Şimdi Ara

Korku Hikayeler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
553
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Korku hikayeleri paylasinda gecemiz guzel olsun beyler bekliyorz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • adamın biri varmış
    ÖLMÜÜŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ !!!!!
  • en Minibüsü ile köyden köye
    dolaşarak kap-kacak satan bir
    seyyar satıcıyım.1973 yılında
    Güney doğudaki illerimizden
    birinin merkeze uzak olan
    köylerini dolaşıyorduk. Her
    zamanki gibi akşam üzeri satışı
    bitirip yemeğimizi yedik.
    Karşıdaki kahveye geçip çayımızı
    içerek yorgunluk attık. Kahveden
    ayrılırken yanımıza gelen
    kahveci,Gençler karanlık bastı
    gece burada kalın biz gece Şehire
    inmeyiz sabahı bekleriz dedi.Ben
    gülerek .Amca sen ne
    diyorsun.Ben her gittiğim köyde
    bir gece geçirsem aç kalırım
    derken bir yandanda yolumu
    kesebilecek eşkiyaya karşı
    arabada taşıdığım silahın varlığı
    bana güven veriyordu. Kahveci,
    Peki o'zaman yolunuz açık
    olsun.Yalnız yolda mola vermeyin
    dedi. dağların arasından bir yılan
    gibi kıvrılarak giden toprak yol
    gecenin rutubeti ile iyice
    yumuşamıştı. minibüsün
    tekerleklerinin çıkarttığı ses
    duyulmuyordu. Köyden ayrılalı 20
    km olmamıştıki gözüm gösterge
    tablosundaki hararet ibresine
    takıldı.ibre neredeyse sona
    dayanmıştı.Lanet olsun bu eski
    arabaya diye düşünerek önümdeki
    son rampayı çıktım.Aynı anda
    Tam tepede yolun sağında Ağaçlar
    arasında önünde yalak olaneski bir
    çeşme gördüm. Oğlum ben
    hakikaten de ballıymışım dedim
    arkadaşıma. Minibüsü çeşmeye
    iyice yanaştırıp,koltuğun altından
    bidonu alırken arkadaşımın uyuyor
    olduğunu fark ettim. Minibüsten
    inip çeşmeye doğru giderken
    ağaçların garip bir rüzgarla
    sallandığını Hissettim.İster istemez
    içim ürperdi ve kahvecinin
    sözlerini hatırladım. Aceleyle
    bidonu doldurdum arabaya
    giderek motor kapağını açıp suyu
    koymaya başladım.Aynı anda
    arkamda birisinin varlığını
    hissettim.Ve omuzumda bir elin.
    O'an gayri ihtiyari ön camdan
    içeriye baktım. Arkadaşım
    uyuyordu.Bir anda sırtımdan
    soğuk Bir ter boşandı. Arkama
    döndüm.Gördüğüm şey karşısında
    neredeyse küçük dilimi
    yutacaktım. Karşımda telli duvaklı
    ve çok güzel bir GELİN
    duruyordu. tatlı bir ses tonuyla
    merhaba Benide gittiğiniz yere
    götürürmüsünüz dedi.Ben gecenin
    12sinde onun böyle ıssız bir
    yerde tek başına ne aradığını
    düşünerek Arabaya binebileceğini
    söyledim.Ben şöför kapısına
    yönelirken oda aracın sağdaki
    kapısına yöneldi.Ben koltuğuma
    henüz oturmuştum ki sağ kapının
    Arkadaşım tarafından kilitlenmiş
    olduğunu fark ettim.Uzanıp kapıyı
    açacagım sırada Gelin ile Gözgöze
    geldik.Gözleri kıpkırmızıydı öfke
    ile kapıyı sarsmaya başladı.Ben
    hemen kendi kapımı kapatıp
    kilitledim, o'esnada uykusundan
    uyanmış olan arkadaşımın uyarısı
    ile açık unuttuğum Camımı
    kapatmak istedim. Fakat çok geç
    kalmıştım.Benim olduğum tarafa
    gelen gelin yarı açık olan camı
    elleriyle tutarak kapatmamı
    engelledi.Yüzünü cama
    yapıştırmıştı.Dişleri simsiyahtı.
    camı tutan ellerine baktım.
    Tırnakları çok uzundu,uçları sivri
    ve aşağı doğru kıvrılmıştı. Ben can
    havliyle arabayı çalıştırdım.Vitese
    takmaya çalışırken,sol omzumda
    keskin bir acı hissettim.Dönüp
    baktığımda sol omuzuma saplanan
    tırnakların,etime gömüldüğünü
    gördüm. Yaratık Acaip homurtular
    çıkartıyorve minibüsü durdurmaya
    çalışıyordu.Gaza yüklendim ama
    haraket edemedik tekerlekler
    olduğu yerde boşa
    dönüyordu.İkimiz birden yüksek
    sesle dua okuyorduk. Birden
    minibüs ileriye doğru
    fırladı.Yaratığın tırnaklarının
    kaportaya sürterken çıkarttığı sesi
    duyduk.Aynadan baktığımda onun
    ayaklarını açmış , kollarını ileriye
    uzatmış bir halde durduğunu
    gördüm. Sanki onuda almamız için
    bize yalvarıyormuş gibi bir hali
    vardı. Sabah köye kalkan
    minibüslerin kahyasını bulup ona
    olayı anlattık. Sizin yaşıyor
    olmanız Büyük mucize, çünki
    gelini gören ve hayatta kalan kişi
    sayısı çok azmış.Bu gelini yıllar
    önce bizim gittiğimiz köyde
    evlendiği gece kaçırıp tecavüz
    edip işkence ile öldürmüşler.
    Cesedini 3 gün sonra bizim
    durduğumuz yere yakın bir
    yerlerde yol kenarında bulmuşlar.
    üzerinde yırtılmış ve kanlı
    gelinliği ile.Bu olaydan sonra
    yolculuklarımı hep gündüz
    yapıyorum.
    alıntı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Butlu Kazandibi

    en Minibüsü ile köyden köye
    dolaşarak kap-kacak satan bir
    seyyar satıcıyım.1973 yılında
    Güney doğudaki illerimizden
    birinin merkeze uzak olan
    köylerini dolaşıyorduk. Her
    zamanki gibi akşam üzeri satışı
    bitirip yemeğimizi yedik.
    Karşıdaki kahveye geçip çayımızı
    içerek yorgunluk attık. Kahveden
    ayrılırken yanımıza gelen
    kahveci,Gençler karanlık bastı
    gece burada kalın biz gece Şehire
    inmeyiz sabahı bekleriz dedi.Ben
    gülerek .Amca sen ne
    diyorsun.Ben her gittiğim köyde
    bir gece geçirsem aç kalırım
    derken bir yandanda yolumu
    kesebilecek eşkiyaya karşı
    arabada taşıdığım silahın varlığı
    bana güven veriyordu. Kahveci,
    Peki o'zaman yolunuz açık
    olsun.Yalnız yolda mola vermeyin
    dedi. dağların arasından bir yılan
    gibi kıvrılarak giden toprak yol
    gecenin rutubeti ile iyice
    yumuşamıştı. minibüsün
    tekerleklerinin çıkarttığı ses
    duyulmuyordu. Köyden ayrılalı 20
    km olmamıştıki gözüm gösterge
    tablosundaki hararet ibresine
    takıldı.ibre neredeyse sona
    dayanmıştı.Lanet olsun bu eski
    arabaya diye düşünerek önümdeki
    son rampayı çıktım.Aynı anda
    Tam tepede yolun sağında Ağaçlar
    arasında önünde yalak olaneski bir
    çeşme gördüm. Oğlum ben
    hakikaten de ballıymışım dedim
    arkadaşıma. Minibüsü çeşmeye
    iyice yanaştırıp,koltuğun altından
    bidonu alırken arkadaşımın uyuyor
    olduğunu fark ettim. Minibüsten
    inip çeşmeye doğru giderken
    ağaçların garip bir rüzgarla
    sallandığını Hissettim.İster istemez
    içim ürperdi ve kahvecinin
    sözlerini hatırladım. Aceleyle
    bidonu doldurdum arabaya
    giderek motor kapağını açıp suyu
    koymaya başladım.Aynı anda
    arkamda birisinin varlığını
    hissettim.Ve omuzumda bir elin.
    O'an gayri ihtiyari ön camdan
    içeriye baktım. Arkadaşım
    uyuyordu.Bir anda sırtımdan
    soğuk Bir ter boşandı. Arkama
    döndüm.Gördüğüm şey karşısında
    neredeyse küçük dilimi
    yutacaktım. Karşımda telli duvaklı
    ve çok güzel bir GELİN
    duruyordu. tatlı bir ses tonuyla
    merhaba Benide gittiğiniz yere
    götürürmüsünüz dedi.Ben gecenin
    12sinde onun böyle ıssız bir
    yerde tek başına ne aradığını
    düşünerek Arabaya binebileceğini
    söyledim.Ben şöför kapısına
    yönelirken oda aracın sağdaki
    kapısına yöneldi.Ben koltuğuma
    henüz oturmuştum ki sağ kapının
    Arkadaşım tarafından kilitlenmiş
    olduğunu fark ettim.Uzanıp kapıyı
    açacagım sırada Gelin ile Gözgöze
    geldik.Gözleri kıpkırmızıydı öfke
    ile kapıyı sarsmaya başladı.Ben
    hemen kendi kapımı kapatıp
    kilitledim, o'esnada uykusundan
    uyanmış olan arkadaşımın uyarısı
    ile açık unuttuğum Camımı
    kapatmak istedim. Fakat çok geç
    kalmıştım.Benim olduğum tarafa
    gelen gelin yarı açık olan camı
    elleriyle tutarak kapatmamı
    engelledi.Yüzünü cama
    yapıştırmıştı.Dişleri simsiyahtı.
    camı tutan ellerine baktım.
    Tırnakları çok uzundu,uçları sivri
    ve aşağı doğru kıvrılmıştı. Ben can
    havliyle arabayı çalıştırdım.Vitese
    takmaya çalışırken,sol omzumda
    keskin bir acı hissettim.Dönüp
    baktığımda sol omuzuma saplanan
    tırnakların,etime gömüldüğünü
    gördüm. Yaratık Acaip homurtular
    çıkartıyorve minibüsü durdurmaya
    çalışıyordu.Gaza yüklendim ama
    haraket edemedik tekerlekler
    olduğu yerde boşa
    dönüyordu.İkimiz birden yüksek
    sesle dua okuyorduk. Birden
    minibüs ileriye doğru
    fırladı.Yaratığın tırnaklarının
    kaportaya sürterken çıkarttığı sesi
    duyduk.Aynadan baktığımda onun
    ayaklarını açmış , kollarını ileriye
    uzatmış bir halde durduğunu
    gördüm. Sanki onuda almamız için
    bize yalvarıyormuş gibi bir hali
    vardı. Sabah köye kalkan
    minibüslerin kahyasını bulup ona
    olayı anlattık. Sizin yaşıyor
    olmanız Büyük mucize, çünki
    gelini gören ve hayatta kalan kişi
    sayısı çok azmış.Bu gelini yıllar
    önce bizim gittiğimiz köyde
    evlendiği gece kaçırıp tecavüz
    edip işkence ile öldürmüşler.
    Cesedini 3 gün sonra bizim
    durduğumuz yere yakın bir
    yerlerde yol kenarında bulmuşlar.
    üzerinde yırtılmış ve kanlı
    gelinliği ile.Bu olaydan sonra
    yolculuklarımı hep gündüz
    yapıyorum.
    alıntı

    güldürmedi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Butlu Kazandibi

    en Minibüsü ile köyden köye
    dolaşarak kap-kacak satan bir
    seyyar satıcıyım.1973 yılında
    Güney doğudaki illerimizden
    birinin merkeze uzak olan
    köylerini dolaşıyorduk. Her
    zamanki gibi akşam üzeri satışı
    bitirip yemeğimizi yedik.
    Karşıdaki kahveye geçip çayımızı
    içerek yorgunluk attık. Kahveden
    ayrılırken yanımıza gelen
    kahveci,Gençler karanlık bastı
    gece burada kalın biz gece Şehire
    inmeyiz sabahı bekleriz dedi.Ben
    gülerek .Amca sen ne
    diyorsun.Ben her gittiğim köyde
    bir gece geçirsem aç kalırım
    derken bir yandanda yolumu
    kesebilecek eşkiyaya karşı
    arabada taşıdığım silahın varlığı
    bana güven veriyordu. Kahveci,
    Peki o'zaman yolunuz açık
    olsun.Yalnız yolda mola vermeyin
    dedi. dağların arasından bir yılan
    gibi kıvrılarak giden toprak yol
    gecenin rutubeti ile iyice
    yumuşamıştı. minibüsün
    tekerleklerinin çıkarttığı ses
    duyulmuyordu. Köyden ayrılalı 20
    km olmamıştıki gözüm gösterge
    tablosundaki hararet ibresine
    takıldı.ibre neredeyse sona
    dayanmıştı.Lanet olsun bu eski
    arabaya diye düşünerek önümdeki
    son rampayı çıktım.Aynı anda
    Tam tepede yolun sağında Ağaçlar
    arasında önünde yalak olaneski bir
    çeşme gördüm. Oğlum ben
    hakikaten de ballıymışım dedim
    arkadaşıma. Minibüsü çeşmeye
    iyice yanaştırıp,koltuğun altından
    bidonu alırken arkadaşımın uyuyor
    olduğunu fark ettim. Minibüsten
    inip çeşmeye doğru giderken
    ağaçların garip bir rüzgarla
    sallandığını Hissettim.İster istemez
    içim ürperdi ve kahvecinin
    sözlerini hatırladım. Aceleyle
    bidonu doldurdum arabaya
    giderek motor kapağını açıp suyu
    koymaya başladım.Aynı anda
    arkamda birisinin varlığını
    hissettim.Ve omuzumda bir elin.
    O'an gayri ihtiyari ön camdan
    içeriye baktım. Arkadaşım
    uyuyordu.Bir anda sırtımdan
    soğuk Bir ter boşandı. Arkama
    döndüm.Gördüğüm şey karşısında
    neredeyse küçük dilimi
    yutacaktım. Karşımda telli duvaklı
    ve çok güzel bir GELİN
    duruyordu. tatlı bir ses tonuyla
    merhaba Benide gittiğiniz yere
    götürürmüsünüz dedi.Ben gecenin
    12sinde onun böyle ıssız bir
    yerde tek başına ne aradığını
    düşünerek Arabaya binebileceğini
    söyledim.Ben şöför kapısına
    yönelirken oda aracın sağdaki
    kapısına yöneldi.Ben koltuğuma
    henüz oturmuştum ki sağ kapının
    Arkadaşım tarafından kilitlenmiş
    olduğunu fark ettim.Uzanıp kapıyı
    açacagım sırada Gelin ile Gözgöze
    geldik.Gözleri kıpkırmızıydı öfke
    ile kapıyı sarsmaya başladı.Ben
    hemen kendi kapımı kapatıp
    kilitledim, o'esnada uykusundan
    uyanmış olan arkadaşımın uyarısı
    ile açık unuttuğum Camımı
    kapatmak istedim. Fakat çok geç
    kalmıştım.Benim olduğum tarafa
    gelen gelin yarı açık olan camı
    elleriyle tutarak kapatmamı
    engelledi.Yüzünü cama
    yapıştırmıştı.Dişleri simsiyahtı.
    camı tutan ellerine baktım.
    Tırnakları çok uzundu,uçları sivri
    ve aşağı doğru kıvrılmıştı. Ben can
    havliyle arabayı çalıştırdım.Vitese
    takmaya çalışırken,sol omzumda
    keskin bir acı hissettim.Dönüp
    baktığımda sol omuzuma saplanan
    tırnakların,etime gömüldüğünü
    gördüm. Yaratık Acaip homurtular
    çıkartıyorve minibüsü durdurmaya
    çalışıyordu.Gaza yüklendim ama
    haraket edemedik tekerlekler
    olduğu yerde boşa
    dönüyordu.İkimiz birden yüksek
    sesle dua okuyorduk. Birden
    minibüs ileriye doğru
    fırladı.Yaratığın tırnaklarının
    kaportaya sürterken çıkarttığı sesi
    duyduk.Aynadan baktığımda onun
    ayaklarını açmış , kollarını ileriye
    uzatmış bir halde durduğunu
    gördüm. Sanki onuda almamız için
    bize yalvarıyormuş gibi bir hali
    vardı. Sabah köye kalkan
    minibüslerin kahyasını bulup ona
    olayı anlattık. Sizin yaşıyor
    olmanız Büyük mucize, çünki
    gelini gören ve hayatta kalan kişi
    sayısı çok azmış.Bu gelini yıllar
    önce bizim gittiğimiz köyde
    evlendiği gece kaçırıp tecavüz
    edip işkence ile öldürmüşler.
    Cesedini 3 gün sonra bizim
    durduğumuz yere yakın bir
    yerlerde yol kenarında bulmuşlar.
    üzerinde yırtılmış ve kanlı
    gelinliği ile.Bu olaydan sonra
    yolculuklarımı hep gündüz
    yapıyorum.
    alıntı

    Şiir sandım.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.