Şimdi Ara

NE KADAR HOŞGÖRÜLÜYÜZ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
494
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri münasebetlerin temelidir.

    Bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma, kavga olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür.

    Eğitimli ya da eğitimsiz her insanda görülebilen bir eksikliktir, hoşgörüsüzlük. Peki bunun sebebi nedir ? Neden tarih boyunca Yüce Milletimizin hasletlerinden olmuş bir davranışı, bugün yeterince gösteremiyoruz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Bunlardan kanaatimizce en önemlisi: insanın kendisi ile barışık olamamasıdır. İnsanımız, kendisine güvenmiyor, inanmıyor. Kendisini yeterince tanımıyor . En önemlisi kendisini sevmiyor, saygı duymuyor. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir.

    Düşünün, en son ne zaman aynaya bakıp, kendinize gülümsediniz. Bu sabah kaç kişiye merhaba, günaydın ya da hayırlı sabahlar dediniz. Yoksa her gördüğünüz, tanıdığınız kişi için bu işte öyle biridir diye olumsuz mu düşündünüz ? Ayıbını mı aradınız ? Bu sabah trafikte içinizden kaç kişiye bir şeyler mırıldandınız . Kaç defa yardıma ihtiyacı olan insanları gördüğünüzde başınızı çevirdiniz . Okulda, sınıfta, sırada kaç kişiye kötü davrandınız. Arkadaşlarınızı, bencilliğinizden dolayı üzdünüz. Yönetici iseniz, idarenizdeki kaç insanı yeterince dinlemediğiniz için kırdınız. Yoksa siz sadece kendinizi mi düşünüyorsunuz ?

    Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Yoksa bana ne lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın özüdür.

    Görülen odur ki bugün insanımız kendisi ile barışık değil. Her gün, haberlere baktığınızda olayların bir çoğunun sebebinin hoşgörüsüzlükten kaynaklanıp kaynaklanmadığını bir düşünün... İnsan kendisi ile barışık olamadığı zaman, toplumda kendisi barışık olamıyor. Sonra da herkes bir başkasını suçluyor. Çünkü en kolayı bu.

    Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” Diyor ve ekliyor.

    “Bakın ! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız !”

    Hoşgörü ustası Hz.Mevlana, gibi Yunus Emre, Bektaş Veli, Karaca Sultan da insanları hoşgörüye davet etmişler ve yaşadıkları dönemde Anadolu’yu bir hoşgörü cennetine çevirmişlerdi. Ama bugün aynı Anadolu’da hoşgörü yerine daha çok hoşgörüsüzlük almış başını gidiyor.

    Toplumda hoşgörüye dönüşün, hoşgörüyü davranışa dönüştürmenin yolu, hoşgörünün yayılması, insanın sevgiyi yaşamasına, kendisine saygı duymasına, kendisi ile barışık olmasına bağlıdır. Hoşgörünün bir hayat biçimine dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için de, Hz. Mevlana ve diğer hoşgörü ustalarının peşinden daha fazla gitmek, onları daha fazla anlamaya çalışmak gereklidir.

    ALINTIDIR..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 9 Nisan 2006; 22:49:32 >







  • hoşgörü "tamam gel ne dersen de, vur enseme" demek değildir. hoşgörü olayını iyi analiz etmek gerekir. insanların kusurları tabiki hoşgörülmeli insanların her şeyleri inceden inceye araştırılıp ayıplanmamalıdır ama öyle olaylar olur ki, buralarda hoşgörü kavramı ortadan kalkar.

    bir çoğu tevazu ile zilleti birbirine karıştırırlar. tevazu başka şeydir, mütevazi olmak için her şeye boyun bükmek başka şeydir. hoşgörü başka şeydir, hoşgörülü olmak için her şeye gözlerini kapatmak ayrı şeydir.
  • hoşgörünün herkesin kendine göre algıladığı değişen ve kişiye özel bir kavram olduğunu düşünüyorum, bazen da hoşgörü genel bir kavrammış ta herkes onu işine geldiği gibi kullanıyormuş gibime geliyor..Hoşgörüsüze hoşgörü gösterilmeli midir?
    İnsanları dinleme konusunda hoşgörü en önemlisidir. Çoğu kişilere bilgiyi edinme yolu çok önemli gelmiyor, çevremizde hemen başını sallayarak doğru dediğin gibi deyip bu öğrendikleri kavramları bize gerçek doğrularmış gibi sunuyorlar. Nereden alındığını bile doğru dürüst bilmediği veya kaynağını çok iyi araştırmadığı bu bilgileri bize savunmak ve kendi doğrularını o bilgiler üzerinde ispatlamaya çalışmakla görevli hissediyorlar.

    Bir kişi bir inancı ya da bir davranışa onu kabul etmeden de hoşgörü gösterebilir. İşin sırrı buradadır. Hoşgörülü olmak akıllı düşünmeyi ve karşımızdaki yaşam biçimlerine saygı göstermeyi gerektiriyor


    hoşgörülü olmayı en iyi kendimize hoşgörü göstererek öğreniriz…




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.