Rebel Moon: Part One - A Child of Fire (22 Aralık 2023) Zack Synder - Part 2 Yayında (19 Nisan 24) (3. sayfa)

Part 2 fragman

Netflixyoutube

REBEL MOON - PART TWO: THE SCARGIVER premieres on Netflix April 19, 2024. REBEL MOON - PART TWO: THE SCARGIVER continues the epic saga of Kora and the surviving warriors as they prepare to sacrifice everything, fighting alongside the brave people of Veldt, to defend a once peaceful village, a newfound homeland for those who have lost their own in the fight against the Motherworld. On the eve of their battle the warriors must face the truths of their own pasts, each revealing why they fight. As the full force of the Realm bears down on the burgeoning rebellion, unbreakable bonds are forged, heroes emerge, and legends are made. From Zack Snyder, the filmmaker behind 300, Man of Steel, and Army of the Dead, REBEL MOON is a 2-part movie event decades in the making. REBEL MOON - PART ONE: A CHILD OF FIRE is now on Netflix. REBEL MOON - PART TWO: THE SCARGIVER premieres on Netflix April 19, 2024. Watch on Netflix: https://www.netflix.com/title/81624666 About Netflix: Netflix is one of the world's leading entertainment services with over 247 million paid memberships in over 190 countries enjoying TV series, films and games across a wide variety of genres and languages. Members can play, pause and resume watching as much as they want, anytime, anywhere, and can change their plans at any time. Rebel Moon - Part Two: The Scargiver | Official Teaser | Netflix https://www.youtube.com/@Netflix

https://www.youtube.com/watch?v=Cf16jEmvJUY

Max netflix filmi. Hep hamlık hep bi epiklik sevdası lakin olmamışlık.

Bu filmi beğenmeyenler para verip Oppenheimer izledi  

Film süper değil elbette. Sonuçta bir streaming şirketi için çekilmiş bir film. Ama kötü de değil. Sıkılmadan izledim. Hiç bi yerinde "offf ya yeter" demedim.

NOT: Oppenheimer kavgasını burada yapmayalım, onun başlığına gelin.

Klasik sağdan soldan eleman topla savaş senaryosu...Hele hele Atticus rolündaki adam o role yakışmıyor.

Bu film aslında Zack Snyder'in zamanında Disney'e sunduğu bir Star Wars senaryosunun modifiye edilmiş haliymiş. Bunu okuyunca anladım aradaki paralellikler gerçekten de göze batar cinsten. Disney sanırım Zack'in vizyonunu pek beğenmemiş olacak ki projeye yeşil ışık yakmamış. O da ben bu filmi Star Wars ismi olmadan çekerim diyip ortaya bu işi çıkarmış. Star Wars olsa idi çok daha büyük bir bütçesi olacaktı büyük ihtimalle ve çok daha iyi bir film olacaktı. Ama işte Kathleen Kennedy denen kapı bekçisi beğenmemiş, olmaz demiş. Onun yaptırdığı filmleri de gördük, hiç birisi beş kuruş etmez. Zamanında bu kadına ne yaptılar bilmiyorum ama adamlar koskoca Star Wars evrenini bu kadına teslim ettiler, belli ki geçmişte bi karanlık olaylar var ortaya çıkmasını istemediler, bari verelim de kurtulalım dediler. 70ler ve 80ler çok çılgın dönemlermiş, hele ki bu film ve televizyon dünyasında. Yakalananları, hapse girenleri hepimiz gördük, bi de işte hiç "yakalanmayanlar" var, onlar da kartlarını doğru oynayanlar. Ver parayı kurtul, ver projeyi kurtul. Kathleen Kennedy dediğin kadın bunların getir götürünü yapıyormuş o dönem, o açıdan bakınca işin aslını az çok tahmin etmek zor değil.

Aslında film bu hali ile bile fena değil. Sıkmıyor, ben sevdim. Evet hikayesi biraz "sağdan soldan çalma çırpma" şeklinde, içindeki karakterler de bilindik kahramanlar. 7 samuray ya da 7 Ronin artık adını siz koyun. Fakat yine de görsel olarak hiç kötü değil. Sahneler gereksiz uzamıyor, baymıyor. Çok güzel kesip biçmişler filmi. Önce aksiyon, sonra biraz dinleniyorsunuz sonra tekrar aksiyon. Baymıyor. Snyder bu işi biliyor. Aksiyonu da görsel efekt işini de biliyor. Nolan'a süper yönetmen aaağğbii diyenler anlamaz tabi. Neymiş yeşil perdeymiş de bilemneymiş. Adam o perdeye takla attırıyor kardeşim, sizin Nolan CGI bile kullanmaktan aciz bi adam.

Senin film zevkin yok bence :)

Sen Oppenheimer'e para virdin mi ondan haber ver :) Eğer kapalı kapılar ardında o filme küfür edip de ortamlarda "abi süper filmdi yaaaa" demiyosan ben de bişey bilmiyorum. Hiç boşuna bana masal anlatmayın.

Velev ki Oppenheimer'a para verdi bu kimi ilgilendirir ki. Yeşil perde kullanan yönetmeni usta, kullanmayanı aciz gören bir üyenin kalkıp da insanlara film üzerinden ahkam kesmesi çok komik. Her konuda aynı şeyi yapıyorsun, insanlara ahkam kesme lütfen.

Ben de Zack Synder'ın neredeyse hiçbir filmini hatırlamıyorum. Justice League gibi filmler çektiğini ve DC sinematik evreniyle uğraştığını bile unutmuşum. Synder olsa olsa patlamalar ve bilgisayar efektleriyle şöhretlenen Michael Bay klasmanında olur. Spielberg, Cameron, Tarantino, Scott, Nolan gibi isimlerle bir arada anılması bence bu isimlere hakaret teşkil ediyor. Sinema kültürümün sizler kadar iyi olduğunu sanmıyorum ama ben bile bunu biliyorum. Özellikle karakter ve senaryo konularında zayıf kalan ve genelde bayağı seviyede aksiyon sekansları barındıran aşırı parlamalı bilgisayar efektleriyle geçinen bir yönetmen diye hafızamda notumu vermişim. Ama yapımcılığının ve filmlerinin genel özellikleri ötesinde yapımlarının içeriğine dair sorun. Aklımda hiçbir şey kalmamış. Zamanında çoğu filmini - sinemada değil, evde - bu da neymiş diye izlemiş, bir daha yüzüne bakmamışım. En çok bilinen çalışması 300'ü bile bölük pörçük, çıplak body builder adamların Persler adı altında acayip tipleri öldürüp durduğu ama sonunda kendilerinin de işinin bittiği devamlı CGI turuncu Güneş ışığında geçen bir film diye hatırlıyorum (tarihi bir hadiseden yola çıktığı ve aynı adı taşıyan bir kuvvetin hikayesi olduğu için spoiler kullanmadım). 300'ün zamanına göre (2006) fazla iddialı duran efektleri haricinde gözüme çarpan hiçbir özelliği yoktu. Bu anlamda Synder Bay'e çok benziyor: Gösterişli görseller. Bir ambalajdan ibaret. Gerisi yok ya da var ama korkunç veya vasattan halice icra edilmiş.

Son Batman filmine bakarsanız Nolan'ın CGI kullandığını görebilirsiniz. Nolan pratik efektler tercih etse de yeri geldiğinde CGI kullanıyor. Nolan'ın CGI kullanmadığı yanlış bir çıkarım ve bir mit.

Forumlar ne için var? Ahkam kesmek bu kadar kötü bişeyse milyonlarca insan neden "para verip" tek yaptığı ahkam kesmek olan komedyenleri izlemeye gidiyorlar. Ya da netflixdeki komedi special denilen şeyleri açıp izlediniz mi hiç? Adamların/kadınların tek yaptığı ahkam kesmek. Herkes de gülüp geçiyor. Siz neden gülüp geçemiyorsunuz? İlla her şeyi kişisel bir saldırı gibi mi algılamanız lazım. O mesajı yazdığım adam bile gülüp geçmiş, siz takılmışsınız.

Bence biraz sakinleşin.

''Ahkam kesmek bu kadar kötü bişeyse milyonlarca insan neden "para verip" tek yaptığı ahkam kesmek olan komedyenleri izlemeye gidiyorlar.'' Retorik bir şey soruyorsun. Para veren insan bunu talep etmiştir, baştan kabullenir. Fakat senin cümlelerinde aşağılama var. Arkası boş, hiçbir temele dayanmayan düşünceleri muhatap olduğun kişi üzerinden anlamlandırmaya çalışıyorsun. Hiç kimse sana burada neden karşıt fikri savunuyorsun demiyor, diyemez de. Forum tam da bunun için var. Ama sen ''oppenheimer'a para vermişsindir, küfür de etmişsindir'' dersen bu yakışıksız bir şey oluyor.

Öyle zaten Zack Snyder'ın dişe dokunur derecede iyi bir filmi yok. Maksimum ortalama bir şey yapabiliyor ki onlar da eskilerde 2000'lerde kaldı. Ki 2000'li yıllarda film kalitesi komusunda tıpkı 90'lar gibi patlama yaşadığımız yıllar. Ve o zamanki kaliteye bakarsak Snyder'ın filmlerinin yüzüne bakılmazdı o bollukta yani izler geçerdiniz en fazla o da sırası gelirse. Muhtemelen 300 Spartalı filmiyle ilgili olarak bu yüzden bir şey hatırlamıyorsunuz ben de hatırlamıyorum. Üstelik yakın bir zamanda bir kez daha filmi izlediğim halde. Şu zamandaki kalitesizlik, vasatlık, kaliteli yapım kıtlığında anca Snyder'ın eski filmleri izlenebilir. Bu filme gelirsek bütün vasatlık ve klişelerin bir araya toplandığı film olmuş. Pek film izlemeyen kişiler belki beğenir ama çok fazla film izleyen insanların uykusunu getirir. Zaten SW çakması olmuş ki SW'u da sevmem. Netflix kalitesi dedikleri gibi olmuş hakikaten.

Bu film mesela Synder'ın izlemediğim filmlerinden birisi ama biraz tarayıp araştırınca burada Synder'a getirdiğim tüm teşhis ve eleştirilerimi filmde gördüm. Bolca yeşil perde sahne, bolca ama unutulabilir aksiyon sekansı, sırıtan bir yapmacıklık, senaryoya ve karakterlere yeterince odaklanamama, karakterlerdeki kısmi ucuzluk vb. Bu tarz yeniden değerlendirme yapan videolar da overreading yapmaya meyilli olabiliyorlar. Yani filme sahip olmadığı felsefeler, derinlikler, çok daha sığ saiklerle hareket eden yapımcının niyetinde olmayan ve aklına getirmediği bir takım farazi anlamlar yükleyebiliyorlar ya da yapımcının kendisini film hakkında müdafaa etme - aslında yapımcının esas niyetim ve mesajım buydu anlaşılamadım - korosuna katılabiliyorlar.

İzlemediğiniz bir filmle, okumadığınız bir kitapla, dinlemediğiniz bir şarkıyla ilgili yorum yapmamanızı tavsiye ederim. "İnternette şöyle şöyle demişler" şeklinde üçüncü ağızdan alınan şeyleri yansıtmak yerine kendiniz izleyin, kendi fikirlerinizi yazın. Sonra isterseniz "iğrenç film" diyin. Ona bi lafım yok. Ama yeter ki size ait bir yorum olsun. Bakın ben Oppenheimer'ı görmeden ağzımı açıp bi kelime etmedim. Aylar sonra açtım onda da bitiremedim, geldim "içerikten bağımsız" filmin sıkıcılığından ve bıktırmasından dem vurdum. Ben de biliyorum internet yorumlarını açıp oradan fikir kopyalamayı ama bunu neden yapayım ki? Böyle bir şeye ihtiyacım yok. Sizin neden var?

Ed Wood'un bahsettiği "ahkam kesmek" tam da bu değil de ne?

Aynaya bakın. Oppenheimer'ı izlemeyen ama film değil diye eleştiren kendinizi göreceksiniz.

Bir sahnesini izledim. Tipik bir Synder işiydi. Tam vakit kaybı. Yorumlar da benim önceki negatif deneyimlerime daha doğrusu aklımda bile kalmayan deneyimlerime uyuyor.

Bazen deneyime dayanan önyargı ve başkalarının ön yorumları iyidir. Sizi - zaten test edilmiş herhangi bir saçmalıktan veya toksiklikten - korur. En azından izlemediğim filmi izlemiş gibi konuşmuyorum. Yorumum gayet de bana ait.

İyi akşamlar.

Screen Junkiesyoutube

►►Subscribe to ScreenJunkies!► https://fandom.link/SJSubscribe Honest Trailers | Rebel Moon - Part One: A Child of Fire Voice Narration: Jon Bailey aka Epic Voice Guy Title Design: Robert Holtby Written by: Spencer Gilbert, Lon Harris Produced by: Spencer Gilbert Edited by: Kevin Williamsen Post-Production Manager: Emin Bassavand Content Manager: Mikołaj Kossakowski Post-Production Specialist: Rebecca Castaneda Director of Video Production: Max Dionne #honesttrailers #rebelmoon #screenjunkies

https://www.youtube.com/watch?v=mvaXqRS29cw&feature=youtu.be

Biraz da eğlenelim di mi ya :)

Ben zamanında filmsizlikten izlemiştim yönetmenine bakmamıştım bile kimdir nedir ne değildir. Her yönüyle maksimum vasat olabilecek bir yapım. İçinde akılda kalıcı bir şey barındırmıyor. Daha iyi izle-unut filmleri bulabilirsiniz. Aksiyon denmiş ama mesela aksiyon olarak da iyi değil. 300 bundan çok daha iyi bir yapım öyle hesap edin. Tespitlere katılıyorum bazı analizciler inanılmaz boş yapıyor. Filmde olmayan şeyleri varmış gibi anlatabiliyorlar. Tamamen kendi fantezileri.