Şimdi Ara

Tanrının ölümü ve bilginin kesinliği üzerine (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
78
Cevap
0
Favori
1.969
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Konu ile ilgisi var. Gök cisimlerinin ne olduğunu bilmek orada yazılanın ne olduğunu anlamana yardımcı olur diye düşündüm. Google oraya Gök = Evren de yazabilirdi. Gök bilimi gözlemlenebilir evreni inceler. Gözlemlenebilir evren ile evren aynı şey değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C36D8071F

    Konu ile ilgisi var. Gök cisimlerinin ne olduğunu bilmek orada yazılanın ne olduğunu anlamana yardımcı olur diye düşündüm. Google oraya Gök = Evren de yazabilirdi. Gök bilimi gözlemlenebilir evreni inceler. Gözlemlenebilir evren ile evren aynı şey değil.
    Konu gök cisimleri değil ki bana gök cisimlerini yazan link atıyorsun. Gök her manada kullanılabilir, evren, gökyüzü, uzay..her anlamda kullanırsın. Kaldı ki ben sana gök kelimesinin anlamını yukarıda link verdim, uzay anlamında kullanılıyor. Eğip büke bükerek nereye kadar gideceksin. bigbang dedim ordan kaçıp gök demeye başladın, gök ne demek dedin bana "gök cisimleri" linkini atıyorsun.

    Senin derdin gerçekleri öğrenmek değil ki, kendini kandırmak....hadi selametle..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Sonuçta gök cisimleri gökte bulunur. Boş yere adı gök cismi değil. Big Bangten neden kaçayım yanlış bilgini düzelttim.
    Bilmeyince veya bilmek istemeyince her anlamda kullanırsın tabi.
    Kendini kandıran ortada.
  • Konu sahibi dalga geçip parodimsi bir şey oluşturmaya çalışmış onu da yapamamış. İnsanları o dönemin geleneklerinden çok farklı bir dine inandırmayı kendi toplumunda adeta her anlamda devrim yapmayı üstelik tek başınayken ve otoritenin tamamen karşısında başlamışken yemek yemek gibi bir şey zannediyor. Tanrı kendini öldürmez. Bu ifade hiçbir şeye karşılık gelmemekte. Yani evli bekar birisi gibi. Ama bunu doğru kabul etsek bile her şeyi bilen mükemmel bir Tanrı'nın yapacağı son şey olurdu kendini öldürmek. Tabi ki ezeli olan bir varlığın bir sonunun olması gibi sorunlara da değinmedim. Tanrı'nın süreç geçirmesi konusuna her zaman negatif yaklaşmışımdır.

    @Koşulsuz_Uyarıcı sema arapça'da yukarıda olan şey demek mecazi olarak yüceliği de ifade edebilir. Andromeda'da bulunan bir yıldız ile 5 metre üstünden uçan kuş ikisi de semadadır.

    Big bang evrenin başlangıcı değil de enflasyonun bir parçasından oluşan bir şeyse ya da ezeliyse tamamen big bang'den bağımsız olan termodinamiğe dayanarak neden tamamlanmış bir entropi yok veya tüm süreçler tamamlanmadı. Bu süreçler determinist işliyorsa ezelden beri var olduklarına göre her şeyin tamamlanması yıldızların ölmesi gerekirdi. Sonsuz olay dizisi tamamlanamaz yani hep devam eder diye bir cevap gelirse bu zaten kendi öncülüyle çelişir. Evrenin başlangıcı için konulan konularda evrende gerçek sonsuzun olamayacağı üzerinde durulur. Zaten sonsuz zamanı varsaymak bile başlı başına düşünülemez ve hatadır ama derin olduğu için ben öyle sormadım. Sonsuz olay dizisi sonsuz zamanla eşlenebilirse bu sonsuzun aşılabileceği anlamına gelir. Yani sonsuzluk yoktur sonsuz olay ve zaman yoksa evrenin/lerin başlangıcı vardır. Tersi düşünülürse sonsuz zamanda neden sonsuz olaylar dizisi hala bitmedi?

    Sonsuz olay ve zaman birbirinden bağımsız değildir. Sonsuz zaman demek zaten sonsuz tane olay dizisi demektir. Sonsuz olay dizisi sıralanıp belli bir süreç sonunda şu anki halini alıyorsa sonsuz olayı bitirmesine rağmen şu andakileri bitirememiş demektir. Bu da mümkün değil. Üstelik sonsuza ekleme de yapılamaz.

    Bu kafa karıştırıcı geliyorsa direk entropi üzerinden de savunma yapılabilir. Entropi için böyle düşünmeye gerek yok. O şey mutlaka bir dengeye ulaşmak zorundaydı.

    @soygar Mustafa öztürk ya da elmalılı mealine dayanarak yapılan musiun kelimesinin kadir olduğu anlamı yorumdur. İlk videoda adam zaten genişletici anlamını vermiş ama onun nesnesini ayette yer alan sema yerine başka şeylere çekmiş. Arapça'da genel kural fiil veya nitelik en yakın olan ve gidebileceği kelimeye(genellikle ve eğer gramer açısından dişilik/erkeklik gibi bir sorun yoksa)gider. Bu konuda Mehmet Okuyan, Hakkı Yılmaz eski dönemlerden Fahreddin Razi bu anlamı vermiştir. Yani çoğunluk ve otoriteyle sağlanan bir görüş de değildir o kelimenin nimetlere gideceği veya her şeye kadir anlamında olduğu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Terry Malloy

    Konu sahibi dalga geçip parodimsi bir şey oluşturmaya çalışmış onu da yapamamış. İnsanları o dönemin geleneklerinden çok farklı bir dine inandırmayı kendi toplumunda adeta her anlamda devrim yapmayı üstelik tek başınayken ve otoritenin tamamen karşısında başlamışken yemek yemek gibi bir şey zannediyor. Tanrı kendini öldürmez. Bu ifade hiçbir şeye karşılık gelmemekte. Yani evli bekar birisi gibi. Ama bunu doğru kabul etsek bile her şeyi bilen mükemmel bir Tanrı'nın yapacağı son şey olurdu kendini öldürmek. Tabi ki ezeli olan bir varlığın bir sonunun olması gibi sorunlara da değinmedim. Tanrı'nın süreç geçirmesi konusuna her zaman negatif yaklaşmışımdır.

    @Koşulsuz_Uyarıcı sema arapça'da yukarıda olan şey demek mecazi olarak yüceliği de ifade edebilir. Andromeda'da bulunan bir yıldız ile 5 metre üstünden uçan kuş ikisi de semadadır.

    Big bang evrenin başlangıcı değil de enflasyonun bir parçasından oluşan bir şeyse ya da ezeliyse tamamen big bang'den bağımsız olan termodinamiğe dayanarak neden tamamlanmış bir entropi yok veya tüm süreçler tamamlanmadı. Bu süreçler determinist işliyorsa ezelden beri var olduklarına göre her şeyin tamamlanması yıldızların ölmesi gerekirdi. Sonsuz olay dizisi tamamlanamaz yani hep devam eder diye bir cevap gelirse bu zaten kendi öncülüyle çelişir. Evrenin başlangıcı için konulan konularda evrende gerçek sonsuzun olamayacağı üzerinde durulur. Zaten sonsuz zamanı varsaymak bile başlı başına düşünülemez ve hatadır ama derin olduğu için ben öyle sormadım. Sonsuz olay dizisi sonsuz zamanla eşlenebilirse bu sonsuzun aşılabileceği anlamına gelir. Yani sonsuzluk yoktur sonsuz olay ve zaman yoksa evrenin/lerin başlangıcı vardır. Tersi düşünülürse sonsuz zamanda neden sonsuz olaylar dizisi hala bitmedi?

    Sonsuz olay ve zaman birbirinden bağımsız değildir. Sonsuz zaman demek zaten sonsuz tane olay dizisi demektir. Sonsuz olay dizisi sıralanıp belli bir süreç sonunda şu anki halini alıyorsa sonsuz olayı bitirmesine rağmen şu andakileri bitirememiş demektir. Bu da mümkün değil. Üstelik sonsuza ekleme de yapılamaz.

    Bu kafa karıştırıcı geliyorsa direk entropi üzerinden de savunma yapılabilir. Entropi için böyle düşünmeye gerek yok. O şey mutlaka bir dengeye ulaşmak zorundaydı.

    @soygar Mustafa öztürk ya da elmalılı mealine dayanarak yapılan musiun kelimesinin kadir olduğu anlamı yorumdur. İlk videoda adam zaten genişletici anlamını vermiş ama onun nesnesini ayette yer alan sema yerine başka şeylere çekmiş. Arapça'da genel kural fiil veya nitelik en yakın olan ve gidebileceği kelimeye(genellikle ve eğer gramer açısından dişilik/erkeklik gibi bir sorun yoksa)gider. Bu konuda Mehmet Okuyan, Hakkı Yılmaz eski dönemlerden Fahreddin Razi bu anlamı vermiştir. Yani çoğunluk ve otoriteyle sağlanan bir görüş de değildir o kelimenin nimetlere gideceği veya her şeye kadir anlamında olduğu.
    Yani yine yanlış olduğunu göstermiyor mu ?
    Bahsettiği şey evren ise evren yine yukarıda değil. Yani Allah çok akıllı varlıksa buna yukarıda demezdi.
    Bing Bang hakkında sorduğun soruyu neden sorduğunu anlamadım.




  • Dostum paylaşımınla hayatını kola-cips-internet üçgeninde yaşayan isyankar ruhlu şabalak ergenusları etkileyebilirsin belki inançsız olmaları için biraz daha gayretSize ayı da yarsan,binlerce delil de göstersen kalbi perdeliyse tartışmanın anlamı yok,bunu uzuuuuuun bir tecrübeyle söylüyorum.Sizin gibilere en güzeli çakma sentetik dinlerden farklı,2 semavi dini içine alan inandığımız son din hak din olan Kurandan ayetlerle cevap verelim.Allahın sözü sizlerin zihniyetini 1400 küsür sene önce aynı şimdiki gibi 10 numara isabetle anlatmış





    Allah'a şirk koşarlar



    O kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık. (KEHF/102)



    Onlar, Allah'tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım olunacaklar. (YASİN/74)



    Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah'a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur. (NİSA/48)



    Fakat Allah, kendilerine salih bir evlat verince, her ikisi de tuttular verdiği evlatlar üzerine ona ortak koşmaya başladılar. Allah, onların koştukları şirkten münezzehtir. (A'RAF/190)



    O gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara "Haydi yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!" diyeceğiz. Artık aralarını iyice açmışız. O ortak koştukları şeyler, "Siz bize tapmıyordunuz ki." diyecekler. (YUNUS/28)



    Onların çoğu şirk koşmadan Allah'a iman etmezler (imanlarına az çok bir şirk karıştırırlar). (YUSUF/106)



    Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: "Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun." (ZÜMER/65)



    Allah'ın anılmasına tahammül edemezler



    Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor. (TEVBE/32)



    İnkâr edenler: "Bu Kur'ân-ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler. (FUSSİLET/26)



    Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman, o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki: "Şimdi size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? O, ateştir. Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüş yeridir." (HAC/72)



    Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar. (İSRA/46)



    Böyle iken, Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur da, O'ndan başkaları anıldığı zaman derhal yüzleri güler. (ZÜMER/45)



    Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı. (KEHF/101)



    -



    Kur'an hakkında şüphe içindedirler



    İnkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderler. (HAC/55)



    -



    Öğüt almazlar



    Hayır, hayır, O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür.



    Dileyen onu düşünür. (MÜDDESSİR/54-55)



    Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar. (SAFFAT/13)



    Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler. (YASİN/46)



    -



    Dini ve iman edenleri alaya alırlar



    Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar. (SAFFAT/14)



    Sapkın inançlarını asla terk etmezler

    Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." derler. De ki: "Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" (A'RAF/28)



    Onlara: " Allah'ın indirdiği (kitabı)ne ve peygamber'e gelin" dendiği zaman:" Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı? (MAİDE/104)



    -



    Allah'ın ayetlerini çarpıtmaya çalışırlar



    Onlar ki, Allah yolundan döndürmeye çalışırlar ve o yolu eğri büğrü yapmak isterler. Üstelik onlar, evet onlar ahirete de inanmazlar. (HUD/19)



    Âyetlerimizi tartışarak bozmaya uğraşanlara gelince, işte onlar cehennemliktirler. (HAC/51)



    Onlar, o kimselerdir ki dünya hayatını ahirete tercih ederler, (insanları) Allah'ın yolundan çevirirler ve onun eğrilmesini isterler. İşte bunlar, çok büyük bir sapıklık içindedirler. (İBRAHİM/3)



    İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklara girişirler. De ki: "Allah'ın hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar". (YUNUS/21)



    Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki bozguncuların sonu nasıl olmuştur. (A'RAF/86)



    Allah ve din hakkında bilgileri olmadığı Halde tartışırlar



    Hem müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler. (CASİYE/24)



    Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." derler. De ki: "Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" (A'RAF/28)



    İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz. (AL-İ İMRAN/66)



    Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar. (KEHF/5)



    Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor. (LOKMAN/20)



    İnsanlardan kimi de vardır ki ne bir bilgiye, ne bir delile, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışır. (HAC/8)



    -



    Allah yolundan saptırmaya çalışırlar



    Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler. (TEVBE/9)



    Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence yerine tutmak için laf eğlencesi (veya boş söz) satın alırlar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azab vardır. (LOKMAN/6)



    Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar. (NİSA/27)



    Onlar ki, Allah yolundan döndürmeye çalışırlar ve o yolu eğri büğrü yapmak isterler. Üstelik onlar, evet onlar ahirete de inanmazlar. (HUD/19)



    Onlar, Allah'ın yolundan men ederler ve onu eğriltmek isterler, ahireti de inkâr ederlerdi". (A'RAF/45)



    Bunu söylemelerinin sebebi şu: Kıyamet günü, kendi günahlarını tam olarak yüklendikten başka, bilgisizlikleri yüzünden saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından bir kısmını da yükleneceklerdir. Dikkat edin, yüklendikleri günah ne kötüdür! (NAHL/25)



    İnkâr eden ve (insanları) Allah yolundan çevirenler, diğer kimseleri de bozdukları için onlara azab üstüne azab artırdık. (NAHL/88)



    Çalım atarak ve halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkanlar ve Allah yoluna engel koyanlar gibi olmayın. Allah onların bütün yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. (ENFAL/47)



    -



    İman etmek için mucize görmek isterler



    Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?" De ki: "Şüphesiz ki Allah, bir mucize indirmeye kâdirdir, fakat çokları bilmezler". (EN'AM/37)



    Bilgiden nasibi olmayanlar da "Allah bizimle konuşsa ya, yahut bize de bir mucize gelse ya!" dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Onların kalbleri birbirlerine benzedi. Gerçekten de yakîne ermek (hakikati bilmek) isteyen bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik. (BAKARA/118)



    Kâfirler şöyle dediler: "Sen, bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."



    "Veyahut hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın."



    "Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin. "



    "Yahut altından bir evin olsun, ya da göğe çıkmalısın. Ona çıktığına da asla inanmayız. Ta ki bize, okuyacağımız bir kitap indiresin." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Nihayet ben de, peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim." (İSRA/90-93)



    Bununla beraber, bize kavuşmayı ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler. (FURKAN/21)



    "O'na bir melek indirilmeli değil miydi?" dediler. Eğer bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu, sonra kendilerine hiç göz açtırılmazdı. (EN'AM/8)



    Bir de "Ona Rabbinden daha başka bir âyet indirilse ya!" diyorlar. De ki: "Gaybı bilmek ancak Allah'a mahsustur, bekleyiniz bakalım, ben de sizinle beraber bekleyeceğim şüphesiz." (YUNUS/20)



    Müşrikler, kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair en ağır yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: "Mucizeler ancak Allah katındadır". Onlara mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini siz nerden bileceksiniz? (EN'AM/109)



    -



    Hakkı göremezler



    Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. (BAKARA/13)



    Hud: "O azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katındadır. Ben size benimle gönderileni tebliğ ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." dedi. (AHKAF/23)

    Ruh halleri sıkıntılıdır

    Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, sanki göğe yükseliyormuş gibi, göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Allah, inanmayanları işte böyle pislik içinde bırakır. (EN'AM/125)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    Hocam arkadaş cevap veremediği için müdahil olmak istedim. Termodinamiğin İkinci Yasası'ndan yola çıkan argümanın problemiyse yasanın istatistiksel bir yasa olması. Eğer sonsuz zamanımız varsa istatistiksel bir yasanın büyük çaplı ihlallerini görmemiz neredeyse kaçınılmaz demektir. O halde evren önceden termodinamik dengeye ulaşmış olsa bile -her ne kadar bu çok düşük bir ihtimal de olsa- bu durumdan çıkabilirdi.
  • Tanrının ölümü ve bilginin kesinliği üzerine
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Hocam arkadaş cevap veremediği için müdahil olmak istedim. Termodinamiğin İkinci Yasası'ndan yola çıkan argümanın problemiyse yasanın istatistiksel bir yasa olması. Eğer sonsuz zamanımız varsa istatistiksel bir yasanın büyük çaplı ihlallerini görmemiz neredeyse kaçınılmaz demektir. O halde evren önceden termodinamik dengeye ulaşmış olsa bile -her ne kadar bu çok düşük bir ihtimal de olsa- bu durumdan çıkabilirdi.
    Entropinin artışı maddenin davranışını betimleyen bir fizik kuralıdır. Diğer fizik kuralları gibi burada başvurulacak olan maddenin davranışıdır. Entropi ise bunun ifadesidir. Eğer elimizde sonsuz olay varsa ve bunlar belli davranışlar sergiliyorlarsa-deterministse- sonsuz olay sonucunda bir dengeye ulaşmaları beklenendir. Sonsuz olay sürecinde dengeye ulaşıp çıkma durumu bu determinist işleyişi bozacaktır. Bu yüzden olma olasılığı yoktur ama sonsuz olay dizisinin elbetteki bazı süreçleri geçirerek bir dengeye ulaşacaktır ve biz o süreçleri yaşıyoruz şeklindeki bir savunma da aslında sonsuz değil fakat çok uzak bir geçmişte bir başlangıç noktası varsayıyordur. Bizim zamana olan şahitliğimizden bağımsız olarak eğer başlangıcına ulaşamadığımız süreç zinciri varsa bu süreçler-özelde bahsettiğim entropi- tamamlanmalıydı. Bu mantıklı gelmiyor eğer sonsuz tane dizi varsa bunlar başlangıçsızdır. Başlangıcı olmayan diziler sonsuz tane şeyi aşmak zorunda olacak ki bu güne gelebilsin. Bugünkü süreçler ve entropinin dengeye ulaşmaması da bu sonsuz zincir yüzündendir. Bu savunmaya da vereceğim cevap sonsuzluğu gelecekteki potansiyel sonsuzluk olarak ele alması gibi bir hataya düşmesidir. Geçmişteki sonsuz zaman potansiyel değildir bir gerçekliği vardır ve tamamlanmıştır. Sorun da burdadır. Entropi ve tüm determinist süreçler özelinde sonsuz geçmiş olay zinciri sonucunda tüm her şeyin tamamlanması sonucuna ulaşıyorum. Tüm olayları sürece giden bir basamak görsek de bunun sonsuzda karşılığı yoktur ve ancak bir başlangıç noktası varsayılınca geçerli olur. Üstelik bu savunduğum bir şey de değil. Ontolojik sonsuzluğun süreçlerde direk olmadığını/olmasının mümkün olamayacağını savunuyorum. Derin ve zor bir konu olduğu için böyle ilerledim. Bu görüşler de kabul edilebilir.

    @Koşulsuz_Uyarıcı Araplarda sema kelimesi kullanılır ve göğü de içine alan geniş bir kavramdır. Kitabın arapça olduğu düşünülünce oldukça yerinde bir kullanım. Mantıksızlık ise arap dilinde aranmalı eğer varsa ama sema kelimesi zaten insan özelinde gelişen bir kelime olduğu için tıpkı yer/arz gibi insana göre kullanılmasında ve yıldızlar göktedir/semadadır/yukarıdadır denmesinde bir sorun yok




  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    Ben yazsam o kitabı derim ki "yukarıyı görüyon mu yıldızlar falan var hani gördün mü bak biz onları genişletiyoruz" derdim. Ama çok zeki evreni yaratmış bir tanrının evreni falan baya detaylı anlatıp genişlettiğini söylemesini beklerdim. Yarın big bange alternatif doğruluğu daha yüksek başka bi teori ortaya çıksa ve dese ki "evren aslında genişlemiyor" o zaman ne olacak ? Kuran o kadar hiç bir şey vermiyo ki... Gök dediğin şey görünen uzayı anlatıyor. Evren dediğin şey uzay, galaksiler, tüm madde ve enerjiyi içeren bütünün adıdır. Evren hiç bir şekilde yukarı diye tanımlanamaz. Gök = evren değildir.
    ZÂRİYÂT-47 Sema derken ondan sonra gelen ZÂRİYÂT-48 yeryüzünü döşek yaptık diyor. Bu ne şimdi ? Dünyanın yuvarlak olduğunu bile vermiyor. Aşırı zorluyosunuz "öyle demek istemiyor çünkü kesinlikle doğru olmalı böyle diyor" diyerek. Oysa kuran apaçık değil miydi ?




  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    Yasanın istatiksel bir yasa olduğunu belirtmiştim. Termodinamiğin 2. yasası sistemde bulunan bir atomun ne yaptığını değil, sistemi meydana getiren parçacıkların ortalama davranışlarını inceler. Bazı fizik yasalarının ihlali yasa tarafından öngörülmez, yasa tarafından yasaklanır. Ama termodinamiğin 2. yasası istatiksel bir yasa olduğu için yani dediği tek şey düzensizliğe gitme eğiliminin bulunduğudur. Dolayısıyla ihlalleri de mümkün gibi görünüyor. Mesela çok uzun bir zaman beklersek evrenin entropisinin düştüğü bölgelerin oluşması bu yasa tarafından yasaklanmaz. Bu nedenle yasa istatiksel bir yasa olduğu için evrenin başlangıcı ya da ömrüyle ilgili öngörüde bulunabilmesi pek doğru gözükmüyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Yasanın istatiksel bir yasa olduğunu belirtmiştim. Termodinamiğin 2. yasası sistemde bulunan bir atomun ne yaptığını değil, sistemi meydana getiren parçacıkların ortalama davranışlarını inceler. Bazı fizik yasalarının ihlali yasa tarafından öngörülmez, yasa tarafından yasaklanır. Ama termodinamiğin 2. yasası istatiksel bir yasa olduğu için yani dediği tek şey düzensizliğe gitme eğiliminin bulunduğudur. Dolayısıyla ihlalleri de mümkün gibi görünüyor. Mesela çok uzun bir zaman beklersek evrenin entropisinin düştüğü bölgelerin oluşması bu yasa tarafından yasaklanmaz. Bu nedenle yasa istatiksel bir yasa olduğu için evrenin başlangıcı ya da ömrüyle ilgili öngörüde bulunabilmesi pek doğru gözükmüyor.
    Ben fizikçi değilim ama biraz baktım şu konu hakkında. Dediğin gibi görüşler de var tam tersi olanlar da var bu yüzden net bir şey söylemiyorum. Argüman zaten savunmacı olmadığı için bu şekilde bir şey ispatlamak doğru olmaz. Termodinamikten şimdilik vazgeçebiliriz o zaman. Ancak hala tüm yaşadığımız süreçlerin şu an devam etmesi gibi bir sıkıntı var. Entropi maddenin düzensizliğidir. Madde tüm süreçleri tamamlayınca kafasına göre-fizik kuralına bağlı olarak-yeniden yeni süreçlere geçiyorsa bile bu aslında ezelden beri açılıp kapanan evren modeliyle aynı mantık düzlemine oturan bir sistemdir. Bu da mümkün sebeplerin mutlaka bir zorunlu sebebe dayanması gerektiğinden ilk durumu-genelde ateist fizikçiler buna enflasyon alanı diyor-statik ve ezeli kabul ederiz. Bu ise bizi yine başa götürür. Mekanik işleyen bir sistemde sonsuz zamana sahipsek neden şu anki olaylar ezeli zamanda yaşanmadı? Aslında sonsuza giden potansiyel sonsuzluk mantıksal olarak mümkün olsa da ilk sebebin bu durumda zamandan bağımsız ve süreç geçirmeyen bir varlık olması gerekir ki ilk başlangıç silsilesini bir yere dayandıralım ve olayların sonsuz geçmişe gitme problemini ortadan kaldıralım.

    @Koşulsuz_Uyarıcı Sen Türkçe'de yeni bir terminoloji oluşturdun ve bunu doğru bulmuyorsun ama sema kelimesini Kuran o şekle sokmuyor. Sema arapçada iyonosfer güneş sistemi ve göremediğin tüm evren için kullanılıyor. Semadan göğün anlaşılması kelimenin o anlama gelmesindendir. Üstelik evrenin genişlemesi en temel fizik gerçeklerindendir. Eğer gerçek değilse biz de ona göre Kuran bu konuda yanılıyor deriz veya ifade literal anlamı dışında başka bir şeye geliyorsa ona bakarız. Kuran'ın bilimsel iddiları doğrulanıp yanlışlanabilir iddialardır. Bu iddialara bakıp iman edenler de zaten bu yüzden etmişlerdir. Yanlışlanma potansiyeline sahip olmayan bir şey bir delil-genelde- olamaz.




  • Terry Malloy kullanıcısına yanıt
    Craig'in Tanrı'nın ezeliliğiyle sonlu bir evren yaratma arasındaki çelişkiyi çözme yöntemi şuydu: "Eğer ben fiziksel bir nesne olsaydım ezeli bir şekilde hangi durumdaysam o durumda kalırdım. Ama bir kişiysem iradi bir şekilde ezeli değişmez durumumdan çıkmayı seçebilirim." Wes Morriston'ın gözlemlediği çok ciddi bir problem var bu argümanda: Craig Tanrı'nın değişmez bir şekilde zaman içinde beklediğini varsayıyor örneğinde. Ama Tanrı'nın yaratmasından bahsederken zamansız bir eylemden bahsediyor. Craig'in verdiği ezelden beri sandalyede oturan adam örneğini ele al mesela. Eğer ben sandalyede oturarak ezelden beri "bekliyorsam" kalkmayı seçebilirim denebilir. Ama sorun şu ki ben ezelden beri sandalyemde oturarak beklemiyorum çünkü ortada zaman diye bir şey yok! Kalkma eylemimi ezeli bir şekilde, zamansız olarak yapmam gerek o yüzden. Bu da ezeli bir şekilde ayakta olmam anlamına gelir. Önceden oturup sonradan ayağa kalktığımı söyleyemeyiz. Benzer bir şekilde Tanrı'nın evreni yaratma eylemi ezeliyse önceden yaratmadığı, sonradan yarattığı söylenemez. Yaratma her an sonlanmış olmak zorunda. Bu nedenle yaratılan evren ezeli olmalı. Craig verdiği örnekte ve evreni yaratmada iki farklı ezelilik anlayışını aynı şeymiş gibi gösteriyor. Zamanlı ezeliliği ve zamansız ezeliliği birbiriyle karıştırıyor.




  • Tanrının ölümü ve bilginin kesinliği üzerine
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Terry Malloy

    Ben fizikçi değilim ama biraz baktım şu konu hakkında. Dediğin gibi görüşler de var tam tersi olanlar da var bu yüzden net bir şey söylemiyorum. Argüman zaten savunmacı olmadığı için bu şekilde bir şey ispatlamak doğru olmaz. Termodinamikten şimdilik vazgeçebiliriz o zaman. Ancak hala tüm yaşadığımız süreçlerin şu an devam etmesi gibi bir sıkıntı var. Entropi maddenin düzensizliğidir. Madde tüm süreçleri tamamlayınca kafasına göre-fizik kuralına bağlı olarak-yeniden yeni süreçlere geçiyorsa bile bu aslında ezelden beri açılıp kapanan evren modeliyle aynı mantık düzlemine oturan bir sistemdir. Bu da mümkün sebeplerin mutlaka bir zorunlu sebebe dayanması gerektiğinden ilk durumu-genelde ateist fizikçiler buna enflasyon alanı diyor-statik ve ezeli kabul ederiz. Bu ise bizi yine başa götürür. Mekanik işleyen bir sistemde sonsuz zamana sahipsek neden şu anki olaylar ezeli zamanda yaşanmadı? Aslında sonsuza giden potansiyel sonsuzluk mantıksal olarak mümkün olsa da ilk sebebin bu durumda zamandan bağımsız ve süreç geçirmeyen bir varlık olması gerekir ki ilk başlangıç silsilesini bir yere dayandıralım ve olayların sonsuz geçmişe gitme problemini ortadan kaldıralım.

    @Koşulsuz_Uyarıcı Sen Türkçe'de yeni bir terminoloji oluşturdun ve bunu doğru bulmuyorsun ama sema kelimesini Kuran o şekle sokmuyor. Sema arapçada iyonosfer güneş sistemi ve göremediğin tüm evren için kullanılıyor. Semadan göğün anlaşılması kelimenin o anlama gelmesindendir. Üstelik evrenin genişlemesi en temel fizik gerçeklerindendir. Eğer gerçek değilse biz de ona göre Kuran bu konuda yanılıyor deriz veya ifade literal anlamı dışında başka bir şeye geliyorsa ona bakarız. Kuran'ın bilimsel iddiları doğrulanıp yanlışlanabilir iddialardır. Bu iddialara bakıp iman edenler de zaten bu yüzden etmişlerdir. Yanlışlanma potansiyeline sahip olmayan bir şey bir delil-genelde- olamaz.

    Alıntıları Göster
    Enerjiyi de mi Sema olarak kullanıyorsunuz ? "Genişliyor yazıyor. hmm evren genişliyormuş bilim diyor. o zaman sema evren demek olsun. aynı zamanda iyonosfer ve güneş sistemi yani gök." kafasında cevaplar resmen...
    Allah kendi yarattığı evren hakkında kurana cahilce bir şeyler yazmış olabilir mi demek istiyorsun yani yanlışlanabilir derken ?




  • Son paragrafa ağladım gülmekten.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Tanrı'nın lehine felsefi argümanlar başarılıysa ezeli(başlangıcı olmayan), nedensiz, zamansız, bedensiz bir varlığı gösteriyor eğer o varlık olmazsa sıkıtılar ortaya çıkıyor bu yüzden zorunlu işte. Ama felsefi argümanlar başarısız ise o zaman zorunlu varlığa gerek yoktur dememiz makul olur. Evrenin başlangıcının olup olmadığı tartışmalıdır. Big Bang Teorisi evrenin evrimiyle ve erken durumuyla ilgili. Tek başına evrene neyin neden olduğu ya da evrenin nihai bir başlangıcının olup olmamasıyla ilgilenmiyor. Big Bang'den bunu çıkarabilmek için Big Bang'e ek bir bilimsel kurama başvurmamız gerek. Nitekim Hawking-Penrose Tekillik Teoremi bunu yapmaya çalışıyor. Ama Hawking'in ve Penrose da sonradan teoremi reddettiler. Neden? Çünkü bu tekillik teoremi yer çekiminin her zaman çeken bir kuvvet olduğu varsayımı üzerine kuruluydu. Artık bunun doğru olmadığı biliniyor. BGV Teoremi ile ilgili sıkıntıysa -evrenin başlangıcı lehine en iyi argüman olsa da- teoremin klasik uzay-zamanı varsayması ve kuantum mekaniğini hiçbir şekilde hesaba katmaması. Bu çok detaylı bir konu kozmolojik argümanlar hakkında giriş yazısı okumanı tavsiye ediyorum. Evrenin başlangıcının olduğuna dair felsefi argümanlarda sunuyorlar teist filozoflar. Tabii ben ateist olduğum için bunları başarısız buluyorum fakat;başta yaptığın eleştiriler felsefe bilmediğini gösterdiği için eleştirdim. Bir ateist olarak Tanrı kendini öldürür, Tanrı'nın yaratıcısı kim tarzı soruları görmek istemiyorum artık.
    Tanrının lehine olan bir tane bile başarılı olabilmiş felsefi bir argüman yok.

    Tanrıya sadece "inanıyorum" diyebilirsin. Hiçbir felsefi argüman seni tanrıya götürmez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mechatengu -- 2 Ocak 2019; 13:11:10 >




  • mechatengu kullanıcısına yanıt
    İşin içinde öznellik de var biraz. Tanrıya götürmez demek yanlış olur. En basitinden ben hassas ayarlar argümanın Tanrıya veya çoklu evrenlere götürebileceği kanaatindeyim. Kozmoloji geliştikçe ikisi arasındaki oranlar değişecektir şimdilik oranları aynı duruyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    İşin içinde öznellik de var biraz. Tanrıya götürmez demek yanlış olur. En basitinden ben hassas ayarlar argümanın Tanrıya veya çoklu evrenlere götürebileceği kanaatindeyim. Kozmoloji geliştikçe ikisi arasındaki oranlar değişecektir şimdilik oranları aynı duruyor.
    Tanrıya ulaşmak için kullanılan bütün argümanlar evreni güzellemeden geçtiği için götürmez.

    Evreni güzelliyorsan güzel olduğu için tanrısı vardır diyorsan o zaman tanrıyı da güzelliyorsun demektir. Evren için ne söylüyorsan en az onun kadarını da tanrı için de söylemiş oluyorsun. Tanrı da en az evren kadar güzelse tanrının yaratıcısı nerede o zaman?

    Evren üzerinden tanrıya ulaşmaya çalıştığın anda döngüye giriyorsun.

    Evren üzerinden gitmediğin anda da o inanç oluyor zaten.




  • mechatengu kullanıcısına yanıt
    a)Tanrı lehine argümanlar sadece evren üzerinden yapılmaz. Ontolojik argüman dışında hiçbir Tanrı argümanı Tanrı'yı varsayılan bütün sıfatlarıyla beraber kanıtlamayı amaçlamaz. Onun yerine a) Kozmolojik argümanlar yaratmayı/zorunluluğu, b) Teleolojik argüman bilgililiği/yaşamı umursamayı, c) Bilinç argümanları zihinde özel bir şeyler olduğunu ve bu yüzden zihinlerin özel olarak yaratıldığını, buradan da zihin sahibi varlıkları "umursayan" bir şeyin olduğunu, d) Ahlak argümanı mutlak iyi bir Tanrıyı kanıtlamayı amaçlar. Bu argümanların hepsi birleşince teistik Tanrı anlayışına çok yakın bir varlığa ulaşıyorsun. Eğer başarılıysalar tabii.

    b)Tanrı'nın yaratıcısı nerede demek gerçekten felsefe yoksunlarının dile getirdiği bir söylem. Tanrı tanımı gereği nedensiz, ezeli(başlangıcı olamayan), mutlak kudretli, mutlak iyi, her şeyi bilen bir varlık. Bu sıfatları kafalarına göre uydurmuyorlar argümanlar başarılıysa o varlık zorunlu bir şekilde var olmak zorunda. Tanrı tanımı gereği de ezeli olduğu için yaratıcısı olamaz. Yaratma bir olay gibi duruyor. Yaratma her an sonlanmış olmak zorunda. Dolayısıyla bu soru aşırı derece bayağı bir soru. Din felsefesine giriş yap çok zayıfsın bu konuda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 2 Ocak 2019; 19:41:35 >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.