Şimdi Ara

Nasıl Bir Akışın İçerisindeyiz (Normal Gibi Gelen Kavramlar Üzerine)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
235
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir sürecin tam ortasında doğduk. Gezegenler hareket ediyor, dünyadaki tuhaflıklar var. İnsan bedeni içine hapsedilerek ömür sürüyoruz ve değişik canlılar bize ya yiyecek ya da yol arkadaşı oluyor. Mevsimler, yıllar var, bilim dalları ve disiplinler var. Canlılık üzerinden bir oyun dönüyor. Ve biz insanlar nedense beş bine yakın dil konuşuyoruz. Ülke ve topluluk kavramları var. Gece ve gündüz diye süreçler var. Her şey hem gerçek hem de göreceli, peki bizim için normalleşmiş bu tuhaflıklar o kadar da normal mi?




  • Normalleştirmek veya normal algılamak kanıksamaya ilişkin. Normal, anormal gibi kavramlar da subjektif zihinsel tasarılar. Belirli bir çevre ve kültür referansında koşullanmak üzere öznesel ve biyolojik varlıklarıyla yer işgal eden ve yeri geldiğinde bu referansları kendilerinin ve başkalarının kabullerinin değişen ortamla beraber dönüşmesiyle yaygın kabulleri değiştirecek ve yenilerini kabullenecek şekilde güncelleyen insanlara bağlılar. "Normalin" alışılmışla veya kabul görenle güçlü kavramsal ilişki ve paralelliklerine rağmen tıpkı bu kavramlar gibi nesnel gerçeklikte bir karşılığı bulunmuyor. Madde, enerji veya ışık terimleri gibi elle tutulur değil. Normal terimi rölativistik ve inter subjektif ve şüphesiz kültürel bir mana taşıyor. Senin normalin, benim anormalim ya da tam tersi. Hepimizin normali veya anormali hepimizin kanıksadığı, paylaştığı ve üstünde hemfikir olduğu normaller ve anormaller. Bu çerçevede sokakta çıplak gezmek eğer anormalse bu kültürel-toplumsal-sosyal bir kabulden kaynaklıdır. Bazı yerli toplumlar ve kültürler için ama bu anormal değil. Bazı bireyler için de değil. Normal öznel bir koşul, öznel bir ölçüt ve yine öznel bir beklentidir. Tuhaflık, anormallik, alışılmamış olan gibi kavramların vaziyeti de aynıdır ama anlam daha tezattır. Normalliğe daha tezat anlamlarıyla gene somut gerçeklikte karşılıksızdırlar. Örnek olarak kuantum fiziği hakkındaki çeşitli ve birbiriyle son derece uyumsuz kalan izlenimleri verebiliriz. Aslında somut gerçekliğin gayet "normal" ve "yerinde" bir tasviri ve ifadesiyken günlük insan sağduyusu, deneyim ve beklentilerine aykırılığı, bir fizik alanı olarak kuantumun bu "alışılmadıklık, tuhaflık ve anormalliği" sadece somut gerçekliğin üzerine eklemlenen bir insan veya özne yorumundan ibaret. Fizikte enerji kavramı elle tutulur bir rölativistik realiteyi anlatır. Ama normal ve anormal terimleri anlatmaz. Düpedüz subjektif inşadır. Ürettiğimiz tanımlara ve şahsi kabullerimize göre neyin normal, neyin anormal olduğu değişecektir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu dunya gelip gecicidir.
    Onemli olan ahiret.onun icin calismali.
    Allahin hikmetinden sual olunmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her şey normal olduğu gibi, bir o kadar da mucize.


    Varoluş daha da çok olmaya ve varolmaya doğru gidiyor. Biz de bu toplu tekamülün içinde bir ayrılık illüzyonu içinde tüm oluşa katkıda bulunuyoruz.

  • bilimin içinde ne kadar yuvarlanırsanız yuvarlanın eninde sonunda gelip din konusunda çakılıyorsunuz.

    kader bu zaten siz kendi yazdıklarınızla sınanıyorsunuz.

    subjektif mubjektif reel ve objektif takılmayı bırakalım biraz yukarıya bakalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pspsexer -- 3 Haziran 2023; 19:23:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pspsexer kullanıcısına yanıt

    Dümdüz çakılmak yerine merak edip, bilimle uğraşıp çakılmak daha iyi bence.


    Hiç bir şeyi bırakmaya gerek yok. Dinler bilmiyorsunuz demese bilim de olmazdı. Bilim bilinmeyenle yapılır. Bilim de dinleri değiştirir. Aklı değişen insan yeni dinler kurar.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.