Şimdi Ara

Maddenin oluş nedeni ve çalışma tarzı

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
525
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar,

    Aşağıda, evrendeki somut maddenin sebep yok iken var olduğunu, var oluş sebebinin yaşadığımız evrenden kaynaklanmadığı iddiasını gerçekçi kılmaya çalışıcam. Yapacağım bu artisliğin tamamen kişisel egodan kaynaklandığını belirtmek istiyorum. Düşündüklerimi yazarak kendimi iyi hissetmeye çalışıyorum o kadar... Okan Bayülgen'nin sunduğu siyaset programındaki saçmalıkları yüzünden biraz rahatlamaya ihtiyacım var. Son saçmalığını izlemek isteyen youtube'da "Süzme PIC Okan Bayülgen" diye aratabilir... Neyse.. ben aktarmak istediklerimi aşağıda yazdım, dileyen okuyabilir...

    *Serbest düşüşe bırakılan bir cismin çarpma hızı yerçekim ivmesine bağlıdır. Yerçekim ivmesi gezegendeki kütle miktarına bağlıdır. Kütle miktarı (madde) neye bağlıdır? (Anlamsız bir soru değil mi?)

    Siz de herhangi bir fiziksel oluşun sebep zincirini takip ederek ilk nedene ulaşmaya çalışır mısınız? Hepimizin bildiği gibi bütün fiziksel olayların ana sebebi olarak karşımıza madde çıkıyor. İlk neden hep maddenin var ya da yok oluşuyla ilgili. "Olmak ya da olmamak" deyimi gerçek anlamda işi özetliyor. Fakat bundan sonraki; "maddenin var ya da yok oluşu" ile ilgili neden şu ana kadar bildiğimiz, anladığımız evrende yer almıyor gibi. Bana göre maddenin sebepsiz yere evrende var oluşu gayet mucizevi olurdu. Etrafımda gördüğüm, hissettiğim madde mucizenin ta kendisi gibi... Çevremizde gördüğümüz ya da algıladığıız bütün olayların baş aktörü madde ve t=0 anında aniden var olmuşcasına sebepsiz.

    Bahsettiğimiz bu maddenin kendi arasında belli bir kurala göre etkileştiğini biliyoruz. Dünya kütlesindeki maddenin ne kadarlık yerçekimi oluşturacağı belli bir değerde sabitlenmiş. Belli bir F kuvvetine karşı göstereceği eylemsizlik dirençi yine belli bir değerde. Sanki var oluşuna dair sebebi bulunmayan madde noktacıklarının diğer noktacıklarla etkileştiğinde hangi şiddette ve türde tepki göstereceği önceden kodlanmış. Maddenin var oluş nedenini evrendeki herhangi bir şeye dayandıramadığımız gibi bildiğimiz davranışını da belli bir sebebe dayandıramayız sanırım. Sanki madde bir kukla ve gösterdiği fiziksel tepkilerin şiddetini ve türünü yöneten soyut bir bilinçle kontrol ediliyor. Bu bilinç insan bilinci gibi kendi özgür iradesi olmayan, seçim şansı olmayan bir bilinç. Nefsi olmayan bu bilinç maddenin de kaynağını oluşturduğunu düşündüğüm başka bir yüce bilinç tarafından emredileni yapıyor. Bu yüce bilincin var oluş nedenine inmek istediğimizde ise kendi evrenimizdeki algılayış sistemine göre bir yanıt veremiyorum. Maddesel yapıda olmadığı için sebepleri sonlandıramıyorum.

    Yazıda yer alan açıklamaları biraz daha toparlarsam benim şu ana kadar evrenden anladığım şu; evrende olması gereken temel taneciklerden bulunuyor. Bu temel taneciklerin davranış biçimleri üst ve daha üst tüm katmanlardaki madde gruplarının fiziksel olaylar karşısındaki tavrını belirliyor. Temel tanecikteki davranış seçimini ise temel taneciği var eden süper bir bilinç (Allah) önceden yapmış. Belirlediği bu davranış biçimini temel taneciğe eşlik eden ve nefsi olmayan soyut bilince (Melek) aktarmış. Evrendeki tüm madde kendine eşlik eden iradesiz bir bilinç tarafından sürekli aynı şekilde tetikleniyor. Dini kaynaklarda bahsedilen mucizevi olaylar ise mucizenin oluştuğu madde uzayındaki meleklerin her zaman uyguladıkları seçimlerin Allah tarafından değiştirilmesinden kaynaklanıyor. Bana göre madde kendi başına bir hiç, temel parçacık için önceden herhangi bir davranış biçimi tanımlı olmasa hiçbir işe yaramaz. Hz. İbrahim'in içine atıldığı ateşten etkilenmemesi sanırım bu yüzden. Aslında yine ilgili uzay alanındaki maddeye eşlik eden bilinç (melek) Hz. İbrahim'in acı çekmesini istemiyor fakat özgür iradesi olmadığı için Hz. İbrahim'e zarar verecekken ancak son anda yüce bilinç (Allah) tarafından uyarıldığında bağlı bulunduğu maddenin davranış biçimini değiştiriyor. Belki de maddenin bilinç eşliğinde hareket etmesi yüzünden müslümanların kutsal kitabında "biz" şöyle yaptık, böyle yaptık deniliyor. Cansız olduğunu düşündüğümüz dağ ile konuşuluyor. Ona emirler veriliyor. Tanrı maddeyi melekler üzerinden yönetiyor. Evrende kendisine bir meleğin eşlik etmediği madde yoktur sanırım. Olsaydı bu madde hiçbir maddeye tepki vermeyebilirdi ya da evreni yok edecek kadar büyük bir tepki verebilirdi, bilmiyorum.


    Bu arada kuantum fiziğindeki belirsizlik ilkesinin madde davranışındaki kesin olmayan davranış biçimi üzerindeki etkisi bilinen bir şey. Yine mikro alemdeki bu belirsizliğin tanrı tarafından müdahele alanı olarak kullanılabileceğini düşünüyorum. Allah belki de bize yardım ederken ya da başımıza bir bela sararken bu belirsizlik sahasından yararlanıyor. Mikro boyuttaki bu mikro etki ileri katmanlarda makro boyutlara ulaşıyor olabilir. Tanrı maddenin belirsizlik sahasında süper kompleks bazı ayarlamalar yaparak evrene müdahale ediyor olabilir demek istiyorum. Bunu mikro boyutta yaptığı için de bizler hiçbir şekilde fark edemiyor olabiliriz. Bazı olayların sıradışı şekilde yararımıza ya da zararımıza gelişmesi tesadüfi değil de temel parçaçıkların belirsizlik bölgesinden yönlendirilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Bugün sahip olduğumuz bilgi seviyesiyle ve bilim anlayışıyla bu olayları tesadüfi bulduğumuz için herhangi bir tanrının evren üzerinde müdahalesi yoktur diyenlerin çıkması belki de nomaldir.


    Peki tanrı varsa ve evrene müdahale ediyorsa neden bizim de algılabileceğimiz şekilde yapmıyor bunu? Belki de evrendeki gelişmeleri sezgisel olarak algılamamızı hedefliyor olabilir. Kendisinin varlığından direkt olarak emin olmamazı istemiyor, dolaylı yoldan algılamamızı istiyor olabilir. Allah'ın varlığı parmağa batan iğne acısı gibi belirgin olsaydı belki de gerçekten değerli olan bilinci(Ruh) ayırt etme ihtimali olmayacaktı. Herkes kabullenmek zorunda kalacaktı.


    Yazımı bitirirken herşeyi varsayımlar üzerine kurduğumu belirtmek istiyorum. Ben sadece fiziksel bir gerçeklik olarak okuyup algılabildiğimiz kurandaki ifadelerin ne anlamaya geldiğini yorumlamaya çalıştım. Harry Potter'ı okuyup anladığını yazmak gibi... Bu yüzden konunun kilitlenmesine sebep olmayacak şekilde ekleme yapacaksanız memnun olurum...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi [cins] -- 18 Temmuz 2007; 5:10:14 >







  • Benim ekleme yapacak birşeyim yok çünkü ben tamamen farklı düşünüyorum. Sizin kendi fikirleriniz olduğu için itiraz etme durumunda değilim. Ama yazdıklarınızı okudum, fikirlerinizi güzel ifade etmişsiniz.
  • Sayın @cins üzülerek kilitllemek durumundayım bu tür konuları lütfen ilgili üst konudan devam edersek orada her yere çekilmesinde ve iredelenmesinde mahzur yoktur. Burada çerçeve çok dar ve istediğin şekilde yorumlanamayabilir.


    Anlayışına teşekkür ederim.

    İyi Günler.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.