Yeni Şafak Yazarı Aydın Ünal: 'Bu ülke hala varsa tarikat ve cemaatlerin sayesindedir'

Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, İsmailağa cemaatiyle ilgili tartışmalar üzerinden kaleme aldığı yazısında, "Bugün eğer bir yurdumuz, vatanımız varsa, istiklal içinde bayrağımız özgürce dalgalanabiliyor, dilimizi yaşatabiliyor ve konuşabiliyorsak, topraklarımızda ezan okunuyorsa, milletimiz parçalanmadan, çatışmadan bir arada durabiliyorsa, bu, hiç tartışmasız, o yerli cemaat ve tarikatların sayesindedir" ifadelerini kullandı.

İsmailağa'yı, "devleti, milleti, iman ve ahlakı ayakta tutmak için fedakârca çalışan bir cemaat" olarak tanımlayan Ünal, "Ne var ki cemaat geçmişte bazıları da kanlı saldırılara maruz kaldı ve bugün de bir bölünmenin eşiğinde. Din âlimi maskesiyle kanal kanal dolaşıp şovmenlik yapan Cübbeli lakaplı şahıs üzerinden cemaate yeni bir operasyon çekiliyor" görüşünü savundu. Aydın Ünal, "Bu, hiç tartışmasız, bir milli güvenlik sorunudur. Zira İsmailağa ve benzeri temiz, samimi, yerli yapılar yıkıldığında, millet ve hatta devlet tamamen savunmasız kalacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde metin yazarlığını da yapan Ünal, cemaat ve tarikatların dini yaklaşımlarının, parasal faaliyetlerinin, siyasete yaklaşımlarının, kimilerinin çürümesinin ve yozlaşmasının tartışılabileceğini vurgulayarak, "Ama gerçek olan şu ki, dün olduğu gibi bugün de milletimizi, toplumumuzu ayakta tutan bu organizasyonlardır" diye yazdı. 

Cumhuriyetle birlikte cemaat ve tarikatlara yönelik hasmane tutumun ortaya çıktığını öne süren Ünal, "Özellikle tekke ve zaviyelerin kapatılması girişimi hedefine ulaşsa, başarılı olsa, bugün bir milletten, özellikle de Müslüman bir milletten söz etmek belki de mümkün olmayacaktı. Yasaklama ve kısıtlamalar 'Anadolu’nun ruhunu' silip atamadı ama yer altına, merdiven altına sürükledi ve denetimsiz bıraktı" tespitini paylaştı. 

"Bugün İsmailağa gibi, Menzil gibi büyük yapılanmalar ya da samimiyetinden ve yerliliklerinden şüphe duyulmayacak irili ufaklı örgütlenmeler sessiz, derinden ve kendilerini çok da fark ettirmeden toplumu, sosyal hayatı, birliğimizi, bütünlüğümüzü, imanımızı, ahlakımızı ayakta tutuyorlar" diyen Ünal, yazısını, "Bu kirli operasyonun maşalarından elbette insaf beklenemez ama bu maşaların arkasına takılanlar inşallah insafla, en çok da akılla hareket ederler ve bir cemaati böldüklerini değil, Anadolu’nun muhkem bir kalesini yıktıklarını anlayıp yanlış yoldan dönerler" şeklinde tamamladı.

T24

ABD de varlığını ve en güçlü ülke olmasını cemaatlere borçludur.

15 temmuz'dan önce de fetoş güzellemesi yapıyordu bu güruh.

Tarikat ve cemaatlar dediyse, fetöyü övmekten hakkında işlem yapılmalıdır. Kendi kendini ihbar etmiş, suç ve suçluyu övmüş.

Ülkenin gelişmesini önlemek için en büyük el frenlerinden biri, emperyalistlerin en sevdikleri oluşumlar.

Böyle adamlar hep vardı var olmaya devam edecek.

Bunlar tarikat ve cemaat överler ama çocuklarını,torunlarını bu tür yapılara asla teslim etmezler.Dikkat edin cemaat ve tarikat övenlerin kaçta kaçı bu tür yerlere çocuklarını vermiştir?İmam hatiplere göndermiştir?Kendilerinin dahi çocuklarını teslim etmedikleri yerlere milletin çocuklarını yönlendirerek 'köle' haline getiriyorlar.

Cemaat ve tarikatlar tüm Dünya'da modern devletlerin başına bela olan yapılardır.Bu tür yapıların modern devlette işi olmaz.İşi olursada o ülkeler Afganistana,Pakistana dönmeye mahkum olur.

Ayrıca Milli Mücadele esnasında Ankara yönetimine 'dinsiz' diyerek isyan edenlerde herhalde uzaydan gelmişti...Bu ülke cemaat ve tarikatlara rağmen kurulan bir ülkedir.Zaten bundan dolayı yıllardır 'Milli Mücadele olmadı','Milli Mücadele tiyatroydu' yalanını utanmazca söyleyenler bu güruh değil midir?Şimdi çıkmışlar kendilerini Milli Mücadeleye ortak etmeye çalışıyorlar...

Çok değil 15 Temmuz'da TBMM'yi,polisi,askeri ve milleti bombalayanlar kimlerdi?

Kim?

Hocam Türkiye'de cemaatlerin, tarikatların, dinciliğin yükselmesinin nedeni köyden kente göç hareketidir. Türkiye'de 1950lerden itibaren yoğun bir göç başlamış ve bu göç hareketi dinciliğin hurafeler,i safsataları beslemiştir. Ancak kentin bir sekülerleştirici dönüştürücü gücü vardır. Kent gelen bu geleneksel yığınları öğütüp kentli yapar. Fakat bunun bir kapasitesi vardır.

Türkiye'de köyden kente göç fenomeni resmi verilere göre 2010larda son buldu ve bu tarihten itibaren kentler hala bu köylü kesimi öğütmeye devam ediyor.

Bu nedenle AKP in tabanı istese de istemese de erimeye basladı. Gerçi bunun üstüne milyonlarca aşırı geri kalmış Arap mülteci akını oldu ve bunun etkisi ne olacak bilmiyoruz ancak Türkiyede istedikleri kadar fonlasınlar tarikat ve cemaatler zayıflayacak.

Bu süreç bizde sağın dönüşümünü getirecek - getirmek durumunda. Ne demek istiyorum. Bilimle barışık, safsatayı ve akıldışılığın reddeden yeni ve modern bir sağ ortaya çıkacak. Akpliler in bu kadar kabız olmasının nedeni bu.

Türkiyedeki konjonktür yıllarca modernizm in üzerine dökülen milyonlarca köylü nedeniyle irtcanın kaçınılmaz oldugu tezi üzerinden döndü. Ancak artık üzerimize atılacak köylü kalmadı dolayısıyla kentler dolayısıyla modernize bu insanları hızla öğütp dönüştürüyor ve sağ artık bu kişilere yanıt veremeyecek ve dönüşmesi gerekecek.

Türkiye işte modern sağı oluşturdugunda artık modern ülkeler statüsüne girecek en azından zihniyet olarak. Ben kendimde kendimi modern sağ görüş içerisinde gören bir insanım ve bunun kaçınılmaz oldugunu düşünüyorum.

AKP bir geçiş sürecidir ve artık bu haliyle üstünde durabileceği taban hızla erimektedir. Yakında yeni bir sağ parti için talep oluştuğunu göreceğiz. Her ne kadar İyi Parti bu boşluğu doldurabilir gibi görünse de Meral Akşener'in kötü yönetimi malesef süreci biraz geciktirecek gibi görünüyor.

Bu kadar orta doğu çöpü ile bu yazıklarının olması çok zor kısa vadede özellikle. Sınırların kevgir olması yüzlerce insanın bilerek sınırlardan geçirilmesi bu olasılığı azaltıyor.

Bahsettiğiniz dönüşümün olmaması için memleketin içine milyonlarca ortadoğulu Arap sığınmacı alındı.Üstelik bunlar yetmiyormuş gibi sayısı belli olmayan Afgan,Pakistanlı ve Bangladeşlide ülkemize sokuluyor.Bunlar ile aramızda özellikle dil farkı olduğu içinde laik yapı ve şehir kültürü içerisinde erimeleri mümkün değil.Gelenler kendileriyle beraber ne kadar gerici dini düşünceleri varsa ne kadar gerici adet ve kültürleri varsa alayını buraya taşıyor.Türkler çoğalmadığı içinde sayıları zamanla artacak ve Türk demografik yapısını ölümcül şekilde değişime uğratacaklardır.Bu nedenle sizin kadar iyimser bakamıyorum.Eğer ülkemize milyonlarca ne idüğü belirsiz insan alınmasaydı bahsettiklerinize katılabilirdim ancak mevcut 'açık sınır' politikası nedeniyle görüşlerinize katılamıyorum...Bu memleket bu nüfus değişimiyle 2050'lere geldiğimizde tam anlamıyla ortadoğu ülkesi olup çıkacaktır...Maalesef gidişat bu yönde...

Ayrıca gelenler kendileriyle beraber kendi dini tarikat ve cemaat anlayışlarınıda Türkiye'ye taşıyor.Bu nedenle bizim gericilerimizin tarikat ve cemaatleri zaman içinde zayıflayacaktır ancak gelenlerin kurmuş olacağı tarikat ve cemaatler Türkiye'de ki ılımlı islam anlayışınıda radikal anlamda değişime uğratacaktır.Bu açıdan maalesef beterinde beteri ile karşı karşıya kalacağımızı düşünüyorum...

sonrasında sahip çıkan zincirlere bağlananlarda sizler. 

siyasi ayağı açıklasana neden saklıyorsun?

Türkiye cemaatlerin sayesinde değil, cemaatlere rağmen var.

Devleti yönetenler "Önce Türklük" demek yerine "Önce İslam" diyen bu oluşumlara akıl ve bilimden uzak bir şekilde taviz verirse, toplumdaki modern ulus devlet bilincinin içeriden çökertilmesi işten bile olmaz. Bu da en çok Türkiye'nin ulusal birliğinin bozulmasını isteyecek olan küresel odakların işine gelir.

Sana daha ilginç bir şey söyleyeyim. Benim ailem tam 10 sene bekledi hac a gidebilmek için. Resmen yaşlandılar beklerken ve gittiklerinde gerçekten eski dinç halleri yoktu. Çevremde genci-yaşlısı farketmeksizin çeşitli cemaatlerden olupta bizimkilerden önce gidenler oldu. Hatta akrabalarımızdan biri isterseniz işinizi yapayım bile demiş bizimkiler olmaz kul hakkı deyip red etmiş.

Bakın burada bile kendi içlerinde araya birileri sokup kul hakkı yiyip hacca gidiyorlar.