağladı, bi iş yapılırken nasıl yapılcanı, paranın ne kadar zorlukla kazanıldını ögrendim, ben çalısırken milletin nasıl kaytardınıda bizzat gördüm. Bu yıl üniversite olursa birazda farkım olsun artık, babamın parasını biraz yeme vakti geldi. Gelecekte işler bana kaldığında ise benim işe alım standartım tamamen diploma evet önemli olucak ama max yüzde 30 etkilicek geriye kalan adamın kendisine ne kattığıdır. Hiç bir şirket kendisine zararlı çalısan istemez, sen çalısana x para veriyorsan, çalısanın sana getirisi x+500 tl vs dir, eğer x getirirsen çalısan seni niye çalıstırsınki. Bide baba parası yiyip işi büyütmeyenler sabir kalanlar max 2kuşak sonrasına batar o adamda ağlar. Bide şöyle bir durum var, parayı kazanmak evet önemli ama nasıl harcadığın kazandığındanda önemli.

    Kalifiye iş olarak ne öğrenmiş durumdasınız? Arabalardan komisyon aldınız, mağazalarda tezgartarlık yaptınız, bir sürü iş denmeyecek iş yaptınız. Kendinizi çok görmüş geçirmiş zannediyorsunuz. Ben söyleyeyim en azından amelelik yapmış olsaydınız da kalifiye amele olsaydınız çok daha iyiydi. Para kazanmak için eşeklik etmeyi kendinize normal görüyorsanız, sorun zaten o düşüncede başlıyor. Hak ettiğinizi kazanmak yerine kazanmak istediğiniz kadar çalışmayı normal görüyorsunuz. Bunun için de patron konumunda altınızdakini eziyor, o konuma gelememişseniz de eziliyorsunuz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: Manyetizma

    Maddi durumu iyi olan ailelerin çoçuğu genelde para kazanma duygusu yok, bu ailenin yetiştirme tarzına bağlı bide. Babam bana 12yaşımdan bu yana yol parası dışında para vermiyor, dediği aynen şu kendi paranı kazandığında bu işler senin olur. Ben bu yıl gazi üniversitesine girebilicek durumda iken, 1yılımı kaybedim daha iyi durumlarda bulunmak için. Bunun karşılıgında dersane paramı kendim ödüyorum ceza olarak. Ben her yıl babama gideri, karı, kendini bu iş kaç yılda karşılıyor, batma çıkma riskleri neler 1dosya dolusu belge ile gitmek zorundayım. Bu iştende yılda bin tl alıyorum. geriye kalan gelirimi ise özel dersler vererek, internetten al sat yaparak, ucuza araba bulup tanıdıklara gösterip komisyon alarak, 3-4aydır direksiyon dersi vererek, yazları mağzalarda çalısarak.


    benim altımda son model arabalar yok, son model telefonlarla dolaşmıyorum, kıyafetlerim lc wakiki, defacto. Benim arkadaşlarım yanımdan e250 cabrio ile geçerken ben metroya biniyorum . Böyle büyütülmem benim alt kesimi görmemi sağladı, bi iş yapılırken nasıl yapılcanı, paranın ne kadar zorlukla kazanıldını ögrendim, ben çalısırken milletin nasıl kaytardınıda bizzat gördüm. Bu yıl üniversite olursa birazda farkım olsun artık, babamın parasını biraz yeme vakti geldi. Gelecekte işler bana kaldığında ise benim işe alım standartım tamamen diploma evet önemli olucak ama max yüzde 30 etkilicek geriye kalan adamın kendisine ne kattığıdır. Hiç bir şirket kendisine zararlı çalısan istemez, sen çalısana x para veriyorsan, çalısanın sana getirisi x+500 tl vs dir, eğer x getirirsen çalısan seni niye çalıstırsınki. Bide baba parası yiyip işi büyütmeyenler sabir kalanlar max 2kuşak sonrasına batar o adamda ağlar. Bide şöyle bir durum var, parayı kazanmak evet önemli ama nasıl harcadığın kazandığındanda önemli.

    Kalifiye iş olarak ne öğrenmiş durumdasınız? Arabalardan komisyon aldınız, mağazalarda tezgartarlık yaptınız, bir sürü iş denmeyecek iş yaptınız. Kendinizi çok görmüş geçirmiş zannediyorsunuz. Ben söyleyeyim en azından amelelik yapmış olsaydınız da kalifiye amele olsaydınız çok daha iyiydi. Para kazanmak için eşeklik etmeyi kendinize normal görüyorsanız, sorun zaten o düşüncede başlıyor. Hak ettiğinizi kazanmak yerine kazanmak istediğiniz kadar çalışmayı normal görüyorsunuz. Bunun için de patron konumunda altınızdakini eziyor, o konuma gelememişseniz de eziliyorsunuz.

    Soyle bi durum var ben dogustan sansli dogmusum, allahin istedigi ile patron cocugu dogmusum ve sirkette nasil davranilir, is ahlaki nedir, sirket nasil yonetilir hepsini biliyorum, boyle patron derkende bi yerde dukkan degil, bildigin buyuk bir sirket, ben bunlari lise zamanindayken yaptim. Okurken ailemden gizli yapicagim isleri bu paralarla yaptim. Bu islerden kazandigim para benim giderimi veya ilerideki aile yasanti giderimi karsilayamaz. He bu kazandigim paralar bazi ailelerin ihtiyaclarinida cok rahat kazanir. Ayriyetten daha bi kere calisanlari ezmedim, yeri gelir onlara cayi ben gotururum yasim geregi, isten ayrilip kendi isleri kurduklarindada ailecek yardim ettimiz olur. Zaten piyasada bu sekilde tutunuyoruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra


    quote:

    Orijinalden alıntı: eloko


    quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    Ben vasıflı eleman bulamıyorum.
    İlkokul mezununa bile razıyım.
    Hadi vasıfsız olsun ama çalışkan olsun bunada razıyım.



    Türkiyede eleman arayıp bulamıyorum diyenler ya eleman aramayı bilmiyorlardır ya da işe ciddi yaklaşmıyorlardır..



    Size ciddi iş fırsatları yazayım. Nokta adres vererek.
    Tabi bu iş fırsatları güzel ülkemin komple müdür pozisyonunda aşağısı kurtarmayanlar için değil. Yani hemen hamal arıyorlar, eşşek arıyorlar diye yazmaya başlayabilirsiniz.
    Karşıyaka, Girne bulvası Mc Donalds, hem dağıtım hem de iç mekan elemanı arıyor, hemen karşısındaki Hale pastanesi bayan servis elemanı arıyor, hemen yanı ekpress kahvaltı salonu eleman arıyor, biraz üst tarafa geçin hazır mutfak satan mağaza eleman arıyor, sağa ordu caddesine dönün Cafe Rossa bayan eleman arıyor, yanındaki pizza pizza a2 ehliyetli elemanlar arıyor. Ve Karşıyaka çarşısına girin hemen hemen 3 iş yerinden birinin camında "eleman aranıyor" ilanı vardır. Ben ofisime tam 2 ay ilan vererek yönetici sekreteri bulabildim.

    Tabi bu işleri sizler küçümsersiniz. Maşallah iş beğenmeyenlerin hepsi full donanımlı, kariyerli kişilerdir. Ne işi olur böyle şeylerle.

    Son olarak : Aç olan insan her işi yapar. Ama bizde aç yoktur. En ücra gecekonduda lcd tv görebilirsiniz. Herkesin kaygısı iş değil daha çok kazanacak iştir. Bu tüketim manyağı toplumda tersi zaten beklenemez. Bazılarını Somali'ye sürüp bir kaç ay yaşatmak lazım.

    Hemen bu iş ilanlarındaki verecekleri ücretleri söylermisiniz?

    Bende kendime yardımcı eleman arıyorum o zaman 500 lira maaş veriyorum ssk karşılamıyorum.yoğun çalışma saatlerine uyacak, çalışkan, en az 2 dil bilecek.Alın size iş...

    İnsanları sokaklardaki köpeklere çevirdiniz gerçi müstehak bu millete,inşallah daha beter oluruz!!!




  • malesef sadece kağıt üstünde büyüyoruz pek bir icraat yok
  • büyümek tabiki önemli ama asıl önemli olan nasıl büyüdügünüz.

    http://www.aktifhaber.com/fen-mezunlari-neden-issiz-554111h.htm
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    büyümek tabiki önemli ama asıl önemli olan nasıl büyüdügünüz.

    http://www.aktifhaber.com/fen-mezunlari-neden-issiz-554111h.htm



    Güzel bir yazı olmuş. Ne yazık ki ülkemizde bilimsel bir alanda çalışmanız gerekiyorsa komik seviyede maaşlar için okul eğitiminin üzerine çok şeyler koymuş olmanız gerekiyor. Belirttildiği gibi ABD gibi ülkelerde genel olarak ar-ge diye tanımlayacağımız alan hem istihdam bakımından hem de ayrılan bütçe bakımından geniş bir yer tutuyor. Bizim ülkemizde ise ne yazık ki böyle bir işe hazırlanıyorsanız potansiyel işsiz olarak görülüyorsunuz. Öyle de oluyorsunuz zaten.




  • Bir makina mühendisi işsiz kalsa cnc torna tezgahlarıyla uğraşsa 1.5 2 milyar para verseler yine o işi beğenmez derki ben boşunamı 4 yıl okudum der o işi es gecer ama işsizlik aslında yoktur iş beğenmemek vardır 2 yıllık yüksekokul mezunu makina bölümü okuyan birisi aslında mühendisten daha çok bilgili bilgilidir hem meslek lisesi mezunu hemde yüksekokul mezunu mühendisler ise anadolu lisesi mezunu üniversiteye gelince 4 sene boyunca teorik bilgiye sahiptir ve tornavidayı bile sakmasını bilmeyen okadar çok mühendis arkadaşım varki kardeşim sen sık sen yüksekokul mezunusun bizim elimize yakışmaz tornavida tutmak Almanyadaki sistem tam tersi dayım makine mühendisi orda cnc tezgahlarıyla uğraşmayanları mühendislikten saymıyorlarmış ben 2 yıllık metalürji ve malzeme mezunuyum aldığım maaş ise 2.100 artık bizde değişmeliyiz almanyadaki sistem burda gecerli olsa kimse iş yapmaz
  • 2003 yilina kadar Turkiye'de 75 universite vardi.2009'da 140,bugun ise 172 tane universite var toplamda.

    Hal boyle olunca universite mezunu issiz de cogaliyor.

    17 milyon genc ilkokul ve lisede,4 milyon kisi de universitede egitim goruyor.
  • İş verenler de bir garip ülkemde...

    Geçenlerde Türkiye'de sanıyorum adını duymayanın kalmadığı şirkete gittim tahmini maaş 3000-4000TL falan, gecesi gündüzü yok tabi, haftada 1 gün izin oda kısmetse, maaş sordu rakam söyledim, sizin teklifiniz ne dedim yok belli değil dedi falan filan... İK'da bir bayan soruyor:

    -Bu iş sizi sıkmasın hani çok rutin iş falan?
    -Neden benim yerime karar veriyorsunuz?
    -Yaptığınız işte başarılısınız sektör değiştirmek nereden aklınıza geldi?
    -Burası çok daha iyi şartlarda...
    -Bizden iyisini bulsanız gidecek misiniz?iz?
    -Onlar sizin dükkanın yanına aynı dükkanı açtı, siz gitmeyi düşünüyor musunuz?
    -Hayır ama ya tercih ederseniz oraya gidersen
    -Sizden iyisi olmasın diye xxx projesini baltalıycam nasıl alternatif olsun?
    -Hımm bu kaba olmadı mı?
    -E fırsat verirsem beni kovarsınız değil mi?
    -..............................



    Kariyer.net sitesinden alıntıdır...

    Türkiye'de ilginç ilanlar...


    Bir ilandan ilgimi çeken bir bölümü aşağıda sizlerle paylaşma istedim.

    * Üniversite mezunu (Tercihen Turizm Otelcilik / İşletme )
    * İyi derecede İngilizce bilen
    * Askerlik hizmetini tamamlamış (Erkek adaylar için)
    * MS Office (Word, Excel) ve Outlook programlarını etkin kullanan
    * 28 -35 yaşları arasında Bay / Bayan
    * Yiyecek & İçecek sektöründe en az 10 yıl; yöneticilik pozisyonunda ise en az 5 yıl tecrübesi olan

    Eğer en iyi şartlarda 4 yıllık bir üniversite eğitimi 24 yaşında biter ise,bunun üzerine 10 yıllık eğitim eder 34.(5 yılıda yönetici olacak)

    10 yılllık tecrübe,fakülte,iyi derecede ingilizce ve yaş sınırı 35 :) bana kalırsa bu arkadaşlar parmak hesabını bilmiyorlar.

    --

    Aranan Nitelikler :

    Ön muhasebe bilgisi olan,
    Telefon trafığini yurütebılecek,
    Musteri karşılama ve yönlendirilmesi yapabılecek,
    İnsan ilişkileri kuvvetli,

    Ms office programlarına hakim(eta-logo)

    Auto Cad - 3D programlarını bilen,

    Bayan,

    NOT:Bay adayların başvuruları dikkate alınmayacaktır.


    İlanı veren 007nin patronundan fazlasını istiyor...


    ---

    Örnek ilan.
    -Üniversitelerin (Biyoloji, Veterinerlik ve Kimya) bölümlerinden mezun
    -Bölge bayileri ile koordineli çalışabilecek
    -(En fazla 1 yıl iş deneyimine sahip)
    -İnisiyatif kullanabilen, kararlı, yoğun seyahate engel durumu olmayan
    -Ürün tanıtımı,( tahsilat ve evrak takip, cihaz aplikasyonları yapabilecek, teknik müdahalelerde bulunabilecek)
    -Askerliğini yapmış
    -(Kendi aracı ile çalışabilecek), B sınıfı sürücü ehliyetine sahip....
    Parantez içindekileri iyice okuyun...
    Yorum bile yapmak istemiyorum.

    ---


    İyi derecede ingilizce bilen
    Askerlik görevini tamamlamış,
    Avrupa yakasında (Tercihen Gebze civarında) İkamet eden....

    Tehlikenin farkında mısınız, bize kimler iş vermeye çalışıyor?




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-86G53N200 -- 26 Ekim 2020; 23:1:43 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uykusuz1i

    ...
    İyi derecede ingilizce bilen
    Askerlik görevini tamamlamış,
    Avrupa yakasında (Tercihen Gebze civarında) İkamet eden....

    Tehlikenin farkında mısınız, bize kimler iş vermeye çalışıyor?


    Vay be adam Gebze'yi Avrupaya taşıyacak eleman arıyor.
  • Kendimle ilgili ilginç birşey anlatayım;

    Bundan yıllar önce, kendime ait işyerimi kapatıp "Bir daha asla adam çalıştırmayacağım." demiştim ve o tarihten sonra, devlet memuru olmaya da prensip olarak karşı olduğum için özel sektörde bana ayrılan yere geçtim. İşe girdiğim firma, ithalat-toptan-perakende-online satış yapan bir firmaydı.

    Ben işe başladığım tarihte, toptan satışları hakkında net birşey söyleyemesem de, online satışları günlük 14 adetlik ortalamaya sahipti. Üç patronum vardı ve bunlardan beni işe alan kişi, bana aynen şunu söyledi; Eğer satışlar günlük olarak 40'ın üzerine çıkarsa, seninle ortaklık düşünebiliriz; ama sadece online satışlar kısmında düşünürüz. Ben bu duruma pek dikkat etmedim, çünkü işsizdim ve evlenmek üzereydim. Tek derdim, 4 tane üniversite okuyup, iki tane dili anadilim gibi ve iki tane dili de derdimi anlatacak şekilde bilmeme rağmen bu ülkede pazarlamacılıktan başka iş bulamamanın verdiği, sigortalı iş sevdasıydı. Hemen işi kabul ettim.

    Normal çalışma süresi birçok insan için 9-10 saat görünürken, ben bulduğum işte başarılı olabilmek için, ki bu başarının karşılığını beklemiyordum, sadece aldığımı parayı son kuruşuna kadar hak etmek istiyordum, sabah gün doğarken çalışmaya başlıyor, gece herkes yattıktan sonra yatıyordum. Günde ortalama 16-17 saat çalıştım ve zaman içerisinde şirketin tüm online satışlarının sorumluluğu bana verildi. Bu şirket, bir cemaate bağlıydı ve benim de muhafazakar bir ateist olduğumu bilmelerine rağmen, tek karışmadıkları eleman pozisyonundaydım ve zamanla ithalat işini de bana verdiler. Çünkü patronlar bile birbirine güvenmiyor, birbirlerini kazıklamanın yolunu arıyorlardı. İthalat işini elime aldığımda, bu konuda da başlarda acemilik çektim ama zamanla bu işi de kıvırmaya, Çin'li pazarlamacılarla nasıl konuşulacağını öğrenmeye başladım. Gün geldi, daha bir ürün Amerika'da üretilmeye hazırlanırken, ben daha orjinal ürün piyasaya çıkmadan sahtesini ürettirdim ve hem kendi ülkemde, hem de yakın ülkelerde, çalıştığım şirketin tekel olmasını, hem de ürünün sahtesiyle bunu başarmasını sağladım.

    Bir gün rahatsızlandım ve hastaneye gittim. Doktor beni muayene edip reçeteye ilaç yazdı. Reçeteyi alıp eczaneye gittim. İlaçları aldım ve tam çıkmaya hazırlandım ki, 2 senelik çalışma sürecim sonucunda, sigortamın yatırılmadığını öğrendim. Patronumu arayıp olayı anlattım. Aldığım cevap "Unutmuşuz, hemen başlatıyoruz." Hiçbirşey söylemeden telefonu kapattım. O günden sonra, Türkiye'de kendi alanımda ilk 5'te gösterildiğim konuda özel işler almaya başladım ve maaşımın 5-6 katı para kazanmaya başladım. Adım yeterince duyulduğu için, gereğinden fazla taleple karşılaştım ama maalesef (salaklık ya da yozlaşamamak) bazı nedenlerden dolayı, aynı sektörlerde yarışan şirketlerden sadece bir tanesinin işini kabul edip, kazandığımla yetindim.

    Daha sonra, ki çoğunuz biliyorsunuz, ülke değiştirip Moğolistan'a taşındım. Burası, dünyanı en fakir 50 ülkesi arasında yer alıyor ve 20 yıllık bir diş hekimi ortalama 200-220 dolar maaş alıyor. Ama sol görüşlü olmanın verdiği yan etkiden dolayı, yanımda çalışan arkadaşlarıma ortalama 400-450 dolar maaş verdim. Eşim kendisine onların önünde parfüm aldığında, onlar buna imrenir ve üzülür diyerek, elindeki parfümü alıp onlara hediye ettim. Buradaki amacım, o insanların daha fazla çalışmasını sağlamak değildi; sadece benim ve onların herzaman kazancımızla eşit olduğumuzu, kazandığımız her kuruşu onlarsız harcamayacağımı anlatmak istememdi.

    Onlardan istediğim tek şey, sabah erken gelip restoranı temizlemeleri ve ben gelene kadar dükkanı açık tutmalarıydı. Ama bunu başaramadım. Anlaşmam şu şekildeydi; Piyasada ortalama 12 saat çalıştırılırken, ben sizden sabah 9'da gelip öğlen 3'te gitmenizi istiyorum.

    Anlaşmanın yarısına hep uyuldu, yani öğlen 3'te gidildi, ama asla sabah 9'da gelinmedi. Hergün benden sonra geldiler ve temizliği ben yaptım, dükkanı ben açtım, gece yarısına kadar ben yemek yaptım ve dükkanı ben kapattım. Onlar ise geldiler, günaydın deyip yemek yiyip gittiler.

    Sonunda bu duruma dayanamadım ve ay sonuna yaklaşık 15 gün olmasına rağmen herkesin tam maaşını verip işten çıkardım.

    Bu benim başıma ilk defa gelmedi. Türkiye'de, Belçika'da ve şimdi Moğolistan'da aynı şeyi yaşadım.

    Özetle; bu dünyada ne işçi olmak kolay ne de patron olmak...




  • Kimin büyüyüp kimin küçüldüğü belli oluyor

    o kadar büyüdüler ki bir yerleri acayip şişti ama inecek elbet.o günlerde gelecek.
  • sevgili webbie;
    burda yazan çogu kişinden farkım, gördüm geçirdim diyorsun yani.

    senin benim gibi bir personele ihtiyacın varmış ama kısmet işte :)
    işin özü bu diyorsun yani.
    ya işçi patronu, yada patron işçiyi kazıklıyor.
    allah sabır versin.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.