Şimdi Ara

THE OUTER WORLDS [PS4 ANA KONU] [OBSIDIAN] (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
80
Cevap
4
Favori
5.214
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar grafikler çok kötü değil mi birde sürekli fps drop oluyor gözlerimi rahatsız etti grafikler ve bulanıklık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oyunu 39 saat sonunda bitirdim ve beğendiğimi söyleyebilirim. Obsidian ortaya yenilikçi bir RPG çıkarmamış fakat yıllar sonra New Vegas tadını aldığımız kaliteli bir iş ortaya koymuş. Yapımcısı Obsidian olduğundan dolayı oyun birçok konuda Fallout oyunlarına benziyor. Bu durum aslında iyi bir şey çünkü Bethesda son zamanlarda seriye hasar verdi, arkasında Microsoft’un desteği ile Fallout’a rakip çıkaran bir Obsidian, Fallout oyunlarının da gelişmesine katkı sağlar. Uzayı konu almaları da ayrıca güzel olmuş. Sonuçta uçsuz bucaksız bir derya ve evreni istedikleri kadar genişletebilirler. Bu tipte uzayı konu alan RPG oyunu pek çıkmıyor, Mass Effect serisi bu işi iyi yapıyordu ama EA sayesinde seri yara aldı.

    Oyun Halycon kolonisinde geçiyor ve bu koloniyi konu alıyor. Dünyadan bu koloniye 2 farklı gemi gönderiliyor, bir tanesi başarılıyla koloniye ulaşırken diğeri yani karakterinde içerisinde bulunduğu Hope nedeni bilinmeyen bir şekilde galakside sürükleniyor ve koloniye ulaşamıyor. Hope’un içerisindeki binlerce sanatçı, mühendis, bilim adamı özel kapsüller içerisinde hiper uykuda bekliyorlar. Koloni kuruluyor, yıllar geçiyor fakat Hope hala uzayda sürüklenmeye devam ediyor. Oyunun evreninde hiper uykuda en fazla on sene kalınabiliyor, bu süre sonrasında uykudaki kişi uyandırıldığında ise vücudu içerisinde gerçekleşen hücre patlamaları ölmesine sebep oluyor. Koloninin idaresine sahip olan The Board, Hope gemisine erişimi engelliyor fakat Phineas Welles isimli bir bilim adamı bir şekilde gemiye girmeyi başarıyor ve hiper uykuda 10 seneden daha fazla kalanların hücre patlaması yaşamadan uyanmasının bir çözümünü buluyor. Sonrasında ise bu çözümü ilk olarak sizin üzerinizde deniyor. Hiper uykudan seneler geçtikten sonra uyanan karakter kendini bir anda Welles’in yanında buluyor fakat Welles daha durumu açıklayamadan The Board güçleri Hope gemisine varıyor ve Welles ile beraber kaçmak zorunda kalıyorsunuz. Sonrasında ise oyunun hikâyesi başlıyor. Oyunun hikâyesine damdan düşmüş gibi başladığınız için çözmeniz biraz zaman alsa da bir süre ilerledikten sonra olayı idrak edebiliyor, Halycon kolonisi ve hikâyesine yakından tanık oluyorsunuz.

    Oyunun en çok beğendiğim ve keyif aldığım tarafı diyalogları oldu, devasa genişlikte diyalog seçeneği sunmasa da iyi yazılmış ve esprili diyaloglar sayesinde konuşmalar oldukça keyifli geçti ki oyunun büyük bir kısmının diyaloglardan oluştuğunu düşündüğümüz de bu durum güzel bir şey. Pillars of Eternity ve Tyranny’deki gibi uzun ve yer yer sıkıcı olan metin blokları neyse ki bu oyunda yoktu. Oyundaki mizah anlayışı gayet güzeldi ve diyaloglara güzelce yedirilmişti, birçok defa ilginç ve komik anlar yaşadım diyaloglar sayesinde. Karakter yeteneklerinin diyaloglarda kullanılmış olması da güzel olmuş özellikle oyunda yalan söylemek çok keyifli. New Vegas oynarken de karakterin diyalog özelliklerine ağırlık vermiştim bu oyun içinde aynısını oldu. Karakter yetenekleri arasında oyunda en etkin olanlar diyalog ve gizlilik yetenekleriydi zaten, geri kalan yetenekler bu ikisine kıyasla nispeten daha az etkiliydiler.

    Oyundaki yoldaş karakterlerin çoğunu beğendim özellikle Ellie ve Nyoka favori yoldaşlarım oldu. Oyundaki gemi ortamı ve gemi mürettebatı muhabbeti güzel olmuş. Özellikle gemiyi idare eden yapay zekâ ADA’nın olaylara müdahale etmesi, gemi içerisindeki etkileşimleri ortaya keyifli ve komik anlar çıkarmış. Gemi mürettebatının kendi aralarında yaptığı muhabbetler zaman zaman tekrar etse de onlar da gayet keyifliler. Özellikle ADA ve SAM’in muhabbetleri çok iyiydi. Yoldaş karakterlerin sahip olduğu yan görevleri de beğendim. Toplam da 8 tane yoldaş görevi bulunuyor, bunlar arasında Ellie’nin ki ve Vicar’ın ki favorilerim oldu. Bu konuda Obsidian güzel bir iş ortaya çıkarmış, yoldaş karakterleri güzel yaratmışlar. Yerine ve konuştuğunuz kişiye göre yanınızdaki karakterin de muhabbete dâhil olması güzel düşünülmüş ve ilginç durumlara sebep olabiliyor.

    Oyunda yaratılan dünyayı çok beğendim. Oyunun dünyası capcanlı ve rengârenk, bu durum bazı kişilerin hoşuna gitmese de ben beğendiğimi söyleyebilirim. Oyunda oldukça canlı bir dünya var, iç mekânlar birbirini andırsa da gezegenler farklı şekillerde tasarlanmış. Obsidian uzay ve uzay kolonileri konsepti üzerinden gittiği için oyunda açık bir dünya bulunmuyor. Farklı gezegenler, uzay üsleri, asteroitler, vb. bulunuyor ve bence doğru bir karar almışlar. Uzay gibi devasa bir alan içerisinde tek ve büyük bir açık dünya oyunun konseptiyle ters düşerdi. Oyundaki bölgelerin çoğu büyük olmasa da içleri iyi doldurulmuş, özellikle etrafı araştıran ve keşfetmeyi seven biriyseniz oyundan oldukça keyif alırsınız. Oyundaki gezegenler ise tek bir bölgeden değil kendi içerisinde birkaç bölgeden oluşuyorlar bu yüzden kademe kademe araştırıyorsunuz, tek bir seferde tüm gezegeni araştırmak mümkün değil. Görevler yapısı gereği sizi koloni içerisinde sürekli seyahat ettiriyor, oyunun başlangıcında bulunduğunuz bir bölgeye oyunun sonuna doğru görev gereği dönebiliyorsunuz. Bahsetmiş olduğum gezegen içi bölgelerde genelde bu şekilde açılıyor, görevlerde ilerledikçe veya yan görev yaptıkça bir gezegeni tamamen açabiliyorsunuz. Olası devam oyunlarında da büyük ihtimalle bu yönde karar alacaklar fakat sonraki oyunlarda bölgelerin büyüklüğü Microsoft’un verdiği bütçeye göre The Witcher 3’deki gibi devasa da olabilir.

    Oyundaki ana ve yan görevler de genel olarak keyifliydi. Özellikle koloniyi yakından tanımak ve evrenin önemli figürlerini, gruplarını öğrenmek için yan görevleri yapmak gerekli. Oyunda 5 farklı grup ve 3 farklı şirket bulunuyor, görevlerdeki tercihlerinize göre bu gruplara yaklaşıyor veya uzaklaşıyorsunuz. New Vegas’daki gibi gruplar arası keskin düşmanlıklar yok. Bu oyunda gruplar arasındaki düşmanlık, görevleri yapma şeklinize göre yumuşayabiliyor. Grupların görevini yaptıkça koloninin nasıl işlediğini ve ne konumda olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Görevleri birkaç farklı şekilde tamamlamak mevcut, etrafı araştırırken öğrendiğiniz ekstra bilgilere göre de görevi farklı şekilde yapabiliyorsunuz.

    Oyunun en büyük eksiği ve göze çarpan noktası ise yapay zekâsı ve zorluğu. Oyun bu konuda maalesef başarısız kalıyor. Gerek düşman yapay zekâsı gerekse de yanınızdaki karakterlerin zekâsı sırıtıyor. Oyunu Hard zorluğunda oynadım fakat zorlandığımı söyleyemem hatta silah kullanımı yeteneklerine hiç ağırlık vermemiş olmama rağmen. Yetenek puanlarının çoğunu diyalog, gizlilik, teknik özelliklere harcadım ve silah kullanımı yeteneklerimi olduğu gibi bıraktım. Yanınızdaki karakterleri daha etkin hale getirmek için liderlik yetenekleri koymuşlar fakat çatışmalarda etkili olmadıkları için sadece özel saldırılarını gerçekleştirmeleri için biraz ağırlık verdim. Etrafa zaten deli gibi eşya, silah ve mermi koymuşlar. Oyunun daha ilk 10-15 saatinde oyun boyu beni idare edecek sağlık eşyası, ilaç, mermi, vb. topladım. Eğer Supernova seçmediyseniz oyun zorluk anlamında pek bir şey sunmuyor. Supernova’yı da gereksiz zor yapmışlar, New Vegas’daki Survival mod gibi istediğin vakit kayıt alamama, sadece gemide kayıt alma, yoldaşlar çatışmada düştüğünde gerçekten ölmesi gibi oyuncuyu yoran gereksiz etkileri var. Zorluk anlamında oyun maalesef iyi bir denge sunamıyor, zoru gerçekten zor geri kalanı ise yeteri kadar değil. NPC’lere belli bir rutin koymamaları da kötü olmuş, bazı yerlerde özellikle NPC’ler put gibi dikiliyorlar, bir saniye bile ayrılmıyorlar. Bu durum hem eşya çalmayı kolaylaştırıyor hem de zorlaştırıyor. Mesela adamın arkasındaki kilitli kapıyı açıyorum, hiçbir şekilde tepki vermiyor, içeri giriyorum her şeyi alıp çıkıyorum, karakter müdahale etmiyor. Bir diğer durumda ise görev gereği almam gereken bir şey var fakat karakter kasa veya alacağım eşyanın dibinde durduğu için alamıyorum, alsam anında görüyor, “Hop! Kardeşim ne yapıyorsun sen?” diye müdahale ediyor. Perkler’in çoğu da oyunda zorluk dengesi iyi olmadığı için Supernova dışında pek etkili olmuyor. Ben çatışmada işime yarayacak çoğu perki seçmedim ve oyunda da zorlandığımı söyleyemem.

    Oyunun sunduğu kusur mekaniği fikir olarak güzel olsa da uygulama da maalesef pek çeşitlendirilememiş ve rol yapmaya pek etkisi olmamış. Bu kusurları edinebilmek için oyunda belli olaylar yaşamalı ve bazen de yanınızda belli bir yoldaşın olması gerekli. Oyun boyunca yaklaşık 15’e yakın kusur ile karşılaştım ve bunlardan 4’ünü seçtim. Bu dördü dışındakiler 1 perk için çok fazla şey talep ediyordu, oyun benden 1 perk için 3 tane ana niteliğimi düşürmemi bekliyor. Zaten oyunun başında bunlara ekleyebileceğim 6 puan var, bir perk için bu 6 puanın 3’ünü hiç etmek hiç mantıklı gelmiyor. Ayrıca edinilen kusurların rol yapma konusunda da etkisinin olmasını isterdim. Mesela Raptidon korkusu diye bir kusur sundu oyun bana, bunu kabul ettim. Bir görev gereği Raptidon bölgesine girip bunları öldürmem lazımdı fakat oyun bana verdiği kusuru diyaloglarda ek seçenek olarak sunmadı. Sonuçta karakterimin bu konuda bir kusuru var ve bunu rol yapma kısmında kullanabilmeliyim diye düşünüyorum. Mesela bu görevde oyun kusurumu diyaloglara eklese ve görevin seyri değişse ortaya çok güzel ve ilginç bir durum çıkabilirdi. Yine de ilginç bir mekanik olduğunu söyleyebilirim umarım devam oyunlarında üstüne koyarak daha güzel bir şey ortaya çıkarırlar.

    Obsidian bu oyunla beraber yine ortaya güzel bir iş çıkarmış bence. Ben oyunu beğendim sebebi ise New Vegas tadında bir oyunla karşılaşmış olmam ve beklentimin bu olmasıydı. Obsidian büyük ihtimalle uzun seneler devam edeceği yeni bir seriye ve evrene bu oyun ile başlamış oldu. Oyunun evreni, içerisindeki gruplar, karakterler, önemli figürleri beğendim ve devam oyunlarını merakla bekliyorum. Tabii yenilikçi bir RPG oyunu arıyorsanız oyun beklentinizi pek karşılamayabilir. Obsidian garanti oynamış ve klasik bir RPG deneyimi sunmuş fakat bunu olabildiğince iyi bir şekilde sunmuş. AA bir yapıma göre oldukça kaliteli ve gelecekte alacağı Microsoft desteği ile devasa bir seriye dönüşebilir.




  • Death Stranding yüzünden bu oyun gölgede kaldı yazık gerçekten ana konusu bile ölü

    lafa gelince single player oyunlara toz kondurmayan arkadaşları böyle yapımların konusunda da görmek isteriz sadece exc lerin değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ReflexAction -- 3 Kasım 2019; 18:53:20 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ReflexAction

    Death Stranding yüzünden bu oyun gölgede kaldı yazık gerçekten ana konusu bile ölü

    lafa gelince single player oyunlara toz kondurmayan arkadaşları böyle yapımların konusunda da görmek isteriz sadece exc lerin değil
    Hocam haklısın maalesef, bu oyun exclusive olsaydı 4 değil 144 sayfaydı şu an. Yapım exclusive olmasından bağımsız bir şekilde oldukça beğenildi ama kimse ilgi göstermiyor burada
  • Oyun gamepass’da olduğu için çoğu kişi ordan indirip oynamıştır, bu yüzden ps4 versiyonu pek rağbet görmedi. Ben PC’de oynadım fiyatı düşünce ps4’e alıp bir daha bitiririm.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu oyunda Türkçe yoktu değil mi? Oyunu ilk indirimde almayı düşünüyorum ama dialoglarda boğulmaktan korkuyorum.
  • CheKD kullanıcısına yanıt
    Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler.
  • Oyunda ilk bölgeyi bitirdim. Vicar Max'ı yanıma aldım ama iyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum. Herif hem muhabbetiyle kafa açıyor hem de tekinsiz bir tipi var.
  • Oyun için Peril on Gorgon DLC'si duyuruldu, 9 Eylül'de çıkacak.

  • Oyun baya güzel. fallout 4’ü 3 kere yükleyip sildim, başında yine siliyorum çünkü midem kaldırmıyor.
    Bu tamı tamına Fallout 4’de ne bulamadıysam var. VATS sistemi yerine zamanı yavaşlatan sistem çok daha iyi olmuş. Bunun haricinde görevleri çok güzel. Bazı görevlerde 2 saat düşünüyorum seçenekleri. Bazen pişman oluyorum ve load edip diğer seçeneği seçiyorum.
    Diyaloglar abartıldığı kadar uzun değil. İyi yazıldığı için hatta özellikle uzatıyorum. Karakterimde de statları diyaloglara verdim.
    Bir de Fallout 4’den daha akıcı. En azından Fallout 4 gibi başımı döndürmüyor. Eskiden nasıldı bilemem ama şu an için Pro’da performansı iyi diyebilirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi OnLiNe MaNaGeR -- 27 Temmuz 2020; 21:55:59 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oyunun kutulusunu 90 tlye buldum fakat ingilizce oldugu (ingilizcem yok ), atmosferinin cansiz oldugu ve vurus hissinin kotu oldugu soylendigi icin alip almamakta kararsizim. Bu oyunu neden alim yardimci olun.
  • The Outer Worlds: Peril on Gorgon - Official Trailer | PS4




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Venomstr -- 27 Eylül 2020; 14:36:17 >
  • Obsidian Entertainment birinci şahıs bilim kurgu rol yapma oyunu The Outer Worlds'ün ikinci genişlemesi üzerinde çalışıyor.

     

    Take-Two Interactive finansal sonuçlarını açıkladığı raporda, Murder on Eridanos adlı genişleme paketinin mevcut mali yıl bitmeden yani 31 Mart 2021'de önce çıkış yapacağını doğruladı.

     

    Murder on Eridanos genişlemesi Halycon Helen'in son ve en iyi macerasını sunacak ve görünüşe göre cinayet gizemi hakkında olacak. İlk genişleme Peril on Gorgon Eylül 2020'de çıkmıştı ve yeni hikayeler, düşmanlar, silahlar, zırhlar, yetenekler ve seviye sınırında artış içeriyordu. Murder on Eridanos'ta da benzer türde içerikler bulunacaktır.


    https://www.bolumsonucanavari.com/Haberler-The_Outer_Worldsun_ikinci_Genislemesi_Yakinda_Cikacak-107601.htm





  • İkinci ek paket 17 Mart'ta çıkıyormuş.


  • The Outer Worlds: Murder on Eridanos - Musical Launch Trailer | PS4


  • Oyunu 72 saatte, hard zorlukta, Peril on Gorgon ve Murder on Eridanos ek paketleriyle birlikte bitirdim. Gamepass sürümünde DLC'ler olmadığı için indirim döneminde Epic'ten 130 TL'lik hediye kuponunu da kullanarak her şey dahil sürümünü almıştım. Genel olarak sevip zevk aldığım bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. Puanlayacak olursam 100 üzerinden 80 veririm. Hiç uzatmadan The Outer Worlds'ün artı ve eksilerine geçeyim hemen :




    ++ Oyunun en büyük artısı şüphesiz RPG ögeleri ve sunduğu diyalog çeşitliliği. Obsidian pek riske girmemiş ve ortaya tam bir Fallout - Mass Effect - Borderlands kırması bir iş çıkarmış. Diyalog sistemi ve konuşma opsiyonları açısından Fallout New Vegas'tan, uzay temasında geçip gemimiz olması ve gemiye companion'lar alıp onlarla ilişkileri geliştirip bu kişilerin yan görevlerini yapmamız ve zırhlarını, silahlarını, skill'lerini belirleyebilmemiz açısından Mass Effect'ten, cıvıl cıvıl renkli ortamlarda geçip çok fazla loot imkanı sağlaması ve barındırdığı mizah unsuru açısından da Borderlands'ten ilham alınmış. Ve bu 3 yapımın en başarılı yönleri alınıp direkt The Outer Worlds'e eklenmiş. Sonuçta ortaya çok farklı ve yenilikçi bir şey konulmasa bile oynaması oldukça hoş ve içine girmesi sürükleyici bir iş çıkmış. Özellikle diyalog çeşitliliğine ve oyuncuya sunulan opsiyonlara bayıldım. Yapılan seçimlere, yanınızda olan companion'lara, oynanış tarzınıza ve dağıttığınız skill-perk puanlarına göre o kadar çeşitli ve ilginç opsiyonlarla karşılaşıyorsunuz ki... En ufacık bir şey bile bir görevin ilerleyişini ve sonucunu direkt değiştirebiliyor. Hatta oyundaki bütün ama bütün NPC'ler öldürülebildiği için o duruma göre de bambaşka bi yön belirleyebiliyorsunuz. Görevleri verip hikayeyi ilerleten kişileri öldürünce bile alternatif ilerleyişler çıkıyor ortaya. Veya en basitinden bir NPC ile konuşmadan önce onun önemli bir eşyasını cepçilik yapıp çaldıktan sonra onunla konuşurken size eğer hikaye gereği kendisi o item'ı verecekse oyun buna göre farklı diyalog ve senaryolara giriyor. Yapımcılar böyle farklı deneyler için bile yeni diyalog akışları yazıp oynanışa yedirmişler yani. Fallout New Vegas'tan beri bana bu tadı veren ilk oyun oldu diyebilirim The Outer Worlds. Hatta oyun genel olarak gayet ortalama, hani bu üstte saydıklarım olmasa 65-70 puan vereceğim kıvamda fakat üstte saydıklarım oynanışı ciddi anlamda çeşitlendirip eğlenceli bir hale getirdiği için beni oyuna bağlayıp içinde tuttu. Mesela bu yüzden de genel tecrübe olarak bana kalırsa Fallout 4'ten net daha iyiydi.


    ++ Oyunda yan görev bolluğu var. Resmen her yerden side quest fırlıyor. Yan görev için gidip konuşup bi daha hiç görmeyeceğiniz bir NPC bile gizli bir diyalog seçeneğinde bambaşka yeni yan görevler verebiliyor. Yan görevception gibi bi durum var yani  DLC'ler ortalama 10'ar saatten 20 saat sürse ve ana oyun 50 saat olsa bunun rahat 20-25 saati ekstra görevlerle geçmiştir. Yani öyle Witcher 3 veya Cyberpunk'ın hikayeli yan görevleri kadar kaliteliler mi derseniz hayır değiller fakat bir Ubisoft işlerine veya diğer pek çok açık dünyalı yapımlara kıyasla tatmin edici ve keyifli yan görevler var. Üstelik bu yan görevler oyunun ana evrenine daha bi hakim olup o evrende yaşananları daha net ve detaylı görmemizi sağlıyor.


    ++ Oynanış ve atmosfer öyle muazzam olmasa da güzeller. Oynanış Fallout 4 kıvamında, öyle Fallout 3, New Vegas veya diğer pek çok AAA olmayan RPG kalaslığında değil. Yine de devam oyununda fırlatılabilir patlayıcılar, farklı aktif skiller gibi şeyler gelip çeşitliliği arttırmalı kesinlikle. Atmosfer de daha önce dediğim gibi cıvıl cıvıl ve insana uzayda olduğunu hissettirmek konusunda başarılı.


    ++ Genel mizah seviyesi ve espriler yeterli. Kara mizah üzerinden yaptığı kapitalizm eleştirisini beğendim.


    ++ Seslendirmeler AAA olmayan bir yapım için son derece iyi.


    ++ Oynanışınıza göre çok farklı silahlar ve zırhlar kullanabiliyorsunuz. Bi Borderlands bolluğu olmasa da bu konuda yeterli çeşitlilik sağladıklarını söyleyebilirim (bu incelemede ne çok 'çeşitlilik' dedim ya )


    ++ Companion görevleri bi Mass Effect 2 kalitesinde değil fakat yine de yeterli. Ayrıca onlarla girdiğiniz diyaloglar eğlenceli ve hepsi farklı durumlarda kendi karakterlerini ortaya koyabiliyor. Ben genelde Ellie ve Parvati ile takıldım. Özellikle Parvati hem karakteri, hem sesi hem de görünüşüyle aşırı tatlı olmuş. Genelde internette Companion'ların çok silik olduğu ve bir Liara, Garrus, Wrex işçiliğinde olmadıkları söylenmiş. Buna bi nebze katılıyorum ama şöyle de bir şey var ki pek çok oyuncu ilk Mass Effect'i bitirdiğinde bu karakterlere öyle aşırı ısınıp ciddi bağlar kurmamıştı zaten. Bunu sağlayan devam oyunları olmuştu. O yüzden The Outer Worlds de hem bu açıdan hem de genel manada 2.oyunda asıl sıçrayışı yapabilir ki arkalarında artık Microsoft'un desteği olduğu düşünüldüğünde zor bir ihtimal değil.


    ++ Bug, glitch ve optimizasyon sorunlarıyla neredeyse hiç karşılaşmadım.


    ++ DLC'ler öyle bambaşka deneyimler olmamakla birlikte ikisinden de keyif aldım ve tavsiye ederim. İkisi de ana oyunda eksi görünen birkaç sıkıntıyı gidermişler ve bana kalırsa ana oyunun hikayesinden daha ilgi çekici senaryolara sahipler. Bir de Eridanos'daki otel bana acayip The Grand Budapest Hotel hissiyatı verdi ve çok hoşuma gitti.



    • Şimdi gelelim eksilere :



    -- Oyunun en büyük eksisi ana hikayenin insana ilerlemek için yeterli motivasyonu ve merak duygusunu sağlayamaması olmuş (en azından ilk 10 saatte). Dediğim gibi üstte bahsettiğim RPG olayları beni ciddi anlamda bağlamasaydı hikayede ilerlerken son derece sıkılabilirdim.


    -- Büyük diğer bir sıkıntı da genel olarak ''oyna-unut'' havasına sahip olması. O kadar çok şey yaptık ettik ama bunlar öyle akılda kalıcı değiller. Bir ay sonra falan ana olaylar ve Parvati dışında çok az şey kalır aklımda.


    -- Oyunda Romance yok. Yani pek çok açıdan Mass Effect'e benzerken bunu neden es geçmişler anlamadım  Ve yapımcılar bunu kasıtlı yapmışlar, olmasını direkt istememişler belli yani oynarken net hissediliyor.


    -- Mekan ve düşman çeşitliliği yine ciddi bir sorun. Hem dış hem de iç mekanlar birbirini çok fazla tekrar ediyor. Bambaşka gezegenlere gittiğinizde bile aynı bina tasarımları ve doğal ortamla karşılaşıyorsunuz. Bunu DLC'lerde çözmüşler ama ana oyunda çok canımı sıkan bi durum oldu. Yine düşman tipleri son derece sınırlı ve kendilerini tekrar ediyorlar. Aynı 1-2 tip insan ve birkaç yaratıkla saatler boyunca savaşıp duruyorsunuz ki bu konuyu DLC'de bile mekan tasarımının aksine pek çözememişler.


    -- Akılda kalıcı hiçbir müzik veya tını bile yok oyunda.


    -- Yan görevlerin biraz daha aşamalı, katmanlı olmasını isterdim. Büyük bir kısmı başlayıp direkt bitiyor ve başka bir yere bağlanmıyor. Bağlananlar var ama onları da veriliş tarzından ve görev içeriğinden direkt anlıyorsunuz zaten.


    -- İlk 4-5 saatten sonra hard bile çok kolay bir hale geliyor ve yeterli challenge'ı sunamıyor. Bir üst seviye olan Supernova ise adeta bir survival kasıntılığında gereksiz zor olduğu için mecbur hard'da oynamak gerekiyor.



    İşte böyle. Saydığım artılar aslında eksilerden daha fazla. Bu yüzden sanki daha yüksek bir puana sahip olması gerekiyormuş gibi gelebilir ama negatif yönler ciddi anlamda gözüme batmasına rağmen pozitif şeyler RPG ve diyalog olayları dışında o kadar da baskın değildi. Yine de genel olarak hoşuma giden bir oyun oldu ve New Vegas tadı arayıp Fallout 4'ten bile tam anlamıyla o keyfi alamayan ve benzer bir yapım arayan herkese tavsiye ederim





  • Oyunun PS5 sürümü çıktı. PS4'te ana oyuna ve 2 DLC'sine (Peril on Gorgon + Murder on Eridanos) sahipseniz indirimli fiyattan yükseltebileceksiniz. Fakat, indirimli fiyatın ne kadar olduğuna dair bilgi bulamadım.


    The Outer Worlds: Spacer’s Choice Edition


    https://store.playstation.com/tr-tr/product/EP4829-PPSA07149_00-TOWSPACERSCHOICE

  • Venomstr kullanıcısına yanıt

    Bu yükseltmenin fiyatını öğrenebilen var mı dostlar ?

    Dolar etiketiyle 10 dolar diyorlar tl fiyatını bulamadım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Haykıran Bıngıldak -- 10 Ağustos 2023; 16:46:25 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.