Şimdi Ara

Madem Gülüyoruz ...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
265
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir gün Frank'la oturuyoruz,sıkıldık.Frank bana unutamadığım bir maçı anlatmamı istedi.

    Benim de aklıma tabiki geçen seneki Fenerbahçe maçı geldi.

    "Çok zor maçtı Frank" dedim. "Gollerin ardı arkası kesilmiyordu"
    Hemen atladı Frank 2 günlük Türkçesiyle "Like the supporters say 'yedi geliyor yedi'?"

    "No no no no no" dedim. Daha o kadar abartamadık.

    6 Kasım falan demeye başladım ki yine araya girdi Frank;
    "6 Kasim! Is this the match? I know this match from Holland"

    "Höh anasını'' dedim. Meğer Hollanda'da bile yılın maçı diye defalarca kere yayınlanmış maç.

    Ama yine de birkez de benim ağzımdan duymak istedi.

    O günü yaşarcasına birkez daha anlattım olanları.

    Kadıköy'e geldik. Bizi Lorant karşıladı.

    Ben geçen sene sahadan atılan 4 kişiden biri olduğum için Lorant'la bağları koparmamıştık.

    "Hoşgeldiniz Bülent Bey"

    "Merhaba, arkadaş İtalya'dan yeni geldi, sizin stadın yeni halini hiç bilmiyor da bir yardımcı olurmusunuz ?"

    Yabancı değil, Fatih Terim

    Ve daha sonra kafamıza ve kalemize yediklerimizi anlattım sırasıyla

    ............... "Ya işte böyle Frank" dedim en sonunda.

    "Tam beşle yırttık diye seviniyorduk bir de kim çaktı? Defanstan Kaptan Ümit! "

    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Galatasaray Spor Kulübünden bir yönetici Marmara'nın durgun sularına mahzun ve düşünceli bakaraktan Kalamış sahillerinde geziniyormuş. Kim bilir hang derin düşünceler içindeymiş. Birden ilerde denize yakın kayaların arasında parlak, ışıltılı bir lamba gözüne çarpmış. Heyecanla lambayı eline almış ve tozlarını silmiş. O da ne ? Bir dudağı yerde, diğeri de gökte bir cin çıkmamış mı lambanın içinden?

    - Yine mi siz insanlar, hadi hemen söyle dileğini, çok meşgulum bugün!

    Sıkıntılı GS yöneticisinin yüzü aydınlanmış birden:

    - Yaşasın, yaşasın, demiş .., İşte ilk dileğim!

    Cin:

    - Hooop, demiş, vaktim yok, uğraşamam ben senle. Bir tane iste, ne isteyeceksen!

    Galatasaray yöneticisi çaresiz:

    - Şirketin işleri bombok, kulüp desen yine öyle. Mali krizdeyiz. Para yok, alacaklı çok, Haciz haciz üstüne. Bir de üstüne üstlük şu kriz çıktı şimdi... Amerika'ya kaçmak için bana bir uçak ver.

    Cin:

    - O iş çok zor, devir değişti artık, hergün başka bir operasyon haberi çıkıyor. Böyle işlere yardım edemiyoruz. Sen daha kolay bi şey iste!

    Bizim garip yönetici ne yapsın:

    -Öyleyse bari bize bir güç ver ki şu Feneri yenebilelim, bıktık artık, her seferinde hüsran, her seferinde rezil olmak!

    Cin bir an düşünür:

    - Boşver yeni kuralları, sen söyle o zaman, uçağı kaç kişilik istersin?!
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Hikaye bu ya, kıyamet kopmuş, dünyanın sonu gelmiş. Ne hikmetse Cennet ile Cehennem arasında bir sınır sorunu başgöstermiş ve meleklerle Şeytan bir araya gelip sorunu çözmek için çareler aramışlar. Şeytan, cennet ile cehennem arasında bir futbol maçı düzenleyelim, kazananın dediği olsun, diye bir fikir atmış ortaya.

    Bu fikir meleklere cazip gelmiş ama, yine de haksız bulmuşlar, ‘’Senin sıcaktan beynin sulanmış, bu tek taraflı bir maç olur, bütün ‘’iyi’’ oyuncular bize gelirler, bilmiyor musun’’, demişler.

    Şeytan gülümseyerek cevap vermiş, farketmez, bütün hakemler de bizim tarafta...

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------







  • Fanatik Uluç ölüm döşeğindedir. Etrafında ailesi ve dostları vardır. Hepsiyle vedalaşır ve çok sevdiği dostuna : "Tanrı'ya dua ettim, ben öldükten sonra Fenerbahçe bizi ne zaman yenerse etrafımda bir kez döneceğim. Tanrı, ölüm döşeğinde ki birinin duasını kabul edecektir. Yenilmeyeceğiz." der ve ölür. Aradan yıllar geçer ve o dostu da ölür. Obur dünyaya gider ve Fanatik Uluç'u arar.

    Kapıdaki görevliye sorar:

    - Dostumu arıyorum. Adı Uluç..

    Görevli : - Hangi Uluç? Burda milyonlarca Uluç var.

    - Arasıra kendi etrafinda dönen birisidir.

    Görevli : - Haaa.. Sen TOPAÇ Uluç'u arıyorsun, az ilerde..
  • ikinci fıkra sanki FB ile ilgiliydi,benmi yanlış hatırlıyorum?
    hani FB nin şampiyon olması ile ilgili dilek diliyordu cini bulan adam...
    sonunda cin "köprü kaç şeritli olsun?" falan diyordu...
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.