Şimdi Ara

Birgün gelir bu millet bunu da unutur!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
104
Cevap
0
Favori
3.466
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Özkök darbe toplantılarını Eruygur'a sahne sahne seyrettirdi...
    Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Sarıkız darbe toplantılarını dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur'a Jandarma karargâhında sahne sahne seyrettirdi.
    Org. Şener Eruygur, 2003 ve 2004 yıllarında çeşitli darbe planları yaptı. Cumhuriyet Çalışma Grubu'nu kurdurdu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün telefonlarını dinlettirdi. Ama Org. Özkök de boş durmamış, Jandarma karargâhında yapılan darbe toplantılarını izlettirmişti...

    2004'ün bahar aylarıydı. Ankara, sıcak gelişmelerle dolu bir kışı geride bırakmıştı. Genelkurmay karargâhı olağan günlerinden birini yaşıyordu. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün daveti üzerine karargâha gelmişti. Uzunca bir süre sonra Org. Özkök'ün odasından çıktığında Org. Eruygur'un yüzü allak bullaktı. Tansiyonu yükselmiş, ayakları birbirine karışarak makam arabasına kendisini zor atmıştı.

    Em. Org. Şener Eruygur'u cin çarpmışa döndüren şey neydi? Ne olmuştu da, daha düne kadar istifasını istemeye hazırlandıkları Em. Org. Özkök'ün karşısında dizlerinin bağı çözülmüştü? O gün karargâhta yaşananlar yıllarca saklı kaldı. Ordunun en üst rütbesindeki iki generalin ne konuştukları sır gibi saklandı. Ancak Yeni Aktüel o günün sır perdesini aralıyor

    O gün karargâhta Org. Hilmi Özkök, Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur'a Jandarma karargâhında yapılan darbe toplantılarının görüntülerini izletmişti. Eruygur inkâr edemediği görüntüler karşısında ne diyeceğini bilemedi. Dudaklarından dökülen tek cümle "Karargâhım bana ihanet etti" demek oldu.

    Özkök-Eruygur görüşmesi demokrasi dışı yollar arayanlar için sonun başlangıcı oldu. Çünkü Org. Özkök, Org. Eruygur'a yaptıkları işin hukuki yaptırımlarını da hatırlatmıştı. Org. Eruygur yolun sonuna gelmişti. Karargâhına ulaştığında ilk yaptığı iş yol arkadaşlarını toplamak oldu. O gün o saat itibariyle "darbe oluşumu" dağıtıldı.

    Özden Örnek yargılanacaktı

    Genelkurmay'da o gün ne olduğunu anlamak için biraz geriye, 2002 Kasımı'na gitmek gerekiyor.3 Kasım 2002'de AKP, Türkiye'nin uzun yıllar görmediği bir çoğunlukla seçimleri kazandı. Gözler Genelkurmay'a döndü. 28 Şubat sürecinde kapatılan Refah Partisi'nde yer alan isimler şimdi TBMM çoğunluğunu oluşturuyordu. AKP tek başına iktidara gelmiş, anayasayı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşmak üzereydi.

    İşte bunun üzerine komuta kademesinde arayışlar başladı. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök iyimserdi. İlk temennisi "Seçimlerin Türk halkına hayırlı olmasıydı". Ancak daha ilk andan itibaren komuta kademesinde huzursuzluk başlamıştı. Harekete geçildi, Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) kuruldu. Bu grubun sekreteryasını Jandarma Genel Komutanlığı yapıyordu. Koordinasyonundan Tuğg. Kadir Ali Esener sorumluydu. Genelkurmay'da ise grup "İkinci Başkan"a bağlı olarak kurulmuş ve çalışıyordu. Ancak bundan Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün haberi yoktu.

    CÇG'nin faaliyetleri ilk yıl sadece izleme ile sınırlı kaldı. Grup "irticanın taktik resmi"ni çıkarmakla meşguldü. Bir kısmı daha sonra kamuoyuna yansıyan pek çok izleme ve fişleme çalışması bu dönemde yapıldı. Grubun atıl kalmasının nedeni kuvvet komutanları arasında birlik olmamasıydı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya ve Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Cumhur Asparuk, Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile birlikte hareket ediyordu. Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman da, dönemin en aktif ismi İstanbul'daki Birinci Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan'ın karşısında yer almıştı. Bu yüzden Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün eli oldukça kuvvetliydi. Ancak her şey Alpkaya ve Asparuk paşaların emekli olmasıyla son buldu.

    Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Oramiral Özden Örnek ile Asparuk Paşa'nın yerine gelen Org. İbrahim Fırtına, Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ile ittifak yaptı. Dört komutan da sertlik yanlısı ve müdahaleden yanaydı.

    Gelişmeler 2003 Yüksek Askeri Şura toplantısından sonra hız kazandı. Oramiral Özden Örnek'in hem Özkök Paşa'ya, hem de selefi Bülent Alpkaya Paşa'ya kırgınlığı vardı. Örnek Donanma Komutanlığı sırasında iki defa soruşturma geçirmişti. İlkinde mal varlığı gündeme gelmiş, ikinci soruşturmada ise yargılanmaktan son anda kurtulmuştu. İtalya'dan alınan helikopterler ve deniz karakol uçakları ile ilgili ihalede yapılan usulsüzlükler tam yargı safhasına gelmişken, bilinmeyen eller Örnek Paşa'yı esenliğe çıkarmıştı.

    Hem ideolojik, hem de şahsi nedenlerle dört kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa'ya cephe almıştı. Birbiri ardına toplantılar yapıyorlardı. En sonunda tek çarenin yönetime el koymak olduğu konusunda anlaştılar. Hemen ardından da "Sarıkız" adını verdikleri darbe planı hazırlandı. Sarıkız, Kıbrıs'tı. AKP hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın hazırladığı planı onaylayarak vatana ihanet ediyordu. Bu yüzden devrilmeliydi.

    Direnişçilere yardım ettiler

    "Sarıkız", Annan Planı'nın Kıbrıs Rumları tarafından reddedilmesi yüzünden akim kaldı. Hemen ardından da dört kademeli yeni bir darbe planı yapıldı; "Ayışığı-1, Ayışığı-2, Yakamoz ve Eldivenli Yumruk." Ayışığı mevcut durumu analiz ediyor ve şekillendiriyordu. Yakamoz organizasyonun nasıl olacağını anlatıyordu. Eldivenli Yumruk ise darbenin adıydı.

    Buna göre TBMM dağıtılacak, yedi kişilik konsey oluşturulacaktı. Ancak şaşırtıcı olan konseyin başına geçecek isimdi. Mevcut Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, darbecilerle birlikte hareket etmediği için ekarte edilecekti. Darbenin liderliğini, ikna edilebilirse Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yapacaktı.

    Darbe konseyi Danışma Meclisi'ni oluşturacak, ardından da seçim tarihini açıklayacaktı. Ancak bu arada Dışişleri'nden MİT'e, kaymakamlardan yargı mensuplarına kadar bürokraside büyük bir temizlik operasyonu yapılacaktı.

    Bu plan büyük bir titizlikle hazırlanmıştı ama darbe yanlılarının gözünü en fazla dışarıdan gelecek tepki korkutuyordu. Darbeciler böyle bir durumda NATO'nun Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında Türkiye'ye müdahale edebileceği endişesi taşıyordu. Darbe planlarında AB ve ABD'yi "Çıyan" ve "Sırtlan" diye isimlendirmişlerdi.

    ABD'yi meşgul edebilmek için de mevcut problemlerin büyütülmesinden yanaydılar. Bu yüzden Irak'taki Sünni direnişçilere yardım ediyorlardı. Türkiye gerekirse mihver değiştirecek, ama AKP hükümetinden mutlaka kurtulacaktı.

    Başını dönemin dört kuvvet komutanının çektiği darbe yanlıları kendi aralarında da çeşitli sorunlar yaşıyorlardı. "Yetimevi" adını verdikleri Genelkurmay karargâhı en büyük problemleriydi. Çünkü karargâh Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ten yanaydı. Özellikle Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın altı darbe planlarında sıklıkla çizildi.

    Elimine edilmesi gerekli isimler arasında ilk sırada, şimdi Genelkurmay Başkanı olan Org. Yaşar Büyükanıt geliyordu. Büyükanıt darbe için olur vermiyordu. Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, Büyükanıt'ı ekarte ederek Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na geçecek, ardından da Genelkurmay Başkanı olacaktı. Rakibini ekarte etmek için de Büyükanıt'ın darbe karşıtlığını kullanıyordu.

    Şener Eruygur'un yerine ise dönemin Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon gelecekti. O da Eruygur'un yolunu izleyerek bir müddet sonra Genelkurmay Başkanı olacaktı. Darbe yanlılarının çekinip mutlaka bertaraf edilmesini istediği bir başka isim ise daha sonra Jandarma Genel Komutanı olan Org. Fevzi Türkeri idi. 28 Şubat'ın en keskin isimlerinden Türkeri, Eruygur için fazla "yumuşak"tı. Darbe planlarında Büyükanıt'a zaman zaman "Abide", zaman zaman da "Boğazlar" adı uygun görülmüştü. İkinci Ordu Komutanı Org. Fevzi Türkeri'nin lakabı ise "Dağlar"dı.

    Cumhuriyet televizyonu kuruldu

    3 Mart 2004, dört kuvvet komutanının düğmeye bastığı gündü. Hilafetin Kaldırılması'nın yıldönümünde, Şener Eruygur, Aytaç Yalman ve Özden Örnek eşleri ile birlikte kamuoyunun önüne çıktı. İbrahim Fırtına o gün bir şehit cenazesi için Konya'daydı. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök ise yurtdışına gitmişti.

    Toplantı Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde gerçekleştirildi. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün toplantı için odanın en büyük salonunu tahsis etmişti. KKTC eski cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e, ATO Başkanı Sinan Aygün'den ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı'ya kadar tüm ulusalcılar toplantıdaydı. Komutanları sayısı 7 bine ulaşan bir topluluk ayakta alkışladı.

    Ancak başta Doğan Grubu olmak üzere basın bu toplantıyı görmedi ya da çok küçük gördü. Vatan gazetesi hariç. Onlar toplantıyı sürmanşetten verdi. O yüzden Doğan Medya Grubu'nun adı darbe planlarında "Kara Doğan" olacaktı. Bu grubun desteğini sağlamak için de eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yakınlığı ile bilinen Mustafa Özkan devreye sokuldu. Özkan'la askerler adına görüşen isim Özden Örnek'ti.

    Komuta kademesi medya desteğinin öneminin farkına varmıştı. Bu desteği alabilmek için sürekli gazetecilerle görüşüyorlardı. Bunlar arasında en önemli isim, Çukurova Medya Grubu'nun başkanı olan Tuncay Özkan'dı. Özkan o dönemde, başta Aytaç Yalman olmak üzere tüm komutanlar ile defalarca görüştü. Ancak bu görüşmeler Özkan'ın Çukurova Medya Grup başkanlığından alınmasını engelleyemedi. Özkan'la birlikte emekli Org. Kemal Yavuz ve Yavuz Gökalp Yıldız da gruptan gönderildi. Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet Ankara'ya çağrılmış, sert bir dille uyarılmıştı. Karamehmet daha fazla direnemeyeceğini anlayınca çareyi Tuncay Özkan'ı göndermekte buldu.

    Özkan'a bunun üzerine bir televizyon kanalı kurma görevi verildi. Özkan önce İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın televizyonunu almaya çalıştı. Ancak bu satış işlemi gerçekleşmeyince Kanaltürk'ü kurdu. Darbe planlarında bu televizyonun adı "Cumhuriyet Televizyonu" olarak geçmekte.

    Tam bu gelişmelerin yaşandığı günlerde, 3 Şubat 2004'te, CIA, Ankara'daki üst düzey bir görevlisiyle istihbaratı uyardı. Özkök'e karşı "çok ciddi fiziki bir eylem" yapılacaktı. Eylem Ankara Merkez Garnizon Komutanı Tümg. Fehmi Büyükbayram'ın yoğun çabalarıyla sonuçsuz kaldı. Tümg. Büyükbayram, Özkök'ün yol güzergâhını değiştirerek, yoğun güvenlik önlemleriyle girişimi akamete uğratan isim oldu.

    Darbeciler her şeyin yolunda olduğunu düşünürken bu yaşananlardan hem MİT'in, hem Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nın, hem de Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün haberi oldu. Hükümet de gelişmeleri günü gününe takip ediyordu. Jandarma Genel Komutanlığı karargâhında yapılan toplantılar görüntülü olarak Özkök Paşa'ya iletiliyordu...


    ************


    Bu devlete bu millete bu kaçıncı, artık yeter!







  • İnsanoğlu yazılı kaynaklara sahip olmadığı dönemler de dahi!öğrendiğini aktarmıştır.İntenet in olduğu bu dönemde , okumayan insanlar ne yazık ki var.Ama bu bile bize unutturamayacaktır.Ki unutsak dahi; elbet bir gün aynı acıları yaşamaktan bıkarız diye düşünüyorum.

    Saygılarımla,
  • Unutulur kardeş oda unutulur
  • Yuh be lan adamlar resmen genelkurmay bakanmzı öldrceklermş ya!

    Bütn hpsine
  • Akıllısı çok olan bir millet olduğumuz için eline kuvvet geçen, en akıllı ,en üstünlerimiz(öyle inandırılmış garipler) bizi kurtarma yolunda kendini heba ediyor :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sse -- 11 Temmuz 2008; 12:37:11 >
  • Bunlar hiçde yabana atılacak iddalar değiller o yüzden bu tür önemli iddaları paylaşırken kaynak belirtmek ve belirtilen kaynağın güvenilir olduğundan emin olmak çok önemli.
  • Amma tantana yapılıyor ekonomi surunurken bide Anayasamızda ordu ulkeyi korur diyor darbe yapılacaksa demekki ülke kotu ve korunamıyor .Amma milletiz ?!
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Bunlar hiçde yabana atılacak iddalar değiller o yüzden bu tür önemli iddaları paylaşırken kaynak belirtmek ve belirtilen kaynağın güvenilir olduğundan emin olmak çok önemli.



    Sayın vasago çok haklısınız.Doğru kaynağı bulmak, insanları doğru yönlendirmek lazım.Belki de kaynak çok yanıltıcı!


    Ancak!Sizde takdir edersiniz ki!Belki de dünya da; % 10 tekabül eden bir durum, ne yazık ki bizde mevcut.İyi düşündüğünü zanneden, bu iyi düşünce ile insanların geleceğini ipotek altına alan bir zümre (darbe girişimcileri)var.Farzedelim bu iyi düşünenler gerçekten haklı!İzledikleri yöntem doğru mudur?Ya onlardan sonra gelenler?ya!yanlış düşünüyorlarsa?kime hesap verecekler?Demokrasi de hesap verirsiniz.seçilemezsiniz(seçmenlerin öngörüsü altında!)YA bu yetkiye sahip olamayan birinin sizin geleceğinizi karartmasında söyleyeceğiniz nedir?Sorumluluğu nedir?Bana ne derse ne diyeceksiniz?.50 kişiyi etki altına lamak mı kolaydır?70 milyonu mu?Diyelim 70 milyonun 69.999.000 nu cahil!!!100 kişi aydın...100 ü nü satın alırım 70 milyona tahakküm ederim.

    İnsanınızı geliştirir onu iyi eğitirseniz, bu tür tahakkümleri asgariye indirirsiniz.Az eğitimli insanların olduğu toplumlarda yönlendirme;eğitimli insanların olduğu toplumlara göre daha kolaydır.Ne yazık Osmanlı da olduğu gibi hala koyun gibiyiz.Önümüze seçenek sunulduğunda o gün ki otun derdindeyiz.Gelecek le ilgili kaygımız yok!Çünki geleceği tasavvur edemiyoruz.Bizim için önemli olan karnımızı doyurmak veya para kazanmak.Zaten koyun da bunun derdinde!Ne farkımız var?

    Doğru eğitimi almış insanların yaşadığı bir toplumda!Şuan için Demokrasi en iyi yönetim şeklidir!En iyi hak arama ,hakkını savunma rejimi dir.Yanlış eğitim almış veya cahil bırakılmış toplumlar yönlendirmye daha müsaittir.Yönlendirme nin kimin tarafından yapıldığı önemli değildir.Sizin;size verilen bilgilerin doğruluğunu tarta bilme (muhakeme) yeteneğinize bağlıdır.Eğitimsiz insanlar ;kendine ve erkine inanmaz, kurtarıcı ve b ir bilene inandığı için; onları yönlendirmek kolay olur...


    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 11 Temmuz 2008; 18:45:00 >




  • Tepki verenler olacaktır ancak kendi düşüncemi belirtmek istiyorum. Bu memleketin elin araplarına ve para babalarına peşkeş çekildiğini görmektense 1 yıl askeri cunta altında yaşamayı tercih ederim.


    Not: Her türlü cevaba ve eleştiriye açığım ancak lütfen Baykal'ı savunduğuma dair en ufacık bir kelime bile kullanmayınız. Tayyib'e milletvekilliği yolunu açanın bizzat Baykal olduğu hafızamdan silinmediği sürece Baykal'ı günahım kadar sevemem.
  • Ülkedeki 4 kuvvetide kontrol eden 4 komutan darbe yapmaya karar veriyor ama Genelkurmay Başkanı izin vermiyor diye darbe yapamıyorlar.

    Darbe yapmak istediklerini anladın, hadi darbe yapılmasına izin de vermedin diyelim, peki niye savcılığa suç duyurusunda bulunmadın???

    Hadi bunu da geçtim bu adamlar seni öldürmek istiyorlarmış bu durumda niye bişey yapmadın, bana suikast planlayacaklar ve bende olayları bu kadar rahat izleyebileceğim. Vay beee ne rahat adammış.


    Eğer ki bu generaller bu yüzden mahkum edilirlerse Özkök'te görevi ihmalden mahkum edilir.





    Kaynak nereden samanyolu mu, kanal 7 mi, zaman mı???




  • Kaynak Aktuel Dergisi'dir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Kaynak Aktuel Dergisi'dir.


    Yani saydıklarımdan bir farkı yok.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Kaynak Aktuel Dergisi'dir.


    Yani saydıklarımdan bir farkı yok.


    Fark var veya yok.Kaynak sizin hoşunuza gitse de gitmese de, cd izletilen şahsın renkten renge girmesi ve bu olaylar zinciri asla kabullenilemez.
    Nasıl ki namaz kılmayan bir kız çocuğunun dövüldüğü haberi önce insanı çıldırtan fakat okul müdürü ve öğretmenlerinin yaptığı açıklama sonrası yalan olduğu öğrenilip art niyet anlaşılınca duyulan öfke ve çıldırış 2 kat artacaksa bu da ona benzer.

    Aksini idda eden ispatlasın.Kamera kaydını gözünün içine sokmuş işte, bundan büyük delil mi olur?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47


    quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Kaynak Aktuel Dergisi'dir.


    Yani saydıklarımdan bir farkı yok.


    Fark var veya yok.Kaynak sizin hoşunuza gitse de gitmese de, cd izletilen şahsın renkten renge girmesi ve bu olaylar zinciri asla kabullenilemez.
    Nasıl ki namaz kılmayan bir kız çocuğunun dövüldüğü haberi önce insanı çıldırtan fakat okul müdürü ve öğretmenlerinin yaptığı açıklama sonrası yalan olduğu öğrenilip art niyet anlaşılınca duyulan öfke ve çıldırış 2 kat artacaksa bu da ona benzer.

    Aksini idda eden ispatlasın.Kamera kaydını gözünün içine sokmuş işte, bundan büyük delil mi olur?



    Gördün mü kamera kaydını??? Elinde örnek varsa banada gönder.




  • Yok.Görmedim.Görmem de gerekmiyor.Bu taşkınlığın sahibi ben değilim çünkü.
    Şayet sizde de bir ortaklık payı varsa, genelkurmay başkanımıza söyleriz size de bir cd izletir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Yok.Görmedim.Görmem de gerekmiyor.Bu taşkınlığın sahibi ben değilim çünkü.
    Şayet sizde de bir ortaklık payı varsa, genelkurmay başkanımıza söyleriz size de bir cd izletir.



    Merak ediyorum söylede izletsin bakalım, tabi böyle birşey gerçekten varsa.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Yok.Görmedim.Görmem de gerekmiyor.Bu taşkınlığın sahibi ben değilim çünkü.
    Şayet sizde de bir ortaklık payı varsa, genelkurmay başkanımıza söyleriz size de bir cd izletir.



    Merak ediyorum söylede izletsin bakalım, tabi böyle birşey gerçekten varsa.


    Güvenilir haber...

    O Nedenle gazete tirajı en fazla olan Zaman.


    Beğenmiyor ve inanmıyorsanız gidin -taraf- yada -yol-yön- okuyun.
    Tam size göredir.


    Biraz uydurmadır ama insan istediğine inanmalı, istediğine de inanmamalı öyle değil mi?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47


    quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hitman47

    Yok.Görmedim.Görmem de gerekmiyor.Bu taşkınlığın sahibi ben değilim çünkü.
    Şayet sizde de bir ortaklık payı varsa, genelkurmay başkanımıza söyleriz size de bir cd izletir.



    Merak ediyorum söylede izletsin bakalım, tabi böyle birşey gerçekten varsa.


    Güvenilir haber...

    O Nedenle gazete tirajı en fazla olan Zaman.


    Beğenmiyor ve inanmıyorsanız gidin -taraf- yada -yol-yön- okuyun.
    Tam size göredir.


    Biraz uydurmadır ama insan istediğine inanmalı, istediğine de inanmamalı öyle değil mi?


    Güvenilir haber ve zaman .

    Tirajının fazla olması bedava dağıtıldığı için olmasın.

    İstediğinize inanmalısınız tabi, benim hiç bir medya kurumunun hiçbir haberine kesin delil görmeden inanmadığım gibi.




  • Evet.Sabah, Posta ve Milliyetten farkı bu; GÜVEN.

    Tirajın fazla olması okunabilir olduğu için.Posta'yla karıştırmayın sakın, sofra bezi demedik.

    Evet.Vakit gazetesinin Önder Sav Olayı da kesin dedil değildi zaten.Uydurmaydı.

    Ayrıca bu cümleyi söyledikten sonra Abdurrahman Bey'in ''gazete küpürleri''ni delil olarak göstermesine de -normal- derseniz sizi ayrıyetten tebrik etmek isterim...
  • Postamı sofra bezi!

    Asıl sofra bezi Zamandır!
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.