1000 km menzil sunan, katı hal bataryalı otomobil geliyor!

BEV'de sorun menzil değil, menzile odaklanan firmalar bence yanlış yoldalar. Sorun istediğiniz anda şarj istasyonuna ulaşılabilirlik ve en kısa sürede, mesela 5 dakikada, ya da bilemediniz 10 dakikada 300 km menzil sunacak şarj olanağı ve tabii fiyat. Bunların altı tüketiciyi tatmin etmekte sıkıntılı olacaktır.

Evet BEV'de çözülmesi gereken 3 sorun var:

1. Fiyat. Menzil uzadıkça büyüyen bataryalar yüzünden fiyat artıyor. O nedenle 300 km'yi aşmayacak menziller sunan daha küçük bataryalar fiyatları aşağı çekecektir. Ayrıca batarya büyüdükçe, güvenlik riski artıyor, verimlilik düşüyor, çevre kirliliği ve üretimden kaynaklı CO2 emisyonu da artıyor. Batarya büyütmek çözüm değil.
2. Şarj istasyonları muazzam sayıda ve her yerde olmalı. Ayrıca istasyon başına düşen şarj soketi sayısı da ortalama 10-15 civarında olmalı.
3. Hızlı şarj. 5 ya da 10 dakikada iş bitmeli ve batarya 300 km menzil için ful dolmalı.

BEV'de hedef bunlar olmalı, devasa bataryalar ve anlamsız menziller değil. Sonuçta 2000 km menzil de yapsan, batarya boşaldığında yakınında boş bir şarj istasyonu/soketi bulamıyorsan, o menzil de bir işe yaramaz, üstelik böyle büyük bataryayı ful dolsun diye saatlerce beklersin. Beklememek için 300 km menzile yetecek kadar dolduracaksan her defasında, o zaman o büyük bataryaya ne gerek var?

Tabi ki yapılamaz

rejen. frenleme bu dediğinizi yapıyor zaten.

ama geri kazanılabilen enerji yaktığınızın yanında çok çok az kalıyor, maksimumu yüzde 20 diyeyim.

zaten hiç araba olmasa ortada, bir elektrikli motoru çalıştırıp karşısına dinamo koyup onunla da bir bataryayı şarj etseniz geri kazanacağınız enerji yüzde 80 i geçemez sanırım. zaten elektrik motoru %90-95 veririmlilikle çalışacak, yüzde 5-10 oradan baştan kayıp oluşabilir. dinamo da ısınıacak, ısınma demek dışarıya enerji vermek harcamak demek.

keşke öyle olsa da alsak, ama gerçekler öyle değil. ben mazotu fulledim mi sakin sakin gidersem 300 km'lik mazotla varıyorum antalya'ya, basarsam da yine tek depoyla gidiyorum. elektrikli'de basarsan rezil olursun. basmazsan ve o ağustos sıcağında klimayı açmazsan yine tek durakta gidebilmen çok zor. ben 5 dk'da depoyu fullüyorum, onlar oturup bir yemek yemek zorunda kalıyor.

bir de tesla'yı alanları hele ki hiç anlamıyorum. zaten şarj istasyonlarında elektrik yeterince pahalı (mazotla kafa kafaya), bir de üstüne üstlük tesla için deli bir mtv ödüyorlar. batı özentisinden başka bir şey değil. avrupa'da amerika'da tesla almalarının en büyük sebebi vergisel avantajları, arkadaş burda yok vergisel bir avantajı, neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Sonsuz enerjiden bahsediyorsun yani  .

Konacak o güçlü dinamonun çalışması için gereken enerji, o dinamonun ürettiği enerjiden daha fazla oluyor.

İnsanlar binlerce yıldır böyle devridaim makinelerinin hayalini kurmuş hatta prototiplerini bile yapmaya çalışmıştır ama nafile, doğanın yasaları aşılamaz. Bir enerji türünü başka bir enerji türüne kağıt üzerinde bile ancak %100 verimle çevirebilirsiniz ki, pratikte bu bile imkansızdır, her türlü enerji dönüşümünde bir miktar enerji ısı enerjisine ya da bir başka deyişle entropiye dönüşür. Bundan kaçınmanın hiç bir yolu yoktur, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, termodinamiğin 4 yasası aşılamaz.

Sizin devri daim makinesi bundan da fazlasını gerektiriyor, yani %100 dönüşüm bile yetmiyor. Önce batarya 1'deki elektrik enerjisi %100 verimle mekanik enerjiye dönüşecek, sonra o mekanik enerji %100 verimle batarya 2'yi dolduran elektrik enerjisine dönüşecek! Peki bu enerjiler %100 verimle birbirine dönüşecekse - ki imkansız - yani geride artık enerji kalmayacaksa, arabayı hareket ettiren enerji nereden gelecek? Elektrik üreten dinamoyu döndüren enerji nereden gelecek? Her halukarda sürtünme nedeniyle ısıya dönüşmesi gereken enerji nereden gelecek?

Termodinamik der ki, enerji yoktan var edilemez, varken de yok edilemez, sadece birbirine dönüştürülebilir ve bu dönüşümler de %100 verimle olamaz, aradaki fark entropiye gider.

Bu tür devridaim makineleri, sistemleri imkansızdır. Teknoloji, medeniyet ne kadar ilerlerse ilerlesin, isterse aradan binlerce, yüzbinlerce yıl geçsin, doğanın temelini oluşturanyasalar aşılamaz çünkü o yasalar sayesinde doğa diye bir şey var. O yasalar olmasa ya da ihlal edilebilse, doğa diye bir şey de olamazdı.

Ne 300 km imiş arkadaş...

Lise fiziğine gore yapilamaz

GELMEDİ

Seni mi kıralım, 300 olmasın da 250 olsun.

güneş enerjisiyle şarj olan araç çıkarırlarsa haksız rekabetten el arab idoğulları 150 milyar dolarlık dava açar çinlilere bu arada, onu unutun ama 1000 km benim psikolojik sınır, 1000 km giden elektrikli araç olayı bitirmiş okeye dönmüştür, artık istasyonları arttırıp noktayı koyması kalmıştır ki bu işin kolay yanı bile sayılabilir bu firmalar içün

Klima açmış gibi düşünün. Çekişten düşer araba, üretilen enerji bölüşülür. Aynı hesap. Yolu kat etmek için harcanılan enerji sabit kalırsa araba yolda yavaş gider, araba aynı hıza aynı enerjiyi harcayarakta çıkamaz. Daha fazla enerji harcar. Üstüne birde dinamonun&jeneratörün düşük verimliliği de eklenince. Midyata pirince gideyim derken eldeki bulgurdan olunur. Depo daha hızlı tükenir. Değmez yani.

Aynen öyle.  

Verim düşüyor, tüketim artıyor, yangın riski artıyor, lastikler daha çabuk aşınıyor, kazada momentum arttığı için ölüm ve yaralanma riski artıyor, büyük batarya için yapılan üretim doğayı daha çok kirleriyor, daha fazla CO2 emisyonuna sebep oluyor, vs. vs.

Say say bitmez.

uzun sürede şarj sıkıntısına karşı bataryayı büyütmek çözüm değildir, büyük batarya aksine daha da uzun sürede şarj olur. Uzun sürede şarj sıkıntısının çözümü büyük batarya değil, kısa sürede şarj teknolojisini geliştirmektir. Firmalar buna kafa yorun, buna para harcasın. Bu menzil meselesine daha çok Çinlilerin eğildiğini görüyorum, o da aslında bir pazarlama taktiği, yoksa gerçekten kullanışlı bir şey değil, uzun menzil.