Şimdi Ara

Rusya'dan müthiş atak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
61
Cevap
0
Favori
2.993
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • NATO, Rusya'ya rest çekti. Ardından Rusya da müthiş bir atak yaptı. Şanghay İşbirliği Örgütü, gözlerden uzak, yarın Tacikistan'da toplanıyor. Ağır topların Rusya, Çin, İran ve Hindistan'ın olduğu bu toplantıyı Batı dünyası tedirginlik içinde bekliyor. ABD'ye karşı blok oluşturma zirvesinin mimarı olarak ise yine Rusya Başbakanı Putin'in adı geçiyor.


    Karadeniz'de sular iyice ısındı. NATO, Rusya'nın Güney Osetya ve Abhazya'yı tanıma kararını geri çekmesini istedi. Kafkasya'da son 20 yılın en büyük gerginliği yaşanırken, Rusya-ABD çekişmesinde ABD, yanına NATO ve AB ülkelerini almasına karşı, Rusya müthiş bir hamle daha yaptı. Rusya, dikkat çekmeyecek bir yerde, dünyanın diğer güçlerini topladı.

    Eski Sovyet ülkesi Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de yarın başlayacak olan zirve, Batı dünyasını tedirgin etti. Batı dünyasından bu konuda şimdilik sessiz bir bekleyiş var. Ancak diplomasi kulislerinde Washington'da da Brüksel'de de gözler Duşanbe'ye çevrildi. Çünkü bu zirveye, Rusya öncülük ediyor ve Çin, İran ve Hindistan gibi devler de katılıyor.

    Zirveye evsahipliği yapan Tacikistan sınırlarını kapattı

    Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Duşanbe'de düzenlenecek zirvesine ev sahipliği yapacak Tacikistan'ın sınırlarını kapattığı bildirildi. Sınır Birlikleri Başkomutanı Şerali Mirzo, Tacikistan'ın komşu ülkelerle sınırlarının, ŞİÖ Zirvesi ile ilgili güvenlik tedbirleri çerçevesinde kapatıldığını söyledi.

    Mirzo, sınırların kapatılmasının yanı sıra ülkenin Afganistan ile olan sınırında yoğun güvenlik önlemlerinin alındığını belirterek, zirveden önce ve zirve sırasında da tüm ülkede yoğun güvenlik önlemlerinin alınacağını kaydetti.

    ABD'ye soğuk güçleri biraraya getiren zirve

    Çin, Afganistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile sınırları bulunan Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de 28 Ağustosta yapılacak ŞİÖ ülkeleri zirve toplantısına, örgüte üye Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan, örgütün gözlemci üyeleri Moğolistan, Pakistan, Hindistan ve İran'ın yanı sıra Türkmenistan ve Afganistan devlet başkanlarının da konuk olarak katılması bekleniyor. Bu organizasyonun arkasında ise Rus medyasına göre yine Başbakan Vladimir Putin bulunuyor. Devlet Başkanlığı döneminde yıllarca ŞİO devlet başkanlarıyla çalışan Putin'in, zirvenin gündemini bile belirlediği söyleniyor. Rusya Devlet Başkanı Medvedev ise, Rusya'nın önderliğini yaptığı ŞİO ilderleriyle toplu olarak ilk kez yarın biraraya gelecek.

    Ahmedinejat ve Çin Devlet Başkanı bugünden gitti
    İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılmak üzere bugünden Tacikistan'a gitti. Ahmedinejad'a, yardımcısı İsfenidyar Rahim Meşai ve Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki'nin de aralarında bulunduğu heyet eşlik ediyor.

    İran da üye olmak istiyor

    Mahmud Ahmedinejad, başkent Duşanbe'de 28-29 Ağustosta yapılacak zirvede katılımcı ülkelerin liderleriyle ikili görüşmelerde bulunacak. Zirveye gözlemci sıfatıyla katılan İran'ın, ŞİÖ'ye üyelik konusunun da ele alınması bekleniyor. Ev sahibi Tacikistan'ın Dışişleri Bakanı Hamrahan Zarifi, "İran'ın, üyeliği örgütü güçlendirecek" ifadesini kullanmıştı.

    Washington'da tedirginlik arttı

    Çin Devlet Başkanı Hu Jintao da bugünden Tacikistan'a gitti ve Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahmanov ile bir görüşme yaptı.

    Zirvede hangi konuların ele alınacağı konusunda bir açıklama yapılmadı ancak herkes Kafkaslar'ın enine boyuna görüşüleceği ve Rusya'nın bu konuda sağlam destek alabileceğini şimdiden tahmin ediyor. En çok da Washington, Rusya'nın alabileceği destekten tedirginlik duyuyor.







  •  Rusya'dan müthiş atak
    İşte Şanghai İşbirliği Örgütü: Kazakistan, Rusya, Kırgızistan, Çin, Tacikistan ve Özbekistan
  • Rusya bir süredir kendi içinde batının politikalarını uygulamaya başlamıştı. Ancak batı Rusya'ya hep çökmüş SSCB'nin kalıntısı gözüyle baktı. Rusya ise batıyı batılı kartlarla vuruyordu. Tıpkı Türkiye'nin batılı olmak için batıyla savaşması gibi (Kurtuluş Savaşı). Rusya'nın Gürcistan politikası da batının dünyanın her yerinde uyguladığı politikanın tıpkısının aynısı. Fakat sayın batılı devletler şimdi çıldırıyor. Bu oyunu sadece biz oynarız, başkası oynayamaz diye. Kısa vadede büyük değişiklikler görmüyorum ama, emperyalizm her iki kanadın da genlerinde olduğu için gelecek yıllar heyecanlı geçeceğe benzer. Korkarım ülkemiz yine iki arada kalıp zararın en büyüğüne kurban gidecek.
  • İşin içine NATO girdikten sonra Rusya yanına kimi alırsa alsın bu saldırganlığının bedelini öder..Çin Rusya'ya destek vermediğini açıkladı..Ayrıca Çin kendisini büyüten batı sermayesine tükürürse eski haline döneceğini de çok iyi biliyor..İran da kısa vadeli silah desteği için Rusya tarafında gözüküyor..Ama bunların hiçbirisi Türkiye'nin de içinde bulunduğu ABD+AB+NATO blokuna karşı direnemez..Rusya her zamanki gibi dayılığının bedelini ödeyecek..Bunu kendisi istedi ve kaşındı..Yol yakınken adam gibi siyaset yapıp kazanımlarını kaybetmemeli..Putin ve yaveri ülkelerini uçuruma götürüyorlar.
  • NATO...
    Bir zamanların muhteşem örgütü...
    Şimdilerin ise siyasal ve politik manada bana göre çökmüş bir örgüt.
    Nükleer füzeler var diye bağıra bağıra ülkelere savaş açan,bunun paralelliğinde, elinde somutsal manada değil başlık bulmak o başlığın kılıfını bulamayan bir ülkenin şarıl şarıl kanıt akıtmasına göz yuman sonrada barıştan söz eden bir birlik.

    Rusya:
    Çarlığın kalıntılarından yanarlı dönerli,orta ekonomik seviye, güçlü bir ordu kuran devlet.

    ABD:İnsan haklarına sözüm ona sadık ve anti terörizmin(?) yılmaz bekçisi(?),iyi ekonomi,devasa orduya sahip,argo deyimle mahallenin ağır abisi.

    İki devlet arasındaki olası savaş(III.Dünya Savaşı):
    Kan,kan,kan...

    Türkiye:Hangi tarafta olduğu belli olmayan serseri bir mayına çarparsa bomblayacak bir ülke.
    ALLAH sonumuzu hayır ede.




  • Rusya, Türkiye'ye sınırda ambargo uyguluyor
    Sevda Yüzbaşıoğlu / Referans
    Gürcistan ile sıcak savaş halinde olun Rusya, Türkiye'ye sınırda ambargo uyguluyor. Sınırda tek tek sayım sadece Türk mallarına uygulanıyor.

    Rusya'nın Temmuz ayında Türk TIR'larına yönelik 'analiz' adı altında başlattığı tam sayım uygulaması ekonomik savaşa dönüştü. 16 Temmuz'da başlayan ve 16 Ağustos'ta tamamlanacağı söylenen uygulamanın hâlâ devam ediyor olması ihracatçıları pazar kaybetme riski ile karşı karşıya bıraktı. Hazırgiyim sektörü ürünleri mağazalara ulaştıramadığı için yeni sezonu açamazken, kimyacılar 20 milyon dolarlık ihracattan oldu. Laleli esnafını ise yüzde 25 pazar kaybı korkusu sardı. Pazarda Çin'in eli güçlenmeye başladı.
    Rusya gümrüklerinde bekleyen TIR sayısının 300'ün üzerine çıktığı belirtiliyor. Yılda 5 milyar dolar ihracat yapılan Rusya'ya Türk mallarının girişinin engellendiğini belirten iş dünyası "Rusya Gürcistan ile sıcak savaş halinde... Biz ise ekonomik savaş yaşıyoruz" açıklamasını yapıyor.

    Rusya'da 28 mağazası bulunduğunu ancak 1.5 aydır bu mağazalara mal sevkiyatı yapamadıklarını belirten Wenice Kids'in CEO'su Oktay Özdemir, "Rus tüketiciler Çin mallarına saldırıyor. Bizimle franchise olarak çalışanlar onlara ürün gönderemediğimiz için Uzakdoğu veya İtalyan menşeili ürünlerini satın almaya başladı" dedi.
    "Bu bir ekonomik savaştır" diyen Cacharel, US Polo ve Pierre Cardin markalarını Rusya'ya taşıyan Aydınlı Group Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Ahmet Sait Kavurmacı ise sezonu açamadıkları için müşterilerin gözünde itibar kaybetmeye başladıklarını söyledi.
    İş dünyası Rusya ile Gürcistan arasındaki sıcak savaşta tatilini yarıda kesip devreye giren Başbakan Erdoğan'a duruma el koyması için 'acil durum' çağrısı yaptı.

    Fatura TIR başına 1000 euro
    Bir ay öncesine kadar domateste ilaç kalıntısı iddiaları ile sorun çıkaran Rusya, kayıtdışı ticareti azaltma gerekçesiyle Türk TIR'larına yönelik denetimleri 16 Temmuz'da başlattı. İlk günden itibaren TIR'lar Rusya gümrüklerinde kuyruklar oluşturmaya başladı. Ancak bu durumun yapılan "Türk ithal mallarında risk faktör araştırması" nedeniyle geçici olduğu 16 Ağustos'ta biteceği açıklandı. Fakat öyle olmadı. Hala denetim gerekçesiyle Türk TIR'lar gümrüklerde günlerdir bekliyor. Moskova gümrüğünde ve Novorossisk limanında yaşanan yoğun trafik nedeniyle 300 TIR'ın bekleme halinde olduğu belirtiliyor.
    İhracatçılar bir taraftan geciken siparişler nedeniyle pazar kaybetme riski ile karşı karşıya kalırken diğer taraftan da TIR başına günlük 1000 euroyu bulan bekleme faturası ödüyor.
    Tekstil, kimya ve lojistik sektörleri bu yavaşlamadan en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bu tür denetimlerin yoğunlaşmasında en önemli gerekçe Rusya'nın vergi konusunda denetimlerini artırması gösteriliyor. Kayıt dışı ticareti azaltmayı hedefleyen Rusya'nın, denetimleri yeniden sıkılaştırmasının temelinde de kaçak mal girişi iddiaları yatıyor.

    RUSYA NELER YAPIYOR * Rusya Türk mallarını ülkeye sokmuyor
    * Tek tek sayım sadece Türk mallarına uygulanıyor.
    * Türk malları Avrupa'dan da gönderilse alınmıyor.
    * 16 Temmuz'dan bu yana tırlar yoğun denetime tabi tutuluyor.
    * Tırlar günlerce sınırda bekletiliyor.

    UYGULAMA NELERE YOL AÇIYOR
    * Kimyacılar 20 milyon dolarlık ihracattan oldu.
    * Pazarı Çin tehdidi sardı.
    * Franchise çalışanlar Türkiye'den vazgeçiyor.
    * Fatura tır başına 1000 euro.
    * Laleli esnafının pazar kaybı yüzde 25.

    Çin mallarına gün doğdu Rusya'da 28 mağazası bulunan Wenice Kids'in CEO'su Oktay Özdemir Moskova ,St.Petersburg ve Sibirya'daki mağazalarına 1.5 aydır mal gönderemediklerinden yakınıyor. Şu anda yaklaşık 150 bin adet ürünün gümrüklerde beklediğini anlatan Özdemir, "2.5 milyon euroluk ürün bekliyor. Geçen yıl ellerinde kalan ellerinde kalan ürünleri tekrar vitrinlere koydular" dedi. Türkiye Rusya arasındaki ihracatta yaşanan gelişmelerin Çin'e doping olduğuna dikkat çeken Özdemir, "Şu anda müşteriler tamamen Çin mallarına saldırıyorlar. Bizimle franchise olarak çalışanlar çaresiz bir şekilde piyasadan Uzakdoğu menşeili ürünleri veya İtalyan ürünlerini satın alıyorlar" dedi. "Sanki Rusya bizi ekarte etmeye" çalışıyor diyen Özdemir, "Çin Rusya'da üretime de başladı. China Towerslar oluşuyor. Kaybın önüne geçmek için
    Sırbistan, Ukrayna gibi alternatif seçenekleri deniyoruz" dedi.

    Yatırımı gözden geçirebiliriz
    Cacharel, US Polo ve Pierre Cardin markalarını Rusya'ya taşıyan Aydınlı Group Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Ahmet Sait Kavurmacı, "Şu anda kendimize ait yedi tane mağazamız var yıl sonuna kadar da beş mağaza daha açılacak ve 12 mağazaya ulaşacağız. Ancak bu sorunun devam etmesi halinde bu kararlarımızı gözden geçirmek zorunda kalacağız" dedi. Kavurmacı, tam sayımın sadece Türk malları için geçerli olduğunu başka hiçbir ülkeye uygulanmadığını açıkladı.
    Kavurmacı şöyle devam etti: "Oradaki birtakım siyasi pozisyonlardan dolayı Türkiye'yi zorluyorlar. Yeni sezon açılmak üzere ve ürünlerimizi acilen göndermemiz gerekiyor. TIR'larımız gümrüklerde 15-20 gündür bekliyor. Sezonu açamıyoruz, müşterilerin gözünde itibarımız zedeleniyor, ciro yapamıyoruz. Başbakanın acil devreye girip sorunu çözmesi gerekiyor. Sorunun bir süre daha devam etmesi durumunda canımız çok yanacak. Bu bir ekonomik savaştır."
    "Rusya bindiği dalı kesiyor" diyen Kavurmacı, Rusya'da mağazalarda çalışan 60 kişinin işinin de tehlikeye girdiğini sözlerine ekledi.

    Müşteri bir iki gün bekler
    Rusya'da pazar kaybetmeye başladıklarını belirten Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASİAD) Başkanı Orhan Altun, "Rusya bizim için çok önemli bir pazar. Böyle giderse pazar kaybımız yüzde 25'i bulur" açıklamasını yaptı.
    "Başbakan savaş sırasında arabuluculuk için bölgeyi turladı. Bizde burada hem psikolojik, hem fizyolojik anlamda ekonomik savaş yaşıyoruz" diyen Altun, "16 Temmuzdan itibaren Türk mallarına karşı gösterilen özel uygulama anlamıyla canımıza ot tıkadı. Sezon başı olması dolayısıyla birçok firmaya karşı haksız rekabete uğradık. Müşteri kaybımız var. Müşteri bir gün, iki gün bekler sonra size güle güle der. Türkiye'den mal almaktan vazgeçen Rus firmaları var" diye konuştu.
    İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz de Rusya'nın Türkiye'yi deneme tahtası gibi kullandığını söyleyerek "Rusya bu uygulaması ile Türkiye'ni iç dengelerini sarstı. Herkes Rusya'dan parasını alamadığından şikayetçi. Mayıs ayında kimya sektörünün Rusya'ya ihracatı 50.6 milyon dolar. Haziran'dan 54.1 milyon dolar, Temmuz'ta 66.6, Ağustos'un ilk 25 gününde ise 46 milyon dolarlık bir ihracat yapıldı. Rusya'nın bu tavrı bize 20 milyon dolara mal oldu. Ağustos'u 70 milyon dolarla kapatırız derken bu hale geldik" dedi.

    RAHATSIZ EDİLİRSEK RAHATSIZ EDERİZ
    Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, dün yaptığı açıklamada Rusya'nın Türk ürünlerine getirdiği kısıtlamanın son derece rahatsız edici olduğunu belirterek, "Biz de rahatsız edilirsek, rahatsız edeceğimizi uygun bir ille anlatmaya çalıştık" dedi. Rusya'ya yapılan ihracatta tüketim mallarının ağırlıklı olduğunu belirten Tüzmen, bu nedenle de Türk ürünlerinin sınırlarda bekletilmesinin Türkiye'yi çok rahatsız ettiğini kaydetti. Bakan Tüzmen, Türk TIR'larının şu anda Rusya'ya girememesinin özellikle konfeksiyon ürünlerinde sezonun kaçırılmasını gündeme getirebileceğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Sezon şu anda başladı. Kış sezonu için Türkiye'nin yeni koleksiyonları gönderilmiş durumda. Bunlar 3 haftadır bekletiliyor. Dolayısıyla birkaç hafta sonra TIR'ların içeriye girmesinin de bir anlamı kalmayacak. Çünkü sezon başka ülkeler tarafından getirilen koleksiyonlarla doldurulmuş hale gelebilir. Tüzmen, bu kısıtlamanın son derece rahatsız edici olduğunu yinelerken, "Biz de rahatsız edilirsek, rahatsız edeceğimizi uygun bir dille anlatmaya çalıştık" dedi.
    Tüzmen şöyle devam etti: "Tahmin ediyorum bugünlerde gerekli çalışmalar yapılıyordur. Gümrükler arası görüşme bugünlerde devam edecek, öyle gözüküyor. Bizim istediğimiz, bütün bu bölgede, komşu ve çevre ülkelerde, önemli çalışmaları sürdürebilmek. Belli bir noktaya gelebilmek"
    Öte yandan konu hakkında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Rusya ile Türkiye arasında ticari ilişkilerde yaşanan sorunları Başbakan Erdoğan'a aktardığını belirterek,"Rusya sorununu sayın Başbakan'a aktardım. Sanırım bir hafta, 10 güne adar çözümlenecek" dedi.




  • Artık dünya siyaseti genel anlamda öyle bir gerildiki 2 büyük devletin çarpışması 3. dünya savaşını kaçınılmaz kılar.Üstelik tıpkı soğuk savaş dönemi gibi bloklaşmalar başladı.Bir nevi 2. soğuk savaş dönemini yaşıyoruz.Bir tarafta ABD-AB-NATO diğer tarafta ise Rusya-Çin-Hindistan-İran(Rusya'nın dayatmasıyla kırgızistan ve kazakistan Türk devletleride eklenebilir.)Türkiye bu bloğun hem coğrafi hemde siyasi olarak(?) tam ortasında yer alıyor.Önemli olan bizim bu durumdan en zararsız şekilde çıkmamız.İllede bir taraf tutmamız gerekiyorsa şahsi görüşüm güçlüden değil haklıdan yana olunmasıdır.
  • Rusya ile Çin'i aynı kefeye koyan batı. Batıdan bakınca öyle gözüküyor çünkü. Ancak bu iki ülke de bölgede liderliğe oynadığı için ilk fırsatta birbirlerine kazık atmanın peşindeler. Türkiye'nin ise, batı kanadıyla devam edeceğine hiç şüphem yok.
  • Kişisel olarak konuşmak yerine olaya odaklansak.

    Dışpolitika öyle bir anlık kızgınlıkla ve sinirle şekillenmiyor.Çok planlı ve programlı geleceğe dönük yapılan bir politikadır.Heleki rusya gibi köklü bir geleneğe sahip olan bir ülkede

    Bildiğim şey tek odaklı bir dünya yerine güç dengelerinin olduğu bir dünya fikri daha cazip.Soğuk savaş günleride geride kaldığına göre bu açılımları çok doğal karşılamak gerekir.Nasıl türkiyeyi AB ye almıyorlarsa bunuda onun kadar doğal.
  • Dünya'nin kaymağını yiyen bir kesim var.
    Bunlar ülke politikalarında da etkili...
    Savaş çıkartıp neden düzenlerini bozsunalar.
    Savaş da sıfat olarak nükleer kelimesini barındıracaksa...
  • Rusya ile bir batı ülkesi veya Çin ile bir batı ülkesi hiçbir zaman karşılıklı savaşmayacaktır. Hiçbir batılı ülke bunu göze alamaz. Bu silahlarınızın modernliğiyle ilgili bir konu değildir. Batı bir üçüncü dünya ülkesi bulur onu savaştırır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hesheit

    Rusya ile bir batı ülkesi veya Çin ile bir batı ülkesi hiçbir zaman karşılıklı savaşmayacaktır. Hiçbir batılı ülke bunu göze alamaz. Bu silahlarınızın modernliğiyle ilgili bir konu değildir. Batı bir üçüncü dünya ülkesi bulur onu savaştırır.



    zaten bu dünyanın dengelerini çok fazla değiştirir.bu kadar gelişmiş ülkeler bunu göze alamazlar.
  • Her kafadan ayrı sesin çıktığı Avrupa telaş içinde

    Radikal, 28/08/2008

    BRÜKSEL/LONDRA/BERLİN - AB ve NATO ülkeleri, Rusya’nın Gürcistan’ın ayrılıkçı cumhuriyetleri Abhazya ve Güney Osetya’yı resmen tanımasının ardından ciddi telaşta. Yedi ay önce altında imzaları bulunan BM Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararını ihlal ederek Kosova’nın bağımsızlığını tanımışken, Rusya’yı iki Kafkas cumhuriyetini tanıdığı için ‘uluslararası yasaları’ ihlalle suçlayan Batılı liderler, Moskova’nın sonraki adımını kestirmeye çalışıyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in önceki gün “Soğuk Savaş dahil herşeye hazırız, korkmuyoruz” çıkışıyla da şaşkına dönmüş görünen Batılı liderlerin kimi dün sert tavırlarını sürdürürken, ‘sağduyu’ çağrıları da eksik olmadı.

    ‘Soğuk olur da sıcak savaş olmasın’
    AB’yi 1 Eylül’de olağanüstü zirvede toplayacak dönem başkanı Fransa’nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, önce “Eğer sadece soğuk olacaksa sorun değil” dedi, ardından “Eğer sıcak olacaksa savaştan korkarız ve istemeyiz” diye ekledi. Rusya’nın Avrupa’nın burnunun dibindeki Ukrayna ile Moldova’daki ayrılıkçıları da harekete geçirebileceği kaygısını aktaran Kouchner, “Bu çok tehlikeli. Rusya’nın başka hedefleri de var, özellikle Kırım, Ukrayna ve Moldova” vurgusu yaptı. Ukrayna’nın nüfusu Rus ağırlıklı Kırım özerk cumhuriyeti ile de facto bağımsız Transdinyester’le derdi bitmeyen Moldova’ya dikkat çeken diğer isim Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Olli Rehn oldu. Rehn, “Ukrayna komşularının Rusya’dan kaynaklanacak siyasi baskının bir sonraki hedefi olabilir” diyerek ekledi. “İstikrar noktasından AB’nin Ukrayna’nın birliğe entegrasyonu için açık bir siyasi sinyal gönderilmesi önemli.”

    Merkel sert, Steinmeier sağduyulu
    Rusya’ya en sert mesajı Almanya Başbakanı Angela Merkel yolladı. Merkel’in dün Medvedev’e 30 dakika telefonda görüştüğünü açıklayan sözcüsü Ulrich Wilhelm, kadın liderin Rusya’yı uluslararası yasaları ihlalle suçlayıp ‘çok keskin’ eleştirdiğini kaydetti. Sözcü “Rusya’nın tanıma kararı ne uluslararası yasayla - özellikle BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla - ne de Rus-Gürcü çatışmasını çözmek için altı maddelik planla uyuşuyor” dedi. Ancak, Rusya Merkel’in telefonda sert çıktığını yalanladı. Gel gör ki, Fransa’nın arabuluculuk ettiği ateşkesin iki Kafkas cumhuriyetinin statülerinin uluslararası müzakerelerle belirlenmesine dair altıncı maddesini Rusya imzalamışken, imzalamayan Tiflis’ti.

    ‘Ayrılıkçılık virüsü durdurulmalı’
    Merkel’e zıt görüş ortağı Sosyal Demokratlar’dan geldi. Zira “Kafkaslardaki tüm taraflar ateşle oynuyor. Bu kışkırtma döngüsü acilen durmalı” uyarısı yapan Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Rusya’nın iki Kafkas cumhuriyetini tanıyarak sorumsuz davrandığını söylese de şöyle konuştu: “Fakat bu yüzden Batı akılsız davranmamalı. Birilerinin arzuları doğrultusunda sürüklenmek hatalı olabilir. Ayrılıkçılık virüsü ve savaşın bulaştırılmasını durdurmalıyız. Kafkaslar’daki çatışma yayılma tehlikesi taşıyor. Dikkatli olmazsak Avrupa’nın bütün güvenlik yapılanması yerinden çıkar ve bunun hepimiz için öngörülemeyecek sonuçları olur.”

    Britanya da dikkatliydi. Dışişleri Bakanı David Miliband, Medvedev’e “Yeni Soğuk Savaş başlatmamak sorumluluğunuz var” uyarısı yollarken, “Tecrit olası değil. Rusya dünya ekonomisiyle çok içiçe geçmiş. Bu yıkıcı olabilir” dedi. Miliband, Ukrayna’yı da Rusya’yı kışkırtmaması için uyardı. Polonya Dışişleri Bakanı Sikorsky ise Rusya’nın AB’ye yenileceği öngörüsünü “Çünkü Avrupa Rusya’dan en az 10 kat zengin, ABD ile birlikte 20 kat” diye aktarsa da yeni soğuk savaşın kendileri için hoş olmayacağını ekledi.

    Sırplar: Biz demiştik
    Sırbistan ise Güney Osetya ile Abhazya örneğini ‘Batı’nın Kosova’yı tanınmasının yasadışı bir emsal olduğu ve dünyanın diğer bölgelerini istikrarsızlaştıracağı uyarısı yapmıştık, işte doğru çıktı’ diye karşıladı. Belgrad, Rusya’ya destek yerine ülkelerin toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirtmekle yetindi. (Dış Haberler)
    ...

    Yazıdan da görüleceği gibi Rusya sıcak-soğuk fark etmez, her iki savaşa da hazırız havasında iken Avrupalılar sıcağa girmeyiz dediler bile. Ekonomik tecrite bile gözü yemeyen var. Ukrayna'ya dönüp bari siz kışkırtmayın demeleri de, kışkırtırsanız yapacağımız birşey yok, sizi de yutar diyorlar.




  • Arkadaslar Dünya üzerinde öyle çok büyük savaşların mesela Dünya savası tarzında savasların cıkması cok zor.. Bunu hicbir aklı basında ülke üzerine çok çok fazla gelinmedikce istemez..

    Irakta cıkan savasın bile (ki Irak Dünya ile bukadar entegre bir ülke konumunda degildi sadece bölgesini etkileyen bir ülkeydi mesela bizi) Dünyaya olan faturasını tüm Avrupa ve diğer ülkeler yakından izledi.. Savasın ilk yıllarındaki Dünya borsalarını inceleyin nedemek istedigimi daha iyi anlarsınız..

    Kalkmıssınız Rusya ve ABD gibi iki devin savasacagını soyluyorsunuz.. Bir arkadasın dedigi gibi ajanların iki ulke topraklarında cirit attıgı herkesin komunistlikle suclandıgı soguk savasın en sıcak donemlerinde ABD nin dibine gemiler yollandıgını biliyoruz.. Ozaman bile sıcak savas cıkmadı.. İliskiler bukadar gerilmisken cıkmayan savas simdi hic cıkmaz..





    İki dev de bunu cok iyi biliyor.. Neyi iyi biliyor.. Tabiki birbirlerini durtmeye baslarlar ve bu isin sonu savasa dogru giderse Dunya sadece bu iki devin degil bircok devin ve cucenin ayakları altında ezilir.. Artık 2. dunya savasındaki teknolojik ulkeler yok.. Cok cok daha gelismis ulkelerden bahsediyoruz.. Bu Dunya artık bukadar silah ve teknoloji icin cok kucuk.. Eger Rusya ve ABD arasında bir savas cıkarsa bir taraf yenilgiye dogru ilerlerse karsı tarafı nukleer fuzelerle tehdit edecegi kacınılmaz bir gercek.. Ellerinde gomulu nukleer baslıkların haddi hesabı yok.. Soguk savas yıllarında iki ulke de surekli baslık urettiler.. Bu baslıkların Dunyayı nasıl bir hale getirebilecegini her iki ulke de cok iyi bilmekte..



    Einstein in cumlesi bosuna sarfedilmedi.. Herkesin bildigi bir cumle.. 3. yu bilmem ama 4. dunya savası taslar ve sopalarlar yapılacak dedigi unlu soz..



    Bu yuzden buyuk devletlerin ve buyuk insanların yaptıgı ve yurudugu yoldan yurumekteler.. Evet birbirlerine laf sokmaktalar, birbirlerine gozdagı vermekteler, tehdit etmekteler ama birbirleriyle asla ve asla dogrudan carpısmaya girmemekteler.. Yaptıkları sadece ucuncu ulkeleri birbirlerine dusurmek amaclarına boyle ulasmak ya da ucuncu ulkelerle savasmak..

    Siz Rusya ve ABD arasında cıkacak herhangi kucuk bir kıvılcımın savasa dogru gitmesi takdirde bu savasın sadece iki ulke tarafından degil aynen ikinci dunya savasında oldugu gibi doguyu ve batıyı karsı karsıya getirecegini goremiyor musunuz..

    Ayrıca bukadar buyuk ulkeler savasa girseler bile istila tarzında savaslar hicbirzaman yasanmayacaktır.. En fazla stratejik noktalar bombalanır ve ambargo uygulanır.. Aynen suanda Irana yaptıkları gibi.. Girselerdi aynen Iraka yaptıkları gibi coktan Irana da girmislerdi.. Ama Iran Irak gibi degil.. Daha entegre ve aynı zamanda kokleri olan daha stratejik bir ulke..



    Istıla durumunda iki ulkenin de aklından gecen tek sey eminim bir sırt cantasına bile sıgabilecek buyuklukte olan bir nukleer baslıgın herhangi bir ulkenin baskentinde patlatılma ihtimali.. Binlerce baslıktan soz edilen bir durumda kimse bu baslıkların tamamını denetleme imkanına sahip degildir. Iraka neden bukadar rahat girebildiklerini de boylece acıkladık sanırım.. Eger ABD nin iddia ettigi gibi Irakta savas baslıkları bulunsaydı bu baslıklar cok rahat birsekilde sınırdısına cıkarılır ve Israilin gobeginde patlatılırdı..



    Bukadar riskli bir zamanda (1. dunya savası yıllarında ya da 2. dunya savası yıllarında olmadıgımızı tekrar hatırlatırım), 2 dunya devi arasında cıkacak bir savas butun dunyayı karanlıga gomer.. Bu gelecegi emin olun; o hırslı cıkıslara sahip olan Bush ve Putin bile cok iyi biliyor.. Ve bu gelecekten mumkun oldugunca uzaklasıyorlar..





    Bolgede donen oyunlar hernekadar karmasık gorunse de aslında oynanan oyunlar basit.. Rusya sovyetleri yeniden diriltmeye calısıyor en azından guc bakımından.. ABD ve Avrupa is Rusyanın bu hamlesini bertaraf etmeye calısıyor.. Ama Rusya eski Rusya degil.. Kasası hicbir ulkenin olmadıgı kadar ya da hicbirzaman olmadıgı kadar petrol ve dogalgaz gelirleriyle dolu.. Ve bu paranın gucunu iyi kullanmak istiyor.. Ayrıca petrol boru hatlarının stratejik oneminin farkında oldugu icin Gurcu topraklarıyla ozel olarak ilgileniyor.. Nasıl biz birzamanlar bizim olan Musul ve Kerkuk e ozel bir ilgi duyuyorsak Ruslar da kafkaslara ozel ilgi duymaktalar bunun icin de adamları suclayamazsınız..


    Onemli olan ABD nin Rusların dibine kadar girmis olması ve kafkasları teker teker kendi tarafına cekmeye baslaması olması.. Ruslar sizce bu duruma "artık" seyirci kalır mı?? Dogrudan bir savasa girmeyecek herturlu onlemi alacaklarından emin olabilirsiniz..




  • Sadece Rusya degil Dunyadaki butun ulkeler agır ekonomik bunalımlara girecektir..

    Tarih tekerrurden ibarettir.. Eger birkac ulke kesinlikle buyuk oynar ve yine Dunyanın birtakım bolgelerini acımasızca ele gecirmeye calısırlarsa savas tabiki kacınılmazdır.. Karsı gucler en kısa zamanda tepkilerini koyacaktır.. Ama daha bu duruma gelmedik..



    Dunya, 2. dunya savasından sonra ne buyuk krizler atlattı. ABD ve Ab nin kosovayı bagımsızlıga itmelerinden ya da Rusyanın Gurcistanın yarısını almasından bir Dunya savası cıkacagını sanmıyorum.. Cıkarsa ortada Dunya diye biryer kalacagını da sanmıyorum.. Bunu en az bizim kadar diger ulkeler de biliyor..

    Herkes ABD hakkında atıp tutmakla mesgul.. ABD nin batması demek tum Dunyanın batması demek.. Artık hersey okadar entegre olduki ufacık bir ulkenin kaderi bile tum dunyayı yakından ve dogrudan ilgilendirmekte.. Cin neden ABD nin batmasını istememekte buna ragmen ABD yle birgun karsılacagını bilerek silahlanmakta! keza Hindistan da boyle..

    Herkes birgun buyuk bir savas cıkabilecegini biliyor.. Ama suanda isler tam istedikleri gibi gitmekte.. Buyuzden ne Cin ne de Hindistanın bir delilik yapıp ABD ye karsı buyuk bir girisime kalkısabilecegini zannetmiyorum.. İsler (ekonomi) bukadar tıkırında giderken treni yoldan cıkarmanın bir anlamı yok..



    Yapıcakları sadece karsılıklı tehdit, ultimatom ve laf atısmalarından oteye gitmez.. Bukadar karısık bir orta dogu mevzusu varken bu bolge cayır cayır yanarken corbayı daha fazla karıstırıp kazanı devirmenin bir anlamı olacagını zannetmiyorum.. Bu kimsenin isine gelmez.. Bir deli isine gelecegine inanmadıkca..




  • Farzedelimki ABD ve Rusya arasında bir savas cıktı..

    Tabiki bu savasın sadece bu ulkeler arasında gecmesi beklenemez.. Iran Hindistan Cın ve Avrupa ulkeleri olmak uzere bir cok ulke bu savasa mudahil olacaktır.. Aynen 1. ve 2. dunya savasında oldugu gibi Dunyanın bir ucundaki Avustralya bile bu savastan kacamayacak ve savasın gobegine cekilecektir..





    Bu durumda farzedelimki dogu blogu yenilme yolunda istikrarlı birsekilde ilerlesin ve butun guclerini kaybetmeye dogru yaklassın..

    Sizce Rusya nukleer baslıklarını kullanmaktan cekinir mi.. Ya da el altından elkaideye iki nukleer baslık verip bu baslıkları Israilde kullanmalarını izin verirler mi.. Ya da Iran bu baslıkları kullanır mı.. Milyarlarca insanın hayatından bahsediyoruz..

    İki nukleer baslık patlarsa gerisinin gelecegini de hesaba katmalıyız.. Bu kacınılmaz bir gelecek olacagı icin Buyuk ulkeler artık bu saatten sonra bu derece buyuk savaslara girmekten kacınıyorlar.. Ekonomi falan ikinci sırada, bir numaralı oncelik bu derece buyuk bir savasın Dunyayı yasanılmayacak derecede tahrip etmesi..






    Sizce ABD nin Iranı vurmamasının bir numaralı nedeni nedir..

    Petrolun varil fiyatının fırlayacak olması mı.. Ya da Zaten Irakta zor durumda oldugu icin bir de Iranla tek basına savasamayacak olması mı.. Tabiki bunlar da bir neden ama, en onemli neden Iranın elinde baslık olup olmadıgını bilmemesidir..

    Eger gercekten Iranın elindeki mevcudu bilseydi coktan birsekilde mudahalede bulunurdu.. Keza Kuzey koreye de aynı sekilde.. Bunun yerine anlasma yoluna gitmeleri Kuzey koreye cok nukleer santrallerini sokmesi karsılıgında cok buyuk yardımda bulunmaları.. Bu duruma ne denilebilirki.

    Nukleer guc, gerceten iyi kontrol edildiginde ulke topraklarını korumanın ve cılgın bir savasa sokulmanın bir numaralı caydırıcısıdır.. Milyonlarca askeriniz yerine 100 tane nukleer baslıgınız olsun emin olun insanlar sizi tehdit etmeden once iki kere dusunurler..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mutu07

    Nukleer guc, gerceten iyi kontrol edildiginde ulke topraklarını korumanın ve cılgın bir savasa sokulmanın bir numaralı caydırıcısıdır.. Milyonlarca askeriniz yerine 100 tane nukleer baslıgınız olsun emin olun insanlar sizi tehdit etmeden once iki kere dusunurler..


    Peki onca ülke var nükleer silahları olan ama hiçbiri bunca zamandır bırak nükleer silah kullanmayı, bu silahları kullanmaya bile teşebbüs etmedi. Neden?

    Acaba şundan olabilir mi?

    Sen karşı tarafa nükleer silah kullandın mı, karşı tarafta aynı misillemeyi sana yapacaktır. Devletler önce kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu güvenliği gereksiz yere riske atmak istemezler. Sen karşı tarafa nükleer füze atıp bir anda 100 binlerce sivili katledebilirsin. Ama unutma birkaç saniye sonra 100 binlerce kendi vatandaşın katledilecektir.




  • Bence bu sadece bir karsılıklı diş gösterme savasıdır. Ötesine geçemez. Rusyanın Abhazya ve Güney Osetyayı bağımsızlık için desteklemesinin nedeni bence Abdyi sınırlarından uzak tutmak istemesidir. Afkanistan Irak İsrail Gürcistan hatta İncirlikle birlikte Türkiye Abdnin gözlem evi konumunda. Bunun yanında Rusya Abdyede bir güç gosterisi yapma düşüncesinde bence.
  • Arkadaşlar, lütfen tek cümlelik yorumlar (güzel paylaşım, sağ ol, eline sağlık), birkaç gülücüklü iletiler yaparak konuyu kirletmeyelim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TuVNeRa


    quote:

    Orjinalden alıntı: mutu07

    Nukleer guc, gerceten iyi kontrol edildiginde ulke topraklarını korumanın ve cılgın bir savasa sokulmanın bir numaralı caydırıcısıdır.. Milyonlarca askeriniz yerine 100 tane nukleer baslıgınız olsun emin olun insanlar sizi tehdit etmeden once iki kere dusunurler..


    Peki onca ülke var nükleer silahları olan ama hiçbiri bunca zamandır bırak nükleer silah kullanmayı, bu silahları kullanmaya bile teşebbüs etmedi. Neden?

    Acaba şundan olabilir mi?

    Sen karşı tarafa nükleer silah kullandın mı, karşı tarafta aynı misillemeyi sana yapacaktır. Devletler önce kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu güvenliği gereksiz yere riske atmak istemezler. Sen karşı tarafa nükleer füze atıp bir anda 100 binlerce sivili katledebilirsin. Ama unutma birkaç saniye sonra 100 binlerce kendi vatandaşın katledilecektir.



    Aslında burada yazdığınız cumleyle tam da benim soylediklerimin ustune basmıssınız.. Yani ikimiz de aynı seyden bahsediyoruz aslında..




    Kimsenin 50 yıldır nukleer guc kullanmamasının sebebi sizin de soylediginiz gibi karsılıgının nasıl olacagını kestirememesidir.. ABD bugun sizin de soylediginiz gibi 2 nukleer bomba sallasa ve Rusyada 1 milyon kisiyi öldürse, sizce Rusyanın buna olan cevabı nasıl olur.. ABD bunu biliyorki nükleer silahlarına başvurmuyor aynı şekilde diğer ülkeler de..

    Bu durumda şunu rahatça söyleyebiliriz.. Eğer nükleer güce ve teknolojiye sahipseniz Dünya üzerinde bulunan diğer ülkelere göre level atlamış olur ve nükleer ülkeler seviyesine çıkarsınız.. Bu sayede diğer ülkeler size sadece laf sokmakla kalır.. Büyük yani topluca bir savaşa girmekten kaçınırlar.. En azından aklı başında olan büyük ülkeler bu derece büyük bir savaşın büyük yıkımlara yolaçabileceğini bilir..

    Ayrıca İsrail hakkında yapılan tartışmalar hep biryere dolanır durur.. Eğer İsrail gibi bir ülke Araplarla gireceği savaşı kaybetmeye başlarsa topraklarını kaybetmektense nükleer gücünü kullanmayı daha uygun bulacaktır.. Bu gibi bir örnekle diğer ülkeleri de bunun içine katabiliriz.. Çok büyük bir savaş çıkmış ve mülyonlarca insanınız savaşta ölmüş ya da yaralanmış, hala üstünüze gelmekteler elinizde nükleer başlıklar var siz olsanız ne yaparsınız.. Bu gücü kullanmakla karşı tarafı tehdit eder misiniz etmez misiniz..




    ABD ve diğer ülkelerin en büyük korkusu Iran gibi bir ülkenin ve rejimin (yani nükleer gücünü, eğer kendilerini tehdit altında hissederlerse hiç çekinmeden kendileri doğrudan ya da elkaide gibi örgütler vasıtasıyla kullanmaya çekinmeyecek) nükleer silahlara ve güce sahip olmasıdır.. Bu bizim de en büyük korkumuz olmalıdır zira Iran elinde bulunan uzun menzilli füzelerle Orta Andoluyu rahat bir şekilde nükleer bomba yagmuruna tutabilir..







    Bu durumda şunu rahatça söyleyebiliriz.. 3. dünya savaşı ya yine bir deli vasıtasıyla çıkacak ve DÜnyanın bildiğimiz düzeni komple yıkılacak yeni sosyal oluşumlar ortaya çıkacak kaos ve anarşi kol gezecek, ya da Aklı başında yöneticiler sayesinde ufak tefek tartışmalarla ve çatışmalarla bu tür sıkıntılar atlatılacak..




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.