Şimdi Ara

TBMM'nin 2 ay tatil yapmaya hakkı var mıdır? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
76
Cevap
0
Favori
5.484
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 2 ay belki gerçekten uzun bir süreç. Herhangi bir vekilin de gidip tam 2 ay boyunca bir tatil köyünde,yazlığında veya otelde kalacağını sanmıyorum. Ama sizin de düşündüğünüz gibi vekiller sadece meclis kulislerinde veya parlementonun içinde vakit geçirmiyorlar. Hepsinin ayrı birer odası var ve gün içinde seçilmiş oldukları ilin, kendilerine oy veren(veya vermeyip de o vekilden medet uman) halkının derdini dinliyor, ikramlarda bulunuyor, sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Tüm senenin tatilden geriye kalan yaklaşık 8-9 ayı böyle geçiyor. Bunun dışında bir vekilin sene içinde seçildiği bölgeyi gezme gibi bir sorumluluğu da var. Halk oy verip oraya çıkarttığı kişiyi tekrar kendi arasında görmediğinde haklı şekilde öfkeleniyor ve bir dahaki seçimde sandığa gömebiliyor. Yani uzaktan görüldüğü kadar da boş değiller. Ama tabi ki aralarında da geldiği mevkiye kendisini çıkaranları sonradan hatırlamayan ve işini hakkıyla yapmayan,yani tatili hak etmeyenlerin sayısı da önemsenemeyecek kadar az değil.

    Düzenleme: imlâ.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi coyjonquil -- 5 Ağustos 2008; 13:25:15 >




  • eleştiri ile hakaret arasındaki farkı bilmiyoruz

    meclistekileri seçerken siz oy vermediniz mi

    hem vekillerinizi ihanetle suçluyorsunuz hemde bu ülkede yaşamaya devam ediyorsunuz, buna katlanmak zor olmuyormu sizin için
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coyjonquil

    2 ay belki gerçekten uzun bir süreç. Herhangi bir vekilin de gidip tam 2 ay boyunca bir tatil köyünde,yazlığında veya otelde kalacağını sanmıyorum. Ama sizin de düşündüğünüz gibi vekiller sadece meclis kulislerinde veya parlementonun içinde vakit geçirmiyorlar. Hepsinin ayrı birer odası var ve gün içinde seçilmiş oldukları ilin, kendilerine oy veren(veya vermeyip de o vekilden medet uman) halkının derdini dinliyor, ikramlarda bulunuyor, sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Tüm senenin tatilden geriye kalan yaklaşık 8-9 ayı böyle geçiyor. Bunun dışında bir vekilin sene içinde seçildiği bölgeyi gezme gibi bir sorumluluğu da var. Halk oy verip oraya çıkarttığı kişiyi tekrar kendi arasında görmediğinde haklı şekilde öfkeleniyor ve bir dahaki seçimde sandığa gömebiliyor. Yani uzaktan görüldüğü kadar da boş değiller. Ama tabi ki aralarında da geldiği mevkiye kendisini çıkaranları sonradan hatırlamayan ve işini hakkıyla yapmayan,yani tatili hak etmeyenlerin sayısı da önemsenemeyecek kadar az değil.

    Düzenleme: imlâ.


    Evet halka hizmet etmeye çalıştıkları için ülke bu hale geldi.

    quote:

    eleştiri ile hakaret arasındaki farkı bilmiyoruz

    meclistekileri seçerken siz oy vermediniz mi

    hem vekillerinizi ihanetle suçluyorsunuz hemde bu ülkede yaşamaya devam ediyorsunuz, buna katlanmak zor olmuyormu sizin için


    Hiçte değil.Benim oy verdiğim parti mecliste değil.

    Ayrıca yapılanlar hakaret değil bence.Gerçekler ortada sonuçta.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi marophat -- 5 Ağustos 2008; 13:39:25 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch
    Yaklaşık tam 2 ay,


    Teşekkür ederim @etusch.
    Dile çok dikkat ederim, yazıya da. Bazen böyle olabiliyor; malum beşer şaşar...

    @Deep,
    Halka falan gittikleri yok, sene dört mevsim halk ayaklarına geliyor kendi vekillerinin!
    Selam...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: marophat

    quote:

    Orjinalden alıntı: coyjonquil

    2 ay belki gerçekten uzun bir süreç. Herhangi bir vekilin de gidip tam 2 ay boyunca bir tatil köyünde,yazlığında veya otelde kalacağını sanmıyorum. Ama sizin de düşündüğünüz gibi vekiller sadece meclis kulislerinde veya parlementonun içinde vakit geçirmiyorlar. Hepsinin ayrı birer odası var ve gün içinde seçilmiş oldukları ilin, kendilerine oy veren(veya vermeyip de o vekilden medet uman) halkının derdini dinliyor, ikramlarda bulunuyor, sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Tüm senenin tatilden geriye kalan yaklaşık 8-9 ayı böyle geçiyor. Bunun dışında bir vekilin sene içinde seçildiği bölgeyi gezme gibi bir sorumluluğu da var. Halk oy verip oraya çıkarttığı kişiyi tekrar kendi arasında görmediğinde haklı şekilde öfkeleniyor ve bir dahaki seçimde sandığa gömebiliyor. Yani uzaktan görüldüğü kadar da boş değiller. Ama tabi ki aralarında da geldiği mevkiye kendisini çıkaranları sonradan hatırlamayan ve işini hakkıyla yapmayan,yani tatili hak etmeyenlerin sayısı da önemsenemeyecek kadar az değil.

    Düzenleme: imlâ.


    Evet halka hizmet etmeye çalıştıkları için ülke bu hale geldi.



    Şu an bir yanlış anlaşılma söz konusu. Ben bunu şu an meclisteki vekiller için yazdığımı söylediğimi hatırlamıyorum. Genel itibariyle konuştum. Her dönem için geçerliydi söylediklerim. Yani tatil süresi her zaman sabit. Bazen kanun görüşmeleri sonlandırılamadığında geç tatile de giriliyor. Şu an ki hükümet çok çalıştı halka hizmet etti tatili de hak etti gibisinden bir kanıya varmanızı sağlayacak cümlem hangisi cidden merak ettim. Eminim ki Türkiye tarihinde 1 tane bile olsa bir hükümet halkına hizmet etmiştir. Onlar da aynı süre zarfında tatil yaptıklarına göre "bunlar çalışmadı tatili hak etmedi" diyebilmemiz söz konusu değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: coyjonquil


    quote:

    Orjinalden alıntı: marophat

    quote:

    Orjinalden alıntı: coyjonquil

    2 ay belki gerçekten uzun bir süreç. Herhangi bir vekilin de gidip tam 2 ay boyunca bir tatil köyünde,yazlığında veya otelde kalacağını sanmıyorum. Ama sizin de düşündüğünüz gibi vekiller sadece meclis kulislerinde veya parlementonun içinde vakit geçirmiyorlar. Hepsinin ayrı birer odası var ve gün içinde seçilmiş oldukları ilin, kendilerine oy veren(veya vermeyip de o vekilden medet uman) halkının derdini dinliyor, ikramlarda bulunuyor, sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Tüm senenin tatilden geriye kalan yaklaşık 8-9 ayı böyle geçiyor. Bunun dışında bir vekilin sene içinde seçildiği bölgeyi gezme gibi bir sorumluluğu da var. Halk oy verip oraya çıkarttığı kişiyi tekrar kendi arasında görmediğinde haklı şekilde öfkeleniyor ve bir dahaki seçimde sandığa gömebiliyor. Yani uzaktan görüldüğü kadar da boş değiller. Ama tabi ki aralarında da geldiği mevkiye kendisini çıkaranları sonradan hatırlamayan ve işini hakkıyla yapmayan,yani tatili hak etmeyenlerin sayısı da önemsenemeyecek kadar az değil.

    Düzenleme: imlâ.


    Evet halka hizmet etmeye çalıştıkları için ülke bu hale geldi.



    Şu an bir yanlış anlaşılma söz konusu. Ben bunu şu an meclisteki vekiller için yazdığımı söylediğimi hatırlamıyorum. Genel itibariyle konuştum. Her dönem için geçerliydi söylediklerim. Yani tatil süresi her zaman sabit. Bazen kanun görüşmeleri sonlandırılamadığında geç tatile de giriliyor. Şu an ki hükümet çok çalıştı halka hizmet etti tatili de hak etti gibisinden bir kanıya varmanızı sağlayacak cümlem hangisi cidden merak ettim. Eminim ki Türkiye tarihinde 1 tane bile olsa bir hükümet halkına hizmet etmiştir. Onlar da aynı süre zarfında tatil yaptıklarına göre "bunlar çalışmadı tatili hak etmedi" diyebilmemiz söz konusu değil.


    Bende hükümetleri genelledim zaten.Atatürkten sonrada başka bir hükümet halka hizmet için uğraştımı?Çok tartışılır ama bana göre öyle bir hükümet yok.

    Tatili hak edip etmediğinede bakacak olursak Meclis Tv'yi izleyen arkadaşlar bilirler hemen hemen her oturum meclisin yarısı boştur.

    Ancak çok önemli bir oturum ya da oylama olursa gelmektedirler.

    Ayrıca milletvekillerinin halkın içindeki sorunlardan haberi yok.Özellikle tarım konusunda veya küçük esnaf konusunda.Daha sayamıycağım biçok şey.

    Ayrıca milletvekili dediğimiz insanlar kendi maaşları söz konusu olunca enflasyon oranı vs hiçbirşeyi dinlemeyen kendilerince zam yapan insanlar.Dokunulmazlığı kaldırmayan insanlar.Kendini halktan insanlar.

    Bu saydıklarım A partisi B partisi için geçerli değil.Meclisteki vekillerin %90'ı bu saydığım durumdadırlar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: marophat

    Bende hükümetleri genelledim zaten.Atatürkten sonrada başka bir hükümet halka hizmet için uğraştımı?Çok tartışılır ama bana göre öyle bir hükümet yok.

    Tatili hak edip etmediğinede bakacak olursak Meclis Tv'yi izleyen arkadaşlar bilirler hemen hemen her oturum meclisin yarısı boştur.

    Ancak çok önemli bir oturum ya da oylama olursa gelmektedirler.

    Ayrıca milletvekillerinin halkın içindeki sorunlardan haberi yok.Özellikle tarım konusunda veya küçük esnaf konusunda.Daha sayamıycağım biçok şey.

    Ayrıca milletvekili dediğimiz insanlar kendi maaşları söz konusu olunca enflasyon oranı vs hiçbirşeyi dinlemeyen kendilerince zam yapan insanlar.Dokunulmazlığı kaldırmayan insanlar.Kendini halktan insanlar.

    Bu saydıklarım A partisi B partisi için geçerli değil.Meclisteki vekillerin %90'ı bu saydığım durumdadırlar.


    Konu tatilden çıkıp icraatlara yöneldi biraz ama hemfikiriz :) Sorun vekillerin vekil olana kadar halkla ilgilenmesi ve geldikleri mevkinin ehemmiyetinin farkında olmamaları. Mecliste olsa da olmasa da aynı maaşı alacağını bildiği için gitmiyor birçoğu. Bütün gün oturup bir şeyler yapmak veya konuşmaları dinlemek cazip gelmiyor tabi bir çok kişiye.

    Ayrıca halkın sorunlarından haberleri yok değil. Var ama görmezden gelmek düzeltmeye çalışmaktan çok daha kolay olduğu için onu seçiyorlar. Yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi;

    "Nasılsanız öyle yönetilirsiniz."(Hz. Muhammed)

    "Her millet layık olduğu şekilde yönetilir."(İsmet İnönü)

    "Toplumlar, layık oldukları şekilde yönetilir." (Otto von Bismarck)

    sözleri geliyor aklıma. Yakınmadan önce toplumun kendine çeki düzen vermesi gerekiyor malesef ama bir türlü kendine gelemiyor milletimiz. Kendinde olanlar da kurunun yanında yanmaktan başka çareleri kalmadığının farkında...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47

    Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.


    Evet her millet hakedilği şekilde yönetilir. Sanki millet çok çalışkanmıki aralarından seçtikleri aşırı çalışkan olsun, akşamları kahvaneleri bi dolaşında görün. Tembellik yaparken hükümetin tembelliğini konuşan çok.
  • Meclis, milletimizin aynası.
    Yozlaşmış, değerlerini unutmuş, tüketmek üzerine kafa yoran, üretmeyen, bilimle, sanatla, kitap okumakla, spor yapmakla alakası olmayan (75 milyonluk ülkeden komik sayıda sporcu olimpiyatlara gidiyor, onlar da sadece turistik seyehat için, şansları sıfır), kısa sürede nasıl zengin olurum diye düşünen, saygısız, tahammülsüz, çürümüş bir toplumdan nasıl vekiller bekliyorduk ki ?
    Önce normal vatandaş ne kadar tatil yapıyor diye bakmak lazım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.
    ...
    Evet her millet hakedilği şekilde yönetilir. ...


    Her zaman doğru değil bu genelleme.
    Örneğin:
    Eyyüp Peygamber hakettiği için mi ağır hastalıklar içindeydi?
    Ya da:
    Bosnalılar hakettikleri için mi katledildiler!
    Yöntem ve usul yanlış ise, bağıra çağıra onu değiştirmek gerek.
    Ağlamayana meme yok.
  • Vekillere çamur atmak için millete çamur atmak da güzel.. Millete çamur atarken dikkat edin de üzeriniz batmasın
    Vekiller siyasetçidir ve aslına bakarsanız siyasette bizim bildiğimiz anlamda (deniz,güneş,kızlar) bir tatile yeryoktur. Herdaim çalışırlar, yani her yaptıkları aslında siyasettir. Zaten herkes siyasetçi olamaz, vekil olamaz, kanımca siyasetçiler enteresan ve aktif insanlardır. Bizim gibi evlerinde "2-3gün yatayım" bile yapamazlar. Eski kültür bakanını hatırlarsınız, gittiği her yerde uyurdu. Ama o insan bile o kadar çok yere gidiyordu,aktivitelere katılıyordu,açılışlar konuşmalar yapıyordu ki ona bile asla pasif veya tembel diyemeyiz aslında. Ama dendi tabi orası ayrı..

    Aslında meclisin tatil olması bu kadar büyütülecek bir konu değildir. Atatürk zamanında bile kimi yıllar meclis nisan sonlarına doğru tatil olmuş. Bugün temmuzda tatil olunca mırın kırın ediyoruz.

    Arkadaşlar zaten meclis kanunların yapıldığı, görüşüldüğü, oylandığı bir kurumdur. Onlardan 7/24 kanun yapmalarını mı bekliyorsunuz anlamıyorum doğrusu..
    Zaten ne yapsalar Anayasa Mahkemesinden dönüyor




  • Yapıyorlarda bir işe yarıyor mu?Daha doğrusu gerçekten birşey yapıyorlar mı?

    Atatürk haricinde kaç hükümet tanıdnız dürüst çalışan?

    Ben yıllardır okudum araştırdım böyle dört dörtlük meclis yok.

    Onlar yüzünden bu hale geldik ve kimse bana o insanları savunmasın.

    Anayasa Mahkemesinede gider tabi eğer anayasaya uygun değilse tabiki gider.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.
    ...
    Evet her millet hakedilği şekilde yönetilir. ...


    Her zaman doğru değil bu genelleme.
    Örneğin:
    Eyyüp Peygamber hakettiği için mi ağır hastalıklar içindeydi?
    Ya da:
    Bosnalılar hakettikleri için mi katledildiler!
    Yöntem ve usul yanlış ise, bağıra çağıra onu değiştirmek gerek.
    Ağlamayana meme yok.


    Hiç bir millet haketmez katledilmeyi, burnumuzun ucundaki Irak'a bakın, zamanında Saddam açık oylama kapalı sayım yaptı %90 ile geldi.
    Dikdatör oldu, Ufak bir kısmın yanlışını senelerce tüm Irak milleti cekti, bu onların yanlışlarına kefalet oldu belkide, ama bu gözümüzün önünde yaşandı.

    Şu ana kadar bağıra çağıra değişen sistemler fazla ayakta kalamadı, Fransız ihtilali dışında, oda zaten tüm dünyayı etkiledi, En basitinden yakın geçmişe bakın;
    "Cumhuriyet mitingleri" ne için yapıldı? Sonucunda ne değişti, Demekki artık bağırma çağırmayla olmuyormuş.




  • Bence 2 ay çok yetersiz en az 6 ay tatil yapmalılar böylece çok daha az içine ederler ülkenin..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.


    quote:

    Orjinalden alıntı: was


    quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.
    ...
    Evet her millet hakedilği şekilde yönetilir. ...


    Her zaman doğru değil bu genelleme.
    Örneğin:
    Eyyüp Peygamber hakettiği için mi ağır hastalıklar içindeydi?
    Ya da:
    Bosnalılar hakettikleri için mi katledildiler!
    Yöntem ve usul yanlış ise, bağıra çağıra onu değiştirmek gerek.
    Ağlamayana meme yok.


    Hiç bir millet haketmez katledilmeyi, burnumuzun ucundaki Irak'a bakın, zamanında Saddam açık oylama kapalı sayım yaptı %90 ile geldi.
    Dikdatör oldu, Ufak bir kısmın yanlışını senelerce tüm Irak milleti cekti, bu onların yanlışlarına kefalet oldu belkide, ama bu gözümüzün önünde yaşandı.

    Şu ana kadar bağıra çağıra değişen sistemler fazla ayakta kalamadı, Fransız ihtilali dışında, oda zaten tüm dünyayı etkiledi, En basitinden yakın geçmişe bakın;
    "Cumhuriyet mitingleri" ne için yapıldı? Sonucunda ne değişti, Demekki artık bağırma çağırmayla olmuyormuş.


    Bağırmaktan gayemiz, Demokratik Tepkidir.
    Hiç bağırmamakla bağırmak arasında fark yok mudur!
    Tepkisiz kaldığımız sürece, karşı durduğumuz yanlışlığın değişme ihtimali sıfırdır.
    Bağırmaya başladığınız anda değişim ibresi yükselmeye başlar.




  • Ozaman BAĞZILARI BAĞIRMAYI BÖĞÜRMEK olarak algıladı. Ondan bu konu buralara saptı. Ama şu varki bu senelerdir olan bişey meclis çalışmalarını çoğu kez meclis dışında yapar bununda birçok nedeni var.
    Benim düşünceme göre dinlenmek, takip edilmek vb nedenlerden vekiller meclis dışında veya parti binalarında çalışır.

    Aynen böyle ->
  • quote:

    Orjinalden alıntı: marophat
    Yapıyorlarda bir işe yarıyor mu?Daha doğrusu gerçekten birşey yapıyorlar mı?

    TBMMtv'den milletvekillerini canlı izleyebilirsiniz. Kendiniz karar verin yapıyorlar mı yapmıyorlar mı.

    quote:

    Atatürk haricinde kaç hükümet tanıdnız dürüst çalışan?
    Ben yıllardır okudum araştırdım böyle dört dörtlük meclis yok.
    Onlar yüzünden bu hale geldik ve kimse bana o insanları savunmasın.

    Atatürk dönemini ülkemizin kurulduğu ve gerçek anlamda kalkınmaya doğru ilerlediği bir dönemdir. Atatürk ve onun önderliğinde birleşen kıymetli insanlar büyük başarılara imza atmışlar. Onların haklarını asla ödeyemeyiz.
    Ancak Atatürk'ün vefatı, ona bağlı olan bizler için dün gibi yakın olsa da, bir ülke için çok geçmişte kalmış bir durumdur. Üstünden bir dünya savaşı, bir soğuk savaş geçmiş, iki kez de dünya düzeni değişmiştir. Bugün ise dünya düzeni birkez daha değişiyor, ekonomik sistemler altüst oluyor, neler neler oluyor... ama biz 2008 yılında hala "Atatürk dönemi böyle güzeldi, şöyle güzeldi" dememiz günümüz yönetimlerini 1920 yönetimleriyle kıyaslamamız, çağın gereksinimlerini değil de hala 1920lerin gereksinimleri üzerinden bugünü kotarmaya çalışmamız bizzat Atatürk'ün bize her daim aşılamak istediği ilerleme,yenileme ve değişim arzusuyla çelişmektedir.
    Evet katılıyorum onlar yüzünden bu hale geldik.
    İlerleme, yenileme ve değişim arzusu olmayanların yönetiminde ilerleyemeyen, yenilenemeyen, değişemeyen ülkemiz Atatürk'ün yolundan sapalı yarım asır oluyor..

    quote:

    Anayasa Mahkemesinede gider tabi eğer anayasaya uygun değilse tabiki gider.

    Elbette darbe dönemi gereksinimlerinden dolayı kurulan ve üyeleri emekli olana veya ölene değin değiştirilemeyen, ülkenin geleceğine dair hukuksal konuların, başkan başta olmak üzere hukuk fakültesi okumamış, kimisi hukukçu dahi olmayan üyelerden oluşan bir kurumun değerlendirmesi ve bu kurumun Türkiye Cumhuriyetinin görünen en yüksek merci sıfatına kendi kendiliğinden sahip olması, denetlenememesi, itiraz edilememesi,yargılanamaması ve benzeri daha birçok şey bizleri rahatsız etmediği takdirde bu ülkede hiçbir meclis, millet iradesini yansıtamaz ve her kanun anayasa mahkemesine gider, üyler gönlünce değerlendirir bizlere de itaat etmek düşer.
    Hani hep milletimiz koyun deniliyor ya, işte çobanlarımızdan biri de Anayasa Mahkemesidir.
    Anayasa Mahkemesi kaldırılsın demek istemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ancak bu kurumun şuanki durumu Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyinin gerisindedir, bunu da kabul etmek gerekir. Türkiye'nin ilerlemesi için bu kurum yenilenmeli ve değiştirilmelidir. Ancak bu kurumu yenileyecek, değiştirecek veya belki de ortadan kaldıracak olan kanun yine bu Anayasa Mahkemesi üyelerinin önüne geleceği için bu kurum değiştirilemez, yenilenemez yani ellenemez konumdadır. Hadi bakalım şimdi çıkın işin içinden..
    Üyeler tarafından oylanarak 1/3, 5/3 10da 2, 3.14, 22.7 gibi manasız oranlara tâbi tutularak anayasaya uygunluğu testten geçirilen kanunlar büyük oranda süzgeçe takılırlar ve geçemezler. Buradaki asıl problem yaratan unsur, süzgeçin anayasayla değil üyelerin düşünceleriyle süzmesidir. Yarın o konuma bir şekilde başkası geldiğinde, düşünceler değişeceğinden verilen oylar ve oy oranları değişecek belki de bugün geçmeyen kanunlar yarın geçecektir. Burda herhangi bir hukuktan bahsedemeyiz. Yani aslında Anayasa Mahkemesinde bile hukukun üstünlüğü yoktur.
    Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarınca atılan oylarla seçilmiş milletvekillerinin ve onların varlığıyla bir anlam kazanan TBMM'nin geçirdiği bir kanunu, hukukun "H"'si bile bulunmayan sözde bir mahkemenin duvarlarından dönmesi, inanın, bu milletin darbelerden sonraki en büyük ayıbıdır.
    Belki de bu ayıbın nedeni; hukukun nazının zaten sadece millete geçiyor olmasındandır...




  • 1- Bence görevlerini yapmıyorlar

    2-Politikalar şu bu vs değişebilir ancak benim bahsettiğim o değil.Dürüstlük,insanlık,ahlak gibi değerlerden bahsediyorum.Bu döneme kadar kaç meclis geldi geçti.Eğer o dönemlerde dürüst,insacıl,ahlaklı insanlar gelmiş olsaydı şu anda böyle olmazdık benim demek istediğim odur.

    3-Anayasa konusunda haklısın.Anayasa Mahkemesi kalkmamalı ancak işleyişi değişmelidir.

    En son örneğini AKP davasında gördük.Adam kararı alırken ülkenin siyasi,ekonomik durumlarınıda göz önüne aldık dedi.Yani hukuk yerine bu kriterler uygulanacaksa ne gerek var yasaya zaten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi marophat -- 7 Ağustos 2008; 14:54:18 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: marophat

    1- Bence görevlerini yapmıyorlar

    2-Politikalar şu bu vs değişebilir ancak benim bahsettiğim o değil.Dürüstlük,insanlık,ahlak gibi değerlerden bahsediyorum.Bu döneme kadar kaç meclis geldi geçti.Eğer o dönemlerde dürüst,insacıl,ahlaklı insanlar gelmiş olsaydı şu anda böyle olmazdık benim demek istediğim odur.

    3-Anayasa konusunda haklısın.Anayasa Mahkemesi kalkmamalı ancak işleyişi değişmelidir.

    En son örneğini AKP davasında gördük.Adam kararı alırken ülkenin siyasi,ekonomik durumlarınıda göz önüne aldık dedi.Yani hukuk yerine bu kriterler uygulanacaksa ne gerek var yasaya zaten.


    Eğer Mahkeme kararını bunları düşünmeden verseydi şu anda çalışan nüfusun yarısı işsizdi, tabikide düşünecekler. Benim çocuğum açlıktan ağlamaya başlarsa sallarım böyle demokrasiye. Devlet millet için vardır , millet devlet için değil.




  • Yapsınlar 2 ay tatil ama hakkını vereceklerse!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi OkyaNuS. -- 7 Ağustos 2008; 15:19:12 >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.