Şimdi Ara

Osmanlı Neden Çöktü? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
74
Cevap
0
Favori
1.677
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar kusura bakmayın kitap kültür bölümünde fark etmeden siyasete girmişim.



    Osmanlı niye çöktü çünkü y. gibi yönetiliyordu o yüzden.


    Doğmalar, hurafeler, teknolojiye öcü gibi yaklaşım, padişahların sürekli yabancı kadınları


    alıp karısı yapması, her kadından ayrı ayrı padişah adaylarının birbirini boğazlaması


    tek adama tapınma vs vs..


    Her yeri fethediyorsun ama Merkezden ta sınıra nasıl yetişeceksin? İşgal ettiğin devletler


    nonoş gibi senin kıçını mı yalayacaktı? Gel paşam size katılalım ömür boyu bizi davar gibi güt..


    1450 - 1500'lerde millet diğer kıtaları keşfetme yarışına girmiş bizimkiler de rölantiye almış


    ganimetin tadını çıkarıyordu. Zaten Rönesans sonrası bizimkiler iyice yarıştan koptu.

  • dediğin gibi olsa I. Mahmut döneminde Rusları yenemezdik ama yendik yeniçeriler ordunun göz bebeğiydi padişah onların baş lideri oluyor II. Mahmut basiretsiz olduğu için başarısız oluyor aynı II. Abdülhamit gibi Arapların bize ihanet edeceği belliyken kalkıp demir yolu yapıyor parasını Türklere ödetiyor Rus konsolosa selam vermedi diye askerin idamına evet diyor bunlar kesinlikle Türk değil kendi askerini kendi ülkesinde koruyamıyor "Emir Timur" Osmanlının soyu ile dalga geçiyor ondan sonra kendilerine secere uydurup "Kayı boyuna" bağlıyorlar bu kesinlikle gerçek değil.

  • Nüfus yok, para yok, ekonomi bitik, sanayi çok zayıf ve teknolojik olarak geriydi osmanlı.


    Ümmetçilik ve osmanlıcılıkta birşeye yaramadı. Fırsat bulan bağımsızlığını kazandı. Şimdi biri çıkar din falan katar ama yemen isyanları ve 1. dünya savaşında araplarda senden bağımsız olmak istedi. 2. mahmut zamanına gelene kadar devlet zaten bitikti. Kendi valisine karşı yenilen bir devletin gücü olmaz.


    Rusyayı engelleyen ingiltereydi. İngiltere bu toprakların rusların eline geçmemesi için osmanlıyı belli bir yere kadar tuttu. Osmanlıyı da sömürge yaptılar. Adam akıllı nüfusu bile artmamış osmanlının. Bir bakıyorsun batı anadolu kıyıları rum dolu. İç kesimlerde müslüman nüfus var ama her yerde yine rum ve ermeni köyleri var. Toplasak 25-30 milyon nüfus karşındaki rusya senin 3 katın kadar.

  • hamza5806 kullanıcısına yanıt

    Sömürge olmayan devletler arasından da çok gelişen var, sömürge sana hammadde ve dolayısıyla para sağlar. Osmanlı Devleti gördüğüm kadarıyla hazine ağzına kadar tıka basa dolu olduğu halde çökme belirtileri göstermeye başlıyor.

    Bunun pek çok sebebi var ama ben bunu en çok tek adamın yönetimde olduğu monarşiye bağlıyorum. Bunu söyleyince hemen İngiltere örneğini veriyorlar ama İngiltere çok nevi şahsına münhasır bir devlet ve millet ayrıca adamlarda mutlak monarşi değil katı bir mesruti monarşi var. Tarih geçtikçe adamlar monarkın elinden güç almışlar bizde ise gitgide monarkın eline güç vermişiz. Bu da tahta faziletli birisi çıkınca çok yükselmeye, beceriksiz birisi çıkınca çok gerilemeye sebebiyet vermiş.

    Roma imparatorluğunu örnek alın mesela, adamlarda imparator varken bile güçler ayrılığı var. Kaldı ki çok büyük bir mecliste var, kendince eksikleri de var o ayrı ama çok uzun metrajlı bir krallık kurabilmişler.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi axelrhaynr -- 30 Nisan 2024; 21:34:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • batacığı varmış batmış zamanı gelince abd de çökecek türkiyede değişecek hiç bir ülke kimliği sonsuza kadar yaşamıyor.

    3. dünya savaşıyla birlikte teokrat devletler yeniden yüksekcek ab abd gayet dinci ve ırkçı olmaya başladı bile son 20 yılda hele 10 senede tavan heryerde sağ dinci partiler toplumlar yükseliyor.

    600 senelik uzun ömürlü bir devlet osmanlı o kafayla fransada çöktü rusyada çöktü o dönem tek çöken biz değildik.

    siyonizim üflemeli ingiliz ve abd çağındayız ama ilerde kimin çağı olur orasını kimse bilemez.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 30 Nisan 2024; 22:0:39 >
  • Nüfus nasıl artabilir sen azınlıkları askere almıyorsun devamlı savaş yapıp kazansan bile kayıp veriyorsun fetih ettiğin yerlere Türklerin boylarını parçalayıp sürüyorsun insanların can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyorsun yeri geliyor Türk devletleriyle savaşıyorsun belli bir politikan yok ilken yok öngörün sıfır düşmanını tanımıyorsun ülkenin asli kurucu unsuru Türk milletini devletten uzaklaştırıyorsun aynı Selçüklunun yaptığını yapıyorsun biraz güçlenince saltanat elimden gitmesin diye Türkleri devlet yönetiminden hemen uzaklaştırmışlar saltanat bile Türklerden korkmuş..


    Ümmetçilik tabi işe yaramaz adam sana bozguncu olarak bakıyor seni müslüman olarak görmüyor yıllarca yönetildiği için çememezlik var, ülkemizdeki insanlar bunu göremiyor halen şeytan taşlamaya Mekkeye gidiyorlar elin Arabını zengin ediyorlar.


    Osmanlıcılıkta işe yaramaz ülkede ortak dil yok Türkçeyi öğretememişsin kültürün yabancı adam sana neden kendini ait hissetsin fırsatını bulduğu anda devletini kuracaktı.





  • axelrhaynr A kullanıcısına yanıt

    Arada dağlar kadar fark var onlar uzaktan sömürge olarak yönetmişler güçleri yetmediği zaman koyup kaçmışlar bizim monarşi ise Türkleri sömürmüş maddi manevi bizde azınlıklar devleti içerden parçalamışlar hemen hemen hepsi diyebilirim.

  • DHTech D kullanıcısına yanıt

    Yeniceri ocağına Turklerin ve Müslümanlarının kesinlikle alınmaması gerekiyordu. Bu Turklerin veya Müslümanların yoz olmasından değil beraberlerinde aile ilişkileri ve torpili getirmesine kaynaklıdır.


    Yeniçeri ocağı ilk başta savaş eserlerinden oluşturuluyordu. Sayıları 3000 kadardı. Fakat devlet büyüdükçe ihtiyaç arttı ve savaş esirleri yeterince insan gücü sağlayamadı buda devşirme sistemini gündeme getirdi ve Hristiyan ailelerin çocukları alınmaya başlandı. Bu düzen uzunca bir süre devam etti ve yeniçeriler büyük nam saldılar. Fakat 3. Murat döneminde ortaya çıkan İran savaşları esnasında mükemmel eğitime, cesarete ve yeteneğe sahip Yeniçeri birlikleri sefer menziline uzunluğu zor koşullar ve hastalıklar nedeniyle telef oldular.


    Kayıplar o kadar büyüktü ki standart Yeniçeri yetiştirme düzeni yeterli asker sayısını sağlayamadı bu süreçte Turkler ve Müslümanlarının ocağa girmeye başladı bunun ardından büyük bir hızla ocak yozlasti ve disiplinini yitirdi. Yeniliğe kapandı.


    Bunun nedeni bir yabancıyı çocukluktan itibaren aldığınızda onu 0dan egitiyorsunyz. Ne annesi ne babası ne ailesi var . Devlet dışında hiç kimsesi yok , kimseyi tanımıyor dolayısıyla köksüz. Köksüz insanlar ise yolsuzluğa yatkın değillerdir nitekim yolsuzluk için uzun vadeli bağlar gerekir . Ote yandan bu çocuklar 0dan Müslüman yanpiliyorlar, çocukluktan kırsalda ağır işlerde calostiriliyorlar zorluğa alısıyorlar , ardından orduya alınıp birde 9dan askeri eğitim görüyorlar ve doğrudan kışlada yaşıyorlar evlilik yasak , halka karışmak yasak tamamen doktrine edilmiş sertlestirilmis askerler .


    Sen bir Türkü, bir Müslümanı alıp böyle yetiştirmezsin. Ailesinden koparamazsin, köksüz yapamazsin, küçük yaştan itibaren ağır işlerde çalıştırıp tamamen devlet kaynaklı bir inanç sistemi öğretemezsin. Aile bağlarına sahip olursa peşinden torpil gelir , adam kayırma gelir , hırsızlık gelir bunları engelleyemezsin.


    Dolayısıyla yeniçeriler doğal hallerinden koptuktan sonra . Evlenme hakkı elde ettiler , askerlik dışı mesleklere sahip oldular , kışla dışında yaşamaya başladılar, devleti değil ailelerini düşündüler, torpille insan sokuldu . Maaş kartlari satıldı ve asker olmayan kişiler yıllarca maaş aldılar.


    Kısacası yeniçerilerin Turklesmesi zaten bozulmasına neden oldu . Yeniçeri özü gereği Türk olmaması gereken bir askeri sınıftı Turkler başka birlikleri teşkil ediyordu ancak şartlar ve devletin ulaştığı büyüklük bu düzeni bozdu sonuç olarak işin içine çıkar girdi ve ocak yozlasti .




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 30 Nisan 2024; 22:18:36 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tarihte İran diye bir devlet yok senin dediğin gibi olsa Osmanlı başarılı olamazdı başarılı olmasının nedeni ordudaki Türklerdir, "Patrona Halil" Arnavut bu devşirmeler başımıza bela olmuştur buda hemen olmamıştır tarihsel süreç içerisinde sen adamı önemli yerlere getirirsen gün gelir senden ayrılır sana kafa tutar.

  • DHTech D kullanıcısına yanıt

    Burada bütün olayı çözmüş ve kesin hükümlerle ahkam kesen arkadaşlara bir bilgi vereyim belki bildiklerini sorgulamalarına sebep olur.


    Balkanların Osmanlı toprağı olmasında başrol olan Akıncı teşkilatını sonradan Müslüman olmuş ve Osman Gazi'nin en yakın arkadaşlarından olan eski Bizans tekfuru Mihal Gazi (Eski adı Mihael Koses) kuruyor. Sonrasında da teşkilatı oğulları devam ettiriyor. Osmanlı tarihini etnik tanımlarla okumaya kalkan herkes ya bilgisizdir ya da manipülasyon amacındadır. Roma'yı da etnik tanımlarla okuyamazsınız mesela. Osmanlı, Müslüman Türklerin liderlik ettiği, Doğu Roma'nın İslamlaşmış halidir. D.Roma İslamlaşırken çoğu D.Roma unsuru da İslamlaştı. Topraklarından sürülüp gitmediler. Merkezde dini inanç ya da siyasi dava ortaklıkları vardır tarihte. Sırplar gibi Osmanlılar'la ittifak yapan hristiyan milletlerin olmasının sebebi de budur. Evliliklerin çoğu da siyasidir. Romalılar gibi benzer yolları izlediler çünkü o dönemlerde dünyada güç ve nüfuz sahibi olmanın yolları bunlardı. Etnik milliyetçilik yaparak zaten güçlü bir devlet ve imparatorluk olamazsın. Hele böyle dünyanın en kozmopolit coğrafyasında hiç olamazsın. "Roma sadece İtalyanlarındır" diye yola çıksalardı Roma İmparatorluğu diye bi şey de olmazdı. Vatikan etnisiteye göre idare edilseydi hiçbir gücü olmazdı, hatta bugün de var olmazdı.


    Yok Türkleri dışlamış yok içlemiş boş muhabbetler bunlar. Türkler diye bi tekillik yok ki zaten bu nasıl olsun? A Türk boyu şöyle düşünürken, B Türk boyu böyle düşünüyor. Veya Alevi Türklerin bir kısmı İran şahına biat ederken, diğer taraftan Bektaşiler Yeniçeri Ocağına yön veriyor, Osmanlı Sultanına biat ediyor. Sırpların A grubu Osmanlı'yla birlikteyken B grubu haçlılarla birlikte oluyor vs. Burada ortak nokta dini, siyasi ya da ideolojik çıkarlardır. Sırf Osmanlı'yı kötülemek için, milliyetçilik popülizmi kasmak için Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya atılmış zırvalıklar hepsi. "Osmanlı Türkleri dışlıyordu, bak biz geldik kurtardık" popülizmi için ortaya atılan uydurmalar. Bu doğru olsa tam tersini diğer milletler için kullanmazlardı. Onlarda da "Osmanlı sizi sömürdü, köle gibi kullandı, Türkler sizin sırtınızdan geçindi, zengin oldu" diyerek ulusalcılık akımını beslediler. Türkiye'de "Osmanlı Türkleri ezdi" oluyor, Araplara, Rumlara vs gidiyorsun orada da onları ezdikleri söyleniyor. Milliyetçilik akımlarının etkisi. Ki çoğunda da siyonizmin ve kurulması hedeflenen İsrail devletinin çıkarları için siyonistler öncülük yapmıştır. Özellikle Türkçülük ve Arapçılık hareketlerinin başlangıcında yahudilerin rolu gizli değildir. Moiz Kohen, Emanuel Carosso, Avram Galanti gibileri ki bunlar isimleri açık yahudilerdi. Bir de bunların müslüman ismi alan dönmeleri var.


    Hiç kimse genelleme yaparak "Osmanlı şu milleti dışlamıştı" diyemez. Osmanlı kimsenin milletine bakarak yönetilen bi yapı değildi. Bugün ABD ya da Birleşik Krallık mantığı nasılsa öyle yönetiliyordu. Adam ABD'ye hizmet ettikten sonra CIA bünyesinde, Beyaz Sarayın en önemli yerlerinde Rusları, Çinlileri dahi çalıştırıyor. Afrika kökenli adamları bürokraside önemli yerlere getiriyor. Osmanlı'da da kendi davasına, sistemine hizmet edeni yanında tuttu, etmeyen karşısına geçti. Osmanlı herhangi bir milleti genellemeyle yüceltecek ya da ezecek bi icraat yapmadı hiç bir zaman. Bunun bir tane örneği yoktur. Osmanlı'ya sadakatle hizmet etmiş Rum, Ermeni, Arnavut da var, ihanet etmiş, düşmanlık etmiş Rum, Ermeni, Arnavut da var. Ayrıca Osmanlı Ortodoks Hristiyanlara da liderlik yapma stratejisiyle hareket etti asırlarca. Ruslar milliyetçilik akımları sonrası bunu kendi lehine çevirmek için yoğun çalışmalar yapıyor Osmanlı topraklarında ve sonuçta başarılı da oluyorlar. Özellikle Balkanlar'da "ortak soy, ortak din" propagandalarıyla Osmanlı aleyhine ayaklanmaları körüklüyorlar. Osmanlı'da yönetimi ele geçirenlerin de Türkçülük yapmaları isyanları besleyenlerin özellikle Rusların ellerini güçlendirdi. 20.yy zırvalıklarıyla Osmanlı'yı okumak, anlamak mümkün değil. Ayrıca bütün dünyanın Müslümanları Türk olarak adlandırmasına sebep olmuş Osmanlı'yı "Türk düşmanıydı" zırvalıklarıyla anıp komik duruma düşmeyin. Sosyal medyadaki boş beleş videolardan öğrendiğini "gerçek tarih" diye sağa sola yazar oldu millet.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sonic.Storm -- 30 Nisan 2024; 23:55:55 >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    Bir de rusların şöyle bir avantajı oldu. Tam işte 1700 lerde Avrupa'da kışlar çok sert geçmeye başladı. Ruslar Sibirya'nın tamamına hakim olduktan sonra Avrupaya deli gibi hayvan kürkü satıp iyice zenginleştiler.


    O sırada Ümit burnu keşfedildiği için bizim Akdeniz hakimiyetinden elde ettiğimiz ticaret ganimeti de erimeye başladı. E zaten senin bütün gelirin savaş ganimetleri, devletlerden aldığın vergiler, ticaret vergileri vs... Kendi içinde bir şey üretip satamıyorsun. Başarılı sefer yapamadığın anda ekonomi durmadan eksiye gidiyor vs....


    Osmanlı en azından 1500'lerde İran'ı alt edebilseydi belki Hindistan üzerinden açık denizlere açılabilirdi. İngilizlerin Hindistan'ı kolonileştirmesinin de önüne geçilmiş olurdu. Belki o zaman bir kaç koloni de Osmanlı kurardı.


    Gerçi şöyle bir şey de var. Avrupa'nın dünyanın bilmem nerelerinde koloniler kurması aslında devlet politikası değil aksine münferit teşebbüsler. Osmanlı'da hiç ben de bir gemi yapayım/alayum dünyada yeni yerler keşfediyim diyen müteşebbisler çıkmadı.


    Belki Osmanlı'nın siyasi yapısı buna müsait değildi. Böyle müteşebbislerin çıkması için belki Avrupa'daki gibi feodal yapılar gerekiyordu vs...





  • DHTech D kullanıcısına yanıt

    6-6 berabere dediğin adamlar İstanbul'a kadar geldi. 1770 yılında senin donanmanın tamanını yaktılar. Küçük kaynarcanın şartlarına bak Osmanlının bir domalmadığı kalmış.

    İngilizler olmasa Osmanlı 1800'leri bile göremeyecekti.


    II. Mahmut harp akademisini kurmasa Atatürk diye birisi olmayacaktı. Mustafa Kemal; Selanik'te en fazla amcasının yanında tüccarlık yapıp ölüp gidecekti. Harp akademsi Osmanlı'da dünya standartlarında eğitim veren tek kurumdu. Gerisi boktan medrese falan.


    Yaptığı ıslahatlara bir bak adam resmen Osmanlı devletine format çekmiş. Devleti yıkıp baştan kurmuş.

  • Sonic.Storm kullanıcısına yanıt

    bravo...


    Milliyetçi tarih en parlak noktaları anlatır, parlamayan detayları es geçer, karanlıkları ise hiç anlatmaz. Örgün eğitimden çoğu kişinin aklında kalan resim: 1071'de kapıları Türkler'a açılan Anadolu, 1453'te yeni bir çağı başlatan Fatih Sultan Mehmet. Diğer detayları bu iki noktadan başlayacak bir şablon üzerine ören birisinin Osmanlı'nın uzun tarihini anlaması bence mümkün değil. Ben de okulda Timur savaşlarını hiç anlamıyordum mesela. Zaten Asya'dan gelip kapıları açmışsın işte niye savaşıyorsunuz. Müfredat yazarları bu yüzden anlatamaz bunları, 1453'den sonrasında olay örgüsünü kaybederler. Türk tarihi diye de anlatınca Osmanlı'nın bütün savaş tarihinin değilse de, ana tehditin çöküş dönemine kadar bütün büyük kayıpların Türklerle olması, soru soran bir aklı epey karıştırır.


    İnternet sayesinde diğer devletlerin de kendi tarihlerini çocuklara nasıl anlattıklarına biraz bakabilmiştim. Romanya bir Büyük Romanya anlatıyor epey, Norveç, Danimarka... hepsi de kahraman tabii ama örgü nereden geldik değil hiç birisinde. Hep oradaydık zaten de, ne oldu, nasıl, ve kimler sayesine birleşebildik. Bunu anlatıyorlar. Bu tarih, neden bir sınır bir yerde biter, başkası başlar onu anlatmayı becerebiliyor, ve ileride politik becerisi olan bireyler ortaya çıkmasına bence daha yatkın. Türkiye ise nereden geldiğini ve nereye doğru gidiyordu onu anlatıyor. Buradan politikacı değil fatihler çıkar. Ana fikir, güçlü alt mesaj da buraya ait olmadığı.


    Tarih atlası çok faydalıdır. Devletlerin hangi şartlarla, nasıl, hangi ilişkilerle kuruldukları önemli, bunu Osmanlı'yı bırakalım, cumhuriyet tarihi için bile tüm detaylarıyla bilmiyoruz. Yine de haritadan kontrol ederek okuyanlar şunu görecektir: Osmanlı tamamen Roma sınırları içinde kuruluyor, büyüyor. Çok uzun bir dönem. Selçuklu geleneğini taşıyıp getimiş olsalar bile Roma gibi her köyü ile irtibatı olan bir oragnizasyonun alanı içinde kurulurken onun düzeninden etkilenmemesi mümkün müdür? Müfredat yazarı sadece Selçuklu ve Persleri değil, ek olarak Roma'nın da işleyişini, ara sokaklarını bilse eminim hikayesi İstanbul'un alınışından sonra kesilmezdi. İkincisi okuma da batı-doğu şablonuyla ilgili. İstanbul'u alan devletin başkenti Edirne. Yani, İstanbul'a göre batıda olan bir devlet kenti alıyor.


    Devletleri kişileştirip bütün olayları devlet refleksleriyle açıklayan bir devlet tarihçiliği, bir de savaş tarihi ile haritalara bakılırsa da hareket eden amiplerden başka bir şey görmek zor olabilir. Ama biraz kültür, toplum, ticaret, endüstri ve icatlar tarihi, topografya, ilkimler tarafından bakabiliyorsanız, bir haritaya bakınca bunlar gözünüzün önüne gelebilyorsa tarih atlası çok faydalıdır.





  • Karbon 12 K kullanıcısına yanıt

    Bunun altına imzamı atarım, ideoloji gözlüğü takip tarih, sosyoloji araştırmaya başlanırsa yanlışların sonu gelmez...

    Maalesef liseden mezun olalı çok kısa süre önce olan birisi olarak bize de resmi tarihi hep yanlı olarak öğrettiler. Oysa ki esas milliyetçilik görmezden gelmeyi değil, A B C kişisi olsun farketmez; yapılan yanlışlardan ders çıkartmayı gerektirir.


    Bir de ayriyeten tarih gibi dersleri olabildiğince yorumdan arındırıp olay örgüsü üzerine inşaa etmek gerek. Çok yanlış kişiler takıntılı bir şekilde yanlış olarak lanse ediliyor, ayriyeten insanlara da ister istemez karman çorman bir ideoloji aşılanıyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi axelrhaynr -- 1 Mayıs 2024; 1:17:53 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İstanbul'a geldide ne oldu? donanmayı sahile demirlersen olacağı o Ruslar yiine kahpelik yaparak kazanıyor Osmanlı zayıf değil komuta kademesinde başarısızlık var ordu iyi yönetilmiyor.


    I. Mahmut daha başarılı II. Mahmut başarılı değil devleti rezil etmiş, Atatürk'e sen ne bakıyorsun herkes onun gibi mi? açılan okullar kaliteli olsaydı I. Cihan savaşını kazanırdık yada hiç girmezdik demek ki kaliteli değil.

  • mechatengu kullanıcısına yanıt

    O maceracılar Osmanlı'da da var aslında. Barbaros sakız adasında kalkıp ticaret - kırsanlık derken herif Cezayir' i ele geçiyor. Ardından Cezayir'i Yavuz'a veriyor. Yeniçeri kaçaklarının Fas'ta girmediği abuk, bulaşmadığı abuk sabuk iş yok. Osmanlı'da denizciliğin efsaneleri hep bu başına buyruk herifler çokda basarılılar.


    Fakat Osmanlı'nın dolayısıyla bizim talihsizliğimiz Fas'ı tam olarak ele geçirememek oluyor. Fas'ı ele geçirebilmek o bölgeden Portekiz ticaretini baya baltalamak olasılığı doğardı ancak işte coğrafya Akdeniz o sınırı aşamıyor bizim maceracılar.


    İran konusu ise tamamen Yavuz'la ilgili. Herif Şah İsmail'i yendikten sonra aslında tüm İran'ı ele geçirmeye heves ediyor ancak ordu ayaklanıyor ve geri gelmek zorunda kalıyor. Daha sonra tüm Suriye ve Mısır'ı ele geçiriyor. Yavuz erken ölmeseydi Osmanlı'da doğuyu en iyi tanıyan padişahlardan biri oldugu için büyük işler basarabilirdi.


    Hatta bizzat Babür ile haberleşiyor ve ittifak kuruyor. Babür' e top, ateşli silah ve bunları nasıl kullanacagına dair bilgi verecek subaylar yolluyor ve hatta Yavuz'un yolladığı bu elemanlar taa orta Avrupa'da çıkmış Hussite Savas arabaları taktiğini Babür'e öğretiyorlar( Osmanlı'da tabur cengi olarak bilinir, Varna Savası dan beri uygulanır. ) . Babür bu silahlar ve taktikler ile çok daha zayıf olmasına karsın Hntli racaları ezip Babür devletini kuruyor.


    Yavuz hayatta olsaydı İran'ı çökertme olasılığı olan biriydi. Nitekim Şah İsmail Yavuz'a yenildikten sonra melankoliye kapılıyor ve savasa isteğini yitiriyor. Zaten onu bir evlya olarak gören Türkmen topluluklarının da inancı sarsılıyor ve Yavuz'un safevilere karsı İttfakı - bölgeyi çok iyi bilmesi ve Yeniçerileri tamamen hizaya sokup hazineyi ağzına kadar doldurması en önemlisi ise Yavuz'un sarayı eğlenceleri, şatafatlı sevmemesi ve seferlerden dönmeyen bir kişilik olması bu tarz büyük fetihler için en uygun padişah olmasına neden oluyor ancak malesef erken ölüyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 1 Mayıs 2024; 1:38:26 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sonic.Storm kullanıcısına yanıt

    Şalvarı Şaltak Osmanlı, Eğeri Kaltak Osmanlı, Ekende Yok, Biçende Yok, Yemede Ortak Osmanlı / Türkler bu sözü neden söylüyor?


    Akıncılık teşkilatını Osmanlıda kuran adam "Köse Mihail" diyorsun fakat Türklerin ordusu zaten atlı olur orta da kurulan bir şey yok bu birlik zaten Asyadaki Türklerde var ordan getiriyor çünkü Osmanlı dediğin adamların soyları belirsiz.


    Fatih’in devri Türk kökenli ailelerin yönetimden tasfiye edildiği, devşirme kulların ise altın dönemlerini yaşadıkları bir devir olmuştur bu süreç daha sonra da devam ediyor.


    Son yazdığında çok cahilce II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri, Başkan Franklin D. Roosevelt'in emriyle en az 125.284 Japon kökenli kişiyi zorla başka yere yerleştirdi ve belirlenen 75 hapsetme yerinde hapsedildi yabancı ülkelerde önemli yerle farklı etnik unsurdan önemli yerlere adam getirmezler getirdikleri zamanda kukla olarak kullanırlar devlet politikaları değişmez.


    Devletin balını kaymağını azınlıklar yemiş zamanı geldiğinde de Türklere kalleşlik yapmaktan geri durmamışlardır hiç biri askerlik yapmamış dünyanın neresinde böyle bir ayrıcalık var? üstüne Osmanlı korkudan Türklerin boylarını parçalamış sırf bir araya gelmesinler diye..


    Kendim araştırıp görüyorum Osmanlı döneminde Türklerin hayatı hiç iyi değil çok zor geçmiş tarihsel açıdan gerileme dönemimiz devam ediyor bunun nedeni Türk olmayanların bizi yönetmesi.





  • Ne o ne de bu son 200-250 yıl çerçevesinde Osmanlının yıkılmasını özetleyemez.


    Asıl geriye düşüş ve çöküş dönemi ironik şekilde Kanuni döneminde başlar..


    Çünkü Kanuni dönemi her ne kadar Osmanlının zirve dönemi olsada aynı şekilde çöküşe giden yoluda açtı zira Kanuni döneminde Amerika kıtasının önemi hiçbir zaman ciddiye alınmadı. Kanuninin Avrupayı fethetme arzusu Amerika kıtasına yönelmeyi düşündürmedi. Kanuni için Amerika kıtası Avrupalıların Avrupayı bırakıp uzak kıta Amerikaya göç etmesini sağlayacak yeni bir kara parçasıydı. Oysaki Amerika kıtasının zenginliği o devirin en büyük ticaret hattı olan İpek Yolundan dahi zengindi. Bugünün Patatesi kakosu gibi bir çok yeni ve herkesin kullandığı ürünler Amerika kıtasından dünyaya yayıldı.


    Kanuni İpek yolunu kontrol etmesi, Akdenizi bir Türk gölü haline getirmesi ve aşırı zenginliğin vermiş olduğu rehavetle geçmişten gelen Avrupayı fethetme hayalinde ilerlemesini sağladı. Oysaki Amerika kıtası tüm Avrupayı değiştirdi. Öncelikle gemicilik alanında yeni teknolojiler geliştirilmek zorunda kalındı zira Amerika kıtasına gitmek yada ordan yük alıp getirmek için büyük ve sağlam gemiler gerekiyordu. Bu yeni teknolojilerin geliştirilmesinin önünü açtı ve sanayi devrimine kadarda bu teknolojik gelişim kartopundan bir çığa dönüştü.


    Osmanlı ise Amerika kıtasında sömürge anlamında değil, o günkü yönetim şekliyle yerel halkın yanında durma, iletişim kurma gibi bir anlayışla gitse başarılı olabilirdi. Amerika kıtasında özellikle İspanyollar ve İngilizlerin zorla sömürgeleştirme için katliamlar yapmasına Portekizliler daha soft power şekilde yaklaşması örneğin Brezilya'yı çok etkilemiştir. Brezilya bölgesinde katliamlar yapan İspanyollar ile savaşan yerel halka kataolik misyonerlerinde yardımıyla Portekizlilerin yardım etmesi ve İspanyolları kovmasından sonra Brezilya bölgesindeki yerel halk hem dinlerini değiştirdiler hemde dillerini. Bugün Brezilya ülkesi komşu ülkelerin resmi dili İspanyolcayı kullanıyorken kendilerinin Portekizce dilini benimsemeleri ve kullanmalarının ana sebebi bu. İstediğiniz Brezilya'lıya gidin sorun neden ispanyolca değilde portekizceyi seçtiniz diye, verecekler icevap çok basittir; Portekizliler bizi asıp kesmedi, bize yardım etti ve korudu. Bizde onların dilleri ile katolikliği benimsedik derler..

    Osmanlıda benzer bir yöntem geliştirebilir, soft power stratejisinde Amerika kıtasına hakim olabilirdi. Gücüde vardı.


    Bazı durumlar birbirini tetikler. Osmanlının sadece sanayi devrimini kaçırmış olmasıyla Osmanlının yıkılışı tarif edilemez. Osmanlı esasen Amerika kıtasının stratejik önemini ve daha zengin kaynaklarını kavrayamadı. Osmanlının tüm düşmanları Amerika kıtasına zorla çöktü ve kaynaklarını kullanıp geliştirerek Osmanlıyı zayıflattı.


    Osmanlıda kendi içinde kavgalara girişti. 1700lü yıllardan sonra monarşik düzen zaten devlet üzerinde kanser etkisine girmişti. Her padişahın oğlu üstün meziyette değildi. Olanlarda zaten öldürülüyordu. Osmanlıda Kanuni sonrası devlet kurumları güçlendi. Yeniçeri ocağı gibi kurumlar ve dini devlet adamı konumu olan şehülislam mertebesindeki insanlar devlet yönetimini yönlendirecek ve istenilen adamları atayacak kudrete erişmişti. Avrupa devletleride aslında Osmanlıdan farklı değildi. Krallar ve prenslikler ile yönetilen devletlerin Kanuni sonrası tek avantajları ticareti yönetmeyi ele geçirmesi oldu.


    Bugün dahi devletlerin güçlü olmasını sağlayan yegane formül sağlam yeraltı kaynaklarının olması ve ticarettede üstün olmasından geçiyor. Bu ikisinden birisi olmassa hiçbir ülke süper güç ülke olamıyor. Misal Japonya'da yeraltı kaynakları sınırlı ama ticarette iyi üretim yapıyorlar ancak süper güç değiller zira 2.dünya savaşı sonrası ABD'nin dayattığı anlaşmalar yüzünden askeri tarafları hep belli çizgide tutuluyor.

    Yada Irak'ı ele alırsak, yer altı kaynakları çok zengin ancak bu senginliği paraya çevirecek devlet yapıları yok. Parçalanan bir ülke konumunda olduğu için şuan Irak'ın asgari %30luk petrolü kayıtdışı olarak kaçak şekilde satılıyor ve ülkeye katkısı olmuyor.


    Yani bu tabloda Osmanlının yıkılması süpriz değildi. Osmanlı devleti zamana yenik düştü. Nasılki eski Mısır, Roma vb imparatorluklar gibi zamana ve değişime yenilip yıkılmışlarsa Osmanlıda benzer bir kaderi yaşadı. O sebeb yada bu sebebi tartışmakda yersiz. Vakti dolan bir devletti ve bitti. Onlarca Türk devleti geldi ve geçti ancak Türkiye Cumhuriyeti yapısı önceki Türk devletlerine göre çok farklı kuruldu. Zamana yenik düşmeyen, kendini geliştirebilecek, yenileyebilecek bir yapıda inşa edildi. 100 yıllık bir devlet olarak dünyadaki 100 yıl önceki haritaya baktığımız zaman çoğu ülke yıkıldı, değişti. Biz ise ayakta durduk. Velevki Osmanlı 1.dünya savaşında varlığını sürdürseydi, en fazla 30 yıllık ömrü olacaktı yine. Gerçek bu.


    Elbette Osmanlı dönemini yok saymak ve ötekileştirmekde yanlış bir tavırdır. Yaşanan her dönem bir tecrübedir. Türkiye'nin kurulduğundan bu yana en büyük handikapı kabul edilsin yada edilmesin, son 200 yılın en büyük yeraltı kaynağı olan petrolün olmayışıdır. Bugün dahi %96 oranında petrol ve doğalgaza dışa bağımlı bir ülkeyiz. Günlük 1 milyon varil petrol ihtiyacımız var ve ülkede yeni açılan kuyularla birlikte kendi çıkardığımız günlük petrol çıkarım gücümüz maksimum 110 bin varil civarında..Yani devede kulak petrol kaynağımız var günlük..O petrolüde almak için farklı alanlarda üretim yapmak gerekiyor, üretimde yeteri kadar olmayınca kriz kaçınılmaz oluyor. Osmanlıda son dönemlerinde böyle bir çıkmaza girmişti. Üretimler durmuş, dışa bağımlılık artmış ve çöküş hızlanmıştı. Bu acı tecrübede bize ders olması lazım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DARTH_BLACK -- 1 Mayıs 2024; 2:13:17 >




  • Osmanlının yaptığı en büyük hata çevresindeki Türklerle savaşması Memlük, Safavi, Akkoyunlu, Timurlu. Y. Selim döneminde Memlüklerin yıkılması II. Mahmut ve sonrasında o coğrafya devleti çok yıprattı.


    Rusya gibi bazı ülkelerden geri çekilseydik bugün Devlet-i Aliyye yaşabilirdi monarşi sisteminden dolayı kaliteli bir padışah gelseydi günümüzde hızlı gelişip bir kaç ülkeyi fetih edebilirdik dünyanın gıkı çıkmazdı.


    Şu bizi yönetenlerin çok cahil ve kapasitesi olduklarını düşünoyrum demokrasi iyi bir sistem değil bunu da yaşayarak öğrenmiş olduk.

  • Karbon 12 K kullanıcısına yanıt

    Aynen katılıyorum güzel özetlemişsiniz. Aslında tarihe milliyetçi bakış açısı, özellikle Roma ve Osmanlı'nın yaşadığı, medeniyetlerin beşiği sayılan dünyanın en kozmopolit coğrafyasında mecburen ya kendini Osmanlı'dan soyutlamak zorunda yani bağını inkar etmek zorunda kalacak ya da o tarihi kendi işine geldiği ölçüde değiştirecekti. Osmanlı coğrafyasında kurulan bütün ulus devletlerde, ulus devlet düzenini oturtmak için tarihi adeta manipüle ederek 20.yy ideolojilerinin penceresinden aktarmak zorunda kaldılar. Avrupalı imparatorluklarda bu boyutta bi manipülasyona ihtiyaç olmamıştır çünkü bizdeki kadar kozmopolit yapıları yoktu.


    Alıntı

    metni:
    Örgün eğitimden çoğu kişinin aklında kalan resim: 1071'de kapıları Türkler'a açılan Anadolu, 1453'te yeni bir çağı başlatan Fatih Sultan Mehmet. Diğer detayları bu iki noktadan başlayacak bir şablon üzerine ören birisinin Osmanlı'nın uzun tarihini anlaması bence mümkün değil. Ben de okulda Timur savaşlarını hiç anlamıyordum mesela. Zaten Asya'dan gelip kapıları açmışsın işte niye savaşıyorsunuz.


    Burada da olayı güzel özetlemişsiniz. Asıl detaylar anlatılmıyor ki vatandaşın hayal dünyası gelişsin, heralde amaç o :) Atina'nın nasıl Osmanlı himayesine geçtiğini neden öğretmezler mesela? Önemsiz bi olay mı bu? 400 yıldan bahsediyoruz dile kolay. O dönem Atina'yı İtalyan bi hanedan yönetiyor, İstanbul'u Osmanlılar fethetmiş yönetiyor. İstanbuldaki ortodoks hristiyanlar Fatih'in yönetiminden, adaletten memnun. Atina halkı İtalyan hanedandan bezmiş. Zaten katolik-ortodoks zıtlaşması var. Bizzat halkta talep oluşuyor Osmanlının Atinayı da almasına yönelik. Ve kansız bir şekilde alınıyor. Burada dini, siyasi, sosyolojik bir çok ayrıntı var mesela. Sen şimdi bunları anlatmazsan, bu tarihi şahsiyetlerin amacını sağı solu Türkleştirmekmiş gibi anlatırsan, öğrendiği olay örgüsünde doğal olarak vatandaş hiç olmadık çıkarımlar yapar, cevabı bulunamayan çelişkiler ortaya çıkar.


    Biz resmen kendi tarihimizi sağı solu yakıp yıkan Moğol tarihi gibi anlatıyoruz. Ondan sonra neden bu ülkeden vizyoner, ufku geniş adam çıkmıyor. Adam atalarını sağı solu sadece toprak için ele geçirmiş gibi tanıyor. Onu yapan Moğollardı, sağı solu işgal ediyor ama yönetemiyorlardı. Çünkü bi amaçları, vizyonları yoktu. Ayrıca sen güya kendi tarihini böyle anlatırsan farklı milletten adamın sana düşman olmasından doğal ne olabilir? İşin bi de o boyutu var.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.