Şimdi Ara

Yaş 36 benim gibi evli,borçlu ve işsiz olan varmı?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
2.637
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evet arkadaşlar yaş oldu 36, hala bir evim ve birikimim yok. Krediyle alınmış orta halli bir arabam var. An itibariyle 2 aydır işsizim. 50 bine yakın borç var, hanım çalışıyor ama maaşı iyi değil. Kariyerimde 12 sene tecrübem var, yüksek lisans mezunuyum ve mali müşavirlik ruhsatım var. Birkaç iş görüşmesine gittim ancak teklif ettikleri maaşlarla evi geçindirmem imkansız. Bir süre daha dayandıktan sonra mecburen düşük ücretleri kabul etmek zorunda kalacağım. Forumda benim yaşımda ve durumumda başka olan arkadaşlar varsa gelin dertleşelim. Geleceğe dair hiçbir umudum yok. Karamsar olmak istemiyorum ama bazen ciddi ciddi intihar düşüncesi geliyor aklıma. Hergün yüksek dozda 2 ayrı antidepresan içiyorum hayata tutunabilmek için. Bazende alkol alıyorum. Sigara zaten günde en az 1 paket var. İntihar etmesemde kendimi zaten bu şekilde yavaş yavaş öldürmekteyim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • intiharı düşünecek kadar bir durum yok hocam o kadar abartmayın. şöyle düşünün, geçmişte birçok yerde yaşanmış bir olay var: savaş. bir anda şehirler yok oluyor, hayatlar yok oluyor. böyle bir şeyi yaşamış olsaydık, bilindik hayatımız her şeyiyle bir anda bitebilirdi. düşünün, savaş çıkmış, yaşadığınız yer yıkılmış, korunmak için başka yere göçmüşsünüz, kısa süre sonra geri dönüyosunuz. hayatınızın geçtiği yerde kimse kalmamış. herkes ölmüş, ölmeyenler başka yere göçmüş ve nerede oldukalrı belli değil. şehir yıkılmış. akrabalar, dostlar, artık hiçbiri yok.

    şimdi biz evimizde oturuyoruz, sürekli kendi içinde bulunduğumuz yaşama odaklanıyoruz, dış dünyadan kopuyoruz. kitap okumuyoruz. durum böyle olunca da sürekli kendi eksiklerimizden hayıflanıp duruyoruz ve en sonunda da kendimizi çok kötü durumda görüyoruz ve depresyona giriyoruz.

    depresyona girmemize neden olan temel etken: "artık çıkış noktam yok, bu konudan nasıl kurtulacağım ki? yapabileceğim bir şey yok" gibi düşünüp kendi kendimizi umutsuzluğa sokmamızdır.

    kıtlık çıkmadıkça, savaş olmadıkça, böyle umutsuzluğa kapılmamak gerek. gerçekten o kadar kötü durudma mısınız bi düşünün? en fazla otomobili satarsınız. hâlâ bir aileniz var, dostlarınız var, akrabalarınız var. hâlâ sağlığınız var! elimizde aslında çok şey var değerini bilmemiz gereken. ben bunları biraz da kendime hitaben de yazıyorum aslında. çünkü ben de çoğu zaman gereksiz depresif olabiliyorum. herkes bunu yaşar. ama inanın bana gereksiz tasalar bunlar. yapmamız gereken şey, çalışmak.

    ben yazılım işi ile uğraşıyorum. youtube'dan takip ettiğim bir yazılımcı var, ABD'de çalışmakta olan bir türk. doktora yapmış olan birisi. hani "tuzu kuru" dersin. adam diyor ki, silikon vadisi denilen yere çok gittim, orada çalışmakta olan çok tanıdığım var, çok kez onlarla oturup uzun uzun sohbet ettik diyor. peki sizce bu silikon vadisinde çalışmakta olan kişiler sizce çok mu mutlular diye sordu. ve dedi ki, hayır, bence değiller, çünkü burada konuşulan şey hep para, hep iş. biizim alıştığımız aile ortamı, alıştığımız muhabbetler, burada yok diyor.

    herkes kendi yolunu kendi çizecek. bir şekilde motive olabilmemiz gerekiyor ve herkes bu motivasyonu kendi bulacak. dediğim gibi, ilk önce şu: "öldüm bittim çok çok kötü durumdayım herkes benden iyi durumda ben var ya bu yaşıam kadar hiçbir şey başarmadım mı acaba" psikolojisinden kurtulun. kötü düşündükçe morailiniz daha da bozulur ve moriliniz bozuldukça daha da "çalışmamaya" başlar ve vaktinizi daha çok heba edersiniz. ben 29 yaşına kadar ingilizce bilmiyordum. bu durumda heraldi oturup hüngür hüngür ağlamam gerekirdi. ancak bir değişiklik oldu ve ayağa kalkıp çalışmaya başladım. motive bir şekilde düzenli çalışarak ingilzice öğrendim. şu anda 33 yaşındayım ve kendi kendime: "bittim ben, ingilizceyi zaten herkes biliyor yahu, bu bir avantaj değil ki, ben ne yapacağım!" diye umutsuzluğa kapılıp ağlamalı mıyım? 29 yaşındayken böyle yapmış olsaydım şu anda ingilizce de bilmiyor olurdum. ya da şöyle düşünüp ağlamalı mıyım: "orta okuldan tanıdıklarım aile kurup üzerine bir de ev aldılar, bense hiçbirini yapamadım! üstüne üstelik akşam işten döndüğümde çocuk gibi oturup mesleki çalışma yapmak zorundayım! arkadaşlarım evde aileleriyle mutlu vakit geçirirken!" böyle karamsar düşünüp ağlayayım mı? 29 yaşındayken bunu yapmış olsam şu ana kadar gene sıfır olacaktım. üstelik son 4 senede akademik oalrak da birçok şey çalıştım. siz "borcum var yüksek maaşlı iş bulamıyorum" diye karamsarsınız. biz de böyle nedenlerle karamsar olup intiharı düşünelim mi? inanın bana karamsar olmak kolay. zor olan ise elimizde olan "artıları" görmek. mesela benim görmem gereken artılarım var, onları görüp değerlendirmeliyim. sizin sahip olduğunuz artılarınız da var. o kadar kötü hissetmeyin.

    en azından şunu söyliyim size, vasıfsız bir kişi olabilirdiniz. kardeşim yaz tatilinde pastahanede çalıştı, orada çok zor şartlar altında yövmiye ile çalıştırılan yaşını başını almış insanlar vardı. siz yüksek lisans mezunusunuz. "bu diplomaya kimse iplemiyor" diyorsanız, ben de size şunu söyliyim, kimsenin ipleyip iplememesi çok önemli değil, siz o diplomayı alacak çabayı gösterecek dirayete sahip biri olduğunuzun farkına varın. başka şeyler de başarabilirsiniz.
  • Mali müşavirlik ruhsatı ne oluyor ? Yaşadığınız şehir ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Az ücrete çalışmak hiç çalışmayıp depresyona girmekten iyidir. En azından bir yandan çalışıp diğer yandan daha iyi şartlarda iş arayışına devam edebilirsiniz ve kendinizi boşlukta hissetmezsiniz. İntihar çözüm değil. Şu an işsiz çok fazla insan var, işi olanlar da şartları kötü olmasına rağmen tekrar iş bulamamaktan korktukları için işi bırakamıyorlar. Ekonomi düzelene kadar iş verenler de çalışanlar da maalesef dişlerini sıkmak zorunda. Düşük ücretle de olsa bir işe girmenizi tavsiye ederim, bu ruh sağlığınıza daha iyi gelecektir.
  • intiharı düşünecek kadar bir durum yok hocam o kadar abartmayın. şöyle düşünün, geçmişte birçok yerde yaşanmış bir olay var: savaş. bir anda şehirler yok oluyor, hayatlar yok oluyor. böyle bir şeyi yaşamış olsaydık, bilindik hayatımız her şeyiyle bir anda bitebilirdi. düşünün, savaş çıkmış, yaşadığınız yer yıkılmış, korunmak için başka yere göçmüşsünüz, kısa süre sonra geri dönüyosunuz. hayatınızın geçtiği yerde kimse kalmamış. herkes ölmüş, ölmeyenler başka yere göçmüş ve nerede oldukalrı belli değil. şehir yıkılmış. akrabalar, dostlar, artık hiçbiri yok.

    şimdi biz evimizde oturuyoruz, sürekli kendi içinde bulunduğumuz yaşama odaklanıyoruz, dış dünyadan kopuyoruz. kitap okumuyoruz. durum böyle olunca da sürekli kendi eksiklerimizden hayıflanıp duruyoruz ve en sonunda da kendimizi çok kötü durumda görüyoruz ve depresyona giriyoruz.

    depresyona girmemize neden olan temel etken: "artık çıkış noktam yok, bu konudan nasıl kurtulacağım ki? yapabileceğim bir şey yok" gibi düşünüp kendi kendimizi umutsuzluğa sokmamızdır.

    kıtlık çıkmadıkça, savaş olmadıkça, böyle umutsuzluğa kapılmamak gerek. gerçekten o kadar kötü durudma mısınız bi düşünün? en fazla otomobili satarsınız. hâlâ bir aileniz var, dostlarınız var, akrabalarınız var. hâlâ sağlığınız var! elimizde aslında çok şey var değerini bilmemiz gereken. ben bunları biraz da kendime hitaben de yazıyorum aslında. çünkü ben de çoğu zaman gereksiz depresif olabiliyorum. herkes bunu yaşar. ama inanın bana gereksiz tasalar bunlar. yapmamız gereken şey, çalışmak.

    ben yazılım işi ile uğraşıyorum. youtube'dan takip ettiğim bir yazılımcı var, ABD'de çalışmakta olan bir türk. doktora yapmış olan birisi. hani "tuzu kuru" dersin. adam diyor ki, silikon vadisi denilen yere çok gittim, orada çalışmakta olan çok tanıdığım var, çok kez onlarla oturup uzun uzun sohbet ettik diyor. peki sizce bu silikon vadisinde çalışmakta olan kişiler sizce çok mu mutlular diye sordu. ve dedi ki, hayır, bence değiller, çünkü burada konuşulan şey hep para, hep iş. biizim alıştığımız aile ortamı, alıştığımız muhabbetler, burada yok diyor.

    herkes kendi yolunu kendi çizecek. bir şekilde motive olabilmemiz gerekiyor ve herkes bu motivasyonu kendi bulacak. dediğim gibi, ilk önce şu: "öldüm bittim çok çok kötü durumdayım herkes benden iyi durumda ben var ya bu yaşıam kadar hiçbir şey başarmadım mı acaba" psikolojisinden kurtulun. kötü düşündükçe morailiniz daha da bozulur ve moriliniz bozuldukça daha da "çalışmamaya" başlar ve vaktinizi daha çok heba edersiniz. ben 29 yaşına kadar ingilizce bilmiyordum. bu durumda heraldi oturup hüngür hüngür ağlamam gerekirdi. ancak bir değişiklik oldu ve ayağa kalkıp çalışmaya başladım. motive bir şekilde düzenli çalışarak ingilzice öğrendim. şu anda 33 yaşındayım ve kendi kendime: "bittim ben, ingilizceyi zaten herkes biliyor yahu, bu bir avantaj değil ki, ben ne yapacağım!" diye umutsuzluğa kapılıp ağlamalı mıyım? 29 yaşındayken böyle yapmış olsaydım şu anda ingilizce de bilmiyor olurdum. ya da şöyle düşünüp ağlamalı mıyım: "orta okuldan tanıdıklarım aile kurup üzerine bir de ev aldılar, bense hiçbirini yapamadım! üstüne üstelik akşam işten döndüğümde çocuk gibi oturup mesleki çalışma yapmak zorundayım! arkadaşlarım evde aileleriyle mutlu vakit geçirirken!" böyle karamsar düşünüp ağlayayım mı? 29 yaşındayken bunu yapmış olsam şu ana kadar gene sıfır olacaktım. üstelik son 4 senede akademik oalrak da birçok şey çalıştım. siz "borcum var yüksek maaşlı iş bulamıyorum" diye karamsarsınız. biz de böyle nedenlerle karamsar olup intiharı düşünelim mi? inanın bana karamsar olmak kolay. zor olan ise elimizde olan "artıları" görmek. mesela benim görmem gereken artılarım var, onları görüp değerlendirmeliyim. sizin sahip olduğunuz artılarınız da var. o kadar kötü hissetmeyin.

    en azından şunu söyliyim size, vasıfsız bir kişi olabilirdiniz. kardeşim yaz tatilinde pastahanede çalıştı, orada çok zor şartlar altında yövmiye ile çalıştırılan yaşını başını almış insanlar vardı. siz yüksek lisans mezunusunuz. "bu diplomaya kimse iplemiyor" diyorsanız, ben de size şunu söyliyim, kimsenin ipleyip iplememesi çok önemli değil, siz o diplomayı alacak çabayı gösterecek dirayete sahip biri olduğunuzun farkına varın. başka şeyler de başarabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 18 Haziran 2019; 8:43:35 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Üstadım yazın için teşekkür ederim. Evet ölüp bitmedik henüz. Olumlu düşünmek lazım doğru. Ancak insan emeklerinin karşılığını alamayınca ister istemez üzülüyor. Ülkemizin durumu gerçekten çok kötü. İnsanca yaşayabilmek için çabalıyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gün boyu kariyer.net denen gıcık sitedeyim. Onlarca iş başvurusundan sadece bir yada iki yer dönüş yapıyor. İş için yeterliliğim tam olmasına rağmen konu maaşa gelince geri vites yapıyorlar. 8 bin 10 bin gibi maaşlardada gözüm yok, evimi çevirebilsem, senede 1 kere tatile gidebilsem, birazda harçlık kalsa yeter. Ancak bu patron denen şahsiyetler çalışanı köle olarak görmekte ısrarcılar. Kendisi ayda binlerce lira kazanırken çalışanına 3 kuruş zam gözlerine batar. Daha önce bir firmada çalışmıştım. Bu firma çalışan mutluluğu üzerine ödül almış bir firma. İşyerinde bilardo masaları, langırt, masaj koltukları. Sınırsız meşrubat filan vardı. Her ayda dışarıda mutlaka bir eğlence olurdu. Bu firmanın patronu sözde çalışan mutluluğunu önemsiyordu ancak ota boka bu kadar para harcayacağına çalışanın en önemli motivasyon kaynağı olan maaşa hiç zam yapmazdı. Çünkü dışarıya para harcayarak kendi reklamını yapıyor ve sözde çalışan mutluluğunu önemsiyor gibi gözüküyordu. Yani böyle adi firmalarda çok var. Kısacası bu ülke bitmiş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Umarım en kısa zamanda güzel bir iş bulursunuz. Maalesef Mali Müşavirler zor durumda, her yıl Üç Bin kişi ruhsat alıyor ortalama ama mükellef sayısı azalıyor. Odanın pek umrunda değil tabi, onlar sizden aidat aldığı sürece sorun yok.
  • alphabetagama A kullanıcısına yanıt
    Yaşım 33, ne ara 33 oldum bilmiyorum. Galiba 28 yaşındaydım, sektörümden (medya) bi cacık olmaz demeye başlamıştım. Ne sermaye var ne tanıdık. Devamında da olmadı... Krizler işimi vurdu. Derken sermaye sahibi işi küçülttü. Ondan sonra birkaç yere gir, çık yaptım ama tam anlamıyla bir iş sahibi olamadım. Dün iş görüşmesine gittim, komik derecede şeyler konuştuk. Düşünün yıl 2019, kerpetenle (inşaatta kullanılan) diş çekiyorsunuz. nere gitsem, en ucuza nasıl yaparım derdinde. ARtık o dereceye geldim ki, ucuz işlere başvuruyorum, onlar da almıyorlar. adamlara sgk sordum diye işe almadılar. Şaka gibi.. İntiharı çok düşünmüştüm ama ya sakat kalırsam diye vazgeçtim. Ben ay sonunu getirememekten ya da şu anda cebimin boş olduğundan bahsetmiyorum. Gerçek anlamda ileriye dönük hiçbir beklenti içine girebileceğim bir dalım kalmadı. Bu daha kötü. AY sonu ya da 2bin tl sizi belki 1 ay idare eder de, ya geleceğiniz kalmadıysa... O zaman ne yapacaksınız. Ağzımdaki dişlerin birçoğu ırsi olarak kırıldı ya da çürüdü. Onları yaptıramıyorum. bi yerim ağrısa hastaneye gidemiyorum. en son alkole verdim kendimi o da oldukça pahalandı. mesele gir bi yere asgari ücret vs çalış değil. öyle bir iş de yok şu an. yoksa ben dünden razıydım. batık maliyet diyip bütün geçmişimi kenara atarım, gider vasıfsız işlere harcasınlar beni nolacak. aynı maaşı alacaksan müşavir olsan nolur, konfeksiyon olsa n eolur. benim derdim günlük değil. benim derdim gelecek. kapkaranlık, ucu bucağı yok. kitap okurum sürekli, bi yerden sonra o da kabak tadı vermeye başladı. ailemle olmasam ya bi yerde açlıktan ölür ya da ona benzer bi şeyler olurdu herhalde :) parayla gidip eğlencedeyken ölecek halim yok. kendimi de suçlayamıyorum. inançla da alakasız. yani sözün özü garip bir kısır döngüdeyim ve çember daralıyor. beni boğacak ve en sonunda da nefessiz bırakacak.




  • Ben de 23 yasindayim kyk ile birlikte 35 bin liraya yakin borcum var yuksek lisans yapıyorum iş yok bakalım ne olacak hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Madem borcun var, durumun iyi değil, ulan ne diye alkol alıp sigara içiyorsun? Eşinin emeklerine yazık değil mi? Yakışıyor mu hiç? Bunun bahanesi olarak “psikolojim iyi değil,” falan deme sakın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Çirkinlik Ne Kadar Kolay

    Madem borcun var, durumun iyi değil, ulan ne diye alkol alıp sigara içiyorsun? Eşinin emeklerine yazık değil mi? Yakışıyor mu hiç? Bunun bahanesi olarak “psikolojim iyi değil,” falan deme sakın.
    Memlekette senin gibi tipler türedi insanlar iş bulamıyor, pazarda fiyatlar her gün katlanıyor , toplumun çoğunluğu mutsuz ve gelecekten umutsuz , ülkenin yarısı kredi kartından takipte. Ama beyimiz geliyor sen niye sigara içiyorsun neden alkol alıyorsun diye milleti darlıyor.

    S A N A N E !

    Açım diyorsun amca çıkar şu telefonunu diyen adam gibisiniz be kardeşim ya. Bu memleketin ciddi sorunları var ama siz hala şom ağızlılığa devam edin.
  • Bizim meslek bitti abi valla bitirdiler. Eski kodamanlar, YMM'ler piyasada parsayı kaptılar köpek gibi kazanıyorlar. Gençler de sadece tutunmaya hayatta kalmaya çabalıyor. Bir cesaretle büro açan arkadaşlarım şimdi 5000 lira maaş veren şirket bulsam kapatacam diyor, ulan ne 5000'i adamlar 2500-3000 lira teklif ediyorlar diyorum da yok artık diyorlar, durum vallahi de böyle!
    Şansın bahtın açılır umarım güzel kardeşim... vasıflı adamın işsizliği hiçbir şeye benzemez abi, bu ülke ne çekeceksen bundan çekecek! çok iyi anlıyorum ama elden birşey gelmiyor...
  • SMMM olmana rağmen iş bulamaman gerçekten çok üzücü bende uzun süre muhasebecilik yaptım farklı büro ve şirketlerde. Öyle adamlar gördüm ki muhasebeden haberi yok ama şirketlerde ön muhasebe elemanı olarak çalışıp iyide para alıyorlar. Tabi torpille girmiş çoğu olduğu yere. Benim gözlemim muhasebecilik ele ayağa düşmüş artık çevremde bakıyorum herkes muhasebeci. Sizin ruhsatı avantaj döndürmeniz lazım, evde yatmaktansa maaşı az dediğiniz bi yerde olsa işe girin bence. Zamanla daha iyi bir iş denk gelince bırakırsınız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İntihardan bahsedenlere de çok bi tavsiye veresim yok. Önce o sigarayı bi bırakcaksın. Aile kurmasını biliyorsun ama kendi özel tüketiminden vaz geçmiyorsun.Foruma da gelip işsizim.. Araba gerekli değil ise satacaksın. Masraflarını kısacak ve ailene aktaracaksın. Kendi tüketimini sıfıra indirecek ve sesini çıkarmadan mücadeleye devam edeceksin, evde kimseyi rahatsız etmeceksin. Önüne gelen evleniyor sonra sorunlu aileler sorunlu bireyler üretiyor . Bekar adam gibi dolaşma sokakta. Git çalış nere olursa olsun. Şöyleyim böyleyim diyip durma aldığın sorumluğu üslen.
  • hetşat kullanıcısına yanıt
    SANANE demen için buraya yazmaman lazım. Buraya yazıp herkes ile paylaştığın bir şeye yorum gelince sanane diyemezsin. Otur evinde çek perdeleri sanane de dur. Sana burada adam alkolü-sigarayı bırak işine odaklan demiş. Sen hem içeeceem hem ağlayacam diyosun. Ağla bilader. ekonomi çok kötü, yönetim çok kötü otur ağla. Bekle emin ol bişiler değişecek.24 saate herşey güzel olacak. Ekonomin kötü olduğunu herkes biliyor ve ona göre çabalıyor,çalıştıkları haklarını alamasalar bile... ama sen çabalama otur iç ve ağla
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.