Şimdi Ara

Yeni Şafak Yazarı Aydın Ünal: 'Bu ülke hala varsa tarikat ve cemaatlerin sayesindedir' (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
0
Favori
1.618
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • "Bu ülke hala varsa tarikat ve cemaatlere rağmendir".

    Bu huhhuhcuların memlekete ne faydası varmış merak ediyorum.

    Bulmuşlar kendileri gibi tebaa , söğüşleyip duruyorlar. Feto içinde böyle güzellemelerden geçilmiyordu açtırmayin bana arşivi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cem kullanıcısına yanıt

    benim anne baba da yıllarca beklediler gidebilmek için. sanırım 8 sene bekleyince kesin çıkıyomuş, o kadar bekledikten sonra çıtkı.


    ama bizimkiler gene iyi, çünkü bizimkileri uğurlamak için hava limanına gittiğimde yaşları aşırı ilerlemiş ihtiyarları görünce inanamamıştım. bi tane sesi çıkmayan adam beni yakaladı, konuşuyo anlamıyom. meğer karısını kaybetmiş. adını söylüyo anlaşılmıyo. 100 kere tekrarlattım sonunda anladım. hava limanında karısını aradım, 1 saat döndüm dolaştım. en sonunda en uzak köşede duvar kenarında otururken buldum kadını. aldım getirdim adamın yanına. busefer de adam eski yerinde yok. hava limanı zaten ana baba günü, herkes uğurlamaya toplanmış. bide ihtiyar adamı aradık kadınla beraber.


    o adamla o kadın Arabistan'dan birlikte dönebildilerse madalya vermek gerek.

  • 01001101 kullanıcısına yanıt

    11. yılda kesin çıkıyor diye biliyorum. Ama genç yaşta 2-3. yılında cemaat kanalıyla çıkaranlar vardı. Neyse çok yorum yapmayacam. Böylesi birşeyin kura gibi şans oyunlarına benzer bir yöntemler değil, sırayla yapılması lazım.


    Ben bugün başvurduğumda önümde kaç kişinin olduğu, ortalama her sene kaç kişinin alındığı ve sıranın ne zaman bana geleceğini bilmeliyim. Misal başvuru yaptığımda ben 60 bininci sıradaysam, her sene 10bin kişi gidiyorsa, 5-7 sene civarında gideceğimi tahmin etmeli ve ona göre hazırlanmalıyım. Herkesin mali durumu iyi olmayabilir.

  • Cem kullanıcısına yanıt
    kaç yılda kesin çıktığı değişmiş sanırım. bizimkiler hacca gideli 10 seneden fazla vakit geçti. hatta yanlış hatırlamıyosam bizimkiler ilk başvurduklarında 7 senede kesin çıakcak denilmiş, sonra 8 seneye sarkınca: "artık 8 senede çıkıyo" demişlerdi diye hatırlıyorum.

    şuanda 11 sene olduysa, bence bunlar şöyle yapıyolar: 11 senedir bekleyenleri alıyolar, geri kalanı da torpillilerle dolduruyolar.

    zaten islami kesimde şöyle rezillikler de var: adam görevli diye 10 kere hacca gitmiş. bence bu da çakallık.

    gerçi hac zaten başlı başına bi turizm olayı. dolayısıyla bunlar da rehber ayağına hem bedavadan gidiyolar takılıyolar (çoğu hac rehberi Arabistan'da hacılara hiç iplemez kendi başlarına bırakır) hem de hac yapıp duruyolar. sorsan din hizmeti veriyoz falan derler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 3 Mayıs 2024; 22:17:35 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Bir insan dine inanip aynı zamanda bilimle barisik olabilir. Barisik olamayacagi sey bilim degil pozitivizm. Once bahsettigin şeyin ne oldugunu bil.
    Din ve bilim birbirinin alternatifi veya antitezi degildir. Sizler bunu anlayamiyorsunuz cunku kafanizda dogmatik bir bilimsellik standardi var, pozitivizm bir "bilimsellik dini" olarak modern cagin en buyuk oksimoronlarindan biri hatta.

    Corelation does not imply causation. İngilizce yazıyorum ama ama bunun ne demek olduğunu öğren, çok önemli bunu öğrenmek. Mevzu köyden kente göç falan değil. Şehirliliğin sekülerleştirici etkisi üzerine yaptığın ampirik yakıştırmalar ancak kendisini eğitimli zannedip dinsizlik üzerinden kimlik bulmaya çalışan kesimle 1930'lara geri dönme hayaliyle tutuşan kesimin kendilerini onaylamalarına yarayacak hezeyanlardır. Toplum senin çevrenle sınırlı değil. İnsanları serbest bıraktığında bir bölüm dine inanıyor bir bölüm inanmıyor. Serbest bırakın artık insanları. Bu entelektüel üstünlük iddianız son derece yersiz ve yanlış, sizi yanlış düşüncelere sevk ediyor öz eleştiri kabiliyetinizi körelterek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AREryilmaz -- 4 Mayıs 2024; 10:20:29 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Bu konu hakkında bu kadar derin konuşmak anlamsız. Bilim VS Din diye bir çatışma günümüzde olamaz çünkü günümüzde dinlerin bilime karsı söyleyebileceği hiçbirşey kalmadı. O çatışma entelkektüel alanda biteli yüzyıllar oluyor.


    Günümüzde çatışma bilim VS din değil. Bilim VS Agnostizm - deizm bağlamında gercekleşir. Artık din dediğimiz kavramın insan yapımı oldugu büyük oranda kabulleniş iş durumda bu konudaki tartışmalar dinden bağımsız Tanrı kavramı üzerinden yürüyor.


    Evet bu konuyu dinden arındırılmış safi tanrı kavramı üzerinden felsefi alanda belki bir noktaya oturtabilirsiniz ancak Tanrı adına oluşturulmuş insan yapımı o kitaplar, ritüekler veya geri kalan hersey bilimle çatıştı ve ortadan kalktı.


    Sözün özü bilimle dinin çatışabişdiği alanlar vardı ve günümüzde bu alanlar dindarlar tarafından entelkektüel açıdan savunuşamaz konuma düştü. Geriye sadece bilimin elinin uzanamadığı dinsiz - soyut - şekilsiz - kokusuz tanrı kavramı kaldı.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 5 Mayıs 2024; 3:34:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Ben bir bütün olarak Postmodernizme karsı bir insanım. Postmodernizm akıl ve bilime bir meydan okumadır ve bunların altını oyar, bunların içine safsatayı sokar. Modernizm döneminde ezilen akıldışı kavramların kılık değiştirerek geri gelmesidir.


    Dolayısıyla sizin savunduğunuz postmodernist yargılar benim gibi postmodernizmi eleştiren biri için çok mantıklı değiller.


    Benim savunduğum anlayış modernizmin reforme edilmesi, hatalarının düzeltilmesi. Postmodernistleein yaptığı gibi reddedilmesi veya akıldışılıkta - hurafe - safsata ile uzlaştırılmaya çalışılması değil. Toplumu geriye götüren anlayış postmodernizmi ile sadece kılık değiştirip geri döndü. Kılık değiştirdiği için toplumun bu konulara kafa yormayın büyük çoğunluğu tarafından algılanamıyor.


    Not : Zaten savınız en bilinen postmodernist akıl oyunlarından biri. Din ve bilim zaten çatışmıyor. Bu postmodernizmde şöyle formüle edilir. Eğer herkes bir sorunun varlığını yadsırsa yani onu yok kabul ederse o sorun yokolur.. Yani eğer hepimiz odada bir fil varken odadaki filin varlığını yadsırsak fil yokolur. Gercekten yokolur mu hayır yokolmaz işte bu tarz mantıksız akıl oyunları üzerine gercrği halı altına süpürüyorsunyz.


    İstersek hepimiz bilimle din çatışmaz diyelim. Bunu yapmakla sadece kendimizi kandırıyoruz. Gercek bizim algılatımıza eğip bükebileceğimiz birşey değildir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 5 Mayıs 2024; 3:35:6 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt
    FluTVyoutube
    Din sosyologu Volkan Ertit'le sekülerizmi, laikliği, muhafazakarlık ve modernliği konuşuyoruz. Sekülerizm, sekülerleşme nedir? Laiklik ile sekülerlik arasındaki fark nedir? Türkiye muhafazakarlaşıyor mu? Türkiye dinden uzaklaşıyor mu? Sekülerleşmenin göstergeleri nelerdir? İnsanlar, toplumlar neden doğaüstü alanlara ihtiyaç duyar? Türkiye'de diyanetin toplumsal yaşama etkisi nedir? Gerçek İslam tartışmaları neden sonuçsuz kalıyor? Din sosyolugu neler yapar, neleri araştırır? İslamiyet her coğrafyada farklı mı yaşanıyor? Din ve dinimsi yapılar ne işe yarar? Kutsal nedir, kutsal yasaklar neden var? Ahlak ile din aynı şey midir? AKP süresince Türkiye muhafazakarlaştı mı? Din ile devlet işlerinin ayrılması neden gerekli? Liderlere olan tapınma neye dayanıyor? Halk inançları dine dahil midir? Sekülerleşme tartışmalarında gündem nedir? İnancın toplumsal yaşama yansımaları neler olmalı? AKP toplumu muhafazakarlaştırdı mı, sekülerleştirdi mi? Ateistlerin sayısı neden artıyor? AKP döneminde dinden uzaklaşıldı mı? Bir şey ne zaman din olur? Çağımızda din mi bilim mi yükselişte? Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: https://www.youtube.com/channel/UC-xTvXTm-lrLWYk308-Km3A/join FluTV "Dünyanın En Otantik İçeriklerini Sunan" yepyeni bir dijital platformdur. Videolardan haberdar olmak için lütfen abone olun. ➡ http://bit.ly/FluTv #VolkanErtit #DindenUzaklaşanTürkiye #İlkerCanikligil #Sekülerleşme ➡Kripto Destekleri için: 0x87a9538Af8f5f80371233951438b7faf9570B82C Dinden Uzaklaşan Türkiye - Dr. Volkan Ertit - Mini Seri - B01 videomuzu beğendiyseniz en güncel diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. ➡Ben Amiral Gördüm: Türker Ertürk - Aydaki Adam: İlker Canikligil - B47 https://youtu.be/YTAcumTtf_8 ➡Saat Sadece Saat midir? - Saat Manyakları - Fuat Domaniç & Ahmet Aydın&İlker Canikligil https://youtu.be/zHtKhSQ7NfY ➡Porno - Cinseller - Dr. Selcen Bahadır & Mustafa Seven - B04 https://youtu.be/Sqb1Q5tNLT0 ➡Aptal Gastronomi - Aptal Herifler - Konuklar: Sinan Büdeyri, Mustafa Seven - S03B13 https://youtu.be/qwbVPP9lCqo ➡Yapay Sanat - Sanat Sohbetleri - Bager Akbay - B16 https://youtu.be/Y7mn3RIP-SA Kanalımıza katılın: http://uye.flutv.me Patreon destek sayfamız: http://flutv.me Kanal: http://flutv.online Twitter: https://twitter.com/flutivi Instagram: https://www.instagram.com/flutv.online/ FluTV Discord: http://discord.flutv.me
    https://www.youtube.com/watch?v=nCNrjAjfEyQ&feature=youtu.be

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yanlış geri kalmışlığın tek sebebi bu unsurlar. Dünyada bu unsurlarla yürümeye çalışıp kendisine referans alıp zenginleşen bilim üreten ilim yapan herhangi x bir ülke yok... tarih boyu olmadı olmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben de toplumun sekülerleştiğini düşünüyorum mesela, ama bu dini herhangi bir tabiatüstü inanış olarak genelleyip insanların ve toplulukların davranışlarıyla dini inanışları arasında "hipotezlerini" ispatlayacak ilişkiler bulmak işini mantıklı hale getirmiyor. Ama işte bütün sosyal "bilimler" bu şekilde çalıştığı için bu konu din sosyolojisi özelinden çıkacak bir tartışmaya gidiyor.


    Sekülerizmi, laikliği veya başka kavramları istediğimiz şekillerde tanımlayıp istediğimiz herhangi bir sonuca ulaşabiliyoruz bu arada. İnanmayacaksın bu da bir sosyal "bilim" oyunu. Bu şekilde konuştuğumuz zaman istediğimiz siyasete (bonus olarak kendimize de) laboratuvar önlüğü giydirebiliyoruz.


    5:23 (...)din sosyologunun ya da herhangi bir bilim insanının..." ifadesinde sosyolojiyi bilim olarak kabul ediyor. Pozitivist pozitivist konuşup sonunda pozitivist olduğunu söylüyor bir de üzerine.


    İnsan davranışlarını açıklamanın ve istediğimiz şekilde sebeplendirmenin çok yolu var. Bahsettiği her şeye tek tek itiraz edebilirim, pek güzel İslam dinine göre sebeplendirip açıklarım da, ama mesela sen bunları kabul etmezsin. Mevzu dönüp dolaşıp kişinin niyetine geliyor yani. Ama mesela yerçekimi böyle mi? Hayır. Telefonu elinden bıraktığında yere düşüyor.


    Bu arada moderatörlük yapan elemanı cihangirde bir cafede oturup sigara sararken hayal edebiliyorum. Müthiş eğitimsiz ve kendini müthiş eğitimli zannediyor. Lafa karışıp "ben de biliyorum" deme biçiminde çok acınası bir nevrotiklik var.


    Neyse, bak bu metnin içine bir sürü janjanlı kelime yerleştirip söylediğim şeylere ekstra bir itibar kazandırmaya çalışabilirdim, zor değil.



    @Nat Alianovna tam senlik konu gel hadi :D





  • Arttırıyorum bu ülke hala ayaktaysa tarikatlara ve Arap sevicilere inat ayakta.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Din ve Doğaüstünü ayırmaya calışmışsınız ancak bu ikisi aynı şey. Bu tapınağa cami demekle aynı şey. Din Doğaüstü inançların sistemli hale gelmiş şeklidir özünde, Doğaüstünü dışında değildir.


    Sekülerizmi ve laikliği istediğimiz gibi tanımlayamayız. İşte bunlar postmodernist safsatalardır. Bir kavramı ancak onun izin verdiği sınırlar dahilinde yorumların. Çok alakasız yorumlar yapmaya baslarsan o kavramın içi boşalır ve gerçeği algı ile bükme ( bükememe) durumu ile karsılaşırsınuz.


    Bilim ve pozitivzmi birbirinden ayırma çabanızda aynı beyhude çaba. Bilimden positivizmi çıkarmak dinden tüm ibadetleri çıkarmakla aynı şey. Positvizm olmadan bilim olmaz. Ancak işte dayattığınız algının gerceklikle bir bagı olmamasına karsın buna inanırsak ayrılır sanıyorsunuz. Eğer ayırorsanız kalan şeye bilim diyemezsiniz, en azından bilim diyerek kendinizi kandırmanın ötesine geçemezsiniz.


    İnsan davranışlarını açıklamanın elbette pekçok yolu var. Ancak pekçok yolun olması hepsinin doğru oldugu anlamına gelmez. Aslında özünde neyi savundugunuzu çok önemli değildir. Önemli olan açıklamayı hangi paradigma ya dayanarak yaptığınız. Yani ben bir modernist - akıl ve bilim savunucusu olarak düşük faizi savunabilirim. Sizde bir İslamcı veya postmodernist romantik olarak düşük faizi savunabilirsiniz. Burada ikimizinde aynı şeyi savunuyor olmamız önemli değil savunuyu neye dayanarak yaptığımız önemli.. Siz çıkıp yüce yaradan öyle buyurmuş diyerek düşük faizi savunursanız kimse sizi kaale almaz ancak düşük faizi dünyadaki basarılı örnekler, istatistiki veriler ve küçük ölçekte denemeler gibi daha somut bilgiye ve teoriye dayanarak savunursan orada ciddiye alınırsınız.


    İşte esas nokta burasıdır.


    Önemli olan birşey nasıl yorumladıgınız değil. Yorumun altını nasıl doldurdugunuzdur. O nedenle her düşünceyi her sekilde yorumlarsınız ancak altını doldurmadığınız sürece yorumlarınız havada asılı kalacaktır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Eğer bilim konuşacaksanız, bilimin ne oldugunu çok iyi bilmemiz gerekir. Tüm dünyada heryer üniversite dolmasına karsın bilimsel ve kültürel açıdan tam tersi bir geriye gidiş var. Bunun nedeni sizin yaptığınız gibi alakasız şeyleri uzlaştırma veya gerçeği algıyla manipüle etme fikridir. Bu bizi geriletti, ciddi bir erezyon var tüm dünyada çünkü artık bilim bilime benzemiyor.




    Ben size temel bir bilgi söyleyeyim bu bilimsel - akılcı düşünmenin yapıtasidir. İnanç ile bilim arasındaki fark.


    Bir fikir ancak yanlislanabilir nitelikte ise insanlara birsey ifade eder , bir değeri olur. Bakın dogrulanabilir demiyorum yanlislanabilir olmalıdır.


    Yanlislanabilir fikir ne demektir ?


    İleri sürdüğüm görüş- fikir - yargı somut belli bir test düzeneği içerisinde sınanıp bu sınamadan benim iddia ettigim sonucu veriyorsa o doğrudur. Ancak ileri sürdüğüm fikir bugün verdiği sonucu 100 yıl sonrada , 1000 yıl sonrada o testi ne zaman yaparsam yapayım ayni sonucu sürekli olarak verdiği sürece doğrudur. Atıyorum bugün aldığım bir sonuç 3500 yıl sonra aynı testi yaptığımda farklı bir sonuç üretmişse artık yanlış demektir. Yani mutlak doğru yoktur sinanabilir, sürekli sinanabilir ve sürekli kendini doğrulayan doğru vardır.


    Yani 500 yıl önce ortaya attığım sav 500 yıl sonrada 5000 yıl sonrada , burada veya başka bir yerde sürekli farklı kişilerce deneyip aynı sonucu verdiği sürece doğrudur, anlamlıdır, bilimsellik bir değer ihtiva eder.


    Bir örnek vermek istiyorum. Yercekimi iddiami kanıtlamak için bugün elime bir elma alıp bıraktığım zaman yere düşer. Bu yercekimi düşüncesinin kanıtıdır. Benden 500 yıl sonra yaşayan biride eline bir elma alıp onu yere bırakıp düşüncemi sinayabilir , benden 1000 yıl önce yaşayan biride bunu yapabilir veya Ayda bulunan biride bunu yapabilir. Benim varsaydigim sonucu verdiği sürece fikrim doğrudur ancak aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç aldığın anda onun dogrulugu orada biter.


    Dogru mutlak değildir doğru kendini sürekli varettigi sürekli sınanıp , yanlislanmaya çalışılıp testte doğru sonuç verdiği sürece vardır. Yoksa yoktur . Bizim öznel yargılarınız hicbirsey ifade etmez.


    Ancak yanlislanamaz bilgi anlamsızdır. Doğru veya yanlış olmanın ötesinde anlamsızdır. Değersizdir. Biri bana Tanrının var olduğunu iddia edebilir Ancak ben Tanrının varlığını yanlislayamam , Tanrının varlığını sinayamam Tanrının varlığı, Tanrı kavramı yanlislanamaz bir kavram olduğu için düşünmeye bile değmez, anlamsız bir kavramdır çünkü doğruluğunu veya yanlışlığını asla bilemem.


    Örneğin bundan 1500 yıl önce peygamber olduğunu iddia eden biri Tanrıyı oradaki kişilere göstermiş olabilir ancak 1500 yıl sonra benimde o dönemde ne yapılıp Tanrı kanıtlanmış aynısını yapıp Tanrıyı görebiliyor olmam gerekir. Yanlislayamiyorsam - sinayamiyorsam o dönem varolsa bile şimdide varoluşu düşüncesi sadece altı boş bir varsayım- kuruntu olur anlamsız olur.


    Bu bilimsel düşüncenin temeli akilciligin temelidir. Mutlak yoktur doğru bile kendini varettigi sürece, kendini kanitladigi sürece doğrudur. Sinanamayan düşünceler ise anlamsızdır, varsayimdir , kuruntudur .


    Not: Yanlislanamayan - sinanamayan bir fikir - olgu - sav bırakın doğru olmayı yanlis bile olamaz . Doğru ve yanlış sıfatını alabilmek için o kavramin yanlislanabilir bir kavram olması gerekir. Ancak öyle bir kavram doğru veya yanlış gibi bir yargı- sıfat alabilir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 5 Mayıs 2024; 22:15:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Son olarak söyleyeceğim şey şudur. Biz gerceğin ne oldugunu bilmiyoruz. Gerceğe akılla - düşünerek ulaşamazsınız. Size aklen çok mantıklı gelen fikirler sahada bir felakete neden olabilir. Bunun nedeni gerceğe düşünerek ulaşılamamasıdır.


    İşte bu nedenle positivizm önemlidir. Bulduğumuz fikirleri sınamadıgımız sürece asla doğruluğuna dair nesnel bir kanıtımız olmaz, olamaz.


    En basitinden bu dünyada yapılan tüm icatların sorunları uygulamaya geçildiğinde farkedilmiştir. Uygulama sahasına ininceye değin pekçok sorunun varlığından bile haberdar olamazsınız.


    Aynı şekilde sizin, benim ve herseyin varlığının arkasında da deneysellik yatar. Eğer bir akıl bizi bugün oldugumguz gibi yapmaya calışsaydı yaptığı an ölürdük. Çünkü bu sistemin bir bütün olarak akıl tarafından düşünülmesi mümkün değildir. Akıl bu şekilde çalışmaz.


    Bizim varlığımızın nedeni evrim sürecinde gerceklesen belki trilyonlarca yanlış denemenin getirdiği birikimli sonuçtur. Aynı şekilde insanoğlu televizyonu bugünkü şekliyle icat edemez, tasarlayamaz. Televizyonun bugunkü haline gelmesinin ardında belki binlerce basarısızlık la sonuçlanmış deneyin birikimli sonucu yatar.


    Dolayısıyla positivizm gerceğe en yakın seyi size sunabilecek tek yoldur. Bunun nedeni ise gerceğin ne oldugunu hiçbirimizin akıl yoluyla bulamayacak olmasıdır. Çünkü gerceğin ne oldugunu bilmiyoruz. Elimizde gerçeği bulmak için dayanabileceğimiz tekşey deneyimlediğimiz dünyadır ve ancak bu dünyaya bakarak neyin ne olduguna dair bir var sayımda bulunabiliriz.


    Dolayısıyla deneyimlediğimiz dünya - evren somut gercekliği ile sınanmadıkça hiçbir fikrin gercek mi yanlış mı oldugu konusunda yargıda bulunamayız.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • babus0606 kullanıcısına yanıt

    bişey biliyorsan açıkla. lakin kemal beyin o geceki tavrını kollanmasınıda buna ekle. 

  • erkahn kullanıcısına yanıt

    Bu ülkenin kanseri siyasal islam ve onun şakşakçılarıdır.

    Net.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Mezar tapicilarinin dini kendi tekellerine almasindan farklı degil siz pozitivistlerin bu bilim hakkindaki hükümleri.

    quote:


    Dolayısıyla positivizm gerceğe en yakın seyi size sunabilecek tek yoldur. Bunun nedeni ise gerceğin ne oldugunu hiçbirimizin akıl yoluyla bulamayacak olmasıdır.


    Bu ifadenin ne kadar dogmatik olduğunu sana anlatmam mumkun degil gibi, anlayabilecek olsan zaten boyle bir sey yazmazdin. Gordugun uzuere bütün dinler gibi (siki dini hariç) pozitivizm de tek yol oldugu iddiasinda. Ben sana pozitivist olma demiyorum, dinsiz olmadiginin farkında ol diyorum sadece.

    Ben basindan beri din ve bilim birbirlerine alternatif degildir diyorum bu arada. Dinle bilimi carpistirma sevdasindan bir sizler vazgecemediniz bir de nurcular. Bilimle yapilacak isler bilimle dinle yapilacak isler dinle yapilir. Insan kuyruksuz maymundan geldi demek gibi bilimin maksadini asan isler yapilmadigi surece de ortada herhangi bir celiski olmaz. Ortada tek bir ara form yok, insan kadar uzun suredir var oldugu halde insanlasmamis çeşit cesit kuyruksuz maymun cinsi var ama yok, insan kuyruksuz maymundan geldi, cunku alternatif aciklama dini.

    Bak ben darwinin evrim teorisini butunuyle reddetmiyorum da, ceneler kuculdukce 20lik dislerin birbiri uzerine binmesi falan hipotezlerle tutarli ve insanin kendinde bile gozlemleyebilecegi seylerden. Bana fosil diyeceksen bilinen en eski ucan dinozordan daha eski kus fosili bulundu derim sana. Yarin ne bulunabilecegini bilmezken dini aciklamaya alternatif goremezsin herhangi bir bilimsel teoriyi, zaten gerek yok neden goruyorsun?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    İşte sorun burada. Sizinle veya postmodrrnistlerle konuşmak çok zor. Çünkü herseyi belirsizliğe itmeye çalışıyorsunuz. Yine bu belirsizlik iddiası postmodernist bir savdir.


    Ancak eğer herseyi söylüyorsan aslında hucbirsey söylemiyorsun demektir.


    Ben size nesnel olarak yargılarımı kokenlerini gayet net biçimde açıklamama rağmen siz bana karşı algı yapiyorsunuz , kendi fikirlerinizi savunmak yerine..


    Orada dediğim konu şu bilimsel bilgi mutlak değildir ancak bilimsel bilgi kendini dogruladigi müddetçe doğrudur. Yani benim savim aslında dogmatik değil ancak siz bilimi kendi sularında çekip orada belirsizlik içinde boğmaya çalışıyorsunuz. Nitekim ben bilimsel bilginin mutlak doğru olduğunu iddia etmedim kendini dogruladigi sürece doğru olduğunu iddia ettim. Posituvizmde aynı şekilde şu an elimizde gerçeğe en yakın yol bu ve bunun aksi olan iddiaların hiçbirinin positivizmin sunduğu kadar gerçeğe yakın nesnel veriler sunma iddiası yok. Sadece sizin yaptığınız gibi suyu bulandirma yöntemi uygulanıyor.


    Ote yandan zaten kuş dediğiniz şey dinazorlardan günümüze kalan bir türdür. Günümüzde tüy denilen yapi sadece donazorlarda bulunan bir kıl çeşididir. Hatta dinozorların ( özellikle ucabilenlerin ) tamamen kuşlar gibi tuyle kaplı olduğu günümüzde düşünülüyor.


    Son olarak pozitivist hakkında şunu söylemek istiyorum. İnsanoğlu ve diğer tüm canlılar ancak bildikleri şeyleri çarpıtarak düşünebilir. Bizim olmayan , görmediğimiz, bilmediğimiz tamamen orjinal birseyler düşünme gibi bir yeteneğimiz yok ve yaptığımız hersey varolan şeylerin benzeri veya bunları çarpıtma yolu ile ortaya çıkar.


    Bu sav ise bize algiladigimiz somut herseyin asıl gerçekliğin uzantısı olduğunu düşündürür. Yani gerçek ve orjinal birsey öğrenmenin tek yolu maddi dünyayı incelemek ve düşüncelerimizi onun üzerinden sınamaya elde edilebilir. Yani eğer bu dünya bir simülasyon ise simülasyonun ötesinde gerçek dünyada ne olduğunu, gerçeğin ne olduğunu anlayabilmenin tek yolu özünde gerçeğin carpitipmis bir versiyonu olmak durumunda olan algiladigimiz bu dünyayı incelemekten gecer .


    Bunun ötesinde size gerçek hakkında bilgi sunabilecek hicbirsey yoktur . Düşünce yolu ile ulaşabileceğiniz tek şey spekülasyondur, pozitivizm o spekukasyona kütle verebilecek tekseydir . Hig bozonu gibi.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    "Bu söylemde artık önemli olan daha doğru bilginin araştırılması değil, doğruluk kategorisinin işleyiş mekanizmalarının deşifre edilmesi ve bu bağlamda yeni doğruların oluşturulmasıdır. Genel ahlaksal anlayışlar ve ilkeler artık geçerliliğini yitirmiştir; ahlaksal normların kaynağı yaşanan koşullar, çağın gerekliliğidir. Postmodern Etik, modernizmin evrensel ve sabit ahlak ilkelerinin geçersizliğini göstererek, genel ahlak ilkelerini görelileştirir. Dinden sonra bilimin egemenliğinin de yıkılmasıyla, "her şey uyar" noktasına varılmıştır. Bu önerme, öncelikle bilimin statüsünü ve doğruluk iddialarını görelilleştirmek üzere, bir bilim felsefecisi olan Paul Feyerabend'ten gelir."


    İşte savunduğunuz görüş tam olarak bu. Bilimin yıkılması ile bizi hersey uyar noktasına getirmek . Escinsellik normaldir söylemide , dinlerin ve gercekustunun tekrar hortlamasi da, günümüzde üniversitenin geçmişin lisesi seviyesinin altına inmesine hepsi bu söylemin kollaridir . Fakat dediğim gibi herseyi savunmak aslında hicbirseyi savunmadaki demektir.


    Sizin savunduğunuz bilim anlayışı içi tamamen boşaltılmış algimiza gire eğip bukebilecegimiz herseyin uyduğu bir bilimdir . Bu arada postmodernizm aynısını dinede yapar bunun en son örneği günümüzde holywoodda sürekli pompalayan namaz kılan dindar escinsel tiplemesi . Bu bütün kavramların içini boşaltıp onları istediğimiz gibi tekrar doldurabilecegimjzi savunur ancak sonuç gerçek bir dejenerasyon ve gerileme . Dediğim gibi günümüzde universite sayısı arttıkça bilim ve kültür tersine geriliyor çünkü açılan şeylerin sadece adı üniversite geri kalanı ise bilimle ve akılla uyuşmayan bu saçma dogmatik anlayışın dayatilmasidir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 6 Mayıs 2024; 15:15:9 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Periah kullanıcısına yanıt
    "Bilimin egemenligi" ifadesini laboratuvarla bile sinirlandirmak ihtiyaci hissetmiyorsun bak. Bilime tapmamayi savunmak bilimin icini bosaltmak degildir. Pozitivizm saflarindan tabii ki baska dusunme bicimlerine elestirilerde bulunabilirsin, ama "xxxx mutlak dogrudur" dini bir savdır. Bilimin güncel olarak doğru kabul ettiğini daha iyisinin yokluğu gibi bir sebepten bile mutlak doğru kabul etmek de aynı şekilde bir davranıştır. Pozitivizm bilimin amacını yanlış anlayan bir akımdır.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.