Şimdi Ara

BU ARGÜMANA HİÇBİR YARATILIŞÇI MANTIKLI AÇIKLAMA GETİREMEYECEK (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
58
Cevap
0
Favori
1.618
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim


    quote:

    Orijinalden alıntı: ennusa44

    Haklısınız kaynağı belirtmem gerekir hemen düzeltiyorum.

    Bu arada yazdığım parçada yanlış olan yerleride gösterirseniz iyi olur.

    Parçada Straw Man var bir kere. Yok dini belgesellerde şöyle deniyormuş aslında böyleymiş. Belgeselin dediği şey dinin kendisine yükleniyor.



    Hayvanların ölmesine izin vermek sadistçe demiş. Doğada kötülük kavramından bahsedebilmek için insani bilinçten bağımsız olarak varolabilen bir kötülük kavramı oluşturabilmek gerekir. Çünkü kötülük genelde eyleyen üzerinden temellendirilir. Özne olmadan kötülük nasıl varolabiliyor bu açıklanmalı. Tanrının sonsuz iyi olma konseptini hayvanların ölmesi yaralıyor diyebilmek için hayvanın ölmesi OLGUsunun kötü olması gerekir. Tanrı hayvanın ölmesi olayında etken faildir diye karşı çıkan olabilir bu dediklerime ancak bu sefer de Tanrıya bağlı olduğu ahlaki kurallar biçmek gerekir ki bu tek tanrılı dinlere aykırıdır anladığım kadarıyla. Tanrının "sonsuz iyi" olmasını insani bir ahlak çerçevesinde değil de daha çok mükemmellik üzerinden düşünürsek daha doğru olur gibi.



    Ayrıca her hayvan tek çocuk doğursa güneş sisteminden beslense vs. demiş. Mevcut düzene bir alternatif düşünüp bunun daha "iyi" olduğunu söyleyebilmek için düzenin içindeki her etken ve değişken hesaba katılmalıdır. Bunu yapmak ise insan açısından mümkün değil. Sonuçta bu iş dünyayla da sınırlı değil koskoca bir evren var.



    Ben bu pasajın geçtiği videoyu zamanında izlemiştim kırmızı hap 1 videonun adı bilmeyenler için. Sosyal medyada çokça arkadaş tarafından uzun süreler boyunca "hype"lanan bir video olduğu için merak etmiştim. İlk izleyişimde bir kaç yerden etkilenmiştim gerçekten müslüman olmama rağmen. Sonra anladım ki videonun olayı buymuş zaten. İnanılmaz bir özgüvenle konuşan bir ses tonu, özel hazırlanmış görsellerle ve edebiyat takviyeleriyle yapılan akıcı bir sunumdu. İnsanı doğrudan etkiliyor. Ama felsefi ve dini değeri çok düşük bana göre. Yine herkesin kendi bileceği iş.

    Efe aydalın mizahı ve göndermeleri çok sağlam olduğu için takip ederim ama din ve felsefe konusunda pek itibar edilmesini tavsiye etmiyorum. Ateist olmadığım için söylemiyorum bunu. Benzer görüşlerde daha kaliteli adamlar var.

    İlaveten kusursuzluk efenin anladığı şekilde yargı bile değil sadece teoloji bilmemiş cahil kişilerin evren tasavvurundan ibaret




  • 1.cisi varolan her canlı sonludur ve akıbeti ölümdür.Bu hakikattir.bu hakikatten kaçan herhangi bir varlık yoktur.demekki ölüm kesin bir bilgidir.

    Hayvanlar meselesine gelince hayvanlar insanlar gibi bilinçli varlık değildir ki.Ölümün hakikatini idrak etsin bunun için üzülsün yahut endişe duysun

    insanlar ancak geçmişten gelen hüzünler yahut gelecekten yana endişeler taşıyabilirler.Allah burada bu imtihan sayesinde insana Şunu defaatle hatırlatır

    1.Sen layemut,ölümsüz değilsin.Sen mutlak güç sahibi değilsin.Acziyetini hatırlatma gayesiyle ,Ancak insan nefsine tabi olup ahireti unutup daima dünyada yaşayacakmış gibi hayat sürdürür.

    işte burada ona bir ikaz gerekir.Bunu ya çevresindeki insanlar dedesi amcası gibi akrabalarının vefatlarında yahut doğaya baktığında şu dünya hayatına gelip geçen hayvanların ve bitkilerin

    hayatlarını temaşa ile nefsine şu ders verilir.''Sende ölümü tadacaksın.''

    2.Mevsim mevsim misalen Kar tabakası ile doğanın beyaz kefenini giydiği canlıların bir kısmının vefatı gibi .baharda bir çok canlı türrünün ihya edilip tekrar hayat bulduğu gibi

    Allah insana ders verir sizi ve diğer bütün canlıları Böyle yarattığım gibi .işte baharda bir çok nevin türrün yaratıldığı gibi sizi tekrar yaratmaya gücüm kudretim yeter.

    Lakin insan O kadar nankör ve sayısız nimete muhtaç iken acziyetini unutup Allahı düşman kabul edip nasılda ona karşı Tekebbrülerşiyor.büyükleniyor.

    Heyhat ey insan sen acizlerin en acizisin.Gözle görmediğin bir mikroba dahi yeniliyorken nedir bu kibrin büyüklenmen ,

    Sana sayısız nimet verildiği halde nedir bu şükürsüzlüğün itaatsizliğin.oysaki sen burada misafirsin.eğer nimet sahibi olan sana ikram eden bu padişahı(Allahı)
    tanımazsan bir asi gibi öte alemde karşılığını bulursun

    Hele bir düşün acaba bir sofra kursan Muhtaç insanları evinde misafir edip türlü türlü nimetlerle onlara ikramda bulunsan.

    elbetteki sana karşı nazik olanı nimette devam edersin.amma nankörlük edip seni tanımayanı hanenden çıkarırsın nimettende mahrum edersin.Çünkü adalet budur

    işte bu dünyada Onun(Allahın) misafirgahıdır.Muti itaaatkar olana merhamet ,Asi olana ise tazip vardır

    Bu kafada gidersen O Efenin akıbetinide dahil Allah bilir ama o kafayı değişmezseniz onla beraber haşrolursunuz.

    O vakit geri dönmek istesenizde kendinizzi yerden yere atsanızda .malınızı mülkünüzü Allaha sunsanızda.veyl olsun bize nasıl allahı taıyamadı diye dövünsenizde

    artık geriye dönüüş yoktur.tadın yakıcı azabı hitabına düçar olmadan evvel

    Uyanman dileğiyle




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    çünki herşey bu kadar mümkün. Tanrı bile mümkün olmayan bişeyi yapamaz. lakin bu bir Tanrı'nın var olmadığı anlamına da gelmez.

    sen bu yazdıklarınla sadece dinlerin sonsuz iyi olan, herşeye gücü yeten, sonsuz merhametli ve neye ol dese oluveren Tanrı' sının var olmadığını kanıtlamış oluyorsun.

    Haklısın dinlerin Tanrı'ları mantıken var olamaz. Ama bu bir Tanrı' nın yani bir yaratıcı iradenin var olmadığı anlamına gelmez.

    Tanrı her şeyi yaratansa niyr imkansız olan şeyleri yapamasın? Çok da güzel yapar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayvan kısmı dışında tartışmaya açık değil çünkü insanın kazanacağı fayda sonsuz olacağından tanrı sonsuz iyidir
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Birincisi efe aydaldan almışsın kaynak olarak aldığın yeri belirtsen daha iyi olurdu.

    İkincisi bu yazdığın parçada bir sürü yanlış yer gösterebilirim ama en bariz olanını söylüyorum sadece konu fazla karışmasın diye. Bir sistemin tamamını incelemeden kusurlu veya kusursuz olup olmadığını kesinlikle kavrayamazsın.
    Dinin kendi ön kabullerinden anlayabilirsin.Kant bilgiyi sınırlarken vahiy bilgisini de sınırlıyor aynı zamanda.Çünkü pratik aklın çıktısı birden fazla din için geçerli olabilir.Sadece mevcut müslümanlığı destekleyebilir ki bu argümanın saldırdığı yere bakarsak konu dışı kalıyor

    Mesele niceliksel bir kusursuzluktan bahsedersek pythagoras çakması bilimci müslüman olursun lakin tanrı tasavvuru gereği kusursuzluğu içerdiğinden konu tartışmaya açık

    Dekartın cin argümanı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 10 Ocak 2019; 18:0:22 >




  • ennusa44 kullanıcısına yanıt
    Arguman kaynagi efe aydal degildir.

    Efe aydal bu argana gozunj kapamamis milyonlarcasindan sadece biridir.

    Yaratiliscilara laf atarken kendine tanrilar ve mitler yaratma meyilliligi son derece uzucu.

    Velhasil kelam murekkebi bitmis kalem

    Bu argumanli munazarada uyanik yaratilisci yer almaz.

    Anca agzi salya akarak dolasan deistler bilgilik sandigi cahilligini kusabilir..

    Tum kainatin kendi cinsinden bi bedevinin hattina yaratildigina inanan made in fideistlere anne karninda oldurulen ceylanin bizonun geyigin hesabini soramazsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Forum1th kullanıcısına yanıt
    Peygamber dogurmasi karsiliginda disi bi akrabana tecavuz etmekte dahil mi..

    Cosmos akil gikir versin.

    Tartismaya 2 dk devam etsek sonraki 2 3 mesajinda ozgur iradeye kadar gidecek "istedigini yapabilir" iddasindan..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Efe kusur+suzlugun sinirlarini belirlemeyecekse muslimlerin kusursuz dunya evren tanri gerizekalilogi da son bulmali..(sahsina yazmadim)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sething

    Efe kusur+suzlugun sinirlarini belirlemeyecekse muslimlerin kusursuz dunya evren tanri gerizekalilogi da son bulmali..(sahsina yazmadim)
    Efe nurculardan görüp konuşuyor zaten
  • El Fuego kullanıcısına yanıt
    Ama şu da bir gerçektir. Allah kainatı ve görünen, görünmeyen tüm canlıları yarattıktan sonra "Ben misyonumu tamamladım, ne haliniz varsa görün" demeyecek kadar güçlüdür, bu asla akla ve mantığa sığamaz. Bir kemik tabakasının içinde kan içinde yüzen sarmal bir et parçası sadece verilen kadarını idrak edebilir, yorumlayabilir.



    Sarhosken yazdininizdan emin oldugumdan duzeltmeniz icin haber vereyim dedim..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    Efe nurculardan görüp konuşuyor zaten

    Alıntıları Göster
    Yaptigin gibi akla mantiga konusacaklarsa klozetteki parazit yumurtasindan bile konusabilirler.

    Herkesin bi popisi var..

    Igrenc ornegi hos goru seviyem icin kullandim..:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 10 Ocak 2019; 21:20:58 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LePortaBim kullanıcısına yanıt
    Kendi zekani kucuk gormen senin sorunun.

    Kolektif bilinc bu gun habitattaki herhangi bir canlinin basina gelebilecek bir senaryoda diger canlilara ne olacagi konusunda muthis on goruler yapabilmektedir.

    Madem kotu ve iyilik bu denli goreceli ve baglamsiz ise stresli bi animda sizi vurayim bana hesap sorulmasin.

    Insan insani oldudurken kahrolsun kotuluk derken dogutmakta olan bir canliyi kiskovrak yakalayip parcalayan vahsi hayvan surunusunjn vahsetine iyilik+kotuluk damgasinin sacmalik oldugunu iddia etme sacmaligi..

    Tanrim sana gelmek istiyorum

    Zira

    Gercek islam bu degil..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Önceden atalarımız kıllı oldukları dönemde soğuktan korunmak için tüylerini kabartırmış, insanında işte böyle, soğuktan, korkudan tüylediken diken olur, eskiden kalma alışkanlık.

    Bu yüzden insan sıfırdan tasarlanmamış olup, evrimle oluşmuştur"

    👋👋👋 bravo, ancak böyle anlatılabilirdi!!

    Yaratılış argümanını veya evrimi herneyse yukardaki gibi ipe sapa gelmez şekilde, açıklamaya çalışan efe denen heriftir.

    Şimdide kuşla hayvanla çürütmeye çalışmış, aklı sıra.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Tanrı dediğin şu karakterde olmalı" mantığını ne zaman bırakacaksınız? Tanrı isterse hemen şimdi birinin seni bıçaklamasını mutluluk verici, birinin sana sarılmasını acı verici bir eylem haline getirebilir ve iyi/kötü kavramlarını alt üst edebilir. Senin bir şeyi iyi ya da kötü olarak algılaman tanrı için de öyle olması gerektiği anlamına gelmez. Sen yaratılmış bir kainattaki birtakım kurallar ve deneyimler çerçevesinde tanrıyı değerlendiriyorsun ama tanrı bunları aşkındır.


    Düzen, her şeyin toz pembe olması değildir. Kainattaki her şeyin sebep-sonuç çerçevesinde gerçekleşmesidir. Eğer bir düzen olmasa bilim yapılamazdı çünkü her şey rastgele olurdu ve genellemelere varmak, formüller ortaya çıkarmak olanaksız olurdu. Bilimi tanrının yarattığı düzene borçluyuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mumuş -- 11 Ocak 2019; 10:53:33 >
  • O değil de günümüz sosyal bilimleri de açıklama problemleri yaşıyor

    O sen ateist halde neden dini reddederken bunları reddetmiyorusun

    Ey ateistler hadi bunu da açıklayın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 11 Ocak 2019; 11:7:21 >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Klasik kötülük probleminden bahsetmiş zaten onu da doğru düzgün şekilde anlatamamış da neyse. John Hick teodisesinde doğal felaketlere karşı ruhsal olgunlaşma ile sorunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Yani deprem, sel gibi kötülükler bizlerin ruh yapması/ruhsal olgunlaşması için var. Bence bu çok büyük bir iddia deprem, sel, tsunami gibi şeyler bu teknoloji devrinde bile başa çıkabildiğimiz şeyler değil. İnsanların gelişiminden çok zararına gözüken şeyler bunlar. Ayrıca ruh yapmanın bazı durumlarda insanların karakterini kötü etkilemesi de unutulmuş gibi duruyor.

    Meşhur din felsefecisi Richard Swinburne acı çekme yeteneğinin her ne kadar hayvanlar ahlaki failler olmasalar da onların değerini artırdığını söyler. Acı çekebiliyor olmak aksi durumda olacaklarından daha değerli kılarmış yani hayvanları. Onun dışında hayvanların çoğunun yüksek farkındalık sahibi olmadıklarını ve yunus-balina-yüksek primat harici hayvanların acılarının bu nedenle kötülük gibi değerlendirilemeyeceğini söyleyenler de var. Craig bu son cevabı verir mesela. İkisi de başarısız bence. Birini belli bir yönden daha değerli kılmak ona acı çektirmemizi nasıl gerekçelendirsin mesela? Acı çekmek bu "değerin" gerçekten ederi mi? İkinci yanıttaki problemse hayvanların çoğu için denen şeyin doğru olması durumunda bile hala yüksek primatlar ve bazı memeliler için söz konusu problemin hala mevcut olması.

    Bence teizmin hayvanlar ile başı dertte. Ancak Alvin Plantinga özgür irade savunusu ile bunu çözdü diyebiliriz bunun üzerine de konsensus var zaten. Plantinga'nın cinleri örnek gösterdiği bir argüman var o doğal kötülükler hakkındaki sorunları çözüyor. Yani teizm açısından sorun kalmıyor ama kötülük problemini bitirmiyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Klasik kötülük probleminden bahsetmiş zaten onu da doğru düzgün şekilde anlatamamış da neyse. John Hick teodisesinde doğal felaketlere karşı ruhsal olgunlaşma ile sorunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Yani deprem, sel gibi kötülükler bizlerin ruh yapması/ruhsal olgunlaşması için var. Bence bu çok büyük bir iddia deprem, sel, tsunami gibi şeyler bu teknoloji devrinde bile başa çıkabildiğimiz şeyler değil. İnsanların gelişiminden çok zararına gözüken şeyler bunlar. Ayrıca ruh yapmanın bazı durumlarda insanların karakterini kötü etkilemesi de unutulmuş gibi duruyor.

    Meşhur din felsefecisi Richard Swinburne acı çekme yeteneğinin her ne kadar hayvanlar ahlaki failler olmasalar da onların değerini artırdığını söyler. Acı çekebiliyor olmak aksi durumda olacaklarından daha değerli kılarmış yani hayvanları. Onun dışında hayvanların çoğunun yüksek farkındalık sahibi olmadıklarını ve yunus-balina-yüksek primat harici hayvanların acılarının bu nedenle kötülük gibi değerlendirilemeyeceğini söyleyenler de var. Craig bu son cevabı verir mesela. İkisi de başarısız bence. Birini belli bir yönden daha değerli kılmak ona acı çektirmemizi nasıl gerekçelendirsin mesela? Acı çekmek bu "değerin" gerçekten ederi mi? İkinci yanıttaki problemse hayvanların çoğu için denen şeyin doğru olması durumunda bile hala yüksek primatlar ve bazı memeliler için söz konusu problemin hala mevcut olması.

    Bence teizmin hayvanlar ile başı dertte. Ancak Alvin Plantinga özgür irade savunusu ile bunu çözdü diyebiliriz bunun üzerine de konsensus var zaten. Plantinga'nın cinleri örnek gösterdiği bir argüman var o doğal kötülükler hakkındaki sorunları çözüyor. Yani teizm açısından sorun kalmıyor ama kötülük problemini bitirmiyor.
    Teodiseler çözüm olamaz çünkü düpedüz zerdüştvari ve bundan türeyen niceliksel tümlemeleri getiriyor(yani a+a=a a+b=c gibi şeyler)

    Oysa islamın cennet tasavvuru daha çok mantıksal pozitivizme yakındır

    Argümanın içeriğe gelecek olursak islamın ön gördüğü smm yapıp etmelerden en fazla ibret almadan ibarettir.Çilecilikten söz edemeyeceğimiz gibi çileciliğin çoğu zaman işe yaramayışı ve bunun sıradan insanların ortaçağ fantezisi alim kesminse oblomovluğa formal bir hazırlıktan ibaret olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz

    Hayvanlarla ilgili aklıma gelen tek açıklama keyfilik(Yani tanrı iyi olduğu için tanrı değil tanrı olduğu için iyidir)

    Plantinganın argümanını ilk kez duydum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 11 Ocak 2019; 21:37:39 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Teodiseler bence de çözüm değil. Gene de ilgi çekiciler. Hayvanlar hakkında dediklerini tam anlayamadım euthyphro ikilemi hakkında bir şeyler söylüyorsun sanırım. Plantinga mantıksal kötülük problemine karşı şöyle bir savunu yapıyor:"Tanrı, özgür iradeye çok değer veriyor. Özgür iradenin var oluşu, zorunlu olarak kötülüğün var oluşunun imkânını ihtiva eder. Özgür olan varlıkların olduğu bir dünya, özgür olan varlıkların hiç olmadığı bir dünyadan daha iyidir. Eğer Tanrı özgür varlıklar yaratıyorsa, onların bütün yaptıklarını Tanrı kontrol edemez(onları zorlayamaz), aksi takdirde onlar özgür olmazlardı. Özgür olmamak aynı zamanda ahlaken iyi olma imkânını dışlar. Dolayısıyla, Tanrı kötülüğü yok etseydi, ahlaki iyiliği de yok etmiş olurdu. Bu nedenledir ki Dünya’da ahlaki kötülüklerin olmasına şaşırmamamız gerekmektedir."

    Bu savunu ahlaki kötülüklere karşı başarılı olsa da doğal kötülüklere karşı etkisiz. Akademi de bunun üzerine konsensus da var bu arada bu savunu teizmin mka açısından sıkıntı olmadığını göstermektedir. Bu yüzden Plantinga argümanını geliştiriyor:"Cinler, özgür iradeleriyle doğuştan gelen hastalıklara, olan doğal afetlere vs. sebep olmaktadır. Yani, bizlerin doğal kötülük dediği şeyler de aslında cinlerin ahlâki kötülüklerdir." Burada Plantinga bunları cinlerin yaptığını söylemiyor sadece hayali bir senaryo kurarak tanrı ile doğal kötülükler arasında mantıksal bir çelişki olmadığını göstermeyi amaçlıyor.

    Plantinga’nın savunusuna karşı Mackie, bağdaşırcı-determinist görüşten yola çıkarak “Tanrı neden insanları her zaman özgürce iyiyi seçecek şekilde yaratmadı?” diye sorar. Plantinga ise Mackie’nin bahsettiği durumun özgürlük diye tanımlanamayacağını savunur ve şöyle bir özgürlük tanımı yapar:"Bir kişi F fiili bakımından Z zamanında özgürdür, ancak ve ancak hiçbir nedensel kanun ve önceden mevcut olan hiçbir şart onun F’yi Z’de yapmasını veya yapmaktan kaçmasını zorunlu kılmıyorsa."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 11 Ocak 2019; 22:16:13 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Teodiseler bence de çözüm değil. Gene de ilgi çekiciler. Hayvanlar hakkında dediklerini tam anlayamadım euthyphro ikilemi hakkında bir şeyler söylüyorsun sanırım. Plantinga mantıksal kötülük problemine karşı şöyle bir savunu yapıyor:"Tanrı, özgür iradeye çok değer veriyor. Özgür iradenin var oluşu, zorunlu olarak kötülüğün var oluşunun imkânını ihtiva eder. Özgür olan varlıkların olduğu bir dünya, özgür olan varlıkların hiç olmadığı bir dünyadan daha iyidir. Eğer Tanrı özgür varlıklar yaratıyorsa, onların bütün yaptıklarını Tanrı kontrol edemez(onları zorlayamaz), aksi takdirde onlar özgür olmazlardı. Özgür olmamak aynı zamanda ahlaken iyi olma imkânını dışlar. Dolayısıyla, Tanrı kötülüğü yok etseydi, ahlaki iyiliği de yok etmiş olurdu. Bu nedenledir ki Dünya’da ahlaki kötülüklerin olmasına şaşırmamamız gerekmektedir."

    Bu savunu ahlaki kötülüklere karşı başarılı olsa da doğal kötülüklere karşı etkisiz. Akademi de bunun üzerine konsensus da var bu arada bu savunu teizmin mka açısından sıkıntı olmadığını göstermektedir. Bu yüzden Plantinga argümanını geliştiriyor:"Cinler, özgür iradeleriyle doğuştan gelen hastalıklara, olan doğal afetlere vs. sebep olmaktadır. Yani, bizlerin doğal kötülük dediği şeyler de aslında cinlerin ahlâki kötülüklerdir." Burada Plantinga bunları cinlerin yaptığını söylemiyor sadece hayali bir senaryo kurarak tanrı ile doğal kötülükler arasında mantıksal bir çelişki olmadığını göstermeyi amaçlıyor.

    Plantinga’nın savunusuna karşı Mackie, bağdaşırcı-determinist görüşten yola çıkarak “Tanrı neden insanları her zaman özgürce iyiyi seçecek şekilde yaratmadı?” diye sorar. Plantinga ise Mackie’nin bahsettiği durumun özgürlük diye tanımlanamayacağını savunur ve şöyle bir özgürlük tanımı yapar:"Bir kişi F fiili bakımından Z zamanında özgürdür, ancak ve ancak hiçbir nedensel kanun ve önceden mevcut olan hiçbir şart onun F’yi Z’de yapmasını veya yapmaktan kaçmasını zorunlu kılmıyorsa."
    Yaratsaydı cenneti dünyaya taşırdı ve gene gelinen nokta keyfiyet.Bütün mesele tanrının bizi dünyaya ya da cennete göndermesi üzerine

    Cinler argümanında üst düzleme atıf yaparak tanrının da özgür iradeye sahip olduğunu söylemiyor mu ? Eğer özgür irade seçebilmenin cevheriyse argüman geçersiz oluyor




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Mackie'nin yaptığı savunu başarısız zaten. Tanrı da özgür iradelidir. Fakat bu Plantinga'nın savunusu için sıkıntı oluşturmaz. Aslında yaptığın eleştiri Mackie'nin yaptığı eleştiriye çıkıyor. Tanrı özgür irade verecekse belli bir seviyede kötülük de vermek zorunda bu mantıksal bir çelişki doğurmuyor. Ancak delilci kötülük problemi başlığı altında incelemeye alabiliriz bunu. Delilci kötülük problemi tanrı ile kötülüğün mantıksal bir çelişki doğurduğunu söylemez. Ancak kötülüklerin teizm ile uyuşmadığını göstermeye çalışır.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.