Şimdi Ara

Türk toplumunun en büyük eksileri NEDİR ? Cevaplıyoruz (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
46
Cevap
0
Favori
1.141
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Cümlem güzelleme içermiyor. Realite bu. İyi kalpli Çin yardım etti dememişim, Çin muazzam boyutta bir yardım etti ve ben de yazdım durumdaki çelişkiyi belirtmek için. İtalya dünyadan yardım istedi ve Çin etti. Herhalde güzelleme nedir biliyorsunuz da işinize gelmediği için bunu güzelleme algıladınız.

    İdeolojik lafını komünist, liberal, muhafazakar gibi dar çerçevede anlamayın. Sizin sahip olduğunuz çerçeveyi kastediyorum. Yukarıda bir sürü maddede yazdığın zulüm ve baskı içerikli Çin'i kötüleyen maddeler var ya hani? Hah, onların hepsi de Çin halkına yapıldı, Çinliydi bunları yaşayanlar. Pis bir halka edilen zulüme neden üzülüyorsunuz anlamış değilim , zaten dünyaya hastalık yayan pis bir millet. Lütfen Çin hükumetinin bu doğru politikalarını eleştirmeyin zira Çinliler pis insanlar, kendileri de kabul ediyor.

    Senin anlayacağın kötülediğin insanlarla, kötüleme sebeplerine maruz kalan insanlar aynı. Irkçı yorumlar yapmaya gerek yok, Dünya'ya uluslar değil iktidar sahipleri hükmeder. Çinlilere atom bombası atalım! demeye varan yorumlar var sosyal medyada, ırkçılığına kılıf buldu millet. Çin'e atom bombası atmaya kalkıyor ve diyor ki zaten Çin yüzlerce bilim insanını ölümüne tarlaya süren pis bir millet. E az önce tarlaya sürüldüğü için acıdığın bilim adamına atom bombası atmaya kalktın İşte gözlemlediğimiz bu şey, eleştirilecek bir şeydir. Çin güzellemiyorum ama ırkçı yorumlarla kendimi kirletecek de değilim.
    Muazzam kelimesi Arapça azzam kökünden gelir, "yüceltilmiş, azametli" sözcüğünden alıntıdır. Azam kökenli olduğu için aslında büyük, ulu olma durumu anlatan bir kelimedir. Siz Çin'in yaptığı yardımdan "muazzam" diye bahsettiğiniz için bu bir güzelleme olur.

    Ben yaptıklarından ötürü Çin devletini, virüsün çıkmasından ötürü de Çin halkını eleştirdim ki haklıyım. Bu wet marketlerden 3 tane büyük küresel salgın çıktı, Çin ve Çin halkı hala bu marketleri açık tutuyorsa ve en çok zararı da kendileri görüyorsa bunu eleştiren ben ırkçı mı oluyorum ?
    Çin halkının zamanında yaşadıklarının sorumlusu da Çin devletidir, halkına komünizm masallarıyla uyutup dünyanın en kapital fabrikalarına neredeyse köle olarak kullandırır halkını. Burada da Çin'i eleştiriyorum bu da ırkçılık değil, gerçekçiliktir.

    Sen batılıların sömürgecilik geçmişinden bahsederken nasıl ırkçı olmuyorsan ben de Çin hakkındaki gerçekleri söyleyince ırkçı olmam. Çinlilerden nefret ediyorum onlar etnik kökeninden ötürü pistir demedim, onlar kültürlerinden ötürü pistir dedim. Zamanında büyük kıtlık çekip "sırtı göğe bakan her şeyi yeriz" diyen insanlarda bu durum kıtlık bitmesine rağmen kültür olarak devam ederek günümüze gelmiş. Bu kültürleri sonucu dünyaya 3 tane küresel salgın yaşatmışlar eleştirmek en doğal hakkımızdır. Irkçılık değildir.




  • Patavatlı kullanıcısına yanıt
    Rica ederim haklı çıkacağım diye etimolojiye merak salmayalım. Türkçede muazzam kelimesinin ilk anlamı çok büyük, devasadır. Arapça'dan dilimize geçen pek çok kelime orijinine yakın ama nüansla farklı anlamda kullanılır. Etimolojiye merak salmaya gerek yok haklı olacağım diye. Biri size vatan diyince oturduğunuz konutu, doğduğunuz mahalleyi mi anlıyorsunuz yoksa vatan bellediğiniz ülkenin sınırlarını mı? Oysa vatan arapça anlamıyla doğdunuz köye, oturduğunuz eve, yaşadığınız ocağa tekabül eder. Bizim "memleketin neresi" dediğimiz memleketse mülk kelimesinden gelir ve devlet, ülke anlamına da gelen daha geniş bir tanımı kapsar. Oysa gördüğünüz gibi biz daha farklı kullanıyoruz arapça orijininden. Birini daha geniş diğerini daha dar anlıyoruz. Söylediğiniz boşa çıkıyor yani.

    Gelelim Çin devleti meselesine. Zaten size Çin'i eleştirmeyin demiyorum. Fakat bir kültürü hedef göstermek, bir ulusu suçlamakla Çin'de mevcut rejimi eleştirmek arasında dağlar kadar fark var. Ayrıyeten belirteyim, Avrupa'da hastalık bu denli hızlı ilerlerken Çin'de durma sebebi tek parti rejiminin tepeden tabana politika uygulayan (top-down), bir anlamda batının illiberal ve anti demokrat diyeceği metod ve bürokrasi sayesinde durmuş vaziyette. Bunun kötü örneğini SSCB'de Çernobil felaketinde gördük, fakat şu anda merkezi ve otoriter rejim sayesinde hastalığın seyri ilerlemiyor. Sadece yorumluyorum bilgilerim ışığında, yine güzelleme yapıyorum sanmayın :) Dolayısıyla şu an Çin'de mevcut tek parti sosyalist rejimi, bir anlamda da devlet kapitalizmi, aslında bu hastalığı şu an için durduran şey oldu. Rejimlerin avantajları ve dezavantajları vardır. Kimse barış durumunda otoriter bir yönetim istemez. Kriz anlarındaysa liberal demokrasiler bile otoriterleşir, çünkü tepeden inen kararlar gerekir kriz anlarında, tartışmaya ve fikir ayrılığına tahammül yoktur.

    Gelelim şuna, Dünya'da bu salgını yaratan şey "sırtı göğe bakan her şeyi yeriz" diyenler oluyor da bu insanlar neden sırtı göğe bakan her şeyi yiyor onu düşünen yok. Dünya'da sermaye de kaynaklar da adaletsiz dağıtılıyor. Siz Türkiye'de, verim açısından şanslı topraklarda doğmuş olabilirsiniz fakat 1.5 milyarlık bir ülkede doğan ve ona uygun kültürde yetişen ufacık bir çocuğun suçu yok bu kültürün yaratımında. Dünya'da kaynaklar adaletsiz dağıtlıyor, Çin'deki insan bizim yanına yaklaşamadığımız vahşi hayvanları yiyor, kuzey afrika müslümanları malikilerde ise aslan, timsah eti helal oluyor. Tüm bunların sebebi kaynak dağıtımının sorunlu olması. Sürekli tekrar ettiğiniz gibi çok gerçekçi bir insansınız, bu gerçekçi perspektifi daha büyük resmi yorumlarken de kullanmak lazım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Rica ederim haklı çıkacağım diye etimolojiye merak salmayalım. Türkçede muazzam kelimesinin ilk anlamı çok büyük, devasadır. Arapça'dan dilimize geçen pek çok kelime orijinine yakın ama nüansla farklı anlamda kullanılır. Etimolojiye merak salmaya gerek yok haklı olacağım diye. Biri size vatan diyince oturduğunuz konutu, doğduğunuz mahalleyi mi anlıyorsunuz yoksa vatan bellediğiniz ülkenin sınırlarını mı? Oysa vatan arapça anlamıyla doğdunuz köye, oturduğunuz eve, yaşadığınız ocağa tekabül eder. Bizim "memleketin neresi" dediğimiz memleketse mülk kelimesinden gelir ve devlet, ülke anlamına da gelen daha geniş bir tanımı kapsar. Oysa gördüğünüz gibi biz daha farklı kullanıyoruz arapça orijininden. Birini daha geniş diğerini daha dar anlıyoruz. Söylediğiniz boşa çıkıyor yani.

    Gelelim Çin devleti meselesine. Zaten size Çin'i eleştirmeyin demiyorum. Fakat bir kültürü hedef göstermek, bir ulusu suçlamakla Çin'de mevcut rejimi eleştirmek arasında dağlar kadar fark var. Ayrıyeten belirteyim, Avrupa'da hastalık bu denli hızlı ilerlerken Çin'de durma sebebi tek parti rejiminin tepeden tabana politika uygulayan (top-down), bir anlamda batının illiberal ve anti demokrat diyeceği metod ve bürokrasi sayesinde durmuş vaziyette. Bunun kötü örneğini SSCB'de Çernobil felaketinde gördük, fakat şu anda merkezi ve otoriter rejim sayesinde hastalığın seyri ilerlemiyor. Sadece yorumluyorum bilgilerim ışığında, yine güzelleme yapıyorum sanmayın :) Dolayısıyla şu an Çin'de mevcut tek parti sosyalist rejimi, bir anlamda da devlet kapitalizmi, aslında bu hastalığı şu an için durduran şey oldu. Rejimlerin avantajları ve dezavantajları vardır. Kimse barış durumunda otoriter bir yönetim istemez. Kriz anlarındaysa liberal demokrasiler bile otoriterleşir, çünkü tepeden inen kararlar gerekir kriz anlarında, tartışmaya ve fikir ayrılığına tahammül yoktur.

    Gelelim şuna, Dünya'da bu salgını yaratan şey "sırtı göğe bakan her şeyi yeriz" diyenler oluyor da bu insanlar neden sırtı göğe bakan her şeyi yiyor onu düşünen yok. Dünya'da sermaye de kaynaklar da adaletsiz dağıtılıyor. Siz Türkiye'de, verim açısından şanslı topraklarda doğmuş olabilirsiniz fakat 1.5 milyarlık bir ülkede doğan ve ona uygun kültürde yetişen ufacık bir çocuğun suçu yok bu kültürün yaratımında. Dünya'da kaynaklar adaletsiz dağıtlıyor, Çin'deki insan bizim yanına yaklaşamadığımız vahşi hayvanları yiyor, kuzey afrika müslümanları malikilerde ise aslan, timsah eti helal oluyor. Tüm bunların sebebi kaynak dağıtımının sorunlu olması. Sürekli tekrar ettiğiniz gibi çok gerçekçi bir insansınız, bu gerçekçi perspektifi daha büyük resmi yorumlarken de kullanmak lazım.
    Muazzam kelimesinin etimolojisine değinmemin nedeni sizin Çin'in yardımlarından bahsederken muazzam kelimesini özellikle seçmiş olmanız. Muazzam kelimesine karşılık dilimizde daha olgusal anlam taşıyan bir çok ifade olmasına karşın sizin özellikle muazzam kelimesini kullanmanız bunu güzelleme için yaptığınız izlenimi uyandırıyor bende. Muazzam kelimesini olumsuz bir durumdan sonra ki olumlu durumu ifade etmek için de kullanmanız da destekliyor bu görüşümü. Ayrıca vatan kelimesinin ilk anlamı "kişinin doğduğu ve (veya) yaşadığı yer" ikinci anlamı "konuttur". Siz evinizden bahsederken vatanım demezsiniz, evim dersiniz.

    Çin konusuna gelirsek ben bir kültürü hedef göstermiyorum, dünyaya 3 tane salgın hastalığa bir kültürün neden olduğunu söylüyorum. Bu bir olgu, görüş değil. Çin halkının yemek kültürü, insanlara normal koşullarda bulaşmayan bir sürü hastalığın insanlara da bulaşmasın neden oldu ve bu hastalıklardan 3 tanesi küresel salgına dönüştü. Çinliler normalde hiçbir canlının avlamadığı canlıları da yiyerek ekosisteme de zarar veriyor. Bunlar bir kültürü hedef göstermek değil, bir kültürün sebep olduğu şeyleri söylemek.

    Çin'in tek parti rejimi salgını dünyaya 1 hafta önce açıklayıp, uçuşları durdurmak gibi önlemleri alsa salgını %75 oranında durdurabilirmiş. 2 hafta önce başlasa %85, 3 hafta önce başlasa %95. Bunlar bir araştırma şirketinin verileri linkini bulursam paylaşırım.
    Çin Kasım ayında görülmeye başlayan hastalığı 2.5 ay sakladı.
    Çin uzmanlar saatli bomba diyerek sayfalarca raporlar düzenlediği egzotik marketleri kapatmak yerine hayvan türü sayısını arttırdı.
    Çin Dünya Sağlık Örgütüne bu Çin virüsünün insandan insana geçmediğini hakkında yalan söyledi.
    Çin bu salgını duyurmaya çalışan doktorları ve vatandaşlarını tutuklayıp susturdu.
    Çin hastalık bilinmesine rağmen milyonlarca insanın yeni yıl bayramı kapsamında Çin'e gelip gitmesine göz yumdu. Çin bu wet marketleri kapatmayarak ve salgın hakkında dünyayı ve Dünya Sağlık Örgütünü zamanında bilgilendirmeyerek hatta yalan söyleyerek salgının bu denli yayılmasına neden oldu. Bunun 1. sorumlusu Çin'dir, kendi içinde salgını durdurmuş olması (ki bunun da gerçekliği sorgulanır, yalan söylüyor olma ihtimalleri yüksek) bu gerçeği değiştirmiyor. Otoriter devletlerin bu tür salgınlarla daha iyi başedebildiği bir gerçek fakat Güney Kore gibi Singapur gibi Çin kadar otoriter olmayan devletler de salgınla gayet başarılı şekilde başedebiliyor.

    Son paragrafa gelirsek siz sanırım Çin'de insanların açlıktan, gelir eşitsizliğinden bu hayvanları yemek zorunda kaldıklarını falan düşünüyorsunuz. Hayır öyle değil, Wuhan bölgesi gayet zengin ve gelişmiş bir bölgesidir Çin'in. Damak zevki ve bazı batıl inançları yüzünden bu tür canlıları tüketirler açlıktan değil. Çin'de orta sınıftan sengin sınıfa geçen-geçiş aşamasında olan, yüzmilyona yakın insan var ve bu yüzmilyon küsür insan sırf damak zevkli için, sırf libidosu için bilimum egzotik hayvan tüketiyor, açlıktan değil. Zevk için.

    Çin virüsünün yayılma nedeni Çinlilerin zevk ve batıl inançları uğruna tükettikleri canlılardır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Aşırı sığ görüşlü olmaları.
  • aşağılık kompleksi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: wburak

    aşağılık kompleksi
    Tam isabet
  • virüs batıdan gelince batıdan gelen vürüs başım gözüm üstüne diyen zihniyet en büyük virüstür.
  • toplumlerheryerdeveherzamanboyledırtoplumdersenısdegısırbence
    ruslarcınlılerturklertıpkısınınaynısıkonumundakomunıklesmedemevcut
  • Maalesef ki;

    kuralları çiğnemek
    işini yapmamak

    (aşağılık kompleksi)
    kendi milletinin ülkesinin en ufak ismi geçtiğinde övülme ihtiyacı hissetmek, alçak gönüllü olmamak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Antikapitalizmi savunup antisosyalist oluşları.

    Burada büyük bir azınlıktan söz ediyoruz.
  • aslından özünden kopartılması
  • toplu yasamdan ve kurallardan bihaber oluslar. kendilerini hayalleri ile degerlendirmeleri
  • Nezaketsiz ve geveze olmaları
  • Belki de 10 kişiden 7'sinin nezaket , hoşgörü , saygı içeren davranışları pasiflik ,zayıflık, saflık zannetmesi.

  • okuyup araştırmaması ...

  • Adaletli dağıtım ifadesi çok sakat bir ifade çünkü adaletli dağıtım ile ne kastediyoruz ? Başka ülkelerde üreten, verimli üreten, organize olmuş , sermaye biriktirmiş ve bunun için çok çalışmış toplumların bu sermayelerini onların izni olmadan alarak dağıtmayı mı kastediyoruz ? Sizce bu adalet kavramına mı daha yakın yoksa zıttına mı ? Bence bu adalertsizliktir.


    Sermayenin üretiminde emeğin payı önemlidir fakat emeğin nasıl kullanıldığı, nasıl organize edildiği ve nasıl yönetildiği çok daha önemlidir. Çünkü emeğin verimliliğini belirleyen unsurlar bunlardır. A ülkesinde ve B ülkesinde aynı miktar emek ile üreteceğiniz değer arasında devasa farklar olabilir veya sırf bu emeği yönetecek kişiler yanlış seçilmişse, yanlış inançlara sahipse veya yanlış yapmalarına karşın devlet tarafından alkın vergileri ile sürdürülen bir işletme veya tam tersi özelde yine bir çeşit torpille verimsiz çalışmasına karşın sürdürülen bir iş modelinde emek bırakın ortaya koyulan sermayeyi arttırmayı tam tersi sermayeyi eriten bir unsurda olabilir.


    Adalet kavramı birbirinden farklı anlayışa, verimliliklere, hedeflere, yönetimlere ve ürünlere sahip sektörler , ülkeler ve bölgeler arasında dahi farklı değerlere sahipken ve yekpare tek bir insan tipi, tek bir ürün tipi, tek bir üretim tipi yokken herşeyi aynı varsayarak adaleti bunca farklı üretim süreçlerinden elde edilen sermayenin eşit dağıtılması olarak yorumlarsak bu adaletten ziyade tam tersi büyük bir adaletsizlikle sonuçlanacaktır diye düşünüyorum.


    Ayrıca herkesin ateş püskürdüğü ve kölelik düzenine yol açtığı iddia edilen yabancı sermayenin Çin'in refah düzeyini nasıl kalıcı olarak yükselttiğini görmemekde önyargılı bir tutum olacaktır.





  • FarklıAkıl F kullanıcısına yanıt

    Toplumlara şahsiyet atfederek "ama onlar çalışıp yapmış" dersek evet, çalışıp yapmışlar. Madem övgüyü şu an yaşayan topluma da veriyoruz o halde sanayileşirken yaptıkları sömürünün ve katliamın da hesabını koloni devletlerinin günümüzdeki torunları kolektif vaziyette verecekler. Yok eğer onları yapanlar geçmişte yaşamış insanlar deyip bu işten sıyrılacaksak o halde bugünkü zenginlik de onların "hakkı" olmuyor. Kapitalizmi ve günümüzün refah kapitalist devletlerini emperyalizm olmadan tasvir etmek zor. Emperyalizmin eğer insan onuru diye bir şey varsa onu ayaklar altına almış bir şey olduğu aşikar. Milyonlarca insanı köleleştirip iş gücü haline getirmek ve genişlemeci bir mantıkla kaynak sömürmek pek de çok çalışmak olmuyor.


    Son olarak yabancı sermaye Çin'de adaletli dağılan bir refah yaratmadı. Çin sosyalist bir ekonomiden çok tek parti bir rejim ve command economy. Dolayısıyla refah arttı fakat dağıtımı kapitalist modelden farksız. Refahın kalıcı artıp artmadığıysa muamma. Kalıcı olarak arttı deme ihtimaliniz bile yok, çıkarın onu aklınızdan.





  • Dogmatik olmaları törelerine,örf ve adetlerine sıkı sıkı bağlılar ve vazgeçmemek konusunda müthiş bir dirençleri var.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Son günlerde bir şey fark ettim, birkaç toplum hariç insanlık olarak yozlaşmış vaziyetteyiz. Türk insanıyla bitmiyormuş iş. Misal ABD eline geçen her fırsatta Amerikalı olmayan her şeyi aşağılayacak kadar ötekileştirici olmuş durumda (Trump Parasite'ın Oscar alamayacağını, zira Amerikalı olmadığını söyledi ).

    Dünya'nın büyük çoğunluğu bu salgın sırasında Çinliler hakkında ırkçı, rezil yorumlar yapıp bize bulaştırdınız derken Çin İtalya'ya muazzam bir kaynak yardımı yaptı salgınla mücadelede. Dünya bu denli küreselleşmişken biz çok daha nefret dolu haldeyiz. Sanırım eskiden insanlar birbirinden sadece uzak durup, tanımadığı için endişeli yaklaşıyordu fakat artık elimizin altındaki cep telefonlarıyla bir ırka mensup olduğu için insanlara küfür edebiliyoruz.

    Türk insanıyla ilgili boyutu da şöyle ele alayım: Avrupa açık ve net şekilde Avrupalı olmayanı, dolayısıyla biz Türkleri sevmez. Avrupa'da bile bir gerçek Avrupalılar vardır (Almanlar, İngilizler, İtalyanlar...) bir de eh peki hadi siz de Avrupalısınız denilenler vardır (Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan...). Adamlar kendi içinde bile sınıflara ayrılmış durumda yani. Hal buyken, feci bir Batı merkezci, Avrupa merkezci bakışla Türkler Avrupalılar tarafından itham edilip yer yer hor görülürken bu batı merkezci dalgaya biz de kapılıp Çinlilere saldırıyoruz şu günlerde. Biz Avrupalı değiliz ama Çinliler daha da değil yani. Bu durumdan biz de muzdaripken, kendimizden daha az Batılısını görünce hemen biz de ırkçı yorumlarımıza başladık. Analitik düşünmemiz lazım, doğru tavır almayı, sakin kalmayı, becerebilmemiz lazım. Balık hafızalılık kötü bir şey, yarın öbür gün bir hastalık çıkar ülkende ve Avrupalıların Türkiye'de deve sidiği içiyorlar oradan geldi hastalık tweetlerini okurken bulursun kendini. Unutmamayı hatırlamamız lazım Türkler olarak. İslamcısı da unutuyor, solcusu da unutuyor, liberali de, apolitiği de.

    Türkiye'deki beyaz Türk ulusalcılığı çok ilginç bir eğilim gerçekten. Kendi milletine tepeden bakan bir milliyetçilik, ve küçümsediği kitlelerdeki genel kafa yapısına kıyasla daha seküler olmak harici pek farkı olmayan bir dünya görüşü. Sadece bu toprakların kendi özgün gelişim seyrine, sınıfsal yapısına ve sosyolojik özelliklerine has bir oksimoron.


    İnternette belli entelektüel uğraşlarla meşgul olmuş insanlar, benzer krizler yaşandığı zaman ana akım batı medyasının çizgisini sorgulamayı düz dünyacılığa eş değer sayıyor. Ne yazık ki emperyalistler arası çelişkiler ve anti emperyalist hareketler söz konusu olduğu zaman Batı medyasının olguları çarpıtma sicili ÇKP'den -daha kötü değilse- pek parlak değil.





  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.