Şimdi Ara

PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
274
Cevap
23
Favori
85.906
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Mısır eyaletine ait paraların bir kısmı Paris te basılmıştır bunlar muntazam kesimli modern paralardır, Parisi denir.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Bir kısmı ise Kahirede basılmıştır, bunlar daha ilkel baskı teknikleriyle basılmıştır ve daha kaba görünüşlüdürler.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • berkelium B kullanıcısına yanıt
    teşekkürler.bende dediklerinizin aynısını yaptım. bana da mısır basımları daha estetik geliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Bir kısmı ise Kahirede basılmıştır, bunlar daha ilkel baskı teknikleriyle basılmıştır ve daha kaba görünüşlüdürler.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Osmanlı Mısırı paraları daha zor bulunan ve haliyle daha pahalı paralardır,
    deneme baskısı paralarda oldukça nadirdir ileri seviyeye koleksiyonculuğa girdiği için bunlara ait görsel paylaşmıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Osmanlı Mısırı paraları daha zor bulunan ve haliyle daha pahalı paralardır,
    deneme baskısı paralarda oldukça nadirdir ileri seviyeye koleksiyonculuğa girdiği için bunlara ait görsel paylaşmıyorum.

    Alıntıları Göster
    Darp edilen tüm paralardan birer örnek yayımlamayı ve ayrıntılarıyla anlatmayı çok isterdim ama başlangıç seviyesi için verdiklerim yeterli olur sanıyorum,
    ilgi duyan, benim kasıtlı olarak atladığım yerleri zaten zamanla öğrenecektir, amacım korkutmadan ilgi duymanızı sağlamak.

    kağıt paralar ilgimi çekmiyor arkadaşlar bakımları zor ve sizleri aldatmak isteyen insanlar çok çıkacaktır (ütü, yıkama gibi aldatma metodları vardır),
    zor kısım Osmanlı kağıtları ve kaimeleri kolay olanı ise Tc kağıt paralarıdır, koleksiyonerler Tc kağıt paraları tercih ederler ve piyasası yüksektir, iyice öğrenmeden girişmeyin.

    Sıradaki konu Tunus baskıları olacak, bir başka konuda ise cumhuriyet dönemi madeni aykırı/deneme paralara bakacağız, şimdilik hoşça kalın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Darp edilen tüm paralardan birer örnek yayımlamayı ve ayrıntılarıyla anlatmayı çok isterdim ama başlangıç seviyesi için verdiklerim yeterli olur sanıyorum,
    ilgi duyan, benim kasıtlı olarak atladığım yerleri zaten zamanla öğrenecektir, amacım korkutmadan ilgi duymanızı sağlamak.

    kağıt paralar ilgimi çekmiyor arkadaşlar bakımları zor ve sizleri aldatmak isteyen insanlar çok çıkacaktır (ütü, yıkama gibi aldatma metodları vardır),
    zor kısım Osmanlı kağıtları ve kaimeleri kolay olanı ise Tc kağıt paralarıdır, koleksiyonerler Tc kağıt paraları tercih ederler ve piyasası yüksektir, iyice öğrenmeden girişmeyin.

    Sıradaki konu Tunus baskıları olacak, bir başka konuda ise cumhuriyet dönemi madeni aykırı/deneme paralara bakacağız, şimdilik hoşça kalın.

    Alıntıları Göster
    Tunus darplı madeni paraları, Abdulmecid-Abdulaziz-V.Murad-II. Abdulhamid padişah dönemlerinde basıldı, daha sonrasında elden çıktığı için Modern Tunus paraları vardır.
    Riyal-Harube-Nasris Tunus ile ilgili para birimleridir. 1 Riyal 16 harubedir, 1 harube 3 nasristir.
    Abdulmecid padişah döneminde Nasris para birimini kaldırmak için bakır paralar toplatılıp üzerlerine 1-2 gibi damgalar vurulmuştur Harubeyi temsil eder.
    Abdülaziz döneminde ise gümüş paralar toplatılıp değerleri düşürülerek üzerlerine yıldız damgası basıldı.
    Kullanılan madenler, altın, gümüş ve bakırdır.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Tunus darplı madeni paraları, Abdulmecid-Abdulaziz-V.Murad-II. Abdulhamid padişah dönemlerinde basıldı, daha sonrasında elden çıktığı için Modern Tunus paraları vardır.
    Riyal-Harube-Nasris Tunus ile ilgili para birimleridir. 1 Riyal 16 harubedir, 1 harube 3 nasristir.
    Abdulmecid padişah döneminde Nasris para birimini kaldırmak için bakır paralar toplatılıp üzerlerine 1-2 gibi damgalar vurulmuştur Harubeyi temsil eder.
    Abdülaziz döneminde ise gümüş paralar toplatılıp değerleri düşürülerek üzerlerine yıldız damgası basıldı.
    Kullanılan madenler, altın, gümüş ve bakırdır.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Cumhuriyet döneminde madeni ve kağıt olsun her emisyon için farklı para deneme çalışmalarında bulunulur sonra bunlardan biri kabul edilir,
    bu resimdeki paralarda bu denemelere ait görüntüler.
    Bilgi almak ve kaynak için Tunç Buyurgan Aykırı Paralar adlı kitabı öneriyorum.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Cumhuriyet döneminde madeni ve kağıt olsun her emisyon için farklı para deneme çalışmalarında bulunulur sonra bunlardan biri kabul edilir,
    bu resimdeki paralarda bu denemelere ait görüntüler.
    Bilgi almak ve kaynak için Tunç Buyurgan Aykırı Paralar adlı kitabı öneriyorum.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Hiç değinmediğim, bilinçli olarak atladığım ve yüzeysel bahsettiğim bu mesajların sizlere numismatik olayını sevdireceğini ümit ediyorum,
    şundanda bahseder misiniz dediğiniz konular varsa, elinize bir şekilde bir şeyler geçip te ne olduğunu bulamadığınız olursa mesaj atmaktan çekinmeyin,
    lütfen kayıtlı resmi kolleksiyoner belgesi almadan, son 6 padişah hariç Osmanlı paralarına, Roma, Bizans, Hellenik sikkelerine bulaşmayın, başınızı derde sokmayın,
    hepinize hayırlı kolleksiyonlar diliyorum.




  • berkelium B kullanıcısına yanıt
    Elinize sağlık, şahsen teşekkür ederim değerli paylaşımlarınız için.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: shintai

    Elinize sağlık, şahsen teşekkür ederim değerli paylaşımlarınız için.
    Her ne kadar ilgi ve bilgi alanıma girmesede Osmanlı kağıt paraları hakkındada bir kaç kelam etmek gerekir diye düşündüm.

    Öncelikle ilk olarak Abdulmecid döneminde basılan Kaimeleri görüyoruz, bunlar el yapımı ve belli bir süre sonra götürüp faiziyle aldığınız,
    bugün olsa hazine bonosu diyebileceğimiz para örnekleridir, halk dilinde kayme (para) diye kullanılan kelimenin köküdür.


    Hakkında bir makale.

    Paraya "Kayme" Denmesinin Nedeni !..


    Paraya "Kayme" Denmesinin Nedeni !..




    Osmanlılar'da kâğıt para ilk defa, imparatorluğun son dönemlerinde bastırılmıştı...

    Sultan Abdülmecid'in tahta çıktığı sıralarda devlet, büyük bir para sıkıntısı içerisinde bulunmaktaydı...

    1840 yılında, 160.000 Osmanlı Altını karşılığında "Kaime-i Mutebere" adı verilen kâğıt paralar çıkarıldı.
    Bunların en büyüğü 500, en küçüğü ise 10 kuruşluktu. Aynı sene, 400.000 Osmanlı Altını karşılığında
    50, 100 ve 500 kuruşluk olmak üzere daha küçük boyda paralar basıldı...

    Bu paraların üzerlerinde tuğra, altlarında Maliye Nazırı'nın mührü, arkalarında ise "Nezaret-i Celile-i Maliye" damgası mevcuttu...

    Lâkin ne var ki, Türkiye'de olmasa da dünyada kalpazanlık o dönemlerde de vardı...

    Amerikalı ve Avrupalı kalpazanlar, Türkiye'ye sahte kaimeler sokmaya başlamışlardı.
    Sadece Amerika'da basılan kaimelerin miktarı 12 milyon kuruşu geçiyordu. Bununla başa çıkılamadı ve
    1852 yılında, kâğıt paraların imha edilmesine karar verildi...

    1861 senesinin Ağustos ayı sonuna kadar, piyasada bulunan kâğıt paralar değiştirildi. Vee kaimeler 1863 senesinde tedavülden kaldırıldı...

    Lâkin, halk arasında para için halâ "kayme" tabiri kullanılmaktadır...

    "Buna kaç kayme ödediniz?", "Bunu şu kadar kaymeye aldım" gibi konuşmalara günlük hayatımızda sık sık tanık olabiliriz...

    İşte paraya, günümüzde halâ kayme denmesinin aslı da, astarı da bundan ibarettir.

    Kaynakça: Menkıbelerden




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Her ne kadar ilgi ve bilgi alanıma girmesede Osmanlı kağıt paraları hakkındada bir kaç kelam etmek gerekir diye düşündüm.

    Öncelikle ilk olarak Abdulmecid döneminde basılan Kaimeleri görüyoruz, bunlar el yapımı ve belli bir süre sonra götürüp faiziyle aldığınız,
    bugün olsa hazine bonosu diyebileceğimiz para örnekleridir, halk dilinde kayme (para) diye kullanılan kelimenin köküdür.


    Hakkında bir makale.

    Paraya "Kayme" Denmesinin Nedeni !..


    Paraya "Kayme" Denmesinin Nedeni !..




    Osmanlılar'da kâğıt para ilk defa, imparatorluğun son dönemlerinde bastırılmıştı...

    Sultan Abdülmecid'in tahta çıktığı sıralarda devlet, büyük bir para sıkıntısı içerisinde bulunmaktaydı...

    1840 yılında, 160.000 Osmanlı Altını karşılığında "Kaime-i Mutebere" adı verilen kâğıt paralar çıkarıldı.
    Bunların en büyüğü 500, en küçüğü ise 10 kuruşluktu. Aynı sene, 400.000 Osmanlı Altını karşılığında
    50, 100 ve 500 kuruşluk olmak üzere daha küçük boyda paralar basıldı...

    Bu paraların üzerlerinde tuğra, altlarında Maliye Nazırı'nın mührü, arkalarında ise "Nezaret-i Celile-i Maliye" damgası mevcuttu...

    Lâkin ne var ki, Türkiye'de olmasa da dünyada kalpazanlık o dönemlerde de vardı...

    Amerikalı ve Avrupalı kalpazanlar, Türkiye'ye sahte kaimeler sokmaya başlamışlardı.
    Sadece Amerika'da basılan kaimelerin miktarı 12 milyon kuruşu geçiyordu. Bununla başa çıkılamadı ve
    1852 yılında, kâğıt paraların imha edilmesine karar verildi...

    1861 senesinin Ağustos ayı sonuna kadar, piyasada bulunan kâğıt paralar değiştirildi. Vee kaimeler 1863 senesinde tedavülden kaldırıldı...

    Lâkin, halk arasında para için halâ "kayme" tabiri kullanılmaktadır...

    "Buna kaç kayme ödediniz?", "Bunu şu kadar kaymeye aldım" gibi konuşmalara günlük hayatımızda sık sık tanık olabiliriz...

    İşte paraya, günümüzde halâ kayme denmesinin aslı da, astarı da bundan ibarettir.

    Kaynakça: Menkıbelerden

    Alıntıları Göster
    Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk olarak kaime, matbaada, basılmış kağıt evrakı nakdiye olarak 1258 (1843) yılında piyasaya çıkarılmıştır. Bu ilk basılmış kaimelerin ihracındaki amaç, tedavülde bulunan el yazması fakat mühürlü 50, 100, 250 ve 1000 kuruşluk kaimeleri değiştirmekti.

    Zira bu el yazması kaimelerin sahteleri bollaşmaya başlamıştı. İlk basılı kaimeler de taklit edildi. Vilayetlerde sahtelerin ayrılması zor olduğundan bunların ihracından üç ay sonra yalnız İstanbul’da geçerli olacağı ilan edildi. Bu şekilde basılmış kaimelerin %8 gibi o zaman için yüksek denebilecek bir faiz getirmesi halkın bunlara rağbetini sağlamıştı. Bu nedenle hemen 100.000 liralık daha basıldı.

    Bir taraftan halkın bunları tahvil gibi saklaması, diğer taraftan halkın bunların hazine ve gümrüklerce ödeme aracı olarak kullanılmasına izin verilmiş olması üzerine, tedavül ettirilmekten çok elde tutulan bu kaimelerin tedavülünü sağlamak için hükümet faiz haddini 1260 (1845) yılında %6’ya indirdi. Böylece yeni kaimeler basılarak eskileriyle değiştirildi. 1267 (1852) yılında 10 ve 20 kuruşluk kaimeler basıldı ve faizlerinin çok küçük tutarlar olduğu gerekçesiyle bunlara faiz verilmedi.

    Bir yıl sonra yeniden bu defa daha büyük küpürlü kaimeler ihraç edildi. Fakat kaimeler artınca yine sahteleri türemeye başladı. Hatta Amerika’da basılmış 120.000 liralık sahte kaimeler bir süre tedavüle girdiğinden, kaimelerin altın para karşılıkları birden düşmeye başlamıştı. Bu durum karşısında hükümet, tedavüldeki kaimeleri azaltmak için bir buçuk lira tutarında bir İane-i Umumiye uygulayarak bu yolla toplanan para ile 1268 (1853) yılında 400.000 liralık kaimeyi halkın huzurunda yaktırdı.

    Kırım savaşı başlangıcında tedavülde sadece 170.000 liralık faizli ve faizsiz kaime kalmıştı. Bu savaşın sürüp gitmesi sonucu hükümetin para ihtiyacı artmış ve Ordu Kaimesi adı altında 10 ve 20 kuruşluk faizsiz kaimeler tekrar basılarak tedavüle sürülmüştür. Fakat bu ihracın sonucu olarak bütün kaimelerin değeri %30 dolayında düşüş kaydetmiştir.

    Bunun üzerine hükümet İstanbul’da altmış kadar sarraf dükkanı açtırarak 100 kuruşluk kaime karşılığında 90 kuruşluk gümüş ya da altın para; doksan kuruşluk gümüş ya da altın para karşılığında da 10 veya 20 kuruşluk olmak üzere 100 kuruş değerinde kaime verdirmek yoluna gitmiştir. Bu yolla kaime piyasasında şiddetli değer kaybı önlenmişse de, kaimelerin madeni paralarla başabaş olması sağlamamıştır.

    Savaşın sonunda Ordu Kaimeleri Vergi tahsilinde kabul edilerek tedavülden kaldırılmıştır.

    1274 (1857) yılında faizli kaimelerin Esham-ı Cedide ile, faizsiz olanların nakit ve esham ile değiştirilmesi kararlaştırılıp ilan edildi. Bunu yapmak için de 1275 (1858) yılında Londra’daki Palmers bankasından ihraç değeri %76 üzerinden 5 milyon İngiliz liralık (nakit getirisi; 3.800.000 İngiliz liralık) istikraz yapıldı ve bu para piyasadan toplanacak kaimeler için karşılık gösterildi.

    Sonuç olarak 3,5 milyon liralık kaime yakıldı, fakat tedavülde 800.000 liralık kaime kalmıştı. Bunları da ortadan kaldırabilmek için İstanbul’daki bütün binaların takdir olunan bir yıllık kirası esas alınarak mesken sahiplerinden %5, akar sahiplerinden %10, tüccar mağazalarından %10 oranında bir vergi alındı ve bunun geliri kaimelerin kaldırılmasına ayrıldı. Böylece 150.000 liralık kaime daha imha edildi.

    Geri kalanın imhası için aynı vergiyi vilayetlerde de uygulama kararı alınmıştı. Fakat o sırada Şam olayı çıkmış ve elde edilen vergi geliri bu olayın yol açtığı isyanı bastırmak için harcandığından kaimelerin geri kalanın imhasına gidilememiştir.

    1277 (1860) yılında hükümet şiddetli gelir ihtiyacı karşısında kalınca tek çare olarak yeniden kaime ihracı’na başvurulmuştur. Gümrüklerden ve Cidde ve Yemen eyaletlerinden başka her yerde tedavül etmek üzere 2,5 milyon liralık faizsiz kaime çıkarılmıştır. Bu gelirin yarım milyon lirası kambiyo kurlarını muhafaza için sağlanacak altınların karşılığı olacak, geri kalan iki milyon liralısı da tedavüldeki kaimelerin iptaline ve dalgalı borçların ödenmesine ayrılacaktı. Fakat Abdülaziz’in önderliğini yaptığı israf ve aşırı tüketim ekonomisi sonucu, eski kaimeleri değiştirmek şöyle dursun, ıslahat-ı mülkiyebahanesiyle 1277-1282 (1860-65) yılları arasında bir milyon liralık daha kaime ihraç edildi. Sonuç olarak, 1282 (1865) yılında 650.000 liralığı eskiden kalanlar olmak üzere 3.150.000 liralık kaime tedavülde bulunuyordu. Ve bir altın 160 kaimeye, yirmilik gümüş mecidiye de 32 kaime kuruşa çıkmıştı.

    Bu beş yıllık dönemin daha başında, yani 1278 (1861) yılı Cemazülhayrının üçüncü perşembe günü, kaime ile bir altın 350 kuruşa çıktığından bütün çarşılar kapanıp iflaslar başgöstermişti. Galata’daki Havyar Hanı’nda sarrafların mağazaları zabıta kuvveti ile açtırıldı.

    Aynı şey diğer dükkanlar için de yapıldı. Öte yandan, sarraf dükkanları açtırılarak buralarda 160 Kuruş kaime karşılığında bir altın verdirtildi; bir şahsa bu suretle üç altın alarak karşılığında kaime verme hakkı tanındı. Fakat piyasada bir altın karşılığında kaime olarak 200-220 Kuruş verildiğinden, bu resmî sarraflara pek başvuran olmadı ve sonuçta bu operasyon da başarı ile sonuçlanmadı.

    1280 (1863) yılında Sadrazam Fuat Paşa’nın öncülüğü ile Osmanlı Bankası kuruldu. Bu banka aracılığıyla yapılan dış borçlanmanın nominal değeri, 8.800.000 lira idi. Fakat %6 faizli olan bu istikrazın tahvilleri %68 üzerinden piyasaya çıkarıldığından, 6 milyon Lira dolayında gelir elde edilmişti. Bu para ile 100 kuruşluk kaime karşılığı 40 kuruşu nakit, 60 kuruşu için de %6 faizli ve %2 ana para ödemeli esham-ı cedide verilerek bütün kaimeler piyasadan toplandı ve imha edildi. Bu istikraz için hükümet tütün, tuz, damga resmi ve temettü vergisi gelirlerini karşılık göstermişti.

    Kaimelerin imhası için bir komisyon kurulmuş ve bu operasyon 49 gün devam etmiştir. Komisyonda Osmanlı Bankası memurları da yeralmıştır.

    1863 operasyonu ile kaimelerin tamamen ortadan kaldırılmasının sağlanmış olması ve bu tarihten itibaren faizli ve ana parası belli ve garantili esham-ı cedide’lerin kaimelerin yerini alması, Osmanlı İmparatorluğu’nun kağıt para ihracını 1293 (1877) yılına kadar gündemden kaldırmıştı. Bunda Osmanlı Bankası ile yapılan anlaşmada kaime çıkarma yasağının getirilmesinin ve yine bu dönemde alınan dış borçlarda aynı yasağın şart olarak sürülmesinin de büyük payı vardır.

    1292 (1876) yılının 7 Ağustos’unda çıkarılan bir kararname ile kaime çıkarılması kararlaştırılmış ve bir yıl sonra öngörülen 15 milyon liralık kaimenin 10 milyon liralığı tedavüle çıkarılmıştır. Osmanlı Bankası ile yapılan bir anlaşma üzerine çıkarılan bu kaimelerin üstünde bu bankanın mühürü bulunmaktaydı ve bunların Hicaz, Yemen, Trablusgarp vilayetleri dışında her yerde tedavül etmesi kararlaştırılmıştı. Kaimeler, gümrük resimleri ve telgraf ücretleri dışında kalan her türlü devlet gelirlerinde nominal değer üzerinden kabul edilecekti.

    Bu kaimeler karşılığında, Hazine-i Hassa ’dan devralınan Ereğli Krom Madenleri ve bazı akarların gelirleri Osmanlı Bankası’na bırakılmıştı. Banka, elde ettiği bu gelirlerle kaimeleri imha edecekti. Fakat kaimeler, bu arada çıkan Osmanlı-Rus savaşı dolayısıyla harcandı. Yenileri de ihraç edildiği için, piyasada tedavülde bulunan kaimelerin değeri 6 milyon liraya yükseldi. Bu arada sahteleri de piyasada görülmeğe başlandığından, savaşın sonunda bir altın liranın kaime olarak karşılığı 350 kuruşa yükselmişti.

    Hatta bakır ve gümüş meteliklerin de prim yaptığı için tedavülden halk tarafından çekilmesinden dolayı hükümet piyasaya bir kuruşluk kağıt kaimeler çıkarmak zorunda kalmıştı. Kaimenin değerinin bu şekilde sürekli düşüşü, 1294 (1879) yılında hükümetin bir takı m yeni vergiler getirerek bunların hasılatının kaimelerin ortadan kaldırılmasına ayrılması kararını almasına sebep olmuştu. Yeni vergiler şunlardır:

    1) Müskirat resminin %10’dan %15’e çıkarılması.

    2) Bandrol yoluyla vergilendirilen beş tütün cinsine ve sigara rüsumlarına %50 zam.

    3) Tütün mürüriye resminin okka başına 3 kuruştan 5 kuruşa çıkarılması.

    Ayrıca altın ve gümüş para olarak tahsil edilen gümrük resminin, %25 oranında nominal değeri üzerinden kaime ile ödemesinin kabulü gibi bir tedbir daha alınmıştı ama, bunların hiçbiri fayda etmemişti. Sonunda 1 altın, 500 kaimeye çıktı. Dönemin Maliye Nazırı Kâni Paşa, kaime-yi ortadan kaldırmak için bir kararname yayınlamak zorunda kaldı. Kararname gereğince 1295 (1879) yılından itibaren devletin bütün vergi ve sair gelirleri madeni para ile tahsil edilecekti. Bu kararname çıkar çıkmaz altın liranın değeri 900 kuruş kaimeyi bile aşmıştı. Bunun üzerine hükümet, bu defa Galata sarraflarının biraraya gelerek Osmanlı Bankası’nın yönetimi altında kurdukları bir sendika ile istikraz anlaşması yaptı.

    Alınacak borca karşılık bazı vilayetlerin damga resmi, ispirtolu içkiler ve balık rüsumu ile ipek öşrünü göstermiş ve aynı banker grubuna tütün ve tuz tekelinin yönetimini devretmişti. Bu istikrazın alınmasından bir yıl dört ay sonrasına kadar süren dönem içinde gümrükler hariç olmak üzere, devlet gelirlerinin tahsilinde 400 kaime, 100 Kuruş altın olarak hesap edilecekti. Devlet bütçesinden ödemelerde 1295 (1879) yılında 40 kuruş kaime bir altın lira hesabı ile ödenmişti. Gerçekte piyasada bir altına karşılık 1000 kuruş kaime ödendiği için bu operasyon kaimelerin toplanmasına büyük ölçüde yardım etmiş, fakat çok kimse bundan zarar etmişti. Bu sebeple Osmanlı maliye tarihinde kaimeler daima en haksız ve adaletsiz bir vergi olarak yer almaktadır.

    Bu son kaimeler de 1879 yılında Beyazıt meydanında halkın huzurunda yakılarak tedavülden kaldırılmıştır.

    Fakat hükümet bu operasyonun faturasını çok ağır ödemiş ve sonuç olarak, ödenemeyen dış ve iç borçlara çare olmak üzere, 1881’de Muharrem Kararnamesi ile en önemli devlet gelirleri Düyunu Umumiye denilen alacaklılar birliğine terkedilmiştir.


    http://www.sadakatforum.com/osmanlilarda-kagit-para-kaime-t8046.0.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk olarak kaime, matbaada, basılmış kağıt evrakı nakdiye olarak 1258 (1843) yılında piyasaya çıkarılmıştır. Bu ilk basılmış kaimelerin ihracındaki amaç, tedavülde bulunan el yazması fakat mühürlü 50, 100, 250 ve 1000 kuruşluk kaimeleri değiştirmekti.

    Zira bu el yazması kaimelerin sahteleri bollaşmaya başlamıştı. İlk basılı kaimeler de taklit edildi. Vilayetlerde sahtelerin ayrılması zor olduğundan bunların ihracından üç ay sonra yalnız İstanbul’da geçerli olacağı ilan edildi. Bu şekilde basılmış kaimelerin %8 gibi o zaman için yüksek denebilecek bir faiz getirmesi halkın bunlara rağbetini sağlamıştı. Bu nedenle hemen 100.000 liralık daha basıldı.

    Bir taraftan halkın bunları tahvil gibi saklaması, diğer taraftan halkın bunların hazine ve gümrüklerce ödeme aracı olarak kullanılmasına izin verilmiş olması üzerine, tedavül ettirilmekten çok elde tutulan bu kaimelerin tedavülünü sağlamak için hükümet faiz haddini 1260 (1845) yılında %6’ya indirdi. Böylece yeni kaimeler basılarak eskileriyle değiştirildi. 1267 (1852) yılında 10 ve 20 kuruşluk kaimeler basıldı ve faizlerinin çok küçük tutarlar olduğu gerekçesiyle bunlara faiz verilmedi.

    Bir yıl sonra yeniden bu defa daha büyük küpürlü kaimeler ihraç edildi. Fakat kaimeler artınca yine sahteleri türemeye başladı. Hatta Amerika’da basılmış 120.000 liralık sahte kaimeler bir süre tedavüle girdiğinden, kaimelerin altın para karşılıkları birden düşmeye başlamıştı. Bu durum karşısında hükümet, tedavüldeki kaimeleri azaltmak için bir buçuk lira tutarında bir İane-i Umumiye uygulayarak bu yolla toplanan para ile 1268 (1853) yılında 400.000 liralık kaimeyi halkın huzurunda yaktırdı.

    Kırım savaşı başlangıcında tedavülde sadece 170.000 liralık faizli ve faizsiz kaime kalmıştı. Bu savaşın sürüp gitmesi sonucu hükümetin para ihtiyacı artmış ve Ordu Kaimesi adı altında 10 ve 20 kuruşluk faizsiz kaimeler tekrar basılarak tedavüle sürülmüştür. Fakat bu ihracın sonucu olarak bütün kaimelerin değeri %30 dolayında düşüş kaydetmiştir.

    Bunun üzerine hükümet İstanbul’da altmış kadar sarraf dükkanı açtırarak 100 kuruşluk kaime karşılığında 90 kuruşluk gümüş ya da altın para; doksan kuruşluk gümüş ya da altın para karşılığında da 10 veya 20 kuruşluk olmak üzere 100 kuruş değerinde kaime verdirmek yoluna gitmiştir. Bu yolla kaime piyasasında şiddetli değer kaybı önlenmişse de, kaimelerin madeni paralarla başabaş olması sağlamamıştır.

    Savaşın sonunda Ordu Kaimeleri Vergi tahsilinde kabul edilerek tedavülden kaldırılmıştır.

    1274 (1857) yılında faizli kaimelerin Esham-ı Cedide ile, faizsiz olanların nakit ve esham ile değiştirilmesi kararlaştırılıp ilan edildi. Bunu yapmak için de 1275 (1858) yılında Londra’daki Palmers bankasından ihraç değeri %76 üzerinden 5 milyon İngiliz liralık (nakit getirisi; 3.800.000 İngiliz liralık) istikraz yapıldı ve bu para piyasadan toplanacak kaimeler için karşılık gösterildi.

    Sonuç olarak 3,5 milyon liralık kaime yakıldı, fakat tedavülde 800.000 liralık kaime kalmıştı. Bunları da ortadan kaldırabilmek için İstanbul’daki bütün binaların takdir olunan bir yıllık kirası esas alınarak mesken sahiplerinden %5, akar sahiplerinden %10, tüccar mağazalarından %10 oranında bir vergi alındı ve bunun geliri kaimelerin kaldırılmasına ayrıldı. Böylece 150.000 liralık kaime daha imha edildi.

    Geri kalanın imhası için aynı vergiyi vilayetlerde de uygulama kararı alınmıştı. Fakat o sırada Şam olayı çıkmış ve elde edilen vergi geliri bu olayın yol açtığı isyanı bastırmak için harcandığından kaimelerin geri kalanın imhasına gidilememiştir.

    1277 (1860) yılında hükümet şiddetli gelir ihtiyacı karşısında kalınca tek çare olarak yeniden kaime ihracı’na başvurulmuştur. Gümrüklerden ve Cidde ve Yemen eyaletlerinden başka her yerde tedavül etmek üzere 2,5 milyon liralık faizsiz kaime çıkarılmıştır. Bu gelirin yarım milyon lirası kambiyo kurlarını muhafaza için sağlanacak altınların karşılığı olacak, geri kalan iki milyon liralısı da tedavüldeki kaimelerin iptaline ve dalgalı borçların ödenmesine ayrılacaktı. Fakat Abdülaziz’in önderliğini yaptığı israf ve aşırı tüketim ekonomisi sonucu, eski kaimeleri değiştirmek şöyle dursun, ıslahat-ı mülkiyebahanesiyle 1277-1282 (1860-65) yılları arasında bir milyon liralık daha kaime ihraç edildi. Sonuç olarak, 1282 (1865) yılında 650.000 liralığı eskiden kalanlar olmak üzere 3.150.000 liralık kaime tedavülde bulunuyordu. Ve bir altın 160 kaimeye, yirmilik gümüş mecidiye de 32 kaime kuruşa çıkmıştı.

    Bu beş yıllık dönemin daha başında, yani 1278 (1861) yılı Cemazülhayrının üçüncü perşembe günü, kaime ile bir altın 350 kuruşa çıktığından bütün çarşılar kapanıp iflaslar başgöstermişti. Galata’daki Havyar Hanı’nda sarrafların mağazaları zabıta kuvveti ile açtırıldı.

    Aynı şey diğer dükkanlar için de yapıldı. Öte yandan, sarraf dükkanları açtırılarak buralarda 160 Kuruş kaime karşılığında bir altın verdirtildi; bir şahsa bu suretle üç altın alarak karşılığında kaime verme hakkı tanındı. Fakat piyasada bir altın karşılığında kaime olarak 200-220 Kuruş verildiğinden, bu resmî sarraflara pek başvuran olmadı ve sonuçta bu operasyon da başarı ile sonuçlanmadı.

    1280 (1863) yılında Sadrazam Fuat Paşa’nın öncülüğü ile Osmanlı Bankası kuruldu. Bu banka aracılığıyla yapılan dış borçlanmanın nominal değeri, 8.800.000 lira idi. Fakat %6 faizli olan bu istikrazın tahvilleri %68 üzerinden piyasaya çıkarıldığından, 6 milyon Lira dolayında gelir elde edilmişti. Bu para ile 100 kuruşluk kaime karşılığı 40 kuruşu nakit, 60 kuruşu için de %6 faizli ve %2 ana para ödemeli esham-ı cedide verilerek bütün kaimeler piyasadan toplandı ve imha edildi. Bu istikraz için hükümet tütün, tuz, damga resmi ve temettü vergisi gelirlerini karşılık göstermişti.

    Kaimelerin imhası için bir komisyon kurulmuş ve bu operasyon 49 gün devam etmiştir. Komisyonda Osmanlı Bankası memurları da yeralmıştır.

    1863 operasyonu ile kaimelerin tamamen ortadan kaldırılmasının sağlanmış olması ve bu tarihten itibaren faizli ve ana parası belli ve garantili esham-ı cedide’lerin kaimelerin yerini alması, Osmanlı İmparatorluğu’nun kağıt para ihracını 1293 (1877) yılına kadar gündemden kaldırmıştı. Bunda Osmanlı Bankası ile yapılan anlaşmada kaime çıkarma yasağının getirilmesinin ve yine bu dönemde alınan dış borçlarda aynı yasağın şart olarak sürülmesinin de büyük payı vardır.

    1292 (1876) yılının 7 Ağustos’unda çıkarılan bir kararname ile kaime çıkarılması kararlaştırılmış ve bir yıl sonra öngörülen 15 milyon liralık kaimenin 10 milyon liralığı tedavüle çıkarılmıştır. Osmanlı Bankası ile yapılan bir anlaşma üzerine çıkarılan bu kaimelerin üstünde bu bankanın mühürü bulunmaktaydı ve bunların Hicaz, Yemen, Trablusgarp vilayetleri dışında her yerde tedavül etmesi kararlaştırılmıştı. Kaimeler, gümrük resimleri ve telgraf ücretleri dışında kalan her türlü devlet gelirlerinde nominal değer üzerinden kabul edilecekti.

    Bu kaimeler karşılığında, Hazine-i Hassa ’dan devralınan Ereğli Krom Madenleri ve bazı akarların gelirleri Osmanlı Bankası’na bırakılmıştı. Banka, elde ettiği bu gelirlerle kaimeleri imha edecekti. Fakat kaimeler, bu arada çıkan Osmanlı-Rus savaşı dolayısıyla harcandı. Yenileri de ihraç edildiği için, piyasada tedavülde bulunan kaimelerin değeri 6 milyon liraya yükseldi. Bu arada sahteleri de piyasada görülmeğe başlandığından, savaşın sonunda bir altın liranın kaime olarak karşılığı 350 kuruşa yükselmişti.

    Hatta bakır ve gümüş meteliklerin de prim yaptığı için tedavülden halk tarafından çekilmesinden dolayı hükümet piyasaya bir kuruşluk kağıt kaimeler çıkarmak zorunda kalmıştı. Kaimenin değerinin bu şekilde sürekli düşüşü, 1294 (1879) yılında hükümetin bir takı m yeni vergiler getirerek bunların hasılatının kaimelerin ortadan kaldırılmasına ayrılması kararını almasına sebep olmuştu. Yeni vergiler şunlardır:

    1) Müskirat resminin %10’dan %15’e çıkarılması.

    2) Bandrol yoluyla vergilendirilen beş tütün cinsine ve sigara rüsumlarına %50 zam.

    3) Tütün mürüriye resminin okka başına 3 kuruştan 5 kuruşa çıkarılması.

    Ayrıca altın ve gümüş para olarak tahsil edilen gümrük resminin, %25 oranında nominal değeri üzerinden kaime ile ödemesinin kabulü gibi bir tedbir daha alınmıştı ama, bunların hiçbiri fayda etmemişti. Sonunda 1 altın, 500 kaimeye çıktı. Dönemin Maliye Nazırı Kâni Paşa, kaime-yi ortadan kaldırmak için bir kararname yayınlamak zorunda kaldı. Kararname gereğince 1295 (1879) yılından itibaren devletin bütün vergi ve sair gelirleri madeni para ile tahsil edilecekti. Bu kararname çıkar çıkmaz altın liranın değeri 900 kuruş kaimeyi bile aşmıştı. Bunun üzerine hükümet, bu defa Galata sarraflarının biraraya gelerek Osmanlı Bankası’nın yönetimi altında kurdukları bir sendika ile istikraz anlaşması yaptı.

    Alınacak borca karşılık bazı vilayetlerin damga resmi, ispirtolu içkiler ve balık rüsumu ile ipek öşrünü göstermiş ve aynı banker grubuna tütün ve tuz tekelinin yönetimini devretmişti. Bu istikrazın alınmasından bir yıl dört ay sonrasına kadar süren dönem içinde gümrükler hariç olmak üzere, devlet gelirlerinin tahsilinde 400 kaime, 100 Kuruş altın olarak hesap edilecekti. Devlet bütçesinden ödemelerde 1295 (1879) yılında 40 kuruş kaime bir altın lira hesabı ile ödenmişti. Gerçekte piyasada bir altına karşılık 1000 kuruş kaime ödendiği için bu operasyon kaimelerin toplanmasına büyük ölçüde yardım etmiş, fakat çok kimse bundan zarar etmişti. Bu sebeple Osmanlı maliye tarihinde kaimeler daima en haksız ve adaletsiz bir vergi olarak yer almaktadır.

    Bu son kaimeler de 1879 yılında Beyazıt meydanında halkın huzurunda yakılarak tedavülden kaldırılmıştır.

    Fakat hükümet bu operasyonun faturasını çok ağır ödemiş ve sonuç olarak, ödenemeyen dış ve iç borçlara çare olmak üzere, 1881’de Muharrem Kararnamesi ile en önemli devlet gelirleri Düyunu Umumiye denilen alacaklılar birliğine terkedilmiştir.


    http://www.sadakatforum.com/osmanlilarda-kagit-para-kaime-t8046.0.html

    Alıntıları Göster
    İnternetten bulduğum birkaç örnek.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    İnternetten bulduğum birkaç örnek.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Pul paralar.

    Osmanlı devletinde bozuk para sıkıntısı her zaman bela olan bir durumdur, bununla başa çıkabilmek için devlet tarafından pullar bastırıldığı gibi,
    cemiyet, azınlık ibadethane ve cemaatları, belediyelerde pul paralar bastırmışlardır.

    Üzerinde Şirketi Hayriye yazan güzel bir örnek, bugünün İDO' su yerine geçen bir deniz taşımacılığı şirketidir, jetonları da son derece nadirdir.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Pul paralar.

    Osmanlı devletinde bozuk para sıkıntısı her zaman bela olan bir durumdur, bununla başa çıkabilmek için devlet tarafından pullar bastırıldığı gibi,
    cemiyet, azınlık ibadethane ve cemaatları, belediyelerde pul paralar bastırmışlardır.

    Üzerinde Şirketi Hayriye yazan güzel bir örnek, bugünün İDO' su yerine geçen bir deniz taşımacılığı şirketidir, jetonları da son derece nadirdir.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Konuların birinin içinde ''seyahat'' paralardan bahsedeceğim yazmışım ama es geçmişim özür dileyerek başlıyorum.
    Osmanlı padişahları son yüzyıllarda sefere gitmek yerine içe kapanma eğilimine girmişlerdir, bunun elbette gerileme dönemi olması,
    tahtı kardeşlere, oğullara kaptırma korkusu, halkın, askerin ayaklanma ihtimali gibi sebeplere bağlamamız doğru olur,
    tüm dönemlere baktığımızda padişahların hacca gitmesi bile imkansızdı.

    Bu yüzden son 6 Osmanlı padişahı da saraylardan dışarıya pek çıkmadı, bunun istisnaları Abdülaziz ve V.Mehmed Reşad padişahlardır.
    Abdülaziz padişahın Bursa darplı altın ve gümüş kuruşlarını, V.Mehmed Reşad padişahında Edirne, Bursa, Kosova, Manastır, Selanik gezilerine
    ait birtakım altın ve gümüş paralarını görüyoruz, bu paralar anı mahiyetinde ve diğer Osmanlı madeni paraları gibi
    baskı adetleri Osmanlı darphanesi kayıtlarında belli olan paralardır.
    Seyahatlerin anısı için halka dağıtılmış ve halk tarafından saklanmışlardır, V. Mehmet Reşad 2 kuruşları piyasada bolca bulunsa da maddi değeri yüksektir,
    diğer seyahat paraları az bulunur, Abdülaziz seyahat paraları ise son derece nadir ve değerlidirler,
    altın paralarda ise özellikle 20 adet basılmış 500 kuruşlar Osmanlının en nadir ve en değerli paralarıdır.

    Bol bol resim koyuyorum.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi berkelium -- 31 Mart 2016; 17:26:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Konuların birinin içinde ''seyahat'' paralardan bahsedeceğim yazmışım ama es geçmişim özür dileyerek başlıyorum.
    Osmanlı padişahları son yüzyıllarda sefere gitmek yerine içe kapanma eğilimine girmişlerdir, bunun elbette gerileme dönemi olması,
    tahtı kardeşlere, oğullara kaptırma korkusu, halkın, askerin ayaklanma ihtimali gibi sebeplere bağlamamız doğru olur,
    tüm dönemlere baktığımızda padişahların hacca gitmesi bile imkansızdı.

    Bu yüzden son 6 Osmanlı padişahı da saraylardan dışarıya pek çıkmadı, bunun istisnaları Abdülaziz ve V.Mehmed Reşad padişahlardır.
    Abdülaziz padişahın Bursa darplı altın ve gümüş kuruşlarını, V.Mehmed Reşad padişahında Edirne, Bursa, Kosova, Manastır, Selanik gezilerine
    ait birtakım altın ve gümüş paralarını görüyoruz, bu paralar anı mahiyetinde ve diğer Osmanlı madeni paraları gibi
    baskı adetleri Osmanlı darphanesi kayıtlarında belli olan paralardır.
    Seyahatlerin anısı için halka dağıtılmış ve halk tarafından saklanmışlardır, V. Mehmet Reşad 2 kuruşları piyasada bolca bulunsa da maddi değeri yüksektir,
    diğer seyahat paraları az bulunur, Abdülaziz seyahat paraları ise son derece nadir ve değerlidirler,
    altın paralarda ise özellikle 20 adet basılmış 500 kuruşlar Osmanlının en nadir ve en değerli paralarıdır.

    Bol bol resim koyuyorum.
    Bu mesaja eklenen görseller:

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Merhaba,
    Bende Türkiye Cumhuriyeti Tedavül Madeni para koleksiyonu ve buna ek olarak darphane hatıra para koleksiyonu ile ilgilenmeye başladım, merakım bir açık arttırma da 1960 ihtilal gümüş 10 lirası satın almamla başladı üzerindeki gümüş değerini hesapladım teklif verdim ve kazandım elime alınca para koleksiyonu yapma isteği belirdi gittim hemen darphaneye üye oldum bir kaç tedavül set bir kaç hatıra parası aldım o heyecanla sonra 1340 tan günümüze kadar basılan tedavül madeni paraların özelliklerini kaç adet basıldığını gösteren bir excel tablosu hazırlamaya başladım ve şu anda devam ediyorum şu ana kadar yıl yıl 10 paradan başladım 1 liraya kadar bütün paraların özelliklerini kaç adet basıldıklarını değerlerini bu paralara ilişkin varsa özel durumları bu tabloda gösterdim 1 liradan sonrasına halen devam ediyorum... sonra bu tabloyu hazırlarken bir kaç koleksiyon satıcısının sitesine girdim fiyatları incelemeye başladım, gg ve sahibinden gibi sitelerde fiyatları incelemeye başladım kafam çok karıştı birbirine benzer paralara biri çil derken diğeri temiz diyor biri çok temiz diyor benim gözümde kondisyonları hemen hemen aynı... osmanlı mezat pera mezat gibi sitelere üye oldum oradaki, mezatlarda da aynı durum söz konusu satıcıdan satıcıya çil olma durumu değişiyor galiba :D... katalog değerlerine baktım farklı farklı kataloglarda aynı paranın aynı kondisyonu için belirlenen fiyatları arasında uçurumlar var... piyasa fiyatları bu katalog fiyatlarına göre çok çok ucuz... piyasadan aldığımız paraların koleksiyon değeri yok da ondan mı bu kataloglara göre daha ucuz diye düşünüyorum.... Bu arada aldığım ihtilal 10 lirasının hiç bir koleksiyon değeri yokmuş çünkü hem kulp takılmış hem de temizlenmiş onu fark ettim Allah'tan sadece maden fiyatını vermişim :D
    Sizden ricam bizler için yeni başlayanlar için örneğin 1939 1 lira temiz, çok temiz, çok çok temiz, çil altı, çil gibi kondisyonlarının fotoğraflarını koyarak ve aralarındaki farklılıkları açıklayarak neden temiz, çok temiz, çok çok temiz ya da çil altı ya da çil olarak sınıflandığını açıklarsanız bizlere çok şey öğretmiş olursunuz. 1939 1 lirayı örnek verdim başka bir para da olabilir...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tgrttgrt

    Merhaba,
    Bende Türkiye Cumhuriyeti Tedavül Madeni para koleksiyonu ve buna ek olarak darphane hatıra para koleksiyonu ile ilgilenmeye başladım, merakım bir açık arttırma da 1960 ihtilal gümüş 10 lirası satın almamla başladı üzerindeki gümüş değerini hesapladım teklif verdim ve kazandım elime alınca para koleksiyonu yapma isteği belirdi gittim hemen darphaneye üye oldum bir kaç tedavül set bir kaç hatıra parası aldım o heyecanla sonra 1340 tan günümüze kadar basılan tedavül madeni paraların özelliklerini kaç adet basıldığını gösteren bir excel tablosu hazırlamaya başladım ve şu anda devam ediyorum şu ana kadar yıl yıl 10 paradan başladım 1 liraya kadar bütün paraların özelliklerini kaç adet basıldıklarını değerlerini bu paralara ilişkin varsa özel durumları bu tabloda gösterdim 1 liradan sonrasına halen devam ediyorum... sonra bu tabloyu hazırlarken bir kaç koleksiyon satıcısının sitesine girdim fiyatları incelemeye başladım, gg ve sahibinden gibi sitelerde fiyatları incelemeye başladım kafam çok karıştı birbirine benzer paralara biri çil derken diğeri temiz diyor biri çok temiz diyor benim gözümde kondisyonları hemen hemen aynı... osmanlı mezat pera mezat gibi sitelere üye oldum oradaki, mezatlarda da aynı durum söz konusu satıcıdan satıcıya çil olma durumu değişiyor galiba :D... katalog değerlerine baktım farklı farklı kataloglarda aynı paranın aynı kondisyonu için belirlenen fiyatları arasında uçurumlar var... piyasa fiyatları bu katalog fiyatlarına göre çok çok ucuz... piyasadan aldığımız paraların koleksiyon değeri yok da ondan mı bu kataloglara göre daha ucuz diye düşünüyorum.... Bu arada aldığım ihtilal 10 lirasının hiç bir koleksiyon değeri yokmuş çünkü hem kulp takılmış hem de temizlenmiş onu fark ettim Allah'tan sadece maden fiyatını vermişim :D
    Sizden ricam bizler için yeni başlayanlar için örneğin 1939 1 lira temiz, çok temiz, çok çok temiz, çil altı, çil gibi kondisyonlarının fotoğraflarını koyarak ve aralarındaki farklılıkları açıklayarak neden temiz, çok temiz, çok çok temiz ya da çil altı ya da çil olarak sınıflandığını açıklarsanız bizlere çok şey öğretmiş olursunuz. 1939 1 lirayı örnek verdim başka bir para da olabilir...

    Alıntıları Göster
    Özür dilerim mesajınızı şimdi gördüm, para konularında uzmanlaşmak zordur bu sizde zamanla gelişecek bir yetenek olacak,
    daha evvelde yazmıştım referans alabileceğiniz çil bir örnek olmalı, o örneği bilmezseniz bahsettiğiniz gibi aynı para birine göre çil birine göre çok temiz olur.
    Merak etmeyin ben burdayım ve istediğiniz şekilde bir çalışma yapacağım ama kendi uzman olduğum Osmanlı madenilerinde ancak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Özür dilerim mesajınızı şimdi gördüm, para konularında uzmanlaşmak zordur bu sizde zamanla gelişecek bir yetenek olacak,
    daha evvelde yazmıştım referans alabileceğiniz çil bir örnek olmalı, o örneği bilmezseniz bahsettiğiniz gibi aynı para birine göre çil birine göre çok temiz olur.
    Merak etmeyin ben burdayım ve istediğiniz şekilde bir çalışma yapacağım ama kendi uzman olduğum Osmanlı madenilerinde ancak.

    Alıntıları Göster
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN


    Temiz-çok temiz-çok çok temiz-çil altı-çil olmak üzere 5 farklı kondisyonda para koydum.
    Çil tedavül etmemiş paradır, kendine ait gümüş patinası belirgindir ve farklı parlar ben kralım der.
    Çil altı nerdeyse çil ile aynı dirilikte olsa da rengi gitmiş olabilir, üzerinde bir kaç ince sıyrık bulunabilir.
    Çok çok temiz üzerinde sıyrıklar küçük çizikler vardır, para elde dolaşsada genel görüntüsü ben daha burdayımdır.
    Çok temiz elden ele dolaşmış diğer paralarla sürtünmüş çok miktarda çiziklidir yine de olması gerek hatların bir kısmını taşır, ben hala ölmedim der.
    Temiz vuruk, çizik aşınma her şey bulunur, hatların çoğu kaybolmuştur.
    Yukarıda daha evvel bahsetmiştim kondisyon belirlerken + ve - yi yeni yeni kullanmaya başladık, tut ki sertifika veren uluslar arası kuruluşlar kondisyonları
    1 ile 70 arası değer vererek tanımlar yani örneğin 10 tane farklı çil durumu var, bu işlerle ilgilenmeye devam ettikçe, daha fazla para gördükçe çok daha çabuk ve
    doğru değerlendirme yapabileceksiniz.Herkesin yaptığı değerlendirmedir, insanları kandırmaya yönelenler olduğundan fala değerlendirir, kaliteli esnaf doğruya
    yakın değerlendirir, bunu yatırım olarak görüp ciddi para yatıran koleksiyoner ise en iyi kararı vermek zorundadır. Sizin de paranız değerliyse en doğrusunu
    öğrenmek zorundasınız.
    @tgrttgrt



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi berkelium -- 27 Ağustos 2016; 15:25:42 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN


    Temiz-çok temiz-çok çok temiz-çil altı-çil olmak üzere 5 farklı kondisyonda para koydum.
    Çil tedavül etmemiş paradır, kendine ait gümüş patinası belirgindir ve farklı parlar ben kralım der.
    Çil altı nerdeyse çil ile aynı dirilikte olsa da rengi gitmiş olabilir, üzerinde bir kaç ince sıyrık bulunabilir.
    Çok çok temiz üzerinde sıyrıklar küçük çizikler vardır, para elde dolaşsada genel görüntüsü ben daha burdayımdır.
    Çok temiz elden ele dolaşmış diğer paralarla sürtünmüş çok miktarda çiziklidir yine de olması gerek hatların bir kısmını taşır, ben hala ölmedim der.
    Temiz vuruk, çizik aşınma her şey bulunur, hatların çoğu kaybolmuştur.
    Yukarıda daha evvel bahsetmiştim kondisyon belirlerken + ve - yi yeni yeni kullanmaya başladık, tut ki sertifika veren uluslar arası kuruluşlar kondisyonları
    1 ile 70 arası değer vererek tanımlar yani örneğin 10 tane farklı çil durumu var, bu işlerle ilgilenmeye devam ettikçe, daha fazla para gördükçe çok daha çabuk ve
    doğru değerlendirme yapabileceksiniz.Herkesin yaptığı değerlendirmedir, insanları kandırmaya yönelenler olduğundan fala değerlendirir, kaliteli esnaf doğruya
    yakın değerlendirir, bunu yatırım olarak görüp ciddi para yatıran koleksiyoner ise en iyi kararı vermek zorundadır. Sizin de paranız değerliyse en doğrusunu
    öğrenmek zorundasınız.
    @tgrttgrt
    Bir Osmanlı Abdulmecid dönemi 5 kuruşun farklı halleri.
    temiz-çok çok temiz-çil. PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkelium

    Bir Osmanlı Abdulmecid dönemi 5 kuruşun farklı halleri.
    temiz-çok çok temiz-çil. PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN

    Alıntıları Göster
    Çok teşekkürler
    çil olan 1938 1 liraya baktığımda bir rakamı ve yıldız arasında bir çizik 7 tane nokta kadar iz ve alt kenarda çok küçük ezilmeler gördüm.
    çil altı olan 1941 1 liraya baktığımda üç aşağı beş yukarı aynı miktarda çizik ancak belirgin lekeler ve kenarlarda renk farklılıkları gördüm (anladığım paranın çil altı yada çil olması zor ayırtedilecek bir durum desende bozulmalardan daha çok genel kondisyonun çok küçük bozulmalar görülüyor)
    çok çok temiz olan 1938 1 lira da daha az sayıda çizik ve çil altına göre daha düzgün bir renkte olmasına rağmen başaklarda ve 1938 rakamında bozulmalar gördüm (buradan anladığım paranın üstündeki öğelerde bozulma olması çizik sayısından, renk farklılıkları ve leke olmasından daha önemli)
    çok temiz olan 1938 1 lirada hem bolca belirgin çizikler ve paranın üstündeki öğelerde çok daha ciddi bozulmalar gördüm
    temiz olan 1938 1 lirada renkte farklılaşmalar ve desenlerin bariz bir şekilde bozulmuş olması göze çarpıyor

    ilk dersim paranın üzerindeki desenlerde kayıplar paranın kondisyonunu en çok etkileyen durum desenlerde bozulma yoksa (ve çok bariz derin büyük çizikler yoksa ) bir kaç küçük çizikle dahi para çil altı ya da çil olarak sınıflandırılabilir. desenlerde bozulma varsa hiç bir çizik yoksa bile o para çil olarak sınıflandırılamaz. desenlerdeki bozulmanın yoğunluğuna göre para çok çok temiz, çok temiz veya temiz statülerinden birine ayrılabilir. ancak çil atı ile çili ayırtedebilmek tecrübe gerektiren bir iş galiba...

    bir kaç küçük sorum daha olacaktı aslında
    1) paranın yaşı örneğin 1340 tarihli bir parayla 1960 yada 1990 yada 2010 tarihli bir parayı değerlendirirken de aynı ölçütler mi geçerlidir örneğin 1960 tarihli bir para da çok çok temiz dediğimiz bir para 1340 tarihli ise çil yada çil altı diyebilir miyiz?
    2) Bir de paranın temizlenmiş olması olayı var o da zor bir durum benim için temizlenmiş olmasını anlamak ayrı bir dert artı bir para da hiç bir çizik yada desen kaybı olmasa da temizlendiği için statüsünü kaybeder mi diye düşünüyorum . ngc kapsüllerdeki bir kaç paranın resmine baktım ms 62 olarak sınıflanmış (bunun üstü size göre çil diz sanırım) ama paranın yaşı 100 yıldan fazla olmasına rağmen yeni darp edilmiş gibi parıl parıl parlıyor bu paralar temizlenerek kapsüllendiği için mi öyle yoksa gerçek çil denilen paralar onlar olduğu için mi parlaklığından bir şey kaybetmemiş onu merak ediyorum eğer gerçek çil paralar onlar ise hiç tedavül parası ile kasmadan piyasadan hiç para almadan sadece darphaneden satılan hatıra paraları alıp değerlileri kapsülleyip koleksiyona devam etmek eğer o kapsüllerdeki paralar gerçek çil ise piyasada çil diye satılan paraların hiç biri çil değil o zaman eğer o paralar ngc kapsülleri uzmanlarca özel olarak temizlenerek kapsüllendiyse sıkıntı yok :)
    3) koleksiyona ilk heyecan bu ay bütçemi biraz zorlayacak kadar para ayırdım araştıra araştıra ucuz yollu 1989 (1 adet 30 TL) -1996(1 adet 30 TL) -1998 (1 adet 40 Tl) 2010 (1 adet 25 tl)-2011 (1 adet 25 tl )-2012 (1 adet 25 tl ) 2013 (3 adet ikisi 30 tl biri 25 tl birini satarım diye) 2014-2015 ve 2016 setlerinden 25 tl'den 2'şer adet alarak başladım özellikle 1990 yıllarına ait tedavül paralarını set olarak almak istiyorum bir de ikiz koleksiyon yapmayı planlıyorum :)
    4) daha sonra osmanlı mezat sitesine üye olarak 10 kuruş 1940 ççt+ 5 tl'den ; 10 kuruş 1958 çil 15 Tl'den; 5 kuruş 1959 çil 11 tl'den aldım pahalı mı aldım ucuz mu aldım bilmiyorum aşağıda da bu paraların siteye yüklenen resimleri var




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tgrttgrt

    Çok teşekkürler
    çil olan 1938 1 liraya baktığımda bir rakamı ve yıldız arasında bir çizik 7 tane nokta kadar iz ve alt kenarda çok küçük ezilmeler gördüm.
    çil altı olan 1941 1 liraya baktığımda üç aşağı beş yukarı aynı miktarda çizik ancak belirgin lekeler ve kenarlarda renk farklılıkları gördüm (anladığım paranın çil altı yada çil olması zor ayırtedilecek bir durum desende bozulmalardan daha çok genel kondisyonun çok küçük bozulmalar görülüyor)
    çok çok temiz olan 1938 1 lira da daha az sayıda çizik ve çil altına göre daha düzgün bir renkte olmasına rağmen başaklarda ve 1938 rakamında bozulmalar gördüm (buradan anladığım paranın üstündeki öğelerde bozulma olması çizik sayısından, renk farklılıkları ve leke olmasından daha önemli)
    çok temiz olan 1938 1 lirada hem bolca belirgin çizikler ve paranın üstündeki öğelerde çok daha ciddi bozulmalar gördüm
    temiz olan 1938 1 lirada renkte farklılaşmalar ve desenlerin bariz bir şekilde bozulmuş olması göze çarpıyor

    ilk dersim paranın üzerindeki desenlerde kayıplar paranın kondisyonunu en çok etkileyen durum desenlerde bozulma yoksa (ve çok bariz derin büyük çizikler yoksa ) bir kaç küçük çizikle dahi para çil altı ya da çil olarak sınıflandırılabilir. desenlerde bozulma varsa hiç bir çizik yoksa bile o para çil olarak sınıflandırılamaz. desenlerdeki bozulmanın yoğunluğuna göre para çok çok temiz, çok temiz veya temiz statülerinden birine ayrılabilir. ancak çil atı ile çili ayırtedebilmek tecrübe gerektiren bir iş galiba...

    bir kaç küçük sorum daha olacaktı aslında
    1) paranın yaşı örneğin 1340 tarihli bir parayla 1960 yada 1990 yada 2010 tarihli bir parayı değerlendirirken de aynı ölçütler mi geçerlidir örneğin 1960 tarihli bir para da çok çok temiz dediğimiz bir para 1340 tarihli ise çil yada çil altı diyebilir miyiz?
    2) Bir de paranın temizlenmiş olması olayı var o da zor bir durum benim için temizlenmiş olmasını anlamak ayrı bir dert artı bir para da hiç bir çizik yada desen kaybı olmasa da temizlendiği için statüsünü kaybeder mi diye düşünüyorum . ngc kapsüllerdeki bir kaç paranın resmine baktım ms 62 olarak sınıflanmış (bunun üstü size göre çil diz sanırım) ama paranın yaşı 100 yıldan fazla olmasına rağmen yeni darp edilmiş gibi parıl parıl parlıyor bu paralar temizlenerek kapsüllendiği için mi öyle yoksa gerçek çil denilen paralar onlar olduğu için mi parlaklığından bir şey kaybetmemiş onu merak ediyorum eğer gerçek çil paralar onlar ise hiç tedavül parası ile kasmadan piyasadan hiç para almadan sadece darphaneden satılan hatıra paraları alıp değerlileri kapsülleyip koleksiyona devam etmek eğer o kapsüllerdeki paralar gerçek çil ise piyasada çil diye satılan paraların hiç biri çil değil o zaman eğer o paralar ngc kapsülleri uzmanlarca özel olarak temizlenerek kapsüllendiyse sıkıntı yok :)
    3) koleksiyona ilk heyecan bu ay bütçemi biraz zorlayacak kadar para ayırdım araştıra araştıra ucuz yollu 1989 (1 adet 30 TL) -1996(1 adet 30 TL) -1998 (1 adet 40 Tl) 2010 (1 adet 25 tl)-2011 (1 adet 25 tl )-2012 (1 adet 25 tl ) 2013 (3 adet ikisi 30 tl biri 25 tl birini satarım diye) 2014-2015 ve 2016 setlerinden 25 tl'den 2'şer adet alarak başladım özellikle 1990 yıllarına ait tedavül paralarını set olarak almak istiyorum bir de ikiz koleksiyon yapmayı planlıyorum :)
    4) daha sonra osmanlı mezat sitesine üye olarak 10 kuruş 1940 ççt+ 5 tl'den ; 10 kuruş 1958 çil 15 Tl'den; 5 kuruş 1959 çil 11 tl'den aldım pahalı mı aldım ucuz mu aldım bilmiyorum aşağıda da bu paraların siteye yüklenen resimleri var

    Alıntıları Göster
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇİL DİYE ALDIM. (11 TL + komisyon Kdv)

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇÇT+ DİYE ALDIM. (5 TL +komisyon kdv)

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇİL DİYE ALDIM. (15 TL + komisyon kdv)

    ucuz mu pahalı mı kondisyonu belirtildiği şekilde mi değil mi bilmiyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tgrttgrt

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇİL DİYE ALDIM. (11 TL + komisyon Kdv)

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇÇT+ DİYE ALDIM. (5 TL +komisyon kdv)

     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
     PARA KOLEKSİYONU ( NUMİSMATİK ) İLE İLGİLENENLER BURAYA LÜTFEN
    ÇİL DİYE ALDIM. (15 TL + komisyon kdv)

    ucuz mu pahalı mı kondisyonu belirtildiği şekilde mi değil mi bilmiyorum

    Alıntıları Göster
    Altttaki sorular hariç kısım için tüm cevabım evet. Çok uzun cümleler yazmışsınız ekranıma sığmıyor, bunu rahatça görebileceğim bir ayar var mı ?
    Ben rahat okuyun diye cümleleri bölüyorum.

    1. Diyemeyiz, akmonital yani 60,70,80 lerin çelik paraları için çil tanımı hariç diğer tüm paralarda aynıdır, referans alınan herkesin çil dediği bir paraya
    göre karar vermek en kolay yöntemdir.
    Bahsettiğim çelik paralar ise çok temkinle yaklaşmanız gerek paralardır, çil çok çıkar ama koleksiyoncuların aradığı çil çok çok ayrı bir çildir,
    değerlendirme kuruluşlarının çilini kabul etmezler.

    2. Temizlenmiş para çil olmaz nokta. Çil demek dolaşıma girmemiş demektir, zamanla üzerinde doğal lekeler oluşması, kararması, paraların darphaneden ilk çıkarken
    birbirlerinin üstüne düşmesiyle oluşan minik sıyrıklar ise çilliği bozmaz, kalıbın zamanla eskimesi ile oluşan, yada presin yeterli basıncı vermeden bastığı zayıf baskı
    paranın çilliğini bozmaz. Her paranın her madenin çili ayrı bir renktir, zamanla göre göre öğrenebilirsiniz bir anda olmaz. Numizmatik firmasının kapsüllü parası da
    temizlenmemiştir, oynanmamıştır. Bununla beraber yanlış değerlendirme yaptıkları oluyor, hiç bir firma yüzde yüz güvenilir değildir.

    3. Neden hemen para alma peşindesiniz liseyi bitirmeden üniversiteye alıyorlar mı ? Müzayede firmaları her ay müzayede düzenliyor, online listeler yayımlıyor onlar takip edin,
    müzayede gününden 1 hafta evvel canlı olarak paraları da görebilirsiniz, gidin bakın. Kazık yerseniz ya lanet olsun dersiniz ya da başkasına kazık atmaya çalışacaksınız ya da
    işi koleksiyonerden öğreneceksiniz.

    4. Osmanlı numizmatik genel olarak piyasadan pahalıya satar ama ne dendiyse onu alırsınız, nerde oturuyorsunuz bilmiyorum ama merkezine gidin tanışın. Aldığınız paralar kesinlikle değerlendirme
    tanımlarının içinde. Üst seviye çilde alttaki ve üstteki bakır para 10 kuruşun üzerindeki en açık renk gibi olur çok nefis bir renktir, ortadaki gümüş parada çil de o yıldız buğulu
    bir parlamayla birlikte çok keskin hatlı yükseltiye sahiptir, iskambil kağıtlarının ikisini çatılamak gibi, ayrı ve zevkli bir dünyaya adım attınız ama dikkatli gidin.

    Osmanlı paralarının değerlendirmesi cumhuriyet madenilerinden daha kolaydır, belki de bana kolay geliyor bilmiyorum bu yüzden ben cumhuriyete ve tüm kağıt paralara
    bulaşmadım, zaten bana zevk vermiyor. Bu yüzden cumhuriyet madeni paraları ile ilgili değerlendirmelerim yoğun göz aşinalığı seviyesinde yani koleksiyoner seviyesinde değil,
    temkinli yaklaşmanız gerek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi berkelium -- 28 Ağustos 2016; 13:23:54 >




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.