Şimdi Ara

Yağ Eksiltme ile ilgili Ufak Bir Soru (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
129
Cevap
0
Favori
6.663
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: Utku

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.

    Yağın tek görevi yağlama değildir. Yağın temel görevlerinden ilk motor ısısını sabit derecede tutmak için soğutma görevidir. Siz yağın miktarını azaltırsanız ilk olacak şey motor ısısının yükselmesi ve yanma veriminin negatif etkilenmesi olacaktır. Evet yağlama için bu kadar miktar gerekli değildir ancak motoru soğutan başka bir sıvı olsa idi bu mevzu geçerli olurdu. Heat transfer Türkçesi ISI TRANSFERİ konusunun en vurucu parametrelilerinden birisi sıvının miktarıdır. ISI transferinde miktar eksik ise sıvının sıcaklığı yükselir. Sıcaklığı yükselen sıvıdan bu ısıyı transfer edemezseniz ki az miktar kalan yağ ile bu olay gerçekleşir. Sıvının az kalan bölgelerinde sıcaklıklar aşırı miktarda yükselir ve bu bölgede mikron kalınlığında bulunan yağ filmi yırtılır. Siz bu bölgede yağ kalıp kalmamasına odaklanmışınız ama yağ aşırı ısınırsa viskozitesi değişir ve yağlama işlevini yitirir. Motorun hararet yapmasındaki ilk etken yağın ısısının aşırı miktarda yükselmesidir. Bu sorular mak.müh derslerinde trik sorular olarak sorulur ve tuzak sorulardır. Konuyu bilmeyen çakar ve eskiden mezun etmezlerdi. Sanırım günümüzde eğitim seviyesi oldukça düşmüş.

    yani neden -sonuç ilişkisi için sistemin içinde görev alan unsurların temel görevlerini çok iyi bilmek lazımdır. yoksa tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan noktasında kitleniriz .

    Neyse bu konuda cevap yazdıkça biraz canım sıkılıyor , istediğim cevabı göremediğim için belki .

    Ben konuya ilgili çekmek için konuyu daha farklı anlatmaya çalışacağım.

    Vücudumuzun oldukça büyük bir kısmı sudan oluşmaktadır .Hiç aklınıza geldi mi bazı hayvanların vücutlarındaki su miktarı aynı oranda bulunmuyor yani kanın iletilmesi asıl mevzu gibi görünse de canlının vücudunda bulunan su miktarının ilk nedeni nedir diye bir soru sorsak cevap ne olurdu acaba . Aslında yukarıdaki açıklamaları yapmadan bunu sormam daha akılda kalıcı olurdu ama dedim ya dayanamadım.

    evet cevap vücut ısısını dengelemek için su miktarı hayvanın taşıdığı bedenin ağırlığı, yaptığı sürat ve bu sürate çıkarken alacağı ivme değeri , sürati koruma süresi gibi bir tez yazacak kadar alt konu ile birlikte canlılarda su bulunur. Çünkü su iyi bir ısı transferi aracıdır. Buharlaşma yoluyla vücuttan atılarak vücudun kritik sıcaklığını dengede tutar. Bir atı düşünün saatlerce dört nala gidebilmesi için vücuduna aşırı miktarda su gerekli olabilir ama aslında oransal olarak çok fazla olmayabilir, ancak nefesi ile bunu atarak su kaybı olan hayvan durduğunda kovalarca su içer. Yavaş hareket eden hayvanlarda benzer durumlar vardır. su miktarı aslında bir rezervdir. Yani ihtiyaç olduğunda vücut ısındığında bir şekilde sigorta görevi bulunur. Tek görevi tabii ki bu değildir ama temel işlevi budur . Su içinde yaşayan hayvanlarda ise su zaten dengede tutmak için ideal bir ortam olduğu için suyun buradaki görevi farklılaşmaktadır. Bu nedenle damar yapısı ve organik sistemlerin tasarımı veya mevcudiyeti direk içerinde bulunduğu ortamlın ısı transferi ile alakalı bir konudur. Gazlar da ısı transferi yapar ve su içinde yaşanmıyorsa arada yaşayan hayvanlar Havayı da bir şekilde ısı transferi için kullanırlar .Nefes miktarı , nefes ile alınan hava miktarı vb konular bir makina ile çok büyük benzerlikler gösterir. Hemen hemen aynıdır bile diyebiliriz sadece verim olarak çok çok yüksek seviyeye çıkmışlardır , temel farklılık buradadır. Gerisi ayrıntı. Neyse mevzuu sapmasın.

    Sanırım şu anda yağın motorlardaki işlevi ve miktarı konusunda hepimiz aynı bakış açısı ile bakmaya başlayabiliriz ki zaten olayın irdelenmesi için bu bakış açısı şarttır.



    kizacak bir sey yok ki ustad. Verilen cevaplarda teknik acidan bir hata yok.

    Su sogutmali motorlarda isi transferi icin kullanilan temel ekipman motor sogutma suyu ve sogutma sistemi ekipmanlaridir. Blok ve kapak icerisindeki su kanallari ile temel sogutma gorevi yerine getirilir. Radyatore ek olarak fan; hatta fanin da 1 ve 2. kademesi vardir. Bunlar hep suyu sogutmak icin kullanilan sistemlerdir.

    Bu sistemde yagin hayati bir sogutma gorevi olsaydi, yag icin de bir radyator konulmaz miydi yag sogutmali motorlardaki gibi?

    zaten teknik olarak yanlış bir şey yazıldığı için değil , sizin aşağıdaki ifadeniz gibi şey yazıldığı için şaşırıyorum ve bu tür ifadeleri gördükçe gerçekten temel motor tasarımı konusunda eksiklikler olduğunu görerek üzülüyorum .lafım meclisten dışarı

    quote:

    Bu sistemde yagin hayati bir sogutma gorevi olsaydi, yag icin de bir radyator konulmaz miydi yag sogutmali motorlardaki gibi?


    yağın entalpisi ve suyun entalpisini umarım biliyorsunuzdur. soğutma işi uzmanlık alanıdır ,derinlemesine bilgi olmadan yüzeysel cevap verilmesi doğru değildir.

    Termodinamige girersek ben dahil buradaki cogu kisi bir sey anlamaz zaten.

    Iddiam; hatta daha da otedi tecruben su yonde;

    motor yaginin eksik oldugu durumlarda bile, sogutma sistemi duzgun calisan bir motor, sogutma suyu isisini ideal seviyede tutmayi basariyor. Sogutma suyu isisi dengede tutuluyorsa, sogutulmasi gereken parcalarin da isisi kontrol altinda tutulmuyor mudur? Buna yag da dahil

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: Utku

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.

    Yağın tek görevi yağlama değildir. Yağın temel görevlerinden ilk motor ısısını sabit derecede tutmak için soğutma görevidir. Siz yağın miktarını azaltırsanız ilk olacak şey motor ısısının yükselmesi ve yanma veriminin negatif etkilenmesi olacaktır. Evet yağlama için bu kadar miktar gerekli değildir ancak motoru soğutan başka bir sıvı olsa idi bu mevzu geçerli olurdu. Heat transfer Türkçesi ISI TRANSFERİ konusunun en vurucu parametrelilerinden birisi sıvının miktarıdır. ISI transferinde miktar eksik ise sıvının sıcaklığı yükselir. Sıcaklığı yükselen sıvıdan bu ısıyı transfer edemezseniz ki az miktar kalan yağ ile bu olay gerçekleşir. Sıvının az kalan bölgelerinde sıcaklıklar aşırı miktarda yükselir ve bu bölgede mikron kalınlığında bulunan yağ filmi yırtılır. Siz bu bölgede yağ kalıp kalmamasına odaklanmışınız ama yağ aşırı ısınırsa viskozitesi değişir ve yağlama işlevini yitirir. Motorun hararet yapmasındaki ilk etken yağın ısısının aşırı miktarda yükselmesidir. Bu sorular mak.müh derslerinde trik sorular olarak sorulur ve tuzak sorulardır. Konuyu bilmeyen çakar ve eskiden mezun etmezlerdi. Sanırım günümüzde eğitim seviyesi oldukça düşmüş.

    yani neden -sonuç ilişkisi için sistemin içinde görev alan unsurların temel görevlerini çok iyi bilmek lazımdır. yoksa tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan noktasında kitleniriz .

    Neyse bu konuda cevap yazdıkça biraz canım sıkılıyor , istediğim cevabı göremediğim için belki .

    Ben konuya ilgili çekmek için konuyu daha farklı anlatmaya çalışacağım.

    Vücudumuzun oldukça büyük bir kısmı sudan oluşmaktadır .Hiç aklınıza geldi mi bazı hayvanların vücutlarındaki su miktarı aynı oranda bulunmuyor yani kanın iletilmesi asıl mevzu gibi görünse de canlının vücudunda bulunan su miktarının ilk nedeni nedir diye bir soru sorsak cevap ne olurdu acaba . Aslında yukarıdaki açıklamaları yapmadan bunu sormam daha akılda kalıcı olurdu ama dedim ya dayanamadım.

    evet cevap vücut ısısını dengelemek için su miktarı hayvanın taşıdığı bedenin ağırlığı, yaptığı sürat ve bu sürate çıkarken alacağı ivme değeri , sürati koruma süresi gibi bir tez yazacak kadar alt konu ile birlikte canlılarda su bulunur. Çünkü su iyi bir ısı transferi aracıdır. Buharlaşma yoluyla vücuttan atılarak vücudun kritik sıcaklığını dengede tutar. Bir atı düşünün saatlerce dört nala gidebilmesi için vücuduna aşırı miktarda su gerekli olabilir ama aslında oransal olarak çok fazla olmayabilir, ancak nefesi ile bunu atarak su kaybı olan hayvan durduğunda kovalarca su içer. Yavaş hareket eden hayvanlarda benzer durumlar vardır. su miktarı aslında bir rezervdir. Yani ihtiyaç olduğunda vücut ısındığında bir şekilde sigorta görevi bulunur. Tek görevi tabii ki bu değildir ama temel işlevi budur . Su içinde yaşayan hayvanlarda ise su zaten dengede tutmak için ideal bir ortam olduğu için suyun buradaki görevi farklılaşmaktadır. Bu nedenle damar yapısı ve organik sistemlerin tasarımı veya mevcudiyeti direk içerinde bulunduğu ortamlın ısı transferi ile alakalı bir konudur. Gazlar da ısı transferi yapar ve su içinde yaşanmıyorsa arada yaşayan hayvanlar Havayı da bir şekilde ısı transferi için kullanırlar .Nefes miktarı , nefes ile alınan hava miktarı vb konular bir makina ile çok büyük benzerlikler gösterir. Hemen hemen aynıdır bile diyebiliriz sadece verim olarak çok çok yüksek seviyeye çıkmışlardır , temel farklılık buradadır. Gerisi ayrıntı. Neyse mevzuu sapmasın.

    Sanırım şu anda yağın motorlardaki işlevi ve miktarı konusunda hepimiz aynı bakış açısı ile bakmaya başlayabiliriz ki zaten olayın irdelenmesi için bu bakış açısı şarttır.



    kizacak bir sey yok ki ustad. Verilen cevaplarda teknik acidan bir hata yok.

    Su sogutmali motorlarda isi transferi icin kullanilan temel ekipman motor sogutma suyu ve sogutma sistemi ekipmanlaridir. Blok ve kapak icerisindeki su kanallari ile temel sogutma gorevi yerine getirilir. Radyatore ek olarak fan; hatta fanin da 1 ve 2. kademesi vardir. Bunlar hep suyu sogutmak icin kullanilan sistemlerdir.

    Bu sistemde yagin hayati bir sogutma gorevi olsaydi, yag icin de bir radyator konulmaz miydi yag sogutmali motorlardaki gibi?

    zaten teknik olarak yanlış bir şey yazıldığı için değil , sizin aşağıdaki ifadeniz gibi şey yazıldığı için şaşırıyorum ve bu tür ifadeleri gördükçe gerçekten temel motor tasarımı konusunda eksiklikler olduğunu görerek üzülüyorum .lafım meclisten dışarı

    quote:

    Bu sistemde yagin hayati bir sogutma gorevi olsaydi, yag icin de bir radyator konulmaz miydi yag sogutmali motorlardaki gibi?


    yağın entalpisi ve suyun entalpisini umarım biliyorsunuzdur. soğutma işi uzmanlık alanıdır ,derinlemesine bilgi olmadan yüzeysel cevap verilmesi doğru değildir.

    Vezir hocam verdigimiz ya da kendi adima konusayim verdigim bilgilerde sizin soylediginizden farkli birsey yok.. beni delirten su oldu.. biz yag basinci daha onemli dedikce arkadas inadina o zaman ben aracima 2 litre yag koyayim bineyim diyor.. ben ve diger arkadaslar boyle arac binilir demedik..

    Utku arkadasin son soyledigine bende katilmiyorum.. yag sogutmada hayati onem tasir cunku krank mili ve biyel yataklari gibi onemli yerleri suyla sogutamassiniz.. oralar sadece yag ile sogur.. gunumuzde devri ve gucu artan motorlarda artik yag sogutucu kullaniliyor.. kimi aracta bu radyatorun yaninda ufak bir radyator seklinde veya yag filtre govdesinde katman seklinde yapiliyor..

    Ama yag seviyesi hayati onem tasimaz kisa vadede bunu soyleyebilirim ki gecmis cevaplarimda acikladim bunu. Oyle olsaydi bir cok turbodiesel motoru kullanicilar yag seviyesini kontrol etmedigi icin kucagina almisti.. cunku turbodiesel araclar mutlaka yag tuketir bir bakim doneminde min 1 litre yag tuketir

    Saygilar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Utku


    Iddiam; hatta daha da otedi tecruben su yonde;

    motor yaginin eksik oldugu durumlarda bile, sogutma sistemi duzgun calisan bir motor, sogutma suyu isisini ideal seviyede tutmayi basariyor. Sogutma suyu isisi dengede tutuluyorsa, sogutulmasi gereken parcalarin da isisi kontrol altinda tutulmuyor mudur? Buna yag da dahil

    Motor soğutma suyu ile yağ sıcaklığı hiçbir zaman birbirine eşit değildir. Yağ sıcaklığı genellikle çok daha yüksektir. Özellikle Bmw'nin m motorlu araçlarının hepsinde yağ sıcaklığı göstergeleri vardır. Yağ seviyesinin düşük olduğu durumlarda, motor suyu sıcaklığı çok fazla yükselmese bile yağ sıcaklığı fazla yükselerek motorun hassas parçalarına zarar verebilir.

    Geçerliliği konusunda tam emin olamamakla birlikte, (yurtdışı forumlardaki uzmanlardan duyduğum kadarıyla) özellikle Bmw'nin m62 kodlu motorlarında su sıcaklığı normal seviyede olsa bile motor yağının motorun bazı bölümlerinde 600 derece sıcaklığa kadar çıkabildiği belirtiliyor. "Vezir" hocam bu konuda ne düşünür bilmiyorum ama böyle söyleniyor, ben de emin değilim ama mantıklı da gelmiyor değil.




  • Yagin sogutma gorevi olmadigini iddia etmiyorum. Sadece yag eksik oldugu durumlarda bile su sicakligi dengede tutulabiliyorsa, yag sicakligi da dengede tutuluyordur diyorum.

    Neyse; su saatten sonra muhendisler kapissin, ben hukukcu olarak koseme cekileyim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu arada ek bir bilgi, ilgi alanıma girdiği için söyleyim, bmw'nin ihraç ettiği araçlardan sıcak iklim bölgelerine gönderdiklerinde yağ soğutucu radyatör bulunmaktadır. Bu araçlarda yağ kapasitesi de oldukça yüksektir. Benim bildiğim 1996'dan sonra üretilen bmw 5 serilerinin sıcak iklim bölgelerine ihraç edilenlerin hepsinde var. Yani neredeyse 15-20 yıllık olay.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: Utku


    Iddiam; hatta daha da otedi tecruben su yonde;

    motor yaginin eksik oldugu durumlarda bile, sogutma sistemi duzgun calisan bir motor, sogutma suyu isisini ideal seviyede tutmayi basariyor. Sogutma suyu isisi dengede tutuluyorsa, sogutulmasi gereken parcalarin da isisi kontrol altinda tutulmuyor mudur? Buna yag da dahil

    Motor soğutma suyu ile yağ sıcaklığı hiçbir zaman birbirine eşit değildir. Yağ sıcaklığı genellikle çok daha yüksektir. Özellikle Bmw'nin m motorlu araçlarının hepsinde yağ sıcaklığı göstergeleri vardır. Yağ seviyesinin düşük olduğu durumlarda, motor suyu sıcaklığı çok fazla yükselmese bile yağ sıcaklığı fazla yükselerek motorun hassas parçalarına zarar verebilir.

    Geçerliliği konusunda tam emin olamamakla birlikte, (yurtdışı forumlardaki uzmanlardan duyduğum kadarıyla) özellikle Bmw'nin m62 kodlu motorlarında su sıcaklığı normal seviyede olsa bile motor yağının motorun bazı bölümlerinde 600 derece sıcaklığa kadar çıkabildiği belirtiliyor. "Vezir" hocam bu konuda ne düşünür bilmiyorum ama böyle söyleniyor, ben de emin değilim ama mantıklı da gelmiyor değil.

    Esit olmadigi gibi basit bir bilgiyi ben de biliyorum arkadasim. Motor yagi daha cok isinirsa suya da daha cok isi transfer eder. Bunun akabinde sogutma sistemi suyu sogutma gorevini basari ile gerceklestiriyorsa, sistem sogutma gorevini basari ile yerine getirmistir.

    600 derece de biraz sallama olmus. 250 dereceden sonra yag yaniyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Utku


    Esit olmadigi gibi basit bir bilgiyi ben de biliyorum arkadasim.

    Bilgiyi küçümseme :) Bak sonra ayıklayamiyoruz pirincin taşını...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: Utku


    Iddiam; hatta daha da otedi tecruben su yonde;

    motor yaginin eksik oldugu durumlarda bile, sogutma sistemi duzgun calisan bir motor, sogutma suyu isisini ideal seviyede tutmayi basariyor. Sogutma suyu isisi dengede tutuluyorsa, sogutulmasi gereken parcalarin da isisi kontrol altinda tutulmuyor mudur? Buna yag da dahil

    Motor soğutma suyu ile yağ sıcaklığı hiçbir zaman birbirine eşit değildir. Yağ sıcaklığı genellikle çok daha yüksektir. Özellikle Bmw'nin m motorlu araçlarının hepsinde yağ sıcaklığı göstergeleri vardır. Yağ seviyesinin düşük olduğu durumlarda, motor suyu sıcaklığı çok fazla yükselmese bile yağ sıcaklığı fazla yükselerek motorun hassas parçalarına zarar verebilir.

    Geçerliliği konusunda tam emin olamamakla birlikte, (yurtdışı forumlardaki uzmanlardan duyduğum kadarıyla) özellikle Bmw'nin m62 kodlu motorlarında su sıcaklığı normal seviyede olsa bile motor yağının motorun bazı bölümlerinde 600 derece sıcaklığa kadar çıkabildiği belirtiliyor. "Vezir" hocam bu konuda ne düşünür bilmiyorum ama böyle söyleniyor, ben de emin değilim ama mantıklı da gelmiyor değil.

    yağın çıkabileceği maksimum sıcaklık değeri yağ teknik klavuzlarında yazar , ama asla bu sıcaklığa motor içinde çıkmaz . çünkü yağ eksiltmesi dediğimiz olayın aslı yağın sıvı fazdan buhar fazına geçmesinden kaynaklanmaktadır. yani kısaca yağ kaynamaya başlar .viskosite değeri aniden düşer . Bu konuları yağ forumunda yeri geldikçe yağdım onlarc sayfa oldu , ilgili forumdan takip edebilirsiniz.

    tekrar altını çiziyorum araçtaki suyun görevi sadece ve sadece yağı soğutmaktır. Araçtaki radyatör fanının tek görevi radyatördeki suyu soğutmakdır .Ancak araçlardaki yağın soğutma ve ısı sabitleme görevlerine ek başka görevleri vardır başlıcası yağlamadır. Yağlananın maksadı ise motor elemanlarının sürtünme nedeniyle ısısının artmasının engellenmesi ve silindir içi ısının belirli seviyede tutulmasıdır. yağsputmalı araçlar için yazıyorum ,yoksa kaplumbağa gibi hava soğutmalı araçlar da var, yer gelmişken söyleyeyim ama cevabu vermeden. merak eden vosvos bettle da kaç litre yağ kullnıldığına baksın ve nedenini açıklamaya çalışsın zaten benim dediklerime geleceklerdir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.

    Yağın tek görevi yağlama değildir. Yağın temel görevlerinden ilk motor ısısını sabit derecede tutmak için soğutma görevidir. Siz yağın miktarını azaltırsanız ilk olacak şey motor ısısının yükselmesi ve yanma veriminin negatif etkilenmesi olacaktır. Evet yağlama için bu kadar miktar gerekli değildir ancak motoru soğutan başka bir sıvı olsa idi bu mevzu geçerli olurdu. Heat transfer Türkçesi ISI TRANSFERİ konusunun en vurucu parametrelilerinden birisi sıvının miktarıdır. ISI transferinde miktar eksik ise sıvının sıcaklığı yükselir. Sıcaklığı yükselen sıvıdan bu ısıyı transfer edemezseniz ki az miktar kalan yağ ile bu olay gerçekleşir. Sıvının az kalan bölgelerinde sıcaklıklar aşırı miktarda yükselir ve bu bölgede mikron kalınlığında bulunan yağ filmi yırtılır. Siz bu bölgede yağ kalıp kalmamasına odaklanmışınız ama yağ aşırı ısınırsa viskozitesi değişir ve yağlama işlevini yitirir. Motorun hararet yapmasındaki ilk etken yağın ısısının aşırı miktarda yükselmesidir. Bu sorular mak.müh derslerinde trik sorular olarak sorulur ve tuzak sorulardır. Konuyu bilmeyen çakar ve eskiden mezun etmezlerdi. Sanırım günümüzde eğitim seviyesi oldukça düşmüş.

    yani neden -sonuç ilişkisi için sistemin içinde görev alan unsurların temel görevlerini çok iyi bilmek lazımdır. yoksa tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan noktasında kitleniriz .

    Neyse bu konuda cevap yazdıkça biraz canım sıkılıyor , istediğim cevabı göremediğim için belki .

    Ben konuya ilgili çekmek için konuyu daha farklı anlatmaya çalışacağım.

    Vücudumuzun oldukça büyük bir kısmı sudan oluşmaktadır .Hiç aklınıza geldi mi bazı hayvanların vücutlarındaki su miktarı aynı oranda bulunmuyor yani kanın iletilmesi asıl mevzu gibi görünse de canlının vücudunda bulunan su miktarının ilk nedeni nedir diye bir soru sorsak cevap ne olurdu acaba . Aslında yukarıdaki açıklamaları yapmadan bunu sormam daha akılda kalıcı olurdu ama dedim ya dayanamadım.

    evet cevap vücut ısısını dengelemek için su miktarı hayvanın taşıdığı bedenin ağırlığı, yaptığı sürat ve bu sürate çıkarken alacağı ivme değeri , sürati koruma süresi gibi bir tez yazacak kadar alt konu ile birlikte canlılarda su bulunur. Çünkü su iyi bir ısı transferi aracıdır. Buharlaşma yoluyla vücuttan atılarak vücudun kritik sıcaklığını dengede tutar. Bir atı düşünün saatlerce dört nala gidebilmesi için vücuduna aşırı miktarda su gerekli olabilir ama aslında oransal olarak çok fazla olmayabilir, ancak nefesi ile bunu atarak su kaybı olan hayvan durduğunda kovalarca su içer. Yavaş hareket eden hayvanlarda benzer durumlar vardır. su miktarı aslında bir rezervdir. Yani ihtiyaç olduğunda vücut ısındığında bir şekilde sigorta görevi bulunur. Tek görevi tabii ki bu değildir ama temel işlevi budur . Su içinde yaşayan hayvanlarda ise su zaten dengede tutmak için ideal bir ortam olduğu için suyun buradaki görevi farklılaşmaktadır. Bu nedenle damar yapısı ve organik sistemlerin tasarımı veya mevcudiyeti direk içerinde bulunduğu ortamlın ısı transferi ile alakalı bir konudur. Gazlar da ısı transferi yapar ve su içinde yaşanmıyorsa arada yaşayan hayvanlar Havayı da bir şekilde ısı transferi için kullanırlar .Nefes miktarı , nefes ile alınan hava miktarı vb konular bir makina ile çok büyük benzerlikler gösterir. Hemen hemen aynıdır bile diyebiliriz sadece verim olarak çok çok yüksek seviyeye çıkmışlardır , temel farklılık buradadır. Gerisi ayrıntı. Neyse mevzuu sapmasın.

    Sanırım şu anda yağın motorlardaki işlevi ve miktarı konusunda hepimiz aynı bakış açısı ile bakmaya başlayabiliriz ki zaten olayın irdelenmesi için bu bakış açısı şarttır.



    Ayrıntılı cevap için teşekkürler hocam, ancak anlayamadığım bazı noktalar mevcut;

    1) Aracın soğutma sistemi zaten motoru soğutmaya yetecek kapasitede olduğuna göre minimum yağ seviyesinde dahi motoru soğutmaya yetecek seviyede tasarlanmakta değil midir?

    2) Yağ filminin yırtılması için gereken sıcaklık değerini sanki çok düşük bir değermiş gibi vurgulamışsınız, bu değer motorun hararet yaptığı kabul edilen sıcaklık veya daha üst değerler değil midir?

    3) Yağın sıcaklığı arttığında motor soğutma suyunun sıcaklığıda artacaktır kısacası radyatörden atılan ısı miktarı artacaktır. Bu durumda belirli bir denge sıcaklığı zaten oluşacaktır, bu sıcaklık motorun hararet yapması dediğimiz sıcaklık değerinden düşüktür. Şeklinde bir yazı yazsam evet doğrudur diyebilirmisiniz?

    4) Min. seviyedeki yağ seviyesi zaten motorda soğutma ve yağlamaya bağlı herhangi bir kusur olmayacak şekilde seçilmiyor mu? Max seviyedeki yağın daha iyi olacağı aşikar ancak min. seviyenin bir sorun oluşturmayacağını(seviye zammanla düşmediği ve min altına indiğinde aynı seviyeye gelecek şekilde ekleme yapıldığı var sayılırsa) düşünüyorum. Sizce neden bu görüş yanlıştır?


    Sorularımı cevaplarsanız sevinirim. Saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kerosen -- 25 Mart 2013; 14:32:18 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: alpernbugra


    *Sonra neyin ne olduğunu bilmediğinizden iki üç kişiden duyduklarınıza dayanarak bir video buldunuz onuda yanlış anladınız güzelce doğrusunu yazdım
    *Bir soru sordunuz ona da yağ min seviyede ise, yeterli kalınlıkta ise, yağ lambası yanmıyorsa kullanılır dedim. Bunda anlamayacak ne var?


    Sizinle de tanıştığımıza memnun oldum, umarim bundan sonra da seviyeli tartışmalarda görüşürüz. Kirdiysam özür dilerim.

    Bende özür dilerim, forum içerisinde hararetli tartışmalar her zaman olur. Ancak hala cevaplardan tatmin olmuş değilim, konuyu takip ediyorum ve farklı kişilerede sorarak araştıracağım. Saygılar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.


    Hocam ben artık yazmaktan ümidi kesmiş ve gerçekten moralim bozulmuştu, hatta forumda yeniydim, forumdan bile ciddi anlamda soğumuştum.

    Verdiğiniz cevap için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

    Ben makine mühendisi değilim, bu konuda uzman da değilim, sadece bu konulara aşırı ilgiliyim, kesinlikle kendimce yeni birşeyler de söylemiyorum. Dediklerim yüzlerce MÜHENDİSİN bir araya gelip, ortaya çıkardığı araçlardaki teknolojinin (yağ seviye ölçüm müşürü, yağ çubuğundaki min ve max çizgileri vs.) hiçe sayılmayacak kadar önemli olduğu, önemsiz olsa bu konuda bu kadar vurgunun yapılmayacağı ve teknolojinin kullanılmayacağıydı.

    Adını foruma üye olmadan da çok defa duyduğum, yazılarını da okuduğum "Vezir" nickli arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.

    Önemli olan en can alıcı konu empatidir. Bilgi bakış açısında göre yorumlanabilir, arkadaşlarımız kendi açılarından her biri teknik olarak doğru yanıtlar vermişler. Ama size yanıtı verirken sizin ne cevap istediğiniz empatisi kurulamamış sanırım. Hep diyorum, mühendis olmak bir basamak bir aşamadır. Ama iyi mühendis olmak ikinci aşamadır, sonrasında bilgi ve tecrübe artar dağın zirvesine ulaşıldığı sanılır. Aslında bu noktada empati başlar, geride bırakılanlar ve çektikleri anlaşılmaz ise o zirvede adınız kalıcı olarak yazılmaz.

    Mühendisliğin son aşaması da bu konunun anlaşılması için tecrübenin yanına, karşınızdakinin bilgisinin ne olduğuna bakmaksızın gerekli empatinin kurularak aslında ne cevap beklediğini anlayabilme durumu ile alakalı olarak derinleşir.

    Size cevap veren birçok üyemizin bilgisinin ne kadar derin olduğunu çok iyi biliyorum. Bazı forumlarda bunu yazarken görüyoruz, paslaşıyor ve birbirimizi tamamlıyoruz . Ancak bir tasarım nedeni tartışılırken tavuk yumurta konusu hep masanın üzerinde kalır. Öncelikle burada anlaşılması gerekli sonra detay tartışılır .

    Hep söylerim basit sorulara cevap vermek güçtür diye. Bu konu da sanırım iyi bir örnek olmuş.

    Dip not olarak , sizlere cevap veren mühendis arkadaşlarımıza seviyenizi koruyarak sabırla , aradığınız cevabı söyleyerek forumu kirletmediğiniz için teşekkür ederim

    Ben de makine mühendisiyim 20 yılı geçtik ancak en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir. Nadir de olsa böyle vakalar bulunmakta. Bu bağ içinde bilgiyi herkesten alabilirsiniz ama asla bağın üzümlerinin kalitesi ve lezzeti açısından farklılık olsa da biri olmadan diğeri kaliteli olamaz. Ama bağcıları kovalayanlar safına geçenler varsa ilk başta ben onlara hayatlarında göremeyecekleri derinlikte bir ders vereceğimi n altını çizmemde fayda var.

    Emeğe saygı açısından konu anlaşılmalıdır.


    en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir.

    Bir yukarıdaki yazınıza biraz alındım hocam, şimdiye kadar yazdığım mesajlarda ki bu konuda yazdıklarımda dahil böyle bir yazı gördünüz mü? Saygılar.




  • quote:

    Ayrıntılı cevap için teşekkürler hocam, ancak anlayamadığım bazı noktalar mevcut;

    1) Aracın soğutma sistemi zaten motoru soğutmaya yetecek kapasitede olduğuna göre minimum yağ seviyesinde dahi motoru soğutmaya yetecek seviyede tasarlanmakta değil midir?

    2) Yağ filminin yırtılması için gereken sıcaklık değerini sanki çok düşük bir değermiş gibi vurgulamışsınız, bu değer motorun hararet yaptığı kabul edilen sıcaklık veya daha üst değerler değil midir?

    3) Yağın sıcaklığı arttığında motor soğutma suyunun sıcaklığıda artacaktır kısacası radyatörden atılan ısı miktarı artacaktır. Bu durumda belirli bir denge sıcaklığı zaten oluşacaktır, bu sıcaklık motorun hararet yapması dediğimiz sıcaklık değerinden düşüktür. Şeklinde bir yazı yazsam evet doğrudur diyebilirmisiniz?

    4) Min. seviyedeki yağ seviyesi zaten motorda soğutma ve yağlamaya bağlı herhangi bir kusur olmayacak şekilde seçilmiyor mu? Max seviyedeki yağın daha iyi olacağı aşikar ancak min. seviyenin bir sorun oluşturmayacağını(seviye zammanla düşmediği ve min altına indiğinde aynı seviyeye gelecek şekilde ekleme yapıldığı var sayılırsa) düşünüyorum. Sizce neden bu görüş yanlıştır?


    Sorularımı cevaplarsanız sevinirim. Saygılar.


    tabii ki seve seve yanıtlamaya çalışırım. En azından akıllarımızda bakış açısı ve teorik ve pratik gerçekler kalmış olsun.

    1)Kapasitans sorunun cevabıdır. Her sıvının ısı transferinde ısıyı iletilme zamanı söz konusudur. Buradaki riski azaltmak için miktar açısından tolerans konulmaktadır.
    Mühendis adayı olduğunuz için mümkün mertebe teknik yanıut vermeye çalışacağım.

    Olayın üst boyutunda güvenlik katsayısı , alt boyutunda ise bilinmeyen yükler (ısı , iletim eksiklikleri) bulunmaktadır. Min yağ seviyesi normal olarak kullanılan bir araç için güvenlik katsayılarını içeren minimum ısı transferi yapacak şekildedir.

    Ancak dış ortamın nem , ısı ve aracınızın sürüldüğü hız gibi unsurlar parametre olarak risk teşkil eden şartları içerdiği için , fan full hızda çalışınca radyatörün dışarıya ne kadar ısı transferi yapacağı bellidir , ancak bu transfer yapılamaz ise veya eksik kalırsa ki eskimiş araçların soğutma sistemleri tasarımdaki şartları sağlayamaz, bu durumda sigorta olarak miktarı artırarak çözüm bulunur. Ancak miktar ne olursa olsun ısı transferinde aksama var ise hararet kaçınılmazdır ancak hararet yapmak için geçirilen süre uzar. Mesela min seviyede 3 dakikada araç hararet yapacak ise maksimum seviyede 10 dakikada yapabilir. Sayıları farazi olarak verdim ama miktar güvenlik katsayılarında en önemli etmenlerden birisidir.

    2) yağ filminin yırtılması lokal olarak o bölgede ulaşılan sıcaklık ile mümkün olduğu için yağın ortalama sıcaklığı konunun parametrelerinden biridir. Yani yağımız ideal sıcaklıkta tutulursa bu risk azalır .Ancak yağ ortalama sıcaklığının yükselmesi yağın ısısının transfer edilebilme verimi ile alakalıdır. Su ile yağ arasındaki etkileşim aradaki duvarın iletim verimi ve sıvıların debisi ile belirli oranlarda iletişimi vardır. Sıvıların özgül ısıları da bu verimi etkileyen unsurdur. Su ile su veya su ile yağ arasında fark bulunmaktadır. yani bir eşanjör içerindeki sıvılar su ise bu etkileşim hızlıdır , su ve yağ ise daha yavaştır. Ancak yağın kaynama sıcaklığı yüksek olduğu için daha fazla ısı tutma özelliği vardır. Miktar artınca bu ısı tutma KJ olarak artacaktır.

    3) radyatörün maksimum ısı atma kapasitesi baştan bellidir. Aksine bu tasarımdan başlayarak teoridekine göre azalacaktır. Çünkü ısı transferi kompleks bir olaydır. Akışkanlar mekaniği işin ayrılmaz parçasıdır. Yağ sıcaklığı artınca daha fazla ısı transferi olmaz. ISI ile sıcaklığın farklı olduğunun altını çizmem yeterli sanırım.
    motorun hararet yapması dediğimiz olay yağın soğutma görevini aksatacak bir şeylerin olmasıdır. Bu şartlar oluştuğunda yağ hızla yanarak sıvı fazdan gaz fazına veya buharına geçer ve buharlaşarak eksilmeye başlar bu esnada lokal olarak ısı bazı noktalarda yükseleceği için contalar ve yanma sıcaklığı düşük olan noktalarda hasar baş gösterir.Yani yağ A scıaklığında olduğunu düşündüğümüzde metal noktalar etrafında scıaklık çok daha yüksektir bu dağılımı eşitlemek için yağın devri daim-i gereklidir ki sıcaklık homojen olarak dağılabilsin .yağ miktarı azalmaya başladıkça yağ daha hızlı bir şekilde buharlaşmaya başlar çünkü ocağın altı açıktır ve çaydanlıktaki su misali , eksilme oldukça buharlaşma yüzdesi artar. Min seviyede bu olayın olma şansı ile max- min miktarı kadar yağ bize zaman kazandırmaktadır bu zaman araçta bir problem olduğunu anlayarak sürüşe devam etmemek kaydıyla geçerlidir. Yoksa yağ yaka yaka gidilirse ne kadar çok yağ olursa olsun fark etmeyecektir.
    4) m,n seviyedki yağ teoride yeterli bir miktardır. Kısa bir müddet böyle idare edilebilir ancak pratikte araçlar aynı ısısal yüklere maruz değildirler. Antalya’da nem 40 derece sıcakta min seviyede bir yağın ideal soğutma ve yağlama görevi gösterebileceğini iddia etmek büyük bir hata ve yanılgıdır. Aradaki fark bizim sigortamızdır. Araçta hiç yağ yokken bile araç motoru soğuk ise belirli bir müddet ciddi sorun çıkmadan gidilebilir ta ki motor ideal ısısını aşana kadar çünkü yağ ve su kombinasyonu bu soğutma işlevini yüklenerek devri daim ile sorunu yüklenirler. Soğuk havalarda veya sakin kullnımda araç fanımızın devreye girmemesinin sırrı budur .Fan ancak kritik eşik aşılınca veya termostat ve müşir verileri ile iletişime geçer. Ancak yine de bu sıcaklık verilerinde bile bir tolerans bulunmaktadır.
    Toleransı olmayan hiçbir makine elemanı yoktur .Ancak zamanın toleransı yoktur. Yani zamanı azaltacak bir şey olmadığı için süreci ertelemek için kapasitans , miktar en önemli sigortalardan biridir. Çok iyi olan kontol sistemlerinde kendine güvenen bir tasarım mevcut ise miktar azaltılması mümkündür ancak sistem kontrol ve döngüleri bile sadece bir dönem ders verilecek kadar geniş bir konudur.Zaten mak. Müh fakültelerinde kontrol sistemleri ayrı bir derstir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alpernbugra

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.


    Hocam ben artık yazmaktan ümidi kesmiş ve gerçekten moralim bozulmuştu, hatta forumda yeniydim, forumdan bile ciddi anlamda soğumuştum.

    Verdiğiniz cevap için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

    Ben makine mühendisi değilim, bu konuda uzman da değilim, sadece bu konulara aşırı ilgiliyim, kesinlikle kendimce yeni birşeyler de söylemiyorum. Dediklerim yüzlerce MÜHENDİSİN bir araya gelip, ortaya çıkardığı araçlardaki teknolojinin (yağ seviye ölçüm müşürü, yağ çubuğundaki min ve max çizgileri vs.) hiçe sayılmayacak kadar önemli olduğu, önemsiz olsa bu konuda bu kadar vurgunun yapılmayacağı ve teknolojinin kullanılmayacağıydı.

    Adını foruma üye olmadan da çok defa duyduğum, yazılarını da okuduğum "Vezir" nickli arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.

    Önemli olan en can alıcı konu empatidir. Bilgi bakış açısında göre yorumlanabilir, arkadaşlarımız kendi açılarından her biri teknik olarak doğru yanıtlar vermişler. Ama size yanıtı verirken sizin ne cevap istediğiniz empatisi kurulamamış sanırım. Hep diyorum, mühendis olmak bir basamak bir aşamadır. Ama iyi mühendis olmak ikinci aşamadır, sonrasında bilgi ve tecrübe artar dağın zirvesine ulaşıldığı sanılır. Aslında bu noktada empati başlar, geride bırakılanlar ve çektikleri anlaşılmaz ise o zirvede adınız kalıcı olarak yazılmaz.

    Mühendisliğin son aşaması da bu konunun anlaşılması için tecrübenin yanına, karşınızdakinin bilgisinin ne olduğuna bakmaksızın gerekli empatinin kurularak aslında ne cevap beklediğini anlayabilme durumu ile alakalı olarak derinleşir.

    Size cevap veren birçok üyemizin bilgisinin ne kadar derin olduğunu çok iyi biliyorum. Bazı forumlarda bunu yazarken görüyoruz, paslaşıyor ve birbirimizi tamamlıyoruz . Ancak bir tasarım nedeni tartışılırken tavuk yumurta konusu hep masanın üzerinde kalır. Öncelikle burada anlaşılması gerekli sonra detay tartışılır .

    Hep söylerim basit sorulara cevap vermek güçtür diye. Bu konu da sanırım iyi bir örnek olmuş.

    Dip not olarak , sizlere cevap veren mühendis arkadaşlarımıza seviyenizi koruyarak sabırla , aradığınız cevabı söyleyerek forumu kirletmediğiniz için teşekkür ederim

    Ben de makine mühendisiyim 20 yılı geçtik ancak en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir. Nadir de olsa böyle vakalar bulunmakta. Bu bağ içinde bilgiyi herkesten alabilirsiniz ama asla bağın üzümlerinin kalitesi ve lezzeti açısından farklılık olsa da biri olmadan diğeri kaliteli olamaz. Ama bağcıları kovalayanlar safına geçenler varsa ilk başta ben onlara hayatlarında göremeyecekleri derinlikte bir ders vereceğimi n altını çizmemde fayda var.

    Emeğe saygı açısından konu anlaşılmalıdır.


    en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir.

    Bir yukarıdaki yazınıza biraz alındım hocam, şimdiye kadar yazdığım mesajlarda ki bu konuda yazdıklarımda dahil böyle bir yazı gördünüz mü? Saygılar.

    sayın alpernbugra ,

    Tamamen yanlış anlamışsınız.

    ben bu sözü bilgisi olmadan 2 uyduruk satır link vererek mühendis ,doktar veya konusunda eğitim almış kişilere saldıranlar için söylemiştim. Yani kısaca şehir efsanelerini gerçek olarak önümüze sunanlar sonra sizlerin yazılarından alıntıları yaparak kendi absürd doğrularını sunanlar için yazmıştım.

    Bu tür forumda böyle kişilerin çokluğunu ifade etmek için yazılmış olan bir sözdü.

    örnek vereyim,

    bir konu hakkında bir fikir soran kişi aslında sizden bu konudaki fikrinizi öğrenmek için değil de yazı hataları , anlatım zorlukları veya copy paste ile alıntılar yaparak sizi küçük düşürmek için yazmış ise , alıntı yaptığınız söz bu kişiler için geçerlidir.

    Yani bir paylaşım için değil aslında soru soran kendince tilki olup kurt avlayacağını sanan düşük profillerdeki kişiler için sıkça kullandığım bir sözdür. Bu konu bilgi ile alakalı bir unsur değil yazan kişinin karakteri ve ahlakı ile alakalı bir konudur. Yoksa bilgi çok değişken ve sonu olmayan bir birikimdir. Kimsenin tekelinde değildir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.

    Yağın tek görevi yağlama değildir. Yağın temel görevlerinden ilk motor ısısını sabit derecede tutmak için soğutma görevidir. Siz yağın miktarını azaltırsanız ilk olacak şey motor ısısının yükselmesi ve yanma veriminin negatif etkilenmesi olacaktır. Evet yağlama için bu kadar miktar gerekli değildir ancak motoru soğutan başka bir sıvı olsa idi bu mevzu geçerli olurdu. Heat transfer Türkçesi ISI TRANSFERİ konusunun en vurucu parametrelilerinden birisi sıvının miktarıdır. ISI transferinde miktar eksik ise sıvının sıcaklığı yükselir. Sıcaklığı yükselen sıvıdan bu ısıyı transfer edemezseniz ki az miktar kalan yağ ile bu olay gerçekleşir. Sıvının az kalan bölgelerinde sıcaklıklar aşırı miktarda yükselir ve bu bölgede mikron kalınlığında bulunan yağ filmi yırtılır. Siz bu bölgede yağ kalıp kalmamasına odaklanmışınız ama yağ aşırı ısınırsa viskozitesi değişir ve yağlama işlevini yitirir. Motorun hararet yapmasındaki ilk etken yağın ısısının aşırı miktarda yükselmesidir. Bu sorular mak.müh derslerinde trik sorular olarak sorulur ve tuzak sorulardır. Konuyu bilmeyen çakar ve eskiden mezun etmezlerdi. Sanırım günümüzde eğitim seviyesi oldukça düşmüş.

    yani neden -sonuç ilişkisi için sistemin içinde görev alan unsurların temel görevlerini çok iyi bilmek lazımdır. yoksa tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan noktasında kitleniriz .

    Neyse bu konuda cevap yazdıkça biraz canım sıkılıyor , istediğim cevabı göremediğim için belki .

    Ben konuya ilgili çekmek için konuyu daha farklı anlatmaya çalışacağım.

    Vücudumuzun oldukça büyük bir kısmı sudan oluşmaktadır .Hiç aklınıza geldi mi bazı hayvanların vücutlarındaki su miktarı aynı oranda bulunmuyor yani kanın iletilmesi asıl mevzu gibi görünse de canlının vücudunda bulunan su miktarının ilk nedeni nedir diye bir soru sorsak cevap ne olurdu acaba . Aslında yukarıdaki açıklamaları yapmadan bunu sormam daha akılda kalıcı olurdu ama dedim ya dayanamadım.

    evet cevap vücut ısısını dengelemek için su miktarı hayvanın taşıdığı bedenin ağırlığı, yaptığı sürat ve bu sürate çıkarken alacağı ivme değeri , sürati koruma süresi gibi bir tez yazacak kadar alt konu ile birlikte canlılarda su bulunur. Çünkü su iyi bir ısı transferi aracıdır. Buharlaşma yoluyla vücuttan atılarak vücudun kritik sıcaklığını dengede tutar. Bir atı düşünün saatlerce dört nala gidebilmesi için vücuduna aşırı miktarda su gerekli olabilir ama aslında oransal olarak çok fazla olmayabilir, ancak nefesi ile bunu atarak su kaybı olan hayvan durduğunda kovalarca su içer. Yavaş hareket eden hayvanlarda benzer durumlar vardır. su miktarı aslında bir rezervdir. Yani ihtiyaç olduğunda vücut ısındığında bir şekilde sigorta görevi bulunur. Tek görevi tabii ki bu değildir ama temel işlevi budur . Su içinde yaşayan hayvanlarda ise su zaten dengede tutmak için ideal bir ortam olduğu için suyun buradaki görevi farklılaşmaktadır. Bu nedenle damar yapısı ve organik sistemlerin tasarımı veya mevcudiyeti direk içerinde bulunduğu ortamlın ısı transferi ile alakalı bir konudur. Gazlar da ısı transferi yapar ve su içinde yaşanmıyorsa arada yaşayan hayvanlar Havayı da bir şekilde ısı transferi için kullanırlar .Nefes miktarı , nefes ile alınan hava miktarı vb konular bir makina ile çok büyük benzerlikler gösterir. Hemen hemen aynıdır bile diyebiliriz sadece verim olarak çok çok yüksek seviyeye çıkmışlardır , temel farklılık buradadır. Gerisi ayrıntı. Neyse mevzuu sapmasın.

    Sanırım şu anda yağın motorlardaki işlevi ve miktarı konusunda hepimiz aynı bakış açısı ile bakmaya başlayabiliriz ki zaten olayın irdelenmesi için bu bakış açısı şarttır.



    Hocam biz aksini iddaa etmedik. Eksik yağ ile devam edilmezin üstünü ben bir çok sefer çizdim, arkadaşlar da çizdiler. Biz burada, motor yağı eksildiğinde hemen zarar vermeyeceği konusunu irdeledik. Yağlamada önemli olanın yağ basıncı olduğunu söyledik. hatta siz bunu bana geçmişte de belirtmiştiniz.

    Madem bu kadar derine iniyoruz ben de bir kaç soru sorayım.

    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsedersek;
    Bildiğimiz üzere motorda, sistemde o anda dolaşmayan fazla yağ karterde bekliyor. Benim aracımda yağ soğutucusu var ve bu yağ soğutucusu motor suyu ile yağı soğutuyor. Yağ kanallarında, soğutucusunda kısacası yağın tüm dolaştığı heryerde tam dolu şekilde dolaşacak kadar basınç ve yağ olduğunu düşünelim. Yağ karterden emilip dolaşması ve yağlanması gereken yerlerde dolaştıktan sonra geri kartere dönüyor. Bu yolların bazısı uzun bazısı kısa. Yağ kartere döndüğünde, karterde ne kadar soğuyabilir? Bu soğuma yüksek devirlerde ne durumdadır? Yağın içindeki A atomunu işaretlersek bu A atomu yağlama dönüşünden sonra karterde ne süre bekliyor? Bence tartışma konumuzun cevabı burada.
    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsediyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Ayrıntılı cevap için teşekkürler hocam, ancak anlayamadığım bazı noktalar mevcut;

    1) Aracın soğutma sistemi zaten motoru soğutmaya yetecek kapasitede olduğuna göre minimum yağ seviyesinde dahi motoru soğutmaya yetecek seviyede tasarlanmakta değil midir?

    2) Yağ filminin yırtılması için gereken sıcaklık değerini sanki çok düşük bir değermiş gibi vurgulamışsınız, bu değer motorun hararet yaptığı kabul edilen sıcaklık veya daha üst değerler değil midir?

    3) Yağın sıcaklığı arttığında motor soğutma suyunun sıcaklığıda artacaktır kısacası radyatörden atılan ısı miktarı artacaktır. Bu durumda belirli bir denge sıcaklığı zaten oluşacaktır, bu sıcaklık motorun hararet yapması dediğimiz sıcaklık değerinden düşüktür. Şeklinde bir yazı yazsam evet doğrudur diyebilirmisiniz?

    4) Min. seviyedeki yağ seviyesi zaten motorda soğutma ve yağlamaya bağlı herhangi bir kusur olmayacak şekilde seçilmiyor mu? Max seviyedeki yağın daha iyi olacağı aşikar ancak min. seviyenin bir sorun oluşturmayacağını(seviye zammanla düşmediği ve min altına indiğinde aynı seviyeye gelecek şekilde ekleme yapıldığı var sayılırsa) düşünüyorum. Sizce neden bu görüş yanlıştır?


    Sorularımı cevaplarsanız sevinirim. Saygılar.


    tabii ki seve seve yanıtlamaya çalışırım. En azından akıllarımızda bakış açısı ve teorik ve pratik gerçekler kalmış olsun.

    1)Kapasitans sorunun cevabıdır. Her sıvının ısı transferinde ısıyı iletilme zamanı söz konusudur. Buradaki riski azaltmak için miktar açısından tolerans konulmaktadır.
    Mühendis adayı olduğunuz için mümkün mertebe teknik yanıut vermeye çalışacağım.

    Olayın üst boyutunda güvenlik katsayısı , alt boyutunda ise bilinmeyen yükler (ısı , iletim eksiklikleri) bulunmaktadır. Min yağ seviyesi normal olarak kullanılan bir araç için güvenlik katsayılarını içeren minimum ısı transferi yapacak şekildedir.

    Ancak dış ortamın nem , ısı ve aracınızın sürüldüğü hız gibi unsurlar parametre olarak risk teşkil eden şartları içerdiği için , fan full hızda çalışınca radyatörün dışarıya ne kadar ısı transferi yapacağı bellidir , ancak bu transfer yapılamaz ise veya eksik kalırsa ki eskimiş araçların soğutma sistemleri tasarımdaki şartları sağlayamaz, bu durumda sigorta olarak miktarı artırarak çözüm bulunur. Ancak miktar ne olursa olsun ısı transferinde aksama var ise hararet kaçınılmazdır ancak hararet yapmak için geçirilen süre uzar. Mesela min seviyede 3 dakikada araç hararet yapacak ise maksimum seviyede 10 dakikada yapabilir. Sayıları farazi olarak verdim ama miktar güvenlik katsayılarında en önemli etmenlerden birisidir.

    2) yağ filminin yırtılması lokal olarak o bölgede ulaşılan sıcaklık ile mümkün olduğu için yağın ortalama sıcaklığı konunun parametrelerinden biridir. Yani yağımız ideal sıcaklıkta tutulursa bu risk azalır .Ancak yağ ortalama sıcaklığının yükselmesi yağın ısısının transfer edilebilme verimi ile alakalıdır. Su ile yağ arasındaki etkileşim aradaki duvarın iletim verimi ve sıvıların debisi ile belirli oranlarda iletişimi vardır. Sıvıların özgül ısıları da bu verimi etkileyen unsurdur. Su ile su veya su ile yağ arasında fark bulunmaktadır. yani bir eşanjör içerindeki sıvılar su ise bu etkileşim hızlıdır , su ve yağ ise daha yavaştır. Ancak yağın kaynama sıcaklığı yüksek olduğu için daha fazla ısı tutma özelliği vardır. Miktar artınca bu ısı tutma KJ olarak artacaktır.

    3) radyatörün maksimum ısı atma kapasitesi baştan bellidir. Aksine bu tasarımdan başlayarak teoridekine göre azalacaktır. Çünkü ısı transferi kompleks bir olaydır. Akışkanlar mekaniği işin ayrılmaz parçasıdır. Yağ sıcaklığı artınca daha fazla ısı transferi olmaz. ISI ile sıcaklığın farklı olduğunun altını çizmem yeterli sanırım.
    motorun hararet yapması dediğimiz olay yağın soğutma görevini aksatacak bir şeylerin olmasıdır. Bu şartlar oluştuğunda yağ hızla yanarak sıvı fazdan gaz fazına veya buharına geçer ve buharlaşarak eksilmeye başlar bu esnada lokal olarak ısı bazı noktalarda yükseleceği için contalar ve yanma sıcaklığı düşük olan noktalarda hasar baş gösterir.Yani yağ A scıaklığında olduğunu düşündüğümüzde metal noktalar etrafında scıaklık çok daha yüksektir bu dağılımı eşitlemek için yağın devri daim-i gereklidir ki sıcaklık homojen olarak dağılabilsin .yağ miktarı azalmaya başladıkça yağ daha hızlı bir şekilde buharlaşmaya başlar çünkü ocağın altı açıktır ve çaydanlıktaki su misali , eksilme oldukça buharlaşma yüzdesi artar. Min seviyede bu olayın olma şansı ile max- min miktarı kadar yağ bize zaman kazandırmaktadır bu zaman araçta bir problem olduğunu anlayarak sürüşe devam etmemek kaydıyla geçerlidir. Yoksa yağ yaka yaka gidilirse ne kadar çok yağ olursa olsun fark etmeyecektir.
    4) m,n seviyedki yağ teoride yeterli bir miktardır. Kısa bir müddet böyle idare edilebilir ancak pratikte araçlar aynı ısısal yüklere maruz değildirler. Antalya’da nem 40 derece sıcakta min seviyede bir yağın ideal soğutma ve yağlama görevi gösterebileceğini iddia etmek büyük bir hata ve yanılgıdır. Aradaki fark bizim sigortamızdır. Araçta hiç yağ yokken bile araç motoru soğuk ise belirli bir müddet ciddi sorun çıkmadan gidilebilir ta ki motor ideal ısısını aşana kadar çünkü yağ ve su kombinasyonu bu soğutma işlevini yüklenerek devri daim ile sorunu yüklenirler. Soğuk havalarda veya sakin kullnımda araç fanımızın devreye girmemesinin sırrı budur .Fan ancak kritik eşik aşılınca veya termostat ve müşir verileri ile iletişime geçer. Ancak yine de bu sıcaklık verilerinde bile bir tolerans bulunmaktadır.
    Toleransı olmayan hiçbir makine elemanı yoktur .Ancak zamanın toleransı yoktur. Yani zamanı azaltacak bir şey olmadığı için süreci ertelemek için kapasitans , miktar en önemli sigortalardan biridir. Çok iyi olan kontol sistemlerinde kendine güvenen bir tasarım mevcut ise miktar azaltılması mümkündür ancak sistem kontrol ve döngüleri bile sadece bir dönem ders verilecek kadar geniş bir konudur.Zaten mak. Müh fakültelerinde kontrol sistemleri ayrı bir derstir.


    Cevap için teşekkürler, 1 yıl önce mühendis oldum. Elektrik - Elektronik mühendisliği öğrencisiyim şuan. Babamın mesleği dolayısıyla uzun yıllar benzinli ve dizel motorlar ile haşır neşir oldum.

    3) Radyatörün ısı atma kapasitesi belli ancak normal sürüşte biz bu kapasitenin % olarak ne kadarını kullanıyoruz bunu söylememişsiniz.

    Akışkanlar mekaniği konusunda bir şey demedim hocam yağın debisi belli, suyun debisi belli sadece su sıcaklığı artıyor doğal olarak transfer edlilen ısı miktarı artacaktır. Evinizdeki kalorifer peteğine bakın su debisi sabittir kombinin sıcaklığını yükseltirseniz daha çok ısı atarsınız radyatörden bu kadar basit. Sonuçta hesaplama yapmıyoruz. Artar mı artmaz mı bunu soruyorum. Radyatör kapasitesi bunun için yeterli ise herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir yağ sıcaklığının artması. Isı ve sıcaklık arasındaki farkı biliyorum neden yazdınız anlayamadım, orta okul öğrencisi değilim.

    4) Eğer bir sürücü hararet göstergesini takip etmiyorsa sorun onundur. Süreci uzatmak için yağ kapasitesi elbette artırılabilir ancak burada sorulması gereken başka bir soruda şudur motordaki aşırı ısınma piston ile silindir arasındaki yağın aşırı ısınmasından mı kaynaklanıyor? Eğer motorda aşırı zorlanma varsa, pistonlar veya diğer elemanlar aşırı sürtünme ve zorlanma sonucu ısınıyorsa zaten ayrı bir sorun var demektir. Yoksa tüm hacimdeki yağın belirli bir sıcaklık değerinin üzerine çıkmasından mı kaynaklanıyor? Durum bahsettiğiniz kadar basit olsaydı 1 litre daha fazladan yağ alabilecek bir araç yapmak çokta zor olmazdı üretici firmalar tarafından haksız mıyım?

    Saygılarımla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kerosen -- 25 Mart 2013; 16:00:56 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: alpernbugra

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: Fatih_540ia

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    <Bu konuda yazılanları ilk sayfanın ortasına kadar okudum ama dayanamayıp hemen yazmak zorunda kaldım.

    Öncelikle fatih arkadaşımıza doğru dürüst teknik olarak bir cevap verilememiş , bu duruma çok üzüldüm o kadar makina mühendisi ve mühendisi adayı olarak net cevabı olan bir konuda cevap verilememiş olması ,konunun ne kadar üstün körü bilindiğini gösterdi. Daha çok yazı yazmam gerekli anlaşılan

    Arkadaşlar cevap vermişseniz ben görmemiş olabilirim ama fatih arkadaşımız haklıdır. Neden yağ seviyesi ve yağ miktarı önemli bunu 2 satır yazamayıp arkadaşı çileden çıkarmışsınız. Neyse sabah sabah yine canım sıkıldı. Neyse, belki cevabı ben görememişimdir deyip açıklamalara geçelim.


    Hocam ben artık yazmaktan ümidi kesmiş ve gerçekten moralim bozulmuştu, hatta forumda yeniydim, forumdan bile ciddi anlamda soğumuştum.

    Verdiğiniz cevap için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

    Ben makine mühendisi değilim, bu konuda uzman da değilim, sadece bu konulara aşırı ilgiliyim, kesinlikle kendimce yeni birşeyler de söylemiyorum. Dediklerim yüzlerce MÜHENDİSİN bir araya gelip, ortaya çıkardığı araçlardaki teknolojinin (yağ seviye ölçüm müşürü, yağ çubuğundaki min ve max çizgileri vs.) hiçe sayılmayacak kadar önemli olduğu, önemsiz olsa bu konuda bu kadar vurgunun yapılmayacağı ve teknolojinin kullanılmayacağıydı.

    Adını foruma üye olmadan da çok defa duyduğum, yazılarını da okuduğum "Vezir" nickli arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.

    Önemli olan en can alıcı konu empatidir. Bilgi bakış açısında göre yorumlanabilir, arkadaşlarımız kendi açılarından her biri teknik olarak doğru yanıtlar vermişler. Ama size yanıtı verirken sizin ne cevap istediğiniz empatisi kurulamamış sanırım. Hep diyorum, mühendis olmak bir basamak bir aşamadır. Ama iyi mühendis olmak ikinci aşamadır, sonrasında bilgi ve tecrübe artar dağın zirvesine ulaşıldığı sanılır. Aslında bu noktada empati başlar, geride bırakılanlar ve çektikleri anlaşılmaz ise o zirvede adınız kalıcı olarak yazılmaz.

    Mühendisliğin son aşaması da bu konunun anlaşılması için tecrübenin yanına, karşınızdakinin bilgisinin ne olduğuna bakmaksızın gerekli empatinin kurularak aslında ne cevap beklediğini anlayabilme durumu ile alakalı olarak derinleşir.

    Size cevap veren birçok üyemizin bilgisinin ne kadar derin olduğunu çok iyi biliyorum. Bazı forumlarda bunu yazarken görüyoruz, paslaşıyor ve birbirimizi tamamlıyoruz . Ancak bir tasarım nedeni tartışılırken tavuk yumurta konusu hep masanın üzerinde kalır. Öncelikle burada anlaşılması gerekli sonra detay tartışılır .

    Hep söylerim basit sorulara cevap vermek güçtür diye. Bu konu da sanırım iyi bir örnek olmuş.

    Dip not olarak , sizlere cevap veren mühendis arkadaşlarımıza seviyenizi koruyarak sabırla , aradığınız cevabı söyleyerek forumu kirletmediğiniz için teşekkür ederim

    Ben de makine mühendisiyim 20 yılı geçtik ancak en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir. Nadir de olsa böyle vakalar bulunmakta. Bu bağ içinde bilgiyi herkesten alabilirsiniz ama asla bağın üzümlerinin kalitesi ve lezzeti açısından farklılık olsa da biri olmadan diğeri kaliteli olamaz. Ama bağcıları kovalayanlar safına geçenler varsa ilk başta ben onlara hayatlarında göremeyecekleri derinlikte bir ders vereceğimi n altını çizmemde fayda var.

    Emeğe saygı açısından konu anlaşılmalıdır.


    en nefret duyduğum şey üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için foruma gelenlerdir.

    Bir yukarıdaki yazınıza biraz alındım hocam, şimdiye kadar yazdığım mesajlarda ki bu konuda yazdıklarımda dahil böyle bir yazı gördünüz mü? Saygılar.

    sayın alpernbugra ,

    Tamamen yanlış anlamışsınız.

    ben bu sözü bilgisi olmadan 2 uyduruk satır link vererek mühendis ,doktar veya konusunda eğitim almış kişilere saldıranlar için söylemiştim. Yani kısaca şehir efsanelerini gerçek olarak önümüze sunanlar sonra sizlerin yazılarından alıntıları yaparak kendi absürd doğrularını sunanlar için yazmıştım.

    Bu tür forumda böyle kişilerin çokluğunu ifade etmek için yazılmış olan bir sözdü.

    örnek vereyim,

    bir konu hakkında bir fikir soran kişi aslında sizden bu konudaki fikrinizi öğrenmek için değil de yazı hataları , anlatım zorlukları veya copy paste ile alıntılar yaparak sizi küçük düşürmek için yazmış ise , alıntı yaptığınız söz bu kişiler için geçerlidir.

    Yani bir paylaşım için değil aslında soru soran kendince tilki olup kurt avlayacağını sanan düşük profillerdeki kişiler için sıkça kullandığım bir sözdür. Bu konu bilgi ile alakalı bir unsur değil yazan kişinin karakteri ve ahlakı ile alakalı bir konudur. Yoksa bilgi çok değişken ve sonu olmayan bir birikimdir. Kimsenin tekelinde değildir.

    Teşekkür ederim ben yanlış anlamışım hocam. Saygılar.




  • quote:

    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsedersek;
    Bildiğimiz üzere motorda, sistemde o anda dolaşmayan fazla yağ karterde bekliyor. Benim aracımda yağ soğutucusu var ve bu yağ soğutucusu motor suyu ile yağı soğutuyor. Yağ kanallarında, soğutucusunda kısacası yağın tüm dolaştığı heryerde tam dolu şekilde dolaşacak kadar basınç ve yağ olduğunu düşünelim. Yağ karterden emilip dolaşması ve yağlanması gereken yerlerde dolaştıktan sonra geri kartere dönüyor. Bu yolların bazısı uzun bazısı kısa. Yağ kartere döndüğünde, karterde ne kadar soğuyabilir? Bu soğuma yüksek devirlerde ne durumdadır? Yağın içindeki A atomunu işaretlersek bu A atomu yağlama dönüşünden sonra karterde ne süre bekliyor? Bence tartışma konumuzun cevabı burada.
    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsediyorum.


    karterde yağ soğumasıdiye bir tasarım olduğunu sanmıyorum .ISI transferinde transferin hızı söz konusuysa bu işin en hızlı yapıldığı yer ilk başta karışımdır . Yani bir kova bir sıvı içerisine yarım kova farklı scıaklıkta aynı sıvı dökülürse anında ısı tranferi olur ortalama sıcaklık geçerli olur.

    Sizin de bahsetttiğiniz heat exchanger veya ısı enşanjörlerinde ısı tansferi farklı sıvıların veya aynı sıvıların ısı alışverişleri bir kurala bağlıdır.
    ekte bir link verdim basit bir eşansörde bile 40 a yakın parametre bulunmaktadır. Hepsinin tek bir noktada toplanması Q ile olur. yani ısı transfer miktarı ve bunun hızı en önemli mevzudur. ısıyı ne kadr sürede transfer edebildiğiniz sıvının miktarı ile direk alakalıdır.

    http://www.belgeler.com/blg/309/isi-deitiriciler-genel-bilgiler

    http://www.belgeler.com/blg/a82/isi-deitirgeci-dizayni-eanjrler

    http://www.belgeler.com/blg/934/eanjr-dizayni basit bir eşanjörde bile ne kadr hesap yapıldığını hatırlayalım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 25 Mart 2013; 15:57:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsedersek;
    Bildiğimiz üzere motorda, sistemde o anda dolaşmayan fazla yağ karterde bekliyor. Benim aracımda yağ soğutucusu var ve bu yağ soğutucusu motor suyu ile yağı soğutuyor. Yağ kanallarında, soğutucusunda kısacası yağın tüm dolaştığı heryerde tam dolu şekilde dolaşacak kadar basınç ve yağ olduğunu düşünelim. Yağ karterden emilip dolaşması ve yağlanması gereken yerlerde dolaştıktan sonra geri kartere dönüyor. Bu yolların bazısı uzun bazısı kısa. Yağ kartere döndüğünde, karterde ne kadar soğuyabilir? Bu soğuma yüksek devirlerde ne durumdadır? Yağın içindeki A atomunu işaretlersek bu A atomu yağlama dönüşünden sonra karterde ne süre bekliyor? Bence tartışma konumuzun cevabı burada.
    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsediyorum.


    karterde yağ soğumasıdiye bir tasarım olduğunu sanmıyorum .ISI transferinde transferin hızı söz konusuysa bu işin en hızlı yapıldığı yer ilk başta karışımdır . Yani bir kova bir sıvı içerisine yarım kova farklı scıaklıkta aynı sıvı dökülürse anında ısı tranferi olur ortalama sıcaklık geçerli olur.

    Sizin de bahsetttiğiniz heat exchanger veya ısı enşanjörlerinde ısı tansferi farklı sıvıların veya aynı sıvıların ısı alışverişleri bir kurala bağlıdır.
    ekte bir link verdim basit bir eşansörde bile 40 a yakın parametre bulunmaktadır. Hepsinin tek bir noktada toplanması Q ile olur. yani ısı transfer miktarı ve bunun hızı en önemli mevzudur. ısıyı ne kadr sürede transfer edebildiğiniz sıvının miktarı ile direk alakalıdır.

    http://www.belgeler.com/blg/309/isi-deitiriciler-genel-bilgiler

    http://www.belgeler.com/blg/a82/isi-deitirgeci-dizayni-eanjrler

    http://www.belgeler.com/blg/934/eanjr-dizayni basit bir eşanjörde bile ne kadr hesap yapıldığını hatırlayalım

    Peki hocam şimdi 10 mt boyunda bir boru, boruya sarılmış halde rezistans, bir tane soğutma radyatör bir tanede devir daim pompası düşünelim. 1. sırada devirdaim pompası, 2. sırada radyatör, 3. sırada da rezistans var. Sistem hiç boşluk olmayacak şekilde x sıvısı ile dolu ve sürekli döngü oluyor. sistemi yuvarlak şekilde düşünelim. radyatör de atıyorum sistemden ısı transferi ile A kadar enerji alarak soğutmaya çalışıyor. bu sistemde 2 lt x sıvısı var

    Birde sisteme bekleme kabı ekleyelim. bu bekleme kabı da 1. sıradaki devir daim pompasından önce olduğunu var sayalım. Sıvı, devir daim pompası emmeden önce bu kaba geliyor sonra devirdaim pompası kaptan emerek sisteme basıyor. Ancak bu kap sıvıyı soğutmak gibi bir işlem yapmadığını düşünelim yani ısı transferi olmuyor. Bu sistemde de bekleme kabından dolayı extradan 2 lt daha x sıvısı var, toplamda 4 lt x sıvısı var. radyatör yine A kadar ısı transferi yapmaz mı?

    Not: her iki sistemde de devir daim pompası aynı miktarda sıvı basıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Du Hast -- 25 Mart 2013; 16:26:12 >




  • quote:

    Cevap için teşekkürler, 1 yıl önce mühendis oldum. Elektrik - Elektronik mühendisliği öğrencisiyim şuan. Babamın mesleği dolayısıyla uzun yıllar benzinli ve dizel motorlar ile haşır neşir oldum.

    3) Radyatörün ısı atma kapasitesi belli ancak normal sürüşte biz bu kapasitenin % olarak ne kadarını kullanıyoruz bunu söylememişsiniz.

    Akışkanlar mekaniği konusunda bir şey demedim hocam yağın debisi belli, suyun debisi belli sadece su sıcaklığı artıyor doğal olarak transfer edlilen ısı miktarı artacaktır. Evinizdeki kalorifer peteğine bakın su debisi sabittir kombinin sıcaklığını yükseltirseniz daha çok ısı atarsınız radyatörden bu kadar basit. Sonuçta hesaplama yapmıyoruz. Artar mı artmaz mı bunu soruyorum. Radyatör kapasitesi bunun için yeterli ise herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir yağ sıcaklığının artması. Isı ve sıcaklık arasındaki farkı biliyorum neden yazdınız anlayamadım, orta okul öğrencisi değilim.

    4) Eğer bir sürücü hararet göstergesini takip etmiyorsa sorun onundur. Süreci uzatmak için yağ kapasitesi elbette artırılabilir ancak burada sorulması gereken başka bir soruda şudur motordaki aşırı ısınma piston ile silindir arasındaki yağın aşırı ısınmasından mı kaynaklanıyor? Eğer motorda aşırı zorlanma varsa, pistonlar veya diğer elemanlar aşırı sürtünme ve zorlanma sonucu ısınıyorsa zaten ayrı bir sorun var demektir. Yoksa tüm hacimdeki yağın belirli bir sıcaklık değerinin üzerine çıkmasından mı kaynaklanıyor? Durum bahsettiğiniz kadar basit olsaydı 1 litre daha fazladan yağ alabilecek bir araç yapmak çokta zor olmazdı üretici firmalar tarafından haksız mıyım?

    Saygılarımla.


    3) Eğer suyun scıaklığı artıyor ise ve termostat açık ise kapasitesinin tamamını kullnıyorsunuz demektir. Kombi ile araç soğutma sistemleri arasında teml farklar vardır.
    bunları sıralamam gerekirse ,
    a) kombinin ürettiği ısı makimum olarak sınırlandırılmış. Ancak aracınızda yakıtın enerjinin bir kısmı mekanik enerjiye çevrilir ve yakıt karışım oranına göre üretilen ISI değişkendir.
    b) kombilerde sistemde dolaşan sıvının debisi sabit devrili bir pompa ile yapılmaktadır . Ancak otomobillerde yağ pompası ve devri daim su pompası ise motor devrine bağlıdır. Bu nedenle düşük devirlerde ısı tranferi zorlaşır ve yağ miktarı önem kazanır. Radyatörün kapasitesinin olması bunun kullnıldığı anlamına gelmez, eğer yüksek devir ile suyu çevirim yaparsanız kapasitesini kullanabilme durumu hasıl olur. Eger debiyi azaltırsanız ki motorda bu sürekli değişmektedir. (kontrol sistemleri vardır hem maknik olarak hemd e elektronik olarak ama sonuçta değişken yük durumu ortadadır)
    c) eğer kombilerde su yerine yağ dolaştıryor olsa idik tasarımda ne değişmesi gerekir idi. Soru ve cevabı kombiden farkını verecektir.

    4)Araçlarımızda maalesef yağ lambaları iş işten geçtikten sonra yanmaktadır bundan dolayı yağ kapasitesini yüksek tutulması da süraç içinde hem eksi yönü hemde artı yönü bulunmaktadır.
    Eksi yönü hareret lambası yanmış ve yağ essilmemiş ise yağın sıcaklığının (ısısının değil) düşürülmesi zaman alacaktır. yani motor rölantide devir daim yapmak zorunda kalacaktır ki radyatör kalan yağı soğutsun yağ da motoru soğutsn vb .

    artı yönü ise eğer lamba yanması ve yükselişi durdurabileek kadar zaman var ise bunu aracı yokuş aşağı vb şekilerde sürerek (herkesin bildiği mevzular ) yapın scıaklığının daha fazla yükselmesini durdurmuş olursunuz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Du Hast

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsedersek;
    Bildiğimiz üzere motorda, sistemde o anda dolaşmayan fazla yağ karterde bekliyor. Benim aracımda yağ soğutucusu var ve bu yağ soğutucusu motor suyu ile yağı soğutuyor. Yağ kanallarında, soğutucusunda kısacası yağın tüm dolaştığı heryerde tam dolu şekilde dolaşacak kadar basınç ve yağ olduğunu düşünelim. Yağ karterden emilip dolaşması ve yağlanması gereken yerlerde dolaştıktan sonra geri kartere dönüyor. Bu yolların bazısı uzun bazısı kısa. Yağ kartere döndüğünde, karterde ne kadar soğuyabilir? Bu soğuma yüksek devirlerde ne durumdadır? Yağın içindeki A atomunu işaretlersek bu A atomu yağlama dönüşünden sonra karterde ne süre bekliyor? Bence tartışma konumuzun cevabı burada.
    Tamamen yeni nesil araçlardan bahsediyorum.


    karterde yağ soğumasıdiye bir tasarım olduğunu sanmıyorum .ISI transferinde transferin hızı söz konusuysa bu işin en hızlı yapıldığı yer ilk başta karışımdır . Yani bir kova bir sıvı içerisine yarım kova farklı scıaklıkta aynı sıvı dökülürse anında ısı tranferi olur ortalama sıcaklık geçerli olur.

    Sizin de bahsetttiğiniz heat exchanger veya ısı enşanjörlerinde ısı tansferi farklı sıvıların veya aynı sıvıların ısı alışverişleri bir kurala bağlıdır.
    ekte bir link verdim basit bir eşansörde bile 40 a yakın parametre bulunmaktadır. Hepsinin tek bir noktada toplanması Q ile olur. yani ısı transfer miktarı ve bunun hızı en önemli mevzudur. ısıyı ne kadr sürede transfer edebildiğiniz sıvının miktarı ile direk alakalıdır.

    http://www.belgeler.com/blg/309/isi-deitiriciler-genel-bilgiler

    http://www.belgeler.com/blg/a82/isi-deitirgeci-dizayni-eanjrler

    http://www.belgeler.com/blg/934/eanjr-dizayni basit bir eşanjörde bile ne kadr hesap yapıldığını hatırlayalım

    Peki hocam şimdi 10 mt boyunda bir boru, boruya sarılmış halde rezistans, bir tane soğutma radyatör bir tanede devir daim pompası düşünelim. 1. sırada devirdaim pompası, 2. sırada radyatör, 3. sırada da rezistans var. Sistem hiç boşluk olmayacak şekilde x sıvısı ile dolu ve sürekli döngü oluyor. sistemi yuvarlak şekilde düşünelim. radyatör de atıyorum sistemden ısı transferi ile A kadar enerji alarak soğutmaya çalışıyor. bu sistemde 2 lt x sıvısı var

    Birde sisteme bekleme kabı ekleyelim. bu bekleme kabı da 1. sıradaki devir daim pompasından önce olduğunu var sayalım. Sıvı, devir daim pompası emmeden önce bu kaba geliyor sonra devirdaim pompası kaptan emerek sisteme basıyor. Ancak bu kap sıvıyı soğutmak gibi bir işlem yapmadığını düşünelim yani ısı transferi olmuyor. Bu sistemde de bekleme kabından dolayı extradan 2 lt daha x sıvısı var, toplamda 4 lt x sıvısı var. radyatör yine A kadar ısı transferi yapmaz mı?

    Not: her iki sistemde de devir daim pompası aynı miktarda sıvı basıyor.

    evet radyatör için bahsettiğiniz durumlar geçerli bu nedenle araç çabuk sıınsın diye termostat icat olmuş zaten. Önce yağ ısınıyor yağ da az miktardaki suyu ısıtıyor .
    Ama motor içindeki yağ için bu geçerli değil yani benim bildiğim yok .Sistemdeki tüm yağ dolaşımda A litre olunca B sıcaklığına ulaşma süresi A+1 litre olunca B cıaklığına ulaşma süresini uzatmakta. Yine B scıaklığına yağ ulaşıyor ancak fazla olanda süre uzamakta. tabiiki eğer soğutma sisteminde bir aksaklık var ise soğuma süresi de uzun olmaktadır.

    http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&frm=1&source=web&cd=3&cad=rja&ved=0CEYQFjAC&url=http%3A%2F%2Fwww.saldanaracingproducts.com%2FCooling%2520System%2520Principles.pdf&ei=PWtQUe_VK8ittAaHwIFY&usg=AFQjCNFfiRxQgl-RSFJPB8YrmlYkP0O8ig&sig2=sGbOGCa4tJoVNfuFTXx7IQ&bvm=bv.44158598,d.Yms



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 25 Mart 2013; 17:38:18 >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.