Şimdi Ara

Ugur Mumcu.. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
1
Favori
743
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Le petit prince


    quote:

    Orijinalden alıntı: West 
    @Le petit prince (sen ve senin gibilere ithafen)

    Elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    Yaptıklarını yıkıyorlar MUSTAFA KEMAL
    Hani bir vakitler Kubilayı kestiler
    Sen buyurdun kesenleri astılar
    Sen uyudun aslanlar dirildi
    Mustafa'm Mustafa Kemal'im

    Cumhuriyet' in temelini YEŞİL YILANLAR kemiriyor, Devletimiz NATO generallerinin emrin de ; Ülkemiz IMF lerin ipoteğin de! Uyan Gazi Kemal uyan!.Devletin devlete , insanın insan kulluğunu yok etmek için uyan, uyan Gazi KEMAL!


    UĞUR MUMCU




    Yeşil Yılan mı, pardon ama asıl yeşil yılan ne alaka ? Turgut Özal mı yeşil yılan oluyor ? Vallahi eğer Turgut Özal yılansa umarım Türkiyeyi sonsuza kadar yılanlar yönetir. Bu yazıyı koyman şeye benziyor, hani Atatürk'e yapılan en küçük eleştiride '' yakı şayap içiyoşam şananeee, atatürk'e dil ujatmaa şebepşiz be hey dürzü'' diyen insanlar var ya ona benzedi, sen ve senin gibileri iyi tanırım, önyargılarınızdan ve boş beleş bilgilerinizden sıyrıldığınız gün, vatana millete çok daha hayırlı olacaksınız.


    Neyzen Tevfik'in neresi battı sana?




  • O sıralarda, öldürüldüğü sıralarda uğraştığı bir konuda yeşil sermaye ve Suudi Arabistan kökenli şirketlerdi, hatırlatayım dedim.
    Son günlerin patırtıları 17 yıl önceki olaya monte ediliyor ve laf kalabalığı ve karıştırma ile insanlar doğru düşünemez, hatırlayamaz hale sokuluyorlar!
    Özal nire Uğru Mumcu nire? Yanyana anılmaları bile saçma.
    Uğurlar Olsun!
  • neomyy

    bak sana taraflı !! bir kaynak

    http://www.turksolu.org/48/aydemir48.htm

    türk solu

    şimdi başka cenahdan kaynak sunsam senin aklına bi sürü soru gelir..
  • Yaşasa idi ülkemiz çok daha farklı bir durumda olurdu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gennosuke
    neomyy
    bak sana taraflı !! bir kaynak
    http://www.turksolu.org/48/aydemir48.htm
    türk solu
    şimdi başka cenahdan kaynak sunsam senin aklına bi sürü soru gelir..


    Teşekkürler kaynağa, okudum! Ben yalnızca okuyucusuydum Uğur Mumcu'nun ve uzun yıllar okuduğum günlük yazılarından o zamana denk düşen okuduklarımdan hatırladığımı söyledim yukarda, ayrıca tabii bazı kitaplarından bilirim!
    O görüşle bir ilgim yok, biraz bakındım, hepsinden hoşlandığımı da söyleyemem. Devlet içindeki çetenin varlığını Sol 40 yıldır yaşar ve söyler, ama bir türlü iktidara tek başına tam hakkıyla gelip soruşturmasını-araştırmasını yapamaz! Sağın 40 yıl sonra bunu keşfetmesi kendi demokrasi anlayışının gelişimi açısından iyi puan! Ama umarım ilkel ve kalitesiz aygıtı kendi görüşleri doğrultusunda kullanma amaçlı değildir, yoksa vay TC'nin haline sicili bu konuda çok kötüdür sağın!
    Umarım bu konudaki kargaşa sona erer ve katilleri bulunurlar, her kafadan bir ses çıkıyor bu konuda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 24 Ocak 2010; 12:22:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus


    quote:

    Orijinalden alıntı: Le petit prince


    quote:

    Orijinalden alıntı: West 
    @Le petit prince (sen ve senin gibilere ithafen)

    Elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    Yaptıklarını yıkıyorlar MUSTAFA KEMAL
    Hani bir vakitler Kubilayı kestiler
    Sen buyurdun kesenleri astılar
    Sen uyudun aslanlar dirildi
    Mustafa'm Mustafa Kemal'im

    Cumhuriyet' in temelini YEŞİL YILANLAR kemiriyor, Devletimiz NATO generallerinin emrin de ; Ülkemiz IMF lerin ipoteğin de! Uyan Gazi Kemal uyan!.Devletin devlete , insanın insan kulluğunu yok etmek için uyan, uyan Gazi KEMAL!


    UĞUR MUMCU




    Yeşil Yılan mı, pardon ama asıl yeşil yılan ne alaka ? Turgut Özal mı yeşil yılan oluyor ? Vallahi eğer Turgut Özal yılansa umarım Türkiyeyi sonsuza kadar yılanlar yönetir. Bu yazıyı koyman şeye benziyor, hani Atatürk'e yapılan en küçük eleştiride '' yakı şayap içiyoşam şananeee, atatürk'e dil ujatmaa şebepşiz be hey dürzü'' diyen insanlar var ya ona benzedi, sen ve senin gibileri iyi tanırım, önyargılarınızdan ve boş beleş bilgilerinizden sıyrıldığınız gün, vatana millete çok daha hayırlı olacaksınız.


    Neyzen Tevfik'in neresi battı sana?



    emniyet amiri mutlu çelik'e ait bir şiirdir, işine gelmeyene batar.




  • MOSSAD VE BARZANİ.

    Ortadoğu'nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD,İsrail 'in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

    Barzani 'nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, "Hayır olmadı" diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.
    MOSSAD' ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney'de yayınlanan "Israel 's Secret Wars-A History of Israel's Intelligence Services" adli kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.
    Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.

    * * *

    Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı 'ndan sonra, MOSSAD 'ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sayfa.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel'in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak 'tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.

    1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması 'ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından "Kürdistan Demokratik Partisi"ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.

    Barzani 'nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dış işleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.

    MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail 'in Tahran 'daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor.

    Nimrodi 'nin üstlendiği görev ilginç: Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani 'nin eline geçmesinde rol oynuyor. (sayfa. 328-329) Kitapta, MOSSAD'dan Kürtler 'e 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor. (sayfa.328)

    * * *

    70 'li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?
    Kitaba göre sürüyor. "Körfez Savaşı sırasında Irak 'ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv'e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sayfa.521) Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, simdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.
    MOSSAD, Barzani'ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani'nin İsrail 'e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyorki daha da sürecek...Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...
    İlgi belli...
    Ilişki de belli...
    Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD 'ın Kürtler arasında?
    Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değilmi?

    Uğur MUMCU( Cumhuriyet, 7 Ocak 1993)




  • UĞUR MUMCU "Rabıta"

    Bu yazı Um-Ag vakfı tarafından 1987 yılında birinci baskısı ve Ocak 1988 de 22. nci baskısı yapılan "RABITA" isimli kitabından alınmıştır.

    ................................................................................

    "İSLAMi DEVLET, KURULACAK ELBET"
    Cami bu sloganla inliyor. Cemaatin çoğu sakallı, bereli ve sarıklı insanlardan oluşmuş. Çoğu ya çocuk yaşta ya da genç. Cemalettin Kaplan'ın ağzından her Allah sözü çıktığında cemaat sağ ellerini öne doğru uzatıp hep birlikte "Tekbir Allah" diye birkaç kez bağırıyor.
    "islami devlet, kurulacak elbet."

    Caminin kapısında Mercedes marka arabalar duruyor. Biraz sonra cemaat dağılacak Ve bu siyah cüppeli, yeşil şalvarlı, beyaz sarıklı ve sakallı insanlar Mercedeslere binip evlerinin yolunu tutacaklar.
    Sarık ve Mercedes!...
    Sarık ve Mercedes, sanki Federal Almanya' da Türk’ler arasındaki dinsel akımların simgesi olmuş. Sarıklı, sakallı ve Mercedesli Türk yurttaşlarının istedikleri, "islam devleti"dir.

    Cemalettin Kaplan'ın elden ele dolaşan "Tebliğ'in El Kitabı" adlı kitabından aktaralım:
    Gayemiz : İslam devleti.
    Hakimiyet: Allah'a mahsustur.
    Anayasa: Kur'an-ı Kerim'dir.
    Nizam : Şeriattır.
    Kaynak: Yine Kur'an-ı Kerim'dir.
    Örnek ve önder. Hazret-i Muhammed'dir.
    Metot : Tebliğdir.
    Mevzu : Hakkın hakimiyetidir.
    Tebliğ vasıtaları: Meşru her vasıtadır.
    Tebliğ hükmü : Farzdır.
    Tebliğin üslubu : Açık net ve kesin.
    Silah : ilim (Ayet, hadis, akıl ve mantık).
    Siper ve kalkan : Sabır, tahammül ve müdafaa. "Tebliğ devrinde silaha sarılma, kaba kuvvete başvurma, mukabele-i bilmisil yapma yoktur.
    Günün Türkiye'si: Dünün Mekke'sidir.

    Hoca bunları anlattıkça cemaat kendinden geçiyor.

    İslami devlet, kurulacak elbet... "islam devleti anayasası" da hazır bile. Avrupa'nın bir çok yerinde islam anayasası elden ele dolaşıyor ve camilerde konuşulup, tartışılıyor.
    islam devleti nasıl bir devlet olacak? Gerçi Cemalettin Kaplan Hz. Muhammed'i örnek aldığını söylüyor, ama yandaşları hep iran'dan, Humeyni'den, islam devriminden söz ediyor.
    Hollanda'nın Zaandam şehrinde Kaplan'ın örgütü olan islam Cemaat ve Cemiyetler Birliği denetimindeki Ayasofya Camii'nde uzun uzun tartıştığımız Ahmet Kütahyalı adlı 32 yaşındaki eski edebiyat öğretmeni "yazın" diyor, birlikte resim çektirirken.
    "Resmin altına yazın, bir mürteci resmi diye yazın" . Soruyorum, "Ne yazayım istersin?"
    "Bir Müslaman ile bir kafır yan yana diye yazın." Müslüman, Ahmet Kütahyalı, ben de kafır... Niçin kafır?
    Çünkü laik düşünceye inanıyorum da ondan.
    "Laiklik ayrı bir dindir. Dinsizlik demektir. Kafirlik demektir."
    Baktım tartışmanın anlamı yok. "Peki" diyorum. Resmin altına olduğu gibi yazacağım. Bir Müslüman ve bir kafır... Ama nasıl Müslüman? iran yanlısı diye yazayım mı?

    "Yazın. iran devrimine aşık diye yazın."
    Böylesine açık açık iran devriminden yana olduklarını söylüyorlar. Camilerinde Tahran'da basılan ve Türkçe'ye çevrilip. Türkler arasında dağıtılan "islam Çağrısı" adlı dergi de okunuyor. Dergide islam devriminden, Humeyni'den söz ediliyor, islami bilgiler veriliyor. Cemaat, iran Büyükelçiliği tarafından dağıtılan "islam Çağrısı" ve "Kayhan" adlı dergileri okuyor ve kendi aralarında islam devrimi nasıl olacak bunu tartışıyor.

    Federal Almanya'nın Bochum kentinde Eyüp Sultan Camii'nden Cemalettin Kaplan'ı dinliyorum. Cemaat arasında gencecik insanlar var. Bunlar da Cemalettin hocanın devrim muhafızları. Kaplan, "Allah" dedikçe cami tekbir sesleri ile inliyor. Türkiye'de Diyanet işleri Başkan Yardımcılığı da yapmış olan Kaplan'ın ajitasyon yeteneği fena sayılmaz. Ancak Türkçe'den ortaokul diploması nasıl aldığı pek kuşkulu. Bağırıyor, çağırıyor, ancak sözcükleri çok kötü kullanıyor. Örneğin, "mason" yerine "masum" diyor. Bir türlü dili mason demeye dönmüyor. Kemalist derken "a"yı uzatıp "Kemaalist" diyor. Bağırıyor, çağırıyor. kışkırtıyor, açıkça siyaset yapıyor. Arapça ayetler okuyor.

    Kim bu Hoca?

    1926 yılında Erzurum'un ispir kazasında doğmuş. ilk dini bilgileri babasından almış. imamlığa başladığı sırada ilkokul mezunu bile değilmiş. Askerliğini yaptıktan sonra ilkokulu, ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirmiş, sonra da Ankara ilahiyat Fakültesi'ne girmiş; aynı tarihte Ankara'da vaizlik yapmış. 1966 yılında ilahiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra Diyanet işleri Başkanlğı'na müfettiş olarak atanmış; daha sonra Diyanet işleri Başkanlığı'nda Özlük işleri Müdürlüğü de yapan Kaplan, bir süre de Diyanet işleri Başkan Yardımcılığı'nda bulunmuş. 1966 yılından 1981 yılına kadar da Adana'da müftülük yapmış.

    1971 sıkıyönetimi ile çok iyi ilişkiler sürdüren ve zaman zaman sıkıyönetim komutanlarına kendi alanında yardımcı olan Kaplan, 1977 seçimlerinde de MSP listesinden Erzurum'da milletvekili adayı olmuş. Olmuş, ama seçilememiş. Seçilse hiç şüphesiz o da bütün milletvekilleri gibi kürsüye çıkıp "laik devlete bağlı kalacağına" yemin edecekti. Ondan ne şüphe?

    Peki nasıl olmuş da Hoca 60 yaşından sonra "hidayete erip" islam devleti için Avrupa'da cihada başlamış. Çünkü, Peygamber efendimizin buyurduğu veçhile, her yüz yılın başında bir müceddid gelecek, bir yenilik getirecektir. Neyi yenileyecek? Dini mi? Hayır. Din zaten her zaman yenidir.

    Müslümanların dine bağlılığını. Müslümanların cihad bağlılığını yenileyecek; şehit olma aşk ve şevklerini, başarıya ulaşmaya, zafer kazanmaya ait olan ümit ve heyecanlarını yenileyecektir. Bu da kapalı ve gizli çalışma yolu olan parti yoluyla değil, peygamber ve sahabenin takip ettikleri tebliğ ve cihad yoluyla olacak değil mi?

    Avrupa'da cami ve cemaatlerimiz hissedilir derecede çoğalmıştır. Buna sebep de 12 Eylül'den sonra parti zihniyetinin ve siyasi taassubun zaafa uğraması ve hızını kaybetmesidir."

    Kaplan Hoca bu bakımdan 12 Eylül hareketini çok olumlu karşılıyor. Diyor ki :

    "Evren geldi, Evren'in bir iyiliği oldu. Partilerin balonlarına bir iğne dürttü, hepsi söndü. Bir-iki sene partisiz yaşadık. O kadar rahat ki, cemaat de çoğalıyordu, cemaat de ruhen bu particilikten tedirgindi."

    Cemalettin Kaplan, 1981 yılında sıkıyönetim komutanlığının isteğiyle olacak, resen emekliye ayrılmış. Buna çok içerleyen Kaplan; düşünmüş, taşınmış, ne yapsın? Ver elini Almanya!
    Soruyorum:
    "Hakkınızda dava açılmış mıydı?"
    Hayır açılmamış. Açılmamasının nedenini de şöyle açıklıyor:
    "Bugün içeri alırlar, yarın içeri alırlar diye aşağı yukarı 6 ay bekledim, almadılar. Artık Allah'ın bir hikmeti herhalde. Yalnız bizim bir teminat garantimiz vardır. Ayet-ül Kürsi'yi üç beş defa, yedi defa okumadan bir işe başlamayız."

    Hoca bu arada bizimle söyleşinin yarısına gelmiş, ancak Ayet-ül Kürsi'yi okumayı unutmuş. Teminat garantisi o an için yok. Ne olur ne olmaz, başına bir bela gelir. Hemen Ayet-ül Kürsi'yi okuyor. Ve cemaat hep birlikte bağırıyor:

    "Tekbir Allah, tekbir Allah, tekbir Allah."




  • İsterim ki en tesirli sözlerini paylaşıp, onlar üzerinden konuşalım bu hüzünlü günde. Yaşasaydı ve benzeri mışları, başka günler eğip bükersiniz.

    ---------------

    "Kendisine 'Atatürkçüyüm' diyen insan:

    Madde 1- Emperyalizm'e ve Kapitalizm'e karşı koyar.
    Madde 2- Uşak olmaz, uşak! Ne Amerika'ya, ne Sovyetler'e, ne Çin'e, ne Avrupa'ya... (Bana göre bu madde için, adamım demek yeterli.)
    Madde 3- Kuvay-i Milliye ruhuna sahip olur. Emperyalizm'e ve Kapitalizm'e karşı halkı örgütler.

    Ve başı dimdik olur. Tam bağımsızlık ilkesinden söz eder. Atatürk devrimleri için inkilap demez, devrim der devrim."

    ...

    "Siyasal olarak karşıtlarımıza özgürlük tanımazsak, birer gizli faşistiz demektir."

    Uğur MUMCU
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.