Şimdi Ara

Yerli üretimin önünün açılması gerekiyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
183
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Nezih Barut, Türkiye’nin en büyük yerli ilaç üreticisi Abdi İbrahim’in yönetim kurulu başkanlığuu yürütüyor. Bunun yanı sıra İlaç İşverenleri Sendikası Başkam da olan Barut, Ekonomist’in 25’inci yıl sayısı için sektörün geleceğini değerlendirdi. Barut, özellikle biyoteknolojik ilaç üretiminin ve ihracatının artacağına dikkat çekiyor.

    Türk ilaç sektörünün son 10 yılına baktığımızda büyük değişimler yaşandığını görüyoruz. Yaşanan gelişmeler sonucunda, halkın ilaç ve sağlık hizmetlerine erişimi arttı. Ülkemizin sağlık ve yaşam kalitesi de büyük bir hızla gelişim gösterdi. Ancak, zaman içinde sağlık hizmetlerindeki bu iyileştirmenin getirdiği maliyeti karşılamak amacıyla uygulamaya konulan fiyat ve geri ödeme politikaları, ilaç endüstrisinin gelişimini sekteye uğratacak bir niteliğe büründü.

    Endüstrimiz; 11 binden fazla ürün, 65 üretim tesisi, 300’den fazla kuruluş ve 30 bin çalışanı ile Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından biri. Avrupa Birliği, BDT, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 170 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.

    Zor koşullara rağmen özellikle son yıllarda AR-GE alanındaki yatırımlar hızlandı ve endüstrimizde akredite AR-GE merkezi sayısı artış gösterdi. Biyoteknolojik ilaçların, dünya ilaç pazarında güçlenen rolüne paralel olarak ülkemizde de üretimine yönelik çalışmalar başlatıldı.

    REKABET NE YÖNDE?

    Abdi İbrahim olarak bu alandaki gelişmelerin takipçisiyiz. 100 milyon dolarlık yatırımla, Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio’yu kurmak için önemli bir adım attık. İnşaatı devam eden Abdi-Bio, Türk ilaç sektörünün geleceği için umut verici bir yatırımdır. AbdiBio üretim tesisimizi Ocak 2017’de tamamlamayı planlıyoruz. Türkiye için son derece önemli olduğunu düşündüğümüz biyoteknoloji alanında gerçekleştirilecek üretim ve ihracatın, ekonomimizin en önemli gündemi olan cari açığın da ilacı olacağına inanıyoruz.

    Gelişmiş ülkelerdeki büyümenin durması, gelişmekte olan ülkelerde artan ve yaşlanan nüfus, kamu sağlık hizmetlerinde ve ilaca erişimde iyileşme, ortalama yaşam süresindeki yükselme, artan refah düzeyi ve farkındalık gibi faktörler önümüzdeki dönemde ilaç tüketimini kaçınılmaz olarak artıracak. Bu da ülkemizin yabancı yatırımcılar açısından çekici bir pazar olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri.

    YERLİ ÜRETİM DESTEKLENİYOR

    Yabancı firmaların genellikle dünya ölçeğinde büyük firmalar olması, daha düşük maliyetlerle üretim yapabilmelerine imkan tanıyor. Bu durum onlara önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Piyasaya yeni ithal ilaçların girmesi zorlaşıyor. Yabancı firmaların yeni ürünleri ithal etmek yerine fason olarak yerli firmalara ürettirmesi yönünde bir eğilim olacağını öngörüyoruz.

    Bununla beraber, geri ödeme sisteminde yerel üretilmiş ürünlere avantaj sağlanacağını biliyoruz. lOAralık’ta Eylem Planı’nda açıklandığı şekliyle, yerli eşdeğeri olması halinde ithal ürünler geri ödeme listesinde yer alamayacak. Böyle bir durumda, yerli ilaç üretim kapasitesi daha verimli kullanılarak sektörde yaratılan katma değerin artacağını düşünüyoruz. Ayrıca eylem planında sektörümüzde yerli üretimi destekleyen başka maddeler de mevcut. İlaç endüstrisi AR-GE’ye dayalı bir sanayi dalı olduğu için ekonomik teşviklerin yanı sıra stratejik hedefler güden politikalar geliştirilmesi de gerekiyor. Ayrıca ulusal ilaç firmaları ve uluslararası firmalar arasında yapılacak ortaklıklar da hem endüstrimizin dünya pazarlanna erişimini artıracak, hem de yeni know-how getirilmesini sağlayacaktır.

    Nisan 2015’te yatırım teşvik mevzuatında değişikliğe gidilmiş ve öncelikli yatırımlar tanımında yer alan ‘biyoteknolojik ilaç, onkoloji ilaçları ve kan ürünleri üretimine yönelik yatırımlar’ yerine ‘eczacılıkta ve tıpta kullanılan kimyasal ve bitkisel kaynaklı ürünlerin imalatı’ ifadesine yer verilmiştir. Yapılan bu düzenlemeden, devletin ilaç sektörüne öncelik verdiği ve yerli üretimi desteklemeye kararlı olduğunu görüyoruz. Ancak, mevcut fiyat politikası devam etüği sürece küçük ölçekli yerli firmaların ayakta kalması zorlaşacaktır. Bu da küçük firmaları, piyasaya girmek isteyen yabancı firmalar için potansiyel satın alma hedefi haline getirebilir.

    YABANCI PAYI YÜKSELECEK

    İlaç sektöründe ölçek çok önemli. Daralan kâr marjları karşısında büyük ölçekli üretim yapan firmalar ayakta kalabiliyor. Ayrıca şirket birleşmeleri ve satın almalarında, potansiyel olarak pazarlama ve idari giderlerden yüksek tasarruf sağlanabiliyor. Buradaki sinerji ise ilerleyen yıllarda sektörde konsolidasyonun artacağına işaret ediyor. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde Türk ilaç sektöründe yabancı payının artması beklenebilir.

    Sektörün geleceğiyle ilgili bir başka önemli nokta ise referans biyoteknolojik ve biyobenzer ürünlerin pazar payında beklenen artıştır. Devlet de biyoteknoloji yatınmlanna önemli teşvikler sağlıyor. Yerel üretimde bio benzer ürünlerin fiyatlandırılmasında verilen avantajlar buna örnek teşkil ediyor.

    BİYOTEKNOLOJİDE REKABET

    Biyoteknolojik ilaçlar ülkemizde gittikçe önem kazanan konulardan biri. Kamunun bu alandaki stratejik desteğiyle, AR-GE alanında ilerleme sağlanabilirse, endüstrimizin üreteceği katma değerli ve biyoteknolojik ürünler ihraç edilerek dış ticaret açığının azaltılması sağlanabilecektir. Dünya ilaç pazarındaki gelişmelere paralel olarak, 2015 IMS verilerine göre, Türkiye’de biyoteknolojik ürünler değer bazında, hastane ihaleleri hariç, toplam reçeteli ilaç pazarının yüzde 23’ünü oluşturmaktadır. Bu oranın önümüzdeki dönemde kullanıma sunulacak yeni ürünlerle artmasını bekliyoruz. Biyobenzer ürünlerin Türkiye’de üretilip piyasa girmesiyle, ciddi bir rekabet oluşacağını düşünüyoruz. Bu da hem sektörün katma değerini artıracak hem de hastaların ilaca daha uygun fiyatla ulaşmasını sağlayacak. Bu açıdan da büyük önem taşıyor.

    GELECEK ÖNGÖRÜLERİ

    Bizim önemli hedeflerimizden biri sektörde uluslararası bir ‘oyuncu’ olmak. Cezayir ve Kazakistan gibi ülkelerde yaptığımız yatırımlar bu yönde atılan önemli adımlar ve bu hedefimizin önemli bir göstergesi. Türkiye’nin ithalatçı konumunda olduğu bu sektördeki durumu tersine çevirmeyi amaçlıyoruz.

    Bugünü olduğu kadar geleceği de önceliğimiz olarak görüyoruz. Bu nedenle her zaman öncü ve yenilikçi olmayı odağımıza koyuyoruz. AR-GE yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyor ve her yıl bir önceki yıldan daha fazla AR-GE yatırımı yapıyoruz.

    Dünyada da giderek daha önem kazanan biyoteknolojik ilaçların ülkemizde üretimini, yüksek teknoloji know-how’ının ülkemize kazandırılması ve yurtdışına çıkan döviz ve katma değerin ülkemizde kalması anlamında çok önemli buluyoruz.

    AbdiBio yatırımı, ürün geliştirme ve birçok ülkedeki ruhsatlandırma yatırımlarımızla, iç pazarda olduğu gibi, iki yıl içerisinde ihracat rakamlarında da liderliği almayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, yurtiçinde sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeleri yurtdışı-na taşıyarak organik ve inorganik yollarla büyümek istiyoruz. En kıymetli varlığımız olan insan kaynağımızın gelişimini de devam ettireceğiz... Kaynak: https://www.myfikirler.org/kendi-isini-kurmak-isteyenlere-bayilik-veren-30-marka.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aysagul -- 6 Ocak 2018; 22:15:34 >







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.