Şimdi Ara

İNGİLİZCE DÜŞÜNME MESELESİ. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
64
Cevap
11
Favori
4.742
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: smylmzr

    İngilizce düşünmek için cümleyi okuduğunda anlaman, hatta Türkçeye göre yorumlaman lazım.

    Mesela it takes... konusu vardı bir ara

    Oldu. görürsem söylerim.

    Seni rahatsız eden nedir
  • quote:

    Orijinalden alıntı: smylmzr

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: smylmzr

    İngilizce düşünmek için cümleyi okuduğunda anlaman, hatta Türkçeye göre yorumlaman lazım.

    Mesela it takes... konusu vardı bir ara

    Oldu. görürsem söylerim.

    Seni rahatsız eden nedir

    Blok. Kendi kendine yaz dur. Zamanım yok senin gibilerle burada uğraşmaya ayıracak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: smylmzr

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: smylmzr

    İngilizce düşünmek için cümleyi okuduğunda anlaman, hatta Türkçeye göre yorumlaman lazım.

    Mesela it takes... konusu vardı bir ara

    Oldu. görürsem söylerim.

    Seni rahatsız eden nedir

    Blok. Kendi kendine yaz dur. Zamanım yok senin gibilerle burada uğraşmaya ayıracak.

    Bilader hasta mısın sen




  • HerhangiBiriyim güzel açıklamış fakat bir kavramı olduğu gibi algılayabilmek için o duyguyu yaşamak, hissetmek gerekir. Bunun oturduğumuz yerden aşılabilmesi neredeyse imkansızdır. Ben bu konuya dile alışmak olarak bakıyorum. Üzerinde çalışılan dil en iyi konuşulan yerde yaşayarak alışılabilir. Zamanla kurulan cümleler ağızdan kendiliğinden çıkar zaten. Cümle kurmak için iki üç saniye düşünmeye ihtiyaç kalmamışsa olay aşılmış demektir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yas3r

    HerhangiBiriyim güzel açıklamış fakat bir kavramı olduğu gibi algılayabilmek için o duyguyu yaşamak, hissetmek gerekir. Bunun oturduğumuz yerden aşılabilmesi neredeyse imkansızdır. Ben bu konuya dile alışmak olarak bakıyorum. Üzerinde çalışılan dil en iyi konuşulan yerde yaşayarak alışılabilir. Zamanla kurulan cümleler ağızdan kendiliğinden çıkar zaten. Cümle kurmak için iki üç saniye düşünmeye ihtiyaç kalmamışsa olay aşılmış demektir.

    Tabii önemli ölçüde haklı olsanız da şu var:

    Biz kelimelerine anlamlarına bakıyoruz, çünkü onların nasıl, ne amaçla ve ne şekilde kullanıldığını anlamaya çalışıyoruz.

    Mesele de zaten tamamen bu. Kelimelerin kendileri sadece, "harf" dediğimiz belli şekillerden oluşturulan birer sözcük. Onların nasıl kullanıldığını, hangi maksatla kullanıldığını Kavrayabiliyorsanız, bazı zorlukları önemli ölçüde aşarsınız.

    Mesela,

    I'm on the rug.

    cümlesini anlayabilmek de, düşünebilmek de görece kolaydır. Ama,

    I'm leaving town on business.

    cümlesinde on edatının işlevi oldukça farklıdır ve düşünebilmek/anlayabilmek daha zordur.

    Fakat, I'm leaving town kısmından sonra doğru soruyu bulup, Why? diye sorarsanız, cevabı on business olarak koyarsanız, on'ın niçin kullanıldığını da daha kolay kavrarsnız.

    Sizi kastetmiyorum elbette ama, burada basit bir şey yazdım, ne kadar çok kişiye dert oldu, hayret ettim.

    Aslında ben "önemli ölçüde İngilizce düşünebiliyorum" demiştim, çünkü kendi kafamda "yüzde 70-75'lik bir oran vardı. Bu da bayağı iyi idi benim için.

    Farz edin ki hiç düşünemiyorum, palavra atıyorum... İyi de, bu insanlara neden dert olur? Bir kendilerini sorgulamaları lazım.


    Şunu da ekleyip bir şey daha diyeyim:

    b. Used to indicate the purpose of: travel on business.

    http://www.thefreedictionary.com/on

    İngilizce düşünme çabasında mümkün olduğu kadar İngilizce'ye kayıp Türkçe sözlüğü bırakmakta fayda var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 20 Ekim 2013; 11:01:46 >




  • Bir de şunu yazayım:

    I'm trying to smoke less.


    Bu cümle ile ifade ettiğimiz şey, bizim hayatımızda da yeri olan ve belki sık karşılaştığımız bir şey. Şimdi bunu düşünebilmek için ABD ya da İngiltere'de mi olmak gerekiyor. Bunu iddia etmek sadece komik olur bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 20 Ekim 2013; 13:14:07 >
  • Önemli bir nokta daha ekleyeyim İngilizce düşünebilmek açısından:

    Daha önce de söyledim, önemli olan bir sözcüğün, bağlacın, edatın vb., ne maksatla kullanıldığını doğru ve tam anlayabilmek. Mesela bir matkabı kullanmayı öğrenmek için İngilizce, Çince ya da Türkçe okumanız hiçbir şey değiştirmeyecektir. Esas olan onun nasıl kullanıldığını öğrenmektir.

    Mesela IN ORDER TO üzerinde durdum az önce. Önce bağlaç olduğunu ve iki cümleciği birbirine bağladığını anlamak gerekir(Bunun için Amerika'ya, İngiltere'ye gitmenize de gerek yok, onu da söyleyeyim.)

    BİR EYLEMİ GERÇEKLEŞTİREBİLMEK YA DA BİR ŞEYİ ELDE EDEBİLMEK) AMACIYLA olarak düşünülen bir bağlaç(Şimdi bazı sazanlar yine atlamasın hemen, "bak işte Türkçe düşünüyorsun" diye.)

    Yani, CÜMLENİN İLK KISMINDA SÖYLEDİĞİMİZ EYLEMİ, CÜMLENİN İKİNCİ KISMINDA BELİRTECEĞİMİZ SONUCU ALMAK İÇİN YAPTIĞIMIZI SÖYLEYEBİLMEK İSTİYORUZ.

    Mesela,

    I'm coming there IN ORDER TO kill you. gibi. Oraya gelme nedenimiz, adamı öldürmek.


    Bunu doğru anlarsanız, cümle içinde de doğru şekilde algılayıp, anlayıp İngilizce'de yerli yerine oturtarak doğru şekilde kullanabilirsiniz. AMA, İngilizce cümle kurarken Türkçe sözcükler kullanmaktan kesin bir biçimde kaçınarak. Anladınız artık, onu Türkçe düşünmeniz gerekmiyor.




  • şöyle bir online eğitim işi var ingilizce için, ingilizce düşünme meselesinde bana yardımcı olur mu? düşünceniz nedir?
    http://www.sehirfirsati.com/deals/tum-turkiye/tt-blc4ucom-onlineingilizce-egitim/28318055?nlp=&CID=TR_CRM_1_0_0_295&a=1668
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yas3r

    HerhangiBiriyim güzel açıklamış fakat bir kavramı olduğu gibi algılayabilmek için o duyguyu yaşamak, hissetmek gerekir. Bunun oturduğumuz yerden aşılabilmesi neredeyse imkansızdır. Ben bu konuya dile alışmak olarak bakıyorum. Üzerinde çalışılan dil en iyi konuşulan yerde yaşayarak alışılabilir. Zamanla kurulan cümleler ağızdan kendiliğinden çıkar zaten. Cümle kurmak için iki üç saniye düşünmeye ihtiyaç kalmamışsa olay aşılmış demektir.

    Tabii önemli ölçüde haklı olsanız da şu var:

    Biz kelimelerine anlamlarına bakıyoruz, çünkü onların nasıl, ne amaçla ve ne şekilde kullanıldığını anlamaya çalışıyoruz.

    Mesele de zaten tamamen bu. Kelimelerin kendileri sadece, "harf" dediğimiz belli şekillerden oluşturulan birer sözcük. Onların nasıl kullanıldığını, hangi maksatla kullanıldığını Kavrayabiliyorsanız, bazı zorlukları önemli ölçüde aşarsınız.

    Mesela,

    I'm on the rug.

    cümlesini anlayabilmek de, düşünebilmek de görece kolaydır. Ama,

    I'm leaving town on business.

    cümlesinde on edatının işlevi oldukça farklıdır ve düşünebilmek/anlayabilmek daha zordur.

    Fakat, I'm leaving town kısmından sonra doğru soruyu bulup, Why? diye sorarsanız, cevabı on business olarak koyarsanız, on'ın niçin kullanıldığını da daha kolay kavrarsnız.

    Sizi kastetmiyorum elbette ama, burada basit bir şey yazdım, ne kadar çok kişiye dert oldu, hayret ettim.

    Aslında ben "önemli ölçüde İngilizce düşünebiliyorum" demiştim, çünkü kendi kafamda "yüzde 70-75'lik bir oran vardı. Bu da bayağı iyi idi benim için.

    Farz edin ki hiç düşünemiyorum, palavra atıyorum... İyi de, bu insanlara neden dert olur? Bir kendilerini sorgulamaları lazım.


    Şunu da ekleyip bir şey daha diyeyim:

    b. Used to indicate the purpose of: travel on business.

    http://www.thefreedictionary.com/on

    İngilizce düşünme çabasında mümkün olduğu kadar İngilizce'ye kayıp Türkçe sözlüğü bırakmakta fayda var.

    Sence bu entrydeki " i am on the rug " ne anlama geliyor ? :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zebetosu

    şöyle bir online eğitim işi var ingilizce için, ingilizce düşünme meselesinde bana yardımcı olur mu? düşünceniz nedir?
    http://www.sehirfirsati.com/deals/tum-turkiye/tt-blc4ucom-onlineingilizce-egitim/28318055?nlp=&CID=TR_CRM_1_0_0_295&a=1668

    Sevgili kardeşim, emin değilim, fazla inceleyemedim ama, işinize yarıyorsa bence yararlanabilirsiniz elbette.




  • İngilizce düşünme konusunda şunu ilave etmez isem eksik kalır diye yazayım:

    İngilizce düşünmek için, duyduğunuz kelimelerin aklınıza neler getirip, kafanızda neler canlandırdığıdır önemli olan. Aklınızın Türkçe kelimelere kaymasına izin vermemeniz lazım. Duyduğunuz her kelime ve cümle için, o kelime ve cümlelerle ifade edilen nesne ve olaylar dizisi aklınıza gelmelidir. Tabii o nesne ve olaylarin birbirine nasıl bağlanıp ifade edildiği önemlidir. Bu nedenle, bağlaç, zarf ve benzeri öğelerin ne işlev üstlendiklerini doğru anlamanız gerekir?

    Bunun içinde dikkat etmeniz gereken şey şudur:

    Türkçe ya da İngilizce fark etmez. Cümleler belli sorulara cevap verecek şekilde oluşur.

    Mesela, Ben gidiyorum. Diye bir ifade duyduğunuzda, "nereye gidiyorsun" diye sorarsınız değil mi?

    Ben eve gidiyorum şeklinde bir cevap gelebilir ve yeni cümle yapısı bu şekilde oluşur.

    Bunun gibi, I'm going to Ankara denildiğinde, "What are you going to do for?"(Ne yapmak için gidiyorsun?) diye sorabiliriz.

    Cevap, I'm going on business(İş amacıyla, iş nedeniyle gidiyorum) şeklinde olduğunda, burada on edatının anlam ve işlevini anlamış oluruz.

    Keza, in order to da bir bağlaç olarak aynı şekilde ve aynı amaçla kullanılmaktadır.

    I'm going home---- for what?(or why) ---- I'm going home in order to watch the game.

    Mesele anlaşılabildi mi acaba?

    (Bir varlık bir kez daha gelir salyalarını saçarak saldırırsa bu defa tepkim çok daha sert olacaktır. Benim başlıklara uğramamasını tavsiye ederim. Aklı almaz da zaten bunları.)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 29 Ekim 2013; 17:10:44 >




  • hocam ingilizcede altyapı ve öğrenmek istediği ilgi bence çok önemli.
  • Bir arkadaşa yazdığım özel mesajı buraya da koyayım. Çünkü konuyu tamamlayan bir içeriğe sahip olduğu için buraya da yazayım istedim.

    Sevgili kardeşim, oradan yazmayayım, saldıran sataşan oluyor. Ben de "uzman" filan değilim, yaşım biraz büyük ama, öğrenmeye çalıştığıma göre ben de bir öğrenciyim. Ben sadece, düşünsel deneyimlerimden yararlanarak insanlara yardımcı olabilmek için bir şeyler yazıyorum. Ayrıca da, bilmediğim şeyler oluyor, sorup öğreniyorum.
    Kızdığım şey de şu aslında: İngilizce düşünemezsiniz, çünkü düşünülebilse ben düşünebilirdim, ben yapamadığıma göre kimse yapamaz anlamında gelip sataşıp milleti de caydırmak istiyor bazı varloklar.
    Mesela, book" deyince, aklının "kitap" sözcüğüne kaymasını önleyeceksin. Çünkü zaten "kitap" sözcüğüne aklın kayarsa, onun karşılığı olarak "kitap" denilen nesne gelecektir aklına. Bunun yerine dolambaçlı yolu bırakıp, book denilince aklına doğrudan kitap dediğimiz nesnenin gelmesini sağlayacaksın. Olaylar için de aynısı şey geçerli. Ama tabii bazı kelimeler insanı çok zorluyor. "Sevmek" gibi. Çünkü doğrudan aklımıza gelecek bir karşılığı yok. Bunlar daha çok, training, yani görüp yaşama ve alıştırma ile kazanılan şeyler ama yine de mümkün. Çünkü çok sevdiğimiz birine duyduğumuz duyguyu düşünebiliriz mesela.
    Neticede İngilizce düşünmek mümkün ama, işin zor kısmı traning. Yani sürekli yaşayarak otomatikleşmek, çok hızlı yapabilmek. İşte onu ABD ay da İngiltere gibi bir yerde olmadan yapamazsın. O neredeyse mümkün değil. Yine de çok alıştırma ile ilerleme sağlanabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 29 Ekim 2013; 18:33:49 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Who is your daddy?

    Çok doğru söylemişsiniz hocam. Book dediğimizde direk gözümüzde book canlanırsa daha hızlı öğrenebiliriz fakat türkçesi gelirse aklımıza işte ozaman hiç bir işe yaramaz.



    Değerli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Bu arada yanlış anlaşılmasın, rahatsız olduğum eleştiri değil, eleştirebilir ve farklı bir şey de söyleyebilirdiniz. Ama vatandaşın biri geçen gün direkt iki başlıkta yazdığım şeylere bodoslama dalıp saldırdı.
    Tekrar teşekkür eder, mutlu günler dilerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 29 Ekim 2013; 19:27:24 >
  • aklına bişey gelirse yazsana hocam ben okuyom
    @HerhangiBiriyim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: logitech34

    aklına bişey gelirse yazsana hocam ben okuyom
    @HerhangiBiriyim

    Teşekkür ederim canım kardeşim.
  • http://dictionary.cambridge.org/dictionary/learner-english/interested?q=interested


    Bu sözlükten yararlanmanızı tavsiye ederim. Sağda, biraz aşağıda American, British ve Learner olarak değiştirebiliyorsunıuz. Learner gerçekten çok iyi. Ayrıca her iki dilde telaffuzları da veriyor. Biraz İngilizce öğrenebildiyseniz, mümkün olduğunca İngilizce-Türkçe sözlükten uzak durmaya çalışın. Kısacası, İngilizce çalışırken Türkçe'den uzak durmaya çalışmakta fayda var. Yoksa aklınız illa ki Türkçe sözlüklere kayıp anlamaya çalışacak. Ayrıca, bu sözlükten yararlanmanın diğer avantajı da, anlatımların İngilizce olması dolayısı ile, iyi de bir training olanağı sağlıyor olmasıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 30 Ekim 2013; 10:46:50 >




  • Bakın bu konuda ince bir detay daha var:

    Bazı kelimeleri tek başına anlamak mümkün değil. Çünkü ancak ne maksatla kullanıldıklarını diğerleri ile yan yana geldiklerinde düşünüp kavrayabiliyorsunuz.


    Mesela,

    -Do you understand the meaning of that sign?

    -Yes. It means you have to drive slowly when the street is wet.


    Mesela burada "it means" ifadesini kendi başına düşünmeye kalkarsanız aklınız ister istemez Türkçeye kayar.

    It means'i doğru kavrayabilmek için cümlenin ikinci kısmını doğru anlayabiliyor olmanız gerekiyor. Çünkü o ilk iki kelime tam da diğer kısımda verilen sözlere gönderme yapıyor.

    Yani, Türkçe size "anlam" ne diye sorsam, bir sürü kelime kullanarak anlatmaya çalışacaksınız. Türkçesi bile zor olan kelimeyi İngilizce düşünmek çok zor. Bunu ancak bir cümle içinde kullanılışı ile kavrayabiliriz.

    Zaten bu yüzden, yeni başlayan birinin İngilizce filan düşünmesi mümkün değil demiştim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 30 Ekim 2013; 23:05:32 >




  • Yazdıklarını baştan sona okudum gerçekten ikna edici,ingilizce düşünerek pratikte konuşulur diye tahmin ediyorum,illaki ingiltere yada ingilizce konuşulan ülkelerde imkanın dahilinde yaşayarak öğrenmek akılda kalıcı olur, devamını bekliyorum :) egoları uğruna konuyu baltalamaya çalışanları kınıyorum.
  • Cümlelerin çok mantıklı geliyor kulağıma takibindeyim :) konuyu egoları uğruna baltalamaya çalışanları kınıyorum.
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.