Şimdi Ara

En İyi Kedi Maması ? (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.570
Cevap
37
Favori
348.605
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar 1.4 yaşınd melez bir kedim var resimlerini aslında çok paylaştım. İlk sokakta bulduğumuzda hemen veterine götürdük. veterineri hala aynıdır. Veteriner Proplan mama satıyordu. yanlış hatırlamıyorsam ilk 5 yada 6 ay proplan junior mama kullandık. Cumhur rtık yıldı. Neyse 5 ay sonra proplan somonlu mama ardındanda tavuklu mama aldık yedi tabi ancak aynı tat onda bıkkınlık yarattı. neden mamayı değiştirmeyeyim diye düşündüm. İnternet üzerinden 6.7 kg orijen okyanus balıklı mama aldım. Senmisin alan ilk iki ay nasıl yedi nasıl yedi anlatamam sonra ki aylar tabi yine bıkma oldu. Aslına bakarsanız benim çok büyük bir hatam var çok az daha ucuz diye 6.7kglık mamayı tercih ettim. Bu sefer orijen ile aynı firmanın ürtmiş olduüu Acana Wild Preire(Hindi, tavuk), Acana Graalands(Koyun, ördek), Acna Pasifica(okyanus balıklı) aldım, her biri 2.27 kglık olarak satın aldım. Hergün 25 gr sabah 25 gr akşam olmak üzere 2 defa bu mamalardan çok uzun süredir veriyorum off offff offf nasıl yiyor nasıl yiyor anlatamam size. başka bir konuda Orijenin çok ağır bir kokusunun olmasıydı. Acana ise gerçekten güzzzel bir kokuya sahip ağır bir kokusu yok.

    Bu mamaları mutlaka deneyin.




  • Arkadaşlar iyi günler. herkes bir şekilde kendi tecrübelerini ve fikirlerini paylaşmış. ben de kendimce bir şeyler yazmak istedim. öncelikle daha önce petshoplarda ve toptancılarında o ve ya bu şekilde çalıştığımı bir sene kadar işin içinde bulunduğumu belirtmem gerekir. hayvan sever olarak da evimde bir rus finosu ve sokak kedisi sahiplenmiş ve 2 yıldır beslemekteyim. yaklasık 1 aydır köpeğimde bonacibo mama kullanmaktayım. bahsi geçen firma hakkında zaten arkadaslarımız milli sermaye oluşu ve desteklenmesi hakkında cesıtlı fıkırler beyan etmısler bu konu bıraz insanların dünya görüşleriyle alakalı bir durum oldugu için kısacası herkesin fikri kendine gibi bir durum var. esas tartısmaya acık konu veterinerler ve petshoplar ın toptancılarla distirübitorlerle olan ilişkileri ve fiyatlandırmaları.
    Biraz uzun olacak fakat basımdan geçen su olay ile örneklendirmem gerekirse. konuyla igili tecrubelerimiz ve isteğimiz doğrultusunda bir arkadasımla online pet market işine girmiştik bundan bir kaç sene önce ve sitenin kodlanmasına kadar kendımız ilgilendık. amacımız insanlara ucuz hizmet vermek ve tabiki para kazanmaktı. sitemizi kurduk ilk etapta bir depomuz olmadıgı için tanıdıgımız olan bir petshopla ortaklık kurduk malı ondan geliş fiyatının üzerine az bir miktar kar ile alıp kendi karımızı koyup satmak izleyeceğimiz yoldu. yaklasık yüzde 30 kar koydugumuz zaman bile piyasa fiyatlarının altında kalabiliyorduk. malzeme temininde yasadıgımız sorunlardan dolayı toptancıdan kendımız mal almaya karar verdık. toptancılarla yaptıgımız görusmelerde satıs fıyatlarımızı toptancılara kabul ettıremedık. nedenlerı ise ben sana ürünü verdıgımde sen x petshopundan veterınerınden ucuza sattıgın zaman benım musterımın tekerine çomak sokacaksın ve otomatık olarak benım ısıme çomak sokacaksın ben xx tane satıcıya mal satacagıma sadece sana ya da bılmem kac tanesıne mal satma durumum olur bu nedenle birden fazla satıcıyı üzmek yerine seni üzer ve sana mal vermem dediler. tabi buradaki sistem kapitalist ve her sektörde yaşanan sistem. öyle yadırgadığım ya da lanetler yağdırdığım için anlatmıyorum bunları sadece sistemden haberiniz olsun istedim. ha tabi toptancı sana mal satarım dedı ama şartı da 6 aylık 1 milyon liralık malı peşin alman şartıyla dedi. tabi bahsettiği rakamlar adamın saçma rakamlar sadece mal alamayalım diye verdiği bir rakamdı. bu arada bahsi geçen ürünler de alman malı akvaryum malzemeleri ve royal canin mamaları. şirket ismi verip hedef göstermek falan gibi durumlara girmeyeceğim çünkü hepsi aynı. çin malı dandik ürünleri getirenler de bir protein skimmer ı 3000 liraya satan şirkette de. sonuç olarak öyle etin kilosu kaçaymış yok efendim yuzde 39 et var kilosunu hesaplasan 600 lira olması lazım falan gibi bakkal hesaplarına girmeye gerek yok. orada behsedilen et yaklasık yuzde 8 nem içeren et normal marketlerde aldıgımız etin nem oranı yuzde 70-80 arasıdır. kısacası hafiftir. boyle bi orantı kurabılırsınız. ve aldıgınız mamaların (nerden kimden aldıgınız farketmez) türkiye girişleri dolar, gümrük politikaları vb durumlar nedenıyle etklenmekle beraber. sizin alış fiyatınızın yarısı gibi bir rakama veterinere ya da petshopa geliyor. yine mama markası vermek istemediğimden dolayı örneği kedi kumu küreği üzerinden vereyim en ucuz petshopta 5 türk lirasına aldıgımız kum kürekleri petshoplara tanesi 50 kuruşa gelmektedir. uzatma kayışlı tasmalar 12-15 lira civarı gelir ve 70 lira dolaylarında satılır kapalı kedi tuvaletlerı de 14-17 liralara petshoplara ulasmaktadır. Şimdi yapılması gereken matematik belli. ben beslenme uzmanı ya da biyolojist değilim. içerikleri öyle uzun uzadıya kıyaslayamam, normal bi makine mühendisiyim tek bildiğim üreticiye ne kadar yaklasırsak bir ürünü alırken o kadar ucuzlar. yani bahsi geçen mamanın ucuzlugunu sorgulamak manasızdır. ürünün kalitesi ile ilgili yorumumda ise köpeğim bir aydır tüketmekte ve ilk üç gün dışkı da fazlalık harici herhangi bir yan etki görülmemiştir. 3 gün sonrasında dışkısında eski mamasına göre azalma ve kokuda azalma gözlemledim. kedim ve köpeğim için de yeni siparişler verdim bugun. diyeceksiniz ki diğer kalbur üstü mamaları neden almıyorsun madem bu kadar tanıdıgın var piyasa da geliş fiyatına versinler sana. o da benim dünya görüşüme uymamakta.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi corethanrose -- 1 Şubat 2015; 0:16:06 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ecmfdn

    kedi maması olarak ne önerirsiniz ?

    benim bildiğim dalga denizde olu yanlış yerde teknenizi yüdürüyorsunuz. Ha yok ciddi ciddi kedi maması olarak ne öneriyorsunuz diyorsanız bırakın en baş sayfalara gitmeyi bari bu sayfayı bir kere baştan sona okusaydınız keşke. :-(
  • quote:

    Orijinalden alıntı: halog

    Tekrar belirtiyorum. Hayvanların öyle yada böyle bitkisel kaynaklı besinlere ihtiyacı vardır.

    Tek yönlü herhangi bir besinle beslenme hiçbir canlı için doğru değildir. Günlük karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral belli oranlarda almalıdır.

    Mamalar tabiki ticari bir üründür fakat siz hergün dengeli ve yeterli beslenmeyi sağlayamazsınız.

    Şimdi yemek pişirme görüşü trajikomik. Neden mi? Çünkü etin içinde parazit, bakteri, virüs olma ihtimali Türkiye koşullarında yüksektir. Sterilizasyonu pişirmek haricinde evde sizin sağlamanız çok zor. Daha sonrasında durduk yere hayvan infeksiyon geçirdiğinde, oluk oluk parazit döktüğünde iş işten geçmiş olacaktır. Bu riskler olmasa çiğ et pek tabidir ki hayvan için en faydalı, en doğrusudur.

    Aman yanlış anlaşılmasın. İyi mama yemeyen hayvan ölmez, pek tabi hayatını uzun yıllar devam ettirir. Ama işin önemli kısmı sağlıklı bir yaşam geçirir mi? İlerde sistemik hastalıklar ortaya çıkar mı? Bu riskleri azaltmak için mama önermekteyim. Çünkü sorumluluğunu aldığınız hayvanın rahatsızlığı pek tabi sizi üzecektir. Bu bilinçle yaklaşıldığı taktirde bahsettiklerim mantıklı bulunacaktır.

    İsteyen kişi hayvanına istediği gibi bakıp besleyebilir. Sorumluluk kendisine aittir.


    Sizde ya veterinersiniz yada yeni veteriner olacaksınız. Klasik karşılaştığımız 10 veterinerde 9'u gibi kolaya kaçmayı şimdiden öğrenmişsiniz. Türkiye koşullarında bile olsa 2-3 saatlik çabayla kedinize 2 ay yetecek çiğ mamayı yapabilirsiniz.

    Bu çiğ mamayı da sadece et olarak değil, etin belli orandaki yağıyla, kemiğiyle (kalsiyum, kemik iliği faydaları için iyice kıyarak), belirli orandaki bakık yağı, vitamin b, vitamin e, taurin, ve kedinin ihtiyaç duyacağı diğer mineralleri dikkate alarak oluşturabilir, daha sonra dondurarak kedinizi besleyebilirsiniz.

    Parazit konusunda gelince kedilerin ve insanların sindirim sistemleri farklıdır. Kedilerin sindirim sistemleri insanlardan çok daha güçlüdür. En basitinden bizim sindirim sistemimizde parazit bakteri üremesi için yeterli olabilen 36 saat süreyle besinler kalırken, kedilerde bu süre 12 saattir, ayrıca bizden daha kısa sindirim kanalları bulunur. Midelerinden salgılanan asitler insanlardan çok güçlüdür. Parazit diye endişe ettiklerinizin birçoğu hali hazırda kedinin sindirim sisteminde bulunmaktadır. Dahası kedinizi besleyeceğiniz eti, tavuk vs'nin sindirim sistemini içermeyen bölgelerinden seçtiğiniz takdirde (en ideali tavuk kalçası) kaslı etlerde bulunabilecek çok nadir parazitler için endişe etmeniz gerekir. Bu parazitler ise 3 gün boyunca dondurulduğunda ölürler.

    Yani parazit öyle aman aman önüne geçilemez bir sıkıntı değil. Etinizi kendiniz dış ortamla temasını az tutacak şekilde (kıyılmamış olarak) alarak kendiniz doğrar ve gerekli vitaminleri sağlarsanız gayette çiğ et ile hemde çok sağlıklı bir beslenme sağlayabilrsiniz.

    Yani dayayın kuru mamayı kolaya kaçın, sonra hayvan böbrek rahatsızlıklarıyla boğuşsun. Bu arada iyi mama yemeyen hayvan ölmez, pek tabi hayatını uzun yıllar devam ettirir demişsiniz ya. En kaliteli kuru mamalarla bile kedimiz tam olarak onu yapıyor. Anca hayatını devam ettiriyor.

    Araştırmak isteyene çözüm çok. Siz veteriner olacaksanız az biraz okuyun yahu.

    http://www.catinfo.org/

    http://www.catinfo.org/?link=makingcatfood

    http://feline-nutrition.org/nutrition/making-raw-cat-food-for-do-it-yourselfers

    http://fnae.org/raw.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FAtEisdEAtH -- 10 Şubat 2015; 17:16:12 >




  • FAtEisdEAtH kullanıcısına yanıt
    Çok anlaşılır bir şekilde anlatacağım.

    Ülkemiz koşullarında etlik hayvanlar çoğunlukla hijyen koşullarına uygun olmayan ortamlarda yetiştirilir, kesilir, parçalanır, paketlenir, depolanır.
    Bu evrelerin hemen hepsinde ülkemizde yeterli dikkat sağlanmaz ve ortamda halihazırda bulunan enfektif etkenlere maruz kalır.
    Yetiştirilme esnasında otoburlardaki hastalık etkenleri, eti rahatça kontamine edebilir. Kesim sırasında doğru yapılmayan yıkama karkas üzerinde bol miktarda etkeni sabitler.
    Uygun olmayan transport ve depolama koşullarında bu etkenler yükselen ısıda ürer. Bu etken yükü ette ancak belli bir merkez sıcaklık oluşana kadar aktiftir.

    Dondurma bazı etkenler için öldürücü değildir. Birçok etkenin de üremesi durur fakat etkenler ölmez. Pişirme bu etkenlerin büyük kısmını öldürür. Kalan küçük kısmı zaten vücut tolere edecektir.

    Çiğ eti steril hale getirmeyi evde beceriyorsanız pek ala kullanın. Çiğ etin besin değeri pek ala yüksektir. Pişirmek değerini düşürür. Ama ülkemizde mecburuz. Yabancı kaynak koyuyorsunuz. Sıkıyorsa deneyin buradaki etlerle.

    Böyle sıfatınızı bile belirtmeden ahkam keserek insanları yanlış yönlendirmeyin. Ağzı var dili yok canlınıza da ne verip ne vermeyeceğiniz de sizin vicdanınızadır.




  • halog kullanıcısına yanıt
    Öncelikle sizin sıfatınız belirli, görebiliyoruz ama aynı zamanda doğru beslenmenin ne olduğundan bir haber olduğunuzu ve yeni araştırmaları takip etmediğinizi de görebiliyoruz. (Yada bu endüstrinin gerektirdikleri ölçüsünde aldığınız eğitimler sizi böyle yapmaya itiyor) Sıfatınızın veteriner olması sizin yanılamaz yada herşeyi doğru biliyor olduğunuz anlamına gelmiyor. Tabi insanımızın çoğu bilinçsiz ve araştırmaya inanmayan, okumayan olduğu için sizin de işinize ve kolayınıza geliyor, benim sıfatım bu diye vurgu yapmak.

    Konuya dönecek olursak, ülkemiz koşullarında etin güvenliği konusunda söylediklerinizde haklısınız. Ancak bunu genelleme noktasında ise haksızsınız.

    Bakın bende çok anlaşılır bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

    Bilinçli bir hayvan sahibi evcil hayvanını mümkün olduğunca iyi bir şekilde beslemeyi ve rahat ettirmeyi hedefler. Mümkün olduğunca hastalanmaması için elinden geleni yapar. Gider kilosu 30-40 lirayı bulan kaliteli mamalar, vitaminler vs alır. Veterinerlerin çoğunun kolaya kaçarak önerdiği gibi bir sürü tahıl içeren, yurtdışında bizim buradaki whiskas, champion gibi market maması gibi olan royal canin, proplan gibi çoğunluğu çöp hüviyetindeki mamalarla uğraşmaz vs. Bunları neden yapar? Çünkü evcil hayvanınıza iyi bakmadığınızda yada ekonomi yaptığınızda bunun karşılığını hastalık olarak alma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Çünkü ya tahıllı ve kuru mamalarla evcil hayvanınız obez, iç organlarında yaplanma vs ölümcül böbrek hastalıklarını ilerleyen yaşlarda mutlaka yaşarsınız. Örneğin; kedi sahibi olanların çok büyük bir bölümünün 3-4 yaşından sonra ciddi böbrek sorunları yaşadığı bir gerçektir. Bunun çözümü içinde hemen reçeteli özel mamalar verilir ve geçici çözümler üretilir. Çünkü kedilerin doğal beslenmesi ile alakası olmayan beslenmeye devam edilir. Peki ne yapılır kedinin ancak hayatta kalabileceği şekilde sağlıksız kuru mamalarla beslenmeye devam edilir.

    Tabi bu veterinerlerin ve bu endüstriyi yönlendiren firmaların işine gelir. Bir sürü farklı kuru mama satma fırsatı yakalamış olurlar; kısırlaştırılmış, düşük proteinli, yüksek proteinli, böbrek fonksyonlarını koruyucu mama vs vs . İşin sağlık yönünden para kazanılması ise başlı başına ayrı bir konudur.

    Doğal yollarla daha doğrusu doğayı taklit ederek beslenme olan yukarıda bahsettiğim çiğ mama söz konusu olduğunda ise ilginçtir ki böbrek sorunları, deri sorunları, sindirim sorunları, iç organların yağlanma sorunları vs gibi sorunların yaşanma istatistiki çok düşüktür.

    Ülkemizdeki et güvenliğine katıldığımı söylemiştim. Ancak güvenebileceğiniz yerlerden belirli bir tip eti (tavuk kalçası) sindirim sistemi olan bağırsak vs olmaksızın temin ederek mümkün olduğunca bakterilere karşı önlemlerinizi alarak sağlıklı mama oluşturabilirsiniz. Kalan/kalacak olan bakteri vs de zaten çok güçlü sindirim sistemi olan kediler için tolere edilebilir ölçülerdedir. Yinede başlangıç ve sonrasında (1-2 ay deneme sonrasında) kedinizi birkaç kez kan böbrek değerlerine baktırarak, parazitlere karşı gözlemlerde bulunarak hem eksik beslenme olup olmadığına hemde sorun olup olmadığına yönelik takipte bulunabilirsiniz.

    Bu durum abartıldığı kadar zor birşey değil. Hele veterinerlerin çoğunun göz korkuttuğu gibi "ağzı var dili yok canlınıza ne verip vermeyeceğiniz sizin vicdanınızdır" yada "ileride evcil hayvanınız çok büyük sorunlar yaşayabilir" cümleleri dikkate almanızı gerektirecek hiç değil.

    Herşeyin başı bilinçli olmaktan geçiyor, bilinçli olursanız, bu işin sorumluluğunu alarak işinizi kontrollü yaparsanız bu beslenme konusunda herşeyin üstesinden gelirsiniz.

    Asıl siz insanları korkutarak yanlış yönlendirmeyin. Kuru mamalar çok sağlıklı ve güvenliymiş gibi, 2-3 yıl bozulmayan, içinde tavuğun gagasının ayağının, balığın kimbilir neresinin bulunduğu, kedi metabolizmasının hiçbir şekilde ihtiyac duymadığı sindiremediği çeşitli tahıllar içeren, çok yüksek ısılarda sıkıştırılarak mama haline getirilmiş, bir sürü kimyasal koruyucularla bezenmiş kuru mamalar mı sağlıklı? Bunların tamamen güvenilir etlerden yapıldığını mı sanıyorsunuz?

    Bu arada bahsettiğim şekilde mama yapmak şuanda piyasada satılan en pahalı ve en kaliteli mamalar olan (orijen, n&d farmina, acana gibi kilosu 30-40 TL arasında değişen) mamalardan daha ucuza gelmiyor. Hani ekonomi yapmak için önerdiğimiz düşünülmesin.

    Herkes evcil hayvanını bu şekilde besleyecek değil ancak önerim yinede kuru mama ile besleyecekseniz mümkün olduğunca tahılsız yüksek proteinli kuru mamalarla ve haftada birkaç gün sıvı ilave edeceğiniz kaliteli yaş mamalarla (fiyat ile ölçerseniz 400 gr 2 lira olanlarla değil, 85 gr 3 lira olanlarla) , bol miktarda sıvı tüketimini gözeterek (su pınarları baya faydalı olabiliyor) hayvanlarınızı beslemenizdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FAtEisdEAtH -- 11 Şubat 2015; 12:58:02 >




  • Öncelikle belirtmekte yarar var. Pet hayvanlarının yaşam süreleri ve kaliteleri bilinçli bakımdan öncesiyle kıyasla birkaç misli artmıştır. Önceleri birkaç sene yaşayabilen petler artık 12-15 sene boyunca rahatlıkla yaşamını sürdürebiliyor. Hastalık bilinci bir tarafa dursun bunu sağlayan asıl önemli sebep, beslenmedir. Dengeli ve doğru yapılan beslenme bu özel hazırlanmış, üzerinde çalışılmış mamalar sayesinde kazanılmıştır.

    İkinci olarak belirtmeliyim ki, mama önermek bir kolaya kaçma durumu değildir. Aksine bu tam anlamıyla bir garanticiliktir. Güven ve gözün arkada kalmaması hususudur.

    Aşağıda resmini koyduğum, size göre "Lüks Mama" olan; kedim için satın aldığım ürünün içeriğidir. Dikkatle inceleyin.
     En İyi Kedi Maması ?


    İncelediniz var sayarak devam ediyorum. Yukarda belirtilen değerde içerik, kısırlaştırılmış bir kedinin oransal olarak ortalama ihtiyacı olan besin değerleridir. Bu değerler ciddi anlamda uzun araştırmalar ve deneyler sonucu oluşturulmuş; kendi hazırlayacağınız besin maddesinde yüksek ihtimalle sağlayamayacağınız değerlerdir.

    Siz yine araştıracak ve dengeli olduğuna inandığınız bileşenlerle bir besin maddesi oluşturacaksınız. Siz ne kadar ben araştırırım, çözerim, hesaplarım deseniz dahi mutlak olarak bu gereksinimleri gerekli oranda sağlayamayacaksınız. Oluşturduğunuz besin maddesinde bu maddelerin yokluğu, azlığı veya fazlalığı durumlarında ortaya çıkacak kısa ve uzun vadeli pek çok metabolik soruna hayvanınızı açıkta bırakacaksınız. Madde eksiklik ve fazlalık durumları geri dönüşü olmayan kalıcı problemlere kadar pek çok rahatsızlık oluşturacaktır.

    Şayet sizin yeterli vaktiniz, bilginiz, yeteneğiniz var ise; buyrun hayvanınıza güzel bir rasyon oluşturun. Tekrar belirtirim ki bu tamamen sizin vicdanınızdır. Eğer sağlayamaz da hayvanınızı yakın veya uzak dönemde hasta ederseniz bu da sizin sorumluluğunuzdur.

    Böbrek sorunları bazı ırklar için ırsidir. Bu ırklar için yine kendilerine uygun içerikte mamalar vardır.

    Deri problemi sonucunda hassasiyet olan içerik belirlenerek buna uygun içerikte mama verilerek düzeltilir.

    Yağlanma sorunu da bırakın hayvanları; çağımızda, toplumda insanlarda görülen en önemli problemdir.

    Bitkisel kaynaklı içeriğin size göre gereksizliğine değinmişsiniz. Bu içerikler varsayalım ki hiç sindirilmese, hiç faydası olmasa dahi; lif yapısı sayesinde hayvanda doygunluk ve dolayısıyla fit bir vücut, kıl-tüy yumaklarının atılımını sağlayarak hayvanı büyük sıkıntıdan kurtaran fiziki faydayı sağlar. Asla gereksiz değildir. Kediler sokak yaşantılarında kedi çimi denen bitkileri bulup yiyerek kıl yumaklarından kurtulurlar. Ki bunun haricinde yağ, yağda çözünen vitaminler iz mineraller bitkiler sayesinde de sağlanır.

    Yaş mama konusuna da gelirsek bu ürünler ödül mahiyetinde verilmelidir. Direkt beslenme asla yapılmamalıdır. Kaza vs durumlarda hayvanın kuru mamayı yiyemeyecek olduğu durumlarda, yoğun yaş mama beslenmesi uygulanır ki; zaten burda asıl hedef hayvanı hayatta tutmaktır. İyileşme sonrası zaten kuru mama önerilmektedir.

    Bu iş endüstri olarak görülüyorsa, aldığınız ekmek, et, sebze, giyim, ulaşım hemen herşey bir endüstridir. Eğer çağımıza adapte olmak niyetindeyseniz bunları düşünmemek durumundasınız. Pet beslemek bir "Lükstür". Maddi yeterliliğiniz yoksa hayvan beslemek zorunda değilsiniz. Kapınızın önüne yemeğinizden artan ve yanında bir kap da su koyun. Zaten hayvanlara karşı olan sorumluluğunuzu yerine getirmiş olursunuz.

    Mesleğe, emeğe, çalışmaya hakaret etmeyin; saygısızlık yapmayın.




  • Kedim mama yemiyor malesef. Daha 2.5 aylık. hem kuruda hem yaş mama da Royal canin kullanıyorum(yaş:kitten instinctive kuru: baby cat). karıştırdığımda yaş mamayı seçiyor içinden kuruyu yemiyor ve ondan sonra akşama kadar kuruyu yemiyor. ağlayıp viyaklıyor ortalığı yıkıyor yaş mamayı koydurtana kadar. Valla şuana kadar yaş mamayı azaltarak gitmeye çalışıyordum ama mümkün olmadı. sırf kuru mama verip çekilsem hiç yemeyecek. Haşlanmış tavuk göğsü vermiştim bikaç kez 2 hafta önce kadar acaba arada onumu versem bilemedim. Sanki şımarıklığından yapıyo gibi resmen bizimle kafa buluyor

    Tavsiyelerinizi bekliyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bur@k1985 -- 12 Şubat 2015; 12:04:42 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bur@k1985

    Kedim mama yemiyor malesef. Daha 2.5 aylık. hem kuruda hem yaş mama da Royal canin kullanıyorum(yaş:kitten instinctive kuru: baby cat). karıştırdığımda yaş mamayı seçiyor içinden kuruyu yemiyor ve ondan sonra akşama kadar kuruyu yemiyor. ağlayıp viyaklıyor ortalığı yıkıyor yaş mamayı koydurtana kadar. Valla şuana kadar yaş mamayı azaltarak gitmeye çalışıyordum ama mümkün olmadı. sırf kuru mama verip çekilsem hiç yemeyecek. Haşlanmış tavuk göğsü vermiştim bikaç kez 2 hafta önce kadar acaba arada onumu versem bilemedim. Sanki şımarıklığından yapıyo gibi resmen bizimle kafa buluyor

    Tavsiyelerinizi bekliyorum

    Kedinizin küçüklüğü dikkate alınınca bu aşamada mümkün olduğunca kilo kazanmasını sağlamanızda fayda. Haftada 150-200 gr kilo kazanımı olması gerekiyor. O nedenle bu aşamada ne yerse yesin ama yeterki yesin gözüyle bakılır. Tavuk göğsü, yada tavuk kalçası (daha yağlı, kas bölgesi olduğu için göğüsten daha iyidir) haşlayıp verebilirsiniz. Yaş mama verebilirsiniz, kuru mamayıda birşekilde yedirmeye çalışın. Malt macunlarını falan üzerine sıkabilirsiniz, yada kuru mamayı yaş mamaya saklayarak vermeye çalışabilirsiniz. (gerçi yemiyor demişsiniz bu şekilde ama denemeye devam)

    Sakın kuru mama yesin diyerek diğer mamaları kesmeyin, şu aşamada bu tehlikeli olabilir. İleride zaten dengeyi birşekilde oturtursunuz.




  • Proplan için çöp demişsiniz ama bunu neye dayanarak söylüyorsunuz acaba ? Kedime 2 - 3 aydır bu mamadan veriyorum.Bildiğiniz bir şey varsa öğrenmek isterim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Teufel

    Proplan için çöp demişsiniz ama bunu neye dayanarak söylüyorsunuz acaba ? Kedime 2 - 3 aydır bu mamadan veriyorum.Bildiğiniz bir şey varsa öğrenmek isterim.


    Sadece proplan için demiyorum bunu. Royal canin, hill's vs premium diye geçen ve içerisinde tahıl olan pirinç, mısır vs gibi karbonhidratları barındıran mamaların birçoğu çöp hüviyetindedir. Kediler etçil hayvanlardır ve karbonhidrata, sebzeye bitkiye ihtiyaçları yoktur. (100 kalorinin %5-10'unu karbonhidrattan almaları ideal aralıklardır). Sindirim sistemleri bunları düzgün sindirmeye yarayacak enzimlerden de yoksunlardır. Bu nedenle kedisini böyle besleyenler kedilerinin tuvaletini yaptığında kokulu koca koca kakalar şeklinde yaptığından bahseder. Royal canin, proplan ve hill's içerik olarak birbirinin muadili olabilecek mamalardır tek farkları royal canin ve proplan kimyasal koruyucularla korunurken hill's doğal koruyucularla korunmaktadır. Bu tarz mamalarla besleyecekseniz en azından hill's ile devam etmekte fayda var.

    Dayanağım yukarıdaki linklerde verdiğim, kedi beslenmesinin nasıl olması gerektiğine dair son dönemde yapılan araştırmalardır. Aşağıya yine yer veriyorum. Yukarıda yer alan mamalar yurtdışında bizim buradaki whiskas champion muamelesi gören market mamaları gibidir. Çünkü içeriklerinde tavuk, balık unu, tavuk yemeği, balık yemeği, vs der. Bunun anlamı şudur; tavuğun gagası, ayağı, balığın yine aynı şekilde herşeyini içerir demektir. Özeti ise insan tüketimine uygun olmayan şeyleri hayvanlar için mama yaptıkdır.

    İlla kuru mama ile besleyecekseniz (yavrulara kalori kazanımı açısından 4-5 aya kadar tahıllı verilebilir), tahılsız orijen, acana, n&d farmina (düşük tahıllısı da bulunur), taste of wild gibi mamalarla bol su tüketimine dikkat ederek besleyebilirsiniz. Bunlarla beslediğinizde kedinizin daha az kokulu, daha kücük miktarlarda kaka yaptığını, tüylerinin parlaklaşıp yumuşaklaştığını, kedinizin daha aktif olduğunu göreceksiniz. Bu mamalarda ne mi var, etin kaynağı direk belirtilmiş, yüksek protein var.

    İnsanımız para ile ölçer birşeyin değerini, proplanın 10 kilosu 180 liradır. Bu mamaların 6.5 kilosu 160-250 lira arasında değişir.

    http://www.catsofaustralia.com/cat-nutrition.htm

    http://pets.webmd.com/features/pet-nutrition

    http://www.catinfo.org/

    http://www.catinfo.org/?link=makingcatfood

    http://feline-nutrition...d-for-do-it-yourselfers

    http://fnae.org/raw.html




  • Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.Araştıracağım bu konuyu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: halog

    Öncelikle belirtmekte yarar var. Pet hayvanlarının yaşam süreleri ve kaliteleri bilinçli bakımdan öncesiyle kıyasla birkaç misli artmıştır. Önceleri birkaç sene yaşayabilen petler artık 12-15 sene boyunca rahatlıkla yaşamını sürdürebiliyor. Hastalık bilinci bir tarafa dursun bunu sağlayan asıl önemli sebep, beslenmedir. Dengeli ve doğru yapılan beslenme bu özel hazırlanmış, üzerinde çalışılmış mamalar sayesinde kazanılmıştır.

    İkinci olarak belirtmeliyim ki, mama önermek bir kolaya kaçma durumu değildir. Aksine bu tam anlamıyla bir garanticiliktir. Güven ve gözün arkada kalmaması hususudur.

    Aşağıda resmini koyduğum, size göre "Lüks Mama" olan; kedim için satın aldığım ürünün içeriğidir. Dikkatle inceleyin.


    İncelediniz var sayarak devam ediyorum. Yukarda belirtilen değerde içerik, kısırlaştırılmış bir kedinin oransal olarak ortalama ihtiyacı olan besin değerleridir. Bu değerler ciddi anlamda uzun araştırmalar ve deneyler sonucu oluşturulmuş; kendi hazırlayacağınız besin maddesinde yüksek ihtimalle sağlayamayacağınız değerlerdir.

    Siz yine araştıracak ve dengeli olduğuna inandığınız bileşenlerle bir besin maddesi oluşturacaksınız. Siz ne kadar ben araştırırım, çözerim, hesaplarım deseniz dahi mutlak olarak bu gereksinimleri gerekli oranda sağlayamayacaksınız. Oluşturduğunuz besin maddesinde bu maddelerin yokluğu, azlığı veya fazlalığı durumlarında ortaya çıkacak kısa ve uzun vadeli pek çok metabolik soruna hayvanınızı açıkta bırakacaksınız. Madde eksiklik ve fazlalık durumları geri dönüşü olmayan kalıcı problemlere kadar pek çok rahatsızlık oluşturacaktır.

    Şayet sizin yeterli vaktiniz, bilginiz, yeteneğiniz var ise; buyrun hayvanınıza güzel bir rasyon oluşturun. Tekrar belirtirim ki bu tamamen sizin vicdanınızdır. Eğer sağlayamaz da hayvanınızı yakın veya uzak dönemde hasta ederseniz bu da sizin sorumluluğunuzdur.

    Böbrek sorunları bazı ırklar için ırsidir. Bu ırklar için yine kendilerine uygun içerikte mamalar vardır.

    Deri problemi sonucunda hassasiyet olan içerik belirlenerek buna uygun içerikte mama verilerek düzeltilir.

    Yağlanma sorunu da bırakın hayvanları; çağımızda, toplumda insanlarda görülen en önemli problemdir.

    Bitkisel kaynaklı içeriğin size göre gereksizliğine değinmişsiniz. Bu içerikler varsayalım ki hiç sindirilmese, hiç faydası olmasa dahi; lif yapısı sayesinde hayvanda doygunluk ve dolayısıyla fit bir vücut, kıl-tüy yumaklarının atılımını sağlayarak hayvanı büyük sıkıntıdan kurtaran fiziki faydayı sağlar. Asla gereksiz değildir. Kediler sokak yaşantılarında kedi çimi denen bitkileri bulup yiyerek kıl yumaklarından kurtulurlar. Ki bunun haricinde yağ, yağda çözünen vitaminler iz mineraller bitkiler sayesinde de sağlanır.

    Yaş mama konusuna da gelirsek bu ürünler ödül mahiyetinde verilmelidir. Direkt beslenme asla yapılmamalıdır. Kaza vs durumlarda hayvanın kuru mamayı yiyemeyecek olduğu durumlarda, yoğun yaş mama beslenmesi uygulanır ki; zaten burda asıl hedef hayvanı hayatta tutmaktır. İyileşme sonrası zaten kuru mama önerilmektedir.

    Bu iş endüstri olarak görülüyorsa, aldığınız ekmek, et, sebze, giyim, ulaşım hemen herşey bir endüstridir. Eğer çağımıza adapte olmak niyetindeyseniz bunları düşünmemek durumundasınız. Pet beslemek bir "Lükstür". Maddi yeterliliğiniz yoksa hayvan beslemek zorunda değilsiniz. Kapınızın önüne yemeğinizden artan ve yanında bir kap da su koyun. Zaten hayvanlara karşı olan sorumluluğunuzu yerine getirmiş olursunuz.

    Mesleğe, emeğe, çalışmaya hakaret etmeyin; saygısızlık yapmayın.
    Önemli olan beslenmedir. Kesinlikle katılıyorum ve kediler etçil hayvanlardır. Sindirim sistemleri et yeme üzerine kurulmuştur. Defalarca aynı şeyi tekrarlamak durumunda kalıyorum. Lütfen önyargılı olmayın. Kedilerin etçil olması ve onlar için doğru beslenmenin ne olduğuyla yüzleşin. O kadar kaynak paylaşıldı, açın okuyun.

    İlla herkes çiğ et verecek diye birşey yok. O işin optimali ama bu olmayacaksa bile kedilere tahıl içeren saçma sapan içerikleri olan mamaları vermeyin, hayvanların bünyesini onlarla yormayın. En azından bunu yapın kaliteli içeriğer sahip kuru mamalarla besleyin. Sıvı tüketimine de dikkat edin bu arada. Bunu neden diyorum? Çünkü kediler su içme alışkanlığına sahip değillerdir. Doğada tükettikleri besinlerin %70'inde su bulunur nemlidir. Kuru mamada bu %5-10'dur, bu nedenle su tüketimi böbrek fonksiyonları için kritik önem taşır. Yüksek protein değil tekrar ediyorum, yeterli sıvı tüketimi.

    http://cats.about.com/od/waterforcats/f/waterneeds.htm

    Mama önermek kusura bakmayında kolaya kaçmaktır. Garanticiliktir, çünkü hayvanın öyle yada böyle orta düzey bir yaşam süreceğini bilirsiniz. Ama gün gelir 4-5 yaştan sonra sağlık problemleriyle boğuşur, böbrekleri mi kötü oldu, şu mamayı verelim. Alerjimi oluştu bu mamayı verelim diye dolaşırsınız.

    Lüks mama diye koyduğunuz Purina-Proplan somon balıklı mama. Bu mama hakkında başka bir arkadaşa gerçekleri söyledim. İçerik analizini paylaşmışsınız, gayet dengeli vitamin, mineral içeriyor görünüyor. Gerçektende öyle ama analizde. Bakıyoruz protein %41 diyor. Ne eti kullanmışlar? Somon eti, balık ürünleri yanılmıyorsam tavuk ürünleri birde vs (by product fish, by product chicken yani). Sonra gelelim kediler için hiçbir fayda sağlamayan tamamen yük olan karbonhidratlara %30 diyor. Mısır, gluten vs vs . Kediye hiçbir fayda sağlamayan ıvır zıvır mamanın 3'te birini kapsıyor. Protein %41 diyor ama onunda nasıl protein olduğu meçhul. Bu mamanın kimyasal koruyucularla korunması da cabası.

    Bu arada sanmayın ki, şu analiz değerlerindeki tüm vitaminleri mineralleri manuel ölçerek koyuyorlar. Ortalama 1 kilo ette şu kadar var diyorlar ve ona göre bu mamada bu kadar bu vitaminlerden var diyorlar. Yanlış anlaşılmasın, nihai halde mamayı da analiz edip bu değerleri gerçekten görüyor olabilirler. Değinmek istediğim nokta şu, benim bahsettiğim çiğ mama + gerekli minerallerin konulması şeklindeki mama da da direk et yer alıyor, yani vitamin mineral eksikliğiniz bu anlamda söz konusu değil. Ha tabiki ette olmayan yada yeterli miktarda olmayan vitaminlerde var, E vitamini, D vitamini, Taurin, vitamin B complex, lif içeriği için ilave fiber vs vs . bunlarıda zaten belirli ölçütlerde yapıyorsunuz.

    Neyse demek istediğim doğru yapabilen için en ideali çiğ mamadır. O kadar büyütülecek bir konu değil. Bir sürü kedilerde besin uzmanı bunu tavsiye edip, yıllardır 10-15 yıl boyunca uygulamakta ve inanılmaz sonuçlar almaktalar. 15-18 yaşındaki kedilerin yavru kediler gibi fit, atik, oyuncu olduklarını görüyorsunuz. İşin ucuzuna yada kolayına kaçmıyorlar. Kedilerini gözlemliyorlar, yıllık tahlillerine bakıyorlar ki kuru mama versenizde bunu yapmalısınız.

    Ama olabilir, herkes yapmak istemeyebilir, yapmayabilir. Ancak bu durumda da en azından kedilerin doğal beslenmesinin ne olduğunu bilip kuru mama da da buna göre hareket etmelidir. Tahılsız yada çok düşük tahıllı, yüksek protein (kaliteli protein, tavuk unu ürünü, balık ürünü vs değil) içeren mamalarla beslemelidir. Sıvı alımına mutlaka dikkat etmelidir. Su tüketimi az ise ara ara iyice sulandırarak yaş mama vermelidir vs vs.

    Bitkisel kaynaklı içerik konusunda size daha fazla söyleyeceğim birşey bulunmuyor. Çünkü kediler bitkileri sindirecek enzimlerden YOKSUNDURLAR. Siz doğada ot yiyen bitki gördünüz mü? Kıl-tüy yumağın atımı ve gibi hayvanı sıkıntıdan kurtaran bitkiler değildir. Kuru mamaya eklerler hamkül vs bunun için düşünerek koyarlar ama oda yetmez malt macun vermek durumunda kalırsınız.

    Endüsti bu sektör çünkü baksanıza veterinerler nasıl canhırah biçimde savunuyor. Her veteriner kuru mama satma derdinde, her veteriner kliniğinde kuru mama çeşitlerini görebiliyorsunuz. En çok kar marjı olan yurtdışı market maması royal canin, hill's proplanda vazgeçilmez ürünleridir.

    Pet beslemek bir "Lükstür" katılıyorum. Zaten diyorum kaliteli mamalar şunlar şunlardır ve pet beslemek lükstür diyen sizin 10 kilosu 180-220 lira arasında değişen mamadan daha pahalı olan mamaları öneriyorum. Acana, orijen, N&D farmina gidin bunların bakın en uygunu 6,5 kilosu sizin 10 kiloluk proplanlarınızdan pahalıdır.

    Çiğ mama yapımı ise düzgün yaparsanız daha pahalıya gelir. Yani benim amacım ekonomi yapmak değil, kedi için doğrusunu faydalı olanı yapmaktır.

    Mesleğe, emeğe çalışmaya da hakaret etmemekteyim. Doğru olanı söylemekteyim, size de tavsiyem aldığınız eğitimlerin yanısıra çağa ayak uydurarak yeni gelişmeleri takip etederk ve doğrusunu öğrenmek için size gelen hayvanseverleri doğru yönlendirmeye çalışmanızdır.

    Tekrar söylüyorum royal canin, hill's, proplan, purine chow, first class, advance vs gibi mamalarla mı besleyeceksiniz, en azından Hill's ile besleyin çünkü diğer mamalara göre tek olumlu tarafı en azından doğal yollarla korunuyor olmasıdır.

    Mecburum kuru mamayla ama kedimi doğru olan tahılsız, yüksek proteinli iyi mamalar ile mi beslemek istiyorum diyorsunuz. O zaman Acana, Orijen, N&D farmina gibi mamalarla besleyin. Az tahıl olsun çok yüksek protein olmasın diyorsanız. Veterineriniz ev kedilerine yükske proteine gerek yok diyorsa o zaman N&D düşük tahıllı ile besleyiniz. Biraz pahalı olabilir ama katlanabiliyorsanız en azından bunu yapın.

    İleride oluşabilecek böbrek fonksiyonları için kedinizin sıvı alımına lütfen dikkat edin.

    Düzgün yapabilirseniz ise de en iyisi çiğ mama (Barf diyeti) yapmanızdır. Daha önce yararlanılabilecek kaynak paylaşmıştım.




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kayhanpulurbey -- 12 Şubat 2015; 22:33:56 >
  • Acana, Orijen ve N&D.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ACANA markasını öneririm. Kanada'da özel olarak üretilen bir mamadır. Fiyatı biraz tuzludur ama sağlamdır.
  • Acanaların fiyatları hills,pro plan gibi markalara göre çokta fazla değil.Hatta ben daha ucuza aldım kilo hesabı yaparsak.190 TL ye proplan 10 kg almıştım.Zooplustan 6,8 kg acanayı 129 TL ye aldım indirimle.İndirimsiz halide 149.Kilo başına 1 tl oynuyor yani.
  • Acana, Hills, N&D, Proplan, Royal Canin...

    bunlar kaliteli, guvenilir ve alinabilecek markalardir.

    ozel saglik durumlari ve kilo kontrolu ile ilgili bir cok ozellikleri var. dandik mamalar genelde kediyi doyurmaz ve fazla yerler. diskilari kotu kokar vs. yukaridaki mamalarda bunlar olmaz.


    en onemlisi olcek ile vermek. veteriner kontrolunde kedinin yasina ve kilosuna uygun sekilde gunluk veya ogunluk sekilde olcerek vermek sagligini ve kilosunu kontrol altinda tutar bunlar onemli seyler.

    kedim surekli ayni mamadan tattan sıkılır/sıkılıyor durumunda dusuncesinde ise haftada 1 veya 2 kez yukaridaki markalarin yas mamalari var bunlardan verirseniz arada bir hayvana farkli bir lezzet yasatmis olursunuz hemde biraz islak bir seyler yemis olur. Ben haftada 2 kez 85 gr. lik yas mama veriyorum hem onun icin ozel bir ogun oluyor hemde kuru mamasindan sıkılmamıs oluyor.

    bu yazdiklarim konuya yeni giren arkadaslar icindir. cok fazla teknik detaylarla dolu yazilar var cunku...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • benim şımarık sadece ton balıklı wiskas yiyor
    birde çiğ hamsi
  • kedi maması türleri oldukça çok bunun yanı sıra bazı kediler oldukça çok inatçı o mamayı alaıştıra kadar resmen ben bile tadasım geliyor.
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.