Türkiye silah ihracatında rekor kırdı, 11. sıraya yükseldi (2. sayfa)

Otokar Romanyadan 1 milyar dolarlık araç ihalesi kazanmış görünüyor.

Dacian Draco🇷🇴🇪🇺 (@RealDacianDraco) on Xtwitter

BREAKING: Sources in Romanias defense industry have told the press that only Otokar remained in the 4x4 competition. The conditions were harsh, but the Turks won! An order of 1059x Cobra II awaits them. Turkish-Romanian tandem production @DefenseRomania https://t.co/8j1IUJ8TGN

https://twitter.com/RealDacianDraco/status/1770506915799290366

Rusya da Ukrayna Savaşı nedeniyle geriliyor. Silahlarını kendi savaş faaliyetine ayırıyor. Bir de Rus askeri teknolojisinin güvenilirliğine dair şüphe de savaşın başından beri gözlemlenen zayıf Rus performansından dolayı iyicene büyüdü. İki haftada Kiev'i alacağı iddia edilen Rus kuvvetleri ayrılıkçı işgal bölgelerinde kaybettiği toprakları büyük karşı saldırısı momentum yitirip başarısız olmuş olan Ukrayna'dan zar zor geri alıyor.

İran'ın duruşu üzerinden İran'ı beğenmenizi tam anlayamadım. Orada Şii 12 İmam İnancı'na dayalı bir Molla Rejimi var ve Sünni Arap aktörlerle mezhep tabanlı bölgesel bir rekabet içerisindeler. Araplardan daha az mezhepçi değiller. Ülkeleri sevebilirsiniz. Ama mezhepçi bir devleti mezhepçi olmadığınız için takdir etmeniz acayip bir kişisel tutum. Hani İran'daki rejimin nesi sevilir, onu da bilemem ama bu ancak başka bir tartışmanın konusu olabilir. Sizin dediğiniz ben komünist değilim, anti-komünistim ama Küba'yı veya Sovyetleri seviyorum demeye benziyor. Hani komünistim ama ABD veya İngiltere süper demek gibi. Çok bariz çelişkili yani. Bilgi birikiminizi gözden geçirmelisiniz.

Osmanlı her şeyden önce bir Sünni İslam devletiydi, mezhepçi ayrışma veya başkaldırı Osmanlı'nın gözünde kendi hegemonyasına karşı gelişen bir isyandı. Osmanlı dolayısıyla bunu siyasi olarak görmezden gelemezdi. Aksi takdirde Şiiliğe ve Safeviler gibi Şii hanedanların egemenliğine kayabilecek Müslüman popülasyonlar üzerindeki meşru egemenliği tehlikeye girerdi. Altın çağından sonra takip eden yüzyıllarda bile bu sorun Osmanlı için karın ağrısı olmaya devam etti, Bağdat mesela el değiştirip durdu. Bağdat Viyana'dan daha önemli addediliyordu. Osmanlı Müslüman Bağdat'ı bile zorlanarak tutmuşken kendi merkezine ırak kalan Hıristiyan Viyana'yı fethetse bile elinde tutması çok zordu. İyi padişahlar ve sadrazamlar bunu bildikleri için malum protokol üstünlüğüyle yetindiler. Buna göre Avusturya hükümdarı sadrazama denktir, padişah da haliyle Avusturya'nın efendisinden üstündür.

Bu prensipte Çinlilerin kendilerine Merkez Krallık, hükümdarlarına Göğün Oğlu deyip kendilerini protokolde diğer herkesin önüne koyması gibi. Yoksa başka türlü Çinlilerle üst düzey iş yapılamıyordu. Osmanlı'ya da bilhassa altın çağında benzer biçimde davrandılar. Geleneksel teokratik ilahi monarşiler modern ulus devletlerin materyal kazanç maksimalisti paradigmalarıyla çalışmıyorlardı. Bu da geleneksel Osmanlı veya Çin'in sanayileşememe ve geri kalma sebeplerinden birisidir. İki imparatorluğu da sanayileşen Batılılar sonunda yarı sömürge yaptılar. Bunu kırmaya yönelik aktif çabaya - ve yabancı sermayeyle donanmanın büyütülmesi gibi çelişkili adımlara - rağmen Cumhuriyet döneminde anca kırıldı.

Mevcut sanayimiz altın değerinde. Atatürk sonrası devirde olduğu gibi iyi muhafaza edilip şu anki gibi daha rekabetçi hale gelmezse işi biter.