Şimdi Ara

'Sükût gibi Münzevî, Çığlık gibi Hür...' (4. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
979
Cevap
0
Favori
70.508
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gecenin ruhuydu hissettiğin.Gizliden gelip yanına sokulmuş.Senin sıcaklığından yararlanıp üşümeyi unutmuş.Sen döndüğünde deymeyesin diye kalkıp öbür tarafına geçmiş.Niyeti uyumak değil seni hissetmekti geç saatlerde.Nefesini duyup tenine dokunmak.Kokunu almaktı en umutsuz anlarında.Hayata bağlanmak seninle , sonsuza dek.Sürekli senin sıcaklığını duymak ona Dünya'nın en huzurlu vakitleriydi bir bakıma.Ne yemek yerken nede güneşin altında yürürken bu kadar mutlu olabiliyordu.Seni düşünürken aldığı hazzı tuttuğu takım gol atınca veya maçı kazanınca bile almıyodu.İçtiği sigara bile onu bu kadar çok rahatlatmazdı.Yudum yudum aldığı çay belkide bu kadar tatlı değildi.Hergün okuduğu gazete bu kadar güncel bu kadar anlamlı şeyler söylemezdi ona.Baktığı hiçbir manzara bu kadar güzel değil , Soluduğu hava hiç bu kadar güzel kokmamış bu kadar temiz gelmemişti.Söylediği şarkılar hiç anlam taşımamıştı senin adın geçene kadar.Hiçbir eylemi mantığa sığmıyordu senin görüntün ona karışmadan.Sanki yaşamanın bir anlamı yoktu sensiz.Kimsenin anlam çıkaramadığı notalardan o makaleler , romanlar yazardı.Tonlanamayan sesleri senin adını duyunca şarkıya çevirir anlam yüklerdi.Sadece resmine bakarak şaheserler çıkarır , o el üstünde tutulan ressamlara kafa tutardı.Hiçbir mucitin icat edemediği şeyleri seni düşünerek yapar , aklın erişemediği yüksekliklere tek başına hemde büyük bir hevesle çıkardı. Atmosferin kendini unuttuğu noktada o yeniden doğar bir okadar daha mesafe yol alırdı.Yeter ki ucunda senin beklediğini bilsin.Ölüme meydan okur gözü kapalı ip üstünde yürürdü.Aşağıda senin olduğunu bilmek ona cesaret vermek için yeterliydi.Bütün yeteneklerini , bütün gücünü , bütün benliğini sadece sesini duymak için harcayabilirdi sanki.O kadar işlemiştiki seni içine ellerini çırptığında hep senin adın çıkardı.Her çırptığında adın bir kere daha yankılanırdı. Düşüncelerini söylemesine gerek kalmazdı.Gözleri herşeyi iletirdi.Sadece " fa " notasını kullanarak sana ait yüzlerce şarkı söyleyebilirdi.Ama biliyorumki o şimdi senin sözlerini unuttuğun bir şarkı sadece..



    @Pier De Sans...
  • Umudumu tamamen kaybettiğimde çıktın karşıma.Hiç sormadın girebilir miyim diye girdin yerleştin tam ortaya.Birşey alır mısın dedim.Daha sonra dedin.Konuşmaya başladık.Önce tanıştık.Nerde oturursun neleri seversin, hangi programı izler kimden nefret edersin anlattın tek tek.İnsanların bana yalan söylemesi hiç hoşuma gitmez dedin.Bana baktın hafifçe gülümsedin "Eeee ya sen?" dedin.Başladım anlatmaya.Deniz dedim.Ben deniz gibiyim.Herkes birşeyler atar bana.Kimisi çöpünü , kimisi martıyı beslemek için elindeki ekmeği.Kimi bana pisliğini dökerken kimisi derdini döker.Kimisi benden korkarken kimisi benimle iç içe olmak için can atar.Ben tersim mevsimlere.Yazın soğuk kışın sıcağım.Yağmurlu havalarda durgun , güneş açtığında hareketlenirim.Çeşit çeşit balıklarım var içimde.Rengarenk.Sevgi taşırlar bir şehirden bir şehire.Dünyanın bütün dertleri bendedir.Herkes bana anlatır , gökyüzü bile bana ağlar zamanı gelince.Ay bile en güzel yüzünü bana gösterir dedim.Yüzündeki gülümseme biraz daha arttı.İyice daldık konuşmaya.Ocağa koyduğum çayı unuttum.Altındaki su bitti..Aklıma gelmişken kapatayım dedim.Ocağa gittim geldim sen yoktun.Yerinde bir not ve şöyle yazıyor."Hani girdiğimde birşey alır mısın dedin ya...Ben gerekeni aldım ve gittim.".Başlarda anlayamadım neyden bahsettiğini.Gün geçtikçe farkettim ki o yüzündeki gülümseme gözümün önünden hiç gitmiyor , sürekli cümlelerin geçiyor aklımdan.Farkettim ki kahverengi olan gözlerim artık maviye çalıyor.Hayattan ümidimi kesmişken gözlerime bir umut gelmiş .Mavi gelmiş..Aradan bir süre geçti tam hatırlamıyorum.Sanırım 3 aydı.Farkettim ki başkasına baktığımda birşey görmüyorum.Birisine elimi uzatsam elim kuruyo kemik oluyo adeta.Farkettim ki sevmek istesemde boşluk oluyo içimde.Neyse dedim geçtim.Aradan 1-2 ay daha geçti ve farkettim ki artık yediklerim boğazımdan aşağı inmiyo.Ağzımdan geri çıkıyo.Ve en sonunda anladım ki aldım dediğin kalbim miş.O gülücüğünle muhabbetinle aldın kalbimi gittin.Feda olsun önemi yok.Aldın gitti.Geride gelmezsin zaten böyle yaşamayı öğreniriz.Olan tek kalbimizi o güzel yüze sahip o hoş sohbete sahip sen al farketmez..Tek farkeden o sohbeti bir daha yapamayacağız.Ve sen farkedeceksin ki geceleri yüzüne ılık ılık çarpan meltem değil , denizin nefesi...





    @Pier De Sans
  • Kırdın Kalbimi Cankörüğüm

    Ne zaman yağmur yağsa
    Bir buluşma yeri olurdun
    İstanbul'da rüzgâr soluklara
    Mavisi yasaklanmış deniz
    Kızıl tufanı yaratmadan daha
    Ne zaman yağmur yağsa
    Tarihin şiir tanığı olurdun
    Yağmurdan sonra
    Toprak kokusu bakışlılara

    Tam otuz yıl nasıl kıydım sana
    Bin zehirli duman arasında
    Islığınla besteledim hep
    En pembe çocuk düşlerini
    Pan'ın flütünden mi kalma
    Babam'ın dilsiz kavalından mı
    Hep rüzgârla bir tuttum seni
    Hani yolu yakın
    Aşkı sonsuz kılan rüzgârla bir

    Ey can içre cankörüğüm
    Hangi kentin temiz havası
    Yetmez oldu ki soluğuna
    Çıkardın kendini ölüm doruğuna
    Ölmek kolay değil cankörüğüm
    Kalbimde sevinç gözesi pınarlar
    Kalbimde yaşamak aşkı çınarlar
    Ve bir nice coşkular coşkular
    Sende onlar gibi yaşayacaksın
    Akıp ırmaklara karışacaksın
    Sırılsıklam bütün sevişmeleri
    Yine soluğunla kurutacaksın

    Adnan Yücel
  • quote:

    Orjinalden alıntı: esarikaya
    oooooo... komşum ağır takılıyorsun


    Mevsimlerden ilkbaharla sonbaharı severim. Kışın karlı günleri de ilham verir bana. Ama o ilham gri bir ilhamdır. Yazın, deniz kenarındaki, Bardakçı koyundaki ise parlak bir ilhamdır. Sanırım beş yıl önce o "ilham cenneti"nde kendimi satırlara döktüm. Bakın çalakalem neler yazmışım:

    Sevgi dolu bir dünyam var, dört yanımda tüm insanlar
    Dünya malı neye yarar, dostluklarla yaşıyorum
    Şiirlerde romanlarda, gelmiş geçmiş zamanlarda
    Tamburlarda kemanlarda, şarkılarda yaşıyorum


    Sevgilerden nakışlarla, mutlu mutsuz bakışlarla
    Kalpten kalbe akışlarla, alkışlarla yaşıyorum
    Ben de sevdim bir zamanlar, içimde bin hatıra var
    Herkes hayatını yaşar, anılarla yaşıyorum

    Ne köşklerde ne sarayda, ne dünyada ne de ayda
    Benim yerim çok uzakta, dualarla yaşıyorum

    Şarkılara duygu seren, çilelere goğüs geren
    Dertli gönüllere giren, işte benim Zeki Müren (http://84.44.114.44/show.asp?t=dertligonulleregirenistebenimzekimuren )

    Kimsesizlerin kimsesiziyim, kimsesizim
    Yalnızların yalnızıyım, yalnızım
    Dertlilerin dertlisiyim, dertliyim
    Aşıkların aşkıyım, aşığım
    İsmim Mesut, göbek adım Bahtiyar,
    Yıllarca hep böyle bildiniz siz
    Mesut Bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz

    Zeki Müren



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 19 Nisan 2006; 12:57:06 >
  • Kürdîli Hicâzkâr (Curcuna)
    Bestekâr : Avni Anıl


    Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un
    Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
    Canım doya doya sarhoş olmak istiyordum
    Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
  • gönlüme bir garip haller oldu
    gitmeden biri diğerine tutuldu
    hayra alamet mi bu olanlar
    çıkamadım içinden beni kurtar

    sözüm sözmüdür bilmeden
    çaresiz geliyorum peşinden
    hata olabilir bu aslında
    dert çekemem artık yeniden

    benim sanki sana ihtiyacım var
    yanlız kalamam ki ölene kadar
    teselli bulsam ona değer
    bu kadar ihanete akılmı yeter
  • Ben Bir Eylül Sen Haziran

    Bir eylüldü başlayan içimde
    Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
    Çimenler sararmıştı
    Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
    Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
    Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
    Deli deli esiyordu rüzgar
    Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
    Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
    Neydi o bir zamanlar
    Sevmişliğim, sevilmişliğim
    O heyheyler, o delişmenlikler neydi
    Ne bu kadere boyun eğmişliğim
    Ne bu acıdan korlaşan yürek
    Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
    Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne
    Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
    Beni kötü yakaladın haziran
    Gamlı, yıkık eylül sonuma
    Bir ilkyaz tazeliği getirdin
    Masmavi göğünle
    Cana can katan güneşinle
    Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
    Çiçekler açtı dokunduğun
    Çimler büyüdü yürüdüğün
    Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
    Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
    Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
    Dallarım yere değiyor
    Güneşi batmadan saçlarının
    Bir dolunay doğuyor bakışlarından
    Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
    Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
    Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
    Ölebilirim artık
    Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
    Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
    Baksana; parmak uçlarım ateş
    Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
    Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
    Benimle meydan oku her çaresizliğe
    Benimle uyu, benimle uyan
    Birlikte varalım onüçüncü aylara
    Ben bir eylül, sen haziran.


    ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
  • Ne kadar da güzel şeyler yazılmış ya ! Ahh ahhh ama hiç ruh durumum uygun değil, bünyem kaldırmıyor, daha fazla okuyamayacağım, çıkayım bari, ararsanız bijou bardayım
  • Sen aklımın da ötesindesin
    ötesindesin öte bildiğim şeylerin
    çok yakınsın gönlüme bir o kadar uzaksın tenime ,
    Hissediyorum nefesini dudaklarımda
    ama yoksun yoksun işte
  • Gönlüne düşerse bir imkansız aşk
    Kaçarken vurulmuş ceylen gibi yüreğin
    Ağlarsın ırmak olup
    Gözyaşların boşa
    Kendini tanıyamzsın
    Aşıksan yarımsın
    Gel ellerimi tut diyemem
    Gözlerinin içine bakamam
    Ah ettim tükendim
    Gün günden soldum
    Perişan ruhumu ismin ile avuttum
    Ağlarsın ırmak olup
    Gözyaşlrın boşa
    Kendini tanıyamazsın Aşıksan yarımsın
    Yıkamam kumdan kalemi
    Aldatamam kendimi
    Açamam mühürlü kalbimi
    Anlatamam kendimi
    GÖNLÜME DÜŞTÜ AH BİR İMKANSIZ AŞK
  • Seven Bir Kadın İçin Sone

    Siz ne zaman sevdiyseniz çaresizlik vardı
    Bir karanlıktı basan içinizi aşkla beraber
    Sevince her yeriniz bir humma ateşiyle yanardı
    Sonra gözlerinizde yaş, alnınızda ter

    Onu severdiniz bilirim ama gidemezdiniz ki
    Sizin gibi niceleri sevip gidemediler
    İşte ümitsiz aşkınızın şahidi
    Dişlediğiniz yastıklar, kırdığınız kadehler

    Ve sizi o keder güzelleştirdi o keder
    O isyan etmeler Tanrı'ya, o içinizdeki kırıklık
    O sabahlara dek ağladığınız geceler

    Bütün kadınlığınızla aşkın üstündesiniz artık
    O içinizdeki fırtınalar da gelir geçer
    Siz de bir gün dersiniz - sevmek yalanmış meğer.


    ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
  • Yine de sen, son sevdiğim
    Uğruna sevgiler aşklar tükettiğim
    Yine de sen, tek bildiğim
    Yollarına aşk tohumları serdiğim

    Bu can sana hayran sevişine kurban
    Alıştırmasaydın insafsız
    Bu can sana hayran gülüşüne kurban
    Şimdi vazgeçemem ben inan

    Kurşun adres sormaz ki
    Yaktın beni en derinden
    Depremlerde yine yüreğim
    Yangınlar çaresiz

    Dön gel yine sev beni
    Sar sevgine sevgimi
    Nefes gibi muhtacım sana

    Yine de ben hep seninim
    İlk şarabı senin elinden içmişim
    Yine de sen ille de sen
    Senin ilacın bil ki bende sevgilim
    Benim ilacım bil ki sende sevgilim

    Günahın özüyse seni sevmek
    Cezam cehennem olsun...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: celcin

    Yine de sen, son sevdiğim
    Uğruna sevgiler aşklar tükettiğim
    Yine de sen, tek bildiğim
    Yollarına aşk tohumları serdiğim

    Bu can sana hayran sevişine kurban
    Alıştırmasaydın insafsız
    Bu can sana hayran gülüşüne kurban
    Şimdi vazgeçemem ben inan

    Kurşun adres sormaz ki
    Yaktın beni en derinden
    Depremlerde yine yüreğim
    Yangınlar çaresiz

    Dön gel yine sev beni
    Sar sevgine sevgimi
    Nefes gibi muhtacım sana

    Yine de ben hep seninim
    İlk şarabı senin elinden içmişim
    Yine de sen ille de sen
    Senin ilacın bil ki bende sevgilim
    Benim ilacım bil ki sende sevgilim

    Günahın özüyse seni sevmek
    Cezam cehennem olsun...



    OF OF OF OOOFF BU NE
  • Kenan Doğulu - Kurşun Adres Sormaz ki
  • AŞK ACISI


     'Sükût gibi Münzevî, Çığlık gibi Hür...'



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi denizkabuğu -- 19 Nisan 2006; 15:29:19 >
  • Aşk acısını en iyi anlatan duygu budur benim için...


    Eşyalar toplanmış seninle birlikte
    Anılar saçılmış odaya her yere
    Sevdiğim o koku yok artık bu evde
    Sen...

    Kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
    Ne olur terketme yalnızlık çok acı
    Bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte
    Sen kadınım

    Hatırla o günü karşıki sokakta
    Seni öptüğümü ilk defa hayatta
    Kollarımda benim ilkbahar sabahım
    Sen...

    Sönmüş bak ışıklar ev nasıl karanlık
    O ılık aydınlık yuvamız soğumuş
    Geceler bitmiyor ağlıyorum artık
    Sen kadınım

    Eşyalar toplanmış seninle birlikte
    Anılar saçılmış odaya her yere
    Sevdiğim o koku yok artık bu evde
    Sen...

    Masamız köşede öylece duruyor
    Bardaklar toplanmış herbiri bir yerde
    Sanki hepsi hasret senin nefesinde
    Sen kadınım

    Bana bıraktığın bütün bu hayatın
    Yaşanan aşkların değeri yok artık
    Ben sensiz olamam artık anlıyorum
    Sen...

    Şimdi çok yalnızım
    Ne olur kal benimle o kapıyı kapat
    Elini ver bana
    Dışarıda yalnız, yalnız üşüyorsun
    Sen kadınım...
  •  'Sükût gibi Münzevî, Çığlık gibi Hür...'
  • Ağlıyorum Kaderimden

    Bebeğim bir tane şarkı sőyledi
    Kalbinden hediye etti
    Duyunca sesini sandım őlűrűm
    Çűnkű o şarkı bizimdi
    Duydum ellerini őpműş
    Kızıl dudaklarına kavuşmuş
    Hani esas sevgilisi bendim?
    O busesi de benimdi!

    Meleğim kırdı kalbimi
    Sűrdű beni cehenneme
    Çaldı gőkten yıldızlarıma
    Ağlıyorum kaderimden
    Gőzyaşlarım ellerimde

    Duydum pamuk beyazmış
    Gűl kadar da canlıymış
    Resmi yastığın altında
    İsmi de dudağında
    Acaba aşkımla gűlűmsűyor mu?
    Aynen benim gibi?
    Beraber ağladılar mı?
    O gőz yaşları bana ait!

    Meleğim kırdı kalbimi
    Sűrdű beni cehenneme
    Çaldı gőkten yıldızlara
    Ağlıyorum kaderimden
    Gőzyaşlarım ellerimde
  • Ne vakit gelsen aklıma, bir yıldız düşer içime
    Seni görürüm o anda, yağar yağmur avucuma

    Kıvrım kıvrım saçların ıslanır ben dokununca
    Ne vakit gelsen aklıma, durdururum zamanı

    Gidersen doğmaz güneşim, sarar gözlerimi acı bir telaş
    Gitme desem canım, kalır mısın benimle
    Gitme desem canım, sever misin beni yine

    Gitme, gitme, gitme ah gitme
    Gitme, gitme, gitme ah gitme

    Geceler sabahsız, ömrüm baharsız
    Sensiz kalırsam, ölürüm yalansız
    Geceler sabahsız, ömrüm baharsız
    Sensiz kalırsam, ölürüm yalansız

    Gitme, gitme, gitme ne olur
    Gitme, gitme, gitme ne olur
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.