SOMA (2015) [ANA KONU] (10. sayfa)

Az önce bitirdim oyunu Türkçe yamasıyla beraber oyunun içindeki herşeyi okuyarak ve gayet iyi anlayarak oynadım. Çok etkilendim ve bende bıraktığı düşünce ise oyunun bi çeşit dijital şizofreni gibi olması yani kişiliğin dijital olarak kopyalanarak bölünüyor ve beraberinde şu soruyuda bırakıyor(özellikle 4km derine dalmadan önce vücut değiştirerek dalgıç giysili bir vücuda kendimizi kopyalamamız sırasında) ''Bir benliğin kaç bilinci olabilir yada bir bilincin kaç benliği olabilir?''. Bu konuda gerçekten güzel ve ilginç bir oyundu. Finalinde gerçek Simon aşağıda kaldı ve ölüme terkedildi diğeri ise uzaydaki küçük sahte bir sanal gerçeklik dünyasında bi çipin içinde yüzyıllarca yaşayacak. Tüyleri diken diken eden kısmıda buydu. Aşağıdaki tamamen çaresiz kaldı. Neyse aldığı puanları hakediyor çok güzel oyundu. Ama canımı sıkan sinirimi bozan bi tarafı vardı, yaratıklar. Özellikle son 2 yaratık! O hareket etmeyen sabit durup gelmeni bekleyen ve ondan sonraki en ufak sesi bile duyup anında hızlıca gelip takip eden yaratık. O kısımda zorlandım yoksa öncekileri atlatması kolaydı. Oyunun atmosferi zaten korkunç, ürkünç, gerici... Birde çeşit çeşit yaratığın neye nasıl tepki verdiğini anlamaya çalışıp ardından kurtulmak için çabalamak ayrı bi dert oyunda. Oyunun en sevdiğim yanıda gerilim dolu atmosferi dışında olağanüstü bilim-kurgu içermesi ve bulmacaları çözerken bilgisayar oyunu içinde bilgisayar kullanmamız, güç bağlamamız, şifre girmemiz vs. bayağı güzeldi.

Bu ark olayını belli bir yerden sonra çözmesi lazımdı, olmadı kendini ilk kopyaladığın zaman sonunun ne olacağını anla be kardeşim.
Açıkçası ben ilk durumu farkettiğim zaman fişimi çeker kapardım kendimi, bi çipin içinde var olan yazılımlar, programlar veya sanal insancıklar için o kadar acıya korkuya katlanılır mı?

Fakat oyunun temel yapısında da anlatıldığı gibi; İnsan beyni kendine zarar verecek şeyleri hemen kabullenmiyor. Bizim Simon da aslında o kısmı düşünmek istemiyor ve kabullenmiyor. Fiş çekme olayına gelince de: gerçek manada kendinizi Simon ın yerine koyun. Bütün benliğiniz bütün bilginiz şu an bulunduğunuz bedenin içinde. yani o sizsiniz. Gerçek insan halinizden farksız. Gerçekten algılaması çok zor bir olay. Hatta şu anda tüyleriniz diken diken olmuştur. Gerçekten güzel bir yapıt. yapımcılara şapka çıkarıyoruz.