Şimdi Ara

NASIL OLUYORDA OLMUYOR?!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
670
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Hani şu herkesin ömründe yalnızca bir kez geçirdiği hastalıklar vardır ya, kızamık çiçek kabakulak vs gibi. Nasıl oluyorda bu hastalığı geçirenler, bu hastalıklar bulaşıcı olduğu halde hasta biriyle temas etseler bile bir daha yakalanmıyorlar? acaba bir kez geçirdikten sonra metabolizma doğal olarak vucutta hastalığın aşısınımı oluşturuyor aklım basmıyor.



  • bağışıklık sistemi daha önceden hiç rastlamadığı bakterilere ya da virüslere karşı antikor oluşturmak için onları tanımlama işlemne gider..ilkönce tanmlar sonra uygun antikoru üretir.ama bir hastalığı daha önce geçirdiysen bağışıklık sistemi tanımlama ile uğraşmak yerine direk hafızasında tuttuğu bir mikrop olduğu için hemen antikoru üretmeye başlar.böylece hastalık pek etkili olmadan ona karşı koymuşolur..

    aşılardaki prensip te aynıdır..aşı ile sana zayıflatılmış mikrıp verilir ve bağ.sis.anitkor üretmesi sağlanır.
  • Şimdi bu dediğin hastalıklar virüslerin sebep olduğu hastalıklar. Vücuda bir virüs giriyor ve virüs vücut hücrelerini kullanarak kendini kopyalamaya başlıyor. Bu arada bağışıklık sistemi de boş durmuyor o virüse karşı antikor üretmeye uğraşıyor. Değişik değişik antikorlar deneniyor bu esnada virüs te işini yapıyor. bağışıklık sistemi uygun antikoru bulunca virüsün de sonu geliyor. daha sonra ne zaman aynı virüsle karşılaşsa uygun anahtar bilindiği için hastalık oluşma aşamasına geçemeden virüs yok ediliyor. kişi bunu hissetmiyor bile. Bu ömür boyunca sürüyor. Grip te virüslerin sebep olduğu bir hastalıktır ama yüzlerçe çeşit grip virüsü vardır. biz ne zaman grip geçirsek aslında o grip virüsüne bağışıklık kazanıyoruz ama yüzlerce çeşit grip virüsü var.
  • Verdiğiniz bilgiler ve anlatımlarınızın netliği için her ikinizede teşekkür ederim.

    Anladığım kadarıyla iş yine benim tahmin ettiğim kapıya çıkıyor. Yani eğer aşılar antikorların mikrobu tanıması için yine vucuda verilen mikrop olduğuna göre hastalık geçirincede vucut doğal yoldan mikrobu tanımış oluyor.

    Yani bilgisayar virüsleride ilk çıktıklarında daha çok etkili oluyorlar çünkü antivirüs prog.larımız o virüsü henüz tanımıyor oluyorlar, ama antivirüsümüz o virüse karşı güncellenince virüs artık etkisiz kalıyor.
  • EVET GRİP HASTALIĞINI YAPAN AYRI..O ŞEREFSİZ VİRÜS SÜREKLİ KALITSAL YAPISINI DEĞİŞTİRDİĞİ İÇİN HER GİRP OLDUĞUNDA GÜMLÜYORSUN
  • Bu konu gözümden kaçmış.
    Şimdi gördüm.
    Aşı olayı gündemde olduğu içinde bir kaç satır yazmak istedim.
    Bulaşıcı bir hastalık 1 kere geçirildiğinde vücudumuzun bağışıklık kazandığı bilgisi bizlere İlkokuldan itivaren öğretilen bir bilgi. Fakat yakın bir gelecekte ben bu bilginin değişeceğini düşünüyorum.
    Çünkü bu nokta net ispatlanmış bir nokta değil. Vücudun virisü tanıdığı ve onunla mücadele gücü oluşturduğu tezi doğru. Fakat şu gözden kaçırılıyor.
    Örnekleyelim.
    Bir çocuk kızamık geçirmiş olsun. Ve vücudu bu kızamığa karşı tüm antikorları üretmeyi bilmiş olsun.
    Belli bir zaman sonra aynı vücut tekrar kızamık virisü ile karşılaşınca aynı çocuğun antikor ürettiğini ve karşılaştığı virüsle savaştığını düşünelim.
    Bu savaş sonucu çocukta ateş olması gerekiyor. Ama gözlemlerde bu bulgu yok. Buraya dayanarak bu bilginin değişeceğini tahmin ediyorum.

    Birde son günlerde gündeme gelen aşı konusu var.
    ABD de aşılarda thimerosal maddesi kullanılmasının yasaklanmasının arkasında bu madde vücutta iken görülen geşim durması sorunu. Bu gelişim durmasının da otizm riskini 15 kat artırdığı iddiası.
    Ama bizim basınımız olayı sadece otizm noktasından ele aldığı için sürekli bilim adamları ve sağlık bakanlığı bu iddia ispatlanmış değildir diyorlar.
    Asıl sorun gözden kaçırılıyor.
    thimerosal maddesi kullanılması sonucu bebeğe verilen aşı ile bu maddenin bebeğin vücudundan atılması 4-9 gün sürüyormuş.
    Bu sürede bebeğin beyin gelişimi durduğu için tüm evreler sekteye uğruyor.
    Şöyle hesaplayın.
    en azından bakarsak 6*4=24 gün. Bebeğe 6 adet aşı yapılması bebeğimizin hayatının en önemli gelişim evresinde 24 gün kaybetmesi demek.
    Daha açıkça
    Aşı olan bebek minimum 24 gün sonra yürür.
    Aşı olan bebek minimum 24 gün sonra diş çıkarır.
    Aşı olan bebek minimum 24 gün sonra konuşur.
    ...
    Olayın asıl bu yönü gözden kaçıyor.
    Ben 5 çocuk babasıyım.
    4 Çocuğumda da aşılar zamanında yapıldı. 26 Şubat 2003 ten sonra ise hiç bir çocuğuma hiç bir aşıyı yaptırmayı kabul etmiyorum.
    4 Çocuğumda 1 yaşını doldurduktan sonra yürüdü.
    1 Numaramız tam doğum gününde ilk adımını atmıştı.
    Son numaramız ise hiç aşı olmadı. Da 10 aylıkken ilk adımını attı.
    Bu bana şunu anlatıyor.
    İlaç ve aşı etkisinde kalmayan bebeğimiz tam 60 gün diğer çocuklarıma göre gelişimini önde sürdürüyor.
    İlk çocuğumda benim standartlarıma göre sağlıklı bir döllenme zamanı sonucu dünyaya gelmiş bir bebek olduğuna göre. bu 60 günlük gelişim geriliğini ben doğrudan ilaçlara ve aşılara bağlıyorum.
    Kendi çocuklarım haricinde de bu yönde elimde çalışmalar var. Fakat bunlar açıklanmak üzere değil sadece kendi ailem için yaptığım çalışmalar.
    Olaya birde bu açıdan bakın. Ve aşıları değerlendirin.
    Aşı konusu var olan bilgilerimizle doğru. Fakat aşıyı korumak ve dayanıklılığını elde etmek için kullanılan thimerosal maddesi gelişim geriliğine sebep olduğu için kesinlikle yanlış.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Şimdi bu dediğin hastalıklar virüslerin sebep olduğu hastalıklar. Vücuda bir virüs giriyor ve virüs vücut hücrelerini kullanarak kendini kopyalamaya başlıyor. Bu arada bağışıklık sistemi de boş durmuyor o virüse karşı antikor üretmeye uğraşıyor. Değişik değişik antikorlar deneniyor bu esnada virüs te işini yapıyor. bağışıklık sistemi uygun antikoru bulunca virüsün de sonu geliyor. daha sonra ne zaman aynı virüsle karşılaşsa uygun anahtar bilindiği için hastalık oluşma aşamasına geçemeden virüs yok ediliyor. kişi bunu hissetmiyor bile. Bu ömür boyunca sürüyor. Grip te virüslerin sebep olduğu bir hastalıktır ama yüzlerçe çeşit grip virüsü vardır. biz ne zaman grip geçirsek aslında o grip virüsüne bağışıklık kazanıyoruz ama yüzlerce çeşit grip virüsü var.



    kaotika yüzlerce çeşit diyorsun ama hocamız bize bir virüsün mutasyon geçirerek değişik haller aldığını söyledi yani bir virüs ölünce diğeri gelmiyorda o virüste bizim antikor sistemimize karşı ondan etkilenmeyecek şekilde mutasyona uğruyor demişti ne kadar doğru bilmem acıklık getirirsen sevinirim




  • Osman abi birde şu açıdan bakalım o zaman. Gelişimini aşı olmuş yaşıtlarına göre daha erken tamamlayan bebek daha erken yaşlanacak demektir.
    Eğer gelişime ara veriliyorsa bence abarttığın kadar büyük bir sakınca yok . Ame dersen ki gelişim duruyor ve o günlerde kaydedilmesi gereken gelişim hiç olamıyor, eksik kalıyor, o zaman durum değişir
  • quote:

    bağışıklık sistemi daha önceden hiç rastlamadığı bakterilere ya da virüslere karşı antikor oluşturmak için onları tanımlama işlemne gider..ilkönce tanmlar sonra uygun antikoru üretir.ama bir hastalığı daha önce geçirdiysen bağışıklık sistemi tanımlama ile uğraşmak yerine direk hafızasında tuttuğu bir mikrop olduğu için hemen antikoru üretmeye başlar.böylece hastalık pek etkili olmadan ona karşı koymuşolur..

    aşılardaki prensip te aynıdır..aşı ile sana zayıflatılmış mikrıp verilir ve bağ.sis.anitkor üretmesi sağlanır.


    quote:

    Şimdi bu dediğin hastalıklar virüslerin sebep olduğu hastalıklar. Vücuda bir virüs giriyor ve virüs vücut hücrelerini kullanarak kendini kopyalamaya başlıyor. Bu arada bağışıklık sistemi de boş durmuyor o virüse karşı antikor üretmeye uğraşıyor. Değişik değişik antikorlar deneniyor bu esnada virüs te işini yapıyor. bağışıklık sistemi uygun antikoru bulunca virüsün de sonu geliyor. daha sonra ne zaman aynı virüsle karşılaşsa uygun anahtar bilindiği için hastalık oluşma aşamasına geçemeden virüs yok ediliyor. kişi bunu hissetmiyor bile. Bu ömür boyunca sürüyor. Grip te virüslerin sebep olduğu bir hastalıktır ama yüzlerçe çeşit grip virüsü vardır. biz ne zaman grip geçirsek aslında o grip virüsüne bağışıklık kazanıyoruz ama yüzlerce çeşit grip virüsü var.


    peki aklı olmayan antikorlar nasıl oluyor da bu virüse uygun hale geliyorlar ve nasıl oluyor da tekrar bu virüse maaruz kalma riskini bilerek vücudumuzda varlığını sürdürüyor?

    grip virüsü ile ilgili biraz bilgi vermeye çalışayım...

    influenza virüsü, yani bildiğimiz grip virüsü, 8 parçalı bir genom taşır. yani taşıdığı genetik materyal 8 ayrı parça halindedir (kromozomlarla bir alakası olabilir mi?). şimdi bir hücreyi birden çok virüsün infekte ettiğini düşünelim. virüslerin ortak özelliği olarak genetik materyalleri konak hücrenin sitoplazmasına bırakılır. daha sonraları virüsün genomu tarafından kodlanan proteinler ile bu genomlar çevrelenir ve konaktan dışarı çıkarlar. işte bu esnada birden çok virüs infekte ettiyse, diyelim ki 2 tane, herbirinin 8er DNA parçacığını kullanarak kaç tane kombinasyon yapılır siz hesaplayın artık. bu yüzden bu virüs çok hızlı bir biçimde değişim gösterir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _ShineOn_ -- 31 Ağustos 2005, 22:03:30 >




  • _shineon_
    influenza virüsü dedin de ben de kelimelerin kökenlerine ilgili birisi olarak bu kelime hakkında bildiklerimi aktarayım.

    İngilizcede "influence" diye bir kelime var. Bu kelime "etkilemek" anlamına geliyor. Bu kelimenin çıkış kaynağı ise grip hastalığı. Astrolojiye çok inanılan bir devirde kişinin grip hastalığına yakalanmasının yıldızların konumu ile ilgili olduğuna inanılırmış. Influenza kelimesinin tam karşılğı ise "yıldızların kötü etkisi" demek ve bu kelime grip hastalığı için kullanılır.

    İngilizcede ise her nedense kelime uzun gelmiş onun yerine sadece "flu" demişler.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: meraklıyımdır

    Osman abi birde şu açıdan bakalım o zaman. Gelişimini aşı olmuş yaşıtlarına göre daha erken tamamlayan bebek daha erken yaşlanacak demektir.
    Eğer gelişime ara veriliyorsa bence abarttığın kadar büyük bir sakınca yok . Ame dersen ki gelişim duruyor ve o günlerde kaydedilmesi gereken gelişim hiç olamıyor, eksik kalıyor, o zaman durum değişir


    meraklıyımdır
    Yazdığın sorunun gerçeğini tam olarak bilemiyorum. Bu gerçeği en erken öğrenebileceğim zamanda 20-30 yıl sonra olabilir. Çünkü aşı etkisi ile gelişimi gecikmeyen bebeklerin aşı olayından etkilenmedikelri için kazançlı mı, yoksa zararlı mı oldukları ancak o zaman anlaşılabilecektir.

    Gelişim durması sonucu acaba bazı noktalar atlanabiliyor mu? Yoksa seninde ifade ettiğin gibi sadece daha geç mi gelişme yaşanıyor bunu bilemiyorum.
    Şu anda kesin kesin cevapladığım soru sadece şu:
    Tamamen doğal kalan bebeğin gelişimi net olarak tıp kontrolündeki bebeklere göre 2 Ay daha erken. Bu erken gelişim yaşam süresine etki eder mi? Onu şu an için bilemiyorum. Daha önceden beri doğuştan sağlıklı olan çocuklar bu sene okula başlıyorlar. Ama bu çocukların aşıları olduğu için bu noktadan fikir vermiyorlar.
    Umarım sen haklısındır. Ve sadece geç gelişen daha uzun yaşıyordur. Gelişim yavaşlamasında dolayı ortaya çıkan hastalıklar varsa bu inanılmaz bir olay olur. Ben de öyle bir şeyin olmasını asla istemem.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.