Şimdi Ara

Osmanlı Padişahları ve İpek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
630
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar bildiğiniz üzere Osmanlı Devleti İslam dinine sahip Müslüman padişahlar tarafından yönetiliyordu fakat ipek giymek İslam'da haram olmasına rağmen padişahlar ipek gömlekler giyiyorlardı. İçki içen padişahlar da vardı peki içki yasak kabul edilmiyor muydu yoksa bazı padişahlar nefislerine yenik mi düştüler? Sadece meraktan soruyorum İslam düşmanı değilim



  • İslam'ın kılıcı ve resmi temsilcisi olmak teoride kontrollü şekilde bazı daha az öncellikli İslami kuralların ihlalini içerebilir ama buradaki durum aynı zamanda eldeki imkanların kullanılması ve yerleşik maddi kültürün bazı algıları dayatmasıyla alakalı. Devlet-i Aliyye'nin sahibi cihan padişahı teoride mutlak bir emretme gücüne ve sarayında belirli bir mahremiyete sahipti, bu da padişahın kişisel tercihleri ve eğilimleri olan bir birey olarak meşruluğuna fazla bir etkide bulunmadan dini anlamda ilkesel ihlallere sapmasına olanak tanıyordu. Şarap cinsleri antik çağlardan bu yana Akdeniz dünyasında en iyi şekillerde üretilen keyfi tüketim maddeleriydi. İpek değerli ve güzel görünümlüydü. İstanbul yine antik çağlardan bu yana ipeklerin cennetiydi ve ünlü ticaret rotası İpek Yolu'nun - adı üstünde zaten - Avrupa'daki en önemli ve zengin duraklarından birisiydi. İpekten giysiler başlı başına bir prestij, zenginlik ve statü kaynağıydı. Osmanlı gibi oldukça iddialı ve güçlü ilahi monarşilerin bir şekilde kudretlerini sembolize etmesi ve bu konuda kimselerin gerisinde kalmaması gerekiyordu. Rum imparatorları veya doğudaki diğer sultanlar ipekler içerisinde gezerken Osmanlı sultanlarının daimi olarak savaştıkları, ittifak kurdukları veya kız aldıkları devletlerle şalvar veya basit kıyafetler içerisinde muhatap olmaları beklenemezdi.




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler cevabınız için. Ben de şöyle düşünmüştüm İslam'ı yaymak için İslam'ın ilkeleri biraz esnekleştirilebilir.
  • Jesse Owens J kullanıcısına yanıt
    Osmanlı İslam'ı yaymaktan ziyade İslam ile kendi cismaniliğini tanımlayıp İslam hükümranlığını yani kendi hükümranlığı yaymaya çalışıyordu. Osmanlı açıkça İslam'a asimile etmeye çalışmamıştır, asimile olmaya maddi ve sosyal anlamda teşvik etmiştir yalnızca. Devşirme sistemi bile toptan gayrimüslimleri İslam'a döndürmek için düşünülmedi ve sınırlı çapta kaldı maksat sadece hanedana ve saraya bağlı daima sadık kalacak kapıkulları yaratmaktı. İçki çok keyfi bir unsur ve hakkında esnek yorumlar yapılabilir zaten reâyâ ve kısmen askerî sınıf için yapılmıştır da ya da basitçe dinin normu padişahça ve diğer başkalarınca belirli bazı koşullar altında görmezden gelinebilir. Kimi padişahlar içkicidir kimisi içkiye karşı çok serttir. İçkici olanlar da tutup da halk önünde veya kadıların alimlerin yanında içmez. Ulemadakilerin içkiye karşı olan tavrı da kişisinden kişiye değişiyordu.




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Anlıyorum, teşekkürler. Yani Osmanlı, Halife gibi davranmaktan daha çok Osmanlı gibi davranmış.
  • Jesse Owens J kullanıcısına yanıt
    Osmanlı'dan önceki halifelerin mesela Emevi ve Abbasi Araplarının günümüzün katışıksız vahhabileri gibi davrandığını sakın düşünmeyin. Heykel, resim, içki ne ararsanız örneklerini bulabilirsiniz.
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Vay be, aydınlandım.
  • türklerde islam hep bir araçtır

    islam adına ülke işgal eder

    veya abd demokrasi için girer ıraka

    islamın araç değil amaç olması daha güzeldir.
  • Buna katılmıyorum işte kesinlikle Abd'nin kullandığı gibi kullanmamışlardır İslam'ı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jesse Owens

    Buna katılmıyorum işte kesinlikle Abd'nin kullandığı gibi kullanmamışlardır İslam'ı
    akdeniz osmanlı gölü olacaktı biraz daha zorlasak.hani diyoruzya abd nin ne işi var bilmem kaç km uzakta.

    ben kötülemek maksadıyla söylemiyorum.

    islam bir amaçtır .kimisi cennetin kapısında bakar kimisi cehennemin ,kimisi aşk la tutulur kimisi korkuyla .
  • quote:

    İslam'ı yaymak için İslam'ın ilkeleri biraz esnekleştirilebilir.


    kaçın.
  • Bu konuda , Osmanlı tarihinde yer edinmiş bilgiler veren sitelere de bakmak lazım

  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Ek olarak Osmanlı'da kahvehaneler de vardı ki bu kahveler 17. ve 18. yüzyıllarda kahve ve tütün içilen mekanlardı. Özellikle yeniçerilerin sık yaşadığı kahvelerdi. Osmanlı'nın hoşgörüsünden ziyade Osmanlı'da genel kurallara riayet edildikçe yaşantıya veya kişinin kendi yaşantısına müdahale yoktu, tabii bir noktaya kadar ve erkek olan vatandaşlar için bu daha genel geçer bir durumdu. Bir Osmanlı beyi ya da efendisi sabah ilmi metin okuyup, akşam soluğu Modada ya da İstanbul'un mesire yerlerinde ya da Fransız modasının veya eğlencenin yoğun olduğu yerlerde vakit harcayabiliyordu. Buna İstanbulun yapısı da müsaitti. Osmanlı 14. yüzyıldan I.Selim'in kutsal bölgeleri ve Mısır'ı Osmanlı'ya dahil etmesine kadar Türk-Bizans sentezi ve karakteristiği gösteriyordu. Geç dönemlerde artık Batı'nın güçlenmesi kabul ediliyor ki bunun belli bir süre Osmanlı tarafından kabul edilemediği dönemler de vardı. 1800'den sonra sürekli bir çözüm arayışı olmuştu imparatorlukta. Sonrasında inanılmaz bir çeşitlilik mozaik bir toplum görüntüsü de çizdi.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.