Şimdi Ara

Psikiyatr'ın bana koyduğu teşhis hakkında.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
38
Cevap
0
Favori
2.494
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşla bu sabah psikiyatr'a gittim bana koyduğu teşhis "Ankisiyete bozukluğu".Eve gelince araştırdım nedir bu diye her an birşey olacakmış gibi korkmak,kaygılanmak ve iç huzursuzluk diyorlar.Bende her an birşey olacakmış kaygısı yok fakat iç huzursuzluk max. diyebilirim.Doktor kalıcı olduğunu sanmıyorum dedi.Acaba yazdığı bu teşhisi teşhis yazmak için yazılmış olabilir mi? Sürekli kaygılanıp evhamlansam şüphelenmeyeceğim ama her an birşey olacakmış gibi kaygılanmıyorum.Yazdığı ilaç ise ''selectra''



  • İç huzursuzluk derken, tam olarak neler rahatsızlık veriyor ? Birde, yaşınız kaç ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vakkas.

    İç huzursuzluk derken, tam olarak neler rahatsızlık veriyor ? Birde, yaşınız kaç ?
    Yaşım 19.İç huzursuzluktan kastım depresyon gibi ama değil.Kendimi rahat hissedemiyorum,özellikle bir grubun içindeyken.Moral 0'a yakın yaşam isteği kesinlikle yok.Kişileri izliyorum mesela üniversitede.Askerden gelmesine rağmen kendini 14-15 yaşında hissedenler,fikirleriyle başkalarının hayatını aşağılayanları vs. gördükçe sinir küpü oluyorum ya da bana müdahale edildiğini hissettiğimde.Sinirimi de dışarıya vurmuyorum içime atıyorum hep.Bu da zaten var olan iç huzursuzluğu katlıyor.
  • Amacım yanlış bilgilendirmek ya da ahkâm kesmek değildi.

    Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Vakkas. -- 28 Aralık 2011; 1:09:11 >
  • Bu hafta sonu psikoloğa da gideceğim.Bu sıkıntı huzursuzluk bende yıllardır var.Doktorun birde ergenlikten henüz çıkmamış olabilirsin ondanda kaynaklanıyo olabilir dedi.Ama bu sıkıntı ömür törpüsü gibi birşey oldu artık.
  • Vakkas. beni yanlış anlamayın ancak, arkadaşı yanlış yönlendiriyorsunuz.
    İlk gitmeniz gereken kişi bir psikiyatristtir, yani bu işin doktorudur.

    Doğru olanı yapmışsınız. Selectra da anksiyete bozukluğu tedavisinde yaygın kullanılan, başarılı ilaçlardan birisidir. Lustral olarak duymuş olabilirsiniz. Bahsetmemişsiniz ancak sanırım tek dozla başladınız? Yani günde 50 mg.?

    Psikolog olayını ise doktorunuz ile konuşmalısınız. Psikologlar doktor değildir, psikoloji bölümü mezunu kişilerdir. Alanları psikiyatri değil, psikolojidir. Ancak yüksek lisans ve doktora yapmış olan psikologlar, klinik psikoloji alanını seçip muayene yetkisi alabilirler. (Eğer yanılmıyorsam prosedür bu şekilde. İlaç yazabiliyorlar mı bilmiyorum.) Doktorunuzla konuşmalısınız dedim çünkü sizin için düşündüğü tedaviye bağlı olarak bir fikir belirtecektir. Klinik psikologlar da sizin için, bir tedavi biçimi olan psikoterapi uygulayabilirler.

    Diğer sorunuza geleyim: Anladığım kadarıyla doktorlara güvenmiyorsunuz. Ya da işlerini düzgün yapmadıklarını düşünüyorsunuz. Hak verebilir miyim... Kısmen... Sadece doktorlardan değil, her şeyden şüphe ediyoruz, genel bir temkinli yaklaşım içerisindeyiz. Ancak anksiyete bozukluğunuz varsa muhtemelen siz genel olarak daha da temkinli yaklaşıyorsunuz birçok şeye. Neyse, çok uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Açıkçası doktorunuzun sorumsuzca böyle bir teşhis koymuş olduğunu ben zannetmiyorum. Şüphe etmek o kadar kötü bir şey değil ancak bu insanlar altı yıl fakültede, dört yıl da ihtisasta olmak üzere 10 yıl boyunca bu işi öğreniyorlar. Kim bilir bugüne kadar sizden başka kaç hastaya daha baktı, yaptığı tedavilerin olumlu sonuçlarını gördü ve böyle bir tedavi şeklini size uygun gördü? Bence oldukça yüksek bir sayı olmalı bu. Yani doktorunuza güvenmenizi tavsiye ediyorum. Eğer uygun gördüğü tedavi sizde sonuç vermezse değiştirebilirsiniz, başka bir doktora görünebilirsiniz ancak şu an için tedaviye güvenmeli ve açık olmalısınız. Aksi taktirde tedavinizi güçleştirirsiniz. Doktorunuz şu an sizden büyük ihtimalle tam teslimiyet bekliyor.

    Anksiyete bozukluğu benim gördüğüm kadarıyla oldukça yaygın psikolojik bir rahatsızlık. Çok hafif ya da çok ağır olabiliyor, intihara kadar yolu var. Aynı hastalığı ben de uzun süre çektim. Hala çekiyorum. Tekrar tedavi olmaya başladım iki ay önce. İlk tedavimde ki dört yıl önceydi, yalnızca ilaç kullanmıştım şu an iki ayrı ilaç kullanıyor ve bir de psikoterapi seanslarına giriyorum. Hatta tam olarak hastalığımı yazayım: "Ağır anksiyete bozukluğu + sosyal anksiyete bozukluğu + obsesif kompülsif bozukluk"

    Anksiyete bozukluğu demek, kesin her an sağınızı solunuzu kontrol edeceksiniz ya da kötü bir şeylerin olmasını bekliyorsunuz anlamına gelmez. Çok basit bir şekilde, kaygı bozukluğu diyebilirim bu hastalık için size. Normal insanlar kaygılanırlar, kaygılarını kendilerine yararlı olacak şekilde kullanırlar ancak biz (ben de dahil) kaygılandığımız zaman hem bunu çok daha fazla hissederiz hem de daha çok şeye kaygılanırız. Bu alışkanlık zamanla irili ufaklı birçok şeye karşı bir kaygı durumunu getirir. Kaygılanacağımızı bildiğimiz için her şeye karşı daha dikkatli oluruz, ayrıntılara takılmaya başlarız. Kendimiz olmamış şeylerden koruma ihtiyacı hissederiz ve bununla birlikte çevreyi kontrol etme isteği oluşmaya başlar.

    Tabi anksiyete bozukluğunun birçok çeşidi var. Ben burada yalnızca kendimle ilgili bildiğim kısımları anlattım size. Bu söylediklerimin hiçbirini hissetmemiş de olabilirsiniz, benimle tamamen aynı da olabilirsiniz.

    Hep kötü şeylerden bahsettim, biraz da iyi konuşayım: Öncelikle sorununuz çok yaygın, çözümü zor değil. Hatta tedavi süreci oldukça zevkli geçiyor bile diyebilirim. Yalnızca ilaç kullandığım ilk tedavimde bile kendimdeki değişikliği gördükçe mutlu olduğumu biliyorum. Yıllardır bu sıkıntı, huzursuzluk var demişsiniz, ben de size tedaviniz o kadar yıl almayacak ve kolaylıkla iyileşeceksiniz diyeceğim. Yani umutsuzluk hissetmenizin şu an hiçbir anlamı yok. Biraz daha ileri gidersem eğer, anksiyete bozukluğu, obsesif-kompülsif bozukluk gibi rahatsızlıkların genelde düşünen beyinde oluştuğu söylenir. Analiz yeteneği, bütünden parçaya düşünebilmek, soyut düşünebilme yeteneği (örneğin matematik), ayrıntıları yakalayabilme gücü gibi şeylerin yanı sıra, empati, ruhsal çözümleme yapabilme yeteneği gibi normalde sözel olduğunu düşüneceğimiz şeyleri bile bu hastalıklarla ilişkilendirenler var. Tabi hastalığınız geçtiğinde varsa eğer bu özelliklerinizi kaybetmiyorsunuz. (Yanlış anlaşılmasın, bu saydığım özellikler bende var demek istemedim.)

    Özetlersem eğer, benim size acizane tavsiyem doktorunuza ve tedavinize güvenmeniz, doktorunuzun istediklerini harfiyen yerine getirmenizdir. İyi olacaksınız, ben şahsen eminim, siz de emin olun.




  • @M

    İlk bir hafta yarım doz sonrasında tam doz kullan dedi ve ilaç rahatlatma etkisini 3 hafta sonra ancak gösterir dedi.Reçeteyi yazarken de sinirini alalım bakalım bu senin içsel gerilimini alır dedi.Aslında doğru sebepsiz yere bi gerilim de yok değil bende.Ben ayrıntıya çok takılırım ve sanırım bu hastalığa sahip çoğu kişi aşırı mantıklı oluyormuş.Ben hal hareket hatta cümlelerde dahi rahatlıkla hata bulabiliyorum bu da bazen beni sinirlendiriyor.Önce ufak şeylere sinirlenmemeyi öğrenmem lazım sanırım.Psikolog ile bunu da konuşacağım.

    Ayrıca kafeinin ne gibi bi etkisi olur bu hastalıkta?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: missisippi

    @M

    İlk bir hafta yarım doz sonrasında tam doz kullan dedi ve ilaç rahatlatma etkisini 3 hafta sonra ancak gösterir dedi.Reçeteyi yazarken de sinirini alalım bakalım bu senin içsel gerilimini alır dedi.Aslında doğru sebepsiz yere bi gerilim de yok değil bende.Ben ayrıntıya çok takılırım ve sanırım bu hastalığa sahip çoğu kişi aşırı mantıklı oluyormuş.Ben hal hareket hatta cümlelerde dahi rahatlıkla hata bulabiliyorum bu da bazen beni sinirlendiriyor.Önce ufak şeylere sinirlenmemeyi öğrenmem lazım sanırım.Psikolog ile bunu da konuşacağım.

    Ayrıca kafeinin ne gibi bi etkisi olur bu hastalıkta?

    İlk hafta yarım doz, üç ilaç kullandım ben bugüne kadar, üçünde de aynı şeyi yaptırmıştı doktorlarım. Yani gayet normal. İlk ilacımda ama acele etmiştim, üçüncü günden tam doza geçmiştim. Bir an önce etkisin diye. Hayatımın en büyük hatalarından biriydi. Şaka bir yana, yan etkileri çok fazla çıkmıştı ortaya. Hafif sarhoş gitmiştim okula, o kadar.

    Sinirleniyorsanız çabucak, yani çok kolay ajite oluyorsanız, bu zaten genel olarak gergin olmanızdan kaynaklanır. Gerginsinizdir çünkü çok kaygı yapıyorsunuzdur, kendinizi çok sıkıyorsunuzdur vs... Birçok nedeni olabilir. İlaç sizi rahatlatacağından bunlar da geçecektir.

    Aslında söyleyebileceğim, anlatabileceğim çok şey var. Küçücük bir hastalık, geçtiğinde anlayacaksınız siz de, insanda o kadar büyük bir etki bırakıyor ki anlatılmaz, yaşanır. Ben bu hastalığı çok ağır geçirmiştim, şimdi o zamanları hatırlıyorum, kendime insan değilmişim diyorum. Ve pişmanım o güzelim yılları daha dolu yaşayamadığım için.
    Bu arada ilk tedavime 18 yaşındayken başlamıştım. Yaş 23'e geldi çattı, geride hala kırıntıları var, şimdi de onları temizliyorum.

    Zaman zaman konuşuruz sizinle yine, ihtiyacınız olduğunda ya da. Her zaman PM atabilirsiniz.



    Kafeinle ilgili bir şey söylememişti doktorlarım. Bunu doktorunuza sorsanız daha iyi, benim bilgim yok. Ancak ilacınızı alkolle birlikte kullanmanız sakıncalı. Yani, ani, çok ciddi bir etkisini görmedim alkolle alınca, ancak kesinlikle tavsiye edilmiyor, birçok kez uyardı doktorlarım. En azından bir saat aralık bırakabilirsiniz, ilaç ile alkol arasında. Bunu yapmaya dikkat ediyorum ben de.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    quote:

    Orijinalden alıntı: missisippi

    @M

    İlk bir hafta yarım doz sonrasında tam doz kullan dedi ve ilaç rahatlatma etkisini 3 hafta sonra ancak gösterir dedi.Reçeteyi yazarken de sinirini alalım bakalım bu senin içsel gerilimini alır dedi.Aslında doğru sebepsiz yere bi gerilim de yok değil bende.Ben ayrıntıya çok takılırım ve sanırım bu hastalığa sahip çoğu kişi aşırı mantıklı oluyormuş.Ben hal hareket hatta cümlelerde dahi rahatlıkla hata bulabiliyorum bu da bazen beni sinirlendiriyor.Önce ufak şeylere sinirlenmemeyi öğrenmem lazım sanırım.Psikolog ile bunu da konuşacağım.

    Ayrıca kafeinin ne gibi bi etkisi olur bu hastalıkta?

    İlk hafta yarım doz, üç ilaç kullandım ben bugüne kadar, üçünde de aynı şeyi yaptırmıştı doktorlarım. Yani gayet normal. İlk ilacımda ama acele etmiştim, üçüncü günden tam doza geçmiştim. Bir an önce etkisin diye. Hayatımın en büyük hatalarından biriydi. Şaka bir yana, yan etkileri çok fazla çıkmıştı ortaya. Hafif sarhoş gitmiştim okula, o kadar.

    Sinirleniyorsanız çabucak, yani çok kolay ajite oluyorsanız, bu zaten genel olarak gergin olmanızdan kaynaklanır. Gerginsinizdir çünkü çok kaygı yapıyorsunuzdur, kendinizi çok sıkıyorsunuzdur vs... Birçok nedeni olabilir. İlaç sizi rahatlatacağından bunlar da geçecektir.

    Aslında söyleyebileceğim, anlatabileceğim çok şey var. Küçücük bir hastalık, geçtiğinde anlayacaksınız siz de, insanda o kadar büyük bir etki bırakıyor ki anlatılmaz, yaşanır. Ben bu hastalığı çok ağır geçirmiştim, şimdi o zamanları hatırlıyorum, kendime insan değilmişim diyorum. Ve pişmanım o güzelim yılları daha dolu yaşayamadığım için.
    Bu arada ilk tedavime 18 yaşındayken başlamıştım. Yaş 23'e geldi çattı, geride hala kırıntıları var, şimdi de onları temizliyorum.

    Zaman zaman konuşuruz sizinle yine, ihtiyacınız olduğunda ya da. Her zaman PM atabilirsiniz.



    Kafeinle ilgili bir şey söylememişti doktorlarım. Bunu doktorunuza sorsanız daha iyi, benim bilgim yok. Ancak ilacınızı alkolle birlikte kullanmanız sakıncalı. Yani, ani, çok ciddi bir etkisini görmedim alkolle alınca, ancak kesinlikle tavsiye edilmiyor, birçok kez uyardı doktorlarım. En azından bir saat aralık bırakabilirsiniz, ilaç ile alkol arasında. Bunu yapmaya dikkat ediyorum ben de.

    Evet sanırım gerginliğim kendimi çok sıkmaktan.Hemde çok Birde şu var gerçi alıştılar ama yurtta asık suratlı veya tepkisiz olduğumda noldu noldu diye üzerime çok geliyorlar bunu da rol yaparak atlatıyorum burada da çok sıkıyorum kendimi buna karşı ne yapabilirim? Ve hakikaten insan en güzel yıllarını yani bence gençlik yıllarını bu hastalıkla geçirebiliyor sizin gibi,benim gibi.

    İleride size pm atacağımdan emin olabilirsiniz ayrıca bu samimiyeti verdiğiniz için teşekkürler :)




  • @M
    Muhteşem yazmışsın
    Bana birşey kalmamış, hatta grup terapisi tadında olmuş bir de tıp okusaydın:)

    @missisippi
    İlacınızı mutlaka için, bunun ucu açık bir tedavi olduğunu da bilin belki 6 ay belki 6 yıl...zaman sizin durumunuza ve uyumunuza göre değişecektir
  • Yandık yahu zorlu günler beni bekliyor.Belki de ilerideki günlerim tedaviden önceki dönemimden daha iyi geçer.Yardımlarınız için teşekkür ederim :)
  • Bu konunun kilitli olması gerekir. Kesinlikle açan arkadaş alınmasın. Çünkü sebebi yasal problemlere dayanıyor.

    Forumdaki en alim adam bile gelip burda bir tıp doktorunun verdiği teşhis üzerine yorum yapamaz. Heleki psikiyatri gibi ciddi bir bilim dalının doktorunun görüşü üzerine. Kısacası tıp lisansın yoksa konuşma.

    Konuyu açan arkadaşım, iyi kötü burdaki hiç bir yorumu dikkate alma. Kimse burada doktor değil olsa bile heleki ruh hastalıkları öyle forumdan anlaşılacak şeyler değildir. Yapabileceğiniz tek bir şey var eğer şüphede iseniz bunu doktorunuzla paylaşmak veya başka bir doktora görünmektir.
  • Replika, endişenizi anlıyorum ve gayet de haklısınız. Ancak öncelikle aramızda doktor olanlar var. (Ben değilim.)
    Tabi ki klavye başından teşhis gibi bir olaydan bahsetmiyorum ancak arkadaşın doktoruna ve tedavisine olan inancı tam değil. Amacım biraz olsun bunu sağlayabilmekti kendisine. Bunun tedavi veya teşhisle ilgili olduğunu sanmıyorum.
    Dikkat ederseniz bu yüzden tedavi üzerine yorum yapmamaya çalıştım. Söylediklerim çoğunlukla kendimle ilgili ve doktorlarımdan birinci ağızdan duyduklarıma dayanan şeylerdir. Kısaca arkadaş kendisi için oldukça ilginç bir sürece giriyor şu anda, biz de kendisini yalnız bırakmamaya çalışıyoruz. :)

    Bunu şöyle de açıklayabilirim: İkinci kez (başka bir) doktora gittiğimde, yani ilk tedavimden bir sene sonra, kendisiyle bir seansı sırf çok bilmişliğim üzerine konuşarak geçirmiştik. Aslında hiç ukala bir çocuk değildim, çok bilmişlik yapmazdım, kibirli de değildim ancak aslında öyle olduğumu, bunu sadece dışarıya vurmadığımı fark ettim. Yani kafamın içinde bu düşünceler vardı ama sözlü olarak dışarı çıkmıyordu, arkadaşlarıma karşı çok açıktım. O seanstan çıktığımda asla kendi kendimin doktorluğunu ve doğal olarak da başkalarına doktorluk yapmamayı iyi bir şekilde öğrenmiştim. İşin özü aslında zaten bilmeden konuşmamaktan geçiyor. Ben tıp okumadım, dolayısıyla teşhis yapamam, tedaviyi de öngöremem ama yaşadığım bir süreçten geçebilecek insanlara en azından kendi yaşadıklarımı aktarabilirim diye düşündüm.




  • Sizin ilk mesajınızda birini uyarmışsınız bahsettiğim durum oydu.

    Hastalıkla ilgili tecrübeler paylaşılabilir (ilk mesajımda bunu belirtme gereği duymamıştım çünkü forumda konunun açılış amacı en fazla bu olabilir) ama muhtemelen 1 2 gün sonra konuda, bir sürü doktor teşhisini eleştiren veya "la ilaçlar bişeye yaramıyo anca uyutuyo" gibi yorumlar olacak.

    Aramızda doktor da olsa, hastayı görüp muayne etmeden, heleki psikaytride hiç bir şey söylenemeyeceğini bilir.
  • aynı şey bendede var hocam okulda falan çok sıkılıyorum o boş beyinleri sadece marka , popilerlik ,yakısıklılık , kim kiminle vs.. o beyinler yokmu onların arasında kendimi tanrı gibi hissediyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    Bu arada ilk tedavime 18 yaşındayken başlamıştım. Yaş 23'e geldi çattı, geride hala kırıntıları var, şimdi de onları temizliyorum.


    Aman tanrım

    Sanırım aynı durum benim için de söz konusu ve @M, yaşımız da bu olayın başlangıç zamanı da hemen hemen aynı fakat ben yeni farkediyorum. Aşırı mükemmeliyetçi bir insanım ve özellikle kendimi bu yüzden çok eleştiririm, çuvaldızı hep kendime batırırım. Hatta bu yüzden, mükemmel yapamayacağım işlerden kaçma durumu söz konusu ve bu da beni 18'li yaşlardan sonra üşengeçliğin pençesine düşürdü.

    Acaba cahil bir insan gibi davranıp, direk ilacı almalı mıyım

    Daha etkili ve yan etkisiz bir çözüm ise bilinçaltını eğitmek. Bilinçaltı hayal ile gerçeği ayırt edemez ve kurduğumuz hayaller uzun vadede bize kalıcı bakış açısı değişimleri olarak döner. Son günlerde bu tarz tedaviler üzerinde duruyorum, araştırmanızı tavsiye ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 28 Aralık 2011; 4:02:37 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Réplika

    Sizin ilk mesajınızda birini uyarmışsınız bahsettiğim durum oydu.

    Hastalıkla ilgili tecrübeler paylaşılabilir (ilk mesajımda bunu belirtme gereği duymamıştım çünkü forumda konunun açılış amacı en fazla bu olabilir) ama muhtemelen 1 2 gün sonra konuda, bir sürü doktor teşhisini eleştiren veya "la ilaçlar bişeye yaramıyo anca uyutuyo" gibi yorumlar olacak.

    Aramızda doktor da olsa, hastayı görüp muayne etmeden, heleki psikaytride hiç bir şey söylenemeyeceğini bilir.



    Özür dilerim yanlış anlamışım.
    Haklısınız, söylediklerinize katılıyorum.

    as74, teşekkür ederim. Aslında lise ikiye kadar ben doktor olacağım diye dolaştım, kısmet mühendisliğeymiş.

    PaiMei, ilaçları kendi başınıza kullanmanızı kesinlikle tavsiye etmiyorum. Mutlaka bir doktor onayı almalısınız. Aksi taktirde sizin için yararlı değil, zararlı olacaktır.

    Bahsettiğiniz mükemmeliyetçilik konusunu biliyorum. Her şeyi en iyi şekilde yapma isteği, yapılan bir şeyden maksimum verim amla isteği ya da yaptığınız herhangi bir aktiviteden en büyük zevki alma isteği şeklinde mevcuttu bende. Ancak dikkat ederseniz, bunlar aslında kötü şeyler değil. Sadece fark etmeniz gereken şey, bu saydıklarımın amaç değil araç olduklarıdır. Örneğin bir oyun oynayacaksınız diyelim, iyi bir donanımla, iyi bir monitörle ve kimse sizi rahatsız etmezken oynamak anormal bir davranış değildir. Ancak oyunu değil de oyunu oynadığınız bu ortamı dikkate almaya başlamışsanız bu anormaldir. Zira monitör, bilgisayar sizin için amaç değil araçtır. Amaç oyun oynayıp zevk alabilmektir. Bunun farkında olmak önemli...

    Oyun tabi ki bir örnek yalnızca. Birçok örnek verebilirim bu konuda. Muhtemelen sizin de verebileceğiniz örnekler vardır.

    Öncelikle ben size bir doktora görünmenizi tavsiye ediyorum. Açıkçası, buradan bakıldığında "deli miyim ben doktora gideyim", "bu da yeni moda, iki sıkıldı mı hemen millet doktora gidiyor.", "tedaviye ve ilaca inanmıyorum, ben kendimi adam ederim" türünden özür dilerim ama cahilce tepkiler verecek bir insana benzemiyorsunuz. Dolayısıyla doktora gitmek sizin için bir sorun olmamalı.

    Ben örneğin diş hekimini görünmekten çekinirim, MR'a girmekten korkmuştum, kan verdiğimde her seferinde tansiyonum düşüyor, KBB uzmanına görünmekten korkuyorum, endoskopi, kolonoskopi hepsine alerjim var. En rahat gittiğim ve her seferinde hiç erinmeden, gitmek istediğim tek doktor türüdür psikiyatrist. Herhangi fiziksel bir muayene olmayacak, teşhis ve tedavi sizin anlattıklarınıza göre verilecek.

    Yani kısacası, çekinmeniz için hiçbir gerekçe yok ortada.
    Ben size ayrıca, kendi kendinizi tedavi edemezsiniz de demiyorum. Doktora gitmenizi, siz kendi başınıza tedavi olamazsınız diye istemiyorum. Bu da olasılıklar dahilindedir. Her şeyden önce, bu türden psikiyatrik tedavi sürecinde hastaya da rol düşmektedir. Yani biraz siz çaba göstereceksiniz, biraz doktorunuz gösterecek, ilaç da size bu konuda güzel bir destek olacak. Sizden doktora gitmenizi istememin nedeni, tren yolculuğu yerine uçak yolculuğunu önermemdir. Yani kendinizi yormanıza gerek yok, rahatı ve hızlısı varken...




  • Aslında doktoruma güveniyorum fakat acaba kendimi yeterince ifade etmedim mi diye düşünmeden edemiyorum gerçi yürüyüşünden duruşundan bile ruh halini anlayabilen doktorlar var.
  • olabilir. Anksiyete, asırı kaygı demektir. Buyutmeyin.
  • Anksiyeteden kurtumanın diğer bir güzel yolu da mutlu insanlarla bir arada olmak... Çevrenizde mesela yeni çocuğu olmuş bir akraba falan varsa onun yanında zaman bolca geçirin. Ya da mutlulukları göz kamaştıran örnek bir dost-akraba varsa onların yanında zaman geçirmeye çalışın. Buna benzer şeyler işte, ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

    Zamanında bana buna benzer şeyler çok iyi gelmişti. Bende o zamanlar sürekli bir iç huzursuzluk ve 'güvenlik kaygısı' olurdu. O zamanlar askerlikte yaşadığım 3-5 olay bana bunu hissettirirdi, sanki sürekli olarak birileri beni öldürmek için fırsat arıyor, sanki bir açığımı bulup yalancı şahitlerle yine mahkemeye gönderileceğim falan gibi kaygılarım vardı. Ama ufak bir tatile çıkıp yeni evlenen bir arkadaşımın evinde 1 gün geçirmek ve çocuğu olmuş bir başkasının evinde bir kaç gün kalmak bile bana çok iyi gelmişti. O durumdan sıyrılmama yardımcı olmuştu. İnsan o zaman şunu görüyor: "Hayatta her zaman kötü şeyler olmak zorunda değil! İyi şeyler de oluyor!"




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.