Şimdi Ara

uzay-zaman dokusu (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
2
Favori
2.217
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bence anahtar kuantum dolaşıklığı. kuantumun bu garip doğası anlaşılabildiğinde bişeyler yapılabilir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Hocam cevap için teşekkür ederim :)
    Ayrıca olayın uzay zaman dokusu ile değil maddenin titreşim frekansıyla alakalı olduğunu düşünüyorum çünkü uzay zaman dokusunu istediğin gibi kullanabiliyorsun gerekli şartlar sağlandığında. Gerçi bu teknolojiyi kullanmak için sicimin çözülmesi gerektiğinden şimdilik imkansız diyebiliriz. Ama eğer teorim bir şekilde doğru çıkarsa uzayda bir yerden bir yere gitmek için inanılmaz güçlere falan ihtiyaç duyulmayacak, çok basit bir ivmelenme yetecek. Ama tabi öncelikle titreşim frekansıyla oynamamızı sağlayacak bir teknoloji geliştirmeliyiz.a




    Aslında dolaylı yoldan bende kuantumu işaret ettim. Çünkü biliyorsunki kuantumda herşey titreşim halindedir ve uzay zaman dokusunu bu titreşimler şekillendirir. Dolayısıyla bütün maddeler de titreşmiş olur. Ama kuantum sadece atomsal düzeyde çalıştığı için bunu büyük nesnelere odaklayamıyoruz. Görelilik ise bu konulara girmediği için teorim ortada kalıyor ve sicim teorisinin kanıtlanmasına bağlı durumda kalıyor. Muhtemelen teorimin doğru olup olmayacağını öğrenmeden göçüp gideceğim bu diyardan en çok ona yanıyorum




  • atomlardaki titreşim onların enerjilerine bağlıdır. enerji verirseniz daha çok titreşirler. mutlak sıfırda titreşim de durma noktasına gelir. ancak insan gibi yüzmilyarlarca atomdan meydana gelen bir yapıyı ortak bir frekansta titreştirmek imkansız gibi bir şey sanırım bundan bahsediyorsun. çünkü onu oluşturan her bir atomun özellikleri farklı, ayrıca titreşimi yani frekansı arttırmak maddeye fazladan enerji vermekten başka birşey yapmaz bu yolla limit hız nasıl kırılır.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bence anahtar kuantum dolaşıklığı. kuantumun bu garip doğası anlaşılabildiğinde bişeyler yapılabilir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Hocam cevap için teşekkür ederim :)
    Ayrıca olayın uzay zaman dokusu ile değil maddenin titreşim frekansıyla alakalı olduğunu düşünüyorum çünkü uzay zaman dokusunu istediğin gibi kullanabiliyorsun gerekli şartlar sağlandığında. Gerçi bu teknolojiyi kullanmak için sicimin çözülmesi gerektiğinden şimdilik imkansız diyebiliriz. Ama eğer teorim bir şekilde doğru çıkarsa uzayda bir yerden bir yere gitmek için inanılmaz güçlere falan ihtiyaç duyulmayacak, çok basit bir ivmelenme yetecek. Ama tabi öncelikle titreşim frekansıyla oynamamızı sağlayacak bir teknoloji geliştirmeliyiz.a




    Aslında dolaylı yoldan bende kuantumu işaret ettim. Çünkü biliyorsunki kuantumda herşey titreşim halindedir ve uzay zaman dokusunu bu titreşimler şekillendirir. Dolayısıyla bütün maddeler de titreşmiş olur. Ama kuantum sadece atomsal düzeyde çalıştığı için bunu büyük nesnelere odaklayamıyoruz. Görelilik ise bu konulara girmediği için teorim ortada kalıyor ve sicim teorisinin kanıtlanmasına bağlı durumda kalıyor. Muhtemelen teorimin doğru olup olmayacağını öğrenmeden göçüp gideceğim bu diyardan en çok ona yanıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    atomlardaki titreşim onların enerjilerine bağlıdır. enerji verirseniz daha çok titreşirler. mutlak sıfırda titreşim de durma noktasına gelir. ancak insan gibi yüzmilyarlarca atomdan meydana gelen bir yapıyı ortak bir frekansta titreştirmek imkansız gibi bir şey sanırım bundan bahsediyorsun. çünkü onu oluşturan her bir atomun özellikleri farklı, ayrıca titreşimi yani frekansı arttırmak maddeye fazladan enerji vermekten başka birşey yapmaz bu yolla limit hız nasıl kırılır.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bence anahtar kuantum dolaşıklığı. kuantumun bu garip doğası anlaşılabildiğinde bişeyler yapılabilir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Hocam cevap için teşekkür ederim :)
    Ayrıca olayın uzay zaman dokusu ile değil maddenin titreşim frekansıyla alakalı olduğunu düşünüyorum çünkü uzay zaman dokusunu istediğin gibi kullanabiliyorsun gerekli şartlar sağlandığında. Gerçi bu teknolojiyi kullanmak için sicimin çözülmesi gerektiğinden şimdilik imkansız diyebiliriz. Ama eğer teorim bir şekilde doğru çıkarsa uzayda bir yerden bir yere gitmek için inanılmaz güçlere falan ihtiyaç duyulmayacak, çok basit bir ivmelenme yetecek. Ama tabi öncelikle titreşim frekansıyla oynamamızı sağlayacak bir teknoloji geliştirmeliyiz.a




    Aslında dolaylı yoldan bende kuantumu işaret ettim. Çünkü biliyorsunki kuantumda herşey titreşim halindedir ve uzay zaman dokusunu bu titreşimler şekillendirir. Dolayısıyla bütün maddeler de titreşmiş olur. Ama kuantum sadece atomsal düzeyde çalıştığı için bunu büyük nesnelere odaklayamıyoruz. Görelilik ise bu konulara girmediği için teorim ortada kalıyor ve sicim teorisinin kanıtlanmasına bağlı durumda kalıyor. Muhtemelen teorimin doğru olup olmayacağını öğrenmeden göçüp gideceğim bu diyardan en çok ona yanıyorum




    Hocam teori zaten burda başlıyor. Ama işlemleri ve çalışmaları sürdüğü için açıklayamıyorum malesef. 1.5 senedir sürüyor bakalım birşeyler çıkarsa burada da paylaşacağım. Ama olay boyutla ilgili.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kraven -- 3 Şubat 2011; 15:29:25 >




  • beyler yahu bn modern fizik dersi aldım yani kuantum fiziği dersini geçene kadar mahfoldum. Buradada bu konuya ilgiyi görünce şaşırdım doğrusu.
    Ne deyim kolay gelsin çünkü fiziğin bu dalı bana çok gizemli geliyor çok garip
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    ancak ışık hızında dahi gitse bu yolculuk sırasında dünyada zaman geçmeye devam edecktir. 1000 ışık yılı uzaktan ışık hızıyla dahi gelse dünyaya ulaşması için dünyanın güneş etrafında 1000 kez dönmesi gerekecektir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven



    Aklıma KPAX geldi. Adamı sorguya çektiklerinde o kadar uzun yolu nasıl geliyorsun, hem Einstein ışık hızının geçilemeyeceğini söyledi der. Adamımızın cevabı ise Einstein kütlesi olan cisimlerin ışık hızına ulaşamayacağını çünkü kütlelerinin sonsuz olacağını söyledi ama kütlesi olmayan enerji biçiminde olan cisimlerin ışık hızını geçemeyeceğine dair birşey söylemedi olur.



    hocam bu uzayın bükülmesi konusunda ne düşünüyorsunuz.Karadelik deneyine gelecekten müdahale edilmiş olunabilirmi?




  • Uzay bükülmesini genellikle 2 boyutlu olarak şekillerde görüyoruz. Bir bez var üzerine ağır bilye konuyor bezin ortası çöküyor işte kütlenin uzaya yaptığı etki deniyor. Ben bunu 3 boyutlu olarak kafamda şekillendiremiyorum. Yani heryöne doğru uzay zaman çökmesi şekille nasıl gösterilebilirki.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hadron

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    ancak ışık hızında dahi gitse bu yolculuk sırasında dünyada zaman geçmeye devam edecktir. 1000 ışık yılı uzaktan ışık hızıyla dahi gelse dünyaya ulaşması için dünyanın güneş etrafında 1000 kez dönmesi gerekecektir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven



    Aklıma KPAX geldi. Adamı sorguya çektiklerinde o kadar uzun yolu nasıl geliyorsun, hem Einstein ışık hızının geçilemeyeceğini söyledi der. Adamımızın cevabı ise Einstein kütlesi olan cisimlerin ışık hızına ulaşamayacağını çünkü kütlelerinin sonsuz olacağını söyledi ama kütlesi olmayan enerji biçiminde olan cisimlerin ışık hızını geçemeyeceğine dair birşey söylemedi olur.



    hocam bu uzayın bükülmesi konusunda ne düşünüyorsunuz.Karadelik deneyine gelecekten müdahale edilmiş olunabilirmi?

    cerndeki denyden bahsediyosanız bence gelecekten müdahale falan bana saçma geliyor. ayrıca o deneyde müdahaleyi gerektirecek bir tehlikenin oluşacağını sanmıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Drazy

    Uzay bükülmesini genellikle 2 boyutlu olarak şekillerde görüyoruz. Bir bez var üzerine ağır bilye konuyor bezin ortası çöküyor işte kütlenin uzaya yaptığı etki deniyor. Ben bunu 3 boyutlu olarak kafamda şekillendiremiyorum. Yani heryöne doğru uzay zaman çökmesi şekille nasıl gösterilebilirki.


    küre şeklinde etrafa genişleyen bir alan olarak düşünebilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    e=mc2 o kadar yalın ve net ki hayranım bu basitliğe.
    bazen düşünüyorum da ışık hızı sabiti denen şey uzay-zamanın dokusunun bir özelliği olmalı . ışık bu özelliği sonuna kadar kullanan şeylerden biri. mesela kütle çekim etkisi de uzay-zamanda bu hızla yayılır ancak öncelikle ışığın hızı hesaplandığı için kütle çekim de ışık hızı ile yayılır diyoruz. bu aslında ışık da kütle çekim hızında yayılır demekle aynı.
    uzayın bu yapısı nedeni ile ve kütlenin onda ortaya koyduğu sonuçlar nedeniyle ışığın doğasında da bazı değişimler gözlüyoruz. mesela yolundan sapıyor ,enerjisi artıyor veya azalıyor, zamanın akışını etkiliyor. peki bütün bunları gerçekten nasıl yapıyor uzay-zaman. burada bütün bu garipliklerin nedeni ışık hızı veya ona yaklaşmak değil bence, uzay-zamanın dokusu...
    gezegenleri düşünün mesela, uzay-zamanı bükerler ve yapısını değiştirirler kütleleri ile, ve ışık bu yapıya doğru enerjisi artarak, buradan uzay boşluğuna ise enerji kaybederek gidebilir ancak hızında hiçbir değişiklik olmadan, çünkü içine girdiği bu uzay-zaman dokusunda hız denen kavramın hesapları da şaşar dolayısıyla doku ince ayar çeker zamana. aynı şekilde hızlı giden cisimlerin kütleleri artar ve kendi içlerinde uzay zamanı bükmeye başlarlar bu yüzden kendi içinde zaman yavaşlamaya başlar.
    sonuç olarak bütün bu garipliklerin nedeni uzay zamandır kanımca.

    Kütle çekimin hızı ışık hızıyla yayılır demişsin.Bu kısmı pek anlayamadım.Yani şu anda Güneş'in sahip olduğu kütleden dolayı olan kütleçekim bize her 8 dakikada mı yenilenerek geliyor?Peki Güneş evrende anormal hızla hareket etse bu durumda hızından kaynaklı uzay-zaman bükülmesi artar.Peki bunun etkisi Dünya'ya 8 dakika sonra mı gelir yoksa aniden mi?

    Bir de yukarda küresel alan olarak düşünebiliriz demişsin.Peki bunu küresel alanın yanında sonsuz büyüklükte bir küp olarak da düşünebilir miyiz? Fakat bu küpün özelliği pacman oyunundaki gibi küpün bir kenarından girince diğer kenarından çıkmamız olsun.Bu durumda bu küpün hiç bir köşesine erişemeceğimizden, erişsek bile diğer köşesinden çıkabileceğimizden, böyle düşünmekte bir sakınca görmüyorum.Fakat evrenin 10 milyar önceki haliyle şimdiki halinde bir simetri ve orantı olduğundan küre halinde düşünmek yine de daha kolay oluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FirstLight -- 3 Şubat 2012; 2:16:21 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Drazy

    Uzay bükülmesini genellikle 2 boyutlu olarak şekillerde görüyoruz. Bir bez var üzerine ağır bilye konuyor bezin ortası çöküyor işte kütlenin uzaya yaptığı etki deniyor. Ben bunu 3 boyutlu olarak kafamda şekillendiremiyorum. Yani heryöne doğru uzay zaman çökmesi şekille nasıl gösterilebilirki.


    Evet, 3 boyutlu olarak şekillendirmek çok zor ve çok uzun bir zaman alacağından 2 boyutlu olarak şekillendiriyoruz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FirstLight

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    e=mc2 o kadar yalın ve net ki hayranım bu basitliğe.
    bazen düşünüyorum da ışık hızı sabiti denen şey uzay-zamanın dokusunun bir özelliği olmalı . ışık bu özelliği sonuna kadar kullanan şeylerden biri. mesela kütle çekim etkisi de uzay-zamanda bu hızla yayılır ancak öncelikle ışığın hızı hesaplandığı için kütle çekim de ışık hızı ile yayılır diyoruz. bu aslında ışık da kütle çekim hızında yayılır demekle aynı.
    uzayın bu yapısı nedeni ile ve kütlenin onda ortaya koyduğu sonuçlar nedeniyle ışığın doğasında da bazı değişimler gözlüyoruz. mesela yolundan sapıyor ,enerjisi artıyor veya azalıyor, zamanın akışını etkiliyor. peki bütün bunları gerçekten nasıl yapıyor uzay-zaman. burada bütün bu garipliklerin nedeni ışık hızı veya ona yaklaşmak değil bence, uzay-zamanın dokusu...
    gezegenleri düşünün mesela, uzay-zamanı bükerler ve yapısını değiştirirler kütleleri ile, ve ışık bu yapıya doğru enerjisi artarak, buradan uzay boşluğuna ise enerji kaybederek gidebilir ancak hızında hiçbir değişiklik olmadan, çünkü içine girdiği bu uzay-zaman dokusunda hız denen kavramın hesapları da şaşar dolayısıyla doku ince ayar çeker zamana. aynı şekilde hızlı giden cisimlerin kütleleri artar ve kendi içlerinde uzay zamanı bükmeye başlarlar bu yüzden kendi içinde zaman yavaşlamaya başlar.
    sonuç olarak bütün bu garipliklerin nedeni uzay zamandır kanımca.

    Kütle çekimin hızı ışık hızıyla yayılır demişsin.Bu kısmı pek anlayamadım.Yani şu anda Güneş'in sahip olduğu kütleden dolayı olan kütleçekim bize her 8 dakikada mı yenilenerek geliyor?Peki Güneş evrende anormal hızla hareket etse bu durumda hızından kaynaklı uzay-zaman bükülmesi artar.Peki bunun etkisi Dünya'ya 8 dakika sonra mı gelir yoksa aniden mi?

    Bir de yukarda küresel alan olarak düşünebiliriz demişsin.Peki bunu küresel alanın yanında sonsuz büyüklükte bir küp olarak da düşünebilir miyiz? Fakat bu küpün özelliği pacman oyunundaki gibi küpün bir kenarından girince diğer kenarından çıkmamız olsun.Bu durumda bu küpün hiç bir köşesine erişemeceğimizden, erişsek bile diğer köşesinden çıkabileceğimizden, böyle düşünmekte bir sakınca görmüyorum.Fakat evrenin 10 milyar önceki haliyle şimdiki halinde bir simetri ve orantı olduğundan küre halinde düşünmek yine de daha kolay oluyor.

    8 dakikada bir gelmesi için kesikli yayılması lazım ancak sürekli yayıldığı için 8 dakikada bir değil devamlıdır. demek istediğim güneşteki bir etki bize 8 dakika sonra etki eder. yani güneş şu an birde hiç olmayacak bir şekilde yok olsa dünya 8 dakika daha yörüngede dönmeye devam edecektir.
    küp ile ilgili dediklerini anlayamadım ama benim çekim alanı ile ilgili kafamda canlandırdığım şu şekilde;
    dünya küre şeklinde ve çekim alanı da küre şeklinde yayılıyor ancak masaya bırakılan bir güllenin örtüyü esnettiği gibi değil de gerçekte olan bence yeryüzeyinden dışa doğru çok küçük kademelerle büzüşen bir madde düşünün büzüşme her kademede farklı olduğundan kütle çekim etkisi de ivme yaratacak bir hal kazanıyor. bu yüzden alan içine giren cisimler bir sonraki çekim kademesine atılıyor sonunda ise dünyaya çarpıyor. kademeleri oluşturan kütlenin kendisi kademe dediğim şeyler ise 4 boyutlu uzay zamanın diğer boyut veya boyutlardan olan farkları. kademeler arası uzay zaman farklı boyutlarda olmalı. bu nedenle cisimlerin boyları kısalıyor. ve ışığın dalga boyu mora kayıyor çünkü o esnada büzüşen uzay zamanda farklı boyutta yol almaya devam ediyor. bizim gördüğümüz ise 4 boyutlu uzay zamandaki ışığın görüntüsü




  • einsteinin tavsiye ettiği kitabı okudum çok güzel bir kitap
    kelagın dediği kitabın (evrenin zerafeti) devamı şeklinde yazmış ama ilk kitap olmadanda okunabilir sadece birkaç yerde ilk kitaba atıfta bulunuyor konunun tamamını okuyamadım okuduktan sonra bi mesaj daha yazarım belki

    not: einstein sakın fiziğin gizemi (roger penrose) bu kitabı alma kitap genel olarak fiziği değil fiziğin bakış açısıyla özgür irade sorununu ele alıyor çoğunlukla felsefi anlaşılması çok güç bir kitap ayrıca dediğim gibi fizik anlatmıyor
    "kralın yeni usu" serisinin sanırım ikinci kitabı idi

    tavsiye edebileceğim kitaplar ise brian green in "evrenin zerafeti" ve "evrenin dokusu" kitapları



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bahtiyar0011 -- 4 Şubat 2012; 22:03:33 >
  • speedy evrenin dokusunda kuantum dolaşıklığından uzun uzun bahsediyor ama seyahat için kullanılabileceğinden sanırım bahsetmiyor
    onun yerine kitapta sicim teorilerinin ekstra boyutlarının ışıktan hızlı seyehat için kullanılabileceğiden bahsediyor tabi buda o adamın öngörüleri

    not: birkaç hafta önce forumda bir soru sormuştum ama fizikçilerden pek bir katkı gelmemişti bi el atsanız diyorum
    http://forum.donanimhaber.com/m_56742314/tm.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bahtiyar0011 -- 4 Şubat 2012; 22:20:29 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    en yakın galaksi 2 milyon ışıkyılı uzakta :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt


    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    benim uzay hakkındaki düşüncelerim şöyle;
    uzay aynı deniz gibi kendi yolculuk sistemleri olan bir yapıdır. nasıl denizde olan rüzgardan faydalanarak yelkenli gemiler seyahat edebiliyorsa, uzayında seyahate izin veren bir sistemi olduğunu düşünüyorum.
    mesafelerin uzak olmasının da rastlantı olmadığını düşünüyorum, çünkü uzay da seyahat edebilecek kadar gelişmiş olan uygarlık artık savaşları bir kenara bırakmıştır. daha çok kaynak için canlıları öldürme zihniyetinde değildir.
    örneğin marsta aynı dünya gibi koşullar olsa, petrol olsa, altın olsa ama oradaki uygarlık orta çağı yaşıyor olsa amerika anında oraya demokrasi götürür
    uzay da uzun mesafeli yolculuk eden araçlar fosil yakıt kullanan ve roket tarzı sisteme sahip olan araçlar olamaz, çünkü çok hız için çok yakıt gerekli çok yakıt da çok ağırlık demektir.
    uzayın bence şu an bizim keşfedemediğimiz özel bir yolculuk sistemi vardır



    bir diğer galaksiye ışık hızı ile gitsek 100.000 yıl sürüyor

    e haliye :)

    ne denir?




    Aklıma KPAX geldi. Adamı sorguya çektiklerinde o kadar uzun yolu nasıl geliyorsun, hem Einstein ışık hızının geçilemeyeceğini söyledi der. Adamımızın cevabı ise Einstein kütlesi olan cisimlerin ışık hızına ulaşamayacağını çünkü kütlelerinin sonsuz olacağını söyledi ama kütlesi olmayan enerji biçiminde olan cisimlerin ışık hızını geçemeyeceğine dair birşey söylemedi olur.

    çok orjinal bir filmdi, film bitmesine rağmen adamın deli mi uzaylı mı olduğuna karar veremiyorsun




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    e=mc2 o kadar yalın ve net ki hayranım bu basitliğe.
    bazen düşünüyorum da ışık hızı sabiti denen şey uzay-zamanın dokusunun bir özelliği olmalı . ışık bu özelliği sonuna kadar kullanan şeylerden biri. mesela kütle çekim etkisi de uzay-zamanda bu hızla yayılır ancak öncelikle ışığın hızı hesaplandığı için kütle çekim de ışık hızı ile yayılır diyoruz. bu aslında ışık da kütle çekim hızında yayılır demekle aynı.
    uzayın bu yapısı nedeni ile ve kütlenin onda ortaya koyduğu sonuçlar nedeniyle ışığın doğasında da bazı değişimler gözlüyoruz. mesela yolundan sapıyor ,enerjisi artıyor veya azalıyor, zamanın akışını etkiliyor. peki bütün bunları gerçekten nasıl yapıyor uzay-zaman. burada bütün bu garipliklerin nedeni ışık hızı veya ona yaklaşmak değil bence, uzay-zamanın dokusu...
    gezegenleri düşünün mesela, uzay-zamanı bükerler ve yapısını değiştirirler kütleleri ile, ve ışık bu yapıya doğru enerjisi artarak, buradan uzay boşluğuna ise enerji kaybederek gidebilir ancak hızında hiçbir değişiklik olmadan, çünkü içine girdiği bu uzay-zaman dokusunda hız denen kavramın hesapları da şaşar dolayısıyla doku ince ayar çeker zamana. aynı şekilde hızlı giden cisimlerin kütleleri artar ve kendi içlerinde uzay zamanı bükmeye başlarlar bu yüzden kendi içinde zaman yavaşlamaya başlar.
    sonuç olarak bütün bu garipliklerin nedeni uzay zamandır kanımca.

    kütle çekimin ışık hızı ile aynı olduğu teorisinin sahibi kimdir. Ben kütle çekimin etki hızını uzun zamandır merak ediyordum. Anında etki edebileceğini düşünmüştüm. Bu şekilde ışık hızından çok daha hızlı, anında haberleşmeyi düşünüyordum =)


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Aslında dolaylı yoldan bende kuantumu işaret ettim. Çünkü biliyorsunki kuantumda herşey titreşim halindedir ve uzay zaman dokusunu bu titreşimler şekillendirir. Dolayısıyla bütün maddeler de titreşmiş olur. Ama kuantum sadece atomsal düzeyde çalıştığı için bunu büyük nesnelere odaklayamıyoruz. Görelilik ise bu konulara girmediği için teorim ortada kalıyor ve sicim teorisinin kanıtlanmasına bağlı durumda kalıyor. Muhtemelen teorimin doğru olup olmayacağını öğrenmeden göçüp gideceğim bu diyardan en çok ona yanıyorum


    teorin varsa kanıtlanmasını bekleme kanıtlamaya uğraş bence. einsteinin elindeki tek kaynak düşünce deneyleri idi. kimseden eksiğimiz yok




  • Kütleçekim dalgalar halinde gücü azalsada çok uzaklara ulaşabiliyorsa "0" kütleçekimi olan alan uzayda varmıdır? Samanyolu ve andromedanın bizi eşit kuvvettte çektiği bir noktada dursak buradaki uzay-zaman dokusu düzmü olur ?

    Birde kütle ve ağırlık farklı şeyler olduğu söylenir. Şimdi yaylı kantar ile 1kg demiri ve 1kg elmayı tartmış olsak, bunları uzayda aynı kuvvete tabi tutsak kütleleri farklı çıkar mı?
  • quote:

    Birde kütle ve ağırlık farklı şeyler olduğu söylenir. Şimdi yaylı kantar ile 1kg demiri ve 1kg elmayı tartmış olsak, bunları uzayda aynı kuvvete tabi tutsak kütleleri farklı çıkar mı?

    farklı çıkmaz.
    ağırlık dedikleri terazinin gösterdiği değer. sen burdaki kantarı alıp aya çıksan 15 kilo tartılırsın. benzer şekilde uzayda gezerken tartıldığını düşün... tartılamassın çünkü yerçekimi yok. yani kantar 0'ı gösterir. peki sen yok mu oldun? hayır senin kütlen aynı. e bunu nasıl ölceriz uzayda? mesela ben seni elimle iteklesem kendim de geri kayacam bu da senin kütlen olduğunu gösterir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    e=mc2 o kadar yalın ve net ki hayranım bu basitliğe.
    bazen düşünüyorum da ışık hızı sabiti denen şey uzay-zamanın dokusunun bir özelliği olmalı . ışık bu özelliği sonuna kadar kullanan şeylerden biri. mesela kütle çekim etkisi de uzay-zamanda bu hızla yayılır ancak öncelikle ışığın hızı hesaplandığı için kütle çekim de ışık hızı ile yayılır diyoruz. bu aslında ışık da kütle çekim hızında yayılır demekle aynı.
    uzayın bu yapısı nedeni ile ve kütlenin onda ortaya koyduğu sonuçlar nedeniyle ışığın doğasında da bazı değişimler gözlüyoruz. mesela yolundan sapıyor ,enerjisi artıyor veya azalıyor, zamanın akışını etkiliyor. peki bütün bunları gerçekten nasıl yapıyor uzay-zaman. burada bütün bu garipliklerin nedeni ışık hızı veya ona yaklaşmak değil bence, uzay-zamanın dokusu...
    gezegenleri düşünün mesela, uzay-zamanı bükerler ve yapısını değiştirirler kütleleri ile, ve ışık bu yapıya doğru enerjisi artarak, buradan uzay boşluğuna ise enerji kaybederek gidebilir ancak hızında hiçbir değişiklik olmadan, çünkü içine girdiği bu uzay-zaman dokusunda hız denen kavramın hesapları da şaşar dolayısıyla doku ince ayar çeker zamana. aynı şekilde hızlı giden cisimlerin kütleleri artar ve kendi içlerinde uzay zamanı bükmeye başlarlar bu yüzden kendi içinde zaman yavaşlamaya başlar.
    sonuç olarak bütün bu garipliklerin nedeni uzay zamandır kanımca.

    kütle çekimin ışık hızı ile aynı olduğu teorisinin sahibi kimdir. Ben kütle çekimin etki hızını uzun zamandır merak ediyordum. Anında etki edebileceğini düşünmüştüm. Bu şekilde ışık hızından çok daha hızlı, anında haberleşmeyi düşünüyordum =)


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Aslında dolaylı yoldan bende kuantumu işaret ettim. Çünkü biliyorsunki kuantumda herşey titreşim halindedir ve uzay zaman dokusunu bu titreşimler şekillendirir. Dolayısıyla bütün maddeler de titreşmiş olur. Ama kuantum sadece atomsal düzeyde çalıştığı için bunu büyük nesnelere odaklayamıyoruz. Görelilik ise bu konulara girmediği için teorim ortada kalıyor ve sicim teorisinin kanıtlanmasına bağlı durumda kalıyor. Muhtemelen teorimin doğru olup olmayacağını öğrenmeden göçüp gideceğim bu diyardan en çok ona yanıyorum


    teorin varsa kanıtlanmasını bekleme kanıtlamaya uğraş bence. einsteinin elindeki tek kaynak düşünce deneyleri idi. kimseden eksiğimiz yok

    kütle çekimin ışık hızında yayıldığını söyleyen einsteindır
    zaten bence de uzay zamandaki limit hız bu bundan daha hızlı hiçbirşey nüfuz edemez




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Drazy

    Kütleçekim dalgalar halinde gücü azalsada çok uzaklara ulaşabiliyorsa "0" kütleçekimi olan alan uzayda varmıdır? Samanyolu ve andromedanın bizi eşit kuvvettte çektiği bir noktada dursak buradaki uzay-zaman dokusu düzmü olur ?

    Birde kütle ve ağırlık farklı şeyler olduğu söylenir. Şimdi yaylı kantar ile 1kg demiri ve 1kg elmayı tartmış olsak, bunları uzayda aynı kuvvete tabi tutsak kütleleri farklı çıkar mı?

    kütle ve ağırlığın farklı olduğu başka bir şey
    1 kg demir ile 1 kg elmanın kütlesi aynıdır ancak 1kg demir ayda birkaç gram gelecek, jüpiterde ise kilolarca tartılacaktır ancak kütle değişmez
  • quote:

    Orijinalden alıntı: EinsteinModOn

    Yine sormuştum ama tekrardan sorayım. Öneribileceğiniz kitaplar var mı? Modern fizik - K.fiziği ve evren ile ilgili. (aşağıdakiler haricinde)

    -biraz kuantumdan zarar gelmez **** marcus chown
    -altı kolay parça *** richard feynman
    -kuantum fiziği yanılsama mı gerçek mi *** alastair M rae
    -Fiziğin gizemi *** roger penrose
    -fizik ve ötesi *** ?
    -Parçacık Fiziği En Küçüğü Keşfetme Macerası *** Sezen Sekmen

    Bu kitapları almayı düşünüyorum bide. İnternet üzerinden alan varsa hangi siteden aldığını yazabilir mi? yani hangi siteler güvenilir olur.
    Bide yukarıdaki kitaplardan hiç okuyan var mı? tavsiye edermisinz. nasıldır? :)


    En başta yazdığın kitabı okuyorum. Yalnız konuya tamamen uzak biri için bence biraz ayrıntılı. Yani öncesinde konuyu anlaması gerekir diye düşünüyorum. Öteki kitaplardan bazılarını aldım ama zamandan dolayı pek ilgilenemiyorum...




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.