Şimdi Ara

İmamın Ordusu (Bir ileri demokrasi örneği!) (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
262
Cevap
3
Favori
10.304
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • @destroyer39
    Zaten F tipi diye yazanlar yok mu? Var. Bu yüzden hiçirine birşey olmadı.

    Bakın Linkteki haber de başka türlü yazıyor.

    http://www.samanyoluhaber.com/h_530651_ahmet-sikin-imamin-ordusu-isimli-calismasina-kimler-ekleme-yapti.html

    Ben Şık ın suçunun olmamasını temenni ediyorum. Beklemeden kastım iddianame idi. Belki de sonunda beraat eder ve kitabı yayınlanır.



    quote:

    Yapılan incelemede ilginç bilgilere ulaşıldı. İddiaya göre, Ahmet Şık'ın 4 ay önce Yalçın'a gönderdiği taslak 189 sayfaydı. Ancak Şık'tan üç hafta önce ele geçirilen 3 taslak çalışmanın sayfaları 299, 301 ve 302 sayfayı buluyordu. Ortaya çıkan notların incelemesi sonucunda kitabın sadece Ahmet Şık tarafından hazırlanmadığı görüldü. Soner Yalçın, Nedim Şener, Sabri Uzun, ve başka Odatv çalışanlarının da kitap üzerinde oynama, ekleme ve çıkarma yaptıkları tespit edildi. Oda TV'de bulunan taslağın sonunda yer alan 'NOTLAR' bölümünde kitapta yapılması istenen değişiklikler ve emirler yer alıyor. En dikkat çekici noktalardan birisi Oda TV'den gelen talimatların üzerine yeniden talimat notları eklenmiş olması. Oda TV'den ele geçirilen kitap çalışmasında sadece kırmızı renkte ve büyük harflerle yazılmış notlar yer alıyor. Ancak Ahmet Şık'ta ele geçirilen kitap taslaklarından birinde parantez içerisinde ve (*) işareti ile başlayan yine kitaba yapılması gereken ekleme ve çıkarmalarla ilgili yönlendirmeler ve talimatlar içeren çeşitli notların da yer aldığı görüldü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 26 Mart 2011; 21:21:58 >




  • quote:

    Sizin bekleyelim demenizdeki neden bu kitaba Ergenekon üyelerinin ekleme yapmış olabileceği mi?


    Sadece şunu söylüyorum. Şık ın dışında bir takım olaylar ve suçlar olabilir. Bunlar sonradan beraat edebilirlerde. Ama şu an inceleniyorler. Şık bu kişilerin bilerek içinde olmasa da bunların aleyhine pek çok belge toplarken delillerin biri haline gelmiş olabilir kitap. Şık iyi bir insan olabilir. Beraatini umarım. Ben kitap yasaklamayı uygun bulmuyorum. Neyse yeter bugünlük.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri

    Bende çıkartacam bir tane Çok Yakında!

    Hahamın Ordusu

    Ordu içindeki yahudi, siyonist ve sabetay yapılanması.
    Karanlık ilişkiler, hain planlar, yıllar önceden belirlenmiş kadrolar ve hatta isimlerdeki inanılmaz tesadüfler!
    ...

    Evet ben iddia etmiyorum, direk size bu gerçeği bildiriyorum iyi dinleyin .

    Bu yapılanlar toplumsal manipülasyondur.
    Bunu yapanlar ise; onlarca senedir devletin belirli köşelerini, ordunun kaymak tabakasını, yargının direklerini ve çeşitli diğer ekonomik önem arz eden noktalarını ele geçirmiş ve en büyük prensibi kendini gizleme olan Sabetay ve Siyonizmin hizmetkarlarıdır.

    Oturup yazılmaya başlansa değil bir kitap bir cilt ansiklopediyi doldurur bu.
    Ki doldurulmuşta...

    Türkiye kurulmadan öncesine dayanıyor bu entrika oyun ve manipülasyonlar, toplum mühendisliği ve kan emiciliği.
    Eskiden beri bu gizli-açık DARBEleri ve VURGUNları yapanlar hep aynı zihniyetin uşakları idi.
    Bizdeki parayı emdikleri, çarptıkları yetmiyormuş gibi ahlak ve inançlarımızıda emme gayretindeler.
    Bu sayede içi boş bir millet olmamızı amaçlıyorlar.
    Ne dili ne dini nede ahlakı kalmamış bir millet VURGUN-duymazdır.


    İmamın ordusu, müezzinin silahları, cematın nidaları diyerek hedef saptırıyorlar
    Bu ülkede gizli yapılanmış ve kan emen bir ordu varsa oda ancak Hahamın Ordusudur.
    Her on yılda bir gizli-açık darbelerle ve demokrasiye müdahaleler ile ve halka zulüm ile ve vicdansızlıklar ile halkı ezen ve karanlık planlarla ve lobi ve kulis faliyetleri ile, medya aracılığı ile toplumu saran bir ordu var ise oda Hahamın ordusudur.

    Hala manipüle olmamış bir düşünce var ise,
    Gerçek budur!


    İyi güzel de, kötüyü atıp yerisine yine kötü mu koyalım? Papanın elini öpen, dinleri birleştirme gibi sapık bir düşünceyi savunan, kitaplarında İslama, Kur an a aykırı şeyler yazan bir adamın teşkilatlanmasını mı izleyelim? Onu abd de boşunamı oturtuyorlar sanıyorsunuz? Taraf Gazatesindeki wikiliks belgelerinde bile adı defalarca geçiyor.Bakın neler yazıyor bir okuyun, yalanlama ihtiyacı bile duymuyor cemaat.
    Basit bir cami imamı iken, nasıl oldu şimdi onlarca milyar dolarlık bir ekonomiyi yöneten cemaat lideri oldu? Evet bunlar çok normal şeyleri biriler için ama benim gibi düşünenler için değil. Bu ülkeye ne siyonistlerden ne de bunun gibi adamlardan hayır gelir.
    8 senede iktidara en büyük desteği verdiler akpnin içinde bile yeri sağlam yerdeler. Kendisine sempati duyanlar bugun ülkenin en başında duruyor.Başbakan bile son gazeteci tutuklanmlarında eski tavrını takınıp esip gürleyemedi neden? Çünkü devletin her kademesini işgal eden bu adamlara artık söz geçiremiyor. Ergenekon davasının asıl amacı örgütü ortaya çıkarmak olmadıgını, cemaat karşı koyanların tutuklanması için amaç teşkil ettiği artık ortadadır. İçeri girenlerin bir çoğunun suçlaması buna dayanıyor. Dava uluslararası desteiğini bile kaybetmiş durumda.

    Ayrıca o bahsettiğiniz hahamın ordusuyla pek de kavgalı oldukları söylenemez. Çünkü asıl başlar dışarıda. Kim oldukları zaten medyada söyleniyor. Burdan yazmaya gerek yok.




  • @ar_tryk

    Diğerlerine hiçbirşey olmuyor diye buna da birşey olmazdı, buna birşey olduğuna göre demekki bu diğerleri gibi değil, bunda başka birşeyler var demek doğru bir mantık değil.

    Diğerlerine olmaz, buna olur; zaten düşününce diğerlerine de yapılması durumunda ''harakiri'' denir herhalde buna. Bir tanesine yapmakla gözdağı verilmek isteniyor olamaz mı? Zaten bunu düşünmemiz doğru değil, önemli olan kaç tanesini yasaklandığı veya benzerlerini yasaklanıp yasaklanmadığı değil, bu kitabın yasaklanmış olması.

    Gönderdiğiniz linki okudum, fakat hiçbir suç teşkil eden şey göremedim, kitabı başkalarının yazması neden suç olsun? Linkte diyorki terör örgütünün propagandasını yapmak, terör örgütü olduğu daha kanıtlanmadı ki Bu kadar olmaz diyorum Samanyolu için

    Bir varsayım yapmış terör örgütünün propagandası diyerek, sonra bir varsayım daha yapmış, propagandasını yapıyor diyerek; neresinden tutsan elinde kalır.

    Adam gider kitabını istediğine yazdırır, istediği gibi talimat alır, bunlar ahlaki durumlardır; suç teşkil etmesi ise başka birşey. Sanırım suç kavramında anlaşamıyoruz.

    Birisinin darbe kışkırtıcılığı yapması yazılarında suç mudur? Örgüt olduğu kanıtlanmamış bir varsayılan örgütün propagandası diyerek kişinin yayınlanmamış kitabının imha edilmesi doğru mudur?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: destroyer39

    @ar_tryk

    Diğerlerine hiçbirşey olmuyor diye buna da birşey olmazdı, buna birşey olduğuna göre demekki bu diğerleri gibi değil, bunda başka birşeyler var demek doğru bir mantık değil.

    Ama yasak konunca ister istemez insanlar acaba yeni ne buldu daha önce bilinmeyen diye düşünüyorlar. Dağ fare doğurma durumu bile olabilir. İnsanlar sırf bu yüzden beklentiye girip hayal kırıklığı da yaşayabilirler.


    quote:

    Gönderdiğiniz linki okudum, fakat hiçbir suç teşkil eden şey göremedim, kitabı başkalarının yazması neden suç olsun? Linkte diyorki terör örgütünün propagandasını yapmak, terör örgütü olduğu daha kanıtlanmadı ki Bu kadar olmaz diyorum Samanyolu için


    Link üstleki yazınıza cevap veriyor. Şık yazmış ve oda TV ye nerden gitti bilmiyorum dedi diye yazmışsınız. Linkte de Önce şu kadar yazılmış. Oda TV de eklenen şu kadar sayfa var diyor. Sonra Şıkta eklenmiş sffalı başka kopya da var. Bunu yazıyor. İlişkim yok lafı için linki ekledim.



    quote:

    Bir varsayım yapmış terör örgütünün propagandası diyerek, sonra bir varsayım daha yapmış, propagandasını yapıyor diyerek; neresinden tutsan elinde kalır.

    Adam gider kitabını istediğine yazdırır, istediği gibi talimat alır, bunlar ahlaki durumlardır; suç teşkil etmesi ise başka birşey. Sanırım suç kavramında anlaşamıyoruz.

    Terör örgüü olup olmadığına mahkeme karar verir. Mahkeme sadece savcıdan oluşmuyor. Ben de burada ahlaki boyutunu anlatmaya çalışıyorum. Suçlu olursunuz, suçsuz olursunuz. Mahkemede yargılanırsınız ve suçsuzsanız beraat edersiniz. Önce polise, sonra savcıya, mahkeme heyetine, yarın yargıtaya gitse belki oraya fethullahçı kurgusu düzenlemek ne kadar ahlaki. Ve bu kurguyu sağa sola sipariş vermek ne kadar doğru. Haberlere göre söylüyorum doğruysa diyerek.


    quote:

    ]Birisinin darbe kışkırtıcılığı yapması yazılarında suç mudur? Örgüt olduğu kanıtlanmamış bir varsayılan örgütün propagandası diyerek kişinin yayınlanmamış kitabının imha edilmesi doğru mudur?

    Linkte imha yok diyor. Mahkeme anladığım kadarıyla dökümanların yargı sürecinde sadece kendisinde olmasını istiyor. Bulunamayan eksikler aranıyor.




  • bu milletin tepki vermesi için evlilik programı yapanların tutuklanması lazım.
    Yoksa kitapmış, hakmış,özgürlükmüş bunlar boş işler bizim millet için.
    Dizi oyuncuları tutuklansın, işte yeteneksizsiniz türkiyeye katılanlar tutuklansın o zaman tepki verir bu millet.
    Bizim ülkemizi yönetenler yıllarca demiryolu yapmamışlardır.sebebide demiryolunun demir perde ülkelerinin sembolü olması ve din elden gider korkusudur.
    Onun yerine en pahalı ulaşım olan kara yolu yapılıp, en pahalı benzinide bize satmıştır.böylece din elden gitmemişdir.
  • wikileaks silikleşti ama bu operasyonla bağlantısı olabilir. Soner Yalçın ve Oda tv, wikileaksin sanki Türkiye temsilciliği gibiydi. Kitabın tamamlanmasında bir çok kişinin adının geçmesi böyle açıklanabilir. Libya operasyonu karşısındaki zigzaglar da gizli banka hesaplarının afişe edileceği ile açıklanabilir. Öyleyse bu bilgilerin sızması uzak değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar Yahudi baronları engelleyemezler. Onlarla yorgan altına girerken hesaplayacaklardı. Ekşi yiyenin midesi mutlaka ağrır.
  • @ar_tryk

    Talimat ile yazmış olması da suç işlediği anlamına gelmez.

    Konu basit aslında, ortada yayınlatılmak için beklenen bir kitap var ve bu taslak kitap yasaklanıyor.

    Ne olursa olsun ben buna karşı çıkarım, istedikleri kadar örgütsel doküman desinler; herkesin de karşı çıkmasını beklerim.

    Şuna ne demeli? Ahmet Şık' kitabı geri çekecekmiş zaten. Geri çekince nasıl bir propaganda görülecekti, ya da şöyle diyelim Ahmet Şık kitap hakkında düzenlemelere gidecekti, propaganda olarak görülen şeyler çıkarılacaktı.

    Bunlar bu kitabın yasaklanamayacak olduğunu gösteren varsayımlardır. Hiç varsayım yapmasak dahi taslak halindeki bir kitap yasaklanamaz.

    İlke olarak kitapların yasaklatılmasına karşı durmalıyız.

    Ki böyle abuk subuk yürütüldüğü herkesin malumu olan bir davada karşı çıkmak daha gereklidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi destroyer39 -- 26 Mart 2011; 22:37:33 >




  • @destroyer39
    Bu olaydan çok daha önemli şeyler var.Ergenekon ile ilgili videoyu izlemişsindir umarım. Bu günler gelir geçer. Bizim bir derin devlet proplemimiz var. Ecevit in araştırdığı. Solun canını acıtan. Ama bakıyorum bugünlerde kimse ilgilenmiyor çetelerde. Siz bile Danıştay olayını bilmiyorum dediklten sonra ümitsizleşiyorum. Neden Avrupa da her ülkede kontr gerlla veya gladio deşifre olup dağıtıldı ama Türkiye de bu olamadı. NedenLockheed Uçak stmak için Türkiye ve Avrupada rüşvetler vedikten Avrupa da açığa çıktıda rüşvet alanlar sadece Türkiye de açığa çıkmadı. Neden neden?

    12 Eylül öncesi sabah sağcı vuran silah öğleden sonra solcu vurdu aynı gün. Neden? Niçin bir örgüt hem sağ, hem sol, hem de dinci grupları yönlendirebilir. Susurluk neden araştırılmadı? Fikri Sağlar ın eski konuşmalarını inceleyin. Derin devletle ilgili. İnsanlar kafalarını kuma gömmeyi tercih ediyor. Bir düşman var sizce ve onun düşmanı dosttur. Ergenekon un davasının ortaya çıkışından, Danıştay olayından sizin gibi aydın biri habersizse ümitlerim kırılıyor. Çevrem solcu. Akrabalarım, kardeşlerim. Onlarda inanmıyorlar. Kanal D , söylerse inanıyorlar, Samanyolu Taraf ı ise hiç dinlemiyorlar. Oysa ben hepsini dinleyip gerçeği bulmaya çalışıyorum. Türkiye de bazı şeyler zor. Kendi tuttuğum partye bile oy vermiyorum. Benim oy vereceğim partide ve zıddı partide etkin hissediyorum bazı grupları. Bak hizbullah ın kuruluşunu incele, Aczmendileri yönlendirenlere bak. Avrupa gibi uyanık bir toplum olmamız ne zaman olacak. Sahi Noldu Heron düşürmekten bahsdenler. Kim biliyor onlar ceza aldı mı? Hangi Avrupa ülkesinde halk tahammül edebilir buna? Neyse boşverin.




  • Amerika'dan yayın yapan bir site 11 Nisanda sözde kitabı yayınlamaya başlayacakmış. Ortalık kızışıyor. Fethullah gardını alıyor galiba. Yayımını engelleyemeyeceklerini anladıkları kitap hakkında bu tür dezenformasyon çalışmaları ile kitabın içeriğini bozacaklar anlaşılan. Du bakali n'olcek?

    http://imaminordusu.com/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest -- 26 Mart 2011; 23:44:48 >
  • Ergenekon davasi dokumanlari icinde "Imamin Ordusu" adli kitabin orgut tarafindan propaganda amaciyla yazildigina dair imzalar, belgeler vs. bulunursa bu ise karisanlarin otomatikman Ergenekon zanlisi olurlar. Mahkemeye cikarlar, suclari var ise ceza alirlar. Daha sonra yazilan kitap toplatilir, yasaklanir. Buraya itirazi olan yoktur herhalde.

    Simdi dava henuz sonuclanmadi. Dolayisiyla herhangi bir kitabin dagitiminin engellenmesi veya imha edilmesi ancak o kitabin icerigi ile ilgili olabilir. Ancak bu islem kitap henuz nusha halinde iken yapilmaz. Sahsen kitabin iceriginde de toplatilmasini gerektiren bir durum oldugunu sanmiyorum. Dolayisiyla kitabin imha edilmeye calisilmasinin veya yasaklanmasinin (eger oyle ise) mantikli bir aciklamasini bulamiyorum.

    Bence sorulmasi gereken sorular:

    1. Gercekten bu kitabin orgut baglantisi hakkinda ciddi belgeler var mi?
    2. Gercekten bu kitap yok edilmeye veya yasaklanmaya mi calisiliyor?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri

    Bende çıkartacam bir tane Çok Yakında!

    Hahamın Ordusu

    Ordu içindeki yahudi, siyonist ve sabetay yapılanması.
    Karanlık ilişkiler, hain planlar, yıllar önceden belirlenmiş kadrolar ve hatta isimlerdeki inanılmaz tesadüfler!
    ...

    Evet ben iddia etmiyorum, direk size bu gerçeği bildiriyorum iyi dinleyin .

    Bu yapılanlar toplumsal manipülasyondur.
    Bunu yapanlar ise; onlarca senedir devletin belirli köşelerini, ordunun kaymak tabakasını, yargının direklerini ve çeşitli diğer ekonomik önem arz eden noktalarını ele geçirmiş ve en büyük prensibi kendini gizleme olan Sabetay ve Siyonizmin hizmetkarlarıdır.

    Oturup yazılmaya başlansa değil bir kitap bir cilt ansiklopediyi doldurur bu.
    Ki doldurulmuşta...

    Türkiye kurulmadan öncesine dayanıyor bu entrika oyun ve manipülasyonlar, toplum mühendisliği ve kan emiciliği.
    Eskiden beri bu gizli-açık DARBEleri ve VURGUNları yapanlar hep aynı zihniyetin uşakları idi.
    Bizdeki parayı emdikleri, çarptıkları yetmiyormuş gibi ahlak ve inançlarımızıda emme gayretindeler.
    Bu sayede içi boş bir millet olmamızı amaçlıyorlar.
    Ne dili ne dini nede ahlakı kalmamış bir millet VURGUN-duymazdır.


    İmamın ordusu, müezzinin silahları, cematın nidaları diyerek hedef saptırıyorlar
    Bu ülkede gizli yapılanmış ve kan emen bir ordu varsa oda ancak Hahamın Ordusudur.
    Her on yılda bir gizli-açık darbelerle ve demokrasiye müdahaleler ile ve halka zulüm ile ve vicdansızlıklar ile halkı ezen ve karanlık planlarla ve lobi ve kulis faliyetleri ile, medya aracılığı ile toplumu saran bir ordu var ise oda Hahamın ordusudur.

    Hala manipüle olmamış bir düşünce var ise,
    Gerçek budur!


    Tebrikler kardeş, üzücü olsada hakikat böyle maalesef...




  • Dağda Mahsur Kalan Genç Çift, "Cemaat Kitabı" Sayesinde Hayata Döndü



    Hatay'a bağlı Fırnız yaylasından dün akşam saatlerinde şehir merkezine doğru yola çıkan genç çift, araçlarının arızalanması sonucu mahsur kaldıkları Amanos Dağı'ndan "cemaat kitabı" sayesinde kurtuldular. Yoğun kar yağışı altında saatlerce uğraşmalarına rağmen jandarma ve polis ekiplerine ulaşamayan çiftin yerleri bir yakınlarını arayarak "cemaatle ilgili kitap yazmayı düşünüyoruz" demelerinin hemen ardından tespit edilirken, bulundukları bölgeye terörle mücadele ekipleri tarafından operasyon düzenlendi. Soğuktan donmak üzereyken kurtarılan Metin-Gülcan Görenel çifti, ilk tedavilerinin tamamlanmasının ardından tutuklu yargılanmak üzere adliyeye sevk edildiler.

    Geçtiğimiz haftasonu gittikleri Fırnız Yaylası gezisinden dönerken, araçlarının arızalanması sonucu Amanos dağlarında mahsur kalan Metin-Gülcan Görenel çifti son anda ölümden döndü. Akşamın bastırmasıyla birlikte başlayan yoğun kar yağışı altında saatlerce polis ve jandarmaya ulaşmaya çalışan talihsiz çift herhangi bir sonuç alamazken, Gülcan Görenel'in can havliyle aklına gelen bir fikir, bir anda olayların seyrini değiştirdi.

    Cemaat ile ilgili kitap dinlemeye takıldı

    Tam da cep telefonunun şarjı bitmek üzereyken Ankara'da yaşayan eski iş arkadaşı Sevilay Görkem'i aramayı akıl eden Gülcan Görenel, arkadaşına bir süredir yazmayı planladığı bir kitap projesinden söz etmeye başladı. "İmamla Dans" adını vermeyi düşündüğü kitabın, cemaatle ilgili daha önce hiç kimsenin bilmediği çok önemli birtakım gerçekleri gün yüzüne çıkaracağını detaylı bir şekilde anlatan Görenel, arkadaşının bir yanıt vermesine fırsat bırakmadan telefonu kapatarak eşiyle birlikte beklemeye başladı.

    Konuşmanın sona ermesinden yaklaşık yarım saat sonra genç çiftin bulunduğu bölgeye, helikopterle ulaşan terörle mücadele ekipleri, düzenledikleri operasyonla Metin ve Gülcan Görenel'i mahsur kaldıkları bölgede kıskıvrak yakaladılar. Donmak üzereyken ele geçirilen genç çift Hatay Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, burada gerçekleştirilen ilk tedavilerinin ardından tutuklu yargılanmak üzere Hatay Adliye'sine sevk edildiler.

    "Ölsek daha mı iyiydi?"

    Hastane çıkışında basın mensuplarına kısa bir açıklama yapma şansı bulan Metin Görenel, "Ölsek daha mı iyiydi?" derken, eşi Gülcan hanım ise "Başka çaremiz kalmamıştı. İlla birinin başının yakmak gerekiyordu. Zaten Sevilay'la da eskiden beri aramız pek iyi değildir, iyi oldu, o da aradan çıktı" açıklamasını yapmakla yetindi.

    Operasyonu yöneten Antakya Terörle Mücadele Şube Amiri Ferit Sarçın ise, operasyonun Ankara, Hatay merkez ve Amanos dağlarında eş zamanlı baskınlarla gerçekleştirildiğini belirterek emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Sarçın, operasyon sonucu Ankara'da ikamet eden Sevilay Görkem'in de Terör Örgütüne yardım ve yataklık etme suçundan gözaltına alındığını belirterek şöyle devam etti: "Bu şahısların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen laptop, netbook ve kişisel bilgisayarlar üzerinde incelemelerimiz sürüyor. Gerçi şimdiye kadar önemli bir şey bulabilmiş değiliz ama yine de nolur nolmaz diyerek hepsini güzelce formatlayıp sıfırdan Windows kurduk. Artık 15 saniyede açılıyor aletler..."

    "Hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor olabilir"

    Bu ara nedense böyle çok fazla ihbar almaya başladıklarını belirten Sarçın, son olarak şunları söyledi: "Daha bu sabah evine hırsız giren bir vatandaşımız arayıp 10.000 TL nakit parası ve ziynet eşyalarıyla birlikte cemaat hakkında yazdığı bir kitaba ait taslakların çalındığını iddia etti. Güya hepsi aynı yerde duruyormuş bunların... Yani bir yandan her ihtimale karşı harıl harıl hırsızı arıyoruz ama artık kıllanmıyor da değiliz. Sanki birtakım hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor gibi geliyor. Umarım yanılıyorumdur."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    Şu an yaşanan olaylar etme-bulma dünyası nın birer yansımaları.

    Neyse bugün okuduğum haberde aşağıdaki gibi yazıyor, eğer böyle bir durum varsa olay bir güzel netleşir...
    "Ergenekon silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında ele geçirilen Ahmet Şık'ın 'İmamın Ordusu' isimli çalışmasının geçtiğimiz yıl aralık ayında Oda TV'ye gönderildiği tespit edildi. Bilgisayarda son kayıt tarihi 17 Aralık 2010 olarak görülen doküman 189 sayfaydı. Ancak Ahmet Şık'ta ele geçirilen 3 taslağın sayfa sayıları 299, 301 ve 302'ydi. Savcılık, şimdi kitaba ekleme yapan isimleri arıyor."

    İşin ilginç yanı ise Mussolini, Hitler, hatta Abdulhamit benzemesi yapanlara da sadece gülüyorum. Piyasa da zibilyon tane hükümeti veya Gülen cemaatini deşifre ettiğini yazan , hakkında iddialarda bulunan kitaplar var. Ama bir anda faşistlik derecesine yükselttiniz olayı. Sanki basılması veya dağıtılması veya okunması engellenen Türkiye Cumhuriyeti'nde ki tek kitap buymuş gibi.

    Yapılanlarda ki en büyük hata ise insanları tatmin edecek gerekli açıklamaların yapılmaması. Gerçi Ergenekonu dahi kabul etmeyen insanları nasıl tatmin edeceksiniz buda şüpheli tabi ...


    sonucu kesinleşmemiş bir davayı neden kabullenelimki? açın gözünüzü artık açın sizin gibi hayalperest insanlar yüzünden bu ülke bu hale geldi. sanıyorsunuzki herşeyi ergenekon yaptı onu temizlersek ülke refaha kavuşacak. çok beklersiniz. daha delil yok ortada. amerikadan gelen eğitmenlerin eğittiği polislerin "yepyeni" el bombalarını gömüp sonra onları keşfetmesini görün artık bunları görün. elbombaları ve bir avuç gazeteci subayla bir darbe yapılamaz ama şuan türkiyede bir darbe vardır adıda silvil darbedir. yapan tayyiptir . ve dahası ... en kötüsü.. ülkenin en krtik en önemli kurulusları israile ve amerikaya çoktan peşkeş çekildi. bundan sonra gelecek bir iktidarın işi çok zor ve tayyipin pislikleri temizlenmekle bitmez. haburda pkk'yı karşılayıp ülkeyi rezil eden şerefimizi iki paralık eden işçiye gelince biber gazı sıktıran bir iktidar var. açın o gözlerinizi açın

    +ekleme

    sizde hiç insaniyetmi yok insalıkmı ölmüş neredeyse 3yıl olacak cezaevinde yatıyor okadar gazeteci o kadar insan. hiçmi acımıyorsunuz o insanlara yargısız infaz yapıyorsunuz. sizin içinizi kötülük bürümüş. günah keçisi arıyorsunuz çünkü kabullenemiyorsunuz islamcı tayyipin siyonizme olan hizmetini. izmirden yönetiliyor nato uçakları gidip masum sivilleri öldürüyor. daha geçen yıl "haçlı seferine katılmayız" diyen başbakanınız geçen gün 180 derece dönüyor. sizde hiç ar damarıdamı yok dış borç 7-8 kat arttı. ülkenin telekomu bile yabancıların elinde işsizlik hat safhada millet aç. ülkeyi satıp bütçe yapan makarna dağıtan muhalif gazetecileri içeri attıran bir ülkedemi yaşamak istiyorsunuz. hiçmi beyin işlemiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi helloween -- 27 Mart 2011; 0:41:22 >




  • Sıkıcı olmaya başlıyorsunuz ama... Beni kategorize etmekten vazgeçerseniz sevinirim.
    Bir taraf uyuyor, diğerlerinin gözleri açık, aydınlanmışta gelmişler var, karanlığa hapsolmuşlar var.
    Banane yahu. Yazdığım düşüncelerimi edebinizle eleştirecekseniz eleştirin amenna, fakat habire siz şöylesiniz böylesiniz diye beni yaftalamayın.
    Ben doğru bildiğimi söylerim, sizde doğru bildiğinizi söyleyin. Ama edebinizle.
    Habire birilerini suçlayarak, laf atarak, ona buna kaka diyerek zamanında "siz" diye tabir ettiğiniz kesimin hatasını yapıyorsunuz.
    Bende bu danışıklı dövüşü izleyip gülüyorum ne var bunda...




    Mesajımı ekleme diye belirttiğiniz kısımdan önce yazmıştım, bende son bir ekleme yapayım.
    Lütfen çemkirmek için benim mesajımdan alıntılama yapmayınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nasozby -- 27 Mart 2011; 0:50:50 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rascon

    Dağda Mahsur Kalan Genç Çift, "Cemaat Kitabı" Sayesinde Hayata Döndü



    Hatay'a bağlı Fırnız yaylasından dün akşam saatlerinde şehir merkezine doğru yola çıkan genç çift, araçlarının arızalanması sonucu mahsur kaldıkları Amanos Dağı'ndan "cemaat kitabı" sayesinde kurtuldular. Yoğun kar yağışı altında saatlerce uğraşmalarına rağmen jandarma ve polis ekiplerine ulaşamayan çiftin yerleri bir yakınlarını arayarak "cemaatle ilgili kitap yazmayı düşünüyoruz" demelerinin hemen ardından tespit edilirken, bulundukları bölgeye terörle mücadele ekipleri tarafından operasyon düzenlendi. Soğuktan donmak üzereyken kurtarılan Metin-Gülcan Görenel çifti, ilk tedavilerinin tamamlanmasının ardından tutuklu yargılanmak üzere adliyeye sevk edildiler.

    Geçtiğimiz haftasonu gittikleri Fırnız Yaylası gezisinden dönerken, araçlarının arızalanması sonucu Amanos dağlarında mahsur kalan Metin-Gülcan Görenel çifti son anda ölümden döndü. Akşamın bastırmasıyla birlikte başlayan yoğun kar yağışı altında saatlerce polis ve jandarmaya ulaşmaya çalışan talihsiz çift herhangi bir sonuç alamazken, Gülcan Görenel'in can havliyle aklına gelen bir fikir, bir anda olayların seyrini değiştirdi.

    Cemaat ile ilgili kitap dinlemeye takıldı

    Tam da cep telefonunun şarjı bitmek üzereyken Ankara'da yaşayan eski iş arkadaşı Sevilay Görkem'i aramayı akıl eden Gülcan Görenel, arkadaşına bir süredir yazmayı planladığı bir kitap projesinden söz etmeye başladı. "İmamla Dans" adını vermeyi düşündüğü kitabın, cemaatle ilgili daha önce hiç kimsenin bilmediği çok önemli birtakım gerçekleri gün yüzüne çıkaracağını detaylı bir şekilde anlatan Görenel, arkadaşının bir yanıt vermesine fırsat bırakmadan telefonu kapatarak eşiyle birlikte beklemeye başladı.

    Konuşmanın sona ermesinden yaklaşık yarım saat sonra genç çiftin bulunduğu bölgeye, helikopterle ulaşan terörle mücadele ekipleri, düzenledikleri operasyonla Metin ve Gülcan Görenel'i mahsur kaldıkları bölgede kıskıvrak yakaladılar. Donmak üzereyken ele geçirilen genç çift Hatay Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, burada gerçekleştirilen ilk tedavilerinin ardından tutuklu yargılanmak üzere Hatay Adliye'sine sevk edildiler.

    "Ölsek daha mı iyiydi?"

    Hastane çıkışında basın mensuplarına kısa bir açıklama yapma şansı bulan Metin Görenel, "Ölsek daha mı iyiydi?" derken, eşi Gülcan hanım ise "Başka çaremiz kalmamıştı. İlla birinin başının yakmak gerekiyordu. Zaten Sevilay'la da eskiden beri aramız pek iyi değildir, iyi oldu, o da aradan çıktı" açıklamasını yapmakla yetindi.

    Operasyonu yöneten Antakya Terörle Mücadele Şube Amiri Ferit Sarçın ise, operasyonun Ankara, Hatay merkez ve Amanos dağlarında eş zamanlı baskınlarla gerçekleştirildiğini belirterek emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Sarçın, operasyon sonucu Ankara'da ikamet eden Sevilay Görkem'in de Terör Örgütüne yardım ve yataklık etme suçundan gözaltına alındığını belirterek şöyle devam etti: "Bu şahısların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen laptop, netbook ve kişisel bilgisayarlar üzerinde incelemelerimiz sürüyor. Gerçi şimdiye kadar önemli bir şey bulabilmiş değiliz ama yine de nolur nolmaz diyerek hepsini güzelce formatlayıp sıfırdan Windows kurduk. Artık 15 saniyede açılıyor aletler..."

    "Hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor olabilir"

    Bu ara nedense böyle çok fazla ihbar almaya başladıklarını belirten Sarçın, son olarak şunları söyledi: "Daha bu sabah evine hırsız giren bir vatandaşımız arayıp 10.000 TL nakit parası ve ziynet eşyalarıyla birlikte cemaat hakkında yazdığı bir kitaba ait taslakların çalındığını iddia etti. Güya hepsi aynı yerde duruyormuş bunların... Yani bir yandan her ihtimale karşı harıl harıl hırsızı arıyoruz ama artık kıllanmıyor da değiliz. Sanki birtakım hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor gibi geliyor. Umarım yanılıyorumdur."





    On numara olmuş.




  • bu kitapın toplatılma sebebini herkes biliyor kimse boşuna çene çalmasın. Ergenekon davası sıkı tuttulan bir dava. Sanki malum cemaat aleyhinde çıkan tek kitapmış gibi yüklenin hemen, yeşil yöneticilermiş islam faşizmiymiş imam ordusuymuş. özgür düşünün az hür olun.
  • Mehmet barlas'dan...

    quote:

    Ya iddia edilenlerin çoğu doğru ise...
    Hiç düşündünüz mü? iddianamelerdeki suçlamalar, ifşaatlarda açıklanan derin devlet eylemleri ve yayınlanan gizli belgelerdeki bilgiler ya doğru ise?..
    Bırakın bunların tamamının yüzde 100 doğru olması ihtimalini...
    Kendinizi savcıların yerine koymayı deneyin...
    Ülkenin güvenliğinin, gençlerin hayatlarının ve kamu imkânları ile alınmış silahların kendilerine emanet edildiği generaller, toplumu siyaseten yönlendirmek için, terörist eylemlerin de bulunacağı eylemler planlamışlarsa...
    Başbakanların, bakanların, darbeye karşı generallerin tutuklanıp adalara kapatılacaklarının yazılı olduğu belgeler önünüze gelmişse...
    Bunları "Dün dündür" diyerek görmezden gelir miydiniz?
    Veya "Olur böyle şeyler" mi derdiniz?
    Ya gerçekten geçmiş darbelerden alınan derslerle, asker-sivil dayanışmasına dönük ve demokrasiyi hedef alan örgütlenmelere gidildiyse...

    Ya bunlar da doğru ise...
    Bunları Amerikan diplomatları ciddiye alıp başkentlerine rapor edecekler, ama bizim savcılar bunları görmezden mi gelecekler?
    Ya Ayhan Çarkın'ın Mehmet Baransu'ya anlattıkları doğru ise?..
    Dünkü Taraf'ta yayınlanan ifşaatı okurken "Ya bunlar doğru ise" diye düşünürken hiç tüyleriniz ürpermedi mi?
    Sadece şu cümlelerinde söyledikleri doğru ise Ayhan Çarkın'ın...
    "- Asala dosyasını niye açmıyorsunuz? Arşivlere girsenize. Büyükelçilerimizi kim öldürdü? Çatlı bu Ermeni meselesinde kullanıldığını anladı. Bizim büyükelçilerimizi öldürenler yine bunlardır. Bu Dağlık Karabağ'a kadar uzanıyor. Orada da bir Ergenekon var. Ermenilere saldırıyoruz değil mi? Bir katliam yapıp fotoğraflarını çektin mi iş Ermeni'ye kalır."
    Hiç merak etmiyor musunuz?

    Kaseti kim yayınladı?..
    Deniz Baykal'ın ayıplı video kasetini kim kaydedip yayınladı ve böylece bir günde CHP'nin yönetimi nasıl değiştirildi?
    Daha sonra içine gazeteci oldukları söylenen kişilerin de karıştığı Baykal'a dönük cinsel içerikli komploları, hepimiz birlikte medyadan izlemedik mi?
    Diyelim ki sokaktaki vatandaş olarak bunlara ilgi duymuyorsunuz...
    Savcı olsaydınız bunlara da mı Fransız kalırdınız?
    Tabii ki yargı karar verene kadar bütün sanıklar ve zanlılar "Suçlu" değildirler.
    Hiç merak ettiniz mi?
    Başbakan Erdoğan'ı hedef alan kaç suikast ihbarı alındı şimdiye kadar?
    Siz gerçekten Türkiye'de sivil siyaset üzerinde bürokratik vesayet bulunduğunu düşünmüyor musunuz?
    Üyeleri arasında yargıçların ve savcıların bulunduğu ve doğrudan ideolojik siyaset yaptıkları dernekler varken, gerçekten "Yargı tarafsızdır" diye düşünebiliyor musunuz?

    Nefret üreten siyaset
    Veya "Askeri Demokrasi" diye bir kavramı hiç duymadınız mı?
    En azından 27 Mayıs darbesini yapanlardan biri olan Orhan Erkanlı'nın "Askeri Demokrasi" kitabının adını da mı duymadınız?
    Gazeteleri okur, televizyonları izlerken çok yakın tarihte bir "Medya karteli"nin var olduğunu, andıçların yayınlandığını, Ankara'dan verilen emirlerle ortak manşetlerin atıldığını, siyaset ile medya sermayesi arasındaki çarpık ilişkilerden dolayı bazı medya patronlarının adliyelik ve hatta cezaevlik olduklarını hatırlıyor musunuz?
    Ve Türk siyasi gelenekleri arasındaki "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" diye düşünen anlayışın "Muhalefet etmek" kavramını bugüne "Nefret etmek" biçiminde aktarmış olabileceğini hiç düşündünüz mü?





  • Osmanlı Arması
    Merhum Necip Fazıl Kısakürek in 1954 lü yıllarda çıkardığı Büyük Doğu mecmuasının bir sayısının kapağında, Osmanlı arması işlemeli sanat eseri bir kumaş resmini yayınlayınca, "padişahlık propagandası yapmak " gibi saçma bir gerekçe ile derginin o sayısının toplatıldığını ve kendisinin de suçlanarak mahkemeye sevkedildiğini
    Necip Fazıl'ın mahkemede kendisini suçlayan savcıya gayet ibretli bir şekilde:
    İçinde adalet işlerine bakılan bu binanın tepesinde aynı Osmanlı arması var Siz de mi padişahlık propagandası yapıyorsunuz?" diye haykırdığını (12) Biliyor muydunuz?



    12-Kısakürek, N. Fazıl; Cinnet Mustatili, Büyük Doğu Yay., İst?1983, s.281
  • Mevlâna HAZRETLERİ diyor ki!

    İktidar, Şebi aruz törenleri yapıyor ya!

    Mevlâna, Mesnevi, 2. cilt sayfa: 21, ikinci satır!

    Çeviri: Veled İzbakbudak, Devlet Kitapları

    "Yüzbinlerce "LÂHAVLE" okuyan Şeytan'a; ey Âdem/Adam, İBLİS'İ gör, bak, nasıl yılanda gizlenmiş."

    Lahavle'nin Türkçesi de "Ya sabır". Namazdan sonra ve diğer boşzamanlarında müslümanlar Lahavle/ya sabır diye tesbih çektiklerini herkes bilir.

    Şimdi bu kitap da toplatılır mı, o muhteşem gösterilerle yaptıkları tören de kaldırılır mı?

    Ne dersiniz?
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.