Şimdi Ara

Türkiye Gazetesi Yazarından Hüseyin Çelik'in Abdülhamid hakkında hayal kırıklığına uğradığı iddiası

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
99
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in II. Abdülhamid hakkındaki değerlendirmesi sosyal medyada yeniden gündem oldu. Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bugün Türkiye gazetesindeki köşesinde Hüseyin Çelik’in Abdülhamid hakkındaki görüşlerini değerlendirdi.


    "Abdülhamid'i araştırdıkça hayal kırıklığına uğradım" diyen Hüseyin Çelik'in değerlendirmesi şu şekilde:


    “Hızlı bir İslamcı olarak doktora tezimi Abdülhamid üzerine yapmaya karar verdim. Kahramanlıklarını araştırıp herkese anlatmak için kitap yazacaktım. Ama araştırdıkça şoklara girdim hayal kırıklığına uğradım. Necip Fazıl ve Kadir Mısıroğlu’nun anlattığı Abdülhamid, Osmanlı belgelerinde yoktu. Ne vardı peki? Avrupai hayat tarzına meraklı ama Avrupa’dan korkan bir adam, etrafındaki tüm adamları, vezirleri Ermeni, Rum veya Yahudi. Yabancı devletler tehdit edince toprak verip sulh sağlayan bir padişah çıktı karşıma. Ali Suavi’nin Çırağan Sarayı baskınından sonra beni ve ailemi, bunlar Topkapı’nın zindanlarında öldürecekler korkusu ile İngiliz elçisini çağırıp Kraliçe beni korur mu diye söylüyor. İki gün sonra Elçi, Kraliçe seni ve aileni koruyacağını söylüyor ama bir şartı var Ruslara karşı Malta’da ve Girit’te bulunan askerlerimiz savaşırken sevkiyat zorluğu çekiyor... Kıbrıs’ı vermenizi istiyor diyor, 4 gün sonra Kıbrıs'ı İngilizlere veriyor.”


    "AKP ÇÖZÜLMENİN EŞİĞİNE GELMİŞTİR"


    "Çelik, akademik hayatında tarih eğitimi almamıştır, edebiyatçıdır" diyen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, sözü AKP'ye getirerek, "millî ve dinî değerlere bağlı hamleleri bir türlü başaramayan AK Parti ne yazık ki sonunda çözülmenin eşiğine gelmiştir" dedi.


    Şimşirgil, "Cumhurbaşkanımızın tamamen yanlış mecralara doğru yönlendirilmek istendiğini görüyorum" yorumunda bulunurken"Geçtiğimiz iki haftadır AK Parti’nin neden son seçimde büyük kayıp yaşadığını incelerken ilk başta yıllardır gelen bir ihmalle gençleri kaybettiğini belirtmiştim. 2016 yılına kadar Kültür ve Millî Eğitim Bakanlığının kimlerin elinde ve uhdesinde olduğunu düşünürlerse benim bu görüşümün ne manaya geldiğini de anlarlar" dedi.


    Prof. Şimşirgil yazısında şunları belirtti:


    "Fransız, İngiliz, Ermeni, Yahudi, Rum ve daha nice Türk ve İslam düşmanlarının yalan ve iftiralarına aldanarak padişahı kötüleyenlerin, aşağılayanların kimlik ve kişilikleri artık bellidir. Yerli ve yabancı yüzlerce ilim ve fikir adamı yaptıkları araştırmalarda bu yüce hakanın devlet adamlığını, usta siyasetini, müthiş denge politikasını, Türk ve İslam birliğini yürütmekteki maharetini ve medeniyet hamlelerini anlata anlata bitiremezler.

    Konuyu hâlâ yok Necip Fazıl, yok Kadir Mısıroğlu üzerinden yürütmek kurnazlıktan öte fikir fukaralığıdır.

    Kıbrıs konusu ise Çelik’in bambaşka bir hezeyanıdır. Adanın idaresinin İngilizlere verilmesi 93 Harbi'nin sonuçlarından iken ve şayet padişah o adımı atmasa tamamen el konulacağını dünya âlem bilirken, bunu şahsını ve ailesini korumak için peşkeş çekti demek düşmanların bile aklına gelmeyen bir iftiradır!..

    (...) Yarabbi! Kültür ve eğitimimiz bir dönem kimlerin elinde kalmış!


    Gençlere en büyük tavsiyem her yazılanı doğru diye kabul etmemeleri, araştırmaları ve okumalarıdır. Üç dönem bakanlık yapmış, Doç. Dr. diye meydanda gezen bir adamın on cümlesinde neredeyse on yalan ve iftira sıralanmaktadır.",


    Oda Tv




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi NeoNesil2024 -- 22 Nisan 2024; 17:1:45 >







  • Hüseyin Çelik'ten Türkiye yazarına 'Abdülhamid' çıkışı: "Haddini Bildireceğim"


    Eski Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti kurucusu Hüseyin Çelik, kendisine atfedilen ve Sultan Abdülhamit'i eleştiren bir yazıyla ilgili olarak Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Şimşirgil'e sert tepki gösterdi. Sosyal medyada dolaşıma sokulan ve kendisine mal edilen yazının gerçeği yansıtmadığını belirten Çelik, Şimşirgil'i eleştirerek "haddini bildireceğini" ifade etti.


    Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu yazının tamamen uydurma olduğunu ve kendisine ait olmadığını vurguladı. Ayrıca, kendisinin hiçbir zaman "hızlı bir İslamcı" olarak tanımlanmadığını ve Abdülhamit'in kahramanlıklarını veya yanlışlıklarını ortaya koymak için bilimsel çalışma yapılmayacağını belirtti.


    Çelik'in tepkisi üzerine Şimşirgil'e "hadsizce" diyerek yazdığı ifadelerle ilgili olarak daha sonra ayrıntılı bir açıklama yapacağını belirtti. Çelik, söz konusu yazının tamamen uydurma ve yakıştırma olduğunu kamuoyuna duyurarak dikkat çekti.


    HADDİNİ BİLDİRECEĞİM’


    Yazı için “hadsizce” diyen Çelik, “Siz araştırmanızı yaparsınız ve ortaya çıkan verileri objektif olarak rapor haline getirirsiniz. Sosyal medyadaki dolaşımları açıkça çok ciddiye almamıştım. Ancak bugün bir gazetede ünvânı profesör olan bir zat, bu ifadeleri doğru ve bana ait kabul ederek bana hadsizce saldıran bir yazı yazmış. Ben onun haddini başka bir tweetle ayrıca bildireceğim. Takipçilerim beklesinler lütfen. Yalan yanlış bilgi ile yorum yapmak neymiş bu muhterem! zata bildireceğim. Ancak bugün, malum ifadelerin tamamen uydurma ve yakıştırma olduğunu tüm kamuoyu ve takipçilerimin dikkatine sunmak istedim” ifadelerini kullandı.


    Sosyal medyada Hüseyin Çelik’e atfedilen ifadeler ise şöyle:


    “Hızlı bir İslamcı olarak doktora tezimi Abdülhamid üzerine yapmaya karar verdim. Kahramanlıklarını araştırıp herkese anlatmak için kitap yazacaktım. Ama araştırdıkça şoklara girdim hayal kırıklığına uğradım. Necip Fazıl ve Kadir Mısıroğlu’nun anlattığı Abdülhamid, Osmanlı belgelerinde yoktu. Ne vardı peki? Avrupai hayat tarzına meraklı ama Avrupa’dan korkan bir adam, etrafındaki tüm adamları, vezirleri Ermeni, Rum veya Yahudi. Yabancı devletler tehdit edince toprak verip sulh sağlayan bir padişah çıktı karşıma. Ali Suavi’nin Çırağan Sarayı baskınından sonra beni ve ailemi, bunlar Topkapı’nın zindanlarında öldürecekler korkusu ile İngiliz elçisini çağırıp Kraliçe beni korur mu diye söylüyor. İki gün sonra Elçi, Kraliçe seni ve aileni koruyacağını söylüyor ama bir şartı var Ruslara karşı Malta’da ve Girit’te bulunan askerlerimiz savaşırken sevkiyat zorluğu çekiyor… Kıbrıs’ı vermenizi istiyor diyor, 4 gün sonra Kıbrıs’ı İngilizlere veriyor.”


    Patronlar Dünyası





  • Bana da hoca mevlana ödevi vermişti konyalı olduğunu ve ne olursan ol yine gel sözüyle aşırı hoşgörülü biri olduğunu sanıyordum söylediği iddia edilen diğer sözlerin 4de 3ü hristiyanlara hakaret ve küfür içeriyordu. Türk bile değil farslıymış. Ya konyayla alakası yoktu yada konya o zaman fars toprağı falandı. Sunumu hazırladım öğrenciler çarpılacağımı iddia etti. Evet mevlanayı peygamber sanan bile vardı sınıfta.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Stoa -- 22 Nisan 2024; 17:4:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Meleklerin cinsiyeti tartışması ile aynı önem derecesine sahip bir konu... nelerle uğraşıyoruz.
    Neden bir insanı olduğu gibi kabul edemiyoruz. Yani ya kusurlarınızı görmeyecek kadar çok seviyoruz ya da her hareketi batacak kadar nefret ediyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Abdülhamid konusunda bende biraz arastirmalar yapmistim, bize algilatilandan cok farkli bir durumla karsilastim. Saltamati boyunca 30 küsür yil nerdeyse hic sarayindan ayrilmamis. Onun döneminde Imparator 1.5 Milyon km2 toprak kaybetmis. Tahtini kaybetmekten korktugu icin cok tavizler vermis, verdikcede topraklar kücülmüs. O dönem matematik ve okuma yaz,a orani yerli Türk halkinda düsük oldugu icin birakin elciliklerde calisan Bakkallik yapanlar bile ya Rum Ermeni veya Musevilermis. Devlet kademelerinde calisanlar, elciler vs ayni sekilde ya Rum, ya Ermeni yada Musevilerden olusuyormus. Sanildigi gibi Theodor Herzla tokat filan atmamis hatta kendine Devlet nisani takdim etmis. Tarih ve tarihi olaylari dizilerden izliyor millet genelde, gercek hayatla ve gerceklerle uzaktan yakindan iliskisi yok. Bu adamlar siyasetci, birgun kizdigi kavga hatta savastigi ile yarin birgün iyi olabiliyorlar. Ya hep ya hic diye bir durum yok. O günkü durumlar ve sartlar göz önüne alinmadan bugüne göre niyet okumasi yapilip tarih birseylere kilif olarak giydirilmeye calisiliyor. Okulda ögretilen tarih derslerinin tüm dünyada büyük yanlislarla dolu oldugunu biliyorum. Tarihi kazananlar yazar, onlarda kendi istediklerini...





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.