Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
Konu dışında yasağım var, (5. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Benim için 1 yıl 7 ay lan, o geri kalan 5 ay hep alerji, hem sümük, hep hapşırık.
Gün içinde ne yaptığımı bile bilmiyorum, zombi gibiyim.
Temel gereksinimlerimi karşılayamaz hale geliyorum.
Hani herkesin hedefi olur ya, bu alerji yüzünden pek hedef tutmazdım ben
ama diyorum ki şimdi, gideyim Sibiryaya, iyi Rusça kasarım, askerden de kaçarım hem mazeretim olur, alerji falan da olmaz oralarda, doğru düzgün ağaç yok zaten,
vurduğumu yer, bulduğumu .
.
Tek hedefim bu.
Ciddi ciddi bıktım. -
Kendi rezilliğinin içinde debeleniyorsun.Tırnak araların kan, kafan yara dolu, durmadan kaşınıyorsun.3 yıllık armut göbek artık yok, pasta, börek, çörek saklamak için birebir.
Çapakların kişiliğinden daha sert.Belli ki ölmüşsün gide gele, bir zaman, her osuruğun leş kokuyor.Dişlerin bakıra yaklaşmış, iletişimin hiç kopmuyor, acı kaçınılmaz.
Durum edebi. -
-
hiç [imagehttps://forum.donanimhaber.com/images/upfiles/smiley/naughty.gif][/simage] yaptınmı istersen pm at -
..
Tek güvenebildiğim de burnum zaten, hep gözümün önünde,
.. -
-
Sönmüyor konu başlığının sol tarafındaki küçük klasör, ama alev alev de yanmıyor. -
@İmkansız
@Nétwork
-
quote:
Orijinalden alıntı: LightningRaven
@İmkansız
@Nétwork
Le dost, hoşgeldin, buyur çek bir tabure de, muhabbet edelim.
Çay da kaynadı, kilerde de biskrem var dünden kalma, banarız.
Sohbet uzarsa eğer, 2-3 sigaralık vakit, dinleriz etrafı, ince uzun al topuklu kızlara laf atarız.
Deniz kokarsa Mudanya'dayız, toprak kokarsa Çarşamba'da, ağaç kokarsa Uludağ gelir.
5. bardak müziksiz geçmez boğazdan, azıcık Zeki Müren, azıcık da Müzeyyen.
Herşeyi boşver de, niye buradasın le dost?
-
-
Tamam baba büyüksün 
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Odam garip, konuşuyormuş da, benim haberim yok,
dili yok ve konuşabiliyor, bak sen şu işe.
Mesela,
perdeler açılmak istiyormuş, güneş girmek istiyormuş ama benim haberim yok,
annemin var.
Yastık şişmek istiyor, yorgan uzanmak istiyormuş, dümdüz olup yatağa, ama benim haberim yok,
annemin var.
Tozlar kalkıp gitmek istiyor, kıyafetler ütülenmek istiyormuş ama benim haberim yok,
annemin var.
Kiler olmak istiyormuş oda, aslında tek isteği buymuş, şçşnde lüzumsuz eşyalar barındırmak, ama bana söylememiş hiç kerata,
anneme söylemiş.
Aslınde sorun annemde değil, bende,
normal olmayan benim, kimsenin, hiçbirşeyin konuşmadığı kişi benim ama, neyse
Ürkek ve tedirgin çık odamdan, bak, hala konuşuyorlar annemle,
mesela,
para korkuyor muymuş neymiş başkalarından, ya da saklambaç oynuyormuşuz da benim haberim yok,
ama annemin var.
Ben gittiğimde evden, yalnız kalınca annem, hep salonla, mutfakla konuşurmuş,
....
Yok la yazamıyorum, zaten iyiliğim dokunmuyordu şu konuya bari bu yazıyı uzatarak kötülük etmemiş olayım.
>pic related
-
Gecesiyle yatağa girmediğim bir sabaha hayat veriyorum yine.
.. -
Aslinda hayat, dahi bir programcının yaptığı oyundur.
Yazın havaların ısınması ise, renklenen ve derinleşen ortamın olabildiğince hızlı tepki verebilmesi için harıl harıl çalışan ekran kartının ve işlemcinin ısısı.
Kış ise eski teknoloji.Ama gelenek olduğu için bozmuyorlar.
Çünkü her şeyin bir karşıtı vardır, yazın karşıtı da kış oluyor. -
İniltili motor sesleri, bunalmış mazot kokusu, bebek gibi bağıran siren.
Gemi bu, Romanya'dan gelen,
öğleden sonra 1, mekan yine İstanbul.
Fakat yok ortalarda deniz, saçların gibi dalgalı, gözlerin ve tırnakların gibi mavi, dudakların gibi bir yudumluk.
Senin gibi, yok.
Bir avuç bile yok.
Bir hiçi bekliyorum, o geminin gelmesini, kuytu köşe sandalyemde.
Ama kuytuda da olsam, saklansam da, bulutlu bile olsa hava, tanrı benden saklamaz güneşi, hele ki şu anımda.
Vuruyor yüzüme, sapsarı oluyorum, ayılıyorum.
Ayrılıyorum sandalyemden, en önemlisi sokağa iniyorum, birkaç gün önce camımı kıran o iki veletin yanına.
En aşağıdayım ve sımsıkı sarılmış çocuklar bana, tuz buz olan mutfak camım gibi, içim dayanıksız ve paramparça.
Mazot kokusu keskinleşiyor,
siren sesi aç bir çocuk zırlaması gibi ve artık dalga seslerini duyuyorum,
martı sesleri,
hatta martı boku olmuş karşı apartmanın çatısı.
Gemi aşağı yukarı 3-5 dakikaya burada olur.
Ve eğer mağrur ihtiyarlığım beni yanıltmıyorsa,
biliyorum,
gemi gelmezse, teyyare gelecek,
teyyare gelmezse, vosvos gelecek,
vosvos gelmezse, imam ve bir elin parmağı kadar dostum gelecek,
rahatsız ihtişamımla, gereksiz bir tabutun içerisinde, omuzlar üzerinde gideceğim.
-
Hupşu! -
-
Kararsız kaldım, o sarı, ev sarı, araba sarı, aklına ilk gelebilecek ve hiç çıkmamış olan her şey sarı.
Ben sarıysam, sen sarıysan ve eğer biz sarıysak, ellerimizde sarımsak, o bile sarı.
Umutsuzluğun sarı sarımsağı, sonu yok fakat istem bu, hemen şimdi yemeye, bitirmeye başlamalı, kanamalı sarı,
kanamalı ve sapsarı olmalı, sarının sarısıyla.
Eğer biterse, sarımsak, sarı ve sapsarı, inan bana, inanmalısın, 200 metre ileride var salı pazarı.
Olması gerektiği gibi, milord! -
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
