Şimdi Ara

MADEN FACİASI: 301 işçi hayatını kaybetti, 27 işçi yaralı (274. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5.482
Cevap
29
Favori
154.146
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 271272273274275
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Desmond

    "Ne kaçıyorsun istifa et diyorsun."'u;

    ''NE KAÇIYORSUN LAN İSRAİL DÖLÜ''

    Diye çevirmek... Yazık.

    Siyaset için yapılanlar...

    bunumu diyorsun





  • quote:

    Orijinalden alıntı: kemal1414

    dövüyor-sövüyor

    seçimlerde % 40-50 alıyor

    maaşlara düzgün zam yapmıyor

    % 40-50 oy alıyor

    ayakkabı kutularını sıfırlıyor ,gemicikler alıyor

    seçimlerde % 40-50 alıyor

    tedbirsizlik nedeniyle bir sürü insan ölüyor ,fıtratında var diyerek geçiştiriyor

    seçimlerde % 40- 50 alıyor

    sa ???



    beter olun demekten başka daha ne diyelim

    biz ne yaparsak yapalım bu halk oy veriyor ,diyenlere hak veriyorum ,bu halk mazoşist olduğunu defalaca gösterdiğine göre biz burada boşuna nefes tüketiyoruz

    hele bu forumda bir tane vatandaş var ki evlere şenlik ,askeri vesayete verip veriştirirken daha beteri olan akp vesayetini öve öve bitiremiyor ..sa ....

    Ne hikmetse hala özel mesaj gönderilmiyor sana dur kesin teknik bir sorundur(yersen)
    Bu arada sürekli pm atıyorsun cevabım yok sanma aç hele özel mesajı bak neler döktüreceğim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • banada atmıştı
    bilmeden herşeyi kapatmış sadece pm atabiliyormuş nasıl açacağınıda bilmiyormuş.

    teknik destek yada yöneticilere pm at o zaman kemal bey..@kemal1414

    yada yeni hesap aç :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nofear72

    banada atmıştı
    bilmeden herşeyi kapatmış sadece pm atabiliyormuş nasıl açacağınıda bilmiyormuş.

    teknik destek yada yöneticilere pm at o zaman kemal bey..@kemal1414

    yada yeni hesap aç :D





    İlkokuldayken laf atıp kaçanlara v benziyor bu
    Yazıyor dinlemiyor yine yazıyor yine dinlemiyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Desmond kullanıcısına yanıt
    Bundan siyaset yapanlar dedikleriniz, sorumluların cezalandırılmasını isteyenler mi? Bir sonraki Soma'ları engellemeye çalışanlar mı?
  • Unutuldu gitti hepsi ben unuttum şahsen. Unutturdular.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Unutulmaz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tam rezillikler karmaşası.



    Ölü adamları canlı gibi maskeyle çıkartmışlar, çocuk işçileri ve Suriyelileri madende bırakmışlar, Başbakan vatandaş dövmüş, kimse istifa etmemiş. Yıl 2014.



    Aynı şey bundan 10 yıl önce Avrupada olsa yer inletirlerdi.

    Ki konuda dendiği gibi 18. Yüzyıl biteli çok oldu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • MADEN FACİASI: 301 işçi hayatını kaybetti, 27 işçi yaralı


    Bugün 13 Mayıs... Hem Anneler Günü, hem de Soma maden faciasının dördüncü yıldönümü. Onlar bir annenin tecrübe edebileceği en derin acıyı yaşadılar. Dört yıl önce bugün, daha yirmili yaşlarındaki evlatları, eşleri işe gitmek üzere evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Sorumlular hakkında açılan dava hâlâ sonuçlanmadı. Ama onlar adaletin yerini bulacağına dair inançlarını korumaya çalışıyor, birbirlerine destek oluyor. Kimi ilaçla ayakta duran, kimi torunlarıyla, kimi bahçesiyle avunan bu anneleri ziyaret etmesek olmazdı. Onlar, Soma’nın anneleri... Dört yıl sonra ne halde olduklarını Hürriyet Pazar’a anlattılar. “Gidenler gelmeyecek ama siz de ölmeyin diye bize sahip çıkın” diyorlar.

    Gülsüm Çolak
    Oğlumu bir daha büyütüyorum


    Oğlu Uğur, 1988 doğumluydu. Babası gibi o da madende çalışmayı seçmişti. Babası İsmail, diğer ailelerle birlikte Ekim 2017’de Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği’ni kurdu. Madenciler anısına kütüphane kuruyor, dayanışma-bilgilendirme toplantıları düzenliyor, çocuklara burs buluyorlar.

    “Hiçbirimiz mayısın gelmesini istemiyoruz. İçim hâlâ yanıyor, daha çok yanıyor. Çocukları büyüyor... Büyük oğlu İsmail Ayaz’ı okula başladığında ilk gün kim götürecek kavgası yapardık. İsmail Ayaz bu yıl ilkokula başladı, yaşı benzemesin aynı babası. Oğlumu bir daha büyütüyorum. Pedagoglar, baba disiplinini dededen görmesi gerektiğini söylüyor.

    Sokağa çıkıp adalet dediğimizde, bize ‘Gideni geri getirebilecek misiniz?’ diye soruyorlar. Gidenler gelmeyecek ama siz de ölmeyin diye bize sahip çıkın. Türkiye bir hukuk devleti diyebilmek için... Çocuklar en azından gelecekte güvenceli çalışsınlar.

    Artık akrabalarımla değil, kader arkadaşlarımla daha iyi anlaşıyorum. Katliamdan evvel birbirimizi tanımazdık. Sokağa çıktığımda kalabalığın içinde kendimi yalnız hissediyorum. Bazen kafam dağılsın diye elime örgü alıyorum, sonra bir sıkıntı basıyor hepsini sobaya atıyorum.

    Annelere bakıyorum, çoğu hayata küstü. Birinin de adaleti araması lazım. Kazadan önce böyle biri değildim. Karşımda bir büyüğüm varsa, saygıda kusur etmeyeyim derdim. Ovalarda çalışıyordum. Acı beni güçlü kıldı.”

    Elmas Kaya
    Her cuma yanına gidiyorum


    Tek oğlu Kader Yıldırım, 13 Mayıs 2014’te 33 yaşındaydı. O günden beri ilaçlarla ayakta duruyor. Elmas annenin iki kızı var. “Dün akşam acile gittim. Buralar hep dar geldi, bastırmaya çalıştım, bastıramadım. Aklı başında ölmek de ne zor bir şey. Kafamı duvarlarda parçalayasım geliyor. Nöroloğa gittim. ‘Abla senin bu halin ne olacak, daha yeni geldin’ dedi. Sevdalıktan kızım dedim.

    Faciadan sonra karşıma 20 yaşında bir psikolog kız oturdu. ‘Anlat bakalım Elmas Abla, oğlunla nasıl zaman geçirdin’ dedi. Ben sana bir ömrü nasıl anlatayım? Anlatsam anlayabilir misin sadece kelimelerimden? Ancak ‘Vah vah’ dersin, içimdeki yangını görmezsin. İçim öyle yanıyor ki, dört yıldır çorap giyemiyorum. ‘Kalk git, bir daha gelme’ dedim kıza.

    Bugün bu Soma’ya biraz daha kızdım. 13 Mayıs mitingi için dağıtılan broşürler pazarda hep yerlerdeydi. Mahkûm gibiyim, çıkıp gidemiyorum da buradan. Sinopluyum ama oğlum burada yatıyor. Kar yağsın, fırtına çıksın, benim her cuma o mezarlığı bulmam lazım. Cuma selasında orada olmalıyım. ‘Sela ile ezan arasında oğlun seni görebilir’ dediler. O yüzden ne önce giderim ne sonra. Evde hiç fotoğrafı yok, bakamıyorum. Oğlumla evde bitmez tükenmez bir sohbetimiz vardı. Evliydi, iki torunum var. Altı yaşındaki kız torunum, 16 yaşında gibi. Hep gözleri buğulu, hep sesi titrek, her kelimesi 14’lüden çıkan kurşun gibi. Erkek torunum ise çok az konuşur. Onlar Sinop’a döndü, ömürler hasretle geçiyor.

    Kader, Anneler Günümü kutlamayı hiç aksatmazdı. Askerdeyken bile kutlamak için firar etmeyi denemiş de tel örgülerin üzerinde yakalamışlar. Ceza diye tüm koğuşu boyatmışlar. Her şeyinde çok inceydi.

    Mahkemelere gidiyorum ve uygun bir ceza almalarını çok isterim. Sadece bizim için değil, bizden sonrakiler için. Öyle bir ceza olsun ki, işverenlerin aklında kalsın. Ermenek madenini açan kişi Soma’dan gitti. Burada iki sefer yangın çıktı. O zaman o yangınlarda bir kişi öldü diye adama ceza vermediler, gitti Ermenek madenini açtı, 18 kişi öldü. Buradayken caydırıcı bir ceza verselerdi, Ermenek kazası olmazdı. Şimdi bizim davaya çok ünlü bir hâkim getirdiler. ‘Tatar Ramazan’ gibi nâmı kendinden evvel geldi: 11 madencinin öldüğü Maraş’taki Çöllolar Kömür İşletmesi’nde beraat veren hâkim. Benim kimseye güvenim yok artık. Güvenirsen işin bitik demektir.

    Önce PKK’lılar yaptı dediler, şimdi FETÖ’cüler çıktı. Gönüllü avukatlar olmasa, bu davalar buraya kadar da gelmezdi. Allah hepsinden razı olsun. Bizim avukatlar, Somalılarla işbirliği yapmış, örgüt kurmuş diyorlar. Duruşma salonuna gel de bak, gülersin bunlar mı örgüt kurdu diye. Bazı anneler ‘Benim oğlum şehit oldu, ilahi dinliyorum, zaman geçiyor’ diyor. Benim oğlum şehit olsaydı, askerde olurdu. Bizi bastırmak için şehit kelimesini kullanıyorlar. Cenabı Allah, katında ne kabul ederse odur. Hepimiz doğduk, öleceğiz elbette. Ama birilerinin para hırsı için değil, çaresizlikten değil... Benim oğlum yatakta olsaydı, hasta olsaydı, suyunu verseydim, doktor umut kesildi deseydi razı olurdum. Ama derilerini yüzdüler, kanlarını emdiler sonra da canlarını aldılar. Benim oğlumun ayağına bir zincir takılmadığı kaldı. Son zamanlarda terden eve dört kirli tişört getirmeye başladı. Pantolonlarının dizden aşağısı hep ıslaktı. İşten gelince evin merdivenlerinde uyuya kalırdı yorgunluktan. Ha bu ölüm fıtrat... Ben bu öfkeyi nasıl bastırayım? Ağlamamak için dişlerimi sıkmaktan çenemin ağrısı kalbime vuruyor.

    Gülten Kavas
    Kızım 13 Mayıs’ı dövme yaptırdı


    Eşi Ali, facia yaşandığında 35 yaşındaydı. Madende üçüncü günüydü. Bir kızı bir oğlu var. Davanın adaletli bir kararla sonuçlanacağına inancı kalmamış: “Birbirine destek olan aile de sayılı. Benim görüştüğüm üç kişi var. Çoğunlukla duruşmadan duruşmaya görüşüyoruz. Türkiye’de adalet olsaydı, sorumlular dört senede çoktan cezasını alırdı.

    Eşim ölmeden önce ben ne avukat, ne hakim, ne elektrik-su, ne odun-kömür bilirdim. Gazeteci tanımazdım, valiyi-kaymakamı tanımazdım. Faciadan önce tek tük sigara içerdim. Artık ekmek gibi yiyorum.

    Çocuklarımızın yarası daha büyük. Kızım koluna babasının ölüm tarihini dövme yaptırdı. Öğretmeni oğlumdan babasının numarasını istemiş. Çocuk ‘Benim babam öldü’ diyememiş. Psikologlar geliyor, anlat diyorlar. Onlar ne anlar ne hissettiğimizi. Biz ancak birbirimizi anlarız. Hepimiz aynı acıdayız.”

    Zeher Duman
    İlaçlarla dayanıyorum


    Tek oğlu İbrahim’i 27 yaşında kaybetti. İbrahim iki yaşındayken, Kütahya’dan madende çalışmak için Soma’ya göç etmişler. Bir erkek torunu var. “Oğlum Anneler Günü’nde motoruyla gezdirirdi, parklara, yemeğe götürürdü. ‘Bugün sana iş yapmak yok’ derdi. Torunum aynı babasına benziyor, yaşı benzemesin. Onunla avunuyorum.

    Oğlum madende iki yılı doldurmuştu. İş bulamadı, madene girdi. Yapma oğlum dedik ama dinlemedi. Burada başka iş yok ki. Hep yorgundu, evdeki zamanı uyumakla geçerdi.

    Dört yıldır ilaçlarla dayanıyorum. Oğlumun fotoğraflarına bakamıyorum. Kazadan önce ovaya giderdim, çalışmaya. Artık gidemiyorum, elim ayağım zangırdıyor. Ne komşuya, ne düğüne gitmek istiyorum. İbrahim burada olmasa memlekete dönerdik.”

    Fatma Özcan
    Çareyi Soma’dan ayrılmakta buldum


    Oğlu Tolga, 11 akrabasıyla birlikte öldüğünde 23 yaşındaydı. İki de kızı var. Tolga altı aylık evliydi. Bir kızı var ama hiç öğrenemedi. Facia yaşandığında eşi iki haftalık hamileydi, kendisinin bile haberi yoktu. “Avunmak için Soma’yı terk ettim, köye gittim. El işi yapıyorum, bahçeyi ekip biçiyorum. Aydan aya torunumu görmeye geliyorum. İlk iki ay devamlı doktor gözetimindeydim.

    Çocuğumu hep yanımda hissediyordum. Oturduğunu kalktığını, evin içinde gezindiğini... Sonra ilaçlarımı değiştirdiler. Çocuğumu bir daha ne gördüm ne hissettim. Keşke ilacı değiştirmeselerdi. Rüyalarıma bile girmiyor şimdi. Kazadan önce aşçılık yapıyordum, artık çalışamıyorum. Son Anneler Günü’nde hanımına rica etmiş bana hediye alsın diye. O da baharat takımı almış. Hâlâ kullanıyorum.”

    Naciye Kaya
    Geceleri kalkıp sigara içiyorum


    Eşi Mustafa facia meydana geldiğinde 38 yaşındaydı. Bir kızı bir oğlu var. Ağustosta evlenecek kızı için düğün hazırlıkları yapıyor şu sıralar ama 13 Mayıs yaklaştıkça unutkanlıkları artmış. “Bu yıl hem Anneler Günü hem 13 Mayıs. Eş için de zor ama anne-baba için evladını kaybetmek daha zor, hep kanayacak bir yara. Benim abim de başka bir madende öldü, annem hiç toparlayamadı. Allah kimseyi evladıyla sınamasın.

    13 Mayıs ve duruşma günleri yaklaşırken bize 10 gün önceden stres basıyor. Ben öyle sigara filan içmem ama yıldönümü ve duruşma yaklaşınca gece bile kalkıp sigara içiyorum. Ne olacak ne bitecek, kim tahliye olacak? Sanıklar bazen dönüp pişkin pişkin yüzüne bakarak gülüyor, sana cevap veriyor. Sanık avukatı, ‘İşçiler basiretsizdi oradan çıkamadı. İsteseler çıkarlardı’ bile dedi. Gel de ondan sonra delirme. Duruşmadan sonra mide kanaması geçirdim bir sefer. En yakınımızdakiler bile ‘Evinizi, maaşınızı aldınız, niye hâlâ mahkeme peşinde koşturuyorsun’ bakış açısına sahip. Çocuklarımın babası gitmiş, bana trilyonlar versen ne olacak?”

    Kaynak: Hürriyet




  • "bu işin fıtratında bu var"

    unutmadık
  • #unutmadık

    ne acıdır ki bugün anneler günü...
  • unutmadık





    MADEN FACİASI: 301 işçi hayatını kaybetti, 27 işçi yaralı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Unutturdular bu ülkede her şey unutuluyor zaten.

    Allah rahmet eylesin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Umarım soma halkı bu seçimde derin uykudan uyanacaktır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi helluri -- 13 Mayıs 2018; 14:59:29 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Soma halki yine akp‘ye oy verir. Müstahak.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Değil 301 işci somada 100k kişi madenlerde olsede yine geriye kalanlar siyaset+para babası+din ücgeninden kendini soyutlayamayıp malum partiye verir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Layık oldukları şekilde yönetiliyorlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu seçimlerde göreceğiz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Su tekmeyi gorupte hala akp zihniyetine sahip insanlarla ayni havayi soluyoruz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Vay vay vay vay vay.

    Konu bulamadılar bu sıralar

    14 Mayıs 2014

    Hemen yardımcı olalım, suriyeliler ve tecavüz, benzin fiyatları, dolar artışı ile başla. Devamını ben sana sonra yazarım.

    Bu kirli algılarınızla daha çok muhalefet kalacaksınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vollkan59 -- 13 Mayıs 2018; 20:17:37 >
  • 
Sayfa: önceki 271272273274275
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.