Şimdi Ara

Su Arıtma Sistemleri Hakkında Bilmedikleriniz. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
158
Cevap
12
Favori
165.007
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Paylaşım için teşekkürler
  • kafamdaki soru işaretlerini kaldırdı bu konu..teşekkürler..kesinlikle bu ürünlerden almayacağım.
  • Sonuç olarak ne yapacağız? o kötü bu kötü, biz nasıl temiz su içeceğiz? herkes bişeyleri kötülemiş, başkaları da aynı şeyleri iyilemiş? ne içeceğiz?
  • Osmos ne demek? Ortaokul bilgilerinden hatırlayanlar vardır. Suyun az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçmesi. Mesela Bir kabı ortasından suyu geçiren ama mineralleri geçirmeyen bir zarla ikiye ayırdığımızı düşünelim. Bir tarafa içinde tuz, kireç veya başka bir mineral çözünmüş su olduğunu düşünelim. Diğer tarafında ise saf su olsun. Mineralli tarafın seviyesi yüksek olsa bile saf su tarafından mineralli tarafa su geçişi olacaktır. (Tabii yükseklik farkından oluşan basınç osmatik basıncı dengeyene kadar) Buna osmos denir. Ters osmos adından da anlaşılacağı üzere bunun tersidir. Bunu yapabilmek için basınç uygulamak gerekir. Basınç uygulandığında mineralli taraftan saf su tarafına geçiş olacaktır. Bu da biraz önce verdiğim örnekte mineralli tarafın seviyesinin saf su tarafındakinden daha fazla olmasıyla olabilir. Bu arıtım cihazlarında ise pompayla ya da şebeke basıncıyla yapılır.

    Ters osmos filtrelerinde delik çapı geçecek mineralleri belirler. Çalıştığım fabrikadaki kazan su hazırlama sisteminde ise ters osmosdan elde edilen su saf suya yakındır. Bende ev tipi su hazırlama cihazlarında da saf suya yakın olacağını düşünüyorum. Saf su ise asidik değildir nötrdür.x Ama bu cihazlarda son bir karbon filtre oluyor. (hepsinde olamayabilir) Bu filtre suya mineral kazandırıyor. (aslında filtre demek yanlış çünkü filtre suyun içindekileri süzmesi gerekir) Ama gerekli mineralleri kazandırır mı, ya da zararlı mineralleri de verir mi bilmiyorum.




  • Merhabalar,

    Binamızda bulunan "eski" ve "sürekli pas üreten" boru hattı nedeniyle ben de bu evsel "su artıma" olayını inceledim. Konu ile ilgili iki akademisyenin yazdığı bir makale buldum. Gayet anlaşılır bir dille yazılmış Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Link'ini aşağıda veriyorum:

    http://www.scopemed.org/?mno=593

    Dikkatinizi çekmek istediğim cümleleri aşağıda veriyorum:

    "...Yapılan laboratuar çalışmalarında evsel arıtım cihazlarının tamamının ilk birkaç ay kaliteli arıtım sağladığı, daha sonra mikrobiyolojik kirlenmenin başladığı, altıncı aydan sonra bütün cihazlarda üreme olduğu tespit edilmektedir. .."

    "...Sonuç olarak hangi yöntemle arıtırsa arıtsın, su arıtma cihazlarının kullanımı halk sağlığı açısından önemli tehditler oluşturabilmektedir. Suların kalitesinde oluşan bozulmaları veya yayın organlarındaki yayınları fırsat bilen ticari kuruluşların evsel su arıtım sistemlerini pazarlamalarına fırsat verilmemelidir...."


    Referans: Doç.Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Doç.Dr. Recai Oğur, "Evsel Su Arıtma Cihazlarına Dikkat", TAF Preventive Medicine Bulletin, 2009: 8(2)

    Kolay gelsin...




  • O değilde arkadaşlarımın evinde hala terkos suyu ikram ediliyor bana.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: minicikdev

    Merhabalar,

    Binamızda bulunan "eski" ve "sürekli pas üreten" boru hattı nedeniyle ben de bu evsel "su artıma" olayını inceledim. Konu ile ilgili iki akademisyenin yazdığı bir makale buldum. Gayet anlaşılır bir dille yazılmış Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Link'ini aşağıda veriyorum:

    http://www.scopemed.org/?mno=593

    Dikkatinizi çekmek istediğim cümleleri aşağıda veriyorum:

    "...Yapılan laboratuar çalışmalarında evsel arıtım cihazlarının tamamının ilk birkaç ay kaliteli arıtım sağladığı, daha sonra mikrobiyolojik kirlenmenin başladığı, altıncı aydan sonra bütün cihazlarda üreme olduğu tespit edilmektedir. .."

    "...Sonuç olarak hangi yöntemle arıtırsa arıtsın, su arıtma cihazlarının kullanımı halk sağlığı açısından önemli tehditler oluşturabilmektedir. Suların kalitesinde oluşan bozulmaları veya yayın organlarındaki yayınları fırsat bilen ticari kuruluşların evsel su arıtım sistemlerini pazarlamalarına fırsat verilmemelidir...."


    Referans: Doç.Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Doç.Dr. Recai Oğur, "Evsel Su Arıtma Cihazlarına Dikkat", TAF Preventive Medicine Bulletin, 2009: 8(2)

    Kolay gelsin...




    "Yukarıda da söz edildiği gibi hangi sistem olursa
    olsun bakım ve temizliğe gereksinim vardır. Eğer uygun
    temizlik yapılmazsa arıtımı sağlayan cihazın filtre,
    süzgeç, arıtım haznesi, pompa vb. yerlerinde hastalık
    yapıcı mikroorganizmalar çoğalıp koloni
    oluşturabilmektedir. Bakım, temizlik, filtre değiştirme
    vb. işlemler bireyler tarafından en çok unutulan
    konulardandır. Bu nedenle arıtım işi bireylere ve ailelere
    bırakılamaz. "


    " 1. Sayılan nedenlerden dolayı yapılacak öncelikli iş
    yerel yönetimlerin topluma şebeke yoluyla sağlıklı ve
    temiz suyu ulaştırmasıdır. Bu görev hiçbir şekilde
    aksatılamaz ya da devredilemez. "

    Link verdiğiniz makalede Bu iki cümleyi dikkatli okursanız kendilerinin'de aslında anlatmak istediği zaten şebeke suyunun yerel yönetimlerce büyük arıtma sistemleri kurularak son tüketiciye içilebilir su ulaştırmasıdır Şuan bu sistemlerin maliyetleri çok yüksek ve mevcut olan su şebekesi hatlarının uygun olmamasıdır. Haklı oldukları tek konu Sistemin bakımının filtre değişimlerinin tüketiciler tarafından ihmal edilmesidir, buda tamamen tüketicin hatasıdır,




  • quote:

    Orijinalden alıntı: WirLieBen

    O değilde arkadaşlarımın evinde hala terkos suyu ikram ediliyor bana.


    Apartmanlardaki su depoları ve bina içi tesisatta sorun yoksa rahatlıkla içilebilir. Yerine göre değişebilir gerçi ama biz şebekeden gelen suyu analiz ettirmiştik temiz çıkmıştı. Yalnız çeşmeden akan sular iğrençti. Yüzümüzü bile yıkayamaz olmuştuk. Depolar ve bina tesisatı hatta daire içi tesisat bile değişti. Kesilen boruları görseniz bakmak bile istemezsiniz. Hepsi çürümüş, pas tutmuş. Şu anda billur gibi su akmakta. Hala damacana alıyoruz ama şebeke suyunu yemek ve çaylarda artık güvenle kullanmaktayız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timurlénk -- 12 Eylül 2011; 18:08:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanıtım forumu

    ya su arıtma cıhazlarını kotuleyen arkadaslar ben tanıtım uzmanıyım elektronlar bırbırıne carpıstırılıor suyun mıneralları dısarı cıkartılıor dıorsanız bu neden temız suda cıkmıor..pıs sular mı mınerallı yoksa kansorejen maddeler ınsan saglıgı acısından yararlımı param var ben erıklıden alıcam dıorsanız dıcek bıseyım yok ama artma sıstemlerı 3-5 tl lık aldıgınız damacanalardan cok daha saglıklı isteyene aura cebilon tanıtımı yaparım 05552998874

    ya anlım birşey var, banada WATERBOX su artımadan tanıdığım bir arkadaş tanıtıma geldi, damacan içeceksen ERİKLİ iç içemiyorsan arutma cihazı tak demeye getirdi.

    ya arkadaş yoksa bu erikli bu artıma cihazlarının bu tarz kampanyaları ilemi ayakta duruyor.. yani ben ticari kaygısı en az olan hamidiyeyi kullanıyorum, adam yerin dibine soktu, hani bildiğin en ucuz suyu iç onu içme dedi.

    o meşhur testi yapıp suyu iğrenç duruma getirip bu suyu içiyoruz, buna bir son vermeliyiz filan gibi cümleler kurdu, ben tabi araştırınca neden şebeke suyunda poşet sulara göre fazla renk değişikliği olduğunu anladım..

    tanıtımın sonunda yaptığım değerlendirme şu paylaşmak isterim, "ölümümüz sudan olsun" başka bir tasa ve kederimiz olmasın yeterki dedim...forumda bilimsel açıklamalara yer veren arkadaşların yürekelrine sağlık. hepsinden allah razı olsun. damacanaya devam galiba...




  • :) ya başkan çok komiksin, ben doktorum. damacana fabrikam yok, su arıtma satıcısıda değilim. objektif değerlendireceğim iyi oku!!

    alışkanlıklarımızı biz oluştururuz fakat sonrasında onlar bizi yönetir. seçimlerimizin %5 ini rasyonel, yani düşünerek yaparız. türk halkında sanırım bu %5 oran %1 oluyor. Osmanlı matbaayı nasıl redettiyse sende onu yapıyorsun.

    Dizeli biz bulsaydık hala benzine mahkumduk,
    Doğalgazı biz geliştirseydik hala aygaz arabaları sokaklarda dolaşırdı.

    ben su arıtma cihazının %100 sağlıklı olduğuna inanmıyorum, ama damacaya göre artıları daha çok. elimizdeki seçeneklere bakalım;

    1, çeşme suyu
    2, paketlenmiş sular
    3, su arıtma cihazı (reverse osmosis)

    eğer bunları objektif olarak zararlarını ve faydalarını masaya yatırırsan daha iyi sonuç alırsın. neden her gün yemek siparişini dışarıdan yerine evde üretiyorsun? peki neden suları 19 litreler halinde paketleyip insanları yolan bu fabrika sahiplerinin yalakalığını yapıyorsunuz?

    damacananın zararları tartışılmaz, haberlerde bir çok kez görüyoruz, ayrıca depozitolu ürün olduğu için. millet o damacanaya tecavüz ediyor sende onda suyunu saklıyorsun.

    su arıtma cihazlarında karalama olarak sadece 1 mazeret sunuyorlar. başka yok. sadece 1 mazeret; mineralleri arındırıyormuş. hem doğru hem yanlış. minerallerin hepsini arındırsa saf su olur. deneylerde saf su olmadığı tespit ediliyor. İTÜ laboratuvarları bunları surekli denetliyor. ayrıca biz sadece içtiğimiz sulardaki minerallere muhtaç olsaydık günde 400 litre damacana suyu içmemiz gerekiyor. aksi takdirde ölürüz.

    hiçbir damacana DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ ve ULUSAL SAĞLIK VAKFI tarafından onaylı değil. ama o beğenmediğiniz piyasadaki çin arıtma cihazları bile bu standartlara sahip sadece kullanım ömürleri çok az.

    ben doktorum ve su arıtma cihazı kullanıyorum ve Marmara Gıda mühendisleri odası başkanının dediği gibi Damacana İçmiyorum, Kullanmıyorum, Kullanmıcam........

    kullandığım cihaz bu :www.curtistr.com Curtis Aqua


    bu arada arkadaşımızın dediği gibi piyasada birçok arıtma cihazı var. mikrobiyolojik kirlilik olabiliyor. kartuş filtreler tercih edilsin. ihlas bunu yapmıyor içini açıp değiştiriyor bilginize...






    1. ''Fosgen'' bu gazı fıransa 1. dünya savaşında almanlara kurşun olarak sıktı. Bu gaz plastiği sertleşmesi için damacanada mevcut. (bu bilgiler internette mevcut sayısız profesör makalesinde var)

    bu gaz; kanser, diyabet, zeka geriliği gibi birçok hastalığa sebep veriyor.

    2. Depozitolu ürünleri ortak kullanırız. Ben haberlerde gördüm mutlaka sende gödrün damacanaya sikini sokup mastürbasyon yapan sayısız insan var, bunda turşu yapan, tuvaletine su taşıyan vs....

    peki nasıl temizleniyor damacana : içine 5 gram su tazyik ediliyor hepsi bu.... araştır görürsün bunlara yine inanma. ama bu konuları araştır. Ozon nedir, damacanayı temizlerken ozon nasıl kullanılır vs....

    3. Piyasadaki en iyi firmalardan olan eriklinin fabrika çıkış fiyatı 2 tl. bunuda araştır ama sen alırken 7 tl oluyor.


    çok kısa tuttum damacana zararını, daha çok sayabilirim ama dallanıp budaklandırmaya gerek yok. evindeki sistem seni yolmaya programlı.

    --------------------------

    neden su arıtma?

    neden hergün yemeği dışarıdan sipariş etmek yerine evde yapıyoruz? çünkü evde yapılan daha sağlıklı ve daha ekonomik.

    1. reverse osmosis yani ters ozmos : virüs ve bakterilerin en küçüğünden bile 20 kat daha küççük gözeneklere sahip olan bu sistem bir elek gibi görev yapar. suyu eler. kimyasal madde kullanmadan, elektirk veya bir gaz kullanmadan bu iişi yapar.

    Ters ozmosu bitkilerde yapar. topraktan böyle suyu çekerler.

    2. Evimizde yani çok çıkış noktasında arıtım yaptığı için hijyenik ve taze sudur. yani arıtıldıktan günler sonra içmeyiz. damacanalarda 1 yıl son kullanma tarihi mevcut.

    3. 19 litrelik damacana suyu parasına yarım ton arıtılmış su alırız.

    -------------------------------

    o zaman neymiş? SAĞLIK - EKONOMİ ve KONFOR damacanayla olmuyormuş....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kokojoes -- 24 Ekim 2011; 19:07:16 >




  • bende girdim arkadaşlar bir firmada su arıtma işine günün yirmidört saati arayıp insanları iş ayarlarmaya çalışıyorsunuz sattiğiniz her ürün başıda prim alıyorsunuz. insanlar istemiyorum desede siz işiniz gereği ona zorla o ürünü satmaya çalışıyorsunuz. ama arkadaşlardan birinin de linkde verdiği gibi devlet şimdi çok büyük melalar harcayarak su borlualarını değiştirtti. herkes çeşme sularına bakarak karar versin bence bu boruları değişilen kişilerde bence boşa masraf yapmasın ki bende bundan sonra düşünmğyorum damacanayıda arıtmayıda satış işine girmeme rağman. açıkçada söylim satmayıda beceremedim :) çünkü insan kendi inanmadıgını karşısındakine satamıyor. ve şöylede birşey var eğer ki siz müsait olmadıgınızı söyleyipde kapatmak istersenizde kapattıkdan sonra her lafıda sayıyorlar almıyanlara.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dewa123

    bende girdim arkadaşlar bir firmada su arıtma işine günün yirmidört saati arayıp insanları iş ayarlarmaya çalışıyorsunuz sattiğiniz her ürün başıda prim alıyorsunuz. insanlar istemiyorum desede siz işiniz gereği ona zorla o ürünü satmaya çalışıyorsunuz. ama arkadaşlardan birinin de linkde verdiği gibi devlet şimdi çok büyük melalar harcayarak su borlualarını değiştirtti. herkes çeşme sularına bakarak karar versin bence bu boruları değişilen kişilerde bence boşa masraf yapmasın ki bende bundan sonra düşünmğyorum damacanayıda arıtmayıda satış işine girmeme rağman. açıkçada söylim satmayıda beceremedim :) çünkü insan kendi inanmadıgını karşısındakine satamıyor. ve şöylede birşey var eğer ki siz müsait olmadıgınızı söyleyipde kapatmak istersenizde kapattıkdan sonra her lafıda sayıyorlar almıyanlara.

    bu dürüstçe açıklamalarınız için tebrik etmek istiyorum.

    kesinlikle su boruları, tesisat ve depolarda sorun olmayanlar böyle arıtma hikayesine girişmesinler. sorun yaşayanlar da tesisata ve su depolarına yatırım yapsınlar daha iyi, sırf filtrelere harcanan parayla bile rahatlıkla yenilenir. şebeke boruları büyük oranda yenilendi ya da yenileniyor zaten.
    tanık olduğum örnekler var. adamlar ayda bir tıkanan filtreler yüzünden şimdi arıtmayı devre dışı bıraktılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timurlénk -- 29 Ekim 2011; 15:49:56 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: e_Xert

    Bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Artık bazılarının bir kaç şeyi bilmeleri gerektiği kanısındayım. Su Arıtmanın Ne Olduğunu Ayrıntıları ile sizlere anlatacağım. Kendim bizzat bu sistemin piri olan taiwan şirketlerinin çalışma prensiplerine kadar araştırdım. Kötülemek adına değil ama gerçekleri bilmeniz gerekiyor.

    Bu Yazıyı yazdığımda beni su damacanası satan birisi sannedeceksiniz. Ama değilim. Ben çıkar amaçlı hiçbirşey düşünmüyorum. Önemli olan Turk Halkının Bilinçlenmesidir. Verdiğiniz Paraya Yazıktır. İnsanlar Kandırılıyor. Gerçek Fiyatı Herşey dahil 500 YTL ( orjinal parçalar olacak çin malı değil) cihazı evinize gelerek uzay aracı gibi tanıtmalarını gerçekten gülerek izliyorum.

    Bir Reverse OSMOSİS Su Arıtmanın Eksileri Nelerdir ?

    1. Tanıtım Uzmanları evinizde geldiğinde kullanıcıyı ipnotize etmek için 3 tane sözde sağlık bakanlığından onaylı testlerini sizlere gerçekleştiriyorlar. Elektroliz denilen aleti suyunuza soktuklarında suyu içindeki partikülleri ve iyonları birbiriyle çarpıştırarak ; suyun içindeki yararlı ve zararlı maddeleri sizlerin gözünün önüne çıkarıyorlar. Sizler İlk gördüğünüzde sudan iğreniyorsunuz sonra düşünmenize bile fırsat bırakmadan sizlere cihazi kakalamaya çalışıyorlar. Araçlarına bindiklerinde " nasılda kitledim felan " dediklerini buradan duyur gibiyim.

    Elektroliz Testi Doğrudur Ama Sizleri Yanıltmasın. Suyun içindeki bütün minaraller yanıyor olmaktadır. Yararlı ve Zararlı. En Çok Yararlı olan maddeler yanmaktadır.

    2. Pipiem Değerlerini TDS Metre denilen suyun içindeki toplam çözülmüş partiküllerin oranını gösteren bir cihaz ile bizlere suyun ne kadar sağlıklı veya sağlıksız olduğunu söylüyorlar.

    Pipiem Değeri Reverse Osmosis Denilen Cihazlarda Kurulum tamamlandıktan sonra 2 gün sonra 00,9'a kadar düşmektedir. Buda size içinde mineral olmayan su içirmeye çalışmak demektir. Doğrumudur bu ? Yanlıştır..

    Saf Su hiçbir işe yaramaz. Çünkü çoçukların gelişimde bulunan florür'ü tamamiyle alıyor. Raporlarına Bakabilirsiniz. !

    Saf su ile gelişen çoçukta bilinç kaybı olmakta , ömrü kısalmakta , kemik gelişiminde zayıflıklar olmakta , idrar yollarında sürekli yanma olmaktadır.

    3. Gene Sizlere Uzay Aracı olarak tanıtılan cihazlarda bir sürü modul eklendiğini söylüyorlar. Kaçak Su Sensörü, Filtre Sensörü Felan. Hepsi Palavra.

    Kaçak Su Sensörü = Eminimki çoğu kişinin evinde çalışmamaktadır. Saten evini su basanları hiç saymıyorum buda genelde montajcı yüzünden oluyor..

    Filtre Sensörü = Önceden bazı firmalarda vardı. Aslında yok. Bir Timer gibi cihaz konulurdu belirli zaman dilimde o cihaz sistemi kitlerdi. Ama 1 ay sonra kitlenen cihazdan ne anlarsınız :) Komedi..

    4. 1300 YTL veya 1200 YTL bir milyar mebla 900 YTL mebla sunuyorlar size. Türk vatandaşlarını kandırmak ne kadar kolay değilmi. Buna fırsat bilen yan sanayi su arıtma cihazlarıda çin parçaları dayıyarak 400 veya 300 YTL'ye su arıtma satıyorlar. Herkes Rant Peşinde.. Yazık..

    Amarikan Patentli Diyorlar felan cart curt. Ulan Bende bir sticker bastırırım bütün filtrelerin üzerine bende yapıştırırım. Sonra Su Deposuna Aldanmayın. Çin Malı.

    Kısaca Sizlere Kesinlikle Tafsiye Etmediğim Bir Cihazdır.

    Ya arkadaşım. Siz Hiç Bunu Satan Bir insanın evine gittiniz mi ? ( patronun) Bakın Bakalım Evinde var mı ? Yalan Hikaye.. Saf Su Çıkarıyor..

    Koca Şirketin Sahibinin Evinde Neden Yok ?

    Satıcılar Neden Geldiklerinde Binbir Yalan Söylüyorlar ?

    Gerçekten Bu Cihaz Bin YTL Eder mi ?

    Sözde Damacanaları Kötülüyorlar.. Ticari Rant mıdır bu ?

    İnsanların Dinlerini İstismar Ederek Ticari Rantın Kime Ne Faydası var ?


    Bakalım Delikanlı Bir Su Arıtmacı Karşıma Çıkıp Bunlara ne yanıt verebilecek.. Raporlardan Bahsetsin ne raporu.. 180 YTL para vererek bende su tahlil raporu alırım..


    Kolay Gelsin.

    Evet çıktım karsına. Delikanlı ariyorsun sanırım söyleyeyim sana.

    Damacana ppm degeri : 25
    Su aritma ppm degeri : 15

    Saf su demek değil bu. O kadar sallama. Saf olmadıgı için o dediğin zararları vermiyor.

    Bu anlattıklarının hiçbiri damacananin kanser yapıcı ve depozitolu olduğu için ilaçla yıkanması ve o ilacın arınması için 3 damacana su harcanması ama 5 gram suyla yıkandığı için kimyasalli ve ilacli suyun zararından fazla zararlı değil.

    Kardes damacanaya verdigin 5 tl ile 220 litre su arıtiyorsun. Yıllık 1000 tl damacanaya para veriyorsun zoruna gitmiyor. 1 kereligine verdigin aritma cihazı makinesine zoruna gidiyor.

    Akıllımısin sen?




  • Arkadas raporun fiyatı seni neden geriyor? Keske bedava olsa rapor.

    Sen altındaki Prof. İmzalarına ve sonuca bak. Çok yanlış kafaya sahipsin....

    Madem fiyatcisin o zaman pahalı arıtmalara neden laf atıyorsun. Anlamıyorum seni açık konus
  • Ameliyat sonrası alanında Türkiye’nin değil, dünyanın en iyilerinden biri ve çok da eski dostum olan doktorumuz geldi. Ameliyatla ilgili bilgi vermek üzere. Konuşurken, önümdeki masada duran “pet” şişeyi alıp açtım ve bardağıma su doldurmaya başladım. Profesör doktor uzandı Elimden pet şişeyi aldı. Suyu doldurduğum bardağı aldı. Görevliyi çağırdı. Pet şişeyi çöpe atmasını bardağı da lavaboya boşaltmasını söyledi. “Benim dolabımdan cam şişede bir su getirin” dedi.

    “Ne oldu hocam, sular zehirli de bizim haberimiz mi yok” dedim şaşkınlıkla. “Keşke zehirli olsa. Panzehiri olur, ilacı olur. Bunlar zehirden beter” dedi ve anlattı “Son yılarda kanser olaylarında büyük patlama yaşanıyor. Çok ileri yaşlarda ortaya çıkması gereken bazı kanser türleri, çok erken yaşlarda görünür oldu.

    Fatih ALTAYLI
    http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/668298-pet-siselerden-kurtulun




  • Biri su'da fosfor mu var dedi? başlığı açan arkadaşım iyi araştır. suda fosfor olmaz. Magnezyum dersen anlarım, Calsium dersen anlarım. Ama unutma ekmekte bile magnezyum var. sen sudaki minerallere bağlı yaşasaydın günde tonlarca su içmen gerekecekti. Arıtmalar suyu yumuşatır evet doğrudur. çünkü mecburdur aksi takdirde su içilemeyecek kadar zararlıdır. ama bu saf su demek değildir.

    Almanlar su içmiyor biliyorsunuz, adamlar asitsiz soda içiyor hep. yani minerali zenginleştirilmiş su içiyorlar. ben şöyle yaptım; Curtis Aqua (ww.curtistr.com) aldım, mineral filtresi takdırdım ve aynı zamanda soda içme alışkanlığı kazandırdım kendime ve aileme, örneğin ayran içersem mutlaka sodalı yaparım.

    Bundan iyisi yok arıtmadan kaçmak için damacanaya yönelmek denize düştüğünde yılana sarılmaya benzer.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kokojoes -- 26 Kasım 2011; 9:42:25 >
  • ?
  • Buraya pet şişe ve damacanaların zararları hakkında bir seminerden alıntıladığım yazıyı ekleme gereği gördüm.

    5 MART 2011'de Kansere Umut
    Vakfı'nın İstanbul Sultangazi'de

    "KANSERE SEBEP OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ"
    konusunda düzenlediği toplantıda
    Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL'UN konuşması.

    - Bir dinleyicinin elindeki pet şişeden su içtiğini gören hoca,

    - Şimdi içtiğiniz su ile neler elde ettiğinizi de gözden geçirelim ve bu günkü toplantıyı kapatalım.

    . O polietilen tereftalat maddesinden üretilmiş yani pet şişenin içindeki stalatlar suyun içine karışmış bulunuyor.
    . Ayrıca o plastiği yumuşatmak için antimon denen bir ağır metal kullanılmıştır, o da suyun içine karışıyor
    Dolayısıyla siz hem stalat, hem de antimon içmiş oldunuz şu anda.

    Peki, ne yapar bunlar size?
    Bunlar hormon bozucular diye geçer.
    Sizin vücudunuzda bir takım hormonsal bozukluklar yaratır.
    Bu hormonsal bozuklukların bir bölümü, örnek, östrojen etkisini göstererek 5 yaşında çocukların adet görmesine sebep olur.
    İki buçuk yaşında bir çocuk getirdiler Lüleburgaz'dan adet görüyor. İki buçuk yaşında.

    Hamile bir kadın östrojen etki gösteren bir hormonsal bozucuyu aldığı zaman, o madde özellikle bu 19 litrelik su bidonlarında, onlar polikarbon denen bir plastiktir ve ham madde olarak Bisfenol-A denen
    bir maddeden üretilir. Bisfenol-A'nın meme kanseri yaptığı 1930 yılından beri bilindiği halde
    ve 130 tane bilimsel yayın olduğu halde bunun hakkında hala biz o bidonlardan su içmeye mahkum bırakılıyoruz.

    Bisfenol-A hamile bir kadının karnındaki çocuğun beynindeki cinsiyet ayrım merkezine gittiğinde
    çocuğun homoseksüel olma olasılığı çok yükseliyor.
    Meme kanseri riski çok yükseliyor

    Erkekse prostat kanseri riski normal Bisfenol-A temas etmemiş insana göre 3 kat artıyor.
    Yani musluk suyu için Allah aşkına.

    - Arıtıcılar hocam?

    Paranız varsa arıtıcı kullanın. Ama paranız yok, arıtıcı alamıyorsunuz, musluk suyu için. Musluk suyu İstanbul'da kullandığınız plastik şişedeki su hangisi olursa olsun 100 kat iyidir.

    İSKİ'nın her ay İstanbul'daki bütün su havzalarının sağlık raporları internette yayınlanıyor.

    Biz geçen sene NTV'de bir su programı yapmıştık ve NTV Yıldız Teknik Üniversitesinde piyasadan
    topladığı suları bakteriyolojik incelemeye gönderdi. Hepsinde mikrop çıktı. Hepsinde istisnasız. Yani siz sağlıklı olsun, temiz olsun çocuğum mikropsuz su içsin diye mikroplu suyu paranızla içiyorsunuz.

    Bıraktım vazgeçtim mikroptan, kanser yapıyor.
    Almanya'da geçen sene Ocak ayında Avrupa Birliğinin gıda güvenliği merkezi vardır.

    EFSA Ocak 2010a kadar Bisfenol_A'nın sağlık sakıncası olmadığını iddia ediyordu.

    Ama toplum baskısıyla Mayıs ayında biz bu işi araştıracağız dediler ve Ekim ayında biberonlarda Bisfenol-A'nın kullanımını yasakladılar. Tamam, da
    biberonda yasakladın e çocuğuna Bisfenol-A'lı su bidonundan su katmıyor musun mamasını hazırlarken?

    Isı ve zaman etkisiyle plastiğin defalarca kullanılmasıyla Bisfenol-A'nın suya geçiş
    oranı çok artıyor.

    Şimdi su ısınmaz ki diyeceksiniz. Arizona'da
    yapılan bir çalışmaya göre şehirlerarası su nakli sırasında kamyon
    içerisindeki su 80 dereceye kadar ısındığı saptanmıştır. 80 dereceye ısınan su o plastikten ne kadar madde çözüyor biliyor musunuz? Sizi de sülalenizi de kanser etmeye yeter.

    Antalya'da yazın açık havada duran suyun derecesi kaç acaba? Banyo bile
    yapamazsın o kadar sıcak suyla.

    Ne olur musluk suyu kullanın.
    Bırakın şu plastikleri.

    - Hocam bazı yiyecekleri plastik poşetlere koyup buzluğa atıyoruz . Bu da sakıncalı mı?

    - Şimdi bakın naylon folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır.

    Daha büyük sorun yoğurt kapları. Mesela bazan çay içiyoruz köpük gibi bardaklardan veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var, hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan stryne çayımıza geçiyor, o da kanser yapıyor.

    Şimdi, plastik yoğurt kaplarında da, ben anlata anlata zannediyorum bazı firmalar artık polipropilen kullanmaya başladı. Kabın altına baktığımız zaman veya yanına baktınız zaman
    bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar.

    Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Ben her yoğurt almaya gittiğimde maalesef aynı firma farklı marketlere farklı plastik gönderebiliyor. Daha ucuz marketlere adi plastiklerde, lüks semtlerdeki marketlere daha kaliteli plastikte gönderiyor.

    Ne acı. Yani ayırım yapıyor.

    - Yani hocam
    üçgenin içinde 5 mi yazması lazım?
    - Evet, polipropilen

    - 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor.
    - Evet, işte o PET polietilen tereftalat, kötü, 1 numara kötü.

    Evde 19 litrelik bidonların altına bakın. Onda da 7 yazar. 7 “diğer plastikler”
    anlamına gelir. “Diğer plastikler”in içinde 6-7 farklı plastik vardır, bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.




  • Bizim eve hiç gelmesinler. Küçüktüm iyi hatırlıyorum. Tencere satan biri gelmişti. Pazar sabahın 10 u .Babam adama resmen aduket çekti.

    Ne tas kaldı ne tencere kaldı. Adam 8 basamak birden yuvarlandı tangur tungur. Hastanelik oldu. Dedik götürelim bir hastaneye,

    aşağıda bekleyen takımla beraber minibüsüne atlayıp kaçtılar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AiQUiDiE

    Buraya pet şişe ve damacanaların zararları hakkında bir seminerden alıntıladığım yazıyı ekleme gereği gördüm.

    5 MART 2011'de Kansere Umut
    Vakfı'nın İstanbul Sultangazi'de

    "KANSERE SEBEP OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ"
    konusunda düzenlediği toplantıda
    Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL'UN konuşması.

    - Bir dinleyicinin elindeki pet şişeden su içtiğini gören hoca,

    - Şimdi içtiğiniz su ile neler elde ettiğinizi de gözden geçirelim ve bu günkü toplantıyı kapatalım.

    . O polietilen tereftalat maddesinden üretilmiş yani pet şişenin içindeki stalatlar suyun içine karışmış bulunuyor.
    . Ayrıca o plastiği yumuşatmak için antimon denen bir ağır metal kullanılmıştır, o da suyun içine karışıyor
    Dolayısıyla siz hem stalat, hem de antimon içmiş oldunuz şu anda.

    Peki, ne yapar bunlar size?
    Bunlar hormon bozucular diye geçer.
    Sizin vücudunuzda bir takım hormonsal bozukluklar yaratır.
    Bu hormonsal bozuklukların bir bölümü, örnek, östrojen etkisini göstererek 5 yaşında çocukların adet görmesine sebep olur.
    İki buçuk yaşında bir çocuk getirdiler Lüleburgaz'dan adet görüyor. İki buçuk yaşında.

    Hamile bir kadın östrojen etki gösteren bir hormonsal bozucuyu aldığı zaman, o madde özellikle bu 19 litrelik su bidonlarında, onlar polikarbon denen bir plastiktir ve ham madde olarak Bisfenol-A denen
    bir maddeden üretilir. Bisfenol-A'nın meme kanseri yaptığı 1930 yılından beri bilindiği halde
    ve 130 tane bilimsel yayın olduğu halde bunun hakkında hala biz o bidonlardan su içmeye mahkum bırakılıyoruz.

    Bisfenol-A hamile bir kadının karnındaki çocuğun beynindeki cinsiyet ayrım merkezine gittiğinde
    çocuğun homoseksüel olma olasılığı çok yükseliyor.
    Meme kanseri riski çok yükseliyor

    Erkekse prostat kanseri riski normal Bisfenol-A temas etmemiş insana göre 3 kat artıyor.
    Yani musluk suyu için Allah aşkına.

    - Arıtıcılar hocam?

    Paranız varsa arıtıcı kullanın. Ama paranız yok, arıtıcı alamıyorsunuz, musluk suyu için. Musluk suyu İstanbul'da kullandığınız plastik şişedeki su hangisi olursa olsun 100 kat iyidir.

    İSKİ'nın her ay İstanbul'daki bütün su havzalarının sağlık raporları internette yayınlanıyor.

    Biz geçen sene NTV'de bir su programı yapmıştık ve NTV Yıldız Teknik Üniversitesinde piyasadan
    topladığı suları bakteriyolojik incelemeye gönderdi. Hepsinde mikrop çıktı. Hepsinde istisnasız. Yani siz sağlıklı olsun, temiz olsun çocuğum mikropsuz su içsin diye mikroplu suyu paranızla içiyorsunuz.

    Bıraktım vazgeçtim mikroptan, kanser yapıyor.
    Almanya'da geçen sene Ocak ayında Avrupa Birliğinin gıda güvenliği merkezi vardır.

    EFSA Ocak 2010a kadar Bisfenol_A'nın sağlık sakıncası olmadığını iddia ediyordu.

    Ama toplum baskısıyla Mayıs ayında biz bu işi araştıracağız dediler ve Ekim ayında biberonlarda Bisfenol-A'nın kullanımını yasakladılar. Tamam, da
    biberonda yasakladın e çocuğuna Bisfenol-A'lı su bidonundan su katmıyor musun mamasını hazırlarken?

    Isı ve zaman etkisiyle plastiğin defalarca kullanılmasıyla Bisfenol-A'nın suya geçiş
    oranı çok artıyor.

    Şimdi su ısınmaz ki diyeceksiniz. Arizona'da
    yapılan bir çalışmaya göre şehirlerarası su nakli sırasında kamyon
    içerisindeki su 80 dereceye kadar ısındığı saptanmıştır. 80 dereceye ısınan su o plastikten ne kadar madde çözüyor biliyor musunuz? Sizi de sülalenizi de kanser etmeye yeter.

    Antalya'da yazın açık havada duran suyun derecesi kaç acaba? Banyo bile
    yapamazsın o kadar sıcak suyla.

    Ne olur musluk suyu kullanın.
    Bırakın şu plastikleri.

    - Hocam bazı yiyecekleri plastik poşetlere koyup buzluğa atıyoruz . Bu da sakıncalı mı?

    - Şimdi bakın naylon folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır.

    Daha büyük sorun yoğurt kapları. Mesela bazan çay içiyoruz köpük gibi bardaklardan veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var, hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan stryne çayımıza geçiyor, o da kanser yapıyor.

    Şimdi, plastik yoğurt kaplarında da, ben anlata anlata zannediyorum bazı firmalar artık polipropilen kullanmaya başladı. Kabın altına baktığımız zaman veya yanına baktınız zaman
    bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar.

    Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Ben her yoğurt almaya gittiğimde maalesef aynı firma farklı marketlere farklı plastik gönderebiliyor. Daha ucuz marketlere adi plastiklerde, lüks semtlerdeki marketlere daha kaliteli plastikte gönderiyor.

    Ne acı. Yani ayırım yapıyor.

    - Yani hocam
    üçgenin içinde 5 mi yazması lazım?
    - Evet, polipropilen

    - 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor.
    - Evet, işte o PET polietilen tereftalat, kötü, 1 numara kötü.

    Evde 19 litrelik bidonların altına bakın. Onda da 7 yazar. 7 “diğer plastikler”
    anlamına gelir. “Diğer plastikler”in içinde 6-7 farklı plastik vardır, bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.

    sana %100 katılıyorum arkadaşım. eğer arıtmaya karşı bir önyargınız varsa çeşme suyu için hiç olmazsa kanser yapmıyor. anlamıyorum hangi kafaya sahipsiniz, ama biliyorum matbaayı reddeden sizin dedeleriniz, doğalgazı nasıl benimsediniz ona şaşırıyorum.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.