Bu hikaye ve film bayağı ilgimi çekti, buna kesin bakacağım. Bu arada tarihte en sevdiğim bilim insanlarından birisi olan Clair Cameron Patterson'ı daha önce duymadıysanız araştırmanızı tavsiye ederim. Kurşunlu akaryakıt ve aslında genel anlamda çağdaş dünyadaki kurşun emisyonlarına karşı sürdürdüğü ve sonunda zafer kazandığı Karanlık Sular'dakine benzeyen gerçekten olağanüstü bir öyküsü mevcut + gene kurşun miktarlarıyla ilişkili olarak bir o kadar enteresan ve obsesif temalı bilimsel kariyerinde uranyum izotop bozunumu ve kütle spektrometresi sayesinde dünyanın yaşını buluyor. Hem laboratuvarını kirleten ve Dünya'nın yaşını keşfetme araştırmalarına engel olan kurşun kontaminasyonlarıyla, hem de devamında ise endüstri devriminden bu yana çoğalan kurşunun saçılmasında en büyük rolü oynayanlardan olan akaryakıt endüstrisiyle ve başta "zehir bilimci" Robert Kehoe olmak üzere vahşi kapitalist endüstrinin para yedirdiği satılmış elemanlarla mücadele ediyor. Çocukluğunda fen dersi hocalarına uygulamalı kimya dersi veren ve Manhattan Projesi'nde etkisi olan bir elemandan söz ediyoruz. Neden böyle eşsiz bir tarihsel karakterin bir filmi çekilmemiştir hiç anlamıyorum. Nolan yuva yıkan sapık şerefsizlerle uğraşsın! :d Esas filminin çekilmesini hak eden Oppenheimer değil, Patterson'dır. Gerçek bir bilim azizi. Büyük insansın. Huzur içinde yat. Clair Patterson, the Hero Who Got the Lead Out of Gasoline | OpenMind (bbvaopenmind.com) The Most Important Scientist You’ve Never Heard Of | Mental Floss |
En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız (5035. sayfa)
-
-
Pleasure (2021) - 4/10
Sektörün acımasızlığına ve belki de iç yüzüne değinmek istemişler. Ya da mutluluk ve mutsuzluk kavramlarına bir bakış açısı da getirmek istemiş olabilirler. En tepkisiz olduğum, bu tarz şeylerin beni rahatsız etmeyeceğini düşündüğüm, çok duygudan vazgeçtiğim bir dönemde bu filmin beni çok rahatsız etmesi bana sürpriz oldu. Ciddi anlamda bazı sahneler çok rahatsız etti. Karakterlerin derin olmaması, aralarında oluşan bağın anlamsızlığı göze batsa da; duygusal ve insani olarak bu filmin rahatsız edici tarafı benim için çok ağır bastı maalesef. Öte yandan filmde bir adet Yennefer of Vengerberg olsa da; ne yazık ki kendisinin porno sektöründe çalıştığını öğrendim.
A Star is Born (2018) - 8/10
Filmi geç izlemiş olsam da; Lady Gaga'yı çıktığı dönemden beri severim. Tam bir star ışığına sahip. Son birkaç yıldır daha "normal" gözükmesiyle ve oyunculuğa başlamasıyla kendisine olan bakış açım da biraz değişti. Sesi zaten muhteşemdi ama oyunculuğuyla da ön plana çıkmaya başlaması hoşuma gitti.
Hikaye çok sıradışı değil. Evet şarkılar güzel. Filmde acayip bir hüzün ve mutsuzluk hakim. Bu duyguyu seviyor ve yakın hissediyorum. Filmin bu kadar beğenilme sebeplerinden biri de bence bu. Mutlu insandan çok mutsuz insan var ve bu film baştan sona hüzün kokuyor. Bradley Cooper da iyi iş çıkarmış. İlk yarım saatindeki keyifli sahneler keşke biraz daha uzun olsaydı.
Barbarian (2022) - 6,5/10
İlk bölümde girildim. Üstsüz The Walking Dead zombisine kadar çok iyi gidiyordu. Gerilim ve gizem tarafı gayet iyiydi. Sonradan klişe bir korku filmine doğru dönmeye başladı. Yine de baştan sona merak uyandırdığını söyleyebilirim. Çok uzatılmaması, direkt olaya odaklanması bir artı.
Home Team (2022) - 6/10
Türünün örneklerinden biri. Klişe senaryolu, sonradan yakınlaşmaya çalışılan baba-oğul ilişkili, genç kadrolu ortalama Amerikan futbolu filmi. Rob Schneider sürpriz oldu, özlemişim. Herhangi bir beklentiye gerek yok. Aile ile de izlenebilir.
-
Filmin konusunu yazmayacağım. Kızını aramak için Sisli kasabaya gidince izleyiciyi korkutmuyorsun veya bu film 12 yaş altı çocuklar için çekildi de benim mi haberim yok
Filmi o kadar beğenmedim ki şu anda film bitmeden sıkıntıdan konuya girip yazayım dedim
İşin en kötüsü de imdb 6.5 puan almış
Hayatımdan 2 saat boşa gitti sağlık olsun
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
2 tane Al Pacino filmi, peş peşe izledim:
1) Donnie Brasco:
Al Pacino ve Johnny Depp başroller, Michael Madsen yanlarında. Johnny Deep'i tanımakta güçlük çektim baya genç. Al Pacino döktürmüş.
Kesinlikle "underrated" kalmış bir film.
Konusu klasik mafya içindeki köstebek. Ama bu filmin şöyle bir tarafı var, gerçek bir hikayeden alınmış. Aynı zamanda biyografi olarak da geçiyor tür bakımından. Film çok güzel, tavsiye ederim.
ımdbDonnie Brasco (1997) ⭐ 7.7 | Biography, Crime, Dramahttps://www.imdb.com/title/tt0119008/?ref_=ext_shr_lnk--------------------------------------------------------------------------------------
2) Heat (Büyük Hesaplaşma):
Al Pacino ve Robert De Niro başroller.
Film 2 saat 50 dakika. Genel olarak güzel bir film. Sadece şu son kısımları biraz uzatılmış buldum. Hotel ve havalimanındaki bazı sahneler gereksiz uzunlukta geldi bana. Konusu bir polisin (Al Pacino) ve profesyonel bir hısızın (Robert De Niro) hikayesini alıyor. Tamamen ciddi ve gergin bir ortamda geçiyor.
-
Vasat denilebilecek bir gerilim/gizem filmi. Oğlunun ölümünü atlatmak konusunda zorluk ve travma yaşayan bir kadının Piki isimli yardımcısının aklına uyarak kendisini ve ailesini düşündüğü çıkmazı konu alıyor. Hindistan coğrafyasında filme alınmış. Son kısmı biraz ucu açık bırakılmış. Verebileceğim maksimum puan 4.5/10.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
https://m.imdb.com/title/tt20115766/
Michael Keaton’un yönetip oynadığı filmde, deli dana hastalığı olarak bilinen unutkanlık hastalığına yakalanan bir babanın, oğlu zor durumda kaldığında ona yardım etmeye çalışırken bir yandan da hastalığı ile mücadelesini anlatıyor.Genel olarak durağan ilerlese de sıkmadan izleyebileceğiniz bir yapım.Özellikle finalde duygu dolu bir final yapıyor.
Puanım : 10/6
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi egzersayz -- 23 Nisan 2024; 7:27:53 >
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
-
Film gerçek bir hikayeden alıntı. Otokrasi nedir sorusundan başlayarak yola çıkan öğretmen bir yerden sonra yarattığı fenomene kendisi de dahil olarak işlerin çığırından çıkmasına sebep olur. Dersin başında ''faşizm bu dönemde olmaz çünkü hepimiz bilinçliyiz'' diyen öğrenciler yavaşça kendilerini bu faşistliğin tam da içinde bulurlar. Film biraz dağınık işleniyor ve devam hatalarının olduğu yerler var. Fakat buna rağmen ilgiyle izlenecek, özellikle finaline doğru hepten seyirlik bir iş diyebiliriz. Tabii en büyük avantajı bu yaşananların gerçek olduğunu bilmek sanırım. 7/10
-
1989 tarihli Hayvan Mezarlığı filmi. Stephen King'in eseri. Aynı filmin 2019 yeniden çekimi de var o filmi de izleyeceğim
Filmde bir eve taşınan ailenin kedisi ölür kediyi hayvan mezarlığına gömen adam kedinin canlanıp tekrar geldiğine şahit olur
Filmi yapıldığı döneme göre değerlendirirsek izlenebilecek kalitede
İlk 1 saatte zaman zaman gerilim ve korku öğelerine rastlıyoruz son 40 dakikada korku dozu artmaya başlıyor. Final ise hiç fena olmamış
3 yaşındaki erkek bebenin performansı için bile izlenir. Vay be erkek bebe diyorsun nasıl oynamış helal olsun
Stephen King bu filmde mezarlıkta cenaze sahnesinde rahip rolünü oynuyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Filmi tavsiyeniz üzerine izledim hocam. Keyifli, güzel ve sitcom esintileri olan bir film. Açıkçası Stiller ve Murphy biraz şaşırttı. Ferrari PR'ı da baya iyi. Helalinden puanım 6.5/10.
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.En sonda Kovacs (Stiller) hapse girmese ve Murphy arkadaşlarına silah çekmese iyiydi. Sanırım Stiller yani Kovacs, yaşlı görevli Lester'ın araç çalma suçunu üstlendi. Arabayı çatıdaki havuzda parçalayıp ihtiyaç sahiplerine gönderdiler galiba. Nasıl ayarladılar bölüşüm işini Allah bilir. İlginç.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 24 Nisan 2024; 3:8:20 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam Robin Hood'luk yapmışlar garibanları sevindirmek bile ne kadar sevindirici
Eddie Murphy'nin performansı iyiydi. Amerikan komedilerine pek gülmem ama adam eğlendiriyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
ımdbPet Sematary (2019) ⭐ 5.7 | Horror, Mystery, Thrillerhttps://m.imdb.com/title/tt0837563/?pf_rd_m=A2FGELUUNOQJNL&pf_rd_p=462345b5-f89b-4b62-a21d-4a89325acc1a&pf_rd_r=5CR735BX3W0C485K7SMC&pf_rd_s=center-20&pf_rd_t=15011&pf_rd_i=nm4030791&ref_=m_nm_ecw_2185_wl_lk1
Dün 1989 tarihli ilk Hayvan mezarlığı filmini izlemiştim. Bugün merak edip 2019 yılında ikinci kez çevrilen yeni versiyonunu da izledim.
Açıkçası ilk film 30 yıl eski olsa da ilk filmi daha çok beğendim. Daha az ve eski efektlerle korkutmayı başarmışlar. Korku filmi çevirmek zordur. İkinci filmin senaryosunu biraz değiştirmişler. İzleyecekseniz 1989 tarihli ilk filmi izleyin. İkincisi ise çerezlik film niyetine vakit geçirmek için izlenebilir. İkincisi Sadece ilk filmin gölgesinde kaldığı için eleştirdim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
ımdbFatman (2020) ⭐ 5.9 | Action, Adventure, Comedyhttps://m.imdb.com/title/tt10310140/?ref_=ttpl_ov
Daha önce bu kadar saçma bir film görmüş müydünüz bilmiyorum ancak fantazi, komedi, macera mix'i iddiasıyla başlayan film son yarım saat civarında terör saldırısına dönüyor, Mel Gibson'a yakışmayan absürd bir film ama yine de puanım insaflı şekilde 5/10.
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Başına (veya gözüne) kurşun yiyen Mel Gibson (Chris) filmin sonunda nasıl hayatta kalıyor lan??!??
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Düzmece bir sporun içerisinde kendisine saltanat yaratmaya çalışan hırslı bir babanın, ailesini nasıl felaketlere sürüklediğini işleyen bir film. Kurguya dayalı olsa, abartılı olarak yorumlayacağımız senaryosu gerçek hayat hikayesiyle bizleri karşılayınca inanılmaz sarsıcı. Film, aile içerisindeki bu felaketleri biraz peşi sıra vererek ve zamana sabırla bırakmayı tercih etmeyerek kendi ayağına sıkıyor narince. Fakat göstergebilim anlamda filmin yansıttığı metinsel güç filmi bana göre iyi klasmanına sokan asıl etken. 7.5/10
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Kardeşlerin en büyüğü Kevin, annesine giderek ''babamla konuşmalısın'' diyor. Çünkü aileye çok yüklenen bir babayı ancak anne telkin edebilir. Annesi ise ona dönerek ''kardeşlerin bunun için var'' gibi bir cevap veriyor. İsa'nın en büyük acısı çarmıha gerilmek değil, tanrının ona karşı olan suskunluğudur. Filmdeki annenin en büyük eylemsizliği susmak üzerine. Evlatları ölürken ağlamamayı, kocasıyla konuşmamayı tercih ediyor. Sağında gördüğümüz Çarmıhta İsa figürini duvarda. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.O figürin birkaç yerde, sadece tek olarak kadrajda gösterilmekte. Kardeşler için en büyük işkence işte bu suskunluk oluyor film boyunca. ''Kardeşlerin bunun için var'' diyen anne, filmin sonunda sadece tek çocuklu bir kadın olarak tablosuna sarılıyor yine. Kocasına en büyük öfkesi ise yemek yapmamakla sınırlı. İşte bu dini figürü duvara asarak gösterilen muhafazakarlık, filmdeki gaddar olan baba, yani tanrıyla özdeşleşmektedir. Kardeşleri vardı Kevin'in. Tıpkı bu sürüdeki gibi kaslı kuvvetli. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Sonrasında iki kardeş kaldılar. Ve o da kafasına sıkarak öldü. Kevin en son kalan kardeşini, Mantegna'nın ölü isa'ya ağıt eseri gibi yatırırken, kardeşi öbür dünyadaki cennetinde diğerleriyle buluştu. İsa'nın golgotha yolundaki çilesine benzer görüntü boşuna gösterilmemişti elbette. Annenin suskunluğu, bütün kardeşlerin en büyük işkencesiydi. Tıpkı tanrının, isa'ya olan suskunluğu gibi...
-
Keyifli güzel bir slasher'dı.
8/10
Kötü bir film olabilmeyi başardığı için başarılı sayılır.
5/10
Bundan önce 3 tane filmi varmış ve kitap uyarlamasıymış. Polisin işe yaramadığı yerde adeleti kendi sağlayan bir doktor. Mermileri çıkartan taraftayken mermileri gönderen tarafa geçiyor. Doktor olması bilerek seçilmiş bankacı da olabilirmiş ama verilmek istenen mesaj ortada. Beklentiye girilip izlenirse üzer, vakit geçsin diye izlemelik.
5/10
Son kısımları hariç bir numarası yok, aşırı sıkıcıydı sonunu zor getirdim.
2/10
-
Gizem kısmı çok ağır basan hafif gerilim filmi. Filmin konusunu sinema sitelerinden okuyunca filmi anlayamıyorsunuz. Konusunu burada anlatırsak heyecan biter.Spoiler olmadan filmi kavramak zor. Enteresan bir konusu var
Kadro çok sağlam: Joaquin Phoenix, Adrien Brody, Bryce Dallas Howard, Sigourney Weaver
finalin daha görkemli olmasını beklerdim
Filmin konusu enteresan olmakla beraber farklı bir kurgu ile işlenseydi daha muhteşem ve efsane bir film ortaya çıkardı. Yazık olmuş
Bu film sadece konusu ve oyuncu kadrosu için bile izlenir
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Sosyete polisi ve 48 Saat filmleriyle dünya çapında ünlenen Eddie Murphy, 48 saat filminin devam filmi olan 48 saat daha filminde yine hapishaneden çıkan komik serseri rolünü oynuyor
ayrıca Bu filmde Murphy yapımcı olarak ta yer alıyor
İlk filmin gölgesinde kalmış bir film. Yer yer Murphy'nin komik performansını izliyorsunuz
Ayrıca Nick Nolte ilk filmde sorunlu polis rolünü daha gerçekçi oynarken bu filmde biraz savsaklamış izlenimine kapıldım
İzlenmeyecek kadar kötü bir film değil Tabi önce birinci sonra bu filmi izlerseniz daha iyi olur
İlk film her film sitesinde bulunurken bu filmi bulmak 10 saniyemi değil 3 dakikamı aldı.çünkü film sitelerinin çoğunda yok. Tr dublajı da 90lardan kalma sanırım
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Alpha Centauri -- 26 Nisan 2024; 23:41:5 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Nolan yapımı hakiki bir WW2 kurtuluş filmi. Alman (Nazi) kuşatması altındaki Dunkirk bölgesinden müttefik asker kuvvetlerinin tahliyesi ve kurtuluş macerasını konu alıyor. Sahneler baya iyi ve çekimlerin zorlukla gerçekleştirildiğine hiç şüphe yok ancak 1917 filmi kadar da istisnai bir heyecan/duygu yoğunluğu oluşturuyor diyemiyorum. İzlemenizi tavsiye ederim. Puanım 7/10.
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Bay Dawson gerçekten bilge bir karakter, baba insan. Filmin sonuna kadar elindeki kısıtlı imkanlar ile filme duygusal açıdan yön veriyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 27 Nisan 2024; 2:53:53 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Filmin afişlerinde hep Travolta'yı kullanmışlar ama Travolta abimizin bu filmde rolü fazla değil
Film ağır ilerliyor. Dram ağırlıklı gerilim filmi. Film ağır ilerlediği gibi herşey filmin son bölümünde gerçekleşiyor
Netflix kıvamında film çekmişler. Bu film birkaç ay önce altyazılı olarak düşmüştü Tr dublajını bekledim. Filmden fazla birşey beklemeyin Travolta abimizin hatırına izlenir o kadar
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Altı ahlak serisinin son ve aynı zamanda lezzetli taksidi. İlk beş hikayede erkekler, cinsel tatmin karşılıklarını yaşarken; Love in the Afternoon ile Rohmer bunu tam tersine çevirerek bilineni ters yüz etmekle meşgul. Chloe bütün varlığıyla kadınların, erkeklere nasıl baktığını evrim açısından kanıtlar nitelikte. Erkeği kendi çıkarları için kullanan, istediği zaman ortadan kaybolup tekrar istediği zaman erkeğin kolları altına giren bir kadın. Bunu açık ve net bir şekilde ''Sadece senden çocuk istiyorum. Mavi gözlerin, zekan, kısacası genetiğin'' diyerek kadının en büyük itkisinin erkeğin genetiğinden kendisine fayda sağlama, geleceğini ipotek altına alma olduğunu anlıyoruz. Seri içerisinde ilk kez bir erkek iradesine yenik düşmeyerek, adeta koşarak uzaklaşıyor.
Frederic açısından gördüğümüz en iyi sahne ise sihirli bir kolye ile kadınların ona mıknatıs gibi yaklaşmaları üzerine. Ve oradaki bütün aktrisler hexology boyunca gördüğümüz karakterlerden ibaret. Erkek ve kadın ilişkilerinin hayvancıl ve basit güdülerini Rohmer yine muazzam şekilde işliyor. 8/10
-
https://www.imdb.com/title/tt1034385/
Hocam filme bakıyordum da. Yanıtlama şansınız varsa sevinirim:
Genel yorum: Bilim kurgu, evrimleş(e)memiş yaratıklar, ıssız ada ve şiddet öğelerini dram ile yoğurup bence fena olmayan bir film yapmış İspanyollar. Puanım 6.5/10.
Bu arada:
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 28 Nisan 2024; 3:22:31 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X