S22'den 15 Pro'ya geçiş sonrası hayal kırıklığım (3. sayfa)

Öncelikle üst segment olarak bence samsung'da çok kaliteli. Fakat kendi çevremde malesef herkes iphone kullandığı için bende iphone kullanıyorum. iphone nasıl yaptı bilmem ama büyük bir kesime iphone almanın elitlik olduğunu ikna etti. Ayrıca 2. elde ciddi alıcısı var. Paranız hiç ölmüyor. Her sene telefon değiştirmek çok kolay. Telefonu temiz kullan, seneye yenisi çıktığında eskiyi sat, biraz fark koy, yenisini al.

apk veya korsan olayları için illa üst segment android almaya gerek yok. Hiking diye bir marka kullanıyorum. Çok ucuza aldım ve her şeyi açıyor. Bozulana kadarda kullanacağım.

O markayı Iphone 14 PM 256GB Deep Purple cihazı sattığımda geçici olarak ben de kullandım.

Android' den nefret ettirdi...

Hocam telefonu sadece apk uygulamalar için kullanıyorum. İnat TV türevleri gibi. Gayet güzel açıyor. Çocuklar oyun yüklüyor. Zaten 3 kuruşluk telefon. Verdiğim paraya değiyor.

İPhone kullananlar (Ülkemizde) Performans, Kamera, Uygulama, Ağırlık, Sensor, Ekran oranı, Batarya vb vb gibi şeylere bakmadan sırf alışkanlıktan dolayı kullanım çok yaygın...

Ben 10 gün dayanabildim iosa. Kesinlikle kullanılacak bir işletim sistemi değil. Samsung telefonlardan da ayrı nefret ederim bu bada telefonlardan dolayı ve eski touchwiz arayüzden dolayı ama bada bile bana göre iostan daha işlevseldi.

yıllardır android kullanan biri olarak bu sene 15 pro max ile iosa geçtim. Android de güzeldi , bu da güzel 1 haftada iosa alıştım. İki taraf için de bu kadar fanboyluk, hayran kalınacak ve ağlayacak ne var anlamıyorum. Telefon işte kardeşim, beklentin neyse alıyorsan yetiyor. Adam bir tuş yok veya bir basit hareketi yaparken 2sn fazla zaman harcıyor diye kafayı sıyıracak.

Avrupa pazarında satılan global gıda marka ürünleri bile tat ve içerik olarak Türkiye'de farklı. Her konuda kazıklanıyoruz. Dediklerinize tamamen katılıyorum. Bu konunun en somut örneği de şu videoda. Adam araç almış sıfır kilometre ve firma kibarca çokta şeyimizde demeye getirmiş adama. Ülkemizin imajından dolayı hatalı kusurlu seri parti malların ben de bu tarafa kakalandığını düşünüyorum.

Agro TV Turkeyyoutube

Bayiden 2023 yılında sıfır kilometre olarak satın aldığı Suzuki marka aracın koltuk başlarının paslı çıktığını söyleyen şahıs, firmaya ulaştığında kendisine, "Bizi rahatsız etmeyin" cevabının verildiğini ileri sürdü. Ankara’da ikamet eden Emrah Arslan, Japon araçları satan bayiden 2023 yılında sıfır kilometre Suzuki Vitara araç satın aldı. Bir süre sonra araca koltuk düzenleyici takarken, koltuk başlarında pas olduğunu fark eden Arslan, aracın garantisinin olduğunu düşünerek Türkiye distribütöründen koltukların değiştirilmesi talebinde bulundu. İddiaya göre, üretici hatası olduğunu kabul eden distribütör, koltukları yenisiyle değiştiremeyeceklerini, yerine 1 kez olmak üzere bakım hediye etmek istediklerini ifade etti. Talebi kabul etmeyen Arslan, Japonya Dışişleri Bakanlığı, Japonya Ankara Büyükelçiliği ve aracın üretim fabrikasının bulunduğu Macaristan ile iletişime geçti. Buralardan da olumlu bir cevap alamadığını belirten Arslan, olayı yargıya taşıdı. "Yıllık bakım verelim konu kapansın" Yaşadıklarına ilişkin İHA muhabirine konuşan mağdur Arslan, koltuk başlarında oluşan paslanmanın üretici kaynaklı olduğunu servisin kabul ettiğini ifade ederek, “Aracımızı 2023 yılının Ocak ayında aldık. Aracımızın koltuklarına, koltuk düzenleyici takarken, koltuk başlıklarında paslanmalar fark ettik. Ardından aracın markasının Türkiye distribütörüyle iletişime geçtik. Servislerine davet ettiler. Servis bu durumun ciddi boyutlu olduğunu, tüm koltuklarda bulunduğunu ve paslanmaların derinlere gittiğini bize anlattı. Servis bize ‘tamirat mümkün gözükmüyor, 4 koltuk için yenisini isteyeceğiz ancak gelen koltuklar da paslı olabilir’ dedi. Ardından distribütörle tekrardan konuştuk. Onlar da üretici hatası olduğunu kabul etti. ‘Yenisiyle değiştiremiyoruz. Sizin için 1 adet yıllık bakım verelim, konu kapansın’ dediler, biz de bunu kabul etmedik” diye konuştu. "Bizi rahatsız etmeyin diyerek engellediler" Japonya Dışişleri Bakanlığı, Japonya Ankara Büyükelçiliği, Macaristan'daki aracın üretim fabrikası ile iletişime geçtiğini söyleyen araç sahibi Arslan, “Aldığımız yanıt, ‘Siz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıymışsınız. Avrupa Birliği veya Amerika ülkesinde yaşamıyorsunuz. Türk ortaklarımız bize bilgi verdi. Ülkenizdeki davalar yıllar sürüyormuş. Türk yargısına bol şanslar, bizi de bir daha rahatsız etmeyin’ dediler ve bizi engellediler. Bu durum bizim zorumuza gitti. Başka ülkelerdeki insanlarla da iletişime geçtik. Üçüncü sınıf ülke olarak görülen Asya’dan, Latin Amerika’dan insanlar da ‘benim aracımda da bu konu var’ dedi. Avrupa’daki insanlara sorduk. Hiç kimse bizde bu konu var demedi. Bu da markanın üçüncü sınıf ülke gördükleri yerlere sevkiyat araçlarına defolu parçaları kullandıklarının bir ispatıydı” ifadelerine yer verdi. "Markanın en üst model tüm araçları paslıydı" Firmanın bayisine giderek diğer araçları da inceleyen Arslan, “Yargı sürecinin çok uzun süreceğini anlayınca Tüketici Hakem Heyetine başvurduk. Buradan bir tazminat kazandık. Durumu bilirkişi de inceledi. Bunun bir üretici hatası olduğunu tespit etti, paslanmaların derinlere gittiğini. Bize bir tazminat hükmetti. Biz tazminatımızı almak için firmaya başvurduk. Marka da bizi davaya verdi. Mahkeme süreci başladı. Süreçte tek itirazları şuydu; 'Bu tamamen bir tüketici hatasıdır. Kendi ıslatmış. Bizim üzerimizden para kazanmaya çalışıyor. Bizim servis kayıtlarımız var. Bunun delillerini vereceğiz' dediler. Bunun üzerine kendi bayilerindeki araçları gezdik. Bu markanın en üst model tüm araçları paslıydı. Bunu da mahkemeye delil olarak koyduk” dedi. Mağdur Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, yargı ve vatandaşlarını üçüncü sınıf ülke olarak gördüğünü iddia ettiği bu zihniyete karşı hukuk mücadelesi verdiğini ifade etti. Süreci şahsi olarak takip ettiğini söyleyen Arslan, karşı tarafın 8 avukatına karşı avukat tutmadığını, kendi mücadelesini verdiğini dile getirdi. " 'Dava sürecini kapatalım' dediler" Markanın ilerleyen süreçte aradığını ve koltukları yenisiyle değiştirme talebinde bulunduğunu söyleyen Arslan, “Bu marka daha sonra bizi aradı. ‘Sizin tüm koltuklarınızı yenisiyle değiştirelim. Bu dava sürecini kapatalım’ dedi. Biz kabul etmedik. İkinci kez bu şirketin baş hukukçusu aradı. ‘Sizin hem koltuklarınızı değiştirelim hem de size tazminat verelim. Sizin koltuklarınızı da söküp fabrikaya incelemeye gönderelim’ dedi. Ben de kendilerine benim aracımdaki koltukları sökmenize gerek yok, bayinizde satılan mahkemeye koyduğum delilleri siz de görüyorsunuz. O bayilerdeki sıfır araçlardan koltukları sökün, fabrikaya gönderin dedim” ifadelerine yer verdi. Olayla ilgili davanın 17 Ocak’ta Ankara 5. Tüketici Mahkemesinde görüleceği öğrenildi. #agrotv #araba #ankara 🔔 AGRO TV TURKEY Facebook: https://bit.ly/3Wz5Jxm 🔔 AGRO TV TURKEY Instagram: https://bit.ly/3Wz66Ig 🔔 AGRO TV TURKEY Twitter : https://bit.ly/3jkZkrd 🔔 Web Site: https://www.agrotv.com.tr/ Dünyanın Tarım Ekranı 🌍 Agro TV

https://www.youtube.com/watch?v=D7FhzFkr1Kw

Google aramalar android gibi çalışmıyor?

android google’ın zaten nasıl aynı şekil çalışabilir ki?

Tüm android’e ve açık kaynak kodlu bir os’a ait özellikleri saymışsınız ios’ta yok diyorsunuz e yani?

bu kadar eksik sayılmış en saçmaları da sizinkiler

Bu durumla ilgili yazı yazmıştım hocam. Almanya Nutella farkı ile Türkiye Nutella farkı arasında ciddi bir fark olduğu hakkında. Normalde çikolata ve türevleri pek tuketmem fakat Almanya'ya tatile gittiğimde cheat day olarak Nutella yemiştim ve gayet lezzetli gelmişti. Hatta bu zamana kadar bunu yemeyerek kendime yazık etmisim dedigimi hatirliyorum. Türkiye'ye geldiğimde cheat day günümde yerim diye almıştım fakat tadı şeker+su karışımı gibiydi. Yemeden çöpe atmıştım. Bir diğer konu arabalarla ilgili. Yukarıdaki beyefendinin yaşadığı durumu anlayabiliyorum. Mesela; Almanya audi vs Türkiye Audi karşılaştırma fırsatım olmuştu. Birebir aynı model. Almanya'daki audi'nin kapisini kapatmak bile yetmişti o kadar diyeyim sanki farklı bir arabaya binmiş hissiyatina kapilmistim. Ve şunu da söyleyeyim; bunlar plesebo etkisi değildir. Bir önceki yazıda kulaklıktan bahsetmiştim, arkadaşıma denettirdim "sen belki alt modelini almissindir" bile dedi ama birebir aynı modeldi. Tekrar etmekte fayda var. Türkiye'den ürünü aldığınızda beklentinizi her zaman ama her zaman en düşük seviyede tutun. Evet "en iyi" ürünü almış gibi gözüküyor olabilirsiniz fakat unutmayin ki o ürün ilk önce test edilir bu ilk parttır, daha sonrasında uzun test sürecine girer bu da son parttır. "Son kullanıcı" sözü zaten buradan gelmektedir. Son part uretim; Uzun süreli test aşamasidan geçmiş, sorunsuz olduğunu anlaşilmis daha sonrasında onaylanmış şekilde teslim edilmek üzere satışa çıkmış ürünlere Denir.

İlk part ise kısa süreli test sürecinden geçmiş ve üzerinde pek durulmamis bir nevi "uzun süreli test" için kullaniciya yollanmış ürünlere denir. Bu da 3.dunya ülkelerine gönderilen ürünleri temsil eder.

Xiaomi'ye bakın mesela en iyi romlarini kendi ülkesine saklıyorlar. Bilen bilir; xiaomi'nin en stabil rom'u çin romudur. Usa,eu,tr,russia gibi ülkelere dağıtılan romlar genelde "test" için yollanilan romlardan oluşuyor ve bir çok durumda da "kırpılmiş" şekilde karşımıza çıkıyor. Mesela çin romunda olan trilyon tane özellik sadece çin romunda var. Diğer romlarda yok.. yani konuyu uzatmış gibi gozuksem de tilt ediyor bu durum beni.

Tam olarak nerde okudum hatırlamıyorum ama aynısı philips’de de olmuş geçmişte. Türkiye’ye en dandik ürünleri yollayın demişler. Radyolarda mı telsizlerde mi bunun gibi bişeydi. İstihbari faaliyetler için kullanılan araçlardı galiba tam hatırlayamadım hatırlayan biri varsa daha iyi açıklar.

s23 ultra niyetindeyim.. ikinci elden temiz bulursam alacağım. Mate 10 ekmeğini yeni. Mate 50 pro'dan devam dedim ama araştırmalar yorumlar diyor ki pişman olursun.

reklam gibi olacak ama Jacobs'a geçtiğimden beri Nescafe bana çamur gibi geliyor..

Delonghi Dinamica kullandığımdan beri filtre kahve de bana çamur gibi gelmeye başladı…

Swiftkey appstoreda mevcut bu arada.