Şimdi Ara

'Titanik'ten sonra bana vahşice saldırdılar '

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
598
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 'Titanik' filmi döneminde zor günler
    geçiren DiCaprio, "20'li
    yaşlardaydım . Özel hayatıma
    vahşice saldırdılar. Aynısı Kate'e
    (Winslet) de yapıldı!
    Leonardo DiCaprio'yu ilk kez
    beyazperdede gördüğümüz için,
    onu bir film yıldızı olarak tanıdık. O,
    gün geçtikçe kendisini daha çok
    geliştiriyor ; çünkü film yıldızlarını
    izliyor ve tabii kameramanları,
    yönetmenleri, kostüm
    tasarımcılarını da... Birlikte çalıştığı
    insanları, dikkatli bir şekilde
    inceliyor ve sürekli bir şeyler
    öğrenmeye çalışıyor. DiCaprio, 35
    yaşında Martin Scorsese'nin son
    bombası 'Shutter Island'ın
    başrolünde oynarken; yolculuğunda
    önemli bir mesafe kat ettiğini dile
    getiriyor. Ünlü aktör, sinemayla ilgili
    Esquire dergisine konuştu.
    James Cameron, müthiş bir
    gözlemci. İnanılmaz bir gözü var.
    Hem 'Titanik' hem de 'Avatar' gibi
    filmleri yapabilecek çok az isim var.
    Jim, tam olarak ne istediğini iyi bilir.
    Kendisinden farklı hisseden birisi
    olduğunda, ona meydan okumaktan
    kaçınmaz. Sana, ne hissettiğini çok
    net bir şekilde aktarabilir. Ama o,
    John Ford tarzı bir yönetmen.
    Filminin nasıl olması gerektiğini çok
    iyi bilir.
    SÜPER KAHRAMANDIM
    'Titanik'ten sonraki dönemden
    bahsetmem, biraz zor; çünkü
    insanlar, benim, bir film yıldızı
    olmaktan şımarıkça yakındığımı
    zannediyor. Özel hayatıma, vahşi
    bir şekilde saldırıldı. Emin olun,
    kimse o durumla mücadele edemez.
    20'li yaşların başındaydım ve neler
    olduğunu anlayamadım bile. Kate
    Winslet de benzer şeyler yaşadı.
    Ancak asıl ilgiyi gören, bendim;
    çünkü genç kızlar, filmi sinemada
    defalarca izleyecek kadar
    çıldırmıştı . Sarışındım ve süper
    kahramanlara benziyordum. Bu
    durumu değiştirmek için, elimden
    geleni yapmaya ant içtim. Bu
    imajdan kurtulurken, çok eğlendim.
    Ama şunu da kabul etmeliyim,
    'Titanik' olmasaydı, şu anki
    kariyerim olmazdı.
    Film işini Martin Scorsese kadar iyi
    bilen bir kişi daha var: Steven
    Spielberg. Marty ile 'Gangs of New
    York'ta, Steven ile 'Catch Me If You
    Can'de birlikte çalışma fırsatım oldu.
    Hatta bu ikisi, peş peşeydi. 19.
    yüzyıl haydutunu oynadıktan sonra
    gidip, James Bond tarzı mekânlarda
    elimde viskiyle takılmak, bana
    büyük bir geçiş olarak gelir diye
    düşünmüştüm. İki filmi de, aynı anda
    pazarlamak durumunda kaldım ve
    bana sürekli, iki yönetmen
    arasındaki farklar soruldu. Benim
    aklıma gelenler ise, sadece
    benzerliklerdi.
    DOĞALLIK ÇOK ÖNEMLİ
    Harika bir oyuncu koçum vardı:
    Larry Moss. Bana öğrettiği en
    önemli şey, bir oyuncunun sözlerini
    sarf ederken, bunu en doğal hâliyle
    yapması gerektiğiydi. İlk başta
    yapman gereken, sezgilerine
    yaslanıp o rolü yaşamak. Bazen
    küçük çocuklar geliyor ve bana
    oyuncu olmak için ne yapmaları
    gerektiğini soruyor. Ne mi yapmalı'
    Sözlerin ağızdan çıkışını en doğal
    hâliyle gerçekleştirmek için, çok
    çalışmalı.
    Bir oyuncunun, çok iyi bir kostüm
    tasarımcısına ihtiyacı var; çünkü ne
    kadar uğraşırsanız uğraşın,
    karakterin kostümlerinin içine
    girmedikçe, onun bedenine girmeniz
    mümkün değil. Karakterin hissettiği
    kıyafeti; dokusunu, ayakkabıyı, kol
    saatini bile hissetmelisiniz.
    'Revolutionary Road'daki
    karakterim için kıyafetleri
    denemeye gittiğimde, sigaramı
    daha farklı tutmaya, vücudumu
    daha farklı hissetmeye başladım.
    Kıyafetler, bana yapmam gerekeni
    anlatıyordu.
    Yeni filmim 'Zindan Adası'ndan gurur
    duyduğumu, söylemek zorundayım.
    Ama filmi detaylarıyla
    anlatmayacağım çünkü izlemek
    isteyenlerin film zevkini kaçırmayı
    istemiyorum. (Esquire)
    SEVDİĞİ 5 FİLM
    1. 'Ladri di Biciclette': Bir hırsız, bir
    adamın; kimliğini, erkekliğini,
    ailesinin beslenme olanağını ve
    gururunu çalıyor.
    2. 'Taxi Driver': Deliliği anlatan daha
    iyi bir film yok.
    3. '8.5': Anlatıcı yok. Alışılmış hikaye
    anlatımı yok. Fellini'nin hayalleri ve
    hatıraları biraraya geliyor ve
    sinematografik bir şiir ortaya
    çıkıyor.
    4. '2001: A Space Odyssey': Bir
    filmden çok, ruhsal bir deneyim.
    Kubrick'in amacını ve kainatla
    ilişkimizi anlayabilmemiz için,
    kendimizi bu filmin içine sokmamız
    gerekiyor.
    5. 'East of Eden': Oyuncunun
    gözündeki açlığı ve sahneyi
    koyduğu öfke ile karmaşayı
    hatırlıyorum. Beş kez izledim.
    YAKIN ARKADAŞIM KATE İLE SEVİŞMEK
    GARİPTİ!
    'Revolutionary Road'u çekerken, bir
    aile ortamında gibiydik. İşin garip
    tarafı, sırada bir seks sahnesi
    vardı. Rol arkadaşım, Kate
    Winslet'dı. Kate, benim en yakın
    arkadaşlarımdan biri. İkimizin de
    birbirimize karşı müthiş bir güveni
    var ve karşılıklı iyi niyetimizi hep
    koruduk. Kate'i, eşi Sam Mendes'le
    tanışmadan evvel de tanırdım.
    Neyse, seks sahnesi çekiyoruz ama
    karşımda , sevişeceğim kadının
    kocası, yönetmen koltuğunda
    oturuyor. Aslında kendimi, garip bir
    şey yapıyormuşum gibi hissetmedim.
    Tam sahneyi çekmeye başlayacağız,
    Kate duraksadı. "Durun! Durun! Çok
    saçma bir şey yapıyoruz!" diyerek
    sahneyi kesti. Önce Sam'e, sonra
    bana baktı. "Beyler, siz iyi misiniz'"
    dedi. Biz de birbirimize baktık. Evet,
    iyiydik. Kate, "İkinizin de iyi olması,
    daha da saçmaymış" dedi.
    MARTİN SİNEMA TARİHÇİSİDİR!
    Martin Scorsese, bana ne
    öğretmedi ki! Adam, sinema sanatını
    şekillendirenlerden biri. Sinemayla
    yaşıyor, sinemayla nefes alıyor.
    İnsanların birbirlerine karşı
    hissettiği duyguları, o, filmlere karşı
    hissediyor. Onun DNA'sında, bu var.
    Onun için, "sinema tarihinin en iyi
    sinemacısı " demek yerine, "sinema
    tarihçisi" diyebilirsiniz. Bilmediği film
    yoktur. Örnek bir sahnenin nasıl
    çekileceğini sorun, size sinema
    tarihinden bir sürü benzer sahne
    sıralar . Onunla film yaparken,
    istediği duyguları vermek için
    büyük çaba sarf ediyoruz. Çekimler
    sırasında , sürekli olarak ne
    istediğini anlatıyor. Eşine de
    danışıyor, sahneler hakkında
    yorumlar yaptırıyor. Seni,
    karakterin kıyafeti içinde rahat
    hissetmen için, mükemmel bir
    şekilde motive ediyor. Çünkü çekim
    başladığı anda sahneyle
    ilgilendiğinden, seni karakterle baş
    başa bırakıyor. Böylece, onu
    şaşırtabiliyorsun.







  • Baştan ortadan ve sondan bir cümle okudum. Hepsini anladım.

    Forumu ekonomik kullanma hareketi başlattın hocam galiba? Bi ara aşağıya doğru indiriken sayfayı orda bitirip tekrar sağ taraftan yazacakmışsın gibi geldi(kareli defter kullanımı gibi)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SilverQuasar

    Baştan ortadan ve sondan bir cümle okudum. Hepsini anladım.

    Forumu ekonomik kullanma hareketi başlattın hocam galiba? Bi ara aşağıya doğru indiriken sayfayı orda bitirip tekrar sağ taraftan yazacakmışsın gibi geldi(kareli defter kullanımı gibi)





    öldüm yoruma.
  • demin mesaj yazdım kabul etmedi,konu silinmiştir diye
    neyse bi daha yazamam o mesajı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi samsunlusemih -- 28 Nisan 2010; 19:29:09 >
  • Ulan başım döndü şerefsizim.One biçim bir yazı öyle

    Eğer Dünya'da konu; medyanın adice saldırı ,asparagas haber,nemalanma ve bir hayatın dolaylı yoldan yıkımı ise,işte bu Michael Jackson ve diğerleri diye iki kategoriye ayrılır.

    O yüzden fazla leanordo di kaprio adlı zat fazla homurdanmasın.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.