Şimdi Ara

<< Atatürkçüler Birliği - Atatürkçü Düşünce Topluluğu>> (210. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4.278
Cevap
95
Favori
263.048
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
99 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 208209210211212
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ankara, 1920.

  • "Atatürk istilacı Batı ile çarpıştığı vakit aynı istilacı Batı'nın tehdidi altındaki sosyalist dünyadan yardım gördü. Bu borcunu iki dünya arasındaki Anadolu şeddini savunmakla 'ma-faiz (faiz)' ödemiştir.
    Ama büyük kaygısı Batı ile hesaplaştıktan sonra Sovyetler tuzağına düşmekten kurtulmaktı.
    İçeride de buna çalışanların olduğunu biliyordu. Birinci Meclis'in toplantısında:
    — Efendiler aramızda casuslar vardır, dediği zaman milletvekilleri arasındaki komünist ajanını kastediyordu.
    Ondan sonra Atatürk, meclislerine komünist ajanı sızdırmamaya pek titizce dikkat ettiydi."

    Falih Rıfkı Atay, Kurtuluş, 1966.
  • Soldan sağa: Kemalettin Sami Gökçen, Halit Karsıalan (Deli Halit), Kâzım Özalp, İsmet İnönü, Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, Nureddin İbrahim Konyar (Sakallı Nurettin), Ali Hikmet Ayerdem

  • "Japonya’da ATATÜRK, Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkımlarından Türkiye’yi kurtararak büyük zafere ulaştıran kahraman ve Osmanlı İmparatorluğu yıkıntılarından yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratan büyük bir devlet adamı olarak çok iyi tanınmaktadır. Özellikle ATATÜRK’ün Türk Dili Devrimi’ni gerçekleştirmesi ve dinle siyaseti birbirinden ayırarak Türk toplumunun modernleşmesini sağlamak yolundaki çabalarına karşı büyük bir hayranlık duymaktayız.”

    Hayato IKEDA
    Japonya Başbakanı
    (Cumhuriyet, 11 Kasım 1963)
  • Balıkesir, 1922.

  • "Türk inkılabının eşsiz yaratıcısı, yalnız bir cepheden tetkiki kabil bir kahraman değildir; çünkü onun büyük eseri olan inkılap bir cepheli değildir. Kurtuluş Savaşı ile başlayan bu inkılabın siyasi, iktisadi, içtimai safhaları ve nihayet muazzam bir kültür safhası vardır ki birbirini tamamlar. Onun için inkılap tarihçisi de Gazi'nin engin şahsiyetini anlamaya çalışırken, onun bu muhtelif cephelerini ayrı ayrı tahlil
    etmek mecburiyetindedir."

    Mehmet Fuad Köprülü
  • Savarona'dan.

  • " 'Ne mutlu Türk'üm diyene!' sözü üzerinde özellikle duruyordu. Böyle nutuklarını yüksek sesle tekrarlamak ve günde birkaç kere okumak âdeti idi. Kütüphanesinde gezerek okudu ve ben de dinliyordum. Birden durdu, 'On yıl önce bugün... Biliyor musun? Ne mücadele içindeydik.' dedi."

    Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, 1959.
  • Ne mutlu Türk'üm diyene!

  • "Mütarekenin acı günleri... Bizim nesil, vatan ıstırabını, umumi felaket denen şeyin ne olduğunu o yıllarda öğrendi. Bütün bir millet, ölülerine ağlamasını unutmuştu. Dört yanda talih demircileri, fatih bir millete bukağılar, esirlik zincirleri dövüyordu. Çocuklar boynu bükük doğuyor, ihtiyarlar kefen diye şerefsizliğe sarılmaktan korkuyorlardı. Küçük menfaatler, hasis endişeler uğrunda kendini satan vicdanlar, bütün bir tarihi pazara çıkarıyorlar, birtakım kirli ağızlar, adalet namına, asil milletimize en çirkin isnatlarda bulunuyorlardı. İstanbul sularında düşman zırhlıları, İstanbul sokaklarında yabancı orduların askerleri vardı. Evet, bütün bunlar vardı. Fakat yanında başka şeyler de vardı: Şişli'deki evinde Mustafa Kemal Paşa, Süleymaniye'deki küçük ahşap evinde İsmet Bey, Fevzi Paşa vardı."

    Ahmet Hamdi Tanpınar, 10 Kasım 1960.




  • Mersin, 19 Kasım 1937.

  • Atatürk'ün naaşı ebedî istirahatgâhı Anıtkabir'e getirilirken, Ankara, 10 Kasım 1953.

  • "Ankara stadyumunun şeref tribününden ordu ve halk ile vedalaşmak son dileği idi. Hatta buraya bir asansör bile konmuştu. Gözleri, onları bir daha görmeden söndü.
    Son hayal: "Büyük Millet Meclisi önünde kara örtülü bir katafalk!"
    Hayat, hâlâ, bu kadar öğrenemediğimiz bir şeydir."

    Falih Rıfkı Atay, Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri, 1955.
  • "Bugünün Türkiye'si tek bir adamın, Kemal ATATÜRK’ün uzayan gölgesidir. ATATÜRK geçtiğimiz yirmi yıl süresince Türkiye’nin umutsuz, güçsüz ve geri kalmış Doğulu bir devlet olmaktan, güçlü, özgüvenli ve ilerleyen bir millet durumuna geldiği, takdire şayan evriminin itici gücü oldu."

    THE WASHINGTON POST
    11 Kasım 1938
  • Mareşal Fevzi Çakmak'ı ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun.
  • İmzamı güncelledim.Beni de bu topluluğa ekleyebilir misin?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DiazLou

    İmzamı güncelledim.Beni de bu topluluğa ekleyebilir misin?
    Konu sahibi sanırım ilgilenmiyor uzun zamandır. Eklendin varsayabilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-E767019CA

    Konu sahibi sanırım ilgilenmiyor uzun zamandır. Eklendin varsayabilirsin.

    Alıntıları Göster
    Teşekkür ederim hocam
  • 
Sayfa: önceki 208209210211212
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.