Döndü halka/ döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/ tuttu toprağı kucakladı/ eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atıldım/ köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan/ ben oldum
Bir de baktım ki/ ben ben değilim artık/ sûretim başka bir sûret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/ kusur ettim/ affola...
Aşk İki Kişiliktir
Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaktadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir Avutmaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir.
Ataol Behramoğlu
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir şey Var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana Ataol Behramoğlu
Gecenin en siyahında Umudun bittiği yerdeyim
Köşeyi dönsem ölüm Düz gitsem hayat Gölgeler içindeyim
Sen imkansızsın Sensizlik imkansız Aşk imkansız
Çemberin en dışında En çıkmaz sokaktayım
Çığlık atsam sessiz Sussam yine çaresiz Gölgeler içindeyim
Sen imkansızsın Sensizlik imkansız Aşk imkansız
sensiz olmuyor yerine konmuyor kimsenin eli senin gibi dokunmuyor karlara inat gülüm yollarına adını camlara yazdım okunmuyor
Olmuyor olmuyor SENSİZ OLMUYOR Sen sevmezsen kalbim huzur bulmuyor Gülmüyor gülmüyor yüzüm gülmüyor Kader aldı seni bana vermiyor.....
Erken tükendik kapımda ayrılık var Kurşuni bir veda dudağında Olmaz canım Yok kolay değil Acır yürek elde değil Yollardan söz etme korkuyorum yapma
Böyle severken Ne olur dur, dur çok erken Tam ilkbahar geldi derken Ayrılık olmaz ayrılık olmaz
Yok kolay değil Acır yürek elde değil Yollardan söz etme Korkuyorum Yapma
Böyle severken Ne olur dur, dur çok erken Tam ilk bahar geldi derken Ayrılık olmaz, ayrılık olmaz...
dün bütün gece seni düşündüm yanarak zannettim bir an kalbim duracak gel ne olursun gel son defa sev beni gel sarıl bana sarıl seni istiyorum gel neden bilmem özlüyorum ellerini ben yok yalan değil artık inkar etmiyorum yeter özlüyorum ellerini bu gece gel yarın istersen yine git hatta unut ne varsa verdiğim al götür öyle git eve kokun siner duvarlara sesin hatt unut sen dün gece nerdeydim kimle seviştin
SEZEN AKSU
Bir sabah saçlarını okşayıp ta rüzgar İzlerini sürmekte gidecek beyaz beyaz Ve güneş aynaya baktığında çizgilerden Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha biraz geç kalın ne olur Hiç hazır değilim henüz Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha Tanıdık değil bana güz
Yok olamaz dur dur gidemezsin Gözlerimin rengi dur bulutlara dönemezsin Yok alamazsın beni deli zaman Dur ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum...
YAR GİDİYORMUSUN GİTME İÇİMDE BİR KORKU VAR BİLİYORMUSUN BÖYLE BAŞLAR AYRILIKLAR GURBETE GİDEN DÖNERMİ DÖNMEZMİ BELLİ DEĞİL BİLİRİM BEN Bİ KARAAĞAÇ GÖLGESİ BULDUM CEBİMDE ÜMİTLERİM
ÖZLEM...
Özlediğin, gidip göremediğindir; ama, gidip görmek istediğin
Özlem, gidip görememendir; ama gidip görmek istemen
Özlediğin, gidip görmek istediğin ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek istemen ama, gidememen, görememen; gene de, istemen.
Her gün bir şey daha biter Giderek acı vermez biten şeyler Kayıtsız bir razı oluş başlar Sıradan izler bırakır en tutkulu aşklar
Aldırma deli gönlüm Giden gitsin sen şarkılar söyle içinden boşver
Yalanlarla yasaklarla Yazılır hesabına günah güller Bitmez bu son pişmanlıklar ah Soluyor birer birer içimizdeki güller
Aldırma deli gönlüm Giden gitsin sen şarkılar söyle içinden boşver...
Aklım başımda değil ki sebebini bilmiyorum Bize nazar değdi inan adım gibi biliyorum Yine bana haram geceler senin için ağlıyorum
Yanıyorum yanıyorum Ah yanıyorum yanıyorum Yar yine bana haram geceler Senin için ağlıyorum
Hatıralar gözlerimde dalıp dalıp gidiyorum Acımasız dertlerimle yapayalnız yaşıyorum Yar yine başım belalarda senin için ağlıyorum...
ağla kalbim ağla ona ada bu canı sen kurtar ya rab ümitsizce karşılıksız yananı al derdimi dağlara ver ateşe ver gör yarab dayanmazki dağlar taşlar alev ağlar gör yarab
ben mecburum sana sesimi duysana allahın aşkına kıyma bana umutsa umut yok çareme varmaz yol senden sonrası yok mecburum sana
Beni koyup gitme ne olursun, durduğun yerde dur Kendini martılarla bir tutma, senin kanatların yok Düşersin yorulursun, beni koyup gitme ne olursun
Bir deniz kıyısında otur, gemiler sensiz gitsin bırak Herkes gibi yaşasana sen, işine gücüne baksana Evlenirsin çocuğun olur, beni koyup gitme ne olursun Sonun kötüye varacak, beni koyup gitme ne olursun
Elimi tutuyorlar ayağımı, yetişemiyorum ardından Hevesim olsa param olmuyor, param olsa hevesim Yaptıklarını affettim, beni koyup gitme ne olursun Seninle gelmeyeceğim yine de, beni koyup gitme ne olursun...
Attila İlhan
Büyük sevdalar, Sevgi fidanlarının , bahar esintisi altında ıslanan toprağa dikilmesiyle başlar. Roman yaprakları daha bembeyazken mürekkebin titrek damlalarıyla süslenir. Kalp odacıkları ilk güneşini tanımaya başlar Şiirler güzel duygularla tatlı dillerden dökülür mısra mısra Bazen şafağı pencereden karşılarken, meşe ağaçlarındaki kuşların ötüşü en güzel şarkılardan daha güzeldir. Her an sevdalandığımız insanın yanında olmak bambaşka bir duygudur. Okurken hecelerdeki akışta sörf yapar gibi dalga dalga akar gözlerimize. İçtiğimiz suda bir an gülümser gözleri Bir limanda denizi seyrederken, Dalgalardan uçuşan damlacıklar tenimizle seviştiğinde Onun ruhundaki serinlikle yeni dünyalara kanat çırpan martılar alır bedenimizi. Gecenin zifiri karanlığında yürürken küçük bir yıldızda ışıldar gözleri Heyecan her an bizimle nefes alıp veren an olur. Çaresiz bir altın kafeste çırpınan kanarya gibiyiz O yanımızda olmadığı an Büyük sevdalar böyle başlar, Yaşamın en güzel anlarına
Ya bittiğinde ?
Gitme
Gidiyorsun karaları bağlayıp gitmek istiyorsun gonlunce ,heyecanınla Uzak durmak istiyorsun mavi semaların korerdiği bu şehirden. Hayalin acı verdiği yangın dolu bu alemden kacıyorsun Geride bırakmak istemediğin gözyaşlarınıda beraberinde götürüyorsun, Hadi git!.. Gitmek istiyorsan; Pişmanlığın fayda etmediği yeni dünyana haydi koş, Geride bıraktığın yangın dolu dakikaları düşünmeden hadi git, Bir asırlık çınarın yapraklarını kurutmaya acımadan , hadi kıy ozenle buyuttuğum sevgi çiçeklerini, kurutarak git Git hadi ... Güneşin acı cektiği kızıl sonsuzlukta gözyaşlarıma şemsiye tutarak git Dokunma bulutlarıma, Ellerinle getirdiğin kudretli buzul dağlarınla soğutmaya calıstığın dunyamdan çek elini. Durma koş git!.. İnan bana gozlerimden tek damla düşmez... Hatıralara çizdiğim yeşil tablomdan eser kalmaz Sana yazdığım şarkıların notalarını ,ne kuşlar okur penceremin kordonundan, Nede penceremin bugusuna nefesim yazar şiirlerimi. Git durma git git git Dur !.. Gitme nolursun.. Güneşe bakışımı beraberinde götürüyorsun Gitme , denizi koklayışım ,yakamozla dans edişim sende kaldı Dur gitme, ellerimle yaptığım yıldızlarım senin ufuklarına kaçıyor gitme seni son öptüğüm yağmurlu geceler yok oluyor dünyamdan gitme dur !.. Hayal dunyamda araladığım mavi gizem gozlerinde kaldı. dur !.. Sayfalarımla seviştiğim mürekkebim tukendi , Gitme Yalvarırım dur, Son nefesim sende kaldı !..
Ben senin duygusal icerigine tutldum, gozlerınden fışkıran aleve Rüzgarla boguşan saçlarına tutuldum, buğday başağı gibi dalgalanışına Ben senin masum bakışına tutuldum, icindeki gizeme Ağlayışına tutuldum, kalbındeki ozlem ateşıne Dudaklarındaki yağmura tutuldum, onun hasretiyle yanışıma Göz pınarındaki hasret damlasına tutldum çağlayanının umutsuz bekleyişine Ben senin beni birgün anlayacagına, umutsuz bekleyişime,gozlerimdekihuzune, kalbimdeki yaraya tutuldum. Ben senin günün son saati güneşebakmana tutuldum. Güneşin icindeki hüzünülü bakışı, orda çarpan kalbi bulma ümidine tutuldum. Ben senin kalbindeki anahtarın , birgün açabilme ihtimaline tutuldum. Gecenin mavi gizemindeki ay gibi parıldamana tutuldum. kor ateş gibi sıcak, bulutlar kadar yumusak bedenine sarılabilme umuduna tutuldum. Dudaklarından herçıkan sözün, dağ gibi yüreğımı kurşun gibi delmene tutuldum. Her deryaya bakışında güzelligini haykıran çılgın dalgalara tutuldum. Her türkü söyleyişinde yunus balıklarını dans ettirmene, onları diz çökturmene tutuldum. Ay ışıgı altındaki yakamozu ağlatmana tutuldum. Düşlerime damla damla akmana, rüya aleminin umutlarına kucak acışına tutuldum. Ben senin kalbindeki anahtarı acabilme ihtimaline tutuldum. Gurbette sıla ozlemine , duygu yüklü sıcacık yüregine tutuldum. Ama sen beni hiç sevmedinki.....