Arabamı sattım çünkü... Sizin nedeniniz neydi? (2. El arayanlara ipuçları) (4. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: Bulbulinho

quote: Orijinalden alıntı: Bulbulinho ----2001 Model Marea 2.0 155 20v HLX.(Lacivert) Deri koltukları güçlü motor sesi beni cezbediyordu. Biri sorunca 155 beygir gücünde ve 5 silindirli olduğunu söylemek hoşuma gidiyordu. 0-100ü süperdi tam yaşıma göre. Fabrika verileri sanırım 8.6 saniyeydi. Üzerinde aracın en sevmediğim özelliği olan o berbat tasarımlı orjinal alaşım jantları vardı. Araca çok uzun süre binemedim babam korkuyordu bu arabadan çünkü araç performansına göre güvenlik tedbirleri yeterince alınmış bir araç değildi. Şehir içinde vites değişimlerinde babam gibi 30 yıllık taksici bile alışamıyordu patinaj çekmeye yer arıyordu araba. Babamın baskılarıyla aracı söz verdiği güne kadar hala satışını vermeyen arkadaşa iade ettik. ----1998 Model Opel Omega 2.5 v6(Siyah) yine babam etki etti bu aracın alımına çünkü güvenliydi. İstanbulda yerleştiğim için otomatik aldım fakat arabanın şıklığı bana büyüklüğü ve park sıkıntısını bir an unutturdu. Memleket iznindeyken (Samsun) aldığım aracı İstanbul'a ilk getirdiğimde park sıkıntısı nedeniyle satmayı düşündüm. Ama aracın büyüklüğüne alışmıştım. Simsiyahtı, metal çıtalarına jant göbeklerine kadar orijinal ve eksiksizdi. Şehir içi 42-65 kuruş arası LPG tüketmesi hiç umrumda değildi kendimi teselli ediyordum 20 yaşında eşek gibi gece gündüz çalışıyorum keyfime de bakarım diyordum. Ta ki araç otomatik şanzıman arıza verinceye kadar. Tam olarak satmaya karar verdikten 2 ay sonra aracımı satmayı başardım. Hiç kazasız fabrika boyası haricinde boya görmemiş 181.500 km'de gerçekten inanılmaz temiz aracımı 3.000 tl zararla 13.500 liraya verdim. Ne kadar üzüldüğümü tahmin edebilirsiniz. Para problem değildi ama o çok özeldi benim için. ---- 2001 Model Marea 1.6 16v ELX Otm.(Metalik Gri) Çok yakıyordu yani performansına göre çok yakıyordu. 37-45 kuruş LPG tüketimi vardı. Dışardan çok şık görünüyordu. HLX'im tamamen orjinal aksesuarlıydı ama bu başkaydı. Mükemmel duran Çelik jantları, yenilenmiş farları ve sisleri, italyan versiyon orjinal tamponuyla gözüme hitap ediyordu. Ön lastikleri 185 arkaları 195ti. 15 janttı. Lastikleri değiştirmeye karar verdim. Yarın değiştiririm dediğim gün hayatımın aklımdan hiç çıkmayacak gününü yaşadım. E5'te Göztepe köprünün altında düz yolda hafif bir direksiyon hamlesiyle 100-110 kms gibi bir hızla o acı lastik sesi gelmeye başladı. Aracın arkası oynamaya başladı bir daha da kontrol edemedim. Beton bariyerlere önden vurduktan sonra spin atıp bir de arkasını vuran aracım bir daha kullanabilmem için kendi piyasası kadar masrafa neden oldu. Bu arabamı da böyle sattım. Şimdi arabam yok, masraf yok, park sıkıntısı yok ve iş yerime yakın evim. Ama mutlu değilim kapının önünde bir araba durunca insanın biraz öz güveni oluyor.

Yaya varlığımın sebebi;

quote:

Orijinalden alıntı: krkmazomer

quote: Orijinalden alıntı: Bulbulinho quote: Orijinalden alıntı: Bulbulinho ----2001 Model Marea 2.0 155 20v HLX.(Lacivert) Deri koltukları güçlü motor sesi beni cezbediyordu. Biri sorunca 155 beygir gücünde ve 5 silindirli olduğunu söylemek hoşuma gidiyordu. 0-100ü süperdi tam yaşıma göre. Fabrika verileri sanırım 8.6 saniyeydi. Üzerinde aracın en sevmediğim özelliği olan o berbat tasarımlı orjinal alaşım jantları vardı. Araca çok uzun süre binemedim babam korkuyordu bu arabadan çünkü araç performansına göre güvenlik tedbirleri yeterince alınmış bir araç değildi. Şehir içinde vites değişimlerinde babam gibi 30 yıllık taksici bile alışamıyordu patinaj çekmeye yer arıyordu araba. Babamın baskılarıyla aracı söz verdiği güne kadar hala satışını vermeyen arkadaşa iade ettik. ----1998 Model Opel Omega 2.5 v6(Siyah) yine babam etki etti bu aracın alımına çünkü güvenliydi. İstanbulda yerleştiğim için otomatik aldım fakat arabanın şıklığı bana büyüklüğü ve park sıkıntısını bir an unutturdu. Memleket iznindeyken (Samsun) aldığım aracı İstanbul'a ilk getirdiğimde park sıkıntısı nedeniyle satmayı düşündüm. Ama aracın büyüklüğüne alışmıştım. Simsiyahtı, metal çıtalarına jant göbeklerine kadar orijinal ve eksiksizdi. Şehir içi 42-65 kuruş arası LPG tüketmesi hiç umrumda değildi kendimi teselli ediyordum 20 yaşında eşek gibi gece gündüz çalışıyorum keyfime de bakarım diyordum. Ta ki araç otomatik şanzıman arıza verinceye kadar. Tam olarak satmaya karar verdikten 2 ay sonra aracımı satmayı başardım. Hiç kazasız fabrika boyası haricinde boya görmemiş 181.500 km'de gerçekten inanılmaz temiz aracımı 3.000 tl zararla 13.500 liraya verdim. Ne kadar üzüldüğümü tahmin edebilirsiniz. Para problem değildi ama o çok özeldi benim için. ---- 2001 Model Marea 1.6 16v ELX Otm.(Metalik Gri) Çok yakıyordu yani performansına göre çok yakıyordu. 37-45 kuruş LPG tüketimi vardı. Dışardan çok şık görünüyordu. HLX'im tamamen orjinal aksesuarlıydı ama bu başkaydı. Mükemmel duran Çelik jantları, yenilenmiş farları ve sisleri, italyan versiyon orjinal tamponuyla gözüme hitap ediyordu. Ön lastikleri 185 arkaları 195ti. 15 janttı. Lastikleri değiştirmeye karar verdim. Yarın değiştiririm dediğim gün hayatımın aklımdan hiç çıkmayacak gününü yaşadım. E5'te Göztepe köprünün altında düz yolda hafif bir direksiyon hamlesiyle 100-110 kms gibi bir hızla o acı lastik sesi gelmeye başladı. Aracın arkası oynamaya başladı bir daha da kontrol edemedim. Beton bariyerlere önden vurduktan sonra spin atıp bir de arkasını vuran aracım bir daha kullanabilmem için kendi piyasası kadar masrafa neden oldu. Bu arabamı da böyle sattım. Şimdi arabam yok, masraf yok, park sıkıntısı yok ve iş yerime yakın evim. Ama mutlu değilim kapının önünde bir araba durunca insanın biraz öz güveni oluyor. Yaya varlığımın sebebi;

Hocam Ziyanın Corolla ile kapışacağım Diye kaza yaptın (; Geçmiş olsun ama az Sakin kullansan bu şekilde bi kaza yaşamazdın allah bir daha göstermesin...

quote:

Orijinalden alıntı: illeqal89

ilk aracım 96 hb 1.8 ford escorttu. bulunduğum yerde tamiri ve parçası zordu. hız lastiklerinden midir bilmiyorum ama bi türlü konfor alamadım. arka pandizottan gelen sesler delirtiyordu. ama satmama sebep gaz kelebeği sıkıntısı baş göstermeye başlamıştı. yakıtı da fazlaydı. sattım gitti. şimdi 96 doğan slx var. aracıma çok masraf ettim. yeniledim tabiri caizse. alt üst on numara yaptım. fakat yakıt başa bela oldu. asgari ücretle yetmiyo. bunu da sattım desek yeridir. alıcı hazır. parası gelecek onu bekliyorum. az yakan ayağımı yerden kesecek bi araba arıyorum. şehir içinde kullanıcam. ama uzun yola da gelecek. askere giderken anneme bırakabileceğim araba bakıyorum. konforlu hidrolik direksiyon ve az yakacak bi araç arıyorum. önerileriniz varsa alabilirim??? uno beliriyo kafamda? nasıldır hangi modeli alsak istediğim özellikleri karşılarız? yani hidrolik direksiyon konfor az yakacak???

quote:

Orijinalden alıntı: Bulbulinho

quote: Orijinalden alıntı: krkmazomer quote: Orijinalden alıntı: Bulbulinho quote: Orijinalden alıntı: Bulbulinho ----2001 Model Marea 2.0 155 20v HLX.(Lacivert) Deri koltukları güçlü motor sesi beni cezbediyordu. Biri sorunca 155 beygir gücünde ve 5 silindirli olduğunu söylemek hoşuma gidiyordu. 0-100ü süperdi tam yaşıma göre. Fabrika verileri sanırım 8.6 saniyeydi. Üzerinde aracın en sevmediğim özelliği olan o berbat tasarımlı orjinal alaşım jantları vardı. Araca çok uzun süre binemedim babam korkuyordu bu arabadan çünkü araç performansına göre güvenlik tedbirleri yeterince alınmış bir araç değildi. Şehir içinde vites değişimlerinde babam gibi 30 yıllık taksici bile alışamıyordu patinaj çekmeye yer arıyordu araba. Babamın baskılarıyla aracı söz verdiği güne kadar hala satışını vermeyen arkadaşa iade ettik. ----1998 Model Opel Omega 2.5 v6(Siyah) yine babam etki etti bu aracın alımına çünkü güvenliydi. İstanbulda yerleştiğim için otomatik aldım fakat arabanın şıklığı bana büyüklüğü ve park sıkıntısını bir an unutturdu. Memleket iznindeyken (Samsun) aldığım aracı İstanbul'a ilk getirdiğimde park sıkıntısı nedeniyle satmayı düşündüm. Ama aracın büyüklüğüne alışmıştım. Simsiyahtı, metal çıtalarına jant göbeklerine kadar orijinal ve eksiksizdi. Şehir içi 42-65 kuruş arası LPG tüketmesi hiç umrumda değildi kendimi teselli ediyordum 20 yaşında eşek gibi gece gündüz çalışıyorum keyfime de bakarım diyordum. Ta ki araç otomatik şanzıman arıza verinceye kadar. Tam olarak satmaya karar verdikten 2 ay sonra aracımı satmayı başardım. Hiç kazasız fabrika boyası haricinde boya görmemiş 181.500 km'de gerçekten inanılmaz temiz aracımı 3.000 tl zararla 13.500 liraya verdim. Ne kadar üzüldüğümü tahmin edebilirsiniz. Para problem değildi ama o çok özeldi benim için. ---- 2001 Model Marea 1.6 16v ELX Otm.(Metalik Gri) Çok yakıyordu yani performansına göre çok yakıyordu. 37-45 kuruş LPG tüketimi vardı. Dışardan çok şık görünüyordu. HLX'im tamamen orjinal aksesuarlıydı ama bu başkaydı. Mükemmel duran Çelik jantları, yenilenmiş farları ve sisleri, italyan versiyon orjinal tamponuyla gözüme hitap ediyordu. Ön lastikleri 185 arkaları 195ti. 15 janttı. Lastikleri değiştirmeye karar verdim. Yarın değiştiririm dediğim gün hayatımın aklımdan hiç çıkmayacak gününü yaşadım. E5'te Göztepe köprünün altında düz yolda hafif bir direksiyon hamlesiyle 100-110 kms gibi bir hızla o acı lastik sesi gelmeye başladı. Aracın arkası oynamaya başladı bir daha da kontrol edemedim. Beton bariyerlere önden vurduktan sonra spin atıp bir de arkasını vuran aracım bir daha kullanabilmem için kendi piyasası kadar masrafa neden oldu. Bu arabamı da böyle sattım. Şimdi arabam yok, masraf yok, park sıkıntısı yok ve iş yerime yakın evim. Ama mutlu değilim kapının önünde bir araba durunca insanın biraz öz güveni oluyor. Yaya varlığımın sebebi; Hocam Ziyanın Corolla ile kapışacağım Diye kaza yaptın (; Geçmiş olsun ama az Sakin kullansan bu şekilde bi kaza yaşamazdın allah bir daha göstermesin...

Hay ben Ziya'nın :) evet aynen :) Marea'larınız hayırlı olsun bu arada

quote:

Orijinalden alıntı: ^Teacher^

Bir alabilsem benim de bir satma hikayem olur :)

quote:

Orijinalden alıntı: RaptorFX

Pederin 92 Model Broadwayi vardı 10 sen sonra Antalya sıcağından bunaldığımızdan klimalı bir araca geçmek için sattık. Hala en büyük hatamız olarak anarız.

131 Şahin. Benzin hortumu koparması sorununu bir türlü çözemeyince galeriye sattık. Zarar ettik ama ölmeden kalmadan sattığımız için mutluyduk.