Şimdi Ara

bir yazılım kendisini daha iyi bir yazılım haline dönüştürebilir mi? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
59
Cevap
0
Favori
942
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öğrenmek ne demektir. Yetenek (beceri) kazanmaktır. Bu kazandığın becerinin programın kaynak koduna eklenmesi, derlenmesi yada haricen bir veri tabanında tutulması arasında bir fark görmüyorum. Sonuçta program daha önce yapamadığı bir beceriyi kazanıyor. Ayrıca kastettiğiniz şey yeni algoritmalar üretebilmek ise bu bile yapılamayan birşey değil artık.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    Öğrenmek ne demektir. Yetenek (beceri) kazanmaktır.


    Öğrenmek, yeni karşılaştığın durumları, önceki bilgilerinle kıyaslayıp yeni bir mana vermek ve ona uygun belki farklı belki mevcut bir hal ortaya koymaktır.

    quote:


    Bu kazandığın becerinin programın kaynak koduna eklenmesi, derlenmesi yada haricen bir veri tabanında tutulması arasında bir fark görmüyorum.


    Tamam da sonuç olarak yine kaynak koda bağlı kalacaktır. Hiç hesapta ve kodlarda olmayan bir durumla karşılaştığında yeni bir mantık üretebilmek pek kolay birşey değil.

    quote:


    Sonuçta program daha önce yapamadığı bir beceriyi kazanıyor. Ayrıca kastettiğiniz şey yeni algoritmalar üretebilmek ise bu bile yapılamayan birşey değil artık.


    Buna bir örnek verebilir misiniz? Yani olmayan bir algoritmayı yazıp uygulayabilen bir program? Yapılabilmiş mi? Böyle bir programı incelemek isterim.




  • Genetik algoritmalar diye google'da aratırsanız sanırım doyurucu bilgiye ulaşabilirsiniz. Birde forumda "evrimci "diye bir arkadaşımız var, sanırım kendisi bu konu üzerinde yüksek lisans yapıyordu. Kendisi eger bu konuyu görürse daha aydınlatıcı bilgi verebilir.
  • bir çivinin bir nalı, bir nalın bir atı, bir atın bir komutanı ve bir komutanın da bir ülkeyi kurtarması hikayesi çok manidar olabilir mevzu için..
    insanoğlu değişkenler karşısında hesap yapamıyorki,pc nin database ine bunları girsin..

    (bu arada benim kastım bu süper pc için ,mükemmel pc olarak düşünmemdir.)
  • @pacman, sonuçta yine kendi kodlarına sadık kalarak ilerliyor ki.

    Bulduğu en iyileme mantığı da hariçte tutulan bir veri tabanından alınıyor. Bunu zaten kodların emri olarak yapıyor.

    Edit: Evrimci arkadaşımız gelse iyi olacak. Bakalım bu iş ne aşamada.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mustafa_ogr -- 31 Mayıs 2006; 13:25:27 >
  • quote:

    metu.edu.tr

    Yapay zeka ne kadar olanaklı - Gödel Teoremi

    Başlamadan önce bir konuda anlaşalım lütfen: Yapay zeka ile kasteddiğimiz şey kesinlikle makinelerin 'hissetmesi' falan değil. Makinelerin duygulara sahip olmaları da önemli bir şey olabilir ama bunun adı 'yapay zeka' değildir ve apayrı bir tartışmanın konusu olmalıdır.

    Biz konumuza dönelim. Nedir bu yapay zeka? 'Yapay' sözcüğü üzerinde sorunu olan yoktur heralde, bununla zekanın 'kul yapısı' olmasını kastediyoruz. Ama şu 'zeka' epey sorunlu bir kelimeye benziyor. Henüz insanlar için bile 'zeka'nın ne anlama geldiğini tam olarak açıklayamamışken bir de otumuş makineler için açıklamaya kalkıyoruz... Neyse. 'Yapay zeka' derken makinenin en azından yaratıcı olması gerektiğini kastediyoruz, yani kendi kendine yeni metodlar geliştirebilmeli falan. Ama kesin bir tanım söz konusu değil. Varolan tanımlardan birni seçmektense ben zekanın ne olduğu üzerinde durmadan tezimi sunuyum; sonra siz istediğiniz zeka tanımına göre sonuçları yorumlarsınız.

    Bilgisayar, ya da çoğu zaman daha kaba bir şekilde makine derken; tam olarak neyi kastediyoruz? "Şu anda karşımda duran ekranı ve klavyesi olan şeyi!" diyebilirsiniz; ama takdir edersiniz ki bu çok yüzeysel bir tanım olur. Herhangi bir şekilde bilgisayarların düşünmesinden bahsederken üzerinde fikir yürüttüğümüz makinenin sadece iki özelliği bizim için: 'Formel' ve 'deterministik' olması... "Hö?" dediğinizi duyar gibi oluyorum...
    Bir bilgisayarın deterministik olması, aynı girdilere her zaman aynı sonuçları verecek olması demektir. En kaba şekliyle bunu klavyede 'a' tuşuna basınca ekranda her zaman 'a' harfinin çıkması şeklinde yorumlayabilirsiniz. Aslında güzel bir program ile bunun aksini de sağlmanız mümkündür; yani a'ya basınca ekranda 'b' harfinin çıkmasını da sağlayabilirsiniz. Ancak bu durumda da aynı program ve aynı girdi altında aynı sonucu alacağınız için bilgisayarınız halen deterministiktir.
    'Formel' olmaya gelince. Bütün kuralları kesin olarak belirlenmiş sistemlere 'formel sistemler' denilir. Yani, bilgisayarınızın hangi kurallara uyacağı kesin olarak belliyse, o bir formel sistemdir. Bu kurallar "Winamp'ı açtığım zaman play tuşuna basınca şarkıyı çalar." şeklinde de olabilir; "İşlemcinin bilmemkaç numaralı bitine bilmemne komutunu yollayınca bilmemne olur." şeklinde de. Önemli olan bilgisayarın bu kurallara harfiyen uyacak olmasıdır. Tıpkı deterministik olmak gibi formel olmak da her bilgisayarın sahip olmak zorunda oldukları özelliklerdendir.

    Bilgisayarı tanımladık, şimdi Gödel'e gelelim. Kendisi 20. yüzyılın en büyük matematikçilerinden ve tüm tarihin en büyük mantıkçılarındandır. Psikolojik sorunlarla dolu bir hayat geçirmiş ve yine bu sorunları nedeniyle ölmüştür. Kendi adıyla anılan ispatıyla tanınır. Nedir bu ispat? Gödel'in ünlü teoremi şu cümle ile özetlenebilir:

    "Bir seviyeden daha karmaşık olan her tutarlı formel sistem için ispatlanamayan ama doğru olan bir takım önermeler vardır."

    Gödel'in bunu söylediği 1931 yılında bilgisayar falan olmasa da, bu ispat birer formel sistem olan bilgisayarlarımızı yakından ilgilendiriyor. Ah, önce şu 'tutarlı' kelimesini bir açılayalım. Bir formel sistemin 'tutarlı' olması, onun başka sonuçlarıyla çelişen sonuçlar üretmemesi demektir. Belirli girdiler altında bilgisayarın size söylediği şeyler, yine aynı girdiler altında çıkardığı başka sonuçlar ile çelişmemelidir. Yani aklın yolu bir olmalıdır. Bunun bizim bilgisayarlarımız için doğru olduğunu varsayabiliriz sanırım; zaten aksi takdirde yapay zekaya ulaşsak bile bilgisayar habire kendisiyle çelişip saçmalayacağı için pek 'zeki' sayılmaz heralde.
    "Bir seviyeden daha karmaşık olan..." derken aslında neyi anlatmaya çalıştığımız bu araştırmanın konusu dışında olacak kadar karmaşıktır. Ama şunu söyleyeyim, çarpma işlemini başarabilen her bilgisayar bu seviyenin üzerindedir. (Espri yapıyor değilim; gerçekten öyledir.)
    Sonuçta Gödel'in şunu ispatladığını söyleyebiliriz: Öyle doğrular vardır ki bilgisayarlarımız hiçbir şekilde bunların doğru olduğunu anlayamaz.
    Çok açıklayıcı olmadığımın farkındayım; ama bu konuyu Gödel'in gözünden cidden inceleyecek olursanız daha açıklayıcı bir yazı sayfalar sürer.

    Yapay zekanın er ya da geç yapılacağına inananların temel düşüncesi şudur: "Bizim bilgisayarlarımız var. Doğru programlandıkları takdirde bu bilgisayarlar her şeyi yapabilirler." İşte Gödel böyle düşünenlere büyük bir darbe vurmuş oluyor. Bilgisayarlar her şeyi yapamazlar, onların doğru ya da yanlış olduklarını anlayamayacakları bir sürü şey var!
    İşte bundan sonra işin yapay zeka kısmı geliyor. Gödel'in ispatının yapay zekaya doğrudan bir uygulaması söz konusu değil. Ama, bilgisayarlar sanılanın aksine herşeyi yapamıyorlarsa insan gibi düşünebileceklerinden de emin olamayız. "Kesinlikle bir gün yapay zekaya ulaşacağız!" diyenlerin yüzüne sert bir tokat atmış oldu Gödel. Aslında bu konuda kesin bir şey söylemek için henüz erken olduğunu söylüyor Gödel bize.
    Ama kim bilir, belki de mühendislik felsefeden önde gider ve daha yapay zekanın olanaklılığı ispatlanmadan insan gibi düşünen makineler yapılır. Bunu zaman gösterecek.





  • quote:


    Yapay zekanın er ya da geç yapılacağına inananların temel düşüncesi şudur: "Bizim bilgisayarlarımız var. Doğru programlandıkları takdirde bu bilgisayarlar her şeyi yapabilirler." İşte Gödel böyle düşünenlere büyük bir darbe vurmuş oluyor. Bilgisayarlar her şeyi yapamazlar, onların doğru ya da yanlış olduklarını anlayamayacakları bir sürü şey var!
    İşte bundan sonra işin yapay zeka kısmı geliyor. Gödel'in ispatının yapay zekaya doğrudan bir uygulaması söz konusu değil. Ama, bilgisayarlar sanılanın aksine herşeyi yapamıyorlarsa insan gibi düşünebileceklerinden de emin olamayız. "Kesinlikle bir gün yapay zekaya ulaşacağız!" diyenlerin yüzüne sert bir tokat atmış oldu Gödel. Aslında bu konuda kesin bir şey söylemek için henüz erken olduğunu söylüyor Gödel bize.


    Evet Godel ve daha sonra gelen Church-Turing hipotezine göre asla çözülemeyecek problemler vardır. Ama insan zekasının da Godel ya da Church-Turing hipotezini ihlal ettiğinin gözlemlendiği de yok şu ana kadar. Yani bilgisayarlar tamam her problemi çözemez ama insan zekası sanki her problemi çözebiliyor mu ki?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci
    Evet Godel ve daha sonra gelen Church-Turing hipotezine göre asla çözülemeyecek problemler vardır. Ama insan zekasının da Godel ya da Church-Turing hipotezini ihlal ettiğinin gözlemlendiği de yok şu ana kadar. Yani bilgisayarlar tamam her problemi çözemez ama insan zekası sanki her problemi çözebiliyor mu ki?


    yapay zeka insan zekasının önüne geçebilir mi ki ?

    bir çığır açabilir mi ?

    yapay zekanın marifeti insan zekası ile kısıtlı, ne ufuk açar ne de kapı. sadece programlandığı gibi yoluna devam eder. Marifeti de onu programlayana aittir ...
  • İnsan zekasındaki en hayranlık duyduğum yanlardan biridir.

    - Bir şeyi uzun süre düşünür ama bulamazsın. Sonra düşünmeyi bırakırsın ama aktif düşünmeyi bırakmışsındır. Çoğu zaman bunun farkında bile olmazsın. Sonra hiç bilmediğin bir anda çözüm ortaya çıkıverir.-

    Biz bilgisayara şimdiye kadar elde ettiğimiz tüm verileri verelim. Bizim düşündüğümüz bütün nesneler ona da versek bizim çözdüğümüz problemlerden hangilerini çözebilir. Bu bilgilerden yeni mantıksal süreçler çıkarabilirmi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci
    Yani bilgisayarlar tamam her problemi çözemez ama insan zekası sanki her problemi çözebiliyor mu ki?


    Anlaşılan teoride olur gibi görünüyor. Uygulamada bir gelişme yok. Felsefi olarak ise imkansız.

    Yanılıyor muyum?
  • Öğrenme sadece kodların değişmesiyle olmaz. Yani şimdi biz bir şeyler öğrendiğimizde beynimizde bir kod mu var ki ve o değişiyor mu ki ona öğrenme diyoruz. Aksine beyinde ki öğrenmenin daha çok sinapslar arasında kimyasal değişimlerle (yani daha doğrusu veri tabansal bir değişim gibi) olduğunu düşünüyoruz.

    Daha önce de verdiğim bir örneği tekrar vermek istiyorum.

    Tesauro tarafından geliştirilen tavla program bir yapay sinir sistemi (YSS) kullanır. Burada zeka diyebileceğimiz kısım YSS iki tane matristen oluşur. Ve başlangıçta bu matristeki sayılar rastgele şekilde atanıyor. Neyse sisteme her hamlede taşların pozisyonu giriyor, YSS de bu matristeki sayıları uygun şekilde çarpıp toplayıp her hamle için bir değer veriyor. En yüksek değerli hamle yapılıyor.
    Her maçın sonucunda da matristeki değerler elde edilen sonuca göre bir satırlık bir fonksiyonla tekrar düzenleniyor.

    Böylece iki bilgisayar rakip birbirlerine karşı sürekli maç yapıyor. 1990 makineleriyle 3 ay eğitime tutulan program en sonunda insan dünya şampiyonu seviyesine ulaşıyor!! Daha taş kırmayı bile bilmeyen bir sistemden 3 ayda dünya şampiyonluğuna.

    Şimdi biz bu programa tavlayı öğrenmemiş diyebilir miyiz? Bir insanı 3 ay tavla oynatsak şampiyon yapamayacağımızı düşünürsek.




  • quote:

    Böylece iki bilgisayar rakip birbirlerine karşı sürekli maç yapıyor. 1990 makineleriyle 3 ay eğitime tutulan program en sonunda insan dünya şampiyonu seviyesine ulaşıyor!! Daha taş kırmayı bile bilmeyen bir sistemden 3 ayda dünya şampiyonluğuna
    .

    bu programda sanırım bilgisayar oyun stratejilerini hafızasına alarak olabilme ihtimali olan durumlarının veritabanını tutacak şekilde programlanmıştır. (yanlışım varsa düzeltin)

    ancak buna öğrenme denir mi ?

    öğrenmede sorgulama da vardır. bilgisayar sorgulayabilir mi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Böylece iki bilgisayar rakip birbirlerine karşı sürekli maç yapıyor. 1990 makineleriyle 3 ay eğitime tutulan program en sonunda insan dünya şampiyonu seviyesine ulaşıyor!! Daha taş kırmayı bile bilmeyen bir sistemden 3 ayda dünya şampiyonluğuna
    .

    bu programda sanırım bilgisayar oyun stratejilerini hafızasına alarak olabilme ihtimali olan durumlarının veritabanını tutacak şekilde programlanmıştır. (yanlışım varsa düzeltin)

    ancak buna öğrenme denir mi ?

    öğrenmede sorgulama da vardır. bilgisayar sorgulayabilir mi?





    Programda sadece yapılabilecek hamleleri çıkaran bir bölüm.
    Rastgele atanarak başlatılmış iki matris.
    Ve her oyundan sonra bu matrisleri maç sonucuna göre değiştiren bir satırlık bir fonksiyon var. Aralarda insan müdahalesi yok.

    Tesauro programın ilk versiyonuna hiç bir şekilde tavlayla ilgili stratejileri eklememişti. Program taş kırmanın mantıklı bir şey olduğunu bile bilmiyordu. Ayrıca matris güncellemeleri de insan zekası araya girmeden otomatik olarak yapılmıştır.

    Tesauro daha sonraki versiyonda programı biraz taktiksel bilgi içeren bir sistemle başlatmıştı. İkinci versiyon ilkinden biraz daha iyi çalışıyor.




  • Programlama düzeyinde düşünülürse Deep Impact ve mustafa_ogr'nin söyledikleri çok çoookk uzun yıllar devam edecektir. Yani kaynak koduna müdahale edebilecek ''bilgisayar'' olamayacaktır.Sonuçta müdahale edebilme yeteneği de yine bilgisayara verilecek komutlarda olmayacak mı??

    Programa insan'ın sahip olduğu tüm duyular eklenir, yeter ki programın flow chart'ını sağlıklı bir şekilde çıkartalım. Her şey, yazdığınız komutlarda gizli...Ama uğraşmaya değer mi?bence değmez sonuçta kendini geliştiremeyecektir.

    Bence ihtiyaç duyduğumuz şey, yeni bir bilim dalıyla olabilir belki.Nasıl ''Mekatronik'' 2 mühendisliğin birleşmesiyse, 2 bilim dalının birleşmesiyle ancak bu mümkün olabilir.Benim aklıma gelenler; Genomekanik, ya da Nöromekatronik(3 oldu ama)...vs İnsan beyninin yapısıyla destekli bir ünite belki. Yani organik+mekanik bi yapıda. Biliyorum şu an için sadece bilimkurgu. Bunun için 2 tarafında bazı teknolojileri geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.1.'si insan beyninin yapısını tam anlamıyla çözmemiz lazım.nasıl çalıştığı vs 2.'si veri transfer hızında devrim yaratmalıyız((bununla ilgili çalışmalar okumuştum.Işığın transfer edildiğine dair sanırım)) 3.'sü tabiki organik ve inorganik yapı birlikte uyum içinde nasıl çalışır??

    Yani benim savım, belli başlı çıkmazlar var bu konuda ve tam bu noktalarda organizma desteğine ihtiyaç var bence. ancak o zaman kendini geliştirebilen programlar olabilir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci

    Programda sadece yapılabilecek hamleleri çıkaran bir bölüm.
    Rastgele atanarak başlatılmış iki matris.
    Ve her oyundan sonra bu matrisleri maç sonucuna göre değiştiren bir satırlık bir fonksiyon var. Aralarda insan müdahalesi yok.

    Tesauro programın ilk versiyonuna hiç bir şekilde tavlayla ilgili stratejileri eklememişti. Program taş kırmanın mantıklı bir şey olduğunu bile bilmiyordu. Ayrıca matris güncellemeleri de insan zekası araya girmeden otomatik olarak yapılmıştır.

    Tesauro daha sonraki versiyonda programı biraz taktiksel bilgi içeren bir sistemle başlatmıştı. İkinci versiyon ilkinden biraz daha iyi çalışıyor.



    satrançta oyunun kuralları belli. bilgisayar ihtimal üzerinden giderek en az hatalı, en fazla avantajlı hareketi tercih ederek işlemlerine devam ediyor. kendine geliştirme özelliği rakibinin kalitesine bağlı. rakibinin oyun stratejilerini hafızasına kaydederek ihtimaller dahiline ekliyor.

    bu durumda program kodlarına müdahale etmiş olmaz ki. sadece kendisine verilen yeni stratejileri hafızasına kaydetme özelliği değil mi ?




  • organizmanın yerini bu noktada mekanik alabilir.bence asıl problem bilinçtir. makinalar kendi bilincine ulaşabilirmi.işte bu çok zor. ama bilinç olmadanda kodlar belki kendilerini daha iyi şekle sokabilirler. bunun olmasını mumkun gibi. ama makina bunu yaptığında bunun gerçekten bilincinde olabilecekmi.
  • şu anki manzaraya bakarsak, mesela bir otomasyon robotunu ele alalım, bu robot programlandığı şekilde hareketlerle bir noktaya odaklanır ve oraya kaynak yapar. ama bu şekilde değil de şu şekilde bu işi yapsam daha iyi ve daha kolay olur mu diye asla düşünemez.

    karanlık ortamda digital makinenin lazer hologramı ile focusa girmesi de öyle. holograma göre netleme yapar ama ne yaptığını bilmez aslında. önemli olan makinanın ne yaptığını biliyor ya da bilmiyor olması.

    insanda var olan bilinç makinalarda asla olamayacaktır diye düşünüyorum zira bilincin canlılıkla doğrudan alakası var. bir sinek dahi strateji geliştirirken en mükemmel işlemciler hala bitlerle işlem yapıyorlar ve ne yaptıklarının farkında değiller. canlı değiller.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 31 Mayıs 2006; 16:44:34 >
  • bir robot medeniyeti kurulabilir mi ?

    bir fabrikayı idare eden robot. kendisinden imal eden robot. insanlara savaş açan robot.

    ne dersiniz. film konusu ancak mümkün müdür?

    hayallerinizi zorlayın ...
  • Çok güzel bir konu

    buna yanıt verebilmek için bir insanın nasıl düşündüğüne bakmamız lazım ve bu düşünme tarzını kodlara dökebilirmiyiz ona bakmamız lazım. eüğer yapa biliryosak. o zaman kendini geliştire bilen bir yapay zeka programı yazmışız demektir.

    bildiğim kadarıyla insan, işlemcilerin tersine 1'ler ve 0'lar la düşünmüyor. insan "BELKİ" diyede düşünüyor, yani insan mantığı digital mantıkla farklı. Prof. Lotfizadeh diye birisi bu mantığın ismini Fuzzy mantığı koymuş. bu mantıkta, tamamen doğru ve tamamen yanlışın kavramlarının yanı sıra, biraz doğru, biraz yanlış .... gibi kavramlar da var. bu günlerde bir sürü yazılım yazılıyor bu mantığı kullanarak, etrafımızdaki bir sürü cihazın yazılımı bu kavramla geliştiriliyor. Enerji tasarrufu yapan tüm aletler, akıllı füzeler, .........

    demekki yakın bir gelecekte Fuzzy mantığıyla bir yapay zeka yarata biliriz (kim bilir belki yazmışlardır bile) ve arkadaşın cevabı, evet böyle bir şey mümkün.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci

    Programda sadece yapılabilecek hamleleri çıkaran bir bölüm.
    Rastgele atanarak başlatılmış iki matris.
    Ve her oyundan sonra bu matrisleri maç sonucuna göre değiştiren bir satırlık bir fonksiyon var. Aralarda insan müdahalesi yok.

    Tesauro programın ilk versiyonuna hiç bir şekilde tavlayla ilgili stratejileri eklememişti. Program taş kırmanın mantıklı bir şey olduğunu bile bilmiyordu. Ayrıca matris güncellemeleri de insan zekası araya girmeden otomatik olarak yapılmıştır.

    Tesauro daha sonraki versiyonda programı biraz taktiksel bilgi içeren bir sistemle başlatmıştı. İkinci versiyon ilkinden biraz daha iyi çalışıyor.



    satrançta oyunun kuralları belli. bilgisayar ihtimal üzerinden giderek en az hatalı, en fazla avantajlı hareketi tercih ederek işlemlerine devam ediyor. kendine geliştirme özelliği rakibinin kalitesine bağlı. rakibinin oyun stratejilerini hafızasına kaydederek ihtimaller dahiline ekliyor.

    bu durumda program kodlarına müdahale etmiş olmaz ki. sadece kendisine verilen yeni stratejileri hafızasına kaydetme özelliği değil mi ?



    Tam olarak anlaşılamadı galiba. Bu tavla programı ile satranç programları yapısal olarak çok farklı.

    Satranç programları oyun sırasında yeni bir bilgi üretmezler. Pozisyon analizi için insan deneyimi ile üretilmiş bilgi gene programın içine gömülür. Yeterli işlem gücünde varsa ileriki hamleler incelenir buna göre en iyi hamle yapılır.

    Tesauro'nun yaptığı daha farklı bir şeydi. Onun ilk programında sisteme oyun stratejisi ile ilgili hiç bir bilgi girilmemişti. Program başlangıçta tamamen rasgele oynuyordu zaten. Sistemin tek girdisi maç sonucuydu. Rakibin kalitesi de önemli değildi, çünkü Tesauro kendi programının iki kopyasını birbirine karşı oynatıyordu.

    Yani şimdi sen kendi kopyanı çıkarsan onunla da sabah akşam maç yapsan sonuçta çok çok daha iyi tavla oynasan daha iyi öğrenmiş olmayacak mısın? Aynısını bilgisayar yapınca ne sorun oluyor?

    quote:


    giderek en az hatalı, en fazla avantajlı hareketi

    Zaten en önemli nokta burası. En iyi hamlenin nasıl hesaplanacağı (evaluation function) satrançta insan uzmanlar tarafından sisteme direk girilmiştir. Tesauro'nun programında böyle bir şey yok, değerlendirme fonksiyonu öğrenme aşamasında programın kendisi tarafından geliştiriliyor sürekli.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Krethgar -- 31 Mayıs 2006; 18:16:53 >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.