Şimdi Ara

Mobilya Sektörünün Bilinmeyen Yüzü

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
2.544
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Bölümü öğrencisiyim. Bitirme tezi projemin konusunda mobilya üzerine bir şeyler hazırlamam gerekiyordu. Bu konuda hiçkimseyi tanımadığım için araştırma yapmaya başladım ve çeşitli firmalara başvurdum. Amacım mobilya sanatını geçmişten günümüze doğru anlatabilecek bir çalışma hazırlamaktı. Bana bir mobilya ustasını önerdiler ve bu işi çok eskiden yaptığını onunla konuşursam istediğim bilgileri alabileceğimi söylediler ben de Talat Ustayla tanışma fırsatını yakalamış oldum. Aşağıda kendisiyle yaptığım röportajın bir bölümünü paylaşarak sizi de aydınlatacağına inanıyorum ve sözü kendisine bırakıyorum:

    B: Ben
    T.U: Talat Usta


    B: Merhaba, mobilya işine ilk olarak ne zaman başladınız ?

    T.U: Merhaba, ben mobilya işine küçük yaşlarda Beyoğlun'daki bir atölyede çıraklık yaparak başladım. O zamanlar mobilya sınırlı sayıda üretiliyordu ve şimdikinden çok farklıydı. Her parça elle yapılırdı ve saatler alırdı.
    Benim ustam Ermeniydi. Kendisi gerçek bir sanatkardı ve İstanbul'daki sayılı ustalardan biriydi.

    B: Şu an hala mobilya yapmaya devam ediyor musunuz ?

    T.U: Evet, ancak artık yaşlandığım için eskisi gibi zor işlere girişmekten kaçınıyorum. Mobilya derken biz koltuk yapardık. Her parçasında, ağaç bölümlerin neredeyse tamamında oyma bulunurdu ve hepsi elle yapılırdı.
    Daha sonra anadolu yakasına taşındım ve burada bir atölye kurdum, dükkancılık yapmaya başladım. Bir çok kişi anadolu'nun çeşitli noktalarından gelir bizden mobilya alırdı. Ekonomik kriz nedeniyle bu atölyeyi işletemedim ve bir sürü sorunla karşılaştım. Bir firmada işe başladım ve orada üretim şefliğine kadar yükseldim.

    B: Mobilya sektörü hakkında neler söyleyeceksiniz ?

    T.U: Mobilya sektörü oldukça karşmaşık bir yapıdır. Ürünler perakendeci dediğimiz mağazalarda sergilenir. Halk aradığı ürünleri görmek için bu mağazalara gider. Perakende işiyle uğraşan firma sahipleri son kullanıcıyla doğrudan iletişim kurar ve talep ettikleri hizmeti sunarlar. Perakendeci/Mağazacılar ürünleri fabrikasından en uygun fiyatla alırlar ve daha sonra bunları mağazalarında satışa sunarlar. Mağazacılar tabiri caizse dükkanın başında duran, işlerinin sahibi ve satışını gerçekleştirdikleri ürün hakkında geniş bilgiye sahip kimselerdir.

    B: Mağazacılarla çalışmaktan memnun musunuz ?

    T.U: Aralarında çok iyi firmalar var. Ama benim gözlemlediğim kadarıyla kendini düşünen, üreticilere ekonomik yönden destek olmayan bir çok aile ve bu ailelerin keyfe keder yönettiği firmalar mevcut.
    Örneğin mobilya sektöründe bu tür firmalar çok yaygın görülür. Satın aldıkları ürünlerin parasını aylarca göndermeyeninden tutun da vadesi ayları bulan evraklarla üretici/esnafı zor durumda bırakıp maddi yönden zayıflatanına kadar bir çok örnek mevcut. Alacaklarını tahsil edemeyen bir çok imalatçının bankanın eline düşüp faizle para aldığına ama bunlarla da başa çıkamayıp iflas ettiğine tanık oldum.

    B: Üreticiler bu durumla nasıl başa çıkıyor ?

    T.U. Kobiler ne yazıkki sermaye sahibi mağazacılar/perakendeciler tarafından zor durumda bırakılıyor. Ürünleri satın almayı biliyorlar ama ödeme günü geldiğinde borçlarını sallıyorlar ve gününde ödeme yapmıyorlar.

    B: Bu sizce bencilce bir davranış değil mi?

    T.U: Kendi işini gördükten sonra sizi unutan bir anlayış sözkonusu.

    B: Üretim yapmak sizce nasıl bir süreç ?

    T.U: Üretim yapmak büyük bir organizasyonu, büyük bir bilgi birikimini, yıllara dayanan tecrübeyi gerektirir. O bir kültürdür.

    B: Sizce üretim yapan firmalara gereken ilgi gösteriliyor mu?

    T.U: Tüccarlar fabrikaların karşısında güçsüz görünmek istemediklerinden olsa gerek, ödemelerini her zaman geciktirmeyi bir hayli seviyorlar. 3'e aldığını 5'e satıyor. Ama 3'ün parasını binbir uğraşlarla gönderiyor. Bunca emğin ve zahmetin karşılığı ne yazıkki kendini bilmez, ticaret uğraşıyla yakından alakası olmayan kişiler tarafından görmezden geliniyor. Yıllara dayanan gözlemim neticesinde mobilya imalatı yapan firmaların hep aynı sorunla karşılaştığını gözlemledim.

    B: Mağazacılarla üreticiler arasındaki iletişim hakkında bilgi verir misiniz ?

    T.U: Pazarda önemli bir konumu ellerinde tutan yerel mağazalar üretici firmaları kendine bağımlı kılmış durumda. Üreticiler de bu zihniyeti taşıyan bir çok firmayla alışveriş yapmak zorunda kaldıkları için gelişemiyorlar.
    Bu da zincirleme olarak, tasarımcıların yetişmemesine, işletme ve iktisat okuyan öğrencilerin çalışabilecekleri bir firma bulamamasına, firmaların maliyetleri kısmak için eğitimsiz kişiler tarafından yönetilmesine, üretim kültürünün yok olmasına, köklü firmaların iflas etmesine, dolayısıyla yerel olarak üretilemeyen malların yurtdışından ithal edilmesine neden oluyor. Belki inanmayacaksınız ama Çin'den ithal ettikleri ürünlere Amerikan menşei ve etiketleri basan mobilya firmaları bile mevcut. Bunu genellikle lüks mobilya markalarının yaptığı söyleniyor.

    B: Halk bu konuda ne yapabilir ?

    T.U: Halkın bilinçlenmesi ve ihtiyaç duydukları ürünleri fabrikalardan alması yerli üreticiyi güçlendirecek.
    Üretim yapan firmalarda, işini sanatını yıllarca süren çaba neticesinde öğrenmiş bir sürü insan çalışıyor. Örneğin 250 kişinin çalıştığı bir fabrikada bu kişilerin ailesi ve çevresi de hesaba katılırsa kabaca 1000-1500 insan geçiniyor. Bu insanların gelirlerini artırması, çalıştıkları firmaların güçlü olmasına bağlı. Bazı işyerleri maaşlarını bu yüzden geciktiriyor veya ödeyemiyor.

    B: Fabrikadan satın almak zor bir iş değil mi?

    T.U: Fabrika sahipleri ve atölyecilerin çoğuyla gidin tanışın, genelde çoğusize yardımcı olmak için ellerinden geleni yapar. Düşük karla neredeyse fabrika fiyatını ürünlerini satarlar. Ancak mağazacıların geneli size aynı malı iki üç katı fiyatına satmak için uğraşır üstelik satıştan sonra memnun kalmadığınızda kendinizi şikayet sitelerinde bulabilirsiniz.

    Buradan sonra soru cevap şeklinde gitmek yerine sözü Talat Usta'ya bırakıyorum.



    İNEGÖL TÜRKİYE'NİN ÇİN'İDİR.

    Şöyle bir örnekle başlayalım. İstanbul'daki tarihi ahşap köşklerin (1800lerden kalma) onbinlercesi modern şehircilik safsatası altında yap/satçı müteahhitlerin elinde yok oldu gitti. Yok olan şey sadece köşkler değil, aynı zamanda bir mirasın, türk mimarisinin,yaşanmışlığın anıların yok olmasıdır.

    Bundan 15 yıl öncesinde ise Bursa İnegöl'de teneke prefabrik yapıların içine kurulan firmalar mantar gibi yayıldı. Ucuz işçiliklerle,kalitesiz malzemelerle yaptıkları dışı güzel içi dayanıksız mobilyalar tüm ülkeyi sardı. Ucuz mobilya albenisine kapılan tüketiciler bu ürünleri satın aldıkça bir sürü sözde mobilyacı türedi. Dünyada da bugün Çin böyledir.

    Kaliteli mobilya üreten "İstanbul İşi" diye anılan ve yüzlerce yıldıraynı tekniklerle yapılan mobilyacılık bant usulü üretim yapan bu firmalarla rekabet edemedi ve bir sürü zanaatkar atölyesini kapatmak zorunda kaldı.

    Bugün sayısı çok az olan bu İstanbul firmaları kendi kabuğuna çekilmiş, ama hala seçkin ve kaliteli mobilyalar yapmaya devam etmektedirler.

    Bugün reklamlardan bildiğimiz mobilya markalarının ürünleri banttan çıkmaktadır. Çoğu da üretilmesi basit, modern mobilyalardır ve maliyetleri çok düşüktür. Ancak marka bedelini size yükledikleri için normalin 2-3 katı fiyatla bu üünleri satın alıp bir kaç yıl sonra çöpe atarsınız çünküher yeri oynama yapar, garip garip sesler duyarsınız. Cilalar çabuk solar vb..

    Çoğu mağaza başka yerlerden satın aldıkları malları mağazasında satar. Mobilya alırken hepsi kendi üretimi olduğunu söyler ancak işin aslı bu değil.
    Binbir zahmetle üretilen mobilyaları kendileri üretiyormuş gibi yansıtmak istiyorlar. Üretici firmalar kendi atöylesini gezdirmekte bir sorun görmezler. Hatta tüketicinin bilinçlenmesi için atölyede mobilyaların nasıl yapıldığına bakmak gerekir. Örneğin masif ağaç olduğu söylenen bir mobilya sunta mı değil mi ancak böyle öğrenilebilir.

    B: Mobilya Tasarımcıları var mı ?

    T.U: Ülkemizdeki tasarımların çoğu İtalyan esintilidir. Genellikle her yıl İtalya'daki mobilya fuarın Türk mobilyacıların ziyaret akınına uğrar. Elbette tasarıma meraklı olduğumuzdan değil. Fikir ve model avcılığı için adamların milyon dolarlar harcayarak ürettikleri modeller tespit edilip ülkemizde ameliyat edilir ve daha sonra kopyalanıp çoğaltır.
    Modern koltukları taklit etmek daha kolay çünkü tasarımlar daha düz hatlı oluyor.
    Bu işi İnegöl'de yapıyorlar. Ele geçirilen tasarımlar İnegöl'de para basar gibi çoğaltılıyor.

    Tasarım yapan firmalar genelde İstanbul'dadır. Butik çalışırlar, herkesin yaptığı ürünü yapmazlar. Kendi tasarımlarını ortaya koyarlar. Ancak tasarımcı yetişmiyor. Tasarımcılar sektöre hakim olmak zorunda çünkü her fikir tutacak diye bir şey söz konusu olsaydı bunu herkes yapardı. Tasarım yaratıcılık ve emek isteyen bir iştir.

    Üzülerek söylüyorum,İnegölr firmaları İstanbul'da kendine özgü ürünler geliştiren bir çok firmayı batırdı. Adamların keşfettiği modeli sen, malzemeyi işçiliği hiçe sayıp piyasaya sürersen, seninle baş edemez tabii.

    Tasarımcıların çoğu mağazalarda tezgahtar olarak çalışmak zorunda bırakıldı. Üniversite'den mezun olan gençler mobilya sektöründen umudu kesmiş durumda. Dilerim ki ileride bu gençlerin parlak fikirleri bir çok firmaya ilham kaynağı olsun.

    B: Tasarımcılar neden yetişmiyor ?

    T.U: Üreticiler tasarımcı maaşlarının yüksek olması, tasarımın çok zor ve maliyetli bir süreç olması nedeniyle kendi başlarına bir şey yapmakta zorlanıyorlar. Şu an sadece az sayıda firma, mobilya konusuna hakim ve yıllara dayanan gözlem ve tecrübe sayesinde kendini yetiştirmiş tasarımcılarla çalışmaktalar. Bunlar da bellirli adetlerde üretiliyor ama başarılı da oluyorlar.







  • Merhabalar tebrikler



    gerçekten çok özel ve güzel röportaj olmuş



    Saygılarımızla

    .

    2018'in en güzel ve yeni trendleri ile hizmetinizdeyiz.



    www.evgor.com.tr



    www.luxury.com.tr



    Ercan KURT



    05423471033

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Özet geçiyorum beyler. Işimize yarayacak nokta, mobilya alırkene:



    ((( B: Fabrikadan satın almak zor bir iş değil mi?



    T.U: Fabrika sahipleri ve atölyecilerin çoğuyla gidin tanışın, genelde çoğusize yardımcı olmak için ellerinden geleni yapar. Düşük karla neredeyse fabrika fiyatını ürünlerini satarlar. Ancak mağazacıların geneli size aynı malı iki üç katı fiyatına satmak için uğraşır üstelik satıştan sonra memnun kalmadığınızda kendinizi şikayet sitelerinde bulabilirsiniz. )))

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.