Pardus'un açık kaynak hackathon programına kayıtlar başladı (3. sayfa)

bu cümleyi eski pardus süperdi ama öldürdüler babında yapılan eleştirilerin çelişkili olduğunu vurgulamak için söylemiştim. bayrak devralınmadı gibi bir iddiam yok. onun haricinde yorumunuzu çok değerli buluyorum.

Kardeşim ben Pardus, Debian altyapısına geçtiğinden beri takibi bıraktım. Ne Pardus'u ne Pisi Linux'u ne de eski pardusun projeleri devralan-çatallayan toplulukları takip etmiyorum. Şimdi Manjaro ile devam ediyorum. Destek kesme, işten çıkarma vb. elbette olabilir. Kurum nasıl uygun görürse onu yapar. Benim eleştirdiğim sistemi pazarlama yöntemleri ve harcanan emeğe yapılan saygısızlık. Projeyi tasfiye ederken söyledikleri %100 yerli olma iddeası idi. O zamanlarda da bu yerli ve milliciler ile çok dilleşiyorduk. Gelinen nokta Debiana arka plan yüklemek ve Pardus'un sadece bir kaç yazılımını kulanmaktan ibaret. Ne gereksiz mahkeme davalarını takip edip üzülüyorduk.

Elbette eski ekip ve projelerinin ve de yeni ekip ve yeni projelerin hataları olabilir. Bu doğal. O zamanlar da beğenen ve beğenmeyen vardı bu da doğal. Kimse herhangi birşeyi sevmek zorunda değil. Kimisinin ihtiyacını karşılar kimisinin karşılamaz. Bunlar tartışılır, konuşulur, gerekirse oylanır. Bu doğal birşey.

Rahatsız olduğum tek nokta geçmişin hiçe sayılıp sanki Tübitak'ın bu konudaki projeleri çok başarılıymış/mükemmelmilş ve çok yerliciymiş gibi bahsedilmesi. Tübitak'ın bu konuda küçümsenmeyecek çok hatası var. Tek tek bahsetmeye zaman ayırmak istemiyoru.

Gerçekler anlatıldığı gibi olmayabiliyor kardeşim. Bildiklerimi paylaşmak istedim. Bir hatırlatma olarak şu bağlantıyı verebilirm. Webtekno'da yeni yayınlanmıştı. İster oku ister okuma. Ben ve benim gibi düşünen çok kişi var. https://www.webtekno.com/pardus-eski-muhendislerinden-duygulandiran-paylasimlar-h102847.html İlerleyen dönemlerde bu konu ile ilgili daha detaylı paylaşım yapılacağını yazmış içerik üreticisi. Merakla bekliyorum.

Biliyorum hocam. İçerikde hatalı bilgi olabiliyor. Düşüncemi paylaşan insanlar olduğunu belirtmek için paylaştım bağlantıyı. Herkezin yaptığı sık sık tekrarlanan ve ilgili kişilerin doğrusunu bildiği hatalar olduğundan çok aldırmadım.

1. Pardus tamamen yerli değildir, hiç de olmamıştır. Linux çekirdeği kullanan bir GNU dağıtımıdır. Kısaca GNU/Linux dağıtımı deriz genellikle.
2. Ve hatırladığım kadarı ile ilk, öntanımlı ve en yaygın masaüstü ortamı KDE idi. Zaten bu yüzden çok sistem kasmasıyla eleştiriliyordu. Ön tanımlı sürümünün.
3. İlk Türklerin ağırlıklı katkısını ortaya koyduğu dağıtımlar Pardus'tan önce de vardı. Ben Turkix Linux'a ek olarak bir de Truva Linux'u biliyorum. Eminim siz de biliyorsunuzdur.

Yazarla iletişim hiç kurmadım. Platformun sıradan bir takipcisiyim. Yazarın adı Şahin Kılıç. İletişim bölümünden irtibata geçilebilir belki. Şu saatten sonra içeriği düzelteceğini sanmıyorum, aylar oldu ama "sürpriz yapabilirim" demişsiniz. Bence sizin iletişime geçmeniz daha iyi olur hocam.

Belli ki konuya hakim birisiniz. Linux dünyasında bir geçmişiniz olduğu izlenimine kapıldım. Bir dağıtımın geliştirici tayfasından olabilir misiniz acaba?

Haklısınız hocam. İçerik üreticisinin çok daha dikkatli olması gerekiyordu. Dediğiniz gibi yeni öğrenenler için yanıltıcı oluyor. Birdahaki durumda farkettiğim hatalar için uyarı geçerim.

BSD'lerin tadı ayrı olmalı. Hiç denemedim ama özgür yazılım dünyasında ayrı bir tat olarak varlığını bilmek hoşuma gidiyor. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

İlk olarak eski Pardus'ları (2007-2008) kullandığımı (belki de uzun süre denediğimi demek daha doğru olur) hatırlıyorum, hatta KDE 3 ile Pardus 2007.1 sayesinde tanışmıştım. 700 MB'lık disk görüntüsünü o zamanki ADSL bağlantıyla birkaç saatte indirebiliyordum :D Sistemde 1GB bellek, Pentium 4 işlemci, Geforce Fx 5200 grafik kartı vardı. Öyle alevli dönmeli görsel efektlere pek bakmıyordum ama başta kullanışlıydı. Fakat artık kullanımda nelerle karşılaştıysam (ki hiç hatırlamıyorum) Debian'a geçip orada kalmışım. Kaldı ki ilk kullandığım dağıtım Pardus, ikincisi Debian yani. Hatta bir ara GPU'sunu değiştirdiydik o bilgisayarın, geçen yıla dek Debian hâlâ kurulu ve güncel şekilde çalışıyordu, HTML5 ile 480p youtube videolarında bazen zorlansa da :)

Ben o zamanlar toydum, acemiydim, Pardus'ta karşılaştığım bir hatayla bilgisayarın kullanılamaz hâle gelmesini göze alamıyordum, muhtemelen destek de bulamamışım ki Debian'a geçmişim diye düşünüyorum. Benzer yoldan Pardus ekibi de geçmiş sanırım

Millîlik yerlilik şeyleri o zaman da tartışılıyordu. Kullanılan GNU/Linux çekirdeğinin aslında tamamen yerli olmadığı bu yüzden "ulusal" sıfatının kullanılmaması gerektiği söyleniyordu. Kaldı ki KDE de, OpenOffice de hiç millî değil ama o zamanlar onlar da Pardus'u kurunca geliyordu. Artık Debian da Pardus'un içindekiler listesinde, ha bir eksik ha bir fazla diye bakıyorum.

Kaldı ki açık kaynak kodları ve özgür yazılımlarda yerlilik-ulusallık-millîlik falan ne kadar tartışılabilir kesin konuşmak mümkün mü bilemiyorum. Umarım projede çalışan yazılımcılar daha iyi yerlere gelmiştir ve dilerim daha da iyi işler çıkarırlar:)

Bildiğim kadarı ile proje sonlanmıştı çok uzun zaman önce. Devam ettiren olduğunu da sanmıyorum. Ben neredeyse hiç görmedim kullananı ve bir parçası olanı. Bu yüzden bir bağlantı olduğunu düşünmüyorum. Hali hazırda devam ediyormuş gibi görünen Truva Linux'un bile çok zayıf bir topluluğu var, az sayıda üyeden oluşan: https://www.truvalinux.org.tr/

Okuyunca bir nostaji yaşadım. Benim ilk deneyimim Ubuntu ile olmuştu. Hikayenin geri kalanı benzer; zayıf bilgisayar, aşırı yavaş internet (~0,5 Mbps), acemilik dönemi, farklı dağıtımlar deneme, KDE şıklığı, yaşanan sorunlar... Acemilik zamanında yaşadığım sorunları nasıl çözeceğimi bilmediğimden ilk aklıma geleni yapıp format atıyordum habire. Bir haftada belki de on kere. En sonunda harddiski bozdum ama Linux dağıtmlarıyla ilgilenmek bilgisayar bilgimi epey arttırmıştı.

Hikayen güzel. Kendi geçmişimi hatırladım. Bir tebessüm yarattı.

Haklısın. Bizimkiler çok aceleci davranıyor gururlanmak için. Zannedersem destek toplamaya çalıştıkları için böyle bir slogan ile yola çıkıyorlar. Ama forumlarını incelediğimde pek faydası olmamış gibi. Üzücü. Diğer daha yolun başında kendi ülkelerinden ziyade farklı bir hedefle hareket ediyorlar. Kullanım kolaylığı, sadelik, kararlılık vb. gibi. Yine de denedikleri için teprik ediyorum her ekibi. Göreceli olarak başarısızlıkla da sonuçlansa bir çaba göstermişler. Bu toplulukların özellikle forum tarafı çok önemli bence. Forum içinde dolaşan muhabbet, yardımlaşma hem bir kültür oluşturuyor hem alternatif bir bilinç. Hem de topluluk üyesinin kendisini topluluğun bir parçası olarak hissettiriyor. Her türlü faydası oluyor. Topluluk birikmeyince de üretilen proje zayıflıyor bir süre sonra da yok olabiliyor. Normal birşey aslında bir çok şey için durum böyle. Bazı projeler başarılı bazıları değil. Benim ilgimi çeken olursa takip ediyorum, çekmiyorsa pek ilgilenmiyorum.

Pardus mu kaldı ya... Debian yamalısı.

Hea, şimdi anladım, eyvallah. Dediğin gibi bir ruh varmış, özgün programlar geliştiriliyor vs. Keşken şimdi de devam etseydi, atla deve değil aslında, basit işler.