Şimdi Ara

TERK EDİLMİŞ VEYA ÇOK ENDER KULLANILAN PARK EDİLMİŞ ARABALAR SORUNU (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
74
Cevap
0
Favori
19.210
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: genie1

    Arkadaşlar internette büyük harfle yazmayı sevmem ama baktım o tip konular daha çok ilgi çekiyor ben de öyle yaptım...

    Oturduğum yerde, yani Karşıyaka Aksoy'da nispeten otopark yeri çok bir bölgedeyim. Buradaki park yerleri özellikle arabasını hiç kullanmayan veya ender kullanan kişiler tarafından işgal ediliyor. Civar sokaklarda da park sorunu olduğundan benim evin olduğu bölgedeki dikine park edilen düzgün park yerleri gündüzleyin emekliler vb tarafından kapılıyor. O nedenle arabasını aktif kullananlar akşam eve geldiklerinde genelde yerlerine bir başkası girmiş oluyor.

    Konuyu biraz dağıttım.. aslında 2 olgu var. hiç hareket etmeyen (resmen terk edilmiş) ve çok ender hareket edenler.

    Bu ender hareket edenlere çok birşey deme hakkım yok. Sonuçta emekliler vb güzel park yeri kovalıyorlar ve hemen koyuyorlar. 2 sokak ötede bile otursa nereden bileceksin zaten ne diyebilirsin.

    Ancak bir de terk edilen arabalar var. Bunlara birşey yapılamaz mı? Şu an balkondan tam 3 tanesini görüyorum ki aylardır hareket etmiyorlar. Acaba belediye birşey yapamaz mı? Birşey yapmı hakkı yok mudur?
    Birşey yapma hakkı yoksa bile biz mahalle olarak rica etsek bir bahane uydurup (kazı var, taş döşeyeceğiz vs) arabaları çektirtse. Zaten bu arabaların sahipleri ortaya çıksa ya hurdaya atacaklar ya da satmaya karar verecekler...

    Birden çok şey sormuş oldum ama fikrinizi merak ediyorum.

    Arabaları çektirme hakkınız yoktur. Evinizin önündeki asfaltta hakkınız ne kadar ise, 600km uzaktan, Ankara'dan doğru benim de o kadar hakkım vardır. Aynı şekilde evimin önündeki asfaltta 600km uzaktaki sizin de hakkınız vardır.

    İsteyen aracını yatırır, isteyen çürütür. Buna kimse karışamaz. Çevre sağlığını ve güvenliğini tehdit etmiyorsa veya görüntü kirliliği yaratmıyorsa buna bir şey diyemezsiniz. Yatan arabaları çektiremezsiniz. Ancak yatan arabanın sahibinin bir borcu vardır, araç hacizli gözüküyordur falan, ihbar eder çektirebilirsiniz. Yoksa sırf araba orada 6 aydır yatıyor diye arabayı çektiremezsiniz. Oraya park etmek serbestse, mesele bitmiştir. Araba orada 15 sene de kıpırdamadan yatabilir.

    Bizim elimizde bundan 20 sene önce batmış bir şirkete ait Chevrolet Silverado araba vardı. Babama borcu olan bir arkadaşı "bunu hurdaya versen o para eder" deyip vermişti. Ardından şirket iflas etti. Biz bu araca ruhsat sorunu ile 5 yıl tepe tepe bindik. Sonra hurdacıya vermeye kıyamadık. Nadiren bindik. Yıllarca evin önünde yatırdık. En son bir adam taş ocağının içinde kullanmak için 4000TL'ye aldı arabayı. Sistemden arattığında aracın borcu çıkmıyor. Aracın ait olduğu şirket gözüküyor. Ancak şirket kapanmış (iflas etmiş; ancak yıllar içinde sahibi borçları bitirince araç üstüne bir haciz de gözükmüyor). Böyle bir araba aslen "sahipsiz"dir. Batmış bir şirkete ait bir araba istese bile MTV'sini ödeyemez, araca sigorta yaptırılamaz, muayeneden geçemez. Aracın aslen sahibi yoktur. Ve çevre sakini olarak siz böyle bir arabayı bile çektiremezsiniz. Bizim evin önünde tam 15 sene yattı, oradan biliyorum.




  • park yasağı yada park süresi olmadığı sürece, BU GÜNKÜ ŞARTLARDA isteyen istediği yere kalıcı da olsa park edebilir diye düşünüyorum. isterse aracını hiç kıpırdatmasın.

    sorun kentlerin çarpık yapılaşmasında. bölgenin alt yapısına bakılmadan ranta yönelik verilen çok katlı başta olmak üzere imar ve inşaat izinlerinde.

    hadi eski evlerden oluşan bir muhiti anlıyorum. bir gün evin hanehalkının en az 1 olmak üzere 2-3 tane arabası olabileceği ihtimali düşünülmeden planlanmış ve inşaa edilmiş. bina arsaları ve yol genişlikleri ona göre. ancak eski muhitlerde ki bu evleri yıkılarak aynı şekilde yada daha çok katlı bina yapılmasına izin verilmesinin mantığını anlayamıyorum. sözüm ona imar planında yeni apartmanlar için park yeri isteniyor.

    görünce çok şaşırdığım bir örnek vereceğim. evlerin yüksek fiyatlara satıldığı ancak dip dibe olduğu çok iyi bir muhitte, arsada yer olmaması nedeniyle binanın otoparkı var diyebilmek adına, binanın 2 kat altına bodruma otopark yapılmış ve güya aracı taşıyacak asansör konulmuş. sırf inşaat ruhsatı alabilmek için. oda sınırlı sayıda araç için. bu apartmana birde vale lazım. aracı alacak, indirecek parka yerleştirecek, sonra dipteki araç çıkacağı zaman asansörle öndeki araçları boşaltacak, sonra asansörle indirip tekrar yerleştirecek falan filan. bu sırada sokaktaki trafikte duracak bu yer değiştirmeyi bekleyecek. çalıştırırsan sistem bu.

    şartlar böyle olunca tabiki buraya araç park eden yok. depoya dönmüş orası. binada oturanlar sokakta bir yer bulup park etmeye çalışıyor. bulabilirse tabi.

    gidip bu şartlarda ki bir evi satın alıp sonrada park yeri bulamıyorum diye dert yananları hiç kâle almıyorum. kusura bakmasınlar ama park yeri bulamamayı bir yerde hak ediyorlar. evin apartmanın içi iyi, güzel, lüks diye niye bu konumda bir ev alıyorsun. park yeri bulamamasının ana sebebi kendisidir. ben yeni bir ev alacak olsam bu devirde ilk bakacağım şeylerden biri araç park durumu olur.

    daire başına 2 araçlık kullanılabilir açık yada kapalı otopark sağlayamayan (en azından 1 kendine 1 misafirine) yerlere artık inşaat ruhsatı vermesinler.

    eğer bu otopark sorunu çözülmese araç sayısındaki artış oranıyla bu daha iyi günler.

    insan yaşamına odaklı TAVİZSİZ OLARAK UYGULANACAK imar ve ulaşım planları lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi iwishh -- 9 Mayıs 2014; 11:58:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iwishh

    park yasağı yada park süresi olmadığı sürece, BU GÜNKÜ ŞARTLARDA isteyen istediği yere kalıcı da olsa park edebilir diye düşünüyorum. isterse aracını hiç kıpırdatmasın.

    sorun kentlerin çarpık yapılaşmasında. bölgenin alt yapısına bakılmadan ranta yönelik verilen çok katlı başta olmak üzere imar ve inşaat izinlerinde.

    hadi eski evlerden oluşan bir muhiti anlıyorum. bir gün evin hanehalkının en az 1 olmak üzere 2-3 tane arabası olabileceği ihtimali düşünülmeden planlanmış ve inşaa edilmiş. bina arsaları ve yol genişlikleri ona göre. ancak eski muhitlerde ki bu evleri yıkılarak aynı şekilde yada daha çok katlı bina yapılmasına izin verilmesinin mantığını anlayamıyorum. sözüm ona imar planında yeni apartmanlar için park yeri isteniyor.

    görünce çok şaşırdığım bir örnek vereceğim. evlerin yüksek fiyatlara satıldığı ancak dip dibe olduğu çok iyi bir muhitte, arsada yer olmaması nedeniyle binanın otoparkı var diyebilmek adına, binanın 2 kat altına bodruma otopark yapılmış ve güya aracı taşıyacak asansör konulmuş. sırf inşaat ruhsatı alabilmek için. oda sınırlı sayıda araç için. bu apartmana birde vale lazım. aracı alacak, indirecek parka yerleştirecek, sonra dipteki araç çıkacağı zaman asansörle öndeki araçları boşaltacak, sonra asansörle indirip tekrar yerleştirecek falan filan. bu sırada sokaktaki trafikte duracak bu yer değiştirmeyi bekleyecek. çalıştırırsan sistem bu.

    şartlar böyle olunca tabiki buraya araç park eden yok. depoya dönmüş orası. binada oturanlar sokakta bir yer bulup park etmeye çalışıyor. bulabilirse tabi.

    gidip bu şartlarda ki bir evi satın alıp sonrada park yeri bulamıyorum diye dert yananları hiç kâle almıyorum. kusura bakmasınlar ama park yeri bulamamayı bir yerde hak ediyorlar. evin apartmanın içi iyi, güzel, lüks diye niye bu konumda bir ev alıyorsun. park yeri bulamamasının ana sebebi kendisidir. ben yeni bir ev alacak olsam bu devirde ilk bakacağım şeylerden biri araç park durumu olur.

    daire başına 2 araçlık kullanılabilir açık yada kapalı otopark sağlayamayan (en azından 1 kendine 1 misafirine) yerlere artık inşaat ruhsatı vermesinler.

    eğer bu otopark sorunu çözülmese araç sayısındaki artış oranıyla bu daha iyi günler.

    insan yaşamına odaklı TAVİZSİZ OLARAK UYGULANACAK imar ve ulaşım planları lazım.


    Güzel yazmışsınız. Ancak şöyle şeyler de oluyor:

    Ankara oldukça daha planlı bir şehir. Bundan 45 yıl önce Ayrancı'da yapılmış bir apartmanda arka bahçenin yarısı planda otopark gözüküyor. Ancak inşaat yapılırken ihtiyaç olmadığı gerekçesi ile bu otopark yapılmıyor. Apartmanın önündeki bahçenin yarısı da otopark. O kısım yapılıyor. Apartmanda 21 daire, 7 park yeri var. Yıllar geçtikten sonra apartmanda araba sayısı artıyor. Ancak araç sahibi olmayan yaşlı teyze nüfusu var. Planda arkası otopark gözükmesine rağmen oy çokluğunu alamayan apartman arkaya otopark yaptıramıyor. Çünkü teyzeler orada oturup çay-çekirdek mahalle dedikodusu yapıyor. Dev gibi bahçenin 3'de 1'ine inmesini istemiyorlar.

    Benzer durum nişanlımın evinde de var. Yaşlı teyzelerde araba yok. Onları düşünce, herkese 1 araç düşen otoparkları var. Ancak yaşlı teyzelerin de haliyle otoparkta hakları var. Otoparkın genişletilmesine onay vermiyorlar. Üstelik planda olmadığı için plan değişikliği için oy birliği lazım. Ancak bir misafirleri geldiğinde (çocukları-torunları) otoparkta kendilerinin de hakkı olduğu için bir arabayı içeriye alıyorlar. O gün veya günler birinin arabası dışarda kalıyor. Üstelik arabalı ailelerin çoğunlukla iki arabası var. Zaten arabalardan birini sokağa koyuyorlar.

    Bizim evde her daireye bir araçlık yer var. Fazlasını sokağa koyuyorsun. Ancak apartmanların hepsi 9-10 daireli. Böyle olunca park yeri sorunu hiç olmuyor. Bu çok önemli. Yeterli park yeri yoksa, yöredeki apartmanlardaki daire sayısı çok olmayacak ki, araba yoğunluğu çok olmasın.

    Bazı insanlar 40 yıl önce aldıkları evde yaşamaya devam edip, etraflarındaki yoğunlaşmadan ötürü park sorunu yaşıyorlar. Aslen bunların serzenişte bulunmasından doğal birşey yok. Düşünsenize adam bir ara sokakta Ankara'nın en iyi muhitlerinden birinde şu anda 750.000TL edecek, her daireye bir otopark düşen lüks bir apartman dairesinde kalıyor. İkinci aracını sokağa koyuyor. Evinin önüne Karum ve Shareton'u inşa ediyorlar...

    Veya Attar sokakta ev aldın aynı mantık. 20 yıl sonra bir Cafe açılıyor sağındaki Arjantin caddesine (Cafemiz). Sonraki 20 yıl içinde Arjantin caddesi karşılıklı Cafe Restoran ve Bar doluyor. Sığmayanlar önündeki Filistin Caddesine devam ediyor. Yetmiyor sokağına bir Çin restoranı, bir balık restoranı, bir et restoranı açılıyor. Daha da yetmiyor, solundaki caddeye sıram sıram restoranlar devam ediyor. Ne yapsın bu adam? Çarşamba-Cuma-Cumartesi arabasını valeye mi versin, süper evini bu ufak park sorunu yüzünden satıp daha vasat bir muhite mi gitsin? Gitmiyor tabi. Ama serzenişte bulunuyor ister istemez.




  • Artık engelli rampalarına bile parkediyorlar.Yakında binaların içine girecekler.
    *fotoğraf İstanbul'da çekilmiş(mahmutbey yolu)
     TERK EDİLMİŞ VEYA ÇOK ENDER KULLANILAN PARK EDİLMİŞ ARABALAR SORUNU
  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    yorumunuza katılıyorum.

    ankara'da oturduğunuz yeri bilmiyorum. ancak diyelim ki 5 katlı apartmanlar var. gelip birisi 10 katlı yeni bir apartman yapsa ve yeterli otopark alanı yoksa, artık sizin sokakta da yer bulunmayacak belki. sizi yada size gelecekleri etkileyecekler. çok adil değil bu durum.

    ben eskisini yık yerine aynı şartlarda (otopark problemi olan yerler için diyorum) yenisini yap veya daha fazla katlısını yap imar mantığına karşıyım.

    bu arada insanların araçlarıyla çok sayıda uğrak yeri olan yeterli otoparkı olmayan kafe, banka, süper market vb. iş yerlerinin önleri ayrı bir facia. işyeri vale kültürü kafelerden doğdu. böyle devam ederse market ve bankalarda yayılacak.

    sırf otopark rahatlığından dolayı yakında sadece içerisinde yeme-içme, eğlence mekanları olan dev alışveriş merkezleri açılırsa şaşırmayın.




  • Üsküdar otoparkında efsane ışıl plakalı bir merso vardı .Ne oldu ona ne zamandır görmedim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Demekki karşıyakada çok terkedilmiş araba var zengin semt işte konu sahibiyle yakın yerlerdeyiz elimde 1 tane opel astra 1 tanede doğan var en az 2 senedir sabit duruyorlar akşama getirin çekiyi hemen patlatalım
  • Bu araçlarla ilgili yeni bir kanun çıktı diye hatırlıyorum. Terk edilmiş araçların vergi borçlarını kontrol edeceklerdi. Vergi borcu varsa ödenmeye zorlanacak araç sahibi ya ödeyecek yada hurdaya bırakacaktı. O gördüğünüz araçların borcu yoksa maalesef yapılacak bir şey yok bence.
  • çeki halatı ile aracınıza bağlaıp, terkedilmiş aracı yolun ortasına kadar çekin.
    sonra trafiği arayıp bu araç yolu tıkıyor diyerek çekici ile trafiğin parkına çektirin.
    birden aklıma geldi, çok da düşünmeden cevapladım,
    bilmem ayıp mı olur? günah mı olur emin olamadım.
  • sizi ilgilendirmez arkadaşım.şirketin verdiği aracımı aktif olarak kullanıyorum kendi şahsi aracımı haftada 2 ya da 3 kez.her gün kullanma imkanım olduğu halde çalıştığım yerde inşaatın içine kendi aracımı sokmak istemiyorum bu yüzden de işe kendi aracımla gidip gelmiyorum.evimin garajında yatıyor araç kullanmadığım zamanlarda.sizi ne alakadar eder bu konu anlamıyorum.herkesle aynı aidatı ödüyorsam herkes kadar kullanma hakkım var demektir mevcut şartlarda ve ben de bu hakkımı kullanıyorum.kimseyi de ilgilendirmez bu durum hiçbir komşum da kalkıp aksi bir şey söyleyemez

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • eğer uzun süredir park etmiş olduguna kanaat getirdiğiniz bi araç varsa ilk önce yapmanız gereken plakalarını yok edip polise çalıntı araç olabilir kuskusu ile haber vermektir ve büyük ihtimal çekici ile parka çekilir bu yöntemle çekilen çok araca sahit oldum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkecelik


    quote:

    Orijinalden alıntı: aviregal

    AHHH AHHH....
     TERK EDİLMİŞ VEYA ÇOK ENDER KULLANILAN PARK EDİLMİŞ ARABALAR SORUNU

    Vurun beni

    bu gözler bunuda gördü ya....)))




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aviregal

    AHHH AHHH....
     TERK EDİLMİŞ VEYA ÇOK ENDER KULLANILAN PARK EDİLMİŞ ARABALAR SORUNU

    Bu cls'den de agir geldi valla..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: teyzen nevfik

    sizi ilgilendirmez arkadaşım.şirketin verdiği aracımı aktif olarak kullanıyorum kendi şahsi aracımı haftada 2 ya da 3 kez.her gün kullanma imkanım olduğu halde çalıştığım yerde inşaatın içine kendi aracımı sokmak istemiyorum bu yüzden de işe kendi aracımla gidip gelmiyorum.evimin garajında yatıyor araç kullanmadığım zamanlarda.sizi ne alakadar eder bu konu anlamıyorum.herkesle aynı aidatı ödüyorsam herkes kadar kullanma hakkım var demektir mevcut şartlarda ve ben de bu hakkımı kullanıyorum.kimseyi de ilgilendirmez bu durum hiçbir komşum da kalkıp aksi bir şey söyleyemez

    site otoparkında rahat 2-3 seneden fazladır yatan bi honda var
    yönetim bu araç kimindir neyin nesidir senelerdir yatıyor,
    sahibi bilgi versin yoksa trafiğe çektirteceğiz diye yazı asmış

    böyle bi yetkileri yok mudur yani?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.