Şimdi Ara

Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
834
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu yazı arkitera.com'dan alınmıştır.



    Kötü Bir Rüya: Kowloon Walled City

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Kowloon Walled City

    Kentlilerin kitleler, yığınlar halinde yaşadığı, tek tip düzenin hüküm sürdüğü şehir ütopyalarına 18. ve 19. yüzyıldan aşinayız. Öngörülen bu alternatif yaşam biçimlerinin bir kısmı gerçekleşmiş durumda ama günümüzde hepsi boşaltılmış, yıkılmış, yerini başka bir fonksiyon almış ya da müze olarak kullanılıyor. Hong Kong'da bulunan ve 2. Dünya Savaşı sırasında hızla büyüyen ve nüfus alan Kowloon Walled City, taş duvarlarla kaplı bir yapının içinde yaşamlar sunuyordu. Şehri çevreleyen 4 büyük giriş kapısı, burayı sanki eski Roman kentlerindeki gibi "girilmez" ya da "çıkılmaz" bir özellik katıyordu. Kowloon Walled City, zamanla duvarlarnı kaybetti, yıkıldı ve bugün bir kent parkına dönüştürüldü.


    Kowloon Walled City belgeseli

    Kowloon Walled City, aslında yüksek yoğunluklu nüfusuyla, eski bir Çin askeri kalesiydi. Duvarla kaplı bu şehir, 1898'de yeni mahalleler Britanya'nın eline verilince, kuşatılmış bir bölge oldu. Kentin nüfusu, 2. Dünya Savaşı sırasında dramatik bir şekilde arttı. 1950 ve 1970 yılları arasında, Hong Kong'daki bu duvar şehir, "Triad" lar tarafından kontrol ediliyordu ve bölgede fuhuş, kumarhane işletmeciliği, uyuşturucu kullanımı had safhadaydı. 1987'de şehir artık 65.000 metrekarede 33.000 kişiyi barınıdırıyordu.

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Şehrin giriş kapısı, 1898

    1987 yılında Hong Kong Hükümeti kenti yıkmayla ilgili planlarını açıkladı. Uzun ve sancılı bir tahliye döneminden sonra, yıkım 1993 Mart'ında başladı ve 1994 Nisan'ında sona erdi. Bu duvarlarla kaplı ve suç barındıran kentin yerine 1995 yılında Kowloon Walled City Park açıldı. Park'ta eski şehirden kalıntılar da görmek mümkün.

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Şehir yıkıldıktan sonra bir kent parkı olarak düzenlendi. Parkta hala şehirden kalıntılar bulunuyor.

    Şehircilik ve Mimari

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Walled City için yapılmış bir çizim. Yapı içindeki merdivenler, geçitler ve sıkışıklık gösteriliyor.

    Walled City, Hong Kong'da Kowloon bölgesinde yer alıyor. Bir kaleden, kuşatılmış bir bölgeye dönüşmesine rağmen, kentte form açısından eskisine sadık kalındı. Orijinal kale, toplamda 65.000 metrekarelik (6,5 hektar) bir alanı kapsıyordu. 210 metreye 120 metre ..

    1960'lı ve 70'li yıllarda inşaat faaliyetleri arttı ve kent neredeyse 10 katlı bir kompleks haline geldi. Taş duvarlarla kaplı kentte 4 adet giriş kapısı var. 4 metreye, 4,6 metre boyutlarındaki bu geniş kapılar oldukça kalındı.

    Kent çok az gün ışığı alıyordu ve direnajı da çok azdı. Geçitler genelde 1-2 metre genişliğindeydi. Bu duvar kente, ilginç olan bir başka şey de, neredeyse hiç yere basmadan, kenti kuzeyden güneye baştanbaşa dolaşabilmekti. Bunun sebebi ise, zekice kullanılmış bir merdiven ve geçit sisteminin olmasıydı.

    Sosyal Yapı
    Japonların çekilmesinden sonra, Çin Hükümeti, kentteki haklarını geri almak niyetinde olduğunu açıkladı. Göçmenler, Çin hükümetinin korumasını bir fırsat bilerek 1947'de şehre göçtüler. Çin ve İngiltere hükümetinden baskı görmeyen ve Hong Kong Polisi'nden de bir süre korunan halk için burası bir uyuşturucu ve suç cenneti oldu. 1950 başlarında, kenti yöneten Triad grupları, burada genelevler ve kulamrhaneler açmaya başladı. Burası öyle bir suç mahaline dönmüştü ki, polis bile buraya sadece kitleler halinde girebiliyordu. 1973-74 yılları arasında kente gireny aklaşık 3500 adet polis, uyuşturucu suçundan 2,500 kişiyi tutukladı.

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Şehrin köşelerinde pek çok lisanssız diş kliniği bulunuyordu

    Kowloon Walled City, su ihtiyacını belediyeye ait 8 adet su kanalından sağlıyordu. Bu su kanalları tüm yapının ihtiyacını karşılıyordu. Sokakların bazıları florasan ışıkla aydınlanıyordu, bazılarına da gün ışığından çok az da olsa faydalanabiliyordu. Kentte özellikle çok sayıda lisanssız diş hekimi ve doktorların bulunduğu bilinen gerçekler arasında. Lisanssız doktorlar, burada izinsiz ve uygulanamayacak operasyonlar yapıyorlardı.

     Beton Yığını Çöp Şehir: Kowloon Walled City

    Kentin bir sokağının resmedilmiş hali, Jared Shear

    Walled City, suç mahallesi olarak bilinse de, yaşayanlardan bazıları da suça bulaşmamış ve bir süre huzur içinde yaşamayı başarabilmiş insanlar. Kent içinde küçük iretim tesisleri, ticari faaliyetlerde bulunan dükkanlar bulunuyordu.

    Birçok düşüncenin aksine duvar şehrin sakinlerinin çoğu diğer Hong Kong'lular gibiydi. Genelde yaşam, eğitim ve diğer sosyal konular için endişe içinde olan, çalışkan insanlardı. Bu konut biçimi ve yaşam şekli, aynı zamanda sosyal bir grup da oluşturmuştu. Bu yaşama mekanında hayatlarını sürdürebilmek ve sağlıklı olabilmek için insanlar birbirine yardım ederek, ortak işler yapmaya başlamışlardı. Kentin çatısı, öenmli toplanma ve sosyalleşme mekanlarıydı. Anne babalar çatıları dinlenmek için, çocuklar da oyun oynamak ya da ödevlerini yapmak için kullanıyorlardı. Hayatlarını diğer insanlar gibi yaşamaya çalışsalar da, bukent onlara aslında sağlıksız koşullar üretmeye devam ediyordu.

    Kentin merkezi, kalbi olan Yamen, çok büyük bir sosyal merkezdi. Halk için toplanma, televizyon izleme, kaligrafi gibi çeşitli konularda ders alma mekanıydı.

    Romanlarda ve Bilgisayar Oyunlarında Kowloon
    Kowloon Walled City birçok filme, bilgisayar oyununa ve romama konu oldu, ilham verdi. Özellikle Street Fighter oyununda bir dövüş mekanı olarak geçiyor. " Batman Begins", "Baraka" gibi filmlerde de bu duvar kentten ilham alınmış, bazı sahneler şehir mekanında kurgulandı. Jackie Chan ve Jean-Claude Van Damme'ın bazı filmlerinde de yıkılmadan önce çekim mekanı olarak kullanıldı.

    Kowloon Walled City'de yaşamış olan birkaç kişi, burada geçirdikleri zamanı ve deneyimleri kitaplaştırdılar. Jackie Pullinger 1989'da "Crack in The Wall" adıyla, kent içinde uyuşturucu bağımlılarını tedavi ettiğini anlattığı anılarını yazdı. Martin Booth ise, 2004'te ele aldığı otobiyografisinde, Walled City'de geçen çocukluğunu yazdı. Robert Ludlum'un The Bourne Supremacy isimki kitabı da, Walled City'yi romanın sahnelerinden biri olarak kullandı.



    Bu yazı arkitera.com'dan alınmıştır.







  • dünya nufusu 15 milyarı aşınca böyle yapılar coğalacak...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    dünya nufusu 15 milyarı aşınca böyle yapılar coğalacak...

    Asla öyle bir şey olmayacağı için sorun yok.30 yıl içinde nüfus artışı duracak ve nüfus azalmaya başlayacak.Kehanet değil,bilimsel bir gerçek.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uohk061_TS

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    dünya nufusu 15 milyarı aşınca böyle yapılar coğalacak...

    Asla öyle bir şey olmayacağı için sorun yok.30 yıl içinde nüfus artışı duracak ve nüfus azalmaya başlayacak.Kehanet değil,bilimsel bir gerçek.

    ben national g. bbc gibi belgesellerin yalancısıyımsonucta kimse net birsey söyleyemez..ama su var ki besin sıkıntısı cekmediğimiz sürece nufusumuz artacaktır...bu belgeselelrde 2050 de 15 milyar nufusu asabileceğimiz söyleniyordu...ortaya cıkacak tablodan bahsediliyordu..süper gökdelenler..kalabalık hanelr..tarım arazileerne dönüştürülmüş devasa boyuttaki orman arazileri..haliyle savaşlar falanda cıkacaktır...pek parlak bir gelecek yok gibi....sonucta dünyadaki liderler alim değil halkta bilincli değil...haliyle birsey için önlem almaları gerekiyorsa ,ilk önce bu şeyden canlarının yanmsı gerekecek...büyük adımlar büyük feleketlerden sonra atılıyor ne yazık ki...2050ye geldiğimzde muhtemelen tüm dünyada zorunlu bir nufus planlaması olacaktır...bence şimdiden başlanmalı..tavşan gibi üremenin mantığı yok...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: uohk061_TS

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    dünya nufusu 15 milyarı aşınca böyle yapılar coğalacak...

    Asla öyle bir şey olmayacağı için sorun yok.30 yıl içinde nüfus artışı duracak ve nüfus azalmaya başlayacak.Kehanet değil,bilimsel bir gerçek.

    ben national g. bbc gibi belgesellerin yalancısıyımsonucta kimse net birsey söyleyemez..ama su var ki besin sıkıntısı cekmediğimiz sürece nufusumuz artacaktır...bu belgeselelrde 2050 de 15 milyar nufusu asabileceğimiz söyleniyordu...ortaya cıkacak tablodan bahsediliyordu..süper gökdelenler..kalabalık hanelr..tarım arazileerne dönüştürülmüş devasa boyuttaki orman arazileri..haliyle savaşlar falanda cıkacaktır...pek parlak bir gelecek yok gibi....sonucta dünyadaki liderler alim değil halkta bilincli değil...haliyle birsey için önlem almaları gerekiyorsa ,ilk önce bu şeyden canlarının yanmsı gerekecek...büyük adımlar büyük feleketlerden sonra atılıyor ne yazık ki...2050ye geldiğimzde muhtemelen tüm dünyada zorunlu bir nufus planlaması olacaktır...bence şimdiden başlanmalı..tavşan gibi üremenin mantığı yok...

    Aslında liderler alim.Sanayi devriminden sonra nüfusun artış hızını gördüklerinden bu yana çalışmalarını sürdürüyorlar.Etrafına bak radyasyon yayan onlarca şey, yediğimiz şeylerde içtiğimiz sularda kanserojen maddeler.Yine uzmanların dediğine göre 30-40 yıl içinde dünya nüfusunun yarısı kansere yakalanacak.Besin sıkıntısını da gdo ile çözmeye çalışıyorlar(aslında burada amaçlanan besinleri arttırmak değil insan sayısını azaltmak).Doğal bir süreç gibi olacak aslında.Önce nüfus artacak bu sebeple nüfus yine azalacak.Yine kanserin patlama yapacağı dönemlerde ilaçlar çıkacak bunlardan parayı kıran kıracak o zamana kadar ölenler ölecek.Hayat böyle her olay mutlaka birilerine yarıyor.

    Kısacası birileri önlemi çoktan almış durumda ne kadar acı olsa da gerçekler böyle.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: uohk061_TS

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: uohk061_TS

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    dünya nufusu 15 milyarı aşınca böyle yapılar coğalacak...

    Asla öyle bir şey olmayacağı için sorun yok.30 yıl içinde nüfus artışı duracak ve nüfus azalmaya başlayacak.Kehanet değil,bilimsel bir gerçek.

    ben national g. bbc gibi belgesellerin yalancısıyımsonucta kimse net birsey söyleyemez..ama su var ki besin sıkıntısı cekmediğimiz sürece nufusumuz artacaktır...bu belgeselelrde 2050 de 15 milyar nufusu asabileceğimiz söyleniyordu...ortaya cıkacak tablodan bahsediliyordu..süper gökdelenler..kalabalık hanelr..tarım arazileerne dönüştürülmüş devasa boyuttaki orman arazileri..haliyle savaşlar falanda cıkacaktır...pek parlak bir gelecek yok gibi....sonucta dünyadaki liderler alim değil halkta bilincli değil...haliyle birsey için önlem almaları gerekiyorsa ,ilk önce bu şeyden canlarının yanmsı gerekecek...büyük adımlar büyük feleketlerden sonra atılıyor ne yazık ki...2050ye geldiğimzde muhtemelen tüm dünyada zorunlu bir nufus planlaması olacaktır...bence şimdiden başlanmalı..tavşan gibi üremenin mantığı yok...

    Aslında liderler alim.Sanayi devriminden sonra nüfusun artış hızını gördüklerinden bu yana çalışmalarını sürdürüyorlar.Etrafına bak radyasyon yayan onlarca şey, yediğimiz şeylerde içtiğimiz sularda kanserojen maddeler.Yine uzmanların dediğine göre 30-40 yıl içinde dünya nüfusunun yarısı kansere yakalanacak.Besin sıkıntısını da gdo ile çözmeye çalışıyorlar(aslında burada amaçlanan besinleri arttırmak değil insan sayısını azaltmak).Doğal bir süreç gibi olacak aslında.Önce nüfus artacak bu sebeple nüfus yine azalacak.Yine kanserin patlama yapacağı dönemlerde ilaçlar çıkacak bunlardan parayı kıran kıracak o zamana kadar ölenler ölecek.Hayat böyle her olay mutlaka birilerine yarıyor.

    Kısacası birileri önlemi çoktan almış durumda ne kadar acı olsa da gerçekler böyle.



    liderler alim falan değil..atılan çoğu adımda kamuoyu baskısı olur..atılmayan çoğu adımda da şirketleri baskısı olur.bu iş böyle yürür..george w. bush sence alim miydi...ya da diğer gelişmiş batı ülkelrindeki diğer liderler..dediğim gibi olay liderlerin olmayan alimliğinde değil sürecin doğllağında gizli..zaten mesajımdada yazdım..onları ileri görüşlülükleri değil şartlar zorlayacak bu tür adımları atmaya...(doğal sürec yani seninde dediğin gibi)

    kanser olayı fazlaca komplo teorisi ama kacınılmaz bir gerceklik de var...kanser cok yayınlaşacak kesinlikle...ama bunda bir art niyet yok..sonucta teknoloji kullanımı kacınılşmaz ve bu teknoloji eninde sonunda insanın yapısının olumsuz etkiliyor... daha hızlı büyüyen daha verimli besinler üretiyoruz ama bunlarda bize zarar veriyor...ama kacınılmaz çünkü bu yöntemleri kullanmazsak dünyayı doyuramayız...




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.